Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 1997 PERŞEMBE
10 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
fstanbul PB 20
Edirne PB 22
Kocaeli PB 23
Çanakkale PB 21
Izmir B 25
Manisa B 26
Aydın B 28
Denizli B 19
Zonguldak Y 17 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
PB
PB
PB
Y
18
17
18
18
17
17
19
16
26 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
B
B
B
B
PB
Y
2Ü
26
24
26
24
24
17
17
14
Yurdun kuzey ve doğu
«iBSimlerı parçalı yer yer
çok bulutlu. Batı Karade-
nız kıyılan, Orta ve Doğu OSİO
Karadenız, İç Anado- Helsinkl
lu'nun kuzeyaoğusu ile 5;—rr—;—
Doğu Anadolu lun kuze- otOCKnoim
Y 13 Berlın
_Y 10 Budapeşte
Y 10 Madrid PB
, sağanak yağışlı diger Londra
>erier parçalı ve az bulut-
u geçecek. Hava sıcakh-
ğında onemlt bır degışık-
ık olmayacak. Ruzgâr
auney ve batı yonlerderı R n n n
h.afıf ara ara orta kuvvet- D u l
"
ra esecek
Y 15 Vıyana
Amstefdam Y 18 Belgrad
Brüksel _Y 18 Sofya
Parıs PB 24 Roma PB
Y 18 Atina PB
Münih Y 19 MNano PB
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahıre
Y
B
PB
B
Y
PB
Y
B
/
34
29
30
27
29
20
29
Şam PB 28
I Parçalı bulutlu "\ BJL'Î.L t Çok bülutiL
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Antalya'da Rana Ansoy adında bir hanım doktor
ölmüş. Iki büyük gazetemizden birinde ölüm haberi
birinci sayfada: "Doktor hanım, uyuşturucu kurba-
nı" diye yer alıyor. (Hürriyet)
Diğer bir büyük gazetemizde aynı haber "doktor
hanımın kalp krizinden öldüğünü" bildiriyor. (Milliyet)
Ikinci örnek: Şaibe Hanım ile ilgili. Birinci haber:
"Şaibe Hanım, Fethiye'de moral buldu". (Sabah)
Ikinci büyük gazetede aynı haber: "Fethiye'de ka-
labalık olmayınca Şaibe Hanım'ın morali bozuldu".
(Milliyet)
Aynı güne rastiayan bu türden "mesleki hataları"
marjinal saydıklan, tirajı azdır diye önemsemedikle-
ri gazeteler yapsa, hadi neyse! Gazete sayfalarında-
ki doğru olmayan habercilik, son zamanlarda "bü-
yüklere" özgü bir hastalık galiba.
Ola ki doğru habercilik anlayışında bizler geri ka-
falıyız. Diyorlar ki; zaman değişiyor, çağ atlanıyor.
Doğru: çağ atlanıyor. Çoğu insanlar gibi kurallar da
değişiyor. Örneğin, 20-25 yıl öncesinin demokratik
ahlak ve anlayışı. Köhne diye bir yana atılan güzelim
kurallar...
Bir zamanlar dışişleri bakanları, hele başbakanlar
resmı bir geziden döndükten sonra önce muhalefet
liderlerine ve daha sonra gündem dışı TBMM'de ge-
niş açıklamalarda bulunuriardı.
Işte öncelik ve ivedilikle "bu köhne kural" bir ya-
na atıldı. Yenı bir kural geliştirildi. Başbakan, son ti-
raj cetveline bakarak özel uçağına aldığı dört gaze-
tecıye iç ve dış sorunlar üzerinde geniş bilgi veriyor.
Sevincin nedeni?
"Havada basın toplantısı" ile yetiniyor.
Başbakanlar artık muhalefete düşmüş partileri ya
da parlamentoyu ulusa! sorunlarda aydınlatma ge-
reğinı duymuyorlar.
Örneğin. Mesut Yılmaz'ın Bonn seferindeAB ko-
nusunda "Beklediğimiz oldu, istediğimizi aldık" sö-
zü. üç büyük, tiraj sıralamasında dördüncü orta hal-
li bir gazetede manşette.
Basın toplantısı yapıyor Yılmaz, ajanslar veriyor. A-
ma, üç büyük gazetede çıkan Yılmaz-Kohl konuş-
masının ıçeriğındeki "bilinmeyenler" aynı tornadan
çıkmış gıbi. Hemen hemen aynı.
Kanıt için örnek: Kohl'un S- 300 füzeleri alan Rum-
ları "budala" diye nitelediği ve bunu tam üç kez yi-
nelediğıni üç gazete yazıyor. "Bir kaynak" üç büyü-
ğe bilgi pompalıyor.
Suyumuzdan mıdıryoksa huyumuzdan mı? Bilin-
mez. Ama, olayların yüzeyinde parlak görünen kimi
irdelemeleri Türkiye, "dönüm noktası" gibi algıla-
maktan bir türlü kurtulamıyor.
Haberlere göre Kohl, önümüzü açmış... Üyeliğin
tarıhi belli değil, amma AB'ye "aday ülke" konumu-
na girmemizi destekleyeceği müjdeleniyor. Iki nok-
tayı belirterek kimi dokundurmalar yapalım: Türki-
ye'nin Avrupa ülkesi olmadığını söyleyen yok. AB'ye
girmeyeceksiniz diyene de rastlanmıyor. Ufak fark-
la: Tarih belirsiz!
4 Mart 1997'de altı ülkenin Hıristiyan Demokrat
partileri toplandı ve "kültür ve din farkının Türkiye 'nin
AB'ye üye olmasını engellediğini" ilan etti.
25 Mart 1997'de Alman Kinkel geldi, 4 Mart'ı "fe-
lafi edeceği" sanıldı. Tam tersi çıktı. Dört koşul söy-
ledi: "Yunanistan ile ilişkileri düzeltin, Kıbrıs sorunu-
nu çözün. Güneydogu'ya çözümler getirin ve insan
haklannı pekiştirin".
1 Aralık 1976'da el emeğine güvence veren ser-
best dolaşım anlaşması yapıldı, pariamentolardan
geçti ve uluslararası belge haline geldi.
Ve... Kohl, adaylığımızın ilanı için serbest dolaşım-
dan ve daha bilemediğimiz kimbilir hangi haklardan
vazgeçmemizi istiyor ve kabul ettiriyor.
Buyük gazetelerimizdeki kabına sığamayan se-
vinci ve heyecanlı havayı gören Alman Büyükelçili-
ği, dün sabah gazete bürolarına Federal Başbakan-
lığın Kohl-Yılmaz görüşmesinden sonraki açıklama-
sından "ö/r/ces/f'faksladı.
Açıklama, bildiklerimizi yineliyor: AB'ye üyeliğimi-
zin "imkân nispetinde" destekleneceğini ama, bu
hedef için AB'nin "taleplerini"yerine getirmemiz ge-
rektiğini, üyeliğin "zamanı geldiğinde gerçekleşme-
si için" serbest dolaşıma tatmin edici çözüm bulun-
ması şartını söylüyor.
Yönetenlerimiz "adını değiştirip armuda elma di-
yorlar. "
Yağmurlu
Sanatçılar festivalde
laikligi savundu
BÜLENT ECE\İT
ANTALYA-34. Antalya
Altm Portakal Film Festi-
vali. kente gelen 200 kadar
davetli ve sanatçılann gele-
neksel kortej geçişiyle baş-
ladı. Cumhuriyet Meyda-
nı'ndaki törende konuşan
Çağdaş Sınema Oyuncula-
rt Derneği Başkanı NurSü-
rer. sanatçılar olarak laik
cumhuriyetten taraf olduk-
lannı ve bundan da gunır
duyduklannı söyledi. Falez
Otel önünden başlayan ve
Konyaaltı Caddesi ve
Cumhuriyet Meyda-
m'ndan sonra Büyükşehir
Belediyesi önüne kadar de-
vam eden kortej ve tören,
yaklaşık bir buçuk saat sür-
dü.
Cumhuriyet Meyda-
nrndaki festivalin açılış tö-
renınde konuşan Antalya
Büyûkşehir Belediye Baş-
kanı ve Altın Portakal Kül-
tür ve Sanat Vakfı Başkanı
Hasan Subaşı, "Festival
Antalya'nın onurudur" de-
di.
Sinema Oyunculan Der-
neği (SODER) adına konu-
şan sanatçı Selda Alkor da
sinemaya yaptığı destekten
dolayı Antalya halkına te-
şekkürettı. Çağdaş Sinema
Cnunculan Derneği (ÇA-
SOD) Başkanı Nur Sürer,
Mustafa Kemal Ata-
türk'ün kurdugu laik Tür-
kiye Cumhuriyeti"nden ta-
raf olmaktan gurur duy-
duklannı söyledi. Son yıl-
larda laik cumhuriyetin
üzerinde karanlık yobazla-
nn tehdidınin bulunduğu-
nu belirten Sürer, "Türki-
ye Cumhumeti hükümet-
lerinin sanata ve sanatçıya
gereken önemi vermediİde-
rini gözlüyoruz. Sanatçıla-
nraızm sorunlannı hükii-
metlerin dikkate almadn
ğından üzüntü duyuyonız*'
dedi. Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel de dün ak-
şam yapılan festival kok-
teyline katıldı.
Cam piramit açıldı
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel. dün aynca
13-22 ekim tarihleri arasın-
da Dünya Ormancılık
Kongresi'nin düzenlenece-
ği. Sabancı Cam Piramit
Kongre ve Turizm Merke-
zi'ni hizmete açtı. Demi-
rel. merkeze katkılanndan
dolayı işadamı Sakıp Sa-
bancı'ya bir plaket verdi.
Cumhurbaşkanı Demi-
rel, Sabancf nın kolleksi-
yonundan oluşan Osmanlı
Fermanlan ve Hat Sergi-
si'nın açılışını yaptı.
Türkiye'den Almanya'ya ödünI Baştarafı 1. Sayfada
mı" hakkından belli bir süre vaz-
geçtiğini Almanya'ya bildirdi.
Topraklannda yaşayan 2 mılyon
Türk yurttaşı nedeniyle serbest do-
laşımdan en çok kendisinin sıkıntı
duvacağını belirten Almanya. Baş-
bakan Yılmaz'ın gezisi sırasında di-
le getirilen geri adımdan duyduğu
memnuniyeti saklamadı. Alman
diplomatik kaynaklar. Cumhuri-
yet'in sorusu üzerine, serbest dola-
şım hakkının belli bir süre ertelen-
mesinin şart olduğunu belirtirken.
"Türkiye'deki ekonomik dengeler
yerine iyice oturmadan bu hakkın
uygulanması düşünülemez. Türki-
ye"deki böigeler arası eşitsizliklerin
de giderilmesi gereklL Çünkü ülke
ne kadar gelişirse gelişsin Doğu ve
Güneydoğu gibi bölgelerde Uerleme
sağlanmazsa bu insanlann adım ata-
caklan ilkyer Av rupa ve özellikle \V-
mama olur" görüşünü ılettıler.
Başbakan Yılmaz. dün Ankara'ya
gelişinde düzenlediği basın toplan-
tısında, Almanya'nm serbest dola-
şımdan duydugu sıkıntıyı anladık-
lannı belirterek şunlan sö>ledi: "Sa-
ym Kohl'e atfen Türk medvasında
çıkan tüm olumsuz haberlere karşın
kendisL Almama'nın en zor günle-
rinde Türkiye'nin yaptığı yardımı
unutmadığını ve Türkiye'nin dostu
olduğunu ancak tek sorunun serbest
dolaşım hakkında olduğunu ve bu-
nun anlayışla karşılanması gerektiği-
ni söyledi."
Başbakan Yılmaz'ın Almanya ge-
zisi sırasında. serbest dolaşımın er-
telenmesine karşılık olarak AB'den
ınsan haklan, Güneydogu sorunu ve
ekonomik dengelerin iyileştirilmesi
gibi Batfnın büyük önem verdıği
konularda hemen somut bir sonuç
beklememesi gerektiğini ilettiği öğ-
renildi. Yılmaz'ın, "Türkiye insan
haklan. Güneydoğu v<eekonomiile il-
gili konularda AB istiyor diye değil
kendi halkı için iyileştirmeler yap-
mak karariılığındadır. Hükümet
programı da bu doğrulruda hazır-
lanmışOr. Ancak bu kadar önemli ya- savunarak. lspanyave Portekizgibi sırasında Türkiye-Yunanistan ilişki-
pısal reformlann gerçekleştirilmesi
zaman alacaktır. Bu konulann ikide
bir Türkiye'nin önüne engel olarak
konması yapıcı bir tutum değüdir"
mesajını \ erdiği kaydedildi. Alman-
ya'nın, Türkıye'nin istemine "konu-
nun sadece \lmanya'\ı değil tüm
AB'yi ilgilendirdiği ve birliğin konu-
yu değerlendirebileceği" yanıtını
verdiği öğrenildi.
Almanya Başbakanı Kohl adına
önceki yapılan açıklamada. "Fede-
ral Başbakan, Başbakan Yılmaz'a
Türkiye'nin Avrupa'ya ait olduğu-
nu teyit etmiştir. KohL Türkiye'nin
daha sonra gerçekleşeeekolan AB'ye
üyelik hedefini desteklediğini bildir-
miştir. Türkiye'nin bu hedefe ulaş-
mak için AB'nin talepleri doğrultu-
sunda üzerine düşen y ükümlülükle-
ri yerine getireceğine inanmaktadır"
ıfadelerine ver verilerek Bonn yö-
netiminin konuya sıcak bakmadığı-
nın işaretı \erildi.
Dışişleri Bakanhgı yetkilıleri.
Türkiye'nin işgücünün serbest do-
laşımı hakkından vazgeçmesi gibi
bir durumun söz konusu olmadıöını
Akdeniz ülkelennin de birliğe ilk gi-
rışlerinde serbest dolaşım hakkını
kullanamadıklannı kaydettiler.
Dışişleri Bakanhgı Sözcüsü Bü-
yükelçi Ömer Akbel. dün düzenle-
dıği basın toplantısında. bir soru
üzerine, Başbakan Yılmaz'ın ziyare-
ti sırasında işgücünün serbest dola-
şımı konusunda somut bır karar alm-
madığını ancak Türkiye'nin. bu ko-
nunun çeşitli ülkeler için çıkabilecek
zorluklar ve bundan doğabilecek
kaygılann karşılıklı biçimde karşı-
lanması yönündeki görüşünü koru-
duğunu bildirdi. Akbel. serbest do-
laşım konusunun tam üyelik müza-
kerelerinde somutlanacagını sözleri-
ne ekledi. DY'P Genel Başkanı Tan-
su Çiller. Başbakan Mesut Yıl-
maz'ın, Almanya gezisinin ardından
yaptığı açıklamalann "eiddiyetle
bagdaşmadığınr belirterek. "Sayın
Yılmaz Almanya'ya gitmiş, Alman
tczini Almanlara kabul ettirmiş ve
dönmüştüry|
dedi.
'S-300'ieri kullanamazlar'
Yılmaz, Kohl ile yaptığı göriişme
leri ve Rumlarla ilgili değerlendir-
meleryaptıklannı söyledi Cumhuri-
yet'e Kohl ile yaptıklan görüşmeyi
anlatan Yılmaz. Kohl'ün S-300 fü-
zeleri konusunda Türkiye ile aynı
görüşlen paylaştığını söyledi.
"Kohl, S-300'ler konusunda Yuna-
nistan'ın yanuş yaptığını düşünü-
yor" diyen Yılmaz. Kohl'ün kendi-
sıne. "Yunanistan'm bu tavn Türk
hükümetkrini iç politikada bağlıyor.
Ama aldıklan bu silahlan asla kul-
lanamazlar"dedığini bildirdi.
Yılmaz. Kohl'ün. Yunanistan
Başbakanı Kostas Simitis'i aklı se-
lim sahibi. Yunanistan Dışişleri Ba-
kanı Teodoros Pangatos'u da sözleri
çok cıddiye alınmaması gereken ki-
şi olarak değerlendırdiğini belırtti.
Yılmaz, Kohl'ün "Ben Papand-
reu'nun sözlerini ciddiye alsaydım,
Yunanistan ile ilişkiler bugün çok da-
ha körü noktada olurdu" dedığinı
aktardı.
Kohl'ün Çiller ile ilgili de bazı de-
ğerlendirmeler yaptığını belirten
Yılmaz. bu konuda bilgi \ermekten
kaçındı.
Başbakan Mesut Yılmaz, grubunda konuştu
'frticayla mücadelemiz sürecek'
A.NK.4RA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Me-
sutYıhnaz. irtica ile mücadelenin öncelikle hüküme-
tin görevi olduğunu belirterek bu yöndeki çalışroa-
lan kesintisiz olarak sürdüreceklerini bildirdi. Yıl-
maz, "İrtica ile mücadclede samimi Müslümanlara
zarar verilmeyecektir. Ancak irtkai faaliyetlere bu-
laşanlann bizden müsamaha görmesi mümkün de-
ğüdir" dedi.
Yılmaz, ANAP'ın Meclis grup toplantısında yap-
tığı konuşmada, hükümetin icraatı konusunda bilgi
verdi. Kimsenin cesaret edemediği 8 yıllık kesinti-
siz eğitim uygulamasını başlattıklannı anlatan Yıl-
maz, çağdaş dünyayı yakalamak için başlatılan bu
eğitim reformunun din istismarcılan tarafindan hem
sabote hem de provoke edilmeye çalışıldığını söyle-
di.
Din eğitiminin engellendiğinin ileri sürüldüğünü
anımsatan Başbakan Yılmaz, tersine, çok daha ge-
niş ölçüde din eğitimi verildiğini bildirdi. Yılmaz.
bu haftadan itibaren de TRT 4 kanalınm din eğitimi-
ne tahsis edileceğini kaydetti. Dinin hiçbir partinin
tekelinde olmadığını savunan Yılmaz, ANAP'ın kal-
dırdığı 163. maddeyi yeniden getirmesinin söz ko-
nusu olmadığım bildirdi.
'Yürütme bağunsız• Baştarafı 1. Sayfada
re yer\erdi:
Kuvvetler aynlıgı: Çağdaş dev-
letin üstesinden gelmesi gereken
sorun şudur: Bir yandan. kuvvet-
ler aynlığı ilkesini hukukun üstün-
lüğü ve demokrasi zemininde ha-
yata geçirirken, diğer bir deyişle
iktidan sınırlarken, aynı zamanda
yönetimin daha etkili olmasını ve
demokratik istikrann tesis edilme-
sini sağlamak. lktidann sınırlan-
masında temel yöntem olan kuv-
vetler aynlığında en fazla aksama
göriilen nokta, yasama-yürütme
ilişkisinde ortaya çıkmaktadır. Ya-
sama ile yürütme iç içe geçme is-
tidadı gösterdiğinde bir anlamda
kuvvetlerin sayısı ikiye inmekte-
dir. Buna ilaveten yargı bağımsız-
lığının işleyişinde de aksama orta-
ya çıktığı takdirde, kuvvetler ayn-
lığı sistemi tamamen ortadan kalk-
maktadır. Bu itibarla yürütmenin
yasama karşısında bağımsızlaştı-
nlmasını. aynı zamanda yasama-
nın da yürütmeyi daha iyi denetle-
yebilmesini sağlayacak mekaniz-
malar oluşturulması en geniş bi-
çimde ve derinliöine tartışılmalı-
dır.
Türk SUahü Kuv>etleri: Devle-
timizin omurgası mesabesinde
olan Silahlı Kuvvetlerimiz. bu ül-
kenin sınırlannı, bağımsızlığını sa-
vunma ihtiyacı doğarsa. bu görevi
eksiksiz ve başanyla yapacak gü-
ce sahip bulunmaktadır. Türk mil-
leti. kendi özü olan Silahlı Kuv-
vetleri'ne her zaman güvenmiş ve
onu her zaman kucaklamıştır. T-
SK'nin reorganizasyon ve moder-
nizasyon dahil her türlü ihtiyaçla-
nnın, arttınlan savunma bütçeleri
içinde, devletimizce hızla karşılan-
masına devam edilmesi gereğine
de işaret etmek istiyorum.
Laiklik-demokrasi: Demokrasi
ve laiklik birbirinden ayn düşünü-
lemeyecek kavramlardır. Laik hu-
kuk düzeni, devletin tüm inanç, fi-
kir. dil. din. mezheplere karşı eşit
mesafede ve tarafsız durmasını
sağlamakta, aynı zamanda kadın
erkek eşitliğıni güvence altına al-
maktadır. Dolayısıyla. laiklik ol-
madan demokrasiden bahsedile-
mez.
İrtica tehdidi: Laikliğe karşı ba-
zı tezahürler ırtica tehlikesi ile il-
gili kaygılar yaratmıştır. Türkiye
Cumhuriyeti'nin kanunlan ve
cumhuriyet adliyesi her türlü re-
jim karşıtı olayı tesirsiz hale geti-
recek güçtedir. Parlamentomuz.
basınımız. halkımızın uyanıklığı
ve devletimizin kanun uygulayıcı-
lannın görev bilinci, rejimin de
devletin de teminatıdır.
Ekonomi-işsi/lik: Ekonomik
Sosyal Konsey yapılanmasını çok
önemsiyorum. Bu konseyin. eko-
nomik v e sos\ al alanlardaki hedef-
lerimiz doğrultusunda mutlaka
önemli bir rol oynayacağına inanı-
yorum. Enflasyonun toplum ıçin-
deki tahribatı büyük olmuştur. Hal-
kın paraya olan güvenini azaltmış.
gelir dağılımını da çarpıklaştırmış-
tır. Türkive'nindiâerönefnli soru-
nu da işsizliktir. Işsizlik oranı yük-
sektir. İşsizlik sigortasının olma-
ması büyük bir toplumsal yaradır.
Avrupa Birliği: Türkiye'nin AB
politikası. AB'nin Türkiye strate-
jisininbiraynasıdeğildirveolma-
malıdır. Zira. AB'ye tam üyelik he-
defımizi değerlendiren, tarihimiz
ve coğrafyamız çerçevesinde yap-
tığımız kendi özgür tercihimizdir.
Türkiye'nin bır coğrafyadan ziya-
de bir değerler manzumesi olarak
algıladığı Avrupa ile bütünleşme
iradesi tamdır. AB'nin uluslarara-
sı anlaşmalan hiçe sayarak Güney
Kıbns Rum Yönetimi ile tam üye-
lik müzakerelerini başlatma eğili-
mi. Kıbnslı Rumlann tahrikkâr po-
litıkalanna cesaret vermektedir. S-
300 füzeleri konusu bu bağlamda
özellikle önemlidir. Doğu Akde-
niz'deki stratejikdengenin değişti-
rilmesine yönelik adımlann bölge
banş ve istikran açısından tehdit
oluşturduğunu bir kere daha hatır-
latmakta yarar görüyorum. Her i-
ki konuda da ne gibi somut tedbir-
ler alacağımızı en üst düzeyde ya-
yınlanan deklarasyonlar ve açıkla-
malarla dünya kamuoyuna duyur-
duk. Türkiye'nin kararlıhğınm sı-
nanması büyük bir hata olur.
Yunanistan-Kıbns: Paris'te ya-
pılan NATO-RusyaZirv esi.geniş-
leme konusunun ele alındığı Mad-
rid'deki NATO Zirvesi, AB'nin ye-
ni kurumsal yapısının esaslannın
belirlendiği Amsterdam Zirvesi ve
nihayet önümüzdeki aralık ayında
Lüksemburg'da yapılacak olan ge-
nişlemeyle ilgili AB Zirvesi ile bu
hukukı ve kurumsal yapının temel
çerçevesi çizilmektedir. Işte bu
bağlamda. Avrupa bütünleşmesi
içindeki yerimizin sağlamlaştınl-
ması hayati önem taşımaktadır. Zi-
ra. küresel ekonominin büyük çap-
ta ekonomik gruplaşmalann birbi-
rine eklemlenmesinden oluştuğu
günümüzde bizım coğrafyamızda
her alanda dünya optimaline ulaşıl-
ması için Avrupa Birliği mutlaka
uğranılması gereken bır limandır.
Bızim için Avrupa bir medeniyet
projesidir. Ancak din-kültür gibi
farklılıklan vıırgulayarak yeni bö-
lünmeler yaratan talihsiz yorum-
lar Avrupa'nın geleceğine biçim
veremez ve Avrupa tarihinin artık
geride bırakılması gereken karan-
lık sayfalannda kalmalıdır.
N.4TO: Bugün için NATO'da bir
kanat üyesi olma durumundan çı-
kıp bir cephe ülkesi durumuna ge-
len Türkiye'nin yüz yüze bulun-
duğu risk ve tehditler geçmiştekın-
den oldukça farklıdır. Türkiye'nin
güvenliğine yönelik tehlikeler, ar-
tık eskiden olduğu gibi sadece po-
tansiyel tehdit teşkıl edebilecek ül-
kelerin askeri güçlerini değil. aynı
zamanda bu ülkelerdeki politik,
ekonomik ve sosyal istikrarsızlık-
lannı, sınır anlaşmazlıklannı. et-
nik ve milliyetçilik çatışmalannı,
ülke içi ve bölgeye yönelik iktidar
ve nüfuz mücadelelerini. doğal
kaynaklann paylaşılmasını, kök-
tendınciliği, terorizm ve kitlesel
göç riskini de ihtiva etmektedir.
Dokunulmazlık
DYP hedef saptınyor
Babıâli'mn asırlık çınarı devTİldi ^
ması yaptığı, İSKİ'nin de 20 gün kadar önce kazı çalışmalannı tamamladığı Babıâli yo-
kuşunda bulunan asırlık çınarlardan biri dün gece yağan yağmurun ve riizgânn etki-
sivle devrildi. İran Konsolosluğu önündeki çınar, çalışmalar nedeniyle kapalı olan yo-
kuşta park halindeki Kahraman Dağlı'va ait 34 FDC 11 plakalı otomobilin üzerine dü-
şerken yolun ve aracın boş olması olası bir faciayı önledi. (BERTAN AĞANOGLU)
HÜLYA KARABAĞLI
ANK\R\ - Aydınlık ey-
lemini başta destekleme ka-
ran alan DYP. protestonun
Susurluk skandalının kilit
ısimleri MehmetAğarileSe-
dat Bucak üstünde odaklan-
ması üzerine hedef saptırma-
ya başladı. DYP Genel Baş-
kan Yardımcısı Nahh.Mente-
şe, Abdullah Çatiı'vı devle-
tin kullandığını belirterek
"Yargı. Ağar'da ne bulacak?
Ağar, terör mücadelesini
yapmış, şerefli ve hakkında
ihbar bulunmayan bir kişi-
dir" dedi.
DYP'liler diğer dokunul-
mazlık dosyalannı RP'ye
karşı koz olarak kullanarak
düzenlemeyi yokuşa sürme-
ye çalışıyorlar. REFAHYOL
hükümetinin devlet bakanla-
nndan Bekir .\ksoy. Başba-
kan Mesut Yılmaz'ın özel
yetkilerle donattığı Susurluk
soruşturmasını vürüten Baş-
bakanlık Teftiş Kurulu Baş-
kan Vefalı Kuüu Savaş'a tep-
kigösterdi. "Özel kurumlar
yaratıp kullamrsan yeni bir
yüce dhan yaratırsın" diyen
.Aksoy, Savaş'm a>Tiı zaman-
da Vakıfbank'taki üyeliğine
dikkat çekti.
Menteşe. İçişleri Bakanlı-
ğı döneminde Ağar'la ilgili
tek bir ihbar yapılmadığını
belirterek. "Ağar terör mü-
cadelesi yapmış şerefli biri-
dir. Dokunulmazlık kaldınl-
sa ne olacak? Yargı .\ğar"da
ne bulacak. Çatlı. Ağar ve
Hüseyin Kocadağ'ın bir ara-
bada ounası ne anlam ifade
edecek? Çatlı'yı devlet kul-
lanmış. Sedat Bucak'ın da
Kuşadası'nda inşaatlan var~
görüşünü dile getirdi.
OSulu kar Gok gürultülû
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye'nin, Meclis'i açık, yargısı işleyen, kurum-
ları ayakta bir devlet olduğunu vurgular. ardından
yapılması gerekenleri sıralar.
Bu kez de buna benzer değerlendirmeler yaptı
ama, sosu pek kullanmadı. Bunun yerine, hep ay-
nı sofrada yemek yemenin sıkıcılığından, dünya-
da hemen hemen tüm ülkelerin yeni arayışlar için-
de olduğundan söz etti.
Başkanlık sisteminin adını anmadı, tarif etti.
Demirel'in konuşmasının beşinci sayfasından:
"..sorun şudur; bir yandan kuvvetler aynlığı il-
kesini hukukun üstünlüğü ve demokrasi zeminin-
de hayata geçirirken, diğer bir deyişle iktidan sı-
nırlarken, aynı zamanda yönetimin daha etkili ol-
masını ve demokratik istikrann tesis edilmesini
sağlamak."
Demirel, bunun nasıl sağlanacağını arka sayfa-
da "biraz" açıyor:
"Yürütmenin yasama karşısında bağımsızlaştı-
nlmasını, aynı zamanda yasamanın da yürütmeyi
daha iyi denetleyebilmesini sağlayacak mekaniz-
malar oluşturulması çağdaş demokrasilerde
önemle üzehnde durulan bir konudur. Bu mese-
lenin ülkemizde de en geniş biçimde ve derinliği-
ne tartışılmasında yarar bulunmaktadır."
Cumhurbaşkanı, geniş ve derin tartışın diyor.
Demirel, Özal'ın öîümünün ardından, "Cumhur-
başkanlığına adaylığınızı koyacak mısınız" sorusu-
na şu yanıtı vermişti:
"Çankaya'yı önemsiyorum. Çok önemli bir mev-
kidir."
Bunun Türkçesi şuydu:
"Çankaya'ya doğru yola çıktık. Haydi hayırlısı."
Demirel dünkü konuşmasında rejim tartışmala-
rıyla zaman geçirilmemesini istedi. Uçurumun ke-
narındayız gibi kuşkuların ortadan kaldırılmasını
istedi. Bunlann yerine ne konmalı:
- Daha güçlü demokratik iktidar nasıl sağlanır,
bunu geniş ve derin tartışın...
Tartışmanın zamana yayılmasında fazla sakınca
yok. Yıllardan ikibine, yollardan en dibine kadar tar-
tışın...
Elbet bir gün...
Demirel gazetelere gönderdiği konuşma metni-
nin yanına 21 Eylül'de TRT-1 'de yayımlanan Kur-
tul Altuğ'un sunduğu, "Politikanın Nabzı" prog-
ramının çözümünü de koydurmuş.
Cumhurbaşkanı "soru üzerine" başkanlık siste-
minin altına giriyor. Şöyle diyor:
"...Şimdi başkanlık sistemine girdiğiniz yerde,
hükümeti başkan seçecektir. Yani her altı ayda bir
defa hükümet değişmesi denen olay olmayacak-
tır. t
Bugün Türkiye neyi niye arıyor ve tie'd'eribaf-1
kanlık sistemini telaffuz ediyor? i
Istikrar anyor, şöyle arıyor; ben size söyledim.
Dört senede altı hükümetin değiştiği bir ülkede,
siz devletin işlerini çok iyi gördüğünü iddia ede-
bilir misiniz?"
Demirel, konuşmanın devamında da sürekli ko-
nunun tartışılmasını istiyor.
Demirel isterse, AIDS kongresinde bile, başkan- '
lık sistemi tartışmalarını güncel hale getirebilir. Bu
yüzden konu, önümüzdeki dönem Cumhurbaş-
kanı'nın deyimiyle geniş ve derin tartışılacak.
Bence geniş-derin tartışmanın sakıncası yok.
Nasıl olsa zamanla sulandırınz...
Yılmaz'ın Bonn'da neleri aldığını sonraki yazının
konusu yapalım ama, sıcağı sıcağına altını çizme-
den geçemeyeceğim bir durum var.
Alman yetkililer Yılmaz'ın Almancasına hayran
olmuşlar. Aynı şeyi Alman işadamları da söylemiş.
Siemens'in temsilcisi Arnold Hornfeld, "Avru-
pa 'nın hiçbir ülkesinde sizin kadar akıcı ve güzel
Almanca konuşan Başbakan yok" demiş.
Yılmaz, Almanya'ya Almanca'dan iyi puan al-
mak için gitmişse, almış görünüyor.
Çiller in Ingilizcesıne övgüler yağardı...
Yılmaz'ın Almancasına...
Ben umutsuz değilim. Elbet bir gün iyi Türkçe ko- •
nuşan başbakanımız da olacak.
Türk askeri
Zap kampındaYurt Haberleri Servisi -
Kuzey Irak'taki operasyon-
larıru sürdüren Türk Silahlı
Kuvvetleri (TSK) birlikleri.
PKK'nin yeniden yerieşme-
ye başladığı Zap Kampı'nı
dün tamamen denetimi altı-
na aldı. İran sınınna doğru
kaçan teröristlerden 6'sı da-
ha öldürülürken sımrda ha-
va destekli çevirme harekâ-
tı başlatıldı.
Son üç gün içinde Kuzey
Irak'ın Zaho kentinden. Ser-
sing, Amadiya. Batufa üze-
rinden Zap kampına hava
desteğinde ilerleyen TSK
birlikleri, dün Zap kampını
tamamen denetimi altına al-
dı. Teröristlere ağır kayıplar
verdirilen kampta, bol mik-
tarda silah. mühimmat ve gı-
da maddesi ile örgütsel do-
küman ele geçirildi. Za-
ho'dan Zap kampına kadar
Türkiye sınınnı tamamen
denetimi altına alan birlik-
ler, dün sabah hava operas-
yonlanndan sonra İran sını-
nna doğru çevirme harekâ-
tına başladı. Zap kampında-
ki çatışmalarda kurtulan ve
Talabanidenetımındeki tran
sınınna kaçan teröristlerle
TSK birlikleri arasında bu
bölgede yer yer çatışmalar
yaşanıyor.
Bu arada, Irak Kürdistan
Demokrat Partisi (IKDP)
peşmergelerinin de Duhok
çevresinde. PKK'nin katli- .
amlar yaptığı köyleri tama-
men teröristlerden temizle- •
dıği yolunda haberler alındı. .
Peşmergelerin bu bölgede 6 ?
teröristi de öldürdüğü öğre- '
nildi. Kuzey Irak'ta öldürü- '
len terörist sayısı 361 'e u- '
laştı. Kuzey Irak'ta. bu >il 2.
kez büyük darbe yiyen
PKK'nin bozguna uğradığı-
nı belirten bir askeri yetkili, -
operasyonlardan kaçıp Tür-
kiye'ye sızmak isteyen terö-
ristlere karşı. smır boyunda '
önlem alındığını, harekâtın, '
bölge teröristlerden tama- '
men temizleninceye kadar
süreceğini söyledi.
Öte yandan. Siirt'inEruh •
ilçesine bağlı Demiremek -
ile Budamış köylen arasın-
da dün sabah güvenlik güç- !
leriyleçatışmayagirenterö- ,
ristlerden biri öldürüldü.
Bingöl'ün Yayladere ilçe-
si yakınlanndaki TEDAŞ
aracı da teröristlerin saldın-
sına uğradı. Olayda Hadim
Korkulu adlı işçi öldü.
Tokat'ın Turhal ilçesinde •
gerçekleştirilen operasyon-
larda yakalanan TKP'ML •
TİKKO örgütünün 4 üyesi
çıkanldıklan mahkemece '.
tutuklandı. •