22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
.7OCAK1997SALI CUMHURİYET SAYFA TELEVIZYON 17 ShmTY 22.40 '40 Dakika' ' 12 Eylül'de çete parmağı' T V Servisi - Can Dün- dar'ın gazeteci Erbil Tu- şalp \eCelal Kazdağlııle hazırladığı "40 Dakika'', üzerinde çok tartışılan 12 Eylül darbesi öncesıni araş- tırarak, •'Darbeyi çete mi hazırladı"' sorusunu gün- deme aetirivor. Proeramda. "Hişkîlerağı12Eylülön- cesine kadar uzanan çe- tenin 1977-1980 arasın- da gerçekleştirdiği e> lem- ler hangilerivdi?". "Ev- lemlerin amacı neydi?", "Doğan Öz, Bedrettin Cömert, Abdi İpekçi cina- yetleri ile Bahçelievler ve Balgat katliamlarını. bu- giin ortaya çıkan isimler mi gerçekleştirdi?" gibi konular üzerinde durulu- yor. "40 Dakika" ekibi. Abdullah Çatlımn 12 Ev- lül öncesinde hangi eylem- lerde yer aldığını araştınp Çatlı ile Hiram Abas ara- sındaki ilişkiyi sorguiuyor. Reklamverenler Derneği tarafından düzenlenen panele, RTÜK Başkanı Müftüoğlu da katıldı Şiddete Hıyarı etiketi' geByor 'Kara kıta 'ya zorluyolculuk ShowTV 23.30 Kara Güneş Dağları - Mountains of the Moon / Yönetmen: Bob Rafelson / Oyuncular: Patrick Bergin, lain Glen, Fiona Shaw, Richard E. Grant, John Savident / 1990ABDyapımı, 135 dakika. TV Senisi - Oldukça farklı dünya görüşleri olan Richard Burton (Bergin) ve John Hanning Speke (Glen)ilkdefal854'teAf- rika'daki zor yolculukları sırasında tanıştılar ve arka- daş olduiar. Atılgan bir genç olan Speke, elçiliği sadece ün v e zengınlik için bır araç olarak görüyordu. Bur- ton'un amacı ise ilminı ge- liştirmekti. Onun için gü- nün birinde kâşıf olarak ta- rihe geçıp gecmeyeceğı önemli değildi, Çölün or- tasında. yakıcı güneşin al- tında bütün bunlann hiçbir önemi yoktu: sadece yaşa- yabilmek önemliydi... Bob Rafelson. "Kara ! Güneş Dağlarf'ında. Rıc- \ hard Burton'un son büyük girışimini, John Hanning ile birlikte Nil şelalerine > aptıgı yolculuğu anlatı- yor... Burton. 19. yüzyılınrenk- lı kişiiiklerinden biridir: bir kâşif. mucit. dil uzmanı. ta- rihçi, arkeolog \e haritacı. Ingiliz toplumunun korkuy- la kanşjk saygı duyduğu b'i- ri... lki kâşifln kara kıtaya yaptıklan zor yolculuğu be- yazperdeye getıren "Kara Güneş Dağları", çekim ekibi için de son derece zor bırfılmoldu. Kenyadaçe- kilen fılm, kavurucu sıcak. akrepler. sinekler, kum fır- tınalan arasında bitirildi. 20 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen yapımda yıldız oyuncuları kullan- mak istemeyen yönetmen Rafelson. birbirinden ilginç ikı aktörle filmini tamam- ladı. Patrick Bergin ve lain Glen'in \urucu kompozis- yonları, yönetmenı yanılt- mayan bır görünümün ya- şanmasına neden oluyor filmde. Herfilmindekendıneöz- gü sınemasal anlatımının dışına çıkmayan, popülizme pek prim vermeyen bır sa- natçı olan Bob Rafelson. "Kara Güneş Dağla- rı"nda bir kez daha ustalı- ğını. sıradışılığını konuştu- ruyor ve ortaya kaçırılma- ması gereken bir fılm ko- vuvor. f*> : l ı t < < ; ı ı • Svvissotel'de düzenlenen TV'de Şiddet ve Çözüm Onerileri' konulu panelde. TV'de şiddet izlemekle şiddet davranışı göstermek arasında doğrudan bir ilişki olduğuna dikkat çekildi. Acar Baltaş'ın (ortada) yönettiği panele (soldan) Refik Erduran, Güneş Müftüoğlu. TV Servisi -Radvo\eTe Ömer Kayalıoğlu ve Ekrem Çatay konuşmacı olarak katıldı (KADER TUGLA). le\ ızyon Üst Kurulu (RTÜK) Başka- arasında doğrudan bir ilişki olduğu- na ışaret eden Baltaş. "Yaptığımıznı Güneş Müftüoğlu. çocukları te- levizyonlardaki şiddet içerikli yayın- lardan korumak için ekranlann köşe- sırie "uyarı etiketi" konulmasını zorunlu fıale getireceklerıni söyledi. Bu konudaki çalışmalann dev am et- tiğini \urgula>an Müftüoğlu. uygu- lamanın anne ve babaları uyarmava yönelik olduğunu belirtti. Reklamverenler Derneği tarafın- dan düzenlenen "TV'de Şiddet >e Çözüm Onerileri" konulu panel. dün Svvissotel'degerçekleştinldi. Şiddet yaygınlaşıyor Prof. Dr. Aear Baltaş'ın vönetti- ği panelden önce Reklanuerenler Derneği'nın yaptırdığı araştırma hak- kında bilgi veren araştırma sahıbı Prof. Dr. Zuhal Baltaş. şiddetın yay- gınlığına dikkat çekti. T\"de şiddet izlemekle şiddet dav ranışı göstermek araştırmada. Türkiye'de bir çocu- ğun ilkokula gelmeden önce 264 bin 420 şiddet görüntüsü izlediği- ni. 17yaşındaisebuoranın880bi- ni aştığını saptadık. Haberlerde de şiddet öğlerine çok fazla yer veri- liyor. Bu. şiddet içeren görüntüle- rin tekrarlanması şeklinde gerçek- leşiyor" dedı. 'Uyan etiketi' gelecek çocukları korumak için Fransa'da uygulanan bir uyarı sıstemı üzerin- de çalıştıklannı anlatarak anne ve ba- baları uvarmak için ekranların köşe- sıne "uyarı etiketi" konulmasını zorunlu fıale getıreceklerinı v urgula- dı. de katılmadığını vurgulayan Çatay, haberlerdekı şiddeti toplumda varolan birolayın ekrana getirilmesı olarak de- ğerlendirdi. Olumlu seçenekler Gazeteci-yazar Refik Er- duran ise şiddetin kökenin- de insan doğasının olduğu- nu belirterek şiddetin herkes için ilginç olduğunu söyle- di. Şiddetin yasaklarla çö- zümlenemeyeceğini savu- nan Erduran. çözümün olumlu se- çenek yaratmaktan geçtiğini ifade etti. Panelde konuşan RTÜK Başkanı Güneş Müftüoğlu da şiddet içerikli yayınlann en fazla çocuklan etkıle- diğinı söyledı. Özel telev ızyon yay ın- cılığının altıncı yılına gırdiği Türkı- ye'de şiddetin önemli bır sorun ha- lıne geldiğmi vurgulayan Müftüoğ- lu. artık bir şeyler yapılması gerek- tığıni belirtti. Müftüoğlu. telcvizyon- lardaki şiddet içerikli programlardan 'TV şiddet öğretmiyor' atv Genel Yayın Y'önetmeni Ekrem Çatay ise telev izyonlarda şiddet öğe- sinin çok fazla yer aldığı görüşüne ka- tılmadığını ıfade ederek "Televiz- yonun şiddeti öğrettiği tezlerinin çü- rütüldüğü bilimsel araştırmalar var" dedi. TY'dekı şıddetten çocuk- lann korunmasında anne ve babala- ra büyük görev ler düştüğüne dikkat çeken Çatay. hayatta her zaman olum- lu ılişkılerın bulunmadığını belirte- rek çocuklann şiddeti de öğrenmesı gerektiğini söyledi. Haberlerde şid- det öğelerınin çok olduğu görüşüne 'Her şey rating değil' Reklamverenler Derneği Başkan Yardımcısı Ömer Kayalıoğlu da der- neğin toplumsal sorumluluklannı gö- zeterekbuaraştırmayı vepanelı ger- çekleştirdiklerini söyledı. Reklam- verenler açjsından artık herşeyin ra- ting olmadığını ve kalite>e de önem verdiklerini anlatan Kayalıoğlu. "Ne yazık ki dünyada kaliteyi arttıran bir kavram olarak bilinen reka- bet, bizde kalitevi düşürüvor. Bir- çok özel kanalda. haberlerde avnı şiddet görüntüleri tekrarlanıyor. Haberden şiddeti tamamen kaldır- mak zor. ama kontrol edilmeli. Kendimize uygun bir otokontrol sistemi geliştirmelijiz" dıye konuş- tu. Yaşatndald doğrıdarın peşinde 'Kesişme'de Richard Gere ve Sharon Ştone oynuyor. MURATOZER Fransız yönetmen Claude Sautet'nin l970yapımıbaş- vapıtı "Les Choses de la Vie-Hayat Bağlan"nın 24 yıl sonra Amerikalı yönet- men Mark Rvdell tarafından yapılan yenıden çevrımı "Kesişme". Güzel. yetenekli. ama so- ğuk karısı Sallv (Stone) ile ateşlt t.evgilisi Olivia (Da- vidovich) arasında kalan or- ta yaş sınınndakı nıımar Vın- cent Eastman (Gere). bunla- nn ötesinde 13 \ aşındaki bi- ricık kızı Meeghan"ın(\lor- rison) mutluluğunu düşün- mektedır. Geçirdiğı kazayla uzun bir geri dönüş yaşayan vakışıklı mımar, yaşamının hangi yöne akacağına karar atv 22.10 Kesişme - Intersection / Yönetmen: Mark Rydell / Oyuncular: Richard Gere, Sharon Stone, Lolita Davidovich, Martin Landau, David Selby / 1994 ABD yapımı. 95 dakika. verecektir... İnsan ilişkileri- nin temel unsurlanna bir "dalış" vapmak isteyen yö- netmen. bunu "işinin ustası" Sautet'nin filminde olduğu kadar olmasa da başanyor. Bir erkeğin. "daha geç kalmadan" yaşamındaki doğrulan bulma gırişimınin bir tür uzantısı olarak kabul edilebilırbu yapım. Ancak bu gırişimin ne derece "etki- li" olacağı ise kuşkulu. Bir tür "bilmece" duy- gusunu da beraberinde geti- riyor "Kesişme". Fılmdeki geriye dönüşlerin nerede baş- layıp nerede bittiğı üzerine kesin ıpuçlan verilmediği için hâkirn bu duygu. İnsan yaşamının "önem- siz" diye bilinen kimı ay- nntılannınnedenü "yaşam- sal" olabildiğını. olabilece- ğmi de gözler önüne seren va- pıt. yıldız oyunculann (özel- likle soğuk sanşını canlandı- ran Sharon Stone) inandın- cı kompozısyonlanndan da güç alıvor. MERCEKLE BAKINCA IVIAH VIUT T. ÖNGÖREN Bir SenaryoL Belli ki efendi bir insan. ilgı odağı olmaktan hiç hoş- nut değil. Önce, üç kışınin ölümüne yol açan bir tra- fik kazasında rol oynadığı için çok üzgün. Belki bu kazanın ortaya çıkardığı gerçeği henüz pek sezeme- miş. Türkiye'nin. içine kapanık, sessiz. ailesını geçin- dirmekten başka bir şey düşunmeyen insanların- dan biri. Eşinin üstune başına dikkat edin, tertemiz. Odaağırbaşlıbirhanım. Kızıdasevimli. Hemdeek- randa çok sevinçli. Çünkü babası tahliye edildi. Ülkemizde böyle milyonlarca aıle var. Gerçekte Tür- kiye'nin yapısını onlar oluşturuyor, ama hiçbırine değer verilmiyor. Eğer temiz toplum oluşturulacak- sa, bu iş insanlann bılinçlendırilmesıyle gerçekleş- tirilecek. Susurluk'taki kazanın tahliye edilen sürücüsü Ha- san Gökçe'yı ve ailesinı Kanal D'de izleyınce belki hepimiz bunları duşündük. Bıleklerıne kelepçe ge- çirilerek cezaevine gönderilecek bin değil Hasan Gökçe. Gerçekte çoktan içeri atılması gerekenler Tur- kiye'de. hatta yurtdışında cırıt atarak gösterişh mut- luluklar yaşarken Hasan Gökçe gibi her gün uzun yollarda dıreksiyon sallayanlann bu ülkedeki kötü gı- dişe en az oylanyla dur demeleri gerekmez mi? Bunu da yıne Kanal D'de Hasan Gökçe'nın hemen evinin yanıbaşından yapılan naklen yayını izlerken duşündüm. Arkadaşları, Gökçe için ve ülke sorun- ları hakkında ne güzel konuştular. ne içten konuş- tular. Sahip olduğu bu insanîar Türkiye'nin yazgısı- nı düzeltmede neden etkili olamıyorlar? Onlarda ek- sık olan ne? Kendı ıçlerındeki bilinç yetersizlığı mi yoksa bu gibi insanlann önüne çekilen engeller mi? Ya da her ikisı mi? Hasan Gökçe bir kahraman mı? Kesinlikle hayır. O bır rastlantınm ortaya çıkardığı "temız" msanları- mızdan biri. Devletin, hükumetlerın, çıkarcıların. kir- li oyunlar peşinde koşanlann, devlet adamı nıtelik- lerinin yanından bıle geçmemiş kokuşmuşların go- remediği, tanımadığı ve sürekli sömürdüğu bu ulke- nin kendı halınde yaşayan insanı. Kahraman değil. Çünkü "kahraman'' kendi kendıne karar vererek bir büyük işi başaran kışidir. Susurluk olayında ise rast- lantı onemlı bır rol oynadı. Bu nedenle, Hasan Gök- çe'yi ve çevresindekıleri rahat bırakalım ve kendısi- nin devam eden mahkemeden bir ceza almadan ışı- ne dönmesini dileyelım. Ama ben yine de bir senaryo yazmaktan kendınai alamadım. Bu olay sonucunda ortaya kendıliğınden çıkan gerçekleri önce hiç anlamayan bir kamyon sürücüsü. Medya onu ön plana çıkarıyor. Bu neden- le yaşamında hiç tanışmayacağı. hiç karşılaşmaya- cağı olumlu olumsuz ınsanlarla beraber oluyor. Hat- ta bu kaza olmasa hiç yaşayamayacağı olaylar ya- şıyor ve ülkesinin sorunları üzerinde düşünmeye ve bunları önlemek için ancak kendisi gibi insanların bir şeyler yapmasının gerektiğine inanmaya başlıyor. Çev- resinde de dürüst, temız, ama ülke yönetimine ağır- lığını koyamayan arkadaşları, dostları ve hiç tanış- madığı binlerce ınsan... Sonra... Sonra mı? Böyle bir senaryo acaba nasıl sonuçlanır? Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bir kezyazılmaya başla- sa ya! ^ Geçen yılın sonlarında çıkan önemli bir sinema ki- tabı: Atilla Dorsay, "100 Yılın Filmi", Remzı Kitabevi, Istanbût, 1996. KENT HABERLERI Basın-tıp işbiPliği ! • tstanbul Haber Servisi - Sağlık muhabirlerinin haberlerinde danışmalan , için çeşitli doktorlardan oluşan danışma kurulu oluşturuldu. "Sağlıklı sağlık j haberleri ve iyi hekimlik" sloganıyla. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti. lstanbul !Tabip Odası ve Eğitim ve Sağlık i Muhabirleri Demeği'nin başlattığı çalışma , çerçevesinde, ayda bir yapılan Jtoplantılarla. birayın sağlık haberlerinin değerlendirılmesi yapılıyor. Kitap giinleri • tstanbul Haber Servisi - Özel Salim Pars Kolejı'nde kıtap günlen başladı. Kolejin tiyatro salonunda yapılan açılış törenine yazarlar Yalvaç Ûral ve Pınar Yılmazer söyleşi ile katıldılar. Öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği kitap günleri bugün son bulacak. KISA...KISA... • tstanbul Emnivet Müdürü Ramazan Er. İstanbul DG.\İ Başsavcısı Erdal Gökçen'e nezaket ziyaretinde bulundu. • Çağdaş Gazeteciler Derneği lstanbul Şubesi, Metin Göktepe'nin ölüm yıldönümü nedeniyle 8-24 ocak tarihleri arasında "Metin Göktepe'den Uğur Mumcu'ya" konulu bir dizi etkınlik düzenleyecek. • Bcyoğlu'nda aşırı dozda aldığı eroin nedeniyle ölen Can Aslandere'ye uyuşturucu maddeyi sattığı ileri sürülen Gana uyrukJu İsmail İdrissu ile diğer 5 sanığın yargılanmasına devam edildi. Mahkeme heyeti, tahliye istemini reddetti. ; ÛKURMEKTUBU Bahçelievler Belediyesi prnek belediye ' Istanbul'daki metropol belediyeleri, Bah- çelievler Belediyesi'ni örnek almalıdır. Bah- telievler Belediyesi ÇEVKO ile birlikte baş- lattığı örnek çalışmasında, iki yılda 50 ton atık kâğıt toplamtş, bunlan ekonomik döngü- ye kazandırmıştır. Bu tür faaliyetler hem eko- homive hem de hammadde kaynağı olarak ^şın yararlanmaya maruz kalan doğaya, son derece yararlıdır. Bahçelievler Belediyesi 'nin Hk ^e ortaöğrenimdeki öğrencileri eğiterek geliştirdiği proje, en azından yüzlerce ağacın jcesim tarihini geciktirmiştir. Metropol ilçe- jerir. sayısının 35 olduğu ve atık kâğıt topla- dıklin düşünülürse. kaba bir hesapla. yılda or- talama bin 500 ton atık kâğıt toplanacak de- mektır. Atık kâğıdın kılosu. pıyasada yakla- Şik '.0 bin lıradan işlem görmektedir. Bu da ytlda 15 mi lyar liralık ekonomik değere denk düşmektedir. Yerel yönetimlerin rasyonel esaslara göre yönetilmelen, beldelerindeki çevresel değerlerin korunmasının. ekonomik bır karşılığı olduğunu da bılmelen gerekir. Bu durumdi yapılması gereken. hemen bir planlama ile ışe girişmektir. ALİ DL'RL (emekii öğretmen) / İSTANBUL Devletin yardım etmediği çocuklara "Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı" sahip çıkıyor Suçlu çocuklar topluma kazandınlıyor İPEK VEZDANİ Işlediğı herhangi birsuç nede- niyle turuklanmış. yargılanmış. tahliye edilmiş ya da hüküm giy- mış çocuklann mahkemeye çıka- rıldıktan sonrakı durumları hak- kında bir flkriniz var mı? Dev letin yardım elinin uzana- madığı birçok alanda olduğu gi- bi suç işlemiş çocuklann ihti- yaçlannın karşılanması için de bır vakfın sesi duyuluyor. Suç işle- miş çocuklann topİuma yeniden kazandırılmalan, öğrenimlerinın devamının sağlanması, gerektı- ğınde bır işe yerleştirilmeleri gi- bi hızmetleri. 1992'den bu yana çalışmakta olan gönüllü bir ku- ruluş. "Türkiye Çocuklara Ve- niden Özgürlük Vakfı" üstlen- miş bulunuvor. \akıf başkanı avukat Güney Haştemoğlu. bu alandaki çalışmalarına 1985'te kurulan "Dostlar Davanışma Derneği" ilebaşladığını belirte- rek, "Türkiye'de suçlu çocuk- lar için kâğıt üzerinde çok şe> var, ancak iş uygulamaya gel- diğinde yapılan işler çok az" di- vor. Vakfın Sirkeci Adliyesi'nde çocuk mahkemelerinin v anında- ki irtibat bürosunda nöbet tutan gönüllü üyeleri. ilk müdahalele- rinı yargılanmak üzere gelen ço- cuklann giysi. yivecek, yol pa- rası gibi maddi ihtiv açlannm kar- şılanmasına yönelik olarak ger- çekleştiriyor. Ardından çocuk- lann aile vanında desteklenme- V akfın gönüllü üveleri ilk olarak çocuklann maddi ihtiyaçlarını karşılı\or. si. öğrenımınin devamının sağ- lanması. gerektığinde işe verleş- tirilmesi için aıleye danışmanlık yapılması gibi hızmetlergeliyor. Bugüne dek çalışmalannı baş- kanın ev inden v ürüten vakıf. bir a> önce "Gençlik Eğitim Mer- kezi" adını verdiklen Kadı- köy'dekı 5 katlıveni bınasına ta- şındı. Yenı binalarında çocuk- larlavılbaşı kutlaması vaparken bulduğumuz Vakıf Başkanı Haş- temoğlu, şimdihk en acil ıhti- yaçlarının bir "pivano" oldu- ğunu söylüyor ve eklıyor: "Müzik. çocuklarla iletişim kurmak için çok güzel bir yol. Cezaevinin içindeki moral ça- lışmalarına başlarken, çocuk- lara ilk başta müzik aracılığıy- la yaklaşıyoruz. Daha sonra onİarla oluşturulan ilişkiler çerçevesinde kurulan sohbet- lerde. birtakım ahlaki değerie- ri. neyin doğru, nevin yanlış olduğunu, çocuklann kendi başlarına bulmalarını sağla- mava çalışıyoruz. Onlara asla suçları sorulmuvor. zira bura- daki çocuklann hiçbirisi diğe- rinin suçunu bilmez." - Gençlik Eğitim Merke- zi'nde ne gibi faaliyetler yürü- tülecek? - Buranm 2 katı konfeksiyon atölv esı olacak. çocuklan sanat- la ve zanaatle tanıştırmayı istıyo- ruz. On kişilık bır mi^afirhane. toplu e işi çalışmalannın yapıla- cağı bıratölye. psikologlabırebir çalışmalann vapılacağı odalar v e çocuklarla ilgili araştırma ya- pacak kişıler için bir başv uru ki- taplığı olacak. Ayrıca yeniden suç işlemenin önlenmesi için grup çalışmaları vapılacak. - \ akıf. hüküm givmiş ço- cuklar için ne gibi çalışmalar yapıyor? - \letns ve Bayrampaşa ceza- ev lerinde tutuklu bulunan çocuk- lar ıçın haftada birer gün resim v e müzik eğıtımıni kapsayan mo- ral çalışması yapılıyor. Ceza- evındekibu çalışmalar sırasında tespıt edilen givsi ve kırtasiye malzemeleri ihtiyacı da karşıla- nıyor. - Vakfın geleceğe vönelik ne gibi projeleri var? - En büyük projemiz çocukla- nn mevcut "eğitim kalıplarT'na uymayazorlanmadan. kendi se- çecekleri derslerle eğıtılecekle- rı "Özgür Eğitim Köyü" pro- jesi. En az 500 hektar alan üze- rine yerleştırilecek 10'ar kişilik misa'firhaneler.tivatrosalonu. iş atölyeleri. spor alanı ve eğitim merkezinden oluşacak bir eği- tim köyü olsun ıstıyoruz. - Vakfa nasıl katkıda bulu- nulabilir? - Katkıda bulunmak isteyen- ler. adlıvedeki odada nöbet tut- ma. gönüllü öğretmenlik. burs verme. iş imkânı sağlama. giy- si. saklanabilir > ıyecek, kitap \ e kırtasıveyardımı vapma ve eği- tim merkezındekı çeşitli çalış- malara katılma gibi birçok alan- da maddi veya manevi destek saâlavabılırler. Y4LOVA'DAN Sl RLLMLŞTl Mühendis Yılmaz: Hakkımı arayacağım İSKİ Cenel Müdürü Veysel Eroğlu 'B. Çekmece Gölü kurtanlacak' İstanbul Haber Servisi - İSKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Veysel Eroğlu. istan- bul'un 70 milyon metreküp su ihtiyacını karşılayan Büyükçekmece Gölü ve koyu- nun tehdit altında bulunduğunu belirtti. Göl havzasında bulunan yapılann yıkıl- dığını ve ağaçlandırma çalışmalannın başladığını belirten Eroğlu, Büvükçek- mece Gölü ve koyunun temmuz veva ağustos aylanna kadar kurtanlacağını söyledi. Eroğlu. 2000 yıh için "berrak Haiiç. raavi Marmara. yeşil su havza- ları, temiz dereler ve ortak altyapı ha- ritalan" olmak üzere toplam 5 hedefle- ri bulunduğunu belirtti Veysel Eroğlu. "Çevre Korumada İSKİ'nin 2000 Yılı Hedefleri" konulu seminerde, İSKİ'nin Istanbul'da çevre koruma konusunda yaptığı çalışmaları anlattı. İlk olarak içme suvu konusuna eğildıklerini belirten Eroğlu. yapılan ça- lışmalar sonucunda İstanbul'da artık su sorunu yaşanmadığını ifade etti. Eroğlu. İstanbuİ'un en büyük eksikliklerinden bı- rinin de altyapı haritasının bulunmama- sı olduğunu kaydettı. İSKİ'nin Haliç için yaptığı çalışmalara da değınen Eroğlu. Haliç'ın kurtanlması için tek yolun bu- raya giren atıksulann önüne geçmek ol- duğunu belırti. Eroğlu. Küçükçekmece Gölü'ndekı suyun kirli olması nedeniyle kullanılamadığını da ifade ederek. "Kü- çükçekmece Gölü için düşündüğümüz pFOJede. buranm atıksulardan kurta- nlması ve çevresinin yeşillendirilmesi var " dıye konuştu. iSKl'nin Anadolu vakası için yaptığı çalışmalardan da söz eden Eroğlu, Ana- dolu yakasında Göksu ve Küçüksu de- relennin kurtanlması için buralara akan atıksuların vapılacak 2.5 kilometrelik bır tüneile uzaklaştırılacağını kaydetti. TÜZAV, 1997 bütçesini değerlendirdi Zabıtadan bütçe yasasma tepki İstanbul Haber Servisi - Türkiye Be- lediye Zabıtalan \akfi ıTÜZAV)'. 1997 Bütçe Kanunu'nda beledive meclıslerimn yetkı ve kararlanna müdahale edildiğini v e kamu çalışanlan arasında aynmcılığın körüklendieini savundu. TÜZAV. 26 Aralık 1996 tanhınde 1997 yıhna aıt çıkan Bütçe Kanunu ile be- ledıve meclıslerine müdahale edildiğini belirtti. Böyle bır vaklaşımındemokratik olmadığını vurgulayan vakıf açıklama- sında, yıllardır 24 çalışan zabıta ve itfa- ıv e hizmetlerinde çalışan personele bele- diye meclisı karan ile tespit edilen fazla çalışma ücreti ödendiğı belırtildi. \eni kanunda ise "Ancak bunlara ödenecek aylık fazla mesai ücreti )990yılınüfus sayımına göre nüfusıı 250 binden faz- la olan belediy eler için brüt 17 milyon 500 bin lirayı. diğer belediyelerde ise 10 milyon lirayı geçmez" hükmünün konulduğu kaydedilerek şöyle denildi: "Bu madde ile belediye meclisleri- nin bütçelerini özgürce yapabilmeie- rine müdahale edilmiş. artan hayat pa- halılığı karşısında belediye zabıtası ve itfaiye personelinin bırakinız durumu- nu iyileştirmeyi, mevcut durtımdan en azyüzde25daha kötü duruma sürük- lenmesine neden olunmuştur. Ayrıca bu bütçe yasasıyla her ne hikmetse hep üst sınırlar belirlenmiş ancak fazla ça- lışma ücretinin alt sınırı belirtilmeye- rek adeta fazla çalışma ücreti v erilme- mesine yönelik açık kapı bırakılmaya çalışılmıştır." Vakıf. asken personel ve emnıyet men- suplan arasında aynm olmazken zabıta v e itfaiye çalışanlan arasındaki aynmın ne- denini sorarak. bu durumun kamu çalışan- ları arasında aynmcılığı körükleyeceğıne dikkat çekti. lstanbul Haber Servisi - Yalova Termal'de ornıan arazısı ıçınde kaçak yapı- laşmaya karşı çıktığı için Kastamonu'va sürülen or- man yüksek mühendisi Fev- zi Yılmaz. Bursa Ornıan Bölge Müdürü Fuat Er- dem'ı suçladı. Termal TURBAN tesısle- rinde yapımı devam eden TBMM dinlenme tesısleri için "Muhafaza karakter- li ormanlarda yapıya izin verilmesi mümkün değil- dir" şeklinde basına açık- lama yapan Fevzı Yılmaz. Bursa Oıman Bölge Müdü- rü Fuat Erdem tarafından. 657 sayılı Dev let Memurla- n Yasası'nın 125. maddesi gereğı maaş kesim cezası ile cezalandınldı. Bu ceza- ya karşı Bursa İdare Mah- kemesi'nde açtığı davanın devam ettiğını belirten Çev - re Koruma ve Yaşatma Der- neği (ÇEKO) Başkanı Arif Ekim. Fuat Erdem'in. bu olavdan sonra ormanla ıl- gılı het açıklamayı Fevzi Yılmaz'ın yaptığını zannet- tığini belirterek. "Fuat Er- dem gittiği her y erde Fe\ - zi Yılmaz'ın Salova'da kaldığı sürece iş (usulsüz- lük) yapamayacaklarını söyleyerek. tayin edilme- si için Ankara'ya başvur- du" dedı. Ekım. yapılan bu başv uruya önce olumsuz y a- nıt verildiğini. ancak D\P \a\o\ a MÜletvekili Cevdet Aydın'ın girışimlerıyle ta- yinin gerçekleştiğini sav un- du. Bu haksız savunmaya kar- şı susmayacağını söyleyen Fevzi Y'ılmaz. "Şu anda politik olarak onüm tıka- lı. Ama. emekliliğime 10 ay kalnıasına karşınyasal haklarımı sonuna kadar kullanacağım. Bursa İda- re Mahkemesi'nc veya Kastamonu Ornıan İşlet- me Müdürlüğü'nün bağ- lı olduğu Zonguldak İda- re Mahkemesi'ne başvura- cağım" diye konuştu. DR, TAHSIIN AKGUN LTARDI 'Anestezide alerjiye dikkat edilmeli' İstanbul Haber Servisi - Amerikan Hastanesi Genel Yoğun Bakım Bölümü Şe- fi Dr. Tahsin Akgün. anes- tezi sırasında kullanılan ilaç- lann alerjik olabıldiklerini belirtti. Hastaların aneztezi öncesi mutlaka anestezistle- ri ziyaret etmesini isteyen Akgün. dikkat edıldiği za- man bu nedenle ölüm olayı yaşanmadığını söyledi. Amerikan Hastanesi'nin "Tıbbi Konferanslar Di- zisi" kapsamında dün Dr. Tahsin Akgün'ün "Anes- tezi ve Alerji" konulu kon- feransı yapıldı. Akgün. Ami- ral Bristol Hemşirelik Oku- lu'ndakı konferansta, anes- tezide alerji durumunun or- taya çıkması için hastanın bünyesinin müsait olması gerektiğini kaydetti. Bırki- şiyeanestezı vapılacağı za- man durumunun gözden ge- çirilmesi gerektiğini belirten Dr. Akgün. "Bunu tespit için test gerekmez. Ancak hastaya sorulup daha ön- ce alerji olup olmadığı araştırılmalı. Hastay la iy i bir diyalog kurulmalı" di- ye konuştu. Akgün. aneste- zide yaşanan ölümlerin is- tatistik olarak '0' olduğunu (bir bölü 10 bin) bunun da önlenemeyen komplikas- yonlar nedeniyle yaşandı- ğını kaydetti. Anestezide kullanılan ajanlan üçe ayı- ran Akgün. şu bılaılen ver- di: "Anestezi hipnolik ajanlarla başlar. Bunlar. barbiturik asit türevleri ve imidazol türevleri. ben- zol diazegündür. Bundan sonra ağrı kesiciler (mar- jin ve morfin grubu) gelir. Sadece solunum yolunu güv encey e almak için kul- lanılan kas gevşeticiler ise en fazla alerjiye yol açan ajanlardır. Biz hastanın işini şansa bırakmamak için en az alerji yapabile- cekilaçları kullanıyoruz."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear