14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 OCAK 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türk-Iş ve Hak-Iş yönetimi, enflasyonun altında ücret zammının kabul edilemez olduğunu söyledi Işçi tophısözleşme bekhyor• Yaklaşık 750 bin işçi adına bağıtlanan ve bu yıl sona eren sözleşmelerin yenilenmesi gerekiyor. Türk- Iş ve Hak-Iş, enflasyonun üzerine refah payı eklenmesini istiyor. BAMJ SALMA.N ANKARA - Kamu ve özel sektör ile belediyelerde çalışan yaklaşık 750 bin işçi. yeni yıla toplusözleşme beklenti- siyle girdi. Türk-lş ile Hak-İş'in Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan yetki tespit belgelerinin bü>ük çoğunlu- ğunu aldıklan ve bazı yetki belgelerine itiraz edildıği öğrenilirken. Türk-tş"e bağlı Hava-Fş ve Şeker-lş sendikalan toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başla- dılar. Hak-lş Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin TannverdL asgari ücrette son 6 ayda yüzde 30luk kayıp meydana geldi- ğine dikkat eekerek, enflasyonun altın- da ücret artışının kabul edilemez oldu- ğunu bildirdi. Kamu ve özel sektör ile belediyelerde çalışan yaklaşık 750 bin işçi adına, 1995 yılında bağıtlanan ve bu yıl sona eren toplusözleşmelerin yenilenmesi gereki- yor. Türk-lş ve Hak-îş. enflasyon karşı- sında ücret kayıplannın gideriîmesini ve enflasyon üzerine refah payı eklenmesi- ni istiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik ise 1997 yılının ilk 6 ayında yüzde 35-40'lan bulacağı ileri sürülen enflasyonun yüzde 26 olmasını hedeflediklerini belirterek. toplusözleş- me görüşmelerinde de bu rakamın esas Memurlara grevli-toplusözleşmeli sendika konusunda hukukçular görüş bildirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Çalışma \e Sosyal Güvenlik Bakanhğı'na. üniversitelerden. kamu çalışanlannagrevli toplusözleşmeli sendika hakkının anayasada tanınıp tanmmadığına ilişkin değerlendirmeler gönderilmeye başlandı. Marmara Üni\ersitesı adına görüş bildiren Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu. anayasada toplusözleşmeden söz edilmediği gibı yasaklanmadığmı da belirtirken. gre\ olanağmın TBMM'nin takdır yetkisine bağlı olduğunu belirtti. Kamu çalışanlan konfederasyonlannın sundukları metın üzerinden hazırlanan taslağa karşı görüş yazısını bakanlığa gönderen Memur-Sen. grevsiz toplusözleşmesız sendikanın kabul edilemeyeceğını bildirdi. Marmara Cniversitesı Hukuk Fakültesi'nde Anavasa 'Anayasa engel değil' Hukuku Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu. Çalışma \e Sosyal Güvenlik Bakanlığf na gönderdiği görüş yazısında. kamu çalışanlanna toplusözleşme ve grevlı sendika hakkı konu^unda anayasada açık bir yasak hükmü bulunmadığını bildirdi. Kaboğlu. anayasanın 53. maddesmde yapılan değişiklik öncesinde ve sonrasında kamu çalışanlarının toplusözleşme hakkı konusunda belirgin bir fark oluşmadığını belirtti. Anayasada toplusözleşme olanağı getirildiğinden söz etmenin **güç" olduğuna. ancak açık bir "anayasal >asak" bulunmadığına dikkat çeken Kaboğlu. "Yasa koyucu. kamu görevlilerinin sendika ve toplu görüşme haklannı. anayasanın 90. maddesi gereğince iç hukukla bütünleşmiş olan \e yasa koyucuyu da bağlayan özellikle 87 ve 98 sa> ılı uluslararası sözleşmelere elden geldiğince u>gun bir düzenleme vapmalıdır" görüşüyle memurlara toplusözleşme hakkının öngörülebıleceğim kaydetti.Prof. Dr. Kaboğlu. anayasada ışçılerin grev hakkını düzenleyen 54. maddeye kamu çalışanlarının tabi olmadığının belirtilmesının "yasaklama" anlamına gelmeyeceğini v urgulay arak şu görüşleri dile getirdi: "Anayasa, kamu görevlilerine grev hakkı tanımamıştir: ancak grev yasağı da koy mayarak, bu hak karşısında 'sessizkalmıştır. Liberal demokratik rejimin geçerli olduğu çoğulcu siyasal sistemlerde, Açıkça tanınmamış olan yasaktır" kuralı değiL 'Yasaklanmamış olan serbesttır' ilkesi geleneksel hale gelmiştir. Sonuçta, takdir yetkisi yasama organına aittir. İoplu görüşme aşamalanna ve farklı olasılıklara göre grev olanağını toplu görüşme çerçevesinde düzenleme yetkisinin TBMM'nin takdir alanına girdiği öne sürülebilir." Çalışma \e Sosyal Gü\enhk Bakanlığı'nın hazırlandığını kabul etmediği memurlara grevsiz toplusözleşmesiz sendika öngören taslağa. Hak- Iş"e yakın olduğu belirtilen Memur-Sen karşı görüş bildirdi. Grevsiz toplusözleşmesiz sendikanın kabul edilemeyeceğini bakanlığa gönderdiği karşı görüş yazısıyla ileten Memur- Sen. anayasada "işçi-memur" ayrımı yapılmadan "çalışanlar" olarak sendikal hakların düzenlenmesıni istedi. Toplu görüşmelerde konfederasyonlann taraf olarak kabul edilmesinin sendikal özgürlüğe. taslağın da çalışma özgürlüğüne ve uluslararası sözleşmelere aykm olduğu savunulan yazıda. "Bakanlığın taraflan anlaşma ortamından uzaklaştiran bir tasanyı kamu çalışanlanna dayatmasını doğru bulmuyoruz. Bakanlığın hukuk fakültelerinden istediği görüş, hukuk fakültelerinden daha da aşağı olan tekliflerle geri gelecektir. Bu nedenle tasan eksiktir" görüşüne yer verildi. ahnması yönünde mesaj vermiştı. Yetki tespit belgelerinin büyük ölçüde alındı- 5ı belirtilirken. Seydişehır Alüminyum Işletmeleri'nde Hak-tş'e bağlı Öz Çe- lik-lş Sendıkası'nın toplusözleşme yet- kisi almasına Türk-lş"e bağlı Türk Me- tal Sendikası'nın itıraz ettiei ve konu- nun mahkemeye gittiği bildirildi. Tanm Işletmeleri GenefMüdürlüğü (TİGEM) ve Tanm Bakanlığı taşra teşkilatında Türk-tş'e bağlı Tarım-İş'in yetki tespit belgesine de DtSK'e bağlı foprak, Su. Tanm. Orman Işçileri Sendikası (TİS) itiraz etti. Türk-lş'in 691 bin 736 kamu işçisi adına toplusözleşme görüşmelerini yü- rüteceği bildirildi. Türk-tş, Kıbns'tager- çekieştirilen Başkanlar Kurulu toplantı- sında aldığı kamu sektörlerindeki toplu iş sözleşmelerinin Türk-lş'in koordine- sinde yapılması kararı doğrultusunda PROF. DR. RIDVAJV EGE, TÜRKİYE^DE TRAFİK KAZALARINAKARŞI ÖTNLEM ALTO1ADIĞIM SÖYLEDİ Denetimolmazsayasaişeyamtnaz' Kazalar azaldı Trafikte en güvenli ülke: Isveç CÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - İs- veç'te trafik kazalannda ölenlerin sayısı 1989'dan beri azalmakta. 4 milyon aracın bulunduğu ülkede 1989'da904kişitrafikka- zasında ölmûşken bu sayı 1994'te 589'a. 1995'te 572'ye ve geçen yıl da 565'e dûştû. Böylelikle araç sayısuun nüfusa ora- nı bakımından tsveç*in. trafik bakımından dünya- nın en güvenli ülkesı oldu- gu saptandı. lsveç'i trafik bakamın- dan güvenli bir ülke yapan etkenler şunlar: - Emniyet kemeri kulla- nımı. Emniyet kemerinin her yıl en az 130-140 kişi- nin camnı kurtardığı tah- min ediliyor. - Bisiklet sürüeülerinm kask kullanması. - Yoğun yerieşımli böl- gelerdeki azami hız sının- T»mçogukez90 kilometre- yi, okul ve kreş önlerinde 30 kilometreyi geçmeme- si. - Araçlann her yıl trafik denetinıinden geçirilmesi ve kışlan kış lastiği kulla- mmmın yasayla zorunlu tutulması. Adana Yeni yılı grevde karşıladılar UFITCTEKİN ADANA - Kimimiz barda. gazinoda ve otelde. bazılan- mız deniz kıyısında ya da yay- lada. çok azımız Palandö- ken'de. belkı L'ludağ'da ve a- ma en çoğumuz "sedir bar- lar".a "dhan müzikhol- ler"deydik 1997'yı karşılar- ken. Kaybettıklerimız vardı kuşlusuz ama kalanlanmız da )anımızdaydı. bırlıktey- dik. Ama onlar. "biziınkikr". Çukobirlikçıler. farklı duygu- lar icerisinde başka ortamlan soluyorlardı. "Grev gözcüsü" yazan gömlekler gıymişlerdı ve remen arkalannda "Bu iş- yerinde gre\ var" pankanı varcı. >öbetteydiler yılbaşında. 23.M)"te gelmişlerdi göreve, Türdve uyuyorken daha 07 .(O'de nöbeti devtetmişler- dî erkadaşlanna. Ferhat Ka- radıtnan ile Mehmet Levent ÇefcbL Ali Aksoy ve Mehmet AJ«a'nm şansına "grev nöbe- ti" lüşmüştü. Buruktu dördü de.Cçer çocugu vardı hepsi- nin Çocuklar ve eşler evde. Oîilır Çukobırlık'te görevdey - dilff • Türkiye Trafik Kazaları Yardım Vakfı ve Dünya Kazalar ve Trafik Tıbbi Birliği Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Ege. yeni trafik yasasının başanya ulaşması için tutarlı denetim yapılması gerektiğini \mguladi. SA.\DET USLL Türkiye Trafik Kazalan Yardım Vakfı ve Dünya Kazalar ve Trafik Tıb'bı Birliği Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Ege, yeni trafik yasasının başanya ulaşması için tutarlı denetim yapılması gerektiğini vurguladı. Haftalardır üzerınde konuşulan Trafik Yasası. dün yürürlüğe girdi. Ülkemizde korkunç boyutlara ulaşan trafik kazalan yüzünden yılda yaklaşık 10 bm kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Yapılan araştırmalara göre nüfusu Yeni yılla birlikte yürürlüğe giren Trafik Yasası'nın u> gulanmasına hemen geçildi. Polisler, araçlarını kullanama- yacak durumda olan sürücüleri, özel şoförlerie evlerine gönderdiler. (Fotoğraf. BERTAN AĞANOGLU) bizden az. araç sayısı bızimkimn 5-6 katı, yol uzunluğu ise 6-14 kat daha fazla olan Fransa ve Ingiltere'de trafik kazalannda ölenlerin sayısı bizdekinin yansından daha az. Türkiye'de 1996 yılında trafik kazalarında ölenlerin sayısı 9 bin 104. Prof. Rıdvan Ege. ülkemizdekı trafik kazalarının nedenlerini. "İnsanlanmı/ın kurallara uymamay ı ve kaçamak yapmayı zev kli bir sadizm haline getirmiş olmalan. benciliik ve bilinçaltı doy mamışlıklanm aşın hız ve kurallan çigneyerek çarpık v öntemlerie dov um sağlama telaşında olmalan ya da yollann durumu. araç denetimi" olarak sayıyor. Yılda 300 bine yaklaşan kaza sayısına karşın bu güne kadar hiçbir önlem almamazken TBMM'nin yeni Trafik Yasası'nı 15-20 gün içinde müzakere ederek sonuçlandırdığmı anımsatan Ege. " l ııutmamalıv ı/ ki insanlar yasalann toplumun yaranna olduklanna inanmaz. davranışlan, gelenek ve refleksleriv le vardımcı olmazlarsa. en kusursuz yasalar bile iyi uvgulanmaz. Tutarlı denetim yapılma/.sa, yasa başarılı olamaz~dıye konuştu. Prof. Ege. yasanın başanlı olabilmesi için şu önerilerde bulundu: "Yasanın başarılı olması önceliklc polis teşkilatının sayt araç gereç. eğitim ve davrantş bakımından süratle yapüanmasına. veterii ve tutarlı denetime bağlıdır. Bugün bu hi/met 15 bin 500 mevcutlu polis ve 1.214 araçla. polisin özverisiyle sürdürülmektedir. Polis sayısı ve araç yetersizligi yanında eğitim noksanlığı da çok önemlidir. 4-7 ay lık egitimle polis ya da traFık polisi olunabilir mi? Bilirkişilik. trafik mühendisliğL meteoroloji, motor, yoL halkla Uişkiler ve hukuk bilgisi bu kadar süre de kazanılabilir mi?" Türk-Iş Genel Sekreteri Şemsi Denizer: Vahşi kapitalizm geîiriliyor ' Çocuklar borçlu doğacak'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Türk-lş Genel Sekreteri Şemsi Deni- zer. 1980 yılından beri toplumun ta- mammı gözetmeyenhükümetlerin ic- raatı sonucu toplumdaki katmanlann ortadan kaldınlarak büyük çoğunlu- ğun yoksullaştınldığını söyledi. "Pa- rayla para kazanan rantçılann tahak- kümünün nluşrurulmaya çalışıldığuu' vurgulayan Denizer. "vahşi kapita- lizm"in uygulamaya konulduğunu be- lirterek "Bu model uygulanmaya de- vam edildikçe ülkenin iflastan kurtul- ması mümkün değil" dedi. Denizer. toplusözleşme sürecinde öncelikle ış- çiierin kayıplannın gideriîmesini is- tediklenni. daha sonra "enflasyon ar- tı refah pa\ı"nı öngören artışı kabul edebileceklenni bildirdi. Türk-lş Genel Sekreteri Şemsi De- nizer. toplumun tamamını kucaklayan ekonomik politikalar uygulanmaması nedeniyle karmanlarm ortadan kalka- rak, nüfusun yüzde 85"lik bölümünün yoksullaştınldığma dikkat çektı. De- nizer, 1500 kişilik bir grubun üretim dışı çok büyük paralar kazanabildiğı- nı vurgulayarak "Enflasyonun dahi 2- 3 katı üzerinde >ıllık faizle gelir temin ederek büvümeleri, toplumu ve dev le- ti uçumma süriiklemekte" dıye ko- nuştu. 24 Ocak ve 5 Nısan ekonomik kararlannı "tarihin iki kara lekesi" olarak nıtelendıren Denizer, şunlan söviedi: "Bu kararlan alanlar. toplumu bir avuç insana teslim ettiler ve ülkeyi ba- brdılar. 1980*liyıllardan itibaren, ülke- yi yönetenler, kendi sınılsal çıkarlan doğrultusunda kısa voldan pazar ka- zanmayıyaratarak,ülkenin üretimden uzaklaşmasına neden oldular. 1990'la- ra gelindiğinde had safhava ulaştı ve artık rant ekonomisi geçerli duruma geldi. Üretim ekonomisinden uzakla- şüdığı için. nüfus arnyor, tşsizlik oranı artıyor, gayri safı mSlihasıla azalıyorf Denizer. "rantçılann tahakkümü- sanına hakaret" olarak değerlendiren Denizer. şu görüşleri dile getirdi- "Özelleşrirme tamamlandığında bü- tün bu iktidar oluşmuş olacak. Toplu- mun büvük kesiminin yüzde85'i fakir- leşmiş. eğitimden, örgütlenmeden uzaklaşmış olacak RP'nin ortay a çık- masının temel nedeni de buradan kay- naklanıy or. Sendikalan yok etmeye ça- lışıyorlar." Türk-İş Genel Sekreteri Denizer. 1997 bütçesınde gelırin yüzde 60'ınm içborç faizine ayrıldığına \e "içborç • Türk-İş Genel Sekreteri Şemsi Denizer, toplumun tamamını kucaklayan ekonomik politikalar uygulanmaması nedeniyle katmanlann ortadan kaldırıldığına, nüfusun yüzde 85'lik bölümünün yoksullaştınldığma dikkat çekti. nün sağlanması" için polisıye önlem- lerin alınmay a çahşıldığını anlatırken. "Katmanlar ortadan kalkıvor. Bunun adı vahşi kapitalizmdir" dedı. Türki- ye'dekı mevcut yapılanmada çocukla- nn boTçiu doğacağını ve öldükten son- ra da borç bırakacaklannı söyleyen Denizer. "Onuru.namusu.öigürlüğü, demokrasiyi bırak kardeşim gibi ifade- lerle, insanlan ekmegin peşine takn- lar" dıy e konuştu. "ÖzeUeştirmey le so- njnlannbiteceği" görüşünü "Türkin- yükünün bütçeyi yutacağına" dikkat çekerek "O zaman ülkenin iflası söz konusu olacak. 1997 senesi de artık bu ağır tehlikenin sinvallcrini vermeye başladı" dedı. Denizer. Merkez Bankası'nın para basarak. enflasyonu faiz yükunün üze- rine çıkannası gerektiğini. böy lece fa- izin bütçenin içindekı yerinın küçule- ceğinı savundu. Enflasyonun artışındanen fazla üc- retlı kesımin etkileneceğıni vurgula- yan Denizer. "1997ydısözleşmeleriy- İe birlikte ilk6 ayda kayıplar telafi edil- dikten sonra enflasyon artı refah payı gündeme getirilebiİir. \ani eşel-mobil sistemi birinci altı aydan sonra günde- me getirilebiİir. Yüksek enflasyon kar- şısında ücretli kesim böy lece koruna- bilir" dıye konuştu. Denızer. Çalışma ve Sosyal Güven- lik Bakanı NecatiÇelik"in, ilk 6 ay için yüzde 26 enflasyon tahmınıne iîişkin olarak "Buna kendüeri de inanmıyor- lardırherhalde. 1997yılı için enflasyo- nun yüzde 100'lerin üzerinde olacağı- nı tahmin ediyomm" dedi. Denizer. Çelik'ın memur v e emekli maaşlanna yüzde 26 enflasyon tahmıninın üzeri- ne 4 puan refah pay ı verdiklenni ve iş- çilere de bunu öngördüklerı y önünde- ki açıklamalannı değerlendirirken şunlan söyledi: "Öncelikle geçmişteki kayıplann karşılanması lazım. Bu da yüzde 26 dcnilen enflasyon rakamını ikiye kat- lıyor. Maddi büy üklük hesabı yapma- dık Bunun hesabını sözieşme masası- na oturacağunız gün yapanz. Çünkü her gün fiyatlann çok değiştiği bir ül- kede yaşıyoruz. 1993'ü baz aldığımız- da. bi/jm şu anda y üzde6()'lık bir kay - bımız var. \ ani çaİışan insanlann alım gücünü 1993'te 100 kabul ettiğimizde bugün 40'lara kadar düşmüş. Yarın bu rakam daha da düşecek Her gün enflasvon artıvor." sözleşmeleri tek elden takip etmeye ça- lışmasına karşın. Şeker-İş ve Hava-iş sendikalannın toplu iş sözleşmesi görüş- melerine başladığı öğrenildi. 1997 yılı toplusözleşme yetki tespit belgeleri be- lırlenmeden önceki verilere göre. kamu sektöründe toplusözleşmeleri yenilene- cek Türk-tş üyesi sendikalar ve üye sayılan şöyle: Sendikalann üyeleri Tanm-lş(23bin309).Or- man-İş (830 bin), Türkiye Maden-lş (28 bin 842), Ge- nel Maden-tş (39 bin 500), Petrol-İş (21 bin 507). Tek Gıda-İş (78 bin), Şeker-tş (32 bin 500). Teksif(14bin 12). Deri-İş (2 bin 2t6). Ağaç-tş (2 bin 34). Selüloz- Iş (6 bin 170)'. Basın-lş (1302). Basisen (146). BASS (8 bin 915. Türkiye Çimse-İş (2 bin 658). Türk Metal (14 bin 983). Dok Ge- mi-tş(2bin560),Yol-lş(103 bin97).Tes-İş(82bin349), Tez Koop-lş (7 bin 938). Türk Koop-İş (3 bin 870). Demıryol-lş(40bin), Deniz- ciler Sendikası (7 bin 440), Hava-tş (7 bin 25), Liman-lş (5bin960),Haber-tş(31bin 406) Sağlık iş (9 bin 455), Toleyis 1(3 bin 81). Türk Harb*-îş(35 bin). Beledıye-tş (46 bin 416). 'Ücret kayıplan gjderümeli'' Hak-İşGenel Başkan Yar- dımcısı Hüseyin Tannverdı. çoğunluğu belediyelerde ol- mak üzere 1997 yılında 50 bin civannda işçi adına top- lusözleşme görüşmelerinin yürütüleceğini bildirdi. Be- ledıyelerdekı yetki tespit belgelennın alındığı ve top- lusözleşme görüşmelerinin başladığını belirten Tann- verdi. toplusözleşme görüş- melennde enflasyonun altın- da ücret artış önerisinin ka- bul edilemez olduğunu vur- gulayarak ış kollanna göre ücretlerde enflasyon üzerine 5-10-15 puanlık refah payı istediklerini bildirdi. Enflas- yon karşısında ücretlerde erime meydana geldiğine dikkat çeken Tanrıverdi, şöyle konus.ru: "Asgari ücreti 1 Ağustos 1996tarihindeyürürlüğe gir- diğinde" En yüksek biz belir- ledik" diyorlardı. 204 dolar olarak açıklanan asgari ücret 150 dolarlara düştü. 6 aylık dönemde asgari ücrette yüz- de 30*a yakın bir erime söz konusu. Bunlar enflasyonist politikalann sonucudur. 1994-199S dönemleri için de bu geçerliydi. Bu erimelerin giderilmesi gerekli." Tanrıverdi. sosyal paket- lerle ücretlerdeki erimenin genye doğru gideriîmesini istediklerini de belirtti. Tan- nverdi. zorunlu tasarruftaki yüzde 3 lük işveren kesin- tisinin kazanılmış hak olarak çalışanlann ücretlenne yan- sıtılmasının toplusözleşme görüşmelerinde gündeme getirilip getirilmeyeceğine ilişkin soruya, "Zorunlu tasarrufla ilgüi toplusözleş- me döneminde herhangi bir şey yapılamaz. Hükümetin düşündüğü biçimiy le zorun- lu tasarruf yasası çıksaydı yüzde3'lükoran ücretleredi- rek yansıy acaktı. Artış yüzde 10'sa. yüzde 13 olacaktı" yanıtmı verdi. Yetki tespit belgeleri veril- meden önce çıkarılan tab- loya göre. kamu sektöründe toplusözleşme yapacak Hak-lş üyesi sendikalar ve işçi sayılan da şöyle: ÖzÇehk-lş(14bin610). Öz Gıda-lş (3 bin 500), Öz Tanm-lş(700). ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Emin Türk Eliçin Vakfı Gençler Emin Türk Eliçin'i pektanımazlar. Bundan bir süre önce bu sütunda, Sarmal Yayınları arasında yeni baskısı yapılan "Kemalist Devrim ideolojisı" baş- lıklı kitabını tanıtmış ve öneminı vurgulamıştım. Yurt- sever ve savaşımcı bir öğretmenin deneyimlerinden ve binkıminden ortaya çıkan bir eserdi bu. Ama ne Ke- malizmi reddeden tatlı su züppesi "süperzekâlılar" bu çalışmanın önemini anlariar; ne de Kemalizmi baskı- cı bir rejim olarak algılayıp kendilerini bunun bekçisi sananlar. Ülkemizin gıdişatından endişe ve sıkıntı duyan her aydın yurtsever gibi, Emin Türk Eliçin'in eşi Asiye Eli- çin hanımefendi, "bir şeyler yapmanın" mücadelesı içine girmiş. Mütevazı varlığını bu işe adayarak bir va- kıf kurmanın öncülüğünü yapmış. Pek bir katkımız olamadı ama, ben ve birkaç arkadaşım da bu çaba- yı elimizden geldiğince destekledik ve moral açıdan da olsa. desteklemeyi sürdürüyoruz. Ancak tüm yük Asiye Eliçin'in yaşlı fakat dik omuzlannda ve tüm öz- veriyi yapan da o. Bu vakıf 1996'da bir araştırma ve inceleme ödülü koydu. Katılım bekledığimizorandaolmadı. Fakat ge- ne de değerlı çalışmalar geldi. Aynı ödül 1997'de de verilecek. 1997 Emin Türk Eliçin Araştırma-lnceleme Ödü- lü'nün konusu. "Cumhuriyetin kuruluşundan günu- müze Türkiye 'deki ıdeolojik gelişmelerin ve yeni ara- yışların analızi." Seçiciler Kurulu'nda benim dışımda Nejat Boz- kurt, Kuvvet Lordoğlu, Murat Ozyüksel ve Afşar Timuçin var. Ödül yalnız bir yapıta verilecek ve tutarı 100 milyon lira. Vakıi, gençleri özendirmek ve ödüllendirmek için. yapılabilecek en büyük özverıyı yapıyor. Fakat araş- tırmacılarımızdan ve gençlerimizden ses-seda yok... Başvurulann 31 Aralık 1996 tarihine dek yapılması duyunjlmuştu. Fakat öylesıne az katılım oldu kı; bu süreyi uzatmak zorunda kaldık. Ödül töreni 16 Mart 1997'de yapılacak ama Şubat 1997'ye dek başvuru- labilecek. Bu ödülle ilgili her türiu bilgi vakfın merkezinden sağlanabilir. Adresı Osmanağa Mahallesi, Alı Suavi Sokak No: 10/4-5, Kadıköy. Telefon: 337 91 11. Bu adres ve telefondan bilgi alınabilir. Fakat ben bu- radan da duyurayım. Katılmak isteyenler. çalışmala- rını 6 kopya olarak vakıf merkezine posta ile ya da el- den ulaştıracaklar. Herhangi bir sayfa sınıriaması yok. Yapıtların her türlü yayın vb. hakları yazarlarının ola- cak. Yani vakıf herfıangi bir hak iddia etmiyor. Ancak gönderilen çalışmalar ödül alsa da almasa da geri gönderilmiyor. Ve böylesine güzel koşulları olan bir ödüle ılgi du- yulmuyor. Doğrusu, benim belki de "marazi" iyımser- liğim bile tehdit altında... Türkiye üniversitelerinde bu konuda eğitim gör- mekte olan binlerce öğrenci var. Bu konularda eğitim veren fakültelerde binlerce genç araştırmacı çalışı- yor. Bunlann hiçbirinin eli kalem tutmuyor mu? "Bilgi çağına geçiyoruz" palavralan arasında bilgisayarların başına çöreklenen gençlerimiz, "ana/izyapmayf" tüm- den rafa mı kaldırdılar? Bu gidiş, ne biçim bir gidiş- tir? İş "lafa" geldi mi bol bol laf üretiliyor. Toplantı üs- tünetoplantı düzenleniyor. Ama iş bir şeyler "üretme- ye"gelince, tıkyok... Kimileri tartışmaya pek meraklı. Hangi konuyu or- taya atsanız "7artışa/ım" diyorlar. Ama tartışmak is- tedikleri şeyleri kâğıda dökmek söz konusu olunca. herkes bir tarafa savuşuyor. Laf çok ama, üretim ne- redeyse sıfır. Aydınlanmayı yaşamadan bilgi toplu- muna geçmek mümkün mü? Gene iş lafa gelince, herkes "arayış" içinde. Ama arayışlarını kâğıda dökmek söz konusu olduğu za- man. herkes bir bahane buluyor. Oysa atalarımız ne demiş: "Söz uçar, yazı kalır". Kimi zaman "Acaba" diyorum, "insanlarkendileri- ni bağlamamak için mi işiyazıya dökmüyorlar?" Öytesine çabuk ve öylesine kolay saf değiştıriyor- lar ki arkalannda yazılı belge bırakmak istemeyebilir- ler. Çünkü gün geliyor, (çok şükür) kimilerine yazdık- lannı yalatıyoruz. Ama çoğu kez. yazdıklannı yalasa- lar bile utanmıyorlar. Zira 'utanmazlık' günümüzün yükselen değerleri arasında yer alıyor. Emin Türk Eliçin Vakfı'nın "Cumhuriyetin kuruluşun- dan günümüze Türkiye 'dekı ideolojik gelişmelerin ve yeni arayışlann analızi" başlıklı ödülüne tüm genç ve yaşlı okurianmı davet ediyorum. Öğrencilerimizi. öğ- retmenlerimızi, avukatlarımızı, doktorlanmızı, tüm ser- best meslek çalışanlannı, işçilerımizı, emeklilerimizi; düşüncelerini kaleme almaya çağırıyorum. Düşünmek, düşünceyi 'dile getirmektir.' Ancak bu- nu sadece lafla dile getirmek yetmez. Yazarak dilege- tirmek gerek. örgütlenerek dile getirmek gerek, var olan örgütleri destekleyerek dile getirmek gerek. Bunlaryapılmadan ve hiçbir çaba sarfetmeden, bol bol laf üretip sonra da şeriatçı gelişmeler karşısında dizleri dövmenin faydası yoktur. Aydınlanmız. aydın olma sorumluluğunun bilincinde olmalıdırlar. Zaten eğer bu sorumluluk duygusundan yoksunsalar. aydın da olamazlar. Bakan Çelik'ten müfettişe sürgün Haber Merkezi-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Baka- nı Necati Çelik'in. Tüm Sosyal Sen Sendikası Sube Başkanı. İş Müfettışi Niya- zi Uslay'ı yasalan çiğneye- rek Erzurum Bölge Müdür- lüğü'ne atadığı öne sürül- dü. Sendikanın Samsun şu- be başkanlığı bu atamanın gerekçesi olarak Lslay'ın dinci kadrolaşma karşısın- daki tutumunu gösterdi. Tüm Sosyal Sen Sendi- kası Başkanlığf ndan yapı- lan açıklamaya göre Bakan Necati Çelik. Niyazi Uslay hakkında Ankara 10. Idare Mahkemesf nin 16.06.1995 tarihli "İşMü- fettişi yardımcüığında tu- tulması işleminin iptaline" ilışkın karar üzerine oluş- turulan Yeterlik Sınavı Ko- misyonu'nu ıptal ettırdi. Çelik, böylece Uslay'ı sı- nav öncesı müfettiş yar- dımcısı durumuna düşürür- ken. aynı zamanda yaptığı değerlendirme sonucu ken- disinı müfettişliğe uygun görmedığini ve Erzurum "da bölge müdürlüğüne şef ola- rak atadığını bildirdi. Açıklamada Uslay'ın göreve geldiği 1979 yıhn- dan bu yana Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- ğı'nda çalıştığı ve bu süre içinde dınci kadrolaşmaya karşı savaşımını aralıksız sürdürdüğü ifade edildi. Bakanlık içindeki yolsuz- luklan da belgelendiren Nı- yazi Uslay. bunlan bağlı bulunduğu İş Tefti^ Kurul Başkanfna ilettı. Aylarca işlem yapılmaması üzerine Ankara'ya bizzat giderek sözlü bildinmde bulunan Uslay hakkında bu kez izinsiz işe gelmemekten ce- za uyguiandı. Ve bu tarih- ten sonra Uslay'ın sıcilleri olumsuz düzenlendı. Us- lay'ın olumsuz sicillerin ip- talı yönünde açtığı davala- n temyizen ınceleyen Da- nıştay 12. Dairesi. sicille- rin sicil amin olamayacak kişılerce düzenlendiğını tespit etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear