14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 EKİM1997SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mersin'de YÖK tedipginliği "U A>JKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) "Basın yoluyla kurulu küçük düşürmek" gerekçesıyle Mersin Üniversitesi"nde başlattığı sonışturmanın genişletileceği öğrenildi. YÖK Denetleme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Sait Dilik, Prof. Dr. Erkan Öngel ve Gürkan Tekın'ce başlatılan soruşturma hakkında Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Ülkü'ye ve rektör yardımcılanna bilgı verilmediği öğrenildi. Rektör Ülkü, YÖK'ün Mersin Unıversitesi'ni "dağıtmaya çahştığı" yönünde duyumlar aldıklannı \e bu nedenle tedırgin olduklanru söyledi. Çatalca'da bayrak krizi • İstanbul Haber Servisi - Çatalca'nın 74. kurtuluş yıldönümü olan 8 Ekim'de düzenlenen törende, kürsüdekj belediye ambleminin kaldınlması Çatalca Belediyesı ıle Çatalca Kaymakamlığı arasında knze neden oldu. Merkezı ve yerel idare arasındaki uyumsuzluğun uzun süredir devam ettiğini belirten Çatalca Belediye Başkanı Fırat Aykut, "Kürsüden beledıyenin amblemi kaldınlarak yerine Türk ba>Tağı konulmuştur. Bayrak Yasasrnın 7. maddesine göre Türk bayrağı masa ve kürsülere asılamaz" dedı Sendjkada işçi kıyırm • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sendikanm parasını güvence göstererek Zonguldakspor'a ve bir yapı kooperatıfine kullandırmasının ardından düzenlediğı olağanüstü genel kurulla yenıden Genel Maden-lş Genel Başkanlığı'na seçılen Türk-lş Genel Sekreteri Şemsi Denızer, sendikada çalışan 15 işçınin sözleşmelerini feshetti. YüzdeSO zamma tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye lşçı Emeklileri Cemiyeti (TlEC) Genel Başkanı Ethem Ezgü, hükümetin gelecek yılın ilk 6 ayı için öngördüğû yüzde 30'luk zamma. "sosyal patlama" olacağı uyansıyla tepki gösterdi Türkeş ifade verdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, 18-19 Mayıs tarihlerinde yapılan kurultaydaki olaylar nedeniyle Ankara Adliyesi'nde ifade verdi. Türkeş'in, ifadesinde divan başkanlığını suçladığı öğrenildi. Türban eylemi • İstanbul Haber Servisi - Istanbul Üniversitesı RektÖTİüğü'nün kimlik kartlan için başörtüsüz fotoğraf istemesini gerekçe gösteren başörtülü öğrencıler, üniversite gırişinde bir süre önce başlattıklan oturma eylemine dün de devam ettiler. TYS'den kmama • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada, DGM soruşturmalannın artık sanat eserlerine yöneldiğini belirterek, Berfin Yayınlan'ndan çıkan kapatılan DEP Milletvekili Mahmut Alınak'ın "Şiro'nun Ateşı" romanıyla, yine aynı yayınevi tarafindan yayınjlanan Latif Özdemir'in "Tarihin Şiırcesi" kitabının toplatılmasını kınadı. Civan davası • İstanbul Haber Servisi - Eski Emlak Bankası genel müdürlerinden Engin Civan'tn yaralanması olayında "azmettirici" olduğu öne sürülen 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın kızı Zeynep Özal'm, 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına dün Şişli 5. Asliye Ceza Mahkemesı'ndeki duruşmayla devam edildi. Duruşma. aralannda Dündar Kılıç'ın da bulunduğu tanıklann dınlenmesi için ileri bırtanhe bırakıldı. Başbakan Mesut Yılmaz'm, 8 okulun daha açılacağmı söylemesi tepkilere yol açtı YOK yeni üniversiteye karşı EBRU TOKTAR ANKARA- 1992 yılın- da siyasi baskılarla kuru- lan 23 üniversite, bütçe ve akademik personel yeter- sizliği ile kıvranırken Baş- bakan Mesut Yumaz'ın 8 yeni üniversite daha kurul- ması için yasa tasansı ha- zırladıklannı açıklaması, Yüksek Öğretim Kuru- lu'nun (YÖK) tepkisine yol açtı. YÖK'ten bir yetkili, üniversite sayısının arttınl- ması yerine, mevcut ünı- versitelerin kalitesinin art- tmlması gerektığini savu- narak "Bunun 8 üniversite üe de sınırlı kalacağuıı sanmıyoruz. İpin u- cu bir kere kaçü mı her milletvekili kendi yöresine bir üniversite yapörmak isteye- cek" dedi. Taşradaki 23 üniversitenin mev- cut sorunlarına çözüm bulunmadan. hükü- metin 8 yeni üniversite daha açmak isteme- si, siyasi çıkarlann eğitimin önüne geçme- si nedeniyle eleştiriliyor. YÖK'ten bir yet- kili, yükseköğretimde kalitenin arttınlma- sı için öncelikJe mevcut üniversitelerin du- rumlannın iyileştirilmesi gerektiğini vur- gulayarak "Oy hesabıyia üniversite acılma- malı. Türkiye'de milletvekili baskılanyla kasabalara bile fakülte açıldı. Ama buralar- da öğretim etemanı yok" dedı. 1 öSYS'de ek yerleştirmeler 1 Sonuçlar açıklandı ANKARA (AA)-1997 Öğrenci Seçme ve Yerleştir- me Sınavı (ÖSYS) sonuçlanna göre yüseköğretim programlanna yapılan ek yerleştirme sonuçlan açıklan- dı. OSYM Başkanı Dr. Fetni Toker'in, verdiği bilgiye göre Açık Öğretim Fakültesi dahil toplam 432 bin 716 kontenjana, 25 bin 954 aday yerleştirildi. Ek yerleştir- me sonuçlan lnternet adresinden ve 900'lü telefon nu- maralanndan da öğrenilebüecek. lnternet adresi: http://ekoys97.metu.edu. tr/ 900'lü telefonlar 0 900 910 1001,0 900 910 1002, 0 900 910 1003, 0 900 910 1004. 0 900 909 1000, 0 900 909 1011,0 900 909 1111. 1 öğrenciler eylem hazırlığında 1 Boykot için çağn İstanbul Haber Servisi -TÖDEF, tüm öğrenci ve öğ- retim üyelerini YÖK'ü, kuruluş tarihi 6 Kasım'da boykot etmeye çağırdı. İstanbul Tabip Odası'nda TODEF adına basın açıklaması yapan İYÖ-DER Basın Sözcüsü Tülin Soyhan YÖK ve uygulamala- n sonucunda üniversitelerdeki eğitimin bilimsellik- ten uzaklaştığını, üniversitelerin topluma bilim üre- ten lcurumlar olmaktan çıkanldığinı belirtti. Oni- versitelerin *kışla''ya dönüştüruldüğünü vurgula- yan Soyhan, boykot çalışmalannın tüm okullarda oluşturulacak boykot komiteleriyle yürütülmesi ge- rektiğini kaydetti. Çok sayıda üniversite açmanın değil, "katiteti eğitim sunmanuT hedeflenmesı gerektiğini vurgulayan yetkili, "Hele bele bu meslek sahibi olacak insanlar içinse da- ha da önemli. 8 yeni ünhersite kurulmasıv- la iş bitme\ecek. Diğer milletvekilleri de devreye girerek biz de isteriz dijecek" diye konuştu. Yetkili. hükümetin 8 yeni üniversitenin nerelerde kurulacağı konusunda hüküme- tin kendilenne bilgi vermediğini belirterek " YÖK, yeni üniversitelere tamamıyla kar- şı" dedi. Harran Ünıversıtesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Sert, Devlet Planlama Teşki- latı'ndan teknolojik araştırmalar için iste- dikleri 134 milyar lirayı alamadıklannı be- lirterek "G AP içindeki bir üniversiteye ge- rekli kaynak aktanlmıyor" diye tepki gös- terdi. Yeni üniversitelerin kurulmasının önem- li olmadığını vurgulayan Sert. "Türldye'de tüm üniversiteler ilkelh'k sergütyor. Ulke- nin sorunlarına sahip çıkmak, bilimsel çer- çevede sorunlan irdelemek \ok. Güneydo- ğu meselesi kalkuıma, milli bütünlük mese- lesi. Ama böyle bir mücadelede yeri olan üniversiteye kaynak yok" dedi. Kahramanmaraş Sütçü Imam Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Serin, ye- terli kaynaklara sahip üniversiteler açılma- sı gerektiğini belirterek "Gerçekten üniversite ola- cak özeHikte üniversiteler açılmah. LJse gibi üniversi- te açılmamalı. O tarzda olanlan da kapatmah" di- ye konuştu. Yeni üniversitelerin ku- ruluş ve geliştirme tasar- rufunun arttınlması gerek- tiğini vurgulayan Serin, bütçelerinin yüzde 40'ının serbest olmaması nedeniy- le gerekli yatınmlarda bu- lunamadıklanna işaret et- ti. Mustafa Kemal Oniver- sitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk İpek, üniversitele- rin sorunlar yumağı oldu- ğunu, devletin yeni üniversitelerin gerek- sinimlerini karşılayamadığını söyledi. Altyapısı olmayan yerde eğitim verile- meyeceğini kaydeden İpek, yeni kurulan üniversitelerde görev yapan öğretim üye- lerinin ücretlerinde iyileştirme yapılması gerektiğini vurguladı. Gaziantep Oniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Füiz, ödenek ve personel sı- kıntısı çektilderini bildirdi. Filiz, tıp fakül- tesinde öğrenim gören öğrencilerin eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve yöre insanla- nna sağlık hizmetleri verilebilmesi için üniversite hastanesinin hızla bitirilmesini istedi. CHP lideri Baykal, Atatürk'ün büyük eserinin kamuoyundan uzak tutulduğunu söyledi 'Söylev başucu kitabı yapılmab' İstanbul Haber Servisi - CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL Ata- türk'ün büyük Söylev'inin tüm Cumhuriyet kuşaklannın başucu kitabı olması gerektiğini belirte- rek, Söylev okunmadan, anlaşıl- madan, sindırilmeden, ne geçmi- şe ne bugüne ne de geleceğe yö- nelik siyasi tartışma yapılamaya- cağını kaydetti. Baykal, morali bo- zulan siyasetçilere, Söylev'in her- hangı bir yerini okuyarak, güç ko- şullarda nelerin başanlabildiğini anımsamalannı tavsiye etti. Baykal, Çağdaş Yaşamı Destek- leme'Derneği (ÇYDD) ve Türk- çağ Vakfı'nca Atatürk Külrür Merkezi'nde dün düzenlenen Söy- lev etkinliğinin açılış konuşması- nı yaptı. Söylev'in Türk tarihinın en önemli dönüm noktasını yansıt- masınakarşm kamuoyundan uzak tutulduğunu, halkın dıkkatinden adeta saklandığını belirten Bay- kal, Söylev'in ülke siyasetinde ta- şıması gereken önemi taşır nokta- ya getirilememesınden yakındı. Bu konuda devleti, hükümetleri, özel sektörü, bankalan ve partile- ri eleştıren Baykal. Söylev'in Cumhuriyet kuşaklannın başucu kitabı haline getirilmesı için her- Cözaltına alındı ÇYDD ve Türkçağ Vaknnca düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını CHP Genel Başkanı Baykal yapta. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) kesin üzerine düşeni yapmasını is- tedi. Söylev değerlendirilmeden siyasal tartışma yapılamayacağını vurgulayan Baykal, Söylev'in, söylev olmanın ötesinde tarih, sa- nat ve edebiyet eseri olarak da bir başyapıt olduğunu kaydetti. Bay- N kal şunlan söyledi: "Söylev, anlatbğı o somut tarih kadar gerçek, büyük ve güzeldir. O büyük tarihi dönüşümü yaratan Mustafa KemaL Sö>1e\'in de yaza- ndır. Mustafa Kemal, Söylev'de ta- rih ile hesaplaşmaktadır. Ve Ata- türk tarihte ilk kez gerçekkştirilen bir l lusal Kurtuluş Sa>aşı'ıu Söy- le\ 1 de orta\a koymuştur. Söylev 'de orta>a konan müli irade. berabe- rinde Cumhuriyeu, demokrasiyi. laikJiği. yurttaş bilincini \e kadın erkek eşjttiğini getirmiştir. Benim siyasetçilere önerim moraDeri bo- zulup yılgınlı^a kapddıklan vakit, Söylev'i herhangi bir yerinden okusunlar. Ve ne güç şarnarda nelerin başanbbiktiğini görsünler. Ben bir Atatürk ve Sövlev tutkunu olarak böyle yapıyonun." ÇYDD tkincı Başkanı Necla Arat da, Söylev'in bir toplum bil- im ve siyaset bilim başyapıtı ol- duğuna dikkat çekerek. "Tarih ya- pan ve tarih yazan Atatürk. nere- den hangi koşullarda bir devletin kurulduğunu Söyle\ 'de anlatmak- tadır." YağmurderelTye yine kelepçe İstanbul Haber Servisi - Yargıtay'ın hakkındaki ha- pis cezasını onaması nede- niyle 23 yıl 3 ay cezaevin- de kalacak olan ve önceki gece gözaltına alınan avu- kat Eşber Yağmurdereli, dün asayiş şubesi, Kadıköy Adliyesi ve İstanbul DGM arasında mekik dokudu. Polis, Samsun Ağır Ceza Mahkemesi'nin Yağmur- dereli hakkındaki şartlı tahliye karannm iptal edil- diğini belirten bir yazı ne- deniyle yazan gözaltına al- dığını belirtti. Ancak İstan- bul DGM ile cezayı infaz etmesi gereken Kadıköy İnfaz Savcılığı'nın Yağ- murdereli hakkında yaka- lama emri çıkarmadığı or- taya çıktı. Avukatlar, Yağ- murderelfnin "kanunsuz biçHnde" gözaltında tutul- duğunu belirttiler. Kanal D Televizyo- nu'nda yayımlanan ve Fa- tih Altayh'nın hazırlayıp sunduğu "Teke Tek" prog- ramma önceki gece konuk olan Yağmurdereli, prog- ram sonrastnda Asayiş Şu- be Müdürlüğü'ne bağlı po- lislerce gözaltına alınarak şubeye götürülmüştü. Ge- ceyi burada geçiren Yağ- murdereli, dün saat ll.OO'de İstanbul DGM'ye getirildi. Yağmurdereli'nin burada görüştüğü avukat- lanna cezasının affedüme- sini istemediğini söylediği bildirildi. Yağmurdereli'nin gözal- tına alınmadan bir süre ön- ce, cumhurbaşkanından cezasının affedilmesi için yapılacak olan her türlü gi- rişimi reddedeceğini belir- ten bir dilekçeyi de noter- den tasdik ettirdiği ortaya çıktı. DGM'de yanm saat ka- lan Yağmurdereli, hakkın- da verilen kararla ilgili ola- rak yakalama tutanağı çı- kanlmadığı için cezasının infazının yapılması gere- ken, ikametgâhının bulun- duğu Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'na götürüldü. Kadıkö> İnfaz Savcılı- ğı'nın da Yağmurdereli hakkında yakalama tutana- ğı çıkarmadığını belirtme- si üzerine polis Yağmurde- reli'yi tekrar tstanbul Asa- yiş Şube Müdürlüğü'ne götürdü. Kadıköy infaz Savcılığı'nın dün öğleden sonra Samsun İnfaz Savcı- lığı'na yazı yazarak Yağ- murdereli hakkında ne ya- pılması gerektiğini sordu- ğu bildinldi. Avukat Os- man Ergin, "Yağmurdere- li kanunsuz olarak gözal- tında tutuluyor. Samsun Ağır Ceza Mahkemesi şartlıtahliye karannm iptal ediküğini Yağmurdereli've bildirmek zorunda\dL Bu nedenle bu karar da kesin- leşmemiş saydıyor" dedi. Almanya, Yağmurdere- li'nin gözaltına alınmasını kmayarak olayı "Türki- ye'de ifade özgürlüğü ve boşgörünün engeflenraesi" olarak niteledi. Almanya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Al- man hükümetinın Yagmur- dereli'ye yapılacak her muameleyi yakından takip edeceği ve girişımlerde bu- lunacağı bildirildi. T.C. YEDİTEPE ÜTSİVERSİTESİ Üniversitemizi ek kontenjan'la kazanan öğrencilerimize duyuru... Üniversitemizi ek kontenjanla kazanan öğrenciler sınav kartlannın kendi- lerine postayla ulaşmasını beklemeksizin gazetelerve lnternetaracıhğı ile han- gi fakülte ve bölümlerimizi kazandıklannı öğrenip ön kayıtlannı 23.10.1997 Perşembe ve 24.10.1997 Cuma günleri saat 9.00 -18.00,25.10.1997 Cumarte- si günü ise 9.00 -12.00 arasında Acıbadem Kampusümüzde yapüracaklar- dır. Öğrenciler Cumartesi saat 14.00'te Acıbadem Kampusü Ingilizce Hazuiık Okulu'ndaki "Proficiency" (Hazırlık Atlama) sınavına girecekler ve öğreni- me 3 Kasım 1997 Pazartesi günü saat 9.00'da başlayacaklardır. ÖSYM başan kartlan en geç 24 Kasım 1997'de teslim edilecekve kesin ka- yıt tamamlanacaktır. Önemle duyurulur... Adres: Yeditepe Üniversitesi Acıbadem Kampusü îbrahimağa Mah. Köftüncü Sok. Acıbadem / İstanbul Tel: (0 216) - 326 34 15 - 21 (dahili 212/213) ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Universitelerimiz Ünivefsitelerimiz sorunlaria yüklü olarak yeni öğ- retim yılına başladılar. Öğrencilerin sorunlan başka, öğretim üyelerinin sorunları başka. Yöneticilerin so- runlan ise bambaşka... Ders verdiğim İstanbul Üniversitesi Iktisat Fakül- tesi dahil pek çok fakültede, dekanlık seçimleri ya- pıldı. "Seçim" diyoruz ama, aslında biribirimizi kan- dınyoruz. Işin aslı "öğretim üyelerinin tercihlerini be- liriemesi". Atamanın bu tercihe göre olup otmaya- cağını, "büyüklerimiz" (!) biliyor. Klmi zaman öğre- tim üyelerinin tercihleri dikkate alınıyor, kimi zaman da alınmıyor. Ve yapılan atamanın "gerekçelerini" de, kimse bilmiyor. Dedim ya, "Büyüklerimiz bizden iyibilir..." Aralık ayında İstanbul Üniversitesi'nin öğretim üyeleri, rektörlük seçiminı yapacaklar, daha doğru- su tercih belirtecekler. Bu "seçim" sonrasında en faz- la oy alan 6 isim YÖK'e bildirilecek. YÖK bu isimler- den 3'ünü seçerek (artık neye göre seçecekse...) Cumhurbaşkanı'na sunacak. Ve Sayın Cumhurbaş- kanı da bu 3 isimden birini rektöriüğe atayacak. (Ar- tık neye göre belirleyecekse...) Eğer YÖK kendisine gönderilen 6 adaydan, en çok oy alan üçünü Cumhurbaşkanı'na gönderse ve Sayın Cumhurbaşkanı da bu üç aday içinden en çok oy alan adayı atasa, mesele yok. Ama her zaman böyle olmuyor. Bir bakıyoruz; en çok oy alan aday değil, onun yansı kadar oy alan aday atanıyor. Ne- ye göre olduğunu da anlamıyoruz. En çok oy alan adayın atanmamasının bir nedeni olmalı, bir gerekçesi olmalı. Ama bizi adam yerine koyarak, kimse bunu açıklamak iht'yacını duymuyor. Aynca rektörtük için "sakıncalı" bulunan bir öğretim üyesi, ders vermeye devam ediyor. Eğer meslektaş- lannın güvenini kazanarak en çok oyu toplayan bir adayın, "sakıncalı"biryanı varsa, aynı "sakınca", o- nun ders vermesine de engel olsa gerek. Vallahi, akıl fikir erecek bir tutum değil. Kaldı ki; biz "seçim" diye kendimizi avutuyoruz. Bizler bir kişiye oy veriyoruz ama, YÖK'e attı aday bildiriliyor. Demokratik bir seçimin en basit ilkelerin- den biri, "Seçmenlerin, seçilecek temsilci sayısına eşit" adaya oy vermeleridir. Bir seçim bölgesinden dört milletvekili seçilecekse, seçmenler bir adaya değil, dört adaya oy verirler. Bunun aksini düşünmek bile mümkün değildir. Ama bizim 12 Eylül yönetimi düşünmüş ve bulmuş. Kılavuzu Ihsan Doğramacı olanın... İstanbul Üniversitesi'ni, yirmi yıldan fazla bir süre- den beri tıp fakülteleri kökenli rektörler yönetiyorlar. Eskiden fakülteler arası "rotasyon" uygulanırdı. Ya- ni her dönem bir başka fakültenin aday öğretim üye- leri arasından seçim yapılırdı. Rotasyon kalktığın- dan beri, kimse tıplılardan seçimi alamıyor. Sayıca öylefazlalarki... Insanın aklına, "Yahu, doktor adam yönetıcilığe neden heves eder" sorusu geliyor. Ama biraz düşü- nünce "/ş/ns/mna "vakıf oluryorsunuz. Kadrolann ve olanaklann dağıtımında söz sahibi olmak, söz sahi- bi olmamaktan çok daha iyi... Bizim üniversitenin rektörlüğü için, şimdilik dört a- day var. Ikisi tıp kökenli, ikisi de iktisat kökenli. Yo- ğun bir propagandaya giriştiler. Bakalım ne olacak, Ancak tıp kökenli adaylardan birinin garip bir pro- paganda yöntemi var. Şu andaki Sayın rektörümü- zün danışmanı olarak yıllardan beri İstanbul Üniver- sitesi'nin tüm önemli kararlannda katkısı (!) olan bu aday, değişik fakültelere propagandaya gıderken, yanında kendi atadıklan dekanlan ve rektör yardım- cılannı da götürüyormuş. Diş Hekimliği Faküttesi'ne bir dizi dekan götüımüş. Geçenlerde Siyasal Bikjilar Fakültesi'ne de iki rek- tör yardımcısı ve dört atanmış dekanla gitmiş. Bu de- kanlar ve rektör yardımcılan; herhalde, bu adayın "ne kadarbecerikli biryönetici olduğunu" anlatıyor- lar diğer öğretim üyelerine. Öğretim üyeleri de çok saf olduklan için, "Bu bü- yük adamlarövdüklerinegöre, bu adayda iş var..." diyecekler ve oylannı kendi fakültelerinden çıkan adaya değil, bu adaya verecekler. Öğretim üyeleri çok saf olduklan için, "Yahu, bu rektör yardımcılannı ve dekanlan atayan sizsiniz. Şimdi bunlanyanınızda taşımanız uygun mu' deme- yecekler. öğretim üyeleri çok saf olduklan için, bu dekan- lara ve rektör yardımcılanna, "Sizin burada ne işinız var. Sizler tarafsız olması gereken yöneticilersiniz.. bir adayın seçim propagandasına malzeme olma- nız hiç yakışmıyor" demeyecekler. Ne kadar kıymetliymiş bu koltuklar?.. Bir milletvekili adayı, seçim propagandasına böl- geden beş vali ile çıksa ve valilere kendini övdürse, yer yerinden oynar, kıyamet kopar. Ama bir rektör adayı, kendi atadıklan dekanlara bunu yaptırabiliyor. Galiba bize YÖK de az geldi... Rektörlük seçiminde oyumu çoktan açıkladığım için, rahatım. Arrıa bir sürü meslektaşım baskı altın- da. Bir de yanlannda dekan taşıyarak terör estiriyor- lar. Umanm ters teper... Çok demokrat olduğunu iddia eden kimi "aklı ev- veller", akıllanna geldikçe "TBMM halkın elli sene gerisinde" diye inciler döktürürier. Bu pariamento Hikmet Çetin gibi değerli bir insanı başkanlığa se- çecek kadar sağduyulu olduğunu gösterdi. Bakalım bizim üniversitenin öğretim üyeleri, parlamentomuz kadar sağduyulu bir seçim yapabilecek mi? Zaman her şeyi çok değiştiriyor. Ama "değişim" ileriye doğru olursa değişimdir, gelişimdir. Eğer ge- riye doğru olursa, bunun adına "yozlaşma" denir. Acaba yozlaşıyor muyuz? Ümraniye'de alacak anlaşmazlığı Kahvehaneyi basan 2 kişi, 2 kişiyi öldürdü tstanbul Haber Servisi - Ümraniye'de birkahvehane- yi basan silahlı 2 kişi, alacak anlaşmazlığı nedeniyle 2 ki- şiyi öldürdü. Saldırganlar olaydan sonra kactı. Ümraniye Mustafa Ke- mal Mahallesi 3014 Sokak üzerinde bulunan lmranlılar Kıraathanesi'ne gelen 20 yaşlannda kimliği henüz be- lirsiz 2 kişi, lsmail Çevik'i (35) sordu. Kıraathanede bir masada oruran Çevik'in "Benim" demesi üzerine saldırganlar tabancalannı çekerek bu kişiyi başından vurdu. Çevik ile aynı masa- da oturan AB Ertakak ın sal- dırganlan durdurmak için müdahale etmesi üzerine Er- takak 'ı da başmdan \uran saldırganlar, daha sonra 34 EUK 73 plakalı bir otomo- bille kaçtılar. HADEP ve Pir Sultan Abdal Derneği üyesi olduğu öğrenilen Ertakak o- lay yerinde ölürken, Çevik kaldınldığı Haydarpaşa Nu- mune Hastanesi'nde yaşa- mını yitirdi. Polis olay yerin- de yaptığı incelemede, 9 mm çapında 13 adet kurşun bul- du. tlk belirlemelere göre olayın kumarborcu nedeniy- le ortaya çıkan alacak-vere- cek anlaşmazlığından kay- naklandığı belirtildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear