25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM 1997 ÇARŞAMBA HABERLER ÇMD'den 'adil yargrianma' istemi • ANKARA (AA) - Çağdaş Hukukçular Deraeği (ÇHD) Genel Başkanı Aydın Erdoğan, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kapatılması. siyasi davalarla ilgili soruşturmalarda avukat bulundurmayı engelleyen dûzenlemenin kaldınlması. Terörle Mücadele Kanunu'nun düşünceyi suç sayan 8'inci ve ceza arttınmını öngören 5'inci maddelerinin kaldınlması amacıyla kampanya başlattı. Bakanlar KUPUIU toplandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakanlar Kurulu, Başbakan Mesut Yılmaz başkanlığında dün saat 21.15'tetoplandı.TBMM Başkanlığı seçimleri nedeniyle 3 saat gecikmeli başlayan toplantıda, doğal afetlerde zarar gören çiftçilerin kredi borçlanmn ertelenmesi, TÜRKSAT 2-A uydusunun fırlatılması, dövizzedelerin sorunlan, Bulgaristan'dan göçmen gelenlerin sorunlan, Emlak Bankası'nın özelleştirilmesi ele alındı. Toplantıda aynca Kıbns'ta yaşanan gerginlik ve Karadeniz Bölgesi'nde meydana gelen olaylann da gündeme geldiği öğrenildi. CHP'nin yurt gezUeri • ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinın Mut ve Anamur'da düzenlediğı mitinglere katılmak üzere bu hafta sonu Mersin'e giderken Genel Sekreter Adnan Keskin başkanlığındaki heyetler ise Alanya ve Diyarbakır'da incelemelerde bulunacak. CHP Genel Başkanı Baykal, 17 Ekim günü Mut'ta düzenlenen mitingde halka hitap edecek ve akşam Silifke örgütü tarafından düzenlenen yemeğe katılacak. Geceyi Silifke'de geçirecek olan Baykal, ertesi gün Anamur'da düzenlenen mitingde konuşacak. Baykal, buradan Antalya'ya geçecek. yangını• Haber Merkezi - Semah Kültür ve Araştırma Vakfı Genel Başkanı Lütfi Kaleli ve Karacaahmet Sultan Dergâhı Yönetim Kurulu dün yaptıklan yazılı açıklamalarda, geçen pazar günü Hacıbektaş Çilehane'deki Deliklitaş yangmının sabotaj sonucu çıktığı öne sürülerek, sabotajın Alevi-Bektaşi inancına yapılan bir saldın olduğu belirtildi. Nevşehir Valisi Şinasi Kuş, dün yaptığı açıklamada. Deliklitaş'ın yangınında sobotaj olmadığını kaydetti. Kısa... Kısa... • CHP tstanbul Milletvckili Ercan Karakaş, 26 yıliık eşi Çiler Karakaş'tan "şiddetli geçimsizlik" nedeniyle tek celsede boşandı. • Milli Eğitim Bakanlığı, okul denetimlerini 3 yıliık periyoda bağladı. Öncelikle Kütahya, Kastamonu, Bartın, Elazığ. Gümüşhane. Erzincan, Elazığ ve Artvin illerindeki okullann denetleneceği teftişlerde, 340 bakanlık müfettişi görev yapacak. • Milli Eğitim Bakanlığı, 8 yıDık kesintisiz temel eğjtime koşut oiarak okul binalarını yeniden düzenleme karan akh. Okul ve sınrf ortamlannı "ekosistem" modeliyle yenileyecek. • DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'i, Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemde Istinye Devlet Hastanesi'ni 26 Arahk 1996 tarihindeki ziyareti sırasında protesto eden ÖDP'li Haluk Ağabeyoğlu, Sanyer Asliye Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada beraat etti. 9 kişi Giresun'un Şebinkarahisar ilçesindeki maden ocağını bastı, 2 mühendisi kaçırdı PKK ımüıeııdis öldürdüNtHAT TIĞLI ERDOĞAN ERİŞEN GtRESUN/ORDU-Giresun' un Şebinkarahisar ilçesinde bir ma- den ocağını basan 9 