14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 0CAK1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Petlas ve Deniz Ivfakliyat da pazarlıkta ANKARA (AA) - Son gün- lerde i\ me kazanan özelleştir- me uygulamalan kapsamır.- da nıhai pazarlık görüşmele- rine. DenizNaklıyar. TAŞve Petlas AŞ ıie devam ecilecek. Deniz Nakliyatı TAŞ \e Petlas Lastık Sanayı. AŞ'nın bloksatış ıhalelerinde pazar- lık görüşmeleri yann. açık art- tırma yöntemi ile noter hu- zurunda vapılacak. Deniz Nakliyatı TAŞ'de bulunan yüzde 99.92 oranındakı hısse- nin satışı amacıyla I995yılı kasımayındaaçılanihalede? teklif alınmış \e daha sonra 2 firma ihaleden fekılmişti. Petlas "ta bulunan yözde 99.96 oranındaki hissenin satışı için- se geçen vılın kasımaymda açılan iha'lede 5 teklif alın- mıştı. Yabancı sermayede tanıtım atağı ANKARA (AA)- Türki- ye'ye daha çok yabancı ser- maye çekebilmek için dış ta- nıtım atağınageçiliyor. Ha- zine yetkililerinden alınan bil- giye göre. Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'nün koor- dinasyonunda gerçekleştın- lecekorganizasyonla. yurtdı- şındaki temsilcilıkler aracı- lığıyla. Türkiye'deki yabancı sermayeye sunulan ımkânlar tanıtılacak. Dış tanıtım ıçın. Türki- ye'nin yurtdışındaki temsil- ciliklenndeçalışan ekonomi müşavirleri kullanılacak. Sanayi üretimi arttı ANKARA (AA) -Sanavı üretimi geçen yılın 11 ayında yüzde 6.5. kasımda ıse yüz- de 5.5 arttı.Toplam sanayi üre- timındeki artış önceki yılın 11 ayında yüzde 7 .9. kasım- da ıse yüzde 10.9 düzeyinde gerçekleşmışti. Geçen yılın 11 ayında sek- törel bazda üretim artışı ise imalat sanayiinde yüzde 5.9. enerji sektöründe yüzde 11. maden sektöründe ise yüzde 5.6 oldu. 19%'nın 11 ayında imalat sanayii alt sektörlerin- de ise en yüksek üretim artı- şı yüzde 18.7 ile makine sa- nayinde gerçekleşırken. bu- nu yüzde 15.6 ile metal ana sanayii. yüzde 6.9 ile taş top- rağadayalı ürün sanayii. 5.8 ile gıda sanayii. 4.8 ile men- sucat sanavıi izledi. Hollanda'daki bazı Türk banka temsilciliklerini de zan altında bıraktılar Havale dolancbrıcıhğı çetesiI • Hollanda"da ortaya çıkan havale yolsuzluğu Türkiye'yi de I etkiledi. Türkiye'ye havale işlemleri 30 aralık tarihinde durdurulan | 4 Türk banka temsilciliği. yürütmeyi durdurma istemiyle mahkemeye başvurdu. Dava, cuma günü ele almacak. HALUK BAKIR AVISTERD.AM - Ha\ale çeklennde ysşanan yolsuzluk olaylan Hollanda'dakı bankalan karıştırdı. Hollanda bankalan konu aydınlanana kadar ülkede temsilcilik düzeyinde çahşan yabancı bankalarla çülışmama karan aldı. Bu çerçevede Türk ve Faslı bankalar bas.ta olmak üzere çok sayılı temsılciliktc hesaplar geçicı olarak donduruldu. Temsılcıliklerin ıtirazı üzerıne konu. 10 ocak cuma günü yapılacak mahkemede görü^ülecek. Türkiye'nin Lahey Büyükelçısı Baki İlkin, Hollanda makamlannın. Türk bankalannın temsilcilik sıfatıyla Türkiye'ye para transferine kar^ı çıkmalan nedeniyle Hollanda'dakı hesaplarını kapartıklannı söyledi. llkin. bu ülkede temsilcilik düzeyinde dört bankanın bulunduğunu belırtti. Türkiye'ye ha\ale işlemleri 30 aralık tarihinde durdurulan 4 Türk banka temsilciliği. yürütmeyi durdurma istemiyle mahkemeye başvurdu. Da\a. cuma günü ele almacak. Aynı karann. Hollanda'daki Fas ve Cezayırli banka temsilcilikleri için de geçerli ol'duğu öğrenildi. Bu arada. Türk banka temsılcılıklennın işlemlerinı 30 aralık tarihinde durduran ABN-AMRO bankasınm aldığı bu karann. Amsterdam'da onaya çıkanldıgı gün basına yansıyan dolandırıcılık olayından kaynaklandığı belirtılıyor. Içınde Türklerin de bulunduğu bır çete. üçüncü şahısların banka hesaplanndan Türkiye'ye para havale ediyordu. Türk banka temsılcıliklerinın havale ışlemlennın Hollanda malı ve adli makamlan tarafından kontrol altına alınması. 1994 yılına dayanıyor. O yıl bu temsilciliklerin kavıtlanna eî konmasına gerekçe olarak. kara para trafığinın kontrolü göstenlıyordu. Çünkü o tarihe kadar. Türkiye'ye para göndermek isteyen birkişi. PTT'ye ait Postbank'a giderek herhangi bir isımle. Türk banka temsılcilığinin hesabına para yatırabıliyordu. Yeni sistem Ranka temsilcilikleri. kontrolün sağlanması amacıyla yeni bır sistem geliştirdiler. Bu sısteme göre. Türkiye'ye para göndermek isteyen kişi. Türk banka temsilcilıgimn verdiği havale formunu doldurup. Hollanda'daki bankasına yolluyordu. Bankaya gelen para ise. Türk banka temsilciliklerinin hesaplannın bulunduâu ABN-AMRO bankasına aktarılıyordu. ABN-AMRO. 4 Kasım 1996 tarihinde söz konusu temsılcihklere. bu hesaplarla ılgili işlemlerı durduracağını bildirdi. Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi'nın gırisimde bulunması üzerine banka. bu kararını geri aldı ve bir aya kadar. yeni bir sistem geliştireceğini iletti. Ancak banka yeni sistem yerine, temsilciliklere 30 aralıkta birer faks göndererek ışlemlenn durdurulduğunu bildirdi. Gerekçesi behrtilmeyen karann. kara para trafiğini kontrole yönelik olması imkânsız. Çünkü havaleler iki yıldır sadece banka hesaplarından yapılabılıyordu. Gerekçe olarak geriye. bugün Hollanda gazetelerinde çıkan dolandıncı çete kahyor. Bu çete. bir süredir evlerın posta kutulanndan, Postbank'tan gelen hesap bıldırimlerinı çalıvor. kişinin adını. hesap numarasını ve Postbank hesabındaki para miktannı öğrenıyor. Bu verileri. bir Türk banka temsilcıliğinin havale formuna doldurup. bir de imza uydurarak. tüm parayı Türkiye'ye havale ediyordu. Bır Türk banka temsilcısi, bunun 3 ay önce farkına vardıklannı ve bu tür havaleleri ışleme koymadıklannı behrtiyor. "Dolanlı" havalelerde sorumluluğun. ımza kontrolü yapmayan Postbank'a aıt olduğu belirtiliyor.Yetkili. gözden kaçan dolanlı havaleleri ıse, Hollandalı hesap sahiplerine geri ödedıklenni eklıvor. Söz konusu yetkilı. diğer üç temsılci ile bırlikte, cuma günü bu gerekçelerı mahkemeye ileterek. yargıçtan. ABN- AMRO bankasının. haksız gördüklerı karannı durdurmasını istevecekler. Yeni çıkan Trafik Yasası'yla kamyonlann taşıdığı yük azaltılacak Meyve-sebzeye trafik cezası Ekonomi Servisi - Yeni Trafik Yasası. meyve- sebzede fıvat artışına gebe. 1 ocaktan itibaren yürürlüğe giren Trafik Yasası"nın kamyonlann taşıyacağı yüke sınırlama getirmesi. mey\ e v e sebze fiyatlannda artışa neden olacak. Yılbaşı sonrasında yaşanılan talep daralmasının fiyatlann artışını şimdilık engellediğine dıkkat çeken piyasa çevrelen. ramazan öncesinde yaşanılacak talep patlamasinın fiyatlan körükleyeceğını vurguluyorlar. Yenı Trafik Yasası nedenıyle karayolu taşımacılığının sıkı bır denetım altına alındığını söyleyen Istanbul Meyve- Sebze K.omisyonculan Derneği Genel Sekreten Sedat Toktürk. eskiden bir partide taşınan mallann şu anda ikiye bölünerek taşınmak zorunda kaldığını vurgulayarak. "Bu durum meyve sebze fiyatlannın kilo başına en az 3-5 bin lira artmasına neden oiacak* 1 dedı. Kamyonların gerçek yük taşıma kapasitelerintn 7-8 ton civannda olduğunu söyleyen Toktürk. buna karşın eskiden 15 ton yük taşındığını hatırlatarak. "Yeni Trafık Yasası'nın fazlayüktaşınması durunıunda öngördiiğü para cezası 78 milyon lira. Bu nedenle hiçhir nakliye firması en azından uzun bir süre fazla yük taşıma riskine giremez" diye konuştu. Halde fiyat vükselir Ltanbul Büyükşehır Belediyesi Haller Genel Müdürü Reşat Ya\uz. yeni trafik yasasına uyum sağlanması halinde meyve sebze halindeki fiyatlann yükselebileeeğini v urgulayarak. "Şu ana kadar yapmış olduğumu/ gözlemlerde bu yasağa uvum sağlayan kamyon sayısı çok az. Nakliye nrmalannın ancak yüzde 10'u bu yasağa uyuyor" dedi. Aynca lstanbul içınde birçok semte kaçak nakliye yapıldığını belirten Yavuz. nakliye yapan kamyonlann sıkı denetımde olduğunu v urgulayarak. genel müdürlük olarak faturasız mal sev kryatı yapan ^araçlara savtrş açtıklannı belirtti. Faturasız mal sevkıyatı yapan kamyonlan tespit etmelen halinde yüz milyon lira ceza verdiklerini açıklayan Yavuz. "Aynca taşınan malın vü/de 10'una belediye aduia el kovu\onız**dedi. Yük kamyonlannın taşıma kapasitesi \an yarıya azaltılacak. 1996 otomobil sektörünün zor yılıEkonomi Servisi - Türk otomotıv sana- yiinın 1996 yılı ihracatı. bir önceki yıla gö- re, yaklaşık yüzde 12 artarak. bir mılyar437 milyon dolaraulaştı. 1996yılı ihracatındagö- ze çarpan en önemli gelışme otobüs-mınibüs- midibüsihracatının 145 milyon dolardan 218 milyon dolara çtkması oldu . Lastıkten dıkiz aynasına kadar her türlü yedek parçayı kap- sayan yan sanayi ürünleri ihracatın yandan fazlasını oluşturarak ihracartaki ağırlığını ko- rudu. TOFAŞ'ın önemli miktardaki ihracatı- na rağmen toplam otomobil ihracatı ise 1995 yılının gerisinde kaldı ve 272 milyon dolar- dan 256 milyon dolara geriledi. Bır yıllık ih- racat bir milyar 287 milyon dolardan 1 mil- yar 437 milyon dolara yükseldi. Türkıye Metal Sanayıeıleri Sendıkası "nın (MESS) yaptığı araştırmaya göre ise 1996 yı- lı ocak-ekim döneminde yerlı otomobil sa- tışlan yüzde 8.5 düşerken. ithal otomobil sa- tışının 3 kat arttığı belirlendı. MESS Ekono- mi ve Iş Bilimi Uzmanı Cökhan Ilgıt'ın oto- mobil satışlan ve bedelsiz ıthalatı kapsayan araştırmasınagöre. 1993 yılı Ocak-Ekımdö- neminde 270 bın olan otomobil üretimi. bu yılın aynı döneminde 172 bine geriledi. Öte yandan gümriik birliği ile yoğun reka- bet koşullannın sürdüğü otomotiv sektörün- de geçen yıl 11 ayın sonunda kapasite kulla- nım oranı yüzde 37 oldu. Türkiye Odalar veBorsalar Birliği (TOBB)Otomotiv Sektör Kurulu'ncahazırlanan raporda. 2000y ılı için otomobil pazan bir milyon adet olarak tah- min edilirken. 1994-1996 yıllanndakı talep da- ralması nedenıyle bu rakamın 350 bin otomo- bil olarak belirlendiâı bildirildi. İŞÇİNİN EVRENESDEN ŞUKRAN SONER Ucuz Sızma Politikası 1997 Bütçesi denk olarak bağlandı. Bütçenin denk bağlanabilmesı için olağan bütçe gelirlerinin bütçe giderierinı karşılıyor olması gerekmektedir. Bunun yolu da bir yandan harcamaları olabiidiğin- ce bastırmak, diğer yandan dagelirierı yükseltmek- tir. Şimdiye dek tüm bütçelerde olduğu gıbi 1997 bütçesinde de yapılan tam da budur. Böyle bir denkleştırme mantığı içınde en yoğun kullanılan bütçe kalemlerinden biri de personel harcamalarıdır. Bu durum, ekonomik sıkışıklık ve kriz dönemlerinde daha da yoğun olarak günde- me gelmektedir. Türkiye'nin gündeminden çıkma- yan bu kronik sorun bugünlerde de akut hale gel- miştir. Söz konusu durumun şu anda yoğun ola- rak ortaya çıkmasında koalisyon hükümetlerinin iş- başında olması, kitlevi toplusözleşme dönemi için- de bulunulması ya da kamu emekçilerinın daha yo- ğun ve örgütlü hak arama pratiğinin gelişmış ol- ması gibi kuşkusuz çok sayıda neden bulunmak- tadır. Tüm bunların yanında bugün bizim algıladı- ğımız ve sinirlendiğimiz olay ücret skalasının, ben- ce politik istismar aracı yapılarak bozuluyor olma- sıdır. Şimdiye dek sermaye hâkimiyeti altında ger- çekleştırilen kamu kesimi-özel kesim ücret skala- sı topîuma dayatılmış ıken şımdi biraz da serma- ye çıkarı aleyhine gelişebilecek bir biçımde. siya- sal amaçlarla kamu kesimi içinde ücret skalası ile oynanmaktadır. Kamu personeli maaşı sermaye üzerinde akta- rılamayacak bir yük oluşturdukça buna karşı ser- mayenin tepkisi, kamu personelinin azaltılması ve/veya zaten bu personelin venmi düşük olduğun- dan dolayı maaşlarmın arttırıimaması bıçimınde yükselir. Böyle bir politik mücadeleyi sürdürebilmek için de hükümete verilen komut, kamu personeli- ne sendikal hakların verılmemesi bıçiminde şekıl- lenır. Sermaye yanlısı hükümetler de neredeyse kamuda çalışan tüm personeli memur statüsüne geçirerek bu direktıfe sadakat gösterir. Kamu personeli genelde hizmet ürettiği ve bu nıtelıği ile zayıf sermaye yoğunluğu içınde çalıştı- ğından dolayı, daha yoğun sermaye içinde çalışan özel kesim elemanlarına göre daha verimsiz çalı- şıyor konumuna geriler. Bu durum ücretlere yan- sıdığı zaman kamu kesimi kaliteli personel eroz- yonuna uğrar. Türkiye bu olguyu yaşamakla kal- mamakta, bir de bunun üzerine sermaye sömü- rüsünü uzun yıllar üzerinde taşımaktadır. Bir mık- tar iş güvencesi ile tutulabilen bu olgu, yoğun iş- sizlik karşısındatoplumca neredeyse bir "alamet- i farika" olarak benimsenmiş bulunmaktadır. As- lında bunun anlamı. kamu personelinin özel kesım- dekı potansiyel getırisine göre fevkalade ağır bir vergi altına sokulmasıdır. Böyle bir görünmez, fa- kat gerçek ve net bir vergı üst düzey kamu perso- neline doğru çıkıldıkça arttığından, söz konusu ka- mu personelinin hızla erozyonu giderek artan bir biçimde yaşanmaktadır. Böyle bir sıkışıklık içinde kamu personeli arasında da aynm bulunmaktadır. Neticede bir tür ücret skalası oluşmuştur. Refah'ın bu sefer yapmaya çalıştığı, bu ücret skalasını politik amaçlarla bozmaktır. Zira ücret skalasını koruyarak tüm ücretleri yukarı çekmeye sermaye izin vermediği gıbı ücret skalasını koru- yarak ücretleri yükseltmek, Refah'ın ücret farklılaş- tırması politikası yolu ile sempati yaratma ve sız- ma operasyonuna olanak sağiamaz. Öyle inanıyo- rum ki, bu basıt yozlaştırma politikasına ilgili ku- rumlar da, kamu çalışanları da arka çıkmaz! Türkiye belki de çok şanslı bır dönem yaşıyor. Tüm azgınlıklan ile ortaya saçılan din-siyaset is- tisman, din-ahlak ve inanç sömürüsü ve mafya-çev- re ilişkisini görmeye ve algılamaya başlayan top- lum, umalım kı, tüm çıplaklığı ile sistemi algılayıp bılincinde tercüme edebilsin! ÇÎFTÇİ D O S T U / SADULLAH LSUMİ Sigara Sanayiimiz Tehlikede Y abancı sigara ithalatı- nın ve ardından da üre- timinin ülkemızde baş- latılması. gerek Türk tü- tünü ve gerekse ekonomisi için büyük sorunlar oluşturdu. Işin daha da kötüsü sorunlar her yıl çığ gibi buyüdü ve içinden çıkıl- maz hale geldi. 1980'li yıllarda Turgut Özal'ın Amenkan tütün ve sigarasına kapılarımızı açmaya çalıştığı günden berı, yapılan bu jşin doğuracağı kötü sonuçları enlatmaya çalıştık. ', Sık sık "Amerika 'dan tütün ve şigara ithalatı, aynca yabancı si- Çara üretimi, Türk tütününü biti- rir... 4 milyon tütün üretlcimizi 'açlığa mahkûm eder... Türk eko- pomisini de krize sürükler" dedik. Bu konudayazılaryazdık... Res- 'mi makamlar bu görüşlerimize her zaman karşı çıktılar... Ara sı- rada da sessiz kaldılar... Buna rağmen Tekel'in en önem- li sigara fabrikalannı Amerikan ve Fransız firmalarına satmaya kal- kanlar bile oldu. Sonradan fab- rikasatışlan, hissesatışlannadö- nüştü. Bu konuda kamuoyunda £erttartışmaiaryaşandı. Protestotop- (antılan ve panelleryapıldı. Tepkiieryay- gınlaşınca "özelleştirme ve satış" ça- lışmaları şimdilik buzdolabına kondu. ; Tekel Genel Müdürü Mehmet Ak- pay geçenlerde Cumhuriyet gazete- sinde yayımlanan "Türk Tütününün tdam Fermanı" başlıklı yazıma gön- tierdiği açıklamada Türk tütününün ye ekonomisinin içine düştüğü acık- |ı durumu son derece guzel anlatmış. Yazının bu konu ile ilgili bölümünü ay- ıen yayımlıyorum: azarımızı kaptırdık "Cumhuriyet gazetesinın 19 Ara- ık 1996 tarihli 'Türk Tütününün idam r ermanf başlıklı yazınızı herzaman ol- iuğu gibi ilgıyle okudum. Aynı gün <\tatürk Havalimanı 'ndakı karşılaşma- vızda da kısaca rfade etmiş oldu- ğum gibi, bu yazınızdaki görüşlere 'aşağıdaki nedenlerle katılmak müm- kün değildır. Ûnceleriyurdumuza ka- çakçılık yolu ile sokulan yabancı si- garalann 1980'hyıllann ortalarında it- haline, 19901ı yıllann başlarında ise bu sigaraları üreten fabrikaların kurul- masına resmen izin verilmesini takı- ben memleketımizde Amerikan har- manlı sigaralann kullanımı süratle yay- ygınlaşmıştır. Bu sigaralarda kuHanı- lan Amerikan tipı tütün oranımızın yüzde 80 veya üzerinde olması mem- Tekel Genel Müdürü, yabancı sigaradan yakındı. leketimizin söz konusu tıp tütün ihti- yacını arttırmıştır. 1996yılında Türki- ye'de kullanılan Amerikan tipi tütün 30 milyon kilogramı aşacaktır. Mem- leketimizde 4-5 milyon kilogram ci- vannda bu tıp tütün üretildiğinden, ih- tiyacın önemli bir bölümü yurtdışın- dan ithal sureti ile karşılanmaktadır. Tüketicilerin içim tercihinın Ameri- kan harmanlı sigaralara kayması Te- kel'i de bu yapıda sigaralar üretme- ye yöneltmiştir. 1989 yılında Tekel 2000 sigarasını üretmeye başlayan kuruluşumuz, 1995 yılında Teke! 2001 sigarasını piyasaya sunmuştur. 1995 yılında 95 milyar adede ulaşan Türk sigara pazarında Amerikan harman- lı sigaralann payı 40 milyar adede yaklaşmıştır. Son 10 yıl içerisinde ya- bancı sigaralann ulaştığı pazar payı düşündürücudür. Yılda 400-500 mil- yon ABD Doları düzeyinde tütün ih- raç eden ülkemiz, bu dövızin yarısın- dan fazlasını yurtdışından ithal edilen tütün ve sigaraya öder bir noktaya gelmiştir. Bu trendin önümüzdekiyıl- larda da devam edeceği tahmin edil- mektedır." Gerçekten de yabancı sigara itha- latı ve uretımı. Türk sigara sanayıını bı- le Amerikan tütünune muhtaç hale getirdi. 1996 yılında 30 milyon kilo Amenkan tıpı tütün ithal etmışiz. Bu miktar her yıl daha artacak. Belki 40 milyon, belki de 45 milyon ki- loyu bulacak! Türkiye, 20 yıldır her yıl 500 ile 550 milyon dolarlık tütün ih- raç ediyor, karşılıgında da bır kilo bile tütun ithal etmiyordu. Şımdi ıse sigara ve tutün itha- li karşılıgında bu 500 ile 550 mil- yon doların yarısından fazlası- nı Amenkan şırketlerıne, da- ha doğrusu Amerikan ekono- mısine hediye edıyoruz. He- saplar gösteriyor kı, bir süre sonra ithalatımız ile ıhracatı- mız başa baş hale gelecektir. Üstelik nefis tütünlerimızi orta- lama 3 ile 4 dolardan satarken Amerikan tıpi tütünlerın kilo- suna 7 ile 8 dolar odüyoruz. Akbay'ın verdiği rakamlar ibret vericidır. 1995 yılında Tür- kiye'nin iç pazarında 95 milyar adet sigara tüketılmiş. Bu pa- zar içinde Amerikan harmanlı sigaralann payı da 40 milyar adede ulaşmış. Demek ki, Amerikan tipı sigaralar daha şimdıden Türk sigara pazannı ele geçirmiş. Bu kafa ile gitti- ğimiz takdirde bir gün gelecek, tablo tersine dönecektir. Hele sigara fabrikalarımızı da Amenkan ve F,an- sız firmalarına sattığımız zaman Türk tütünü belki de sadece katkı madde- sı olarak kalacaktır. Akbay'ın da dediği gibi 1980'li yıl- lara kadar sadece Türk tipi tütünler- den yapılan sigaralar üretilirken, yak- laşık 10 yıl içerisinde yabancı sıga- raların ulaştığı pazar payı gerçekten düşündürücudür. Zıra. Türk tütünü iç pazardakı payını kaybettikçe. tütün uretimimiz de azalacaktır. Ekim azal- masa bile "Türk tütününü tüketemı- yoruz" gerekçelerı ile hükümetler ye- ni kotalar getirerek tütün ekimini da- ha da düşüreceklerdir. Belki de yenı- den tütün yakma olaylarına sahne olacağız. Bunun sorumlusu olarak gene üretici gösterilecek. Tutun yak- ma olaylarının aslında hükümetlenn ha- talı politikalarından kaynaklandıgını asla söylemeyeceklerdır. Bu arada gazeteler. televizyonlar ve bazı siyasetçiler ayaklanacak ve asıl sorumluları bir kenara bırakarak "Mil- letin paraları boşa gidiyor, tütün des- teklenmesin" diye kıyametı kopara- caklardır. Geçmış yıllarda tutun yak- tığımız zaman da gene tütün uretıcileri suçlanmıştı. Tekel Genel Müdürü Mehmet Akbay'ın haber yanı ağır basan açıklamasını yorumlamaya devam edeceğız... • SERMAYE PİYASASI KURULU'NUN 15'İNCİ KURULUŞ YILI KUTLAMALARI ETKİNLİKLERİ 13 OCAK 1997 SPK'DE TOPLANTI KONU YER SAAT Davetltter •KOKTEYL YER SAAT : SPK'NİN 15. YILI :SPK : 10.30 : Başbakan Eskı Yardımcısı Kava ERDEM, DevletBakanıAyfefYILMAZ.' Kurul Eskı Başkanlan ve Üyelen, Basın : SHERATON-ANKARA : 20.00-22.30 14.30 Doç. Dr. Mrthat MELEN Dr.ErikSIRRI Prof.BarryA.K.RİDER Prof. Dr. Seha TINIÇ 16.15-16.30 Çay Soru-Yanrt : Yonetıci : S.E.C. Chıef Economıst : Dırector of the instıtute of Advanced Legal Studıes, Unıversıty of London : Koç Unıversıtesı Rektöru TÜRKİYE'DE VE GELİŞEN EKONOMİLERDE SERMAYE PİYASALARI: 15-16 OCAK 1997 DÜNYA GAZETESİİŞBİRÜĞİYLE , 15OCAK 10.30 11.30 12.30 14.30 16.00-16.30 i 16 OCAK 1997 j YER AÇILIŞ Nezih Demirkent Aii ihsan KARACAN ZekeriyaYILDIRIM Ali İhsan KARACAN GaziERÇEL NecatiÖZFIRAT Mehmet KAYTAZ •Yemek Konuşmacı Yavuz CANEVİ TuncayARTUN Mehmet YILDIRIM Hüsamettin KAVİ ErdenŞANER Çay Soru-Yanrt * KOKTEYL SAAT YER 1997 : CEYLAN-INTER-CONTİNENTAL İSTANBUL : DÜNYA Gazetesi Yonetım Kuruk : SPK Başkanı : Yoneticı : SPK Başkanı . Merkez Bankası Başkanı : DPTMûsteşan : Hazine Müsteşan : Prof. Robert BARRO Harvard Umversıtesı : Yoneticı : IMKB Başkanı : ITO Başkanı : ISOBaşkanı : Altın Borsası Başkanı : 20.00-22.30 : CEYLANINTER-CONTINENTAL YER : CEYLAN INTER-CONTINENTAL İSTANBUL 10.30 Prof.Dr.AsafSavaşAKAT Yoneticı Doç. Dr. Deniz GÖKÇE Yazar Abdurrahman YILDIRIM • Yazar OsmanULAGAY : Yazar IsmetÖZKUL : Yazar 12.30 ' Yemek Konuşmacı : Prof. Francıs FUKUYAMA George Mason Üniversitesi * Güvenlik Nedeniyle Davetiye Getihlmesi Rica Olunur. SERMAYE PİYASASI HUKUKU SEMPOZYUMU BANKA VE TJCARET HUKUKU ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ İŞBİRLİĞİYLE17-18 OCAK 1997 17 OCAK 1997 Yer : SPK 09.45-10.30 10.30-11.00 11.15-12.00 12.00-12.30 14.00-14.45 14.45-15.45 15.30-16.15 16.15-16.45 Açılış Konuşmaları Prof.Dr.YaşarKARAYALÇIN : EnstıtüMüdürü Ali ihsan KARACAN : SPK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan MOROĞLU ıTurk Tıcaret Kannu ve SPK Kanurıu) Tarbşma Prof. Dr. Zühtü AYTAÇ iHalka Açık Anonım Ortaklıklarda Kâr Dağıtımı) Tarbşma Yemek Prof. Dr. Mustafa DURAL ıTüzelkışılık Perdesının Aralanması) Tartışma Prof. Dr. Yüksel Yalkın KOÇ (Standart Muhasebe Açısından Sermaye Piyasaa) Tartışma 18 OCAK 1997 SPKYer 09.30-10.15 Prof. Dr. İbrahim KAPLAN ıPortföy Yonetım Sözleşmesı - Menfaat Çatışması ve Sorumluluk) 10.15-10.45 Tartışma 11.00-11.45 Prof. Dr. Eralp ÖZGEN (SPK m 49'aa Ku'ula Tanınan Başvurma YetKisının Talep ve Şıkâyet Kavramlan Bakımından Değerlendinimesı, Cumhuriyet Savcılannın TakdrYetkısı) 11.45-12.15 Tartışma 12.30 Yemek 14.00-14.45 Doç.Dr.AliERTEN iGayn Merkul Sertifikalan) 14.45-15.15 Tartışma 15.45-16.30 Yrd. Doç. Dr. Asuman TURANBOY ı'Kâğıtsız MerKul Kıymet) 16.30-17.30 Tartışma
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear