25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 EKİM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM ŞİRKETLERDEN • HEY Gıda tarafından üretılen Green Island markalı çaylar. yeşil-kjrmızı ambalajında piyasaya sunuldu. Seylan çaymdan oluşan 500 gramlık paketleri ve 25 poşetlik kutulan marketlerin raflannı süslüyor. • LACOSTE, 1997-98 Sonbahar-Kış Koleksiyonu'nu Çırağan OtelTnde gerçekkştirdiği bir defîle ile bayilerine \e moda dünyasına tanıtü. Lacoste'un kolekshonu Classic, Club. Yatching, Golf, Tennis, Sport temalanndan oluşuyor. • MAURI MAYA.'maya sektöründe ilk kez verilen Uluslararası Kalite BelgesiISO9002'yi almaya hak kazandı. Ingiliz SGS Şirketi tarafından venlen ISO 9002 belgesı, Bandirma'daki fabrika binasında düzenlenen törenle şirket yetkililerine teslim edildi. • KOÇ Holding. Superonline, Apple Computer-Bücom, Güzel Sanatlar/Bates, Pamukbank ve Metropol TekstiPin destegi ile dünyada İnternet ortamındaki ilk ulusal müze olma özeüiğini taşıyacak "İnteraktif Türkiye Müzesi" kuruluvor. TOBB, vergi reformu önerisini bugün Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'e sunuyor Istikrar programına destek zor FARUKATAAY VAN - Türkiye Odalar ve Bor- salar Bırliği (TOBB) bünyesinde oluşturulan ve Maliye Bakanlı- ğı'nın da destek verdiği "Vergi Ozel Ihtisas Komis>onu"nun öne- ri paketı. bugün Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'e sunulacak. 3 yıllık ıstıkrarprogramı hazırlıkla- n içındeki hüJcümetin, \ergi kay- bınayolaçacağı gerekçesiyle "ka- yıt dışı ekonomiyi kapsama ala- rak vergi oranlannı düşürme" il- kesine day arularak hazırlanan öne- ri paketine destek vennesinin ko- lay olmadığı bildirildi. Maliye Bakanı Temizel, Prof. Dr. HatiüVadaroğhı, GelirlerGe- nel Müdürü Nevzat Saygılıoglu. SSK Genel Müdürü Kemal Kılıç- daroğlu gibi üst düzey bürokrat- lar ve akademisyenJerin katıhmıy- la oluşturulan komısyonuh çalış- malanna büyük önem veriyor. Ver- gi reformu yasa tasansını kasım ayı içinde Meclis'e getirerek yıl ba- şından önce yasalaştırmayı hedef- leyen Temizel'in. kayıt dışı eko- nomiyi vergilendirerek vergi oran- lannı düşürme hedefinin istıkrar paketi uygulamaya yönelen hü- kümetten destek bulmasının zor ol- duğu değerlendirmeleri yapıldı. Türkiye'de gelir vergisinin yüzde 52'sıni ödeyen çalışanlann vergi oranlannın 20 puan düşürülmesi- nin vergi gelirlerinde büyük bir azalmaya yol açacağı belirtildı. Buna karşılık. ücretler üzerinden alınan vergilerin düşürülmesi, iş- çilik maliyetlennı arrfırmadan üc- retartışı sağlayacağı ıçiniş\eren- lerce de destekleniyor. Pakette. rant gelirlennın vergilendirilme- sı konusunda yeni önlemlere yer verilmedı. TOBB'den bağımsız olduğu vurgulanan komisyon; çalışmala- n sırasında Türk-İş, DtSK. TESK, TtSK gibi işçı ve işveren kuru- luşlanndan da önen istedi. Çalış- malara katılmayan \e önerilerini komisyona yazılı olarak sunan ku- ruluşlar. henüz reform paketine destek acıklaması yapmadılar. TOBB'nin vergi reform paketin- de yer alan öneriler şöyle: - Ücretfileri vergi denetçiliğine zorlayacak bir düzenleme ile iicret- lerden her ay yüzde 10 geür vergi- si stopaj kesintisi yapılacak. İ c- redileryıl sonunda getirdikleri bet- ge kadar stopajı geri alabilecek- ler. Harcamalannı belgelendirme zonınluluğu alüna sokuian çalı- şanlann, etkin bir vergi denetimi sağlamasıyla vergi kaçağının ön- lenmesi amaçianıyor. - Gelir vergısi oranlannın üc- retlilerde yüzde 25-45'ten yüzde 10-30, ticari faaliyetlerde bulu- nanlarda da yüzde 15-35 oranına çekilmesiyle, vergi oranlannda büyük orardı indirimleröngörülü- yor. KDV oranlan yüzde 10'luk tek orana indinlirken lüks mallara da özel tüketım vergisi (ÖTV) uygu- lanacak. - Götürü usulde vergi kadcme- li olarak kaldınlırken mevcut gö- türü usuldeki mükellefler "esnal muafryetine*" alınarak ıki yıl sü- reyle hiç vergi vermeyecek. - Beyan edilmeyen gelirlerin kapsama alınması için herkesten yıllık "servet gelir beyannamesi" ahnacak. Bu yolla servetlerdekı artışjann vergilendirilmesi değil. beyan edümeyen gelirleri beyan et- meye zorlamak amaçlanıyor. - Enflasyon muhasebesi uygu- laması gelir vergisi mükellefleri için isteğe bağlı, kurumlar vergi- si mükellefleri için ise zorunlu olarak başlatılıyor. - Banka ve sigorta muameleleri vergisi kaidırılarak bu ödemekr yüzde 5 ile KDV içine alınacak. Bu yolla kredi malr»ederi yüzde 5 ora- nında ucuzlayacak. - Şirketler arasında 5 milyar lı- rayı geçen tüm işlemlenn banka- lararacılığıylayapılması zorunlu- luğu getınliyor. - Vergi istisna ve muafiyeticrinin önemli bötümü kaldınlacak. - Harç ve damga resminde in- dirime gidilecek. - İşJetnıe defteri yöntemi kaldı- nlacak. - Vergi yargısının yükünün ha- fifletilmesı için anlaşmazlıklann öncelikle idari yolla çözülmesi yo- lu açılacak. - Vergi idaresinin. bağunsız bir gelir idaresi ya da Maliye Bakan- bğı'na bağtı olarak "'Geürler Müs- teşariığı" bıçirrunde kurulması ön- görülüyor. Ağalann toprak talanı Ucuzmotorin kuyruğu Akaryakıt ürünlerine gelen yüzde 5 ila 9 arasındaki zamdan sonra ucuz motorin almak için Iran'a giden kamyonlar, Gürbulak sınır kapısında uzun bir kuynık oluşturdu. İstanbul, Ankara ve İzmir'de motorinin litresi 98 bin liraya saOlırken İran'dan aldıklan motori- ni kasalan altına yapürdıklan tanklarla yurda getiren kamyonlar, Doğu Anadolu Bölgesi'nde motorinin fivatını 60- 65 bin liraya dü- şürüyor. (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU) HAKAN DİRİK tZMİR - Güneydoğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere topraksız çiftçiyi toprak sahibı yapmak için başlatılan. ancak "toprak ağalanna arazi dağrtunı"na dönüşen toprak reformunda yaşanan yolsuzluklann aydınlatılması isteniyor. 1973 yılından bu yana süren sorunun peşine düşen Ziraat Mühendisleri Odası. Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'nca başlatılan soruşturmanın akıbetıni sorguluyor. Oda Başkanı Prof. Dr. Gürol Ergin. G.Doğudakı topraklann ağalara peşkeş çekıldiğını belırterek, "Yiizlerce trihonluk suiistimal yapüdtğı iddia edilen bu konuya açıklık ycrjrilmelkür" dedi. Toprak ağalan, yıllardır daha fazla arazı elde etmek için ısrarla itiraz haklannı kullanırken Tanm Refonnu Genel Müdürlüğü, gelişen olaylara hiç itiraz etmedi. Ancak ağalann gerçeğe aykın beyanlan ve kamu aleyhine işlemleri nedenıyle TBMM Dılekçe Komisyonu'na sürekli şikâyetler yağdı. Bunun sonucunda bu yılın başında Tanm ve Köyişlen Bakanlığı konunun soruşturulmasını istedi. Soruşturmanın akıbetfnden endişe duyan Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gürol Ergin şunlan söyledı: "Bu soruşturma hangi aşamadadır? Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'nın yüzlerce trihonluk suiistimal yapıldığı iddia edilen bu konuya açıkhk getirmesini ve kamuoyunun aydınlaülmasını istiyonız. Aynca toprak agalan. yasada yer alan sulu arazinin a>nı miktardaki sulu araziyİe değiştiriJebileceği hükmünii de açık biçimde istismar etnüşierdir. Ağalar. sulu olmadığı DSİ raporlannda belirtüen arazileri. HazineŞ'e ait ve sulu olduğu belirlenen arazilerle değiştinnişlerdir. Binlerce dekar susuz toprak Hazine adına alınıp. \crinc a\ıu miktardaki Hazine've ait sulu tanm toprağı ağalara peşkeş çekikli" DÜNYA EKONOMÎSİNE BAKIŞ/ ERGIN YILDIZOĞLULONDRA ABD ve Avrupa borsa- " larında yaşanan sarsıntı- lann ardından bu haftaya '' 1987 borsa krizinin 10. yıldönümünün yaklaş- makta olmasının yarattı- ğıbirgerginliklegiriyoruz. ABD ve Avrupa'da hiç bit- , mez gibi görünen bir bor- . satırmanışının, "boğa pi- . yasalannın", artık sonu- nun geldiğini düşünenler, geçen hafta haklı olduk- : lanna iyıce inandılar. Şim- . di iki mesele var: Ya bor- salar uzun ve yumuşak - bir düzeltme sürecine gi- recek, ya da sert bir dü- - şüş yaşanacak. Eğerted- rici bir "ayı piyasalan" dönemi başlarsa mesele yok. Ama derin ve ani bir düzettme, hatta çöküş ya- şanırsa... O zaman iki me- sele var. Ya 1987 Eki- mi'nde olduğu gibi borsa, önce çöker sonra şiddet- li bir resesyona rağmen toparlanır ve tekrar yüksel- meye devam edebilir; ya da 1929'u anımsatan bir kriz ve derin bir resesyon dünya ekonomisini etkisi altına alabilir. Borsalarda, 1987'ye benzer bir dü- zeltme yaşanırsa mesele yok. Ama eğer 1929'a benzer bir sürece girer- sek, işteo zaman... 1929 krizini izleyen re- sesyon sırasında, yaşa- nan gelişmeler dünya eko- nomisinde yeni ve fırtına- lı bir dönem başlatmıştı. Bugün de bırçok gözlem- ci, dünyada yaşanan hız- lı bir değişim sürecinın ya- nı sıra giderek 1929'a ben- zer gelişmelerin su yüzü- ne çıkmaya başladığı ye- ni bir dönemin eşiğinde olduğumuzu düşünüyor. Son üç yıldır, faizler ABD ve Avrupa'da eğilimsel olarak düşüyor, tahvil ve hisse senedı piyasalan re- kor düzeylere yükseliyor- du. Doların, düşen faizle- re rağmen mark ve yen karşısında değer kazan- makta olması, ekonomik toparlanma ve güçlü şir- ket gelirleri. ABD borsa- sında, 1990'larda, 1920'lerden bu yana gö- rülmemiş bir tırmanmaya yol açtı. Güçlü sterlin ve genel olarak düşük faiz- ler Avrupa ve Ingiftere bor- salannda da bir "boğa pi- yasasına" yol açmıştı. Ancak bu yılın başında ABD ve Avrupa borsala- rı, şiddetli düşüşler ve ani İki Mesele Var... toparianmalarla kendini gösterenistıkrarsız bir dö- neme girdiler. Yorumcular ortamı sık sık 1929 ya da 1987 borsa krizlerinin ön- cesine benzetmeye baş- ladılar. Özellikle iki tespıt, yakın gelecekte dünya ekono- misinde derin mali ve en- düstriyel krizlerin yaşana- bileceğine işaret ediyor. Birinci tespit dünya eko- nomisinde son yıllarda bü- yük bir "kapasite fazlası" sorununun ortaya çıkarak küreselleşmenin etkisiy- le de hızla ağırlaştığına ilişkin. William Grider'in (1996) çalışmasında çok zengin veri ve anekdot- larla anlatılan bu sorun, geçen ay Aspen, Colaro- da'da yapılan ve dev kü- resel şirketlerin yöneticı- lerınin katıldığı birtoplan- tıda da dile getirildi. Ikin- ci tespit ise dünya piya- sasında bir likidite sorunu- nun oluşmakta olduğuna ilişkin. Daralan likidite, ma- li piyasalan tehdit ediyor. Independen Strategi- es'ten analist Bob İstinye'den En Taze Haberler Borsacı'da B NAFTtLIK EKONOMI OERGIS orsacı B HAFTALIK EKONOMİ OERGİSİ orsacı BORSANIN YENİ ŞİRKETLERİNİN PERFORMANSLARI NEOLDU? YATIRIMCI AĞLIYOR TAKASBANK TEK ADRES MAKİNA TAKIM, OARDANEl, KÖYTAŞ, W\ KREDİ YATIRIM UZEL MAKINA İZMİR DEMİR ÇELİK, İKTİSAT BANKASI, KARTONSAN T. SIEMENS FENİŞ ALÜMİNYUM, TUPRAŞ MUHİTTİN CELEBİ; "RANTİYEYE YÖNEIİNDİL." "BORSADAKİ REHBERİNİZ" McKee'ye göre "Asya ve Doğu Avrupa 'da -Polon- ya, Çek Cumhuriyeti- gö- rülen mali krizler sadece bir başlangıç..." "Bu yıl sonuna kadar dünya bor- salanyüzde 20 değerkay- bedebilir" (Wall Street Joumali 1.10.1997). Sa- nayileşmiş ülketerde yaşa- nan bir ekonomik topar- lanma mali sermayeyi, borsadan gerçek ekono- miye, az gelişmiş ülkeler- den de gelişmiş ülkelere doğru çekiyor. Cross Bor- der Capital yatınm şirke- tinden Michael Hovvell'e göre, "Bu koşullarda yüksek cari denge açık- lan veren ekonomileri yatmmcılar, var olan dö- viz oranlannda finanse etmeye devam etmek istemez" ve "yükselen piyasalan" terk ederter. Bu manzaraya, VVall Street ve Avrupa borsa- lannın halen tarihsel trend- lerinin yaklaşık yüzde 60 üzerinde seyretmekte ol- duklannı ekleyebiliriz. Ge- çen hafta başında Finan- cial Times'dan Martin Wolf'un uyardığı gibi bu rotanın korunabilmesi için, ABD'de GSMH içinde yüzde 9'a ulaşmış olan şirket kârlarının önümüz- deki dönemde tarihsel olarak görülmemiş düzey- lere çıkması, ABD ekono- misinin tanınmayacak ka- dar değişerek müthiş bir üretkenlik patlaması yaşı- yor olması, pıyasaların da geçen 20 yılda şirketleri aslında yanlış değerlen- dirmiş olması gerekiyor. Ek olarak Wolf, hemen bütün göstergelerte, kâğıt- lann aşırı değerli olduğu- nu, birçok oranın 1929 öncesinde görülen rekor düzeyleri aştığını vurgu- ladıktan sonra, nihayet 1926-1929 ve 1984-1987 dönemleriyle 1994-1997 dönemlerinin borsa gra- fiklerinin bırbirine korku- tucu bir şekilde benzedi- ğine işaret ediyordu. (Fi- nanctal Times 7.10.97). Nihayet son olarak bu ay Le Monde Diploma- tique'te de "Loren'den ABD'ye işçi direnişi" başlığı altında etraflı bir şekilde tartışılan, bizim de bu köşede, 1995 Fransa işçi direnişlerinden bu ya- na ve geçenlerde UPS greviyle, herfırsattadeğın- diğimiz gelişmeleri de bu manzaraya ekleyelim. Sinirjer giderek geriliyor Tüm bu tespitler ve en- dişeler, dünya ekonomisi- nin, 1980'lerin sonunda, küreselleşmenin büyük bir ivme kazanması sonucu girdiği "yeni dönemin", artık geride kaldığına ve dünya ekonomisinin şim- di bir başka "yeni döne- min" eşiğinde olduğuna işaret ediyor ve belirsızlik, sinirleri geriyor. Dünya ekonomisinde genel ola- rak bu koşullar hâkim ıken geçen hafta yaşananlar dönüm noktasının iyice yaklaştığını düşündürdü. Çarşamba günü VVall Street borsasına şiddet- li bir sarsıntı geçirten ko- nuşmasında, ABD Fede- ral Reserve Başkanı Alan Greenspan esas olarak iki konuya değinmişti. Birin- cisi, ABD, azalan işsizlik yüzünden emek pazarı esnekSŞini kaybediyor, di- ğer bir deyışle işçilerin pa- zariık gücü artıyordu. Bu mutlaka ücret artışlarına yol açacak, bu da ekono- mideki enflasyonist ba- sıncı arttıracak, şirket kâr- larını olumsuz etkileye- cekti. Ikincisi, "üretken- lik arbşı mudzesi" denen olay ve buna bağlı olarak "ekonomik dalgalanma- lann artık sonununcjel- d^i" doğru değildi. "Önü- müzdeki dönemde bor- sadan geçen yıllardaki performansını sürdür- mesini beklemek akılcı olmazdı." (Intemational HeraldTribune9.10.97). Piyasalar Greenspan'ın faizleri arttırmaya hazır- landığını düşündüler. Bun- dan sonraki üç günde Dow Jones toplam 133 puan geriledi. Perşembe günü Alman Merkez Bankası Bundes- bank ileAvrupa Para Bir- liği'nin (APB) çekirdeğini oluşturan6e/ç/fca, Fransa, Lüksemburg ve Hollan- da, eşgüdümlü bir şekil- de faız oranlannı yükselt- tiler. Piyasalar bu geliş- meyi, "Avrupa'da faiz- ler artık yükselme eği- limine girdi" şeklinde yo- rumladılar. Ancak bu ge- lişme, Almanya ve Fran- sa'da işsizliğin artmakta olduğu bir dönemde ya- şanıyordu ve kalıcı oldu- ğu takdirde başlamış olan ekonomik toparlanmayı boğabilirdi. (Anatole Ka- letsky, The Times 10.10.97). Bir ek yorum daAPB"yi oluşturacak ül- kelerin artık fiilen birlikte davranmaya başladığı ve faiz oranlannın eşitlendi- ği yönündeydi. Ancak bu ülkelerin ekonomik büyü- me oranlan arasında hâ- lâ varlığını koruyan farklar, potansiyel bir istikrarsız- lık ve spekülasyon kay- nağı olmaya devam edi- yordu. (Financial Times, 8.10.97). Perşembe ve cu- magünü yaşanan diğer iki gelişme, ortaya çıkmakta olan manzarayı daha da netJeştirdi. Perşembe gü- nü Itaîyan Başbakanı Pro- di, APB'ye girmek için bütçede yapması gereken kesintileri, hükümet or- taklarına, Komünistiere, kabul ettiremeyince istifa etti. Böylece Italya'nın APB'ye ilk aşamada ka- tılması daha da zorlaşı- yordu. Cuma günü açık- lanan ABD toptan eşya fi- yatlan endeksi, Greens- pan'\n enflasyon korku- lannı haklı çıkardı. Faizle- rin artacağına ilişkin bek- lentiler güçlendi. Özetle, gelişmeler ABD'de düşük enflasyon- lu büyüme, ABD ve Avru- pa'da düşük faizler, küre- sel olarak bir likidite bol- luğu, dünya borsalarında "boğa piyasalan", pasıf bir işçı hareketi gibi, bir döneme damgasını vuran eğilimlerin ortadan kalk- maya başladığına işaret ediyor. Ayrıca küresel bir fazla kapasite ve daralan likidite sorunu ve şiddet- lenen ticari rekabet, yuka- rıdaki etkenlerle birlikte ele alınınca akla 1929 kri- zi öncesini getiriyor. Res- mi tamamlayabilmek için "Japonya yakın gele- cekte tekrar bir reses- yona düşecek mi, yok- sa yavaş da olsa topar- lanmaya devam edecek mi" sorusuna cevap bul- mak gerekiyor. Bu iki ay içinde sanınm bu da açık- lığa kavuşacak. "O za- man iki mesele var" di- yerek başladığımız cüm- leyi bitirmeyi tekrar dene- yebiliriz. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Bu Elbiseyle mi? Bütçe, elbisedir; ekonominin yıllık vücut yapısı- nı yansıtır. Hükümet, gelecek yılın bütçesine ve ekonomi- nin bütününe ilişkin ana değişkenleri geçen gün- lerde açıkladı. Bütçe toplam giderlerinin 14.8 kat- rilyon, gelirierinin 10.8 katrilyon ve bütçe açığının da 4 katrilyon TL olması öngörülüyor. Yıllık fıyat ar- tışı oranının neredeyse yarı yarıya azaltılarak yıl sonunda yüzde 50'ye indirilmesi ve ekonominin bü- yüme oranının da yüzde 3.0 çekilmesi istenmek- tedir. Burada önemli olan bütçe ve büyüme sayılan- dır. Bu yılın bütçesinin 8 katrilyon dolayında "bağ- lanacağı" beklendiğine göre, bütçe giderierinde- ki artış ortalaması, geçen yıla göre yüzde 85 do- layındadır. Yılbaşına üç ay kala tüketıci fiyatlarının geçen yılın aynı ayına göre artışı yüzde 90'a ula- şıyor. Enflasyon yılın kalan aylarında "aynı aylık artış hızıyla gitse bıle "yıllık enflasyonun yüzde yü- ze yakın olacağına kesin gözüyle bakılabilir. Bu du- rumda hükümet, gelecek yılın bütçesinin değer- lerini bu yılın "enflasyon oranının altında tutarak" görünürde bir "bütçe disiplini" istediğini belirti- yor. Bütçe süreci TBMM düzeyinde yeni başlıyor, bir dizi değişiklik olabilir. Yine de bütçe ödeneklerinin yüzde 39.2'sinin "borç faizleri"ne, buna karşılık yalnızca yüzde 8.1 gibi birbölümünün "yatmmlara" aynlması, bütçe yapısının ne ölçüde bozuk olduğunun kanıtı sayıl- malıdır; geçen yılın bütçe gerekçesinde borç faiz- lerinin payı yüzde 29.8, yatınmlar da yüzde 8.4 dü- zeyindeydi. Burada duralım. İçinde bulunduğumuz 1997'ye göre, 1998 bütçesinin 10.6 puanlık bir "fazlası" fa- iz ödemesi olarak verilecektir. Bu tutar geçen yıl bütçeden "eğitim"e aynlan ödeneklerin oranına, yani yüzde 11.3'e çok yakındır. "Hayırsever" zen- ginlerden eğitime yatınm yapmalarını "dileyen" yöneticilerden, sermayedariara ödedikleri bu fa- izterin ne kadannın bu yolla eğitime döndüğünü "gör- meleri" olanaklı mı? • • • Gelecek yıl ekonominin büyüme oranı yıllık yüz- de 3 olarak öngörülmektedir. Bu büyüme oranı, VII. Plan'da öngörülen yıllık büyüme ortalaması olan yüzde 5.2-6.9'luk oranın' çok altındadır; neredeyse yansı düzeyindedir. Kı- saca hükümet, 1998'de "ekonomik büyüme"den vazgeçmektedir. Gelecek yıl için hükümetin "eko- nominin büyümesinden korirtuğu, bunu isteme- diği" söylenebilir. Neden? Ekonomik büyümeden kaçışın bilinen nedeni, bü- yümenin "enflasyonu körükleyeceği" varsayımı, ya da kaygısıdır. Büyüme sonucu, ekonominin "afe- şiyükselir", fiyatlarartar. Ancak bu varsayım, eğer ekonomiye üretim tarafından değil, tüketim tara- fından bakarsanız ve de herhangi bir "yapısal de- ğişikliği" öngörmezseniz, geçeriidir. Gerçekten de ekonomi, büyümesjyle "kendi" bildiğince gidıyor. Ekonominin büyüme oranı son iki yıl boyunca, hükümetin "öngörülerinin üzerin- de", bunun iki katına yakın bir düzeyde gerçekle- şiyor. Ekonomi, öngörülerin dışında büyüyor. Ancak bu büyüme, tüketime, özünde "tüketim ürünlerinin dışalımına dayalı" bir büyümedir. Tür- kiye, faiz rantlan ile beslediği toplumun yüzde 10- 15'lik en varsıl kesiminin tüketimi ve bunu gerek- tiren işlemlerie büyüyor. "Üretim olanaklannı ge- nişleterek", yani sağlıklı büyümüyor. Böyle olun- ca da kendisıne biçilen bütçe elbisesinde, kimi organlan dışarda kalıyor, büyük bölümüyle kimi organları da hiç görünmüyor. Bu "bozukyapının " düzeltilmesi yönünde adım- lar atılmadıkça, ne enflasyon oranı düşürülebilir, ne de ekonomik büyüme sağlıklı bir temele oturtula- bilir. Toplum, enflasyon yıkımından kurtulamaz; bu nedenle de ekonomik, siyasal ve toplumsal sağ- lığına kavuşamaz. Yapılabilecek yapısal değişiklik, "üretim dışı ser- maye kazançlannı" vergilendirrnek; en azından bu doğrultuda adımlar atmaktır. Öngörülen veriler- den, hükümetin bu yola gitmeyeceği anlaşılıyor. Üc- retlilerin vergi yükünü beş puan indirmenin, gelir dağılımına sınıriı bir düzeimenin dışında bu bağ- lamda olumlu bir katkısından söz edilemez. Oysa Maliye Bakanı, vergi tekniği konusunda uzmandır. Burada sorun siyasaldır; hükümet vergileri yeni- den düzenlemenin "siyasal sorumluluğunu" üst- lenecek yürekliliği gösterirse, ekonominin enflas- yonu aşağı çekerek düzeltilmesi yönünde adım- lar atılabilir. SİYASİLER BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN NE ANLIYOR, NASIL DEĞERLENDİRİYORLAR? REFAH OYLARINI ' PAYLAŞMAK ÜZERE KİM NASIL BİR HAZIRLIK İÇİNDE? SOSYAL DEMOKRATLAR VE SENDİKALAR LİBERALİZME NASIL BAKIYOR? SİYASİ PARTİLER İÇİN DEMOKRASİNİN SINIRI NE? TÜRK DİYANET VAKFI TRİLYONLUK SERVETİNİ NASIL OLUŞTURDU? •ISTANBUL UN FETHI VE FETIHÇILIK TABTIŞILIYOR •ABD NıN BıLıM SEYAHAT1 DUNYANıN SONUNU MU GETıRECEK'' •DUŞMANLARıNı METALAŞTıRAN KAPıTALıZM •FUADBEZMEN BEKıENMEDıK BIR SONU VAŞıVOR »ANKARA KULıSı VE MUSA KARTıN ÇıZGıLERı Nokta Dergisi, internet Web Adresi:http: Nohta Dergisi. E-Mail Adr«i: mıklal w.m«haie\t.cofn noku
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear