23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 OCAK 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul Edıme Çanakkale Kocaelı Izmır Manısa Aydın Denızlı Zonguldak PB Y Y PB Y Y Y PB PB 10 10 12 10 13 12 14 10 13 Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Konya Eskişehır Sıvas PB PB Y PB PB PB PB PB 11 11 11 12 4 8 5 8 Antalya A 15 Kars Adana Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkârı Van A A Y PB Y Y K Y 19 18 10 12 9 7 -1 oo Yurdun doğu kesım- lerı parçalı bulutlu. Doğu Karadenız ıle Doğu Anadolu'nun Londra doğusu sağanak ya- Paris ğışlı, ötekı yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı Berlın batıda artarken do- Amsterdam B ğtıda azalacak. Ruz- gâr, kuzey ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette Brüksel esecek. Madrıd B K B -7 Bonn Budapeşte K 3 Münih -4 Kan.re» Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tiflis Kahire K B B B Y B Y A -6 15 10 11 10 8 10 25 Şam B 13 QAçık ,£225 1 ouluttu Sıslı G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK . I Baştarafı 1. Sayfada • Adam, Şaibe'yi "Ister ikinci vatanı Amerika'ya milyonlarca doları bilinmeyen yollardan gönder- ' sin, ister büyük maddı varlıklannın kaynaklarını ' inandıncı biçimde açıklayamamış olsun, ama her ne olursa olsun" göğsünü siper ederek korumaya . and içenlerden biri. Adı, Bay Hasan Ekinci. Orman içinde büyük ara- .zi sahibi. eski Orman Bakanı. . Bay Ekinci, durmadan Cindoruk'un "demokrat- • hğına" saldırıyor. - Cindoruk, bir şeyler anımsatan bir cümleyle ya- nıt veriyor. • "Biz hapishaneye (Zincırbozan'a) girdik. O sıra- da Hasan ne yapıyordu, bilmiyorum." Kuşkusuz, Cindoruk o sıralarda "Hasan'ın ne yaptığını" biliyor, ama açıklamıyor. Ne var ki "parti çevrelehnde" Bay Ekinci'nin, 12 Eylül darbesinden sonra Evren Paşa'ya yazdığı mektupta "müdahalenin ne denli gerekli" olduğu- nu ifade eylediği yaygın bir söylenti olarak dolaşı- yor. Doğru ya da yanlış. Elbette gerçeği Bay Ekinci biliyor. - Ulkemizde gerçek yerine söylentinin revaçta ol- duğunu belgeleyecek yüzlerce örnek sayılabilir. 16 ulusal, 108 bölgesel, 228 yerel TV kanalı, 1054 radyo, 329 günlük gazete ve yüzlerce dergi bugün görev yapıyor. Nasıl bir görev? Genelde dedikodu, aşın ölçüde kışkırtıcı dinsel ve cinsel yayınlar.. Nereye? . Onca görsel veya yazılı basında devlet ve cum- .huriyetin içeriden ve dışarıdan kuşatıldığını bütün .boyutlarıylaaçıklayan, halkımızı, hatta yöneticileri- mızi uyaran yayınlara rastlanmıyor. Dışarıdan sanp sarmalanıyorTürkiye. Kuzeyden •güneye, doğudan batıya çevremizde düşman bay- •rakları dolaşıyor, ittıfaklar oluşuyor. Içeride ise "ma/um zihniyet" işbaşında. Ustaca manevralarla Batı'dan ve çağdaşltktan kopmamı- zın tohumları atılıyor. Sahte Müslümanları yalancı Müslümanlar izliyor. Danıştay, 37 kişinin yanarak öldüğü Madımak Oteli olayında RP'lı Temel Karamollaoğlu nun yar- gılanmasına karar veriyor; RP, adamı yargıdan ka- çırıyor, TBMM'ye getıriyor. Oglu ile A/i Kalkancı'nın yazılı açıklamayla tanı- şıklığını "bile" yadsıyan, ancak bir gün sonra oğlu ile Kalkancı'nın ortaklığı belgelenen MollaTemel'in beledıye başkanı iken Sıvas dramında doğruları söylediğine bundan böyle nasıl inanacağız? Dürustlüğü pazara çıkıyor büyük ortağın. 70 yılda vardığımız çağdaşlığı yıkmaya azimli içe- fldeki- çabalar, bilerek ya da bilmeyerek dışardaki düşmana malzeme taşıyor. "Biz içeriden siz dışandan, yıkamadık" demiş sadrazam yabancı devletlere. Yoksa özdeyişe dö- nüşen bu söylem yıllar sonra gerçekleşme nokta- sında mı? Demokratik haklar ve kurallar, şeriatçıyı da bölü- cüyü de besliyor. Haddini bilmez yöneticiler egemen olmuş devle- te. Ne söylersen söyle, ulusu temsil edenlerin yap- tıklarına doğru diyenler tümen tümen, karşınızda. Habere bakınız: "Gazetecilerin sorulan üzerine başlangıçta Fadime Şahin'/n masumiyetıne inan- dığını belirterek Ancak televizyonlara çıkmaya baş- ladıkta^ sonra artık masumiyetıne güvenmiyorum. Ahlaki aurumundan tedirgınim' dedi." Henüz soruşturma aşamasındaki bir olay üzerin- de ahkâm kesen, kim biliyor musunuz? Belki gör- müşsünüzcür basında: anıylaşanıylaAdalet Baka- nı Kazan Şevket! Bir adalet bakanına yaraşmayan "bu dönüş", hatta dönüşten de öteye hukuksal bir yargıya ne- den varıyor Kazan Şevket acaba? The Times ya- nıtlıyor: "Gerçeklerin ortaya çıkması Islami partiyi kızdır- dı." Ruhbilimde bir otorite olduğu bılinen Prof. Özcan Köknel, "ataerkil toplumlarda, kışiliğiyeterince ge- lişmemiş insanlann, kışiliğini bulabilme ve kendisi adına karar verecek bir otoriteye yönelme güdü- süyle tarika'Jara yöneldiğini" söylüyor. Son olaylar, ortaçağ kafasının toplumu sürükle- mek ıstediğ hedefi ortaya çıkanyor: • Mustafa Kemal Türkıyesi'ni ataerkil topluma dönlştürmek? Hadi canm sende! Buiutlu k Çok bulutlu Yağmurlu Yine bir nıeczup olayı B Bıştaraf 1. Sayfada giriş kapısınia makam ara- cına coğru keşan \e elindekı poşet araba;a fırlatmak is- teyerıDızdar bombalı saldı- nda bulunac;ğı izlenimi ver- di. Aacak. gıvenlik görevli- leri slah kulpnmadan yap- tıklan anınd müdahale so- nucu saldırgını etkısiz hale getirciler. Ajkara Enniyet Müdürlü- ğü Terörle Micadele Şubesi. Orgeıeral K-radayı'nınara- cına, içinde hr şey olmadığı tespi edilemirpoşeti fırlat- malc sterkeryakalanan Hü- seyİT Berk }izdar'la ilgıli ara^trmada,)uki$inin "kro- nik şEofren*hastası olduğu- nun ırtaya Çvtığını bildirdı. Hüse^in Beı Dizdar'ın. 17 A r a l k 199fda tstanbul'da kenwjsini MF mensubu gibi tanatnaktan yakalanarak A d s b r Sulh eza Mahkeme- sı Hlacimligneçıkanldıktan sormj, Bakirtiy Ruh ve Sinir Hasulıklan Hastanesi'nde miLşhede ainaalınmasının uygşın görüııiğü, 19 Aralık 19<3fda da astaneye sevk edi fldgi tesr. edıldı. t li sorgumadan sonra basia: karşısa çıkanlan Diz- daı~, aldın aacmın "Orge- neı—a Karadi'nın dikkatini MCfyi toplayarak brifing vermek" olduğunu söyledi. Sözlerine. "merha- ba basın" diyerek başlayan saldırgan. konuşmalarıyla akli dengesinın bozuk oldu- ğu imajı vermeye çalıştı. Dizdar'ın üst aramasında elde edilen dokümanlann in- celenmesınde. kendisinin "mehdi". "padişah", "şeyhü- lislanT, ">IİT başkânı", "Hz. Isa" ve "Cengizhan'ııı tonınu" olduğuna daır Kura- nı Kerim'den alıntılar yapa- rak el yazısı ıle yazdığı içe- rikleri anlaşılmayan notlar bulunduğu bıldınldi. Yapılan araştırmada. bir süredir Bolu Emnıyet Ote- li"nde kaldığı belirlenen Diz- dar'ın odasında yapılan ara- mada suç unsuruna rastlan- madı. Ankara V'alilıği'nin yazılı açıklamasında ise yapılan araştırmada Dızdar'ın bu tür hareketlerinın ilk olmadığı- nın tespit edildıği behrtildi. Açıklamada. Dizdar'ın 17 Arahk 1986 günüsaat 16.00 sıralannda He> beliada Deniz Lisesi Komutanlığı kapısın- da kendisıne MlT mensubu süsü vermekten yakalandığı. yapılan üst aramasında dev- let büyüklerine hakaret eder nıtelikte mektupiar çıktığı ifade edildı. Köksal: Eymür bizi baglamazANKARA (Cumhurivet Bûrosu) - TB.MM Su- surluk Araştırma Komısyonu'na çağnlan Mılli ts- tıhbarat Teşkilatı (V1İT) Müsteşan Sönmez Kök- sal diplomatık bir üslupla aynntılı bilgi vermek- ten kaçınırken, \IfT Kontr-ferör Dairesi Başkanı \lehmetE\Tniir'ım AbduUahÇatiı-Mehrnet Agar baglantısını doğrulayan ıfadeleriyle ilgili olarak "Bizi bağlamaz" dedi. Abdullah Çath'nın kulla- nılması konusundakı sorulara net yanıtlar verme- >en Köksal. "MİTdevletinçıkarianiçinsokakta- İd insandan da bilgi alır. kııllanır. Tank Lmıt. MİT"in resnıi görevlisi değiL sadece kullanılan bir kişidir. Çete iddialannın aydınlatılmasını biz de çok istiyoruz"demekleyetındı. Emnıyet Genel \1iidu- rü Alaaddin Yükseİ ise adlan Ömer Lütfü Topal cinayetine kanşan 3 özel tim görevlısınin Anka- ra'ya getinlmesı konusunda dönemin lçişleri Ba- kanı Mehmet .Ağar'dan talimat almadıgını söyle- di Yükseİ. emniyetin ikı günde en az 500 yeşil pa- saport \ erdig^ne dıkkat çekerek. "Bunlann içinde birkaç sahte pasaport olabilir" dedi Komısyon gelecek hafta. Susurluk'taki trafik kazasında yaralanan DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak ile İçışleri Bakanlığı'ndan ıstı- fa etmek zorunda kalan Mehmet Ağar'ı dinleye- cek. Komısyon. Gaziantep'te kaçınldıktan sonra Bucak ailesınin kontrolündeki Siverek"te alıko- nuldugu sav Ianan Yaprak TV'nin sahibi Mehmet Aü Yaprak ıle JtTEM'ın faaliyetlen konusunda bilgi almak üzere Jandarma Genel Komutanlı- ğı'ndan üst düzey bir yetkiliyı de çağırma karan aldı. Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkat- mış "Maalesef MÎf Müsteşan istediğimiz sorula- ra pek cevap \ermedu kendine göre cevaplar ver- Topal'ın avukatından sürpriz çekilme Marakoğlu: Uzerimde baskı var Haber Merkeri -Ütkücü katliam sanıgı Abdul- lah Çath'nın emriyle üç özel tım pohsi tarafindan öldürüidüğü öne sürülen kumarhaneier kralı Omer Lütfü Topal'ın avukatı Ekrem Marakoğlu, üz- erinde baskı olduğunu ilen sürerek Emperyal Grubu'nun avukatltğından çekildiğini açıkladı. Marakoğlu, kendisi üzerinde baskı yapanlar ve DGM'ye verecegi ifadeyi yönlendirmek ısteyen- lenn basında Topal'ın oglunun bulunduğunu ıleri sûrdü. Uzun bir süredir Emperyal Grubu ıle Ömer Lütfü Topal'ın çocukian Murat ve Elif Topal'ın avukatiiğını yapan Ekrem Marakoğlu, çek- ılmesımn gerekçeierini dün yaptığı yazılı açıkla- mada anlattı. ömer Lütfü Topal cinayeti konusun- da yargıya tam ve eksiksiz bilgi vermek istediğini bildiren Marakoğlu. açiklamasmda söyle dedi: '•Ancak Murat Serdar Topal ve onun gerisin- dekiler doğrulan tam ve eksiksiz olarak anlarma- ma engel çıkanyoriar. Aynca benim İstanbul DGM Savcılığı'na vereceğim bilgileri kontroUeri alünda turmakiçin bana alaOannca manevi baskılar yapıy- orlar." istanbul DGM'ye çağnlan ve burada özet i- fade veren Marakoglu. aynntılı ifadesinı dahason- ra yazılı olarak vereceğini belirtmişti. di" derken, adlan Ömer Lütfu Topal cinayetine kanşan polislerin fstanbul Devlet Güvenlik Mah- kemesi'ndeki ifadelerini isteyeceklerinı. daha son- ra gerek görürlerse kendilennin de ifadelerini ala- bıleceklerini açıkladı. Alınan bilgiye göre. MlT Müsteşan Köksal. ko- mısyon üyelerinin, gazetemiz yazarı Uğur Mum- cu'nun öldürülmesiyle ilgili sorulanna. "yeni bir geüşme olmadığı" yanıtını verdı. Köksal. Tank UmitveÇatlı ile ilgili sorulara. iki elini yana aça- rak, yanıt vermekten kaçınırken, komısyon üyele- ri bu hareketı. "Bildiğinizgibi" anlamında yorum- ladıklannı söyledıler. Bazı komisyon üvelen Kök- sal'ın, "üyelerin istediklerini değfl, cebindekiieri- nisunduğunu" belirterek. "3 saat komisvondavdı. 2 saatinde biz konuştuk. Çok diplomatık bir üslup kullandı" dediler. Köksal, Işçı Partisi liden Doğu Perinçek'in ka- muoyuna duyurduğu 2. MlT raporu konusunda. "Böyle bir rapor yok" açıklaması vaptı. Köksal. komisyona kendısinden önce bilgi veren MlT mensubu Eymür'ün açıklamalan konusunda ise "Bizi bağlamaz" dı\e konuştu. Eymür, komisyo- na \erdıgı ifadede. "Tank L'mit'in Abdullah Çat- lı tarafindan sorgulandığı duyumunu aldık. Bunun üzerine Mehmet Ağar'ı aradım, 'Bırakın" dedim. Ağar da "ibrahım'e (Şahin) söylenm. bakanz' de- di" açıklamasını yapmıştı. Erzurum ıııııta ııilvâlu merkezi RECEP KAPUCU EMRE GÜLCAN ERZURUM - Aczmendi şeyhi Müslüm Gündüz'ün bir e\de Fadi- me Şahin'le basılmasından sonra gündeme gelen "muta nikâhrnın kurbanlan bir bir ortaya çıkârken Erzurum Atatürk Ünhersitesi'nde, bazı öğretım görevlılennın üniver- site gençlerini derslerde muta nikâ- hına teşvik ettiği, bazılannın da öğ- rencileriyle muta nikâhı kıydığı id- dıaedıldi. 1990 yıhndan sonra Türkiye'de yay'gînlaşan mütâ n'ıkaKr, günümüz- de de sürüyor. Daha çok üniversitt öğrencileri arasında yaygın olan muta nikâhı kurbanlannın sayısı her geçen gün artarken, öncekı gün ga- zetemızde yayımlanan "Erzu- rum'da genç kızlara muta tuzağı" habennden sonra ıhbar yağmaya başladı. Isimlennın açıklanmamasını is- teyen çok sayıda kız öğrencı ma|- duriyetlerini dile getirirken çarpıcı iddialarda bulundular Son yıllarda Atatürk Ünıversıte- sı'nde hızlı bir şekılde kadrolaşan tarikatlara bağlı bazı öğretım görev - lilerinin muta nikâhına öncülük et- tiğinı ılen süren kız öfrencıler şun- lan söyledıler: Erbakan: 35 kişi daha suçlamyor • Baştarafı 1. Sayfada çalışmalan tamarnlanmış- tır." Erbakan. bugün Adalet Bakanlığfna sunulacak olan raporun uzmanlarca ıncelendikten sonra hakkın- da soruşturma açılması ge- reken kişiler için işlem ya- pılacağını söyledi. Erbakan. konunun yargıya intikal edeceğini belirterek. "Artık •icranıyebunuaraştırmadı. nıye böyle yapmadf gibi kimseniıı tek ketime so\lt>- meye hakkı yoktur. Kimse- nin kendi kendine hüküm vermeye, kinıse>i suçlamaya hakkı yoktur" dedi. Susur- luk kazasının gündem mad- desi olmaktan çıkacağını kaydeden Erbakan. sanık \ e tanıklara "suç işlemiş gibi tavır takınmanın" hukuk devletiyle bağdaşmayacağı- nı söyledi. Tansu Çiller'in. katliam zanlısı ülkücü Ab- dullah Çatu'yı kastederek yaptığı "Devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir" açıklamasına göndermede bulunarak. "Aksi ispatedü- medikçe bütün vatan evlat- lanmız şereflidir" dıyen Er- bakan. şöyle devam etti: "Incelemeler sonuna ka- dargötürülmüştür. Ülkenin bütün kurumlan şereflidir, kahraman polisimiz başta olmak üzere. Ama büyük bir camia içinde suç işlemiş 1-2 kişi olabilir. Kurumlar hakkında genelleme yap- mak kesinlikle hatalıdır. So- ruşturma açılmış olması suçlu olduğunu göstermez." Kazan. Susurluk raporu konusunda bugün basın toplantısı düzenieyeceğıni açıkladı. "Amfilerde ders verine vaaz din- liyoruz. Ogretim görevlileri sürekli fetva veriyor. Birçok öğrerim görev- lisi bizleri açıkça muta nikâhı kıv- maya teşvik ediyor. Bizlere, "Arka- daşlannızla el ele sarmaş dolaş do- laşıyorsunuz. Masalarda. ders sıra- lannda yan yana oturuyorsunuz. Bu da dinimize göre zinadır. Zinadan kaçmın, günaha girmeyin. En basi- ri. hiç değilse kendi aranızda muta nikâhı kıyın. Günahkâr olmaktan kurtulun' diyorlar. Birçok arkadaşı- mız bu sözterin etkisinde kalıyor. Da- ha sonra muta nikâhı hakkında de- • tavlı bilgi ahvoriar ve bu nikâhı kı- yıp birükte yaşamava başlıvorlar." Bazı öğretım görevlilerinin de öğ- rencilenyle muta nikâhı kıyarak ya- şadıklannı iddia eden üniversite öğ- rencileri, "Bu öğretım görevlflerini üniversite v önetimi dahil, herkes bi- Uyor. Ama bunlara her nedense kim- se ses edemiyor" dediler. Tarikatla- ra mensup öğretim görevlilerinin kendilerini kapanmaya ve ıbadet et- meye de zorladıklannı kaydeden öğrenciler. "Kapalı ve ibadet eden öğrencilere bol keseden not verilir- ken çağdaş öğrenciler adeta süriin- dürülüyor. Bu nedenle çok savıda öğ- renci va yıl kavbına uğruyor va da bunlara boyun eğip onlann istediği gibi oluyor" diye konuştular. Şii âlım ve bilgin olarak adlandı- nlan Agava Hoi'ye ait "Tam tlmü- hal"de ise muta nikâhı savunuluyor. Türkiye'deki Şıilerin lıderi olarak bılinen \e Iğdır'dayaşayan Hüseyin Yeşil Hoca tarafindan Türkçeye ter- cüme edilen "Agaya Hoi"de muta nikâhının yararlan anlatılarak, "Karşı cinsler. eğer sürekli birbirle- rini göriiyorlarsa. bunlann arasında mahrem varsa, günahkâr olup, zina yapanla a>nı konuma girmektedir- ler. Bu insanlar günahkâr olmaktan kurtulabilirter" denilıyor. Uzmanlar mutayı inceledi Imam nıkâhından sonra tartışma- ya açılan muta nikâhı da bazı ke- simler tarafindan incelenmeye baş- ladı. Cumhuriyet'te yayımlanan ha- berden sonra