Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 0CAK19S7 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sağ eğilimli TV kanallan, yaptıklan programlarla cumhuriyet rejimine saldınyor
Ekranlarda şeriatgölg*H L L Y A K A R A B A Ğ L I
•ANK\RV--RP'nin yayınorganı'' ola-
rak DİlinenCaral 7'nin de aralannda bu-
luniuğu sa: eğılimli telev izyonlar. tarikat
tartşmaiamı,rejıminlaik yapısı ve cum-
huryet devinterine saldın için kullanı-
yorar. Ra.<yo ve Televizyon Üst Kuru-
lu'run (RTJKı, tariicat yaymlannda doz
kaçnldı|ı rerekçesiyle radyo ve TV ka-
nallinna vcrdıği gözdağının perde arka-
smca ince hr sıyaset izlendiği belirlendi.
RP'li üyeenn, tankat değerlendirmele-
rince şeyhJ;r, dergâh ve mescidleri savu-
nandini kaıallan dikkate alarak uyannın,
tek ek kanJ bazında değil de tümü üze-
rinde yapılnasma onay verdikleri kayde-
dilci. RP'lıüyelerin, Kanal D'nin şubat
ayıra eneleıebilecek bir günlûk kapatma
karinnın remen işleme konulmasında
önemli rol cynadıklan öne sürüldü.Med-
yarm tarikıîla ilgili haberlerinde en çok
tekrırlanan görüntüler, AB Kalkancı'nın
dergâhındari zikır törenlen, transa giren.
• Televizyonlar tarikat tartışmalan adı altında devrimlere, laikliğe ve demokrasiye
saldınyorlar. Ferit Polatkale, bir programda 'Kemalist rejim gidiyor. Şeriat geliyor.
Korkmakta haklısınız. Yani '97 inşallah hilafet yılı olacak' derken Muzaffer Doğan,
'Kemalist düzene dua etmem' diye konuştu.
kannlanndan ve yanaklanndan şiş geçi-
ren müritleroldu. Mfisiûm Gündüz'le Fa-
dime Şahin'in basılması gündemdeki ye-
rini korurken tartışmalar tarikatlar üstün-
de odaklandı.
Yayıncı kuruluşlar, Aczmendi dergâhı
imamlan, Islami yazarlar, Gûndûz'ün
avukatı ve vasısi Ferit Polatkale ile din uz-
manlannı ekrana çıkardılar. Tarikatlarda
lezbiyen ilışkilerin de irdelendiği prog-
ramlarda, çokeşlılik, muta nikâhı vazge-
çilmeyen konularoldu. Tarikat-ticaret-si-
yaset bağlantılı yayınlardan rahatsız olan
dini kanallardan Kanal 7. Müslüm Gün-
düz'ü ve tarikatını dini duygulara seslenen
sözlü programlarla savunmaya çaba gös-
terdi. Rejimin laik yapısına da gönderme-
de bulunan Kanal 7'nin "Haber SaatT ve
"Gonca Gülün KepçesT programlanndan
bazı__alıntılar şöyle:
"Önce. cüppeleri çıkanlacak. sembolik
anlama sahip asaları ellerinden alınacak.
sonra hoyrat bir berber makası onlann
sakaDan ve saçlannı kesecek. \czmendi-
ler ürnak içinde adama benzetilecek. Bu
militarist hazır ol emri, toplumumuzun en
aydınhkçı kesimleri tarafindan alkışlana-
cak."
(Aczmendi kıyafetli sunucu) "Aczmen-
dfler bu kıyafederinden ötürü şapka kanu-
nuna muhalefetten 120 kişi\ e tam 1210 se-
ne istedi. Savcı DGM savcısı. Bir de terö-
rist ilan edildiler. hiç silahlan olmadığı hal-
de (bastonu göstererek) belki bu silah gibi
görünmüş olabih'rf
Sağ eğilımli televizyonlar tarikat tartış-
malan adı altında cumhuriyet rejimine,
devrimlere, laikliğe ve demokrasiye sal-
dınyoriar. Televizyonlarda yayımlanan
bazı programlarda, şu görüşler dile geti-
rildi:
Ferit Polatkale: Kemalist rejim gidiyor.
Şeriat geliyor. Korkmakta haklısınız. Ya-
ni 97 yılı inşallah hilafet yılı olacak.
Muzaffer Doğan: Ben Kemalist düze-
ne dua etmem. Efendiler, 1923 devrimle-
nyle insanlan darağaçlannda sallandır-
dıysanız, bunun hesabını görmeliyiz.
TC"nin okullanndan aldığım diplomalan
çöpe attım ve bugünkü Islami biljgimi, ki-
şiliğimi Islamdan aldım. Gelen Islamdır.
Selam duracak, dağ, taş. kuş. kurt tslama
selam duracak.
tsmafl Nacar Müslüm Gündüz'ün ls-
lamla ilgisi yok.
Abduüah Ay: Müslümanlan Medeni
Kanun adma kıyılan nikâha yöneltme.
Abdurrahman Sanoğhı: Fadime Şahin
öldürülebilır. Öldürenler Aczmendilerol-
maz. Başkalan olur. Menemen'de birolay
oldu. 6 tane esrarkeşe olay yaptırdılar. Ku-
bilay'ıyobazlaröldürmedi. Evetyobazlar
öldürdü, ama Müslümanlar öldürmedi.
Onlar Fadime'yı öldürecek, bizim üzeri-
mize atacaklar.
Şevld Yılmaz: Nikâhın dini olanı olur,
dine ait olmayanı olur. Devlet bütçesinin
birkaç trilyonu onlann yani nikâhı da Di-
yanet fşleri Başkanlığı kıysın. Elbette ki
nikâh resmi olmalıdır. Resmi olmayan ni-
kâhlar elbette ki kadın haklanna eziyettir.
Ama bu eziyeti. bu hakkı Müslümanlara
vermeyen, sizın zihniyetiniz. Ne zaman
bağnazlıktan yobazlıktan kurtaracağız bu
ülkeyi.
Termik santrallar görucude
Santral
işçfleri
direniyor
OLCAYAKDENİZ
MtLAS-REFAHYOLhü-
kümetının czelleştırme kap-
samına aldıgı termik santral-
lara, çoğunluğu yabancı, pek
çok alıcı firma temsilcisi gö-
rücüolarak geliyor. Ancak iş-
çiler de "Bizim ekmek kapı-
mız, ülkemian ise bağımsı/Jı-
ğının göstergesT dediklerı
santrallan sattırmamak için
inatla direnışlerinı sürdürü-
yorlar. tşçiler sabah akşam.
kalabalık gruplar halinde
santrallann girişinde nöbette-
ler. .
Daha önceleri çalışma saat-
leri dışındaki zamanı kahve-
lerde geçiren işçıler, şimdi
Paralar kayıp
Kredi
nereye
kullanıldı
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA-CHP Muğla
Milletvekili Zeki
Çakıroğhı,
desülfurizasyon tesisleri
yapımı için Dünya
Bankası'nın verdiği ve
çevrecilerce başka
yerlerde harcandığı
savlanan 145 milyar
dolann peşine düştü.
Enerji Bakanı Recai
Kutan'a yazıiı soru
önergesi veren Çakıroğhı,
kredinin akıbetini ve
Yatağan, Yeniköy,
Gökova termik
santrallanna
desülfûrizasyon
sıstemlerinin yapımına
neden başlanamadığmı
sordu.Yatağan, Yeniköy
ve Gökova termik
santrallanna
desülfurizasyon tesisi
kuruhnası için Dünya
Bankası tarafindan
verilen 145 milyar dolar
kredinin aktbeti
anlaşılamadı.
Çevrecilerin hükümetin
söz konusu krediyi başka
yerierde kullandığı
savlannın ardından
harekete geçen ANAP
Muğla Millervekili Lale
Aytaman'ın geçen ay
Enerji Bakanı Recai
Kutan'a yönelttiği
sorulara da yanıt
alınamadı. CHP Muğla
Millervekili Zeki
Çakıroğlu, Enerji
Bakanhğı'nca kiraya
verilecek 12 santral
içinde Yeniköy, Gökova
ve Yatağan'uı da
bulunduğunu anımsattı.
vardiyalannı bıtirir bitirmez
santral kapısına, nöbete koşu-
yorlar. Gökova Termik Sant-
ralı işçılennden Tuğrul Bo-
zoğlan, bu dunımu şöyle dile
getıriyor:
"Başlangıçta işci arkadaş-
larumzın pek çoğu özelleştir-
me konusunda umursamaz
bir tavır sergiliyordu. Ancak
tehlike kapımı/j çalınca işci
arkadaşlar arasında büyük
ölçüde bir kenetlenme başla-
dı. Herkes işin ciddivetini algn
ladı. Bizler biliyonız ki sant-
rallanmız özelleştirilirse pek
çoğumuz işsu kalacağız. Ana
fîrmalar, bizim vapbğunız iş-
leri taşeron flrmalara yapö-
racaklar. Taşeron fınnalara
ise ne sendika. ne toplusözleş-
me ne de başka işci güvencesi
girecek,'"
Yatağan Termik Santra-
h'ndan Adil Eroğlu da konu-
nun bir başka yanına dikkat
çekiyor:
"Evet, işçiler önce kendi ek-
meklerini kavbetmek isteme-
dikleri için santral kapüann-
da nöbet tutujorlar. Ancak bi-
rim santral kapılannda tuttu-
ğumuz nöbetie. sınır boylann-
da Mehmetçiklerin tuttuklan
nöbet arasında hiçbir fark
yoktur. Çünkü enerji santral-
lan ülkemizin bağımsızhgının
temel dayanaklarınj oluştu-
rur. Bö> lesine kritik. srratejik
öneme sahip santrallann özel-
teştirilnıesi. iilke bağımsızlığı-
nın özelleşfjrilmesi anlamına
geler. Oysa bizler hem işimizi,
hem ekmeğimizi. hem ülke-
mizi se\diğimiz için özelleştir-
meve karşıjTz."
Muğla yöresındekı Yata-
ğan, Yeniköy ve Gökova ter-
mik santrallanyla birlikte bu
santrallara kömür sağlayan
ocaklann da özelleştırilmesi
TKİ işçilerini de ayaklandır-
dı. Onlar da santral işçileri gi-
bi kömür ocaklannın kapısın-
da nöbet tutuyor ve görücüye
gelen firma temsilcilerini
santrallara sokmuyorlar.
TKl'nin Yeniköy'deki de-
kopaj alanı işçilerinden Sü-
lejman Girgin, işin bir başka
boyutuna değinirken "İhale
Uanlannda yalnızca termik
santrallann adı geçiyor. An-
cak santrallara kömür sağla-
yan ocaklar da bir ihaleye ç>
kanbnadan abcı firmalara ve-
rilecek. Yani santrallann ya-
nındaeşantiwnolacaklar"dı-
yor.
Termik santrallarda, kömür
ocaklannda inadına bir dire-
niş sürüyor. Hükümetin sat-
ma kararlılığı kadar, işçilerin
de sattırmama kararlılığı var.
Ve onlar kömür ocaklannın
kapılannda, termik_santralla-
nn kapılarında "Özelleştir-
meye Hayır" diyerek nöbet-
lerini sürdürüyorlar.
Bergama BelediyesL, Kıbns'ta shanürle maden aranan alanda >aşanan tahribatı göstermek için gazetecileri yöreye götürüyor.
Altıü bölgesinde piknikHAK.4N DİRİK
BERGAMA - Bergamalı köylülerin
"siyanürle altM"a karşı eylemleri
sertleşiyor. "Piknik" yapmak amacıyla dün
bir araya gelen köylüler, Eurogold'un
kapısına dayandı. Jandarma ve polisin
geniş güvenlik önlemleri aldığı eylemde
Bergamalılar'ın. şirket alanını işgal etme
isteği. yöneticiler tarafindan güçlükle
engellendi. Açlık grevi eylemi ertelendı.
Sabah saatlerinden itibaren Çamköy'de
piknik yapmak amacıyla toplanan
köylülere. Izmır Demokrası Platformu
temsilcileri destek verdı. Siyanürle altın
çıkarmak isteyen Eurogold'un arazısının
yanında toplanan köylülere karşı jandarma
ve polis. geniş güvenlik önlemı aldı.
Eurogold'un girişi de jandarma tarafindan
tutuldu. Bergama Çevre Yürütme Kurulu
Sözcüsü Oktay Konyar, direnişlennin yeni
bir ömeği sergilediklerini söyledi.
Karşılannda yetkili bulamadıklannı
belırten Konyar, ilgisizliğin sürmesi
durumunda topluca Yunanistan'a ıltıca
talebinde bulunacaklannı açıkladı. Konyar,
"Güvenlik güçleri belki burada görevlerini
yapıyorlar. Ancak biz de halkız ve
topraklanmızı korumaya çalışıyoruz.
Yaşam hakkını savunanlaruı tepkileri
dikkate alınmalıdır. Çözüra, bu şirkete
ruhsat vermek değildir. Jandarma
gözetiminde maden işletilmez. Maden,
insan ha>atından daha mı önemli? İnsanlan
korkutarak bir yere vanlmaz. Bize kulak
asmazlarsa, yetkililer bizimle görüşene dek
açük grevi >apacağız" dedi. Bergama
Beledıye Başkanı Sefa Taşkın, açlık
grevinin başlatılmasınm ardından piknik
yapılan sahaya gelerek eylemi düzenleyen
Bergama Çevre Yürütme Kurulu üyeleriyle
görüştü. Taşkın, açlık grevine başlayan
gruba, siyanürlü altına karşı 7 yıldır çeşitlı
eylemler düzenlediklerini anımsatarak
şunlan söyledi:
"Eylemlerimiz ses getirmiş olmalı ki Çevre
ve Orman bakanlıklan müsteşarlannın
yann (bugün) Bergama "va geleceğini,
gazetelerden öğrendim. Müsteşaıiann
yapacağı incelemeden de bir sonuç
alamazsak. bu mücadelemizi, siyanürcü
şirket Bergama 'dan gidinceye kadar
sürdüreceğiz.'' Bergama Çevre Yürütme
Kurulu Başkanı Konyar da müsteşarlann
gelmesi nedeniyle başlattıklan açlık grevini
ertelediklerini açıkladı. Köylüler, öğleden
sonra kol kola girerek Eurogold'un tellerle
çevrili arazisine doğru yürümüye başladı.
Şirketin kapısında köylülerı. jandarma
karşıladı. Burada "Siyanürlü şirket,
Bergama'yı terk et" sloganlan atan
köylülerin
"araziyi işgal etme" ısteğı. Çevre Yürütme
Kurulu üyeleri tarafindan güçlükle
yatıştınlırken müdahale olmaması sonucu
herhangi bir olay çıkmadı.
Ardından köylüler bir dahaki eylemde
buluşmak üzere dağıldılar. Bergama
köylülen yörelerinde yaşanacak felakete
dikkat çekmek için arka arkaya eylemler
yaparken Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti'nde siyanürle maden çıkaran
bir şirketin yöreden çekip girmesiyle ortaya
çıkan "doğa faciası" gündeme geldı.
Bergama Beledıyesi siyanürle altın aranan
bir dağ parçasının ne hale geldiğini
göstermek ve kamuoyuna göstermek için
gazetecüeri Kıbns'a götürdü.
Enerji özelleştirıne kıskacında
CEM ULUTAŞ
Türkiye'nın enerji üretımi ve dağı-
tımından sorumlu TEAŞ ve TEDAŞ
gibı kurumlann, hükümetlenn kadro-
laşma çabalan yiizünden zaafa uğratıl-
dığı ve sistemin işlemez hale getinldı-
ği belirtildi.
Elektrik Mühendisleri Odası'nm (E-
MO) hazırladığı rapora göre kadrolaş-
ma ve ıletım hatlannın yenılenmeme-
si sonucunda enerji sorununun günde-
me geldiğı ve sık sık uzun sürelı elekt-
nk kesıntılennın yapılmaya başlandı-
ğı, bunun da özelleştırme ve nükleer
santrallara zemın hazırlama çabasın-
dan kaynaklandığı kaydedildi.
1970'ten 1993"e kadar üretimin 7'şer
yıllık arayla ikı kat arttığı belirtilen ra-
porda, bu tarihten sonra enerji yatınm-
lannm durma noktasına geldiğı vurgu-
landı.
Özelleştirmenin gündeme getinlme-
siyle TEK'te ve 2 yıldır da TEDAŞ ve
• Türkiye'de uzun yıllardır enerji kalitesinin bozuk olduğu
kaydedilen raporda, sık sık uzun süreli kesintilerin
özelleştirme ve nükleer santrallara zemin hazırlama
çabasından kaynaklandığı belirtildi.
TEAŞ'ta planlama. yatınm, ışletme ve
bakım alanlannda bir kötüye gıdış ol-
duğuna ışaret edılen EMO raporunda,
teknık personel sayısında hızlı bir dü-
şüş olduğu belirtildi. Raporda. 1970-
1982 yıllan arasında bir mühendise 3-
4 MW kurulu güç düşerken bugün bir
mühendise 17 MW kurulu güç düştü-
ğü, üstelik bu mühendıslerin önemli
bir kısmının yöneticı olduğu kaydedil-
di.
Son yıllarda özelleştirme felsefesi-
ne uygun olarak yenı teknik eleman
alınmadığı, eleman sıkıntısı yüzünden
santrallardaki yenileme çalışmalannın
aksadığı, şebekelerde ise yalnızca arı-
zalara müdahalenın yeterlı görüldüğü
ve 5-10 dakıkada gıderilecek arızalann
saatler boyu sürdüğüne dikkat çekildi.
Hidrolık enerji kaynaklanmızın so-
nuna kadar değerlendırilmesi üzerinde
önemle durulan raporda, 1995 ıtibany-
la 21 bin 132 megavat olan kurulu gü-
cümüzün, 10 bin megavathk termik
santral ilavesiyle 52 bin megavata çıka-
nlabileceği vnrgulandı. Hıdrolik kay-
naklanmızın değerlendirilmesı ıçın,
Kızılırmak Havzasrnda20, Fırat Hav-
zası'nda 36, Dıcle Havzası'nda 27, Ço-
ruh Havzası 'nda 31, Yeşılırmak Havza-
sı'nda 10. Ceyhan Havzası'nda 6, Sey-
han Havzası'nda 9, Sakarya Havza-
sı'nda 5, Antalya ve Batı Akdeniz Ha\ -
zası'nda 7 adet olmak üzere toplam
131 hidroelektrik santral ve baraj pro-
jesinin planlandığı gibı bıtırilmesi ıs-
tendi. Bu santrallann kurulu güçlen
toplamınm 14 bin 500 megavat olaca-
gı düşünüldüğünde, enerji potansıyeli-
nın ıkı katına ulaşacağının altının çızıl-
diğı raporda, nükleer santrala aynla-
cak kaynakla, neden daha fazla kurulu
güçte termik ya da hidrolık santral ku-
rulmadığı sorusu gündeme getinldı.
Raporda, sorunun çözümü için kısa ve
uzun vadelı önenler şöyle sıralandı:
"Yeni dün>-a düzeni söviemi içinde özel-
ieşn'rmeinadıııdaıı >azgeçümelidir. TE-
AŞ ve TEDAŞ önceden olduğu gibi tek
kurum olmalı. ülkemizdeki \ktaş ve
Çukurova gibi imtiyazlı şirketkre son
verilmeiidir. Enerji üretimi. bol, ucuz.
güvenilir. çevTeci ve yenilenebilir türler-
deolmalı. fosil vakıt ve nükleer güç ter-
cih edilmemelidir. Termik santrallann
sağlıklı kullanılabilmesi için desülfüri-
zasvon ünitelerinin v apılmasına hemen
başlanmalıdır. Rüzgâr. güneş. bivogaz,
biyomas, akarsu gibi alttrnatif kaynak-
lara vönelik birgenel müdürlük oiuşru-
rulmalı. bunlarla ilgili çahşmalar der-
hal programlanmaüdır."
AYDEVLANMA
EMRE KONGAR
Müritliğin Panzehini:
Özerk Kişilik
Türkiye'deki değişmenin hızı gerçekten şaşır-
tıcı.
Hem Türkiye değişmeye sonradan başladığı
hem de tüm dünyada değişmenin ivmesi artık
akıllara durgunluk verecek düzeylere eriştiği için
Batı'da birkaç yüzyıla yayılmış olan değişme ve
gelişmeler, ülkemizde birkaç onyıla sığabiliyor.
Geleneksel tarım toplumundan, feodal bir ya-
pıdan endüstri toplumuna, kentlı bir topluma
doğru evrimleşen Türkiye, birdenbire kendini,
bilgi toplumunun, yani endüstri sonrası toplu-
mun sorunlarıyla çevrili buldu.
Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de tek-
noloji çok hızlı değişiyor.
Inanç dünyasındaki değişmeler ise teknoloji-
ye göre çok daha yavaş ve behrsiz bir biçimde
ve çoğunlukla çok kan ve gözyaşına mal olarak
ortaya çıkıyor. (Kanlı din ve mezhep kavgalannı
bırakın, sadece 'demokrasi' mücadelesinı hatır-
layın, o bile yeter.)
Çağımızda 'Müslüman dünya 'daki en önemli
değişme 1923'ten beri Türkiye'de yaşanıyor ve
evrensel bir biçimde. Hıristiyanlıktan yaklaşık beş
yüzyıl sonra, Islamın da laikleşmesini simgeliyor.
Üstelik, ikı din arasında yaklaşık beş yüzyıllık
bir başlangıç farkı da olduğu düşünülürse, din-
lehn kendi içlehndeki tarih bakımından, Müslü-
manlıktakı laikliğin de Hıristıyanlıktaki reformla
aynı yıllarda başladığı dikkati çekiyor.
Işte ülkemizdeki çalkantılar, (tamamen olma-
sa bile) bir ölçüde, bu evrensel ve muazzam de-
ğişmenin, yani bir semavî dinin laikleşmesi sü-
recinin, Batı'da kapsadığı beş yüzyıllık süreye
göre neredeyse on kat daha hızlı yaşanmakta
oluşundan kaynaklanmaktadır.
• • •
Toplumlar değişirken. bu değişmenin birey
üzerindeki etkilerı ya da tam tersi, bireysel de-
ğişme ve gelişmenin, toplumu nasıl etkıledıği so-
rusu, pek çok toplumbilimciyi ve sosyal psiko-
loğu bu konuya eğilmeye zorlamıştır.
Bu alandaki kaynaklanmız çok zengindir.
Tabii Türkiye'de kimse kimseyi okumadığı, he-
le hele bilime hiç önem verilmediği için ilgili ho-
calar dışında, kimsenin bunlardan haberi bile
yoktur.
Riesman diye bir bilim adamı, insanlan, top-
lumsal değişme ile olan ilişkileri açısından dör-
de ayınyor: (Meraklısı, benim Toplumsal Değiş-
me Kuramlan ve Türkiye Gerçeği adlı kitabıma
bakabilir: s. 212).
1) Gelenekler tarafindan yönetilen tip. Gele-
neksel toplumların insanıdır. Kendini toplumdan
ayrı bir kişi olarak göremez. Değişmenin kayna-
ğı ya da konusu olamaz.
2) Içten yönetilen tip. Değişmeye başlamış
toplumlann tipidir. Geleneklerden çok içselleştir-
diği değertere ve özellikle, bağlı olduğu otorrte-
ye göre davranır. Toplumdan farklı olan kişiliği-
nin ayırdındadır. Kendine güvenir. Katı ve müsa-
mahasızdır.
3) Dıştan yönetilen tip. Endüstri toplumlarında
ortaya çıkar. Davranışları, başkalarının kendisin-
den olan beklentilerine uygundur. Dış otoriteye
dayanır, esnektir, her yöne çekilebilir.
4) Özerk tip. içten yönetilen ve dıştan yöneti-
len tiplerın bazıları özerk tipe dönüşür. Özerk tip
kendisini bilinçli olarak yönetir, insanlara duygu-
sal yönden, maddelere yaratıcı olarak yaklaşır.
Toplumun hangi kurallanna uygun davranacağı-
nakendisi kararverir. Işte toplumsal değişmenin
kaynağı bu tiplerdir.
• • •
Müritler veya herhangi bir siyasal ya da ideolo-
jik görüşün militanları esas olarak "gelenekler
tarafindan yönetilen" tiplerden oluşur. "Içten yö-
netilenler" de "militanlığa" yani müritliğe çok uy-
gun tiplerdir. "Dıştan yönetilenler" ise mutaas-
sıp müritler ya da mılıtanlar olmaktan çok aracı-
lık ve komisyonculuk gibi görevlerie kendi para-
sal çıkarlarına uygun işlevler için siyasal, dinsel
ya da ideolojık hareketlere katılır.
Ülke değiştikçe, müritler azalacak, şeyhlerin
kaynağı zorlanacaktır. (Ama inanç sömürüsü hiç
bitmez! Kimse umutlanmasın. Amerika, Ingilte-
re, Japonya gibi gelişmiş ülkelerdeki örneklere
bakarsanız ne demek istediğimi hemen anlarsı-
nız.)
Insanlanmızı çağ gerisi karanlık sömürülerden
korumak için, her şeyden önce çocuklarımızı
"özerk tipler" olarak yetiştirmeliyiz.
Yani 1950'den beri izlediğimiz eğitim politika-
sının tam tersini uygulamalıyız.
Hangi politikacılarla? Hangi bakanla? Hangi
başbakanla?
Onun yanıtını da lütfen siz verin.
Not: 21 ocak gecesi Show TV'de, "Ana Kuzu-
su" adlı dizide, başrol oyuncusu, kızına, "Be-
nimle imâ yapmadan konuş" dedi. Ben de bir ya-
şıma daha girdım. "İmâ" fiili, "yapmak" değil,
"etmek" kelimesi ile kullanılır. "Kızım yemekten
hoşlanmadığını imâ etti" gibi. Ayrıca "Imâlı ko-
nuşmak" diye de bir deyim vardır. "Arkadaşım
benimle imâlı konuştu" gibi. Ama "İmâ yapma"
denmez. Dizideki kadın, "Benimle imâlı konuş-
ma" demeliydı.
Sigara içenler! Bugün kendinize
değerli bir fırsat verin: Sigarayı bırakın.
TÜRK KALP VAKFI
7e/.: (0.212) 212 07 07 (PBX) 10 Hat
Faks: (0212) 212 68 35
nkade
IINIKAI JK soruntanımlayanbirkuaüıışolmanınötesinde.
tanımladığı sorunların çözümlerini de sunmayı hedeflemektedir.
İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ DERNEĞI • HUMAN RESOURCES MANAGEMENT ASSOCIATION Tel: (0216) 369 22 02 Faks: (0216) 414 83 35