Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 EKİM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
RP, savunmasını
bugün veriyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
RR Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca hakkında
açılan kapatma davasına
ilişkin hazırladığı yazılı
savunmayı, Anayasa
Mahkemesi'ne bugün
sunuyor. RP"nın esas
hakkındaki savunmasının
Anayasa Mahkemesi'ne
ulaşmasından sonra
Başkan Yekta Güngör
Özden'in belirleyeceği bir
gün. Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Vural Savaş ile
RP Gend Başkanı
Necrnettin Erbakan veya
birparti yetkilisi sözlü
açıklamalarda bulunacak.
Bu aşamalardan sonra
dava dosyası raporun
hazırlanması için
raportöre verilecek.
Anayasa Mahkemesi
heyeti, raporun kendisine
ulaşmasından sonra
dosyayı ıncelemeye
alacak ve RP'nin
kapatılma istemini karara
bağlayacak. Parti
yetkilileri, son
savunmanın 250-300
sayfadan oluşacağını
bildirdi.
RP'ye miicavip
darbesi
• ANKARA (ANKA)-
Hükümet. RP'nin
özellikle büyükşehir
belediye başkanlan
aracılığıyla gelir kaynağı
ve 'yandaşlanna çıkar
sağlama' yolu olarak
kullandığı "mücavir alan'
uygulamasını kaldınyor.
Bakanlar Kurulu'nda
kabul edilerek Başbakan
Mesut Yılmaz imzasıyla
TBMM Başkanlıği'na
sunulan yasa tasansıyla
belediyelerin daha
önceden mücavir
alanlarda yaptığı tüm
planlama ve imar
uygulamalan da gözden
geçirilerek gerekirse iptal
edilecek.
Diş Hekimliği
Kurultayı
• KONYA (Cumhuriyet)
-Rt'.DH Hekimliği Özlük
Haklan Kurultayı dün
sona erdi. Konya'da
düzenlenen ve ıki gün
süren kurultay sonunda
yayımlanan sonuç
bildirgesinde. diş
hekimlerinin kamu
yarannı göz önünde
tutarak verimli bir şekilde
mesieklerini
uygulayabilmeleri için
özlük haklan sorunlannın
çözülmesi gerektiği
savunuldu.
Avukatlık da
fiyop
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Avukatlann
şirketleşmesine olanak
sağlayan yasa tasansı
TBMM Başkanlığı'na
sunuldu. Tasanya göre
aynt baroda kayıtlı iki
veya daha fazla avukat,
bir şirket bünyesinde
mesleklerini icra
edebilecekler. Avukatlık
şirketi, ortaklannın bağlı
olduğu baro yönetim
kurulunca, sözleşmesinin,
Avukatlık Şirketi Tip Ana
Sözleşmesi'ne
uygunluğunun
onaylanması \e barolarca
tutulan 'Avukatlık Şirketi
Kütüğü'ne tescil
edilmesiyle tüzel kişilik
kazanacak. Avukatlık
şirketinin en az bir milyar
lira sermayesi olacak ve
faaliyetleri ticari iş
sayılmayacak.
Şirketin ortaklan
başka bir büro
açamayacak, bağımsız
olarak dava ve iş takip
edeme>ecekler.
Avrasya
Feriüotu firarisi
• MUĞLA
(Cumhuriyet) - Muğla
Valisi Cemil Serhadlı,
Avrasya Feriboru'nun
kaçınlması evleminin
liden, hükümlü
Muhammed Tokcan'ın
Dalaman Tanm Açık
Cezaevi'nden firannın
yetkililerden
gizlenmediğini söyledi.
Serhadlı. fırann ortaya
çıkmasının ardından
cezaevi görevlileri
tarafindan durumun
yetkılilere bıldırildiğıni,
bunun üzenne polis ve
jandarmanın firarinin
yakalanması için hemen
yol arama çalışmalanna
çıktığını bildirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı için zorlu hafta; partiler birbirini kolluyor
Seçimin kflidi CHP'deANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TB-
MM Başkanlığı için 14 Ekim günü başla-
yacak oylama turlan öncesinde, partiler
birbirini kollayaraktavırlanm netleştirme
hazırlığına girdi. ANAP'lı Hayrettin
Uzun, adaylığını açıklarken adı geçen di-
ğer kişilerin olası gelişmelere göre bu haf-
ta içinde karar verecekleri bildirildi. Kilit
parti konumuna gelen CHP, Gaziantep
Milletvekili Hikmet Çetin'i TBMM Baş-
kanı seçtırme arayışlannda. DSP yöneti-
minin aday çıkarmayarak hükümet orta-
ğı ANAP'ın olası adayı Mustafa Kalem-
H'yi destekleme eğiliminde olması parti-
de sıkıntı yaratırken sayılan 10 dolayında
bulunan muhaliflerin, aday olması duru-
munda Hikmet Çetin'i destekleyecekleri
bildirildi.
Meclıs Başkanlığı seçimleri yaklaşır-
ken DSP dışındakı partilerin adaylan net-
leşmeye başladı. Meclis Başkanlığı için
ilk başvuruda bulunan ANAP'lı Hayret-
tin Uzun'dan sonra Bitlis Milletvekili
Kâmran İnan'ın da adaylık için nabız
yokladığı öğrenildi.
Adı geçenler
ANAP yönetiminin Mustafa Kalem-
li'yi. Refah Partisi'nin AydınMenderes'i,
DYP'nın AyvazGökdemir'i. CHP"nin de
Hikmet Çetin'i aday gösterme hazırlığı
yaptığı bildirildi.
Aday çıkarmayı düşünmeyen DSP'nin
ise hükümet ortağı ANAP'ın adayını des-
tekleme eğiliminde olması, partide rahat-
sızlık yarattı. Bazı milletvekilleri Meclis
Başkanvekili Uluç Gürkan'ın aday göste-
rilmesini isterken bazılan da CHP adayı-
nı destekleyeceklerini bildirdiler. Sayıla-
n 10 dolayında olan DSP içindeki muha-
lif milletvekilleri. partilerinin aday göster-
memesini eleştirirken *BLrim dışımızda
her parti aday çıkamor. Biz de kadrolaş-
masL yaptıklan eleştirilere hedef olan Ka-
lemli'yi desteklemeye kalkıyoruz. Doğal
olan, sosyal demokrat adayı destekleme-
mizdir"dediler. İstanbul Milletvekili Cev-
det Selvi, konunun grupta değerlendiril-
mesı durumunda görüşlerini açıklayacak-
lannı söyledi. TBMM'de son dönem arka
arkaya çıkan olaylara dikkat çeken Selvı.
"TBMM'de çok ciddi düzeltme yapılma-
sı gerektiği açık. Gerek personeL gerek
harcamalara ilişkin tasamıflar değerlen-
dirilecektir" dedi. Bu arada kilit parti ko-
numuna gelen CHP. kendi adayını seçti-
rebilme umudu içine girdi. CHP lideri De-
niz Baykal, kendisini ziyarete gelen Baş-
bakan Mesut Yılmaz'a "Kalemli'yi des-
tekleyebiliriz, ancak kendi arkadaşımızın
seçUmesi durumu ortaya çıkarsa gayret
gösteririz" mesajı \erdı.
Baykal'ın son günlerde hakkında çeşit-
li savlar ortaya atılan K.alemli"yi destek-
leyebileceklerine ilişkin sözleri partisin-
de tepkılere yol açtı. Erzincan Milletve-
kili Mustafa Kul başta olmak üzere bazı
milletvekilleri "Çetin'in RP oylanyla se-
çilmesinin kabul edilemeyeceğini" söyler-
ken bazı milletvekilleri de iktıdar partile-
rinin desteğiyle Çetin"ın seçılmesinin sağ-
lanabileceğini söylediler.
Çete sanıklan tahliye edilir, dokunulmazlıklar sürerken yurttaşlar gözaltma alınıyor
Sokak sokak aydınlık eylemiHaberMerkezi-Izmjr'in
Yamanlar semtinde "Sü-
rekli Aydınbk İçin Bir Da-
Idka Kaı-anuk" eylemine
katılan 28 kişinin polis ta-
rafindan gözaltına alındığı
iddia edıldi. DtSK'e bağlı
Nakliyat-lş Ege Bölge
Temsilcisi Yusuf Gencer.
yaptığı yazılı açıklamada,
sendika üyesi Ahmet Yıl-
maz'ın da dövülerek gözal-
tına alındığını öne sürerek
"Türkiye'nin her yerinde
yapılan aydınlık eylemini.
baskı ve zorla bastırmaya
çalışan İzmir Emniyet Mü-
dürlüğü'nü ve İzmir Vaüli-
ği'ni halkın meşru ve de-
mokratik haklanna savgı
göstermeye çağınyoruz"
dedi.
Terörle Mücadele Şube
Müdürlüğü yetkilileri de
gözaltına alınmalann ay-
dınlık eylemiyle bir ilgisi
olmadığını belirterek. "O
bölgelerde çahşma yapıyo-
ruz. Gözaltına almalar ey-
lemden çok önceydi. Konu
çarpıtilmak isteniyor"dedı-
ler.
Antalya Cumhuriyet
Meydanı'nda önceki gece
Cazi Halk Meclisi tarafindan dün akşam saat 21.00'de gerçekleştirilen cv leme yaklaşık beş yüze yakın yurttaş ka-
tıldı. Köşe Durağı'nda toplanan kalabahk İsmetpaşa Caddesi'nde yolu trafiğe kapatarak halaylar çekti. "Çete-
lerden hesabı halk meclisi soracak" sloganlan atan grup olay çıkmadan dağıldı. ( AYK.UT KÜÇÜKKAYA)
yağmuraltında gerçekleşti-
rilen eyleme ise 34. Altın
Portakal Film Festivali için
Antalya"da bulunan Çağdaş
Sinema Oyunculan Derne-
ği (ÇASOD) Başkanı Nur
Sürer ile Mahmut Cevher,
Neslihan Acar, Berhan
Şimşek, Lale Mansur, Fü-
sun Demirel ve Yönca Cev-
her'in de aralannda bulun-
duğu çok sayıda sanatçı ve
yurttaş katıldı. "Susma sus-
tukça sıra sana gelecek"
sloganı atan sanatçılar ve
yurttaşlar, sağanak yağmu-
ra aldırmadan mum yakıp
halay çekti.
Gazi Halk Meclisi tara-
findan dün gece yapılan cy-
lemde de.*Gazi davası sa-
nıklannın cezalandınlma-
sır
istendi. Eylemle ilgili
Gazi. Okmeydanı. Nurte-
pe-Güzeltepe. Alibeyköy,
Gülsuyu. Çağlayan ve Ar-
mutlu halk meclislerinden
\apilan açıklamada, "Su-
surluk'un ü/.erinin örtül-
mesine i/jn vermemek için
halk meclislerinde buluşup
mücadele etme" çağnsı ya-
pıldı. "Çete üyeleri bir bir
serbest bırakıhrken, Halk
Meclisi üyesi Mehmet Ak-
demır'in keyfi bir şekilde
gözaltına alındığı'' ilen sü-
rülen açıklamada. "Susur-
luk denince artık faşizmin
kontrgerilla devleti, mafya,
çeteler. özel tim, uyuştunı-
cu. batakhaneler. Bu-
cak'lar, Kocadağ'lar. Çat-
lı'lar yani devletin ta kendi-
si akla geliyor" denildi. Su-
surluk'un aydınlatılması
için Çiller'in, Ağar'ın, Bu-
cak'ın yargılanmasının yet-
meyeceğinin belirtildiği
açıklamada. tüm yurttaşlar
"operasyonlaruı sorumlu-
lanndan hesap sorulması a-
macıyla" sokaklara çık-
mayaçağnldı.
CHP GENEL SEKRETERİ M4K4TYA'DA KONUŞTU
Keskin 1den Demirel
veEcevit'e ekştiti
SELAHATTtN GÖKATALAY
MALATYA - CHP Genel Sekreteri
Adnan Keskin, tLKSAN yolsuzluğu ve
başkanlık sistemi konusunda
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel' i,
yerli arabaya binerek "solculuk
kelamı" yaptığı gerekçesiyle de DSP
lideri ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit'i eleştirdi. Doğu ve
Güneydoğu'da sürdürdüğü gezi
nedeniyle Malatya'ya gelen CHP
Genel Sekreteri Adnan Keskin,
konuşmasmda Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'i eleştirerek "Yüz
binlerce öğretmenin hakkımn
bulunduğu İLKSAN gibi bir kurumun
kaynağmı bir kişiye'Verdiysem ben
verdim ne olmuş' diye harcamaya
kalkan bir mantığı siyaset yaşamında
egemen kılarsanız o sistem elbette
bkanır" diye konuştu. Keskin. sistemi
tıkayan olumsuzluklan yaratanlann, bu
durumdan rahatsız olarak "Başkanlık
sistemine geçeüm" tezlerini ortaya
atmalannı doğru bulmadıklannı
söyledi. ANAP'ın atamalanna da
değinen Keskin, "İnsanımız dünür
hükümetinden kaçarken bacanak
hükümetine çatıyor" dedi.
DSP Genel Başkanı Ecevit'e de
yüklenen CHP Genel Sekreteri Keskin,
Ecevit'in "yerli araba" merakmı
eleştirdi. Keskin. sözlerini şöyle
tamamladı: "Bir gün Kartal marka
arabaya biniyor. Onda yeterli gösterişi
sağlavamav ınca havaalanuıdan
dönüşünde minibüsün arka koltuğuna
oruruyor. soiculuk kelamı ediyor. Böyle
sokuluk olacaksa, sosyal demokrat
dünya görüşünü demokratik sol diye
yutturanlara hayuiı uğurlu olsun."
ANAP GENEL BAŞK.4N YARDIMCISI YALOVA
'DYPlideri, eşini
yargtya tesUm etnteli9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Yüksel Yalova. DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller'e eğer hukuka zerre kadar
saygısi varsa eşi Özer Uçuran Çiller'i
elinden tutarak yargıya teslim etmesi
gerektiğıni söyledi. Yalova, Tansu
Çiller'e de son günlerde kullandığı dil
nedeniyle "Argo Bacı" diye
sesleneceklennı bildirdi. Yalova. dün
ANAP Genel Merkezi'nde düzenlediği
basın toplantısında, REFAHYOL
hükümetı ortaklannın zihniyet
bunalımına düştüğünü ve alışılan
muhalefet dili yerine yepyeni bir
muhalefet dili kullandıklannı söyledi.
Yüksel Yalova. Çiller'in onbaşılara
"şerefsiz" dediğine dikkat çekerek
sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Çiller,
Tansu Bacı olmak yerine 'Argo Bacf
olmay ı tercih etmiştir. ÇUler'e göre, bu
ülke için canını veren onbaşılar şerefsiz,
ama kanundışı uygulamalar ile Çiller
ailesine hizmet veren 'tonbaşılar' şerefli
kabul edilmiştir. Cumhuriyetin
kuruluşunda kadın onbaşılar vardır ve
bu bir şeref mertebesidir." Türkiye
Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde
savcılann bir başbakan eşi için; Tansu
Çiller'in eşi Özer Uçuran Çiller için
harcadığı kadar mesai harcamadığmı
kaydeden Yalova. sözlerini şöyle
sürdürdü: "Bugün Sayın Çiller, askeri
ve idari yargı şeklinde bir demokrat
kisve altında hukuk rcformu savunması
yapıyorsa kendisine tavsiyemiz şudur:
Once yargıya inanmalıdır. Eğer
milyarda bir yargıya saygısı varsa, eşi
Sayın Özer Çiller ilgili yazılıp çizilenlere
kulağmı tıkamak yerine, elinden
tutarak bağımsız Türk adaletine teslim
etsin ve hukuk nezdinde aklasın."
IRMIKI AYDIN ENGİN
Başlıktaki terimi anımsadınız
mı? Sovyetler Birliği ile Ameri-
ka arasında kurulmuş nükleer
silah dengesi için kullanılırdı.
Çılgın ve fren tutmayan silah-
lanma yarışı atom başlıklı füze-
lere ulaşmış ve her iki tarafın
elinde yeryüzünü birkaç yüz kez
ortadan kaldırabilecek kadar
nükleer silah birikmişti.
Buna "dehşet dengesi" den-
di.
Gerçekten dehşet vericiydi,
çünkü bu kılpayı, bu pamuk ip-
liğine bağlı denge bozulduğu
anda, ağır basan taraf, silahla-
rın düğmesine, tetiğine basıp
öteki tarafı yok etmekte durak-
samayacak kadar karaıiı görü-
nüyordu. Bu ise dünyanın vebi-
zim sonumuz demekti. Bir da-
ha asla var olamayacağımız bir
son.
• • •
Bu giriş 1997 Türkiyesi'ne bir
gönderme yapmak için yazıldı.
Türkiye de bugün bir (mini) deh-
şet dengesi yaşıyor. Parantez
içinde "mini" sözcüğünün ek-
lenmesi, evrensel boyutta bir
denge olmadığını, salt Türkiye
ile sınıriı olduğunu, biryıkım, bir
yok oluş yaşanacaksa bunun
Dehşet Dengesi
bütün dünyayı altüst edecek bir
genişlik ve derinlik taşımadığını
vurgulamak için. Yani "mini"
olan "dehşet" değil.
• • •
"Dehşet dengesi'ne giden
süreçler aşın hızlandı. Izlenme-
si olanaksızlaştı.
Art arda paragraflar sıralaya-
rak bakalım:
Düne kadar Türkiye, dünya
uyuşturucu trafiğinde adı anılan
bir ülkeydi. Ama kilit ülke konu-
munda da değildi. Şaşırtıcı bir
hızla uyuşturucu trafiğinin mer-
kezi konumuna yükseldi(l). Bu-
rada durmadı. Bugün dünyada
tüketilen eroinin yüzde38'i Tür-
kiye'de üretiliyor; alıcı pazarla-
nna Türkiye'den yollanıyor. Tür-
kiye mafyası, artık uluslararası
önem, ağırlık ve etki gücüne sa-
hip.
Daha düne kadar Türkiye'de
adı "baoa"ya çıkmış cahil, abul-
labut, dangalak birtakım adam-
lann örneğin Beyoğlu'nun arka
sokaklanndaki esrarlı sigara ve
sidik kokan bitirimhanelerde iş-
lettikleri kumarhanelerden söz
edilirdi. Bugün kendi gitti adı
kaldı yadigâr örneği "Kumarha-
neler krah"rr\\z var ve her "casi-
no "nun ardında bir başka kral
var. 500 milyon dolarlık servet-
lere sahip olmuş krallar bunlar.
(Son loto çılgınlığına konu olan
paranın 11 milyon dolarcıktan
ibaret olduğunu anımsayın).
Gladio hemen her NÂTO ül-
kesinde vardı ve kuruluşlan da
şöyle böyle 50 yıl gerilere gidi-
yor. Türkiye Gladiosu da öyle.
Öteki NATO ülkeleri, Gladioları-
nı az ya da çok tasfiye ettiler; et-
kinliklerini sınırladılar. Türkiye
Gladiosu ise tam tersine, geliş-
ti, serpildi, büyüdü ve denetim
dışına çıktı. Bugün çokça du-
yulan "derin devlet" teriminin
aşın kullanım kazanmasına yol
açtı. Siyasal hedefleri ile kara ya
da kanlı servet edinme hedefle-
ri iç içe geçti, birbirini tamamlar
oldu. Devlet görevlileri. politika-
cılar, mafyalaşmış faşist kadro-
lar. organik bir bütünleşmeye
tırmandılar.
Devlet aygıtlan özerkleşti, ba-
şına buyruklaştı. Mahalle kara-
kollarından polis örgütünün en
tepelerine kadar her yerde yurt-
taş, yasa çiğneyenlere karşı ko-
runacağını mı, yoksayasalarüs-
tü güçler tarafindan ezileceğini,
hırpalanacağını, yok edileceği-
ni mi hesaplar oldu. Çoğu olay-
da bu endişelerinde hiç de hak-
sız olmadığına ya tanık oldu ya
bizzat yaşayıp kuşkusunu pe-
kiştirdi.
Başbakan "Devlettekî kirien-
me hiçbirinizin kavrayamayaca-
ğı ölçülerde" diye demeç verdi.
Yargıtay Başkanı hepimizin gö-
zünün içine baka baka "Yargı
bağımsızdırdiyemem" dedi. Ül-
kede katillerin, vurguncuların,
hırsızların, rüşvetçilerin, soy-
gunculann yakalanıp cezalan-
dırılması kural olmaktan çıktı
"istisna'ya donüştü.
Bu dehşet dengesinin bir ta-
rafı.
Dengenin öbür tarafı görü-
nüşte çok cılız, çok etkisiz ve
çaresiz.
Boyun eğmemek için evleri-
nin pencerelerine göz kırptıra-
rak çok banşçı bir protesto ey-
leminden öte çıkış yolu bulama-
yan milyonlar ve milyonlar.
Cumhuriyet tarihinde görülme-
miş bir ataklıkla pisliğin, haksız-
lığın, yasadışılığın, hukuk tanı-
mazlığın üstüne giden ve sergi-
leyen "birkısım" (sahiden birkı-
sım) medya. Bir de ayakta ka-
labilmiş birkaç kurum; dürüst
kalabilmiş bir avuç bürokrat ve
politikacı...
Ama hâlâ ve henüz adaleti
yargıçlar yerine mafya babala-
rı, çeteler dağıtmaya resmen
başlamadı. Uyuşturucu üretimi
ve ticareti hâlâ ve henüz yasa-
lara göre suç. Haluk Kırcı, Yal-
çın Ozbey, Engin Civan, Ay-
şegül Nadir, Fuat Bezmen fi-
lan gibi her boydan ve soydan
uğursuz, bulunmasalar bile he-
nüz ve hâlâ "arananlar" listesin-
deler. Hâlâ ve henüz gözaltında
adam kaybetmek, karakolda iş-
kence yapmak, rüşvet vermek
ve almak "suç kapsamında fiil-
ter"den sayılıyor.
Ama bir sabah uyandığımız-
da bunun artık böyle olmadığı-
nı görünce sanki şaşırmayacak
gibiyiz.
Bu bir "dehşet dengesi"
değilse nedir?
POLTrtKA GU1NLUGU
HİKıMET ÇETİNKAYA
. . .Özal'ın Şeyhleri
MÜSİAD Başkanı Erol Yarar, Kızılcahamam'da
kesintisız zorunlu eğitimı, 'kesin dinsiz eğıtim' o-
larak yorumlayıp ekiiyor:
"Şimdi de kesin dinsiz hayatı gündeme getirmek
ve gerçekleştirmek için 163. maddeyi yeniden
hortlatıyorlar..."
Şeriatçı kesimin destekçileri takkesız liboşlarda
aynı telden çalıyorlar. Bir dönemin hızlı sosyalistleri
şimdilerinçanakyalayıcılandahergün'demokrasi
adına' cumhuriyetin tüm kurum ve kuruluşlarına
karşı saldırıya geçıyorlar...
Onlar için bayan öğretmenlerin karaçarşaflı der-
segirmesi, sankh-sakalh öğretmenlerin öğrencilere
'Selamünaleyküm' diyerek derse başlamaları
demokrasinin vazgeçilmez koşullarından birisi
oluyor...
Türkiye, tarikatların kuşatması altında bugün.
Okul veyurtları. dershaneleri ve finans kuruluşlany-
la ülkeyi çepeçevre ele geçirmiş durumda. Polis
okullannda. askeri liselerde hâlâ etkinliklerini ko-
ruyortarikatlar...
Deniyor ki:
"Refah'a karşı tankatları devreye sokalım,
Türkiye'yi Cezayir'e dönüştürmeyelım..."
Bu noktada 'şeriatçı kesim'Mye bölünüyor, saflar
RP ve tarikatlar çevresinde toplanmaya başlıyor...
Ancak, birdurum saptaması yapmanın yararlı o-
lacağı düşüncesindeyiz. Çünkü tarikatlar birbirleri-
ni yiyor, kimi şeyhler ve şıhlar Mehmet Şevki Ey-
gi'nin deyişiyle para saymaktan tespıh çekmeye
zaman bulamıyor...
• • •
Bugün RP'ye destek verir gibi gözüken takkeli ve
takkesiz lıboşlar, ABD'nın güdümünde CIA ajan-
lanyla 'yükselen değerier' için herşeyı yapabilirier...
Acaba Korkut Özal, Demokrat Parti Genel
Başkanhğı'na neden geçti, geçiş öncesı kimlerie
ilişki kurdu?
İki önemli tarikat şeyhiyle...
Şeriatçı gazetede yayımlanan aşağıdaki yazıya
gelin bir göz atalım ve kımi ipuçlarını birlikte
yakalayalım:
"Geçtiğimiz pazar günü, ANAP'tan aynian vebır
süredir bağımsız milletvekili olan Korkut Özal'ın
DP kongresine gelip genel başkan seçilmesi,
sadece ağızalşkanlığı olarak bır 'sürprız' oldu. Yok-
sa Korkut Bey'in uzun süredir bir sıyasi parti
hazıhığında olduğu siyasi kulislerde bılıniyordu. A-
ma o herzaman olduğu gibi iyı bır hesap adamının
yapması gerekenı yaparak, muhtemelen bir
seçime katılma hakkını elde edecek kadar teşki-
lattanmış ve de hâlâ ısım olarak büyük önem
taşıyan DemokratParti'yegıtmeyi tercih etti. Gider
gitmez de altını çızdı: 'Biz bu çızginin hizmetkânyız.'
Bu cümlenin kuşkusuz bir parti kongresinde
delegelen heyecana getırmenın otesınde taşıdığı
bir anlam var. Korkut Özal, ılk adımını attığı yeni
siyasi oluşumun, Türkiye 'deki mevcut çatışmada
hangi safta olduğunu açıklamış oldu bu sözleriyle.
Bu hareket büyür mü? Büyürse lideri Özal mı
olur, yoksa daha sonra kendi liderini mi bulur? Bu
sorulann hiçbiri önemli değildir. Önemli olan
Türkiye'de bu çizgide oluşumlann önümüzdeki
dönemde hız kazanacağı ve RP'nin durumuna
göre de gücünün ortaya çıkacağıdır. Kaldı ki
kulislerde yüksek sesle, Korkut Bey'in. iki büyük
cemaat lideriyle bu konuda sürekh temasta
olduğu ve destek sözü aldığı da konuşuluyor."
• • •
Çevrenıze şöyle bir bakın göreceksinız ki: takke-
li ve takkesiz liboşiar. ABD ve CIA'nin ağzıyla aynı
şeyleri koro halınde söylüyorlar:
"Din elden gidiyor, demokrasizedelenıyor..."
Çağdaşlaşmayıbılgisayarteknolojisınegeçmek,
demokrasiyi de yasa tanımazlık olarak nite-
lendirenler Türkiye'yi Cezayir'e çevırmek isteyen-
lerdir...
Son 10 gün içinde ünlü bır tarikat şeyhinden
aynian ve yaşları 22-24 arasında değişen 20 gençle
tanıştım...
Bu gençler. tarikat şeyhinın Ankara ve İstanbul
başimamlarının: belde, bölge. semt ve ev ımam-
lannın neler yaptıklannı. köşeyı nasıl döndüklerini
uzun uzun anlattılar bana...
20 genç şu anda ruhsal tedavi görüyor...
Söyledikleri şu:
"Milli Eğitim ve polis örgütü bu tarikat şeyhinın
denetiminde. 1992-93 yılına dek askeri liselerin
sınav sorulan tarikata önceden geliyor, o okullara
öğrenciler yerleştiriliyordu. Amaçları laik,
demokratik cumhurıyeti yıkmaktı..."
Korkut Özal, iki önemli tarikat şeyhiyle neler
konuştu ve ne gibi destek aldı? MÜSİAD Başkanı
Erol Yarar. kesintisiz zorunlu eğitime mçin kesin
dinsiz eğıtim' diyor?
Nakşibendi Korkut Özal. Nurcuların bir koluy-
la işbırliğı yapıp Demokrat Parti'yi iktidara mı taşı-
yacak yoksa RP'nin radikal dinci oylarım mı alacak?
Türkiye'yi karanlığa gömmek isteyen düşünce-
ye, ülkemızin demokratik güçleri geçit vermeye-
cektir...
Ben her gece saat 21.00'de ışıklanmı bu amaçla
söndürüyorum...
E. Posta: Hikmet.CetinkayaCn raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
ÇAGDAŞ^YAYINLARI
Hikmet Çetinkaya
ŞERİAT PAZARI
Cumhuriyet Kitap Kulübu Çağ Pazartama A.Ş.
Yerebatan Cad. Saikımsöğüt Sok. No:9/B Cağaloğtu-istanbut
Tet:5U 01 95/36 Posta çeki no:666322