PKK'h, şan- tiyeyi ateşe verdikten sonra ikisi Bulgar asıllı üç mühendisi kaçır- dılar. Mûhendislerden bın ölü ola- rak bulundu. Ordu'nun Gürgente- pe ilçesi Işıktepe beldesinde gü- venlik güçleriyle çatışmaya giren teröristlerden bıri öldürüldü. Şebinkarahisar ilçesi Dereköy yakınlannda bulunan Beronar Madencilik AŞ'ye ait kurşun ma- den i ocağı önceki akşam saat • Dereköy yakınlannda bulunan Beronar Madencilik AŞ'ye ait kurşun madeni ocağı önceki akşam saat 19.00 sıralarında bir grup terörist tarafından basıldı. Teröristler, şantiyedeki iki kamyon, bir cip ve bir pikabı ateşe verdi; işçilerin yiyecek, giyecek ve 700 milyon lirasını da gasp etti. 19.00 sıralannda bir grup terörist tarafından basıldı. Şantiyedeki iki kamyon, bir cip ve bir pikabı ate- şe veren teröristler, işçilerin yiye- cek. giyecek ve 700 milyon lirası- nı da gasp ettiler. Bir süre örgütsel propaganda yapan teröristler, ma- dende görevli Mustafa Tete, Bul- gar asıllı Peter BakaJov ve Atanos Milkov adlı üç mühendisi yanlan- na alarak kaçtılar. Olayın güvenlik güçlerine bildirilmesinden sonra çevrede yapılan operasyonlarda, mûhendislerden Mustafa Tete"nin cesedi bulundu. Şebinkarahisar Kaymakamı Mahmut Kıhçdoğan, maden oca- ğını basan teröristlerin "CudT kod adlı militanın yönetimindeki PKK'liler olduğunun belirlendiği- ni söyledi. Kılıçdoğan, teröristle- rin yakalanması için bölgede ope- rasyonlann devam ettiğini bildir- di. Maden ocağı baskınından bir gün önce de bir grup terörist Aluc- ra-Şebinkarahısar yolunu keserek iki vatandaşı katlettiler. Teröristler, 21 Temmuz'da da aynı güzergâh üzerinde bir aracı durdurarak orman mufaza müdür- lüğünde çalışan bir işçiyi öldür- müşlerdi. Ordu'nun Gürgentepe ilçesine bağlı Işıktepe beldesinde de dev- riye görevı yapan güvenlik güçle- riyle çatışmaya giren teröristler- den biri öldürüldü. Ordu Valisi MustafaMalay, ka- çan teröristlerin yakalanması için bölgede operasyonlann sürdüğü- nü bildirdi. Devlet Bakanı Burhan Kara, Giresun'un Şebinkarahisar ilçesi ve çevresinde meydana gelen olaylarla ilgili yaptığı yazılı açık- lamada, güvenlik güçlennin böl- gede operasyonlan sürdürdüğünü söyledi. Giresun Valiliği'nin de güvenlik toplantılan gerçekleşti- rerek önlemler aldığını bıldiren Kara, olaylarda yaşamını yıtiren yurttaşlann ailelerine başsağlığı diledi. Gazeted Çalaroğlu öldii İstanbul HanerSer- visi-Hepa- tit B'ye bağlı kara- ciğer ko- masına gi- ren gazete- cı Nurcan Çakıroğludün sabah O3.3O"da vefat etti. Çakıroğlu için bu- gün önce Türkiye Gazeteciler Cemıyeti'nde (TGC), ardın- dan Milliyet Gazetesi'nde tö- ren düzenlenecek. Çakıroğlu, ıkindi namazının ardından Küçükyalı Mezarlığı'ndatop- rağa verilecek. Hepatit B teşhisıyle kaldı- nldığı lstanbul Tıp Fakülte- si'ndeyaklaşık 15gündürka- raciğer komasında bulunan Kim Dergisi Yazıışlen Müdü- rü Nurean Çakıroğlu öldü. Çakıroğlu, her 100 Hepatit B hastasından sadece 1 -2'sinde görülen akut karaciğer yet- mezliği yüzünden komaya gırdi. Zamanında karaciğer bulunup nakil yapılamaması yüzünden septik şoka (Çoklu organ yetmezliği) giren Çakı- roğlu, tüm çabalara karşın kurtanlamadı. Çakıroğlu için bugün TGC önünde saat 11.00'de, Milliyet Gazetesı önünde de saat 12.30'da iki ayn tören düzenlenecek. Ça- kıroğlu, Erenköy Galippaşa Camii'nde kılınacak ikindi namazının ardından Küçük- yalı Mezarlığfnda toprağa verilecek. TSK'nin Kuzey Irak'tan dönüşü sürüyor. Teslim olan bir militan açıkladı 'PKK'de SA-7 B füzeleri var'Yurt Haberleri Servisi- Güneydoğu'da sür- dürülen operasyonlarda 22 terörist öldürüldü. Türk Silahh Kuvvetleri'nin (TSK) Kuzey I- rak'tan geri dönüşü devam ederken Türk bir- liklerine teslim olan bir PKK'li, örgütün elin- de SA-7 B füzelerinin bulunduğunu öne sür- dü. Iran smınnda Talabani güçlerine sığınan PKK'lilerin, Irak Kürdistan Demokratik Par- tisi (IKDP) peşmergelerine karşı başlatüğı sal- dında 57 IKDP'linin öldüğu öne sürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapı- lan açıklamaya göre, Kuzey Irak'taki "Şafak Harekâü''ndan dönen bir askeri aracın, Hak- kâri'nin Şemdinli ilçesi sınır kesiminde terö- ristlerce döşenen mayma çarpması sonucu 10 askerin şehit olmasının ardından. bölgede ge- niş çaplı operasyonlarbaşlatıldı. Operasyon- lar sırasında çıkan çatışmada, 22 terörist öl- dürüldü. Bölgede operasyon- lann aralıksız sürdüğü bildi- riliyor. Öldürükn PKK'liler kablan biriiklerimizin geri dönüşünden sonra bötgede kiiçük buiiklerimiz peşmerge unsur- lanyla koordineii oiarak sürekli operasyon ya- pacak" dedi. Link Dağı 'nda TSK birliklerine teslim olan 17 PKKIiden bin de örgütün elinde SA-7 B füzelerinin gelişmiş modellerinin bulunduğu- nu söyledi. 2. Ordu'nun Şırnak'taki Taktik Komuta Merkezi'nde AA muhabiriyle görüştürülen, ancak ailesıne zarar gelmemesi için adını ve örgütteki kod adını açıklamayan terörist, 4 ki- şiyle birlikte ZAP Kampı'nda füze eğitimi al- dıklannı belirterek şunlan anlattı: "Füze eğitimi için Ermenistan ve Sırbis- tan'dan geidüer. Eğitimimiz 15 gün sûrdü. Ge- çen ay Suriye'den füzeler gelecekti. Ancak Şa- fak Harekâö başiayuıca bu durduruklu. Bizim TSK'nin Kuzey Irak'ta gerçekleştirdiği ve ilk aşama- sı sona eren "Şafak-97" hare- kâtının ardından birliklerin geri dönüşü sürüyor. Yetkili- ler, Kuzey Irak operasyonla- nnda öldürülen PKK'li sayı- sının 837'ye ulaştığım bildir- diler. Sınırötesi operasyonlarda PKK'nin deneyimli kadrola- nnı da kaybettiği belirtildi. Bir askeri yetkili,"Terör ör- gütünün yerleşjjv kadrosu gi- derek yok oluyor. Irak, Iran ve Suriye'den ailesine 700, kendisine 500 dolar ay hk öde- yerek adam bulup bölgeyege- tiriyorlar. Şafak Harekâti'na TSK, K. Irak'tan dönerken bir yandan da sınır bölgesinde önlemler alıyor. grupta StraDe denilen SA-7 B'lerden 2 tane vaniı. Örgütte bunun daha da gelişmiş modeJ- leri oktuğunu biliyonım. Aynca Saddam'dan kalma 3 tane de 1Ö6'lık top var. Füzeleri uçak- lar için kuDanacağumz bize söylendi. Ancak harekât başlayınca bulunduğum gnıptan ay- nldun ve tanklann olduğu yere giderek teslim oidum." Teslim olan PKK'li, Yunanistan'da, emek- Ii generallerden grup halinde lstanbul ve Iz- mir'de bombalı eylemler yapmak üzere 3 ay süreyle eğitim aldıklannı da anlattı. TSK'nin operasyonlanndan iyice sıkışan ve Kuzey I- rak'ın tran smınna yakın Şaklava kentinin Gü- neydoğusu'nda Talabani güçlerine sığınan P- KK'liler, IKDP peşmergelerine karşı yeni bir saldın başlattı. Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (IKYB) Sesi Radyosu, dün sabah- ki haberinde, IKDP peşmer- gelerine karşı başlatılan ge- niş çaplı saldında, biri peş- merge komutanı olmak üze- re 57 IKDP'linin öldürüldü- ğünü duyurdu. Barzani liderliğindeki IKDP'nin Sesi Radyosu da IKYB'ye bağlı peşmergele- rin, dün sabah saatlerinde Revandüz. Kasır ve Hacüm- ran bölgeleri ile Alane, Sima- kol, Hiran ve Balisan vadile- rinde IKDP peşmergelerine karşı PKK desteğinde geniş çaplı bir saldın başlattıklan- nı dogruladı. Radyo, kayıplar hakkında bilgi vermedi. Ku- zey Irak'ta karşrt Kürt grup- lar arasında yeniden başlayan çatışmalann sona erdirilme- si için Türkiye. lngiltere ve ABD'nin çalışmalannın sür- düğü bildirildi. Demirel'e İzmir'de fahri doktora 'Bilim herkese lazım' İZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Cumhurbaşkanı Sü- leyman DemireL Türkiye'de il- kokula gelen her 100 çocuktan sadece 9'unun üniversiteyi bi- tirdığinı belirterek "Böyle gi- demeyiz: bilim eğer lanmsa, herkese lazınıdır" dedi. Izmır Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün 1997-98 öğre- tim yılı açılış törenıne katılan Demirel'e fahri doktor unvanı verildi. Demirel, burada yaptı- ğı konuşmada, 2000'li yıllara gelirken yeniden hamle yap- mak gerektiğinı, bu hamlele- rin en önemlisının "eğitinıde'' yaşanması gerektiğıni kaydet- ti. Cumhurbaşkanı Demirel, "Eğjtime içerik kazandırmak lazım. Eğitim, kültür ve öğre- tim kavramlannın hepsini kul- lanmak lazım" dedi. Türk eği- tim sısteminın, "Dünyanın gi- Jişd^ı.a i._»durulması" gerekti- ğinı vurgulayan Demirel "GSMH'den eğitime aynlan yüzde 3 ile onlara nasd yetişe- cegiz'' dıye sordu. Eğitim olay- lannın "parti siyasetinin üstün- de" olduğunu belirten Demi- rel. "Bu söylediklerim, bu ülke- de herkesin kabullenmesi gere- ken şevler. Çocuklar okusun" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, başbakan olduğu 1992 yılında 22 üniversite ve i- ki yüksek teknoloji enstitüsü kurmaya karar verdiklenni anımsattığı konuşmasında. üniversitelerin Türkiye'nin her köşesine götürühTiesi gerekti- ğine dikkat çekti. Demirel, bir süre önce ya- nan ve tzmirlilerin bagışlany- la onanlan tarihi Mıthatpaşa Endüstri Meslek Lisesi'ni ye- niden eğitime açtıktan sonra Torbalı, Tire, Kemalpaşa ve Çiğli'de çeşitli açılış ve temel atma törenlerine katıldı. MHP avukatının öldürülmesiyle ilgili oiarak 9 kişi aranıyor Tokuçoğlu cinayetinde 10 kişiye dava açddı tZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su) - MHP Genel Merkezi'nin avu- katı Sadık Tokuçoğlu'nun öldürül- mesi olayıyla ilgili olarak gözaltına alınan 10 kişi hakkında tutuklama istemiyle dava açılırken, aranan sa- nıklaria birlikte 17 kişinin aynca cü- rüm işlemek için çete oluşturmak suçlamasıyla dosyalan tzmır DGM'ye gönderildı. Tokuçoğ- lu'nun öldürdükleri öne sürülen ve aralannda Susurluk kazasmda ölen AbduDah Çath ve ülkücü baba Ala- attin Çakıa'nın yakın arkadaşı ol- duğu belirtilen YahyaEfe ile birlik- te 9 kişinin de arandığı açıklandı. Soruştunnayı yürüten tzmir ll Jandarma Alay Komutanlığı'ndan olayla ilgili yapılan açıklamaya gö- re, Prof. Dr. Hafil Hikmet Karaba- cak'ın değişik şirket ve tıcarethane çalıştınrken 1990-1991 yıllannda Faruk Fişekçi adındaki kişi aracılı- ğıyla, zanhlardan Ertuğrul Ozgül ve Hayati Baran'la tican ilişkileri olduğu belirtildi. Açıklamada, Ka- rabacak'ın Karon Menkul Değerler AŞ'nin adını "Fors" Altın ve Dö- vız Bürosu olarak değiştirdiği ve iş hacmini büyütmek için Yahudi asıl- lı Matk) Almaztino ya 400-500 bin dolar civannda para gönderdiği be- lirtildi. Karabacak, Matio Almazlino'ya verdiğiparalann karşılığını alama- yınca, Ozgül ve Baran aracılığıyla zorla tahsil yoluna gıttiği, bu neden- le Özgül ve Baran hakkında lstan- bul Cumhuriyet Savcıhğı'nca so- nıştunna açıldığı belirtildi. Açıklamada, Özgül'ün Karaba- cak'tan para almadan yüzde 35'i kendisine, yüzde 65'i Karabacak'a ait olmak üzere Istanbul'da Ozkar Dericilik Fabrikasını kurduğu, fab- rikayı daha sonra Manisa'ya nak- lettiğideyeraldı. Jandarma komutanhğının açıkla- masında Karabacak'ın haciz kara- nna karşı Istanbul'dan AhmetGör- pe. Ali Sultanoğlu, Yahya Efe'den yardım istediği belirtildi. Mani- sa'daki Özgül Deri Fabrikası'ndaki haciz işlemleri tamamlandıktan sonra Izmir'e dönen Tokuçoğlu, emekli emniyet müdürü Haluk Er- can, Uygar Maldnaa, Iskender Ba- ran'ın bulunduğu otomobile Sa- buncubeli mevkiinde. Yahya Efe'nin içinde bulunduğu otomo- bilden ateş edildiği ve olayda Toku- çoğlu'nun yaşamını yitirdiği açık- landı. Olayın ardından gözaltına alı- nan Şahin Karayol, Ahmet Haşim Baran, Haluk Ercan, Iskender Ba- ran, Uygar Makinacı, Murat Altan, Kenan Oztûrk, SeJçuk Özgen. Ali Sultanoğlu, Halil Hikmet Karaba- cak, hakkında cürüm işlemek ama- cıyla teşekkül oluşturarak, kasten adam öldürme'k savıyla Bornova Cumhuriyet Savahgı'na sevk edil- di. Bu olayda tetikçi olduklan öne sürülen Yahya Efe, Ibrahim BaysaL, Cavit Babçed, Şükrü Andi, Erkan Odabaşu Ahmet Emin Görpe, Ha- kan Tannverdi, Ertuğrul Özgül ile Hayati Baran'ın yakalanmalan için Izmir, Ankara ve Istanbul'da ope- rasyonlann sürdürüldüğü bildirildi. ŞIFIf£;NOKTASI IORAL ÇALIŞLAR Mehmet Barias bir gazete- cilik ekolü. Onun yıldızı 12 Ey- lül döneminde parladı. Kenan Evren'e, ardından Özal'a olan yakınlığıyla yeni bir stil yarattı. Bu stil, devlet büyükleriyle içli dışlı olma stiliydi. Gazeteci, en üst düzey devlet yöneticilerine yakın olup onlara dert ortaklığı ettiği sürece mesleğinde yük- selebilir, kazancına kazanç ka- tabilirdi. Mehmet Barlas, giderek bir gazetecilik klasiği haline geldi. Birçok gazeteci onun açtığı yoldan yürüdü. Bugün bakjyo- rum da gazetelerin tepesinde- ki birçok yönetici, onun çizgi- sini izleyerek o noktalara yük- seldi. Patronuyla belki de ilk kez Barlas tavtaoynadı, bilemi- yorum. Bugün üst düzey yöne- tıcilerin çoğu patronuyla tavla oynuyor. Mehmet Barlas, yarattığı ye- ni gazeteci tipi için "kafa adam" ifadesini kullanıyor. Barlas diyor ki: "Gazetelerde bir ayak takı- Mehmet Barlas Orneği... mı var, bir de kafa takımı, ben kafa takımındanım." El hak! Doğru söylüyor. Gazetelerin kafa adamlan hep olur. Bu ka- fa adamlar, son dönemde, dev- let büyükleriyle gazetecilik mesleğinin çok ötesinde ilişki- ler kurdular. Kredi temininden Milli Güvenlik Kurulu'ndan çı- kacak kararian uygulamaya ka- dar, ülkenin ve gazetenin gele- ceğiyle yakından ilgilendiler. Mehmet Barias, günümüz- deki parlak gazeteci tipinin en seçkin örneklerinden. Bunun karşılığını da yıllarca fazlasıyla aldı. Ülkemizin en zengin gaze- tecilerinden birisi oldu. Otağ- tepe'deki villası, ülkemizin etki- li buluşma merkezlerinden bi- risi haline geldi. Barlas bu özel- likleriyle yıllarca, büyükgazete- lerimizde genel yayın müdür- lüğünden başyazarlığa, TV ka- nallannda ankormanlığa kadar önemli görevler üstlendi. 12 Eylül dönemini başanyla değerlendiren Barias, bu kez yeni döneme neden uyum sağ- layamadı ve aniden işinden gü- cünden oluverdi? Püf noktası burada. Mehmet Barias, tekel- ci basının diğer önemli yöneti- cileri kadar araziye uyamadı. Türkiye, 28 Şubat'tan ifbaren yeni birdönemece girmişti. Bu dönemeç, REFAHYOL iktidan- nın sonunu getirecekti. Geliş- menin yönü belliydi. Büyük ba- sınımızın bunu fark eden etkili kişileri, Özal'ın liberalizmine, si- yasi Islamın gerekJiliğine ilişkin tavıriannı terk edip yazılannı ve tutumlannı değiştiriverdiler. Her şey askerierin tavnnın sertleşmesi ve MGK karartan- nın gündeme gelmesiyle de- ğisti. Bu basınımızın geleneksel biralışkanlığıydı. Askeri darbe- lerde ve olağanüstü dönemler- de hazırola geçmek bir gele- nekti. Mehmet Barias, bu virajı ala- madı mı, yoksadaha ileriyeyö- nelik bir hesabın içine mi girdi, kestirmek pek kolay değil. Çünkü Bariaslar'ın Otağte- pe'deki villalannda yeni hesap- lar yapılıyor. Erbakan ve Çiller ailesinin Bariaslar'ın aracılığıyla görüş- mesi, Barias'ın o kadar yaba- na atılır bir "gazeteci" olmadı- ğını bir kez daha kanrtlıyor. Barias, bu kez de Refah'ın kapatılması halinde bu cephe- de olabilecek yeni gelişmelere muhtemelen yol göstericilik ya- pıyor. Sanki bu kez yanlış ata oynuyor gibi. Mehmet Barias, derin devletle derintemesine bir kapışmayı bugüne kadar pek denemedi. Bu kez deniyor. Si- yasi islamla Çiller ailesi arasın- daki ittifaka bütün kaderini bağladı. Birçok arkadaşım Barias'a haklı olarak kızıyor ve bazılan da Barias'ın işten atılmasından zevk alıyor. Ben böyle bir duy- gu içinde değilim. Barias'ı işten atanlaria Barias arasında te- melde bir fark olmadığını biliyo- rum. Böyle sahneleri geçmişte deçokyaşadık. İki büyük med- ya tekelinin patronlan birtDirine girdi. O gazetelerin yazarian da aynı anda patronlannın yanın- da saf tuttular. Sonra iki patron banştı, onlar da hiçbir şey ol- mamış gibi hareket ettiler. Yann devran değişir, Meh- met Barias bu gazetelerin biri- nin başına geçebilir. Çünkü kendisi "kafa adam" belli ol- maz. Şimdi onun arkasından teneke çalan bir kısım yazar da saygı kuyruğuna girerler. Mehmet Barias, bizim mes- teğin önemli bir ekolü. Ondan öğrenmek isteyenler açıp açıp geçmiş maceralannı okuyabi- lirter. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU I Kimi Sözcükler Var ki... Son zamanlarda, bana bir şey oldu. "Popülist" ve "Jakoben" sözcükleriyle medyada ne zaman kar- şılaşsam sinirierim iflas ediyor. "Popülist" ve "Jakoben" tarihsel ve siyasal ola- rak, AJthusser'in bir ifadesini kullanırsam, "anlam yüklü" iki sözcük. Bugün, öyle bir savruklukla, öy- le bir olumsuz vurgu ile hem de ait olduklan siyasal harekete, sola karşı, öyle bir hınçla kullanılıyor ki, bu duruma illet oluyorum; illet oluyorum ama, bu kul- lanılış tarzının, yaşadığımız toplumun ideolojik ve ahlaksal ortamı hakkında çok değerii ipuçlan verdi- ğini de düşünmeden edemiyorum doğrusu. "Popülist" (halkçı), anamalcı toplumda çıkarian farklı sınrflann var olduğunu görmezden gelerek ya da bu sınrflann çıkariannın uzlaşabileceğini varsa- yarak, siyasi programını tüm sınıftara dayandırma- ya çalışan politikacılar için kullanıhrdı geçmişte. Sos- yalistler ise popülist politikacılan, hem gerçekçi -ta- rihsel maddeci- olmamakla, teorik gevşeklikle, hem de halk kavramı üzerinden sık sık demagoji yap- makla suçlariardı. Rus Narodnikleri, Peron, Nasır, Latin Amerika'daki gerilla hareketleri -örneğin San- dinistalar-, öncü savaşını benimseyen hareketler, sosyalistler tarafından hep bu bağlamda eleştirildi- ler. "Jakoben" ise Fransız Devrimi'nde, akıl ve dev- rimci ahlak adına, gerekli gördüğü yerde şiddet uy- gulamaya çekinmeyen, eski rejimle uzlaşmayı red- deden ama "halkın" genel çıkariannı her şeye rağ- men sonuna kadar savunmaya niyetli siyasi akımın ismiydi. "Jakoben" siyaset, hem toplumu dönüştür- mek için faziletli ve bilinçli kadrolann yeterii olduğu- na, tarihsel dinamikleri salt irade ile aşabileceğine inandığı, hem de halkı temsil etmek adına sık sık seçkinciliğe düstüğü için eleştirildi. Jakoben siya- set, insan ıradesine ve "akla "tanıdığı bağımsızlık yü- zünden de sık sık idealizme saplanıyor ve bu yüz- den yücelttiği demokrasiyi yok edebilıyordu. Jako- benizmin arketipi ise Robespierre'di. Hem "popülist" hem de "Jakoben" siyaset ve eylem, sosyalistler tarafından, emekçilerin çıkaria- nnı savunmada iktidarsız kaldıklan için reddedildi- ler geçmişte. Şimdi, bir bakıyorsunuz muhafazakâr birhükümet, programını açıklarken "popülizme"ta- viz vermediğini söyleyebiliyor ve böylece sadece IMF'den değil -bunu anlamak kolay- halktan da on- ay almayı umuyor. Küreselleşmeyi tek seçenek ola- rak tespit eden yaklaşımın ve dini kozmolojinin, si- yasi ifadelerine karşı çıkanlara, bu iki ideolojiyle uz- laşmak istemeyenlere de medyada sık sık Jakoben suçlaması yönettiliyor. "Enflasyonu indirmek, bütçeyi denkleştirmek için şu programı öneriyorsunuz... Peki ama ya gelir da- ğılımı ne olacak?" ya da "Küreselleşmenin gelir da- ğılımı, ulusal egemenlik ve demokrasi üzerinde şöy- le olumsuz etkileri var, bunlara ne dersiniz" diye sorduğunuzda hemen "popülist" damgasını yiyor- sunuz. "Dini kozmoloji, insan aklının 'eksık' olduğunu ve bu yüzden de insanın kendi kendini yönetemeye- ceğini savunur; dini temel alan akımlar, gerçekliğin dini olmayan yorumlanyla bir arada var olamaz, gerçekliğe ilişkin ileri sürdükleri tespitterin eleştirh sine katlanamaz, bu yüzden demokraslyle ve dokh yrsıyla emekçilerin çıkartanyla bağdaşmaz" dediği- nizde de "Jakoben" olmakla eleştiriliyorsunuz. Peki bu çarpılma, bize toplumdaki egemen ide- oloji ve ahlaksal duruma ilişkin ne söylüyor? Ben bu soruya, kabaca şöyle bir cevap verilebileceğini dü- şünüyorum: Artık ekonomik programlar hazırianır- ken emekçilerin çıkariannı, hatta genel olarak top- lumun çıkariannı savunmak, toplumsal serveti biraz daha adilce dağıtmayı amaçlamak ciddi bir olum- suzluktur; toplumsal eşitsizlik, ekonomik sömürü. gibi geçmişte ahlaksal olarak hor görülen kavram- lan artık aklamıştır. Artık, sadece ve sadece serma- ye birikiminin gereksınimlerini, sadece bir sınıfın, sermaye sınrfının taleplerini veri alarak konuşmanız,. emekçileri -ayaklanmadıklan sürece- denkleminize almamanız gerekiyor... Ek olarak, dünyanın kavra- nabileceğini ve akıl yoluyla değıştirilebileceğini, in- sanın kendi tarihini kendisinin yapabileceğini, özet- le Fransız Devrimi'nin (anamalcı sınıfın devriminin) "aydınlanmacı" geleneğinı savunamazsınız. Bilim- sel yöntem artık prestıjini yitirmiştir. Ekonomi "gizli birel" tarafından yönetilır. Bu kargaşada da ekono- mik olarak, güçlü olan, aynı zamandarıaW/ olandır... Bu iki kavramı medyada gördükçe sinirterim iflas ediyor. Ama esas neye illet oluyorum biliyor musu- nuz? Sol içi tartışmalarda acımasızca eleştirdiğim bu popülizmi ve jakobenizmi, muhafazakârtara (neo-liberallere) karşı savunmak zorunda kalmama yol açan ideolojik ve ahlaksal ortama... Bir de dü- ne kadar ağızları köpürmeden Che'nin adını telaf- fuz edemeyenlerin son günlerde, birdenbire, Che'nin adını bir nostalji sakızı haline getir- melerine... RP ile yakınlaşmak istiyorlar Hizbullah: Refah ve Erbakan'ı destekliyoruz Haber Merkezi ABD'nin yayımladığı te- rör listesinin başında bu- lunan Hizbullah örgütü- nün lideri Şeyh Nasrallah, "Refah Parttsi'ni ve Sayın Necmettın Erbakan'ı des- tekliyoruz. Tıpkı bütün İs- lami partileri desteklediği- miz gibi" dedi. Refahlı- larla Afrika ve Ortado- ğu'daki panellerde bir ara- ya gelip sohbet ettiklerini kaydeden Hizbullah lide- ri, RP ile birebir ilişki kur- mak ıstediklerini de söyle- di. Merkez üssü Beyrut'ta bulunan Hizbullah örgü- tünün lideri Şeyh Nasral- lah'la yapılmış röportajın ikinci bölümü dün gece NTV'de yayımlandı. Tür- kiye'deki gehşmeleri ya- kından takip ettiklerini be- lirten Nasrallah, Türk-ls- rail anlaşmasının Islam ül- kelerini kızdırdığını söy- ledi. Nasrallah, "Türkhü- kümetiçokşe\ kaybedece- ğmi bilebile bu anlaşmala- n yaph. tsrail ile yapılan her anlaşma Siyonizmin lehinedir. Türkiye Arap ve İslam dünyasını kaybedi- yor. Bu anlasmalaru hfikn- met İslami kurauara göre yönetilmese de Türld- ye'den beklemiyorduk. Sa- dece biz değil, bütün İslam ülkeleri Türldye'ye kızgm. Ankara çok yanlış bir po- zisyonda" dıye konuştu. . Refah Partisi 'nin kapa- tılması girişimlerini ve & yıliık kesintisiz eğitimle i- mam-hatip liselerinin orta kısımlannm kapatılması- nı izlediklerini kaydeden Nasrallah, RP'yi İslami direniş hareketinin bir parçası olarak gördükleri- ni açıkladı. Nasrallah, RP hakkındaki görüşlerini şöyle anlattı: "RP ve sayın Erbakan'ı destekliyoruz. Tıpkı bütün İslami partileri destekledi- ğinıiz gibL Refah ile ber- hangi bir resmi ilişkimiz yok. Sadece Afrika ve Or- tadoğu'daki bazı panel ve konferanslarda Refah'a mensup kişilerle bir araya gelip sohbet ediyonız. Şu- nu söy lemek isterim ki RP ile birebir ilişki kurmayı gerçekten isteriz."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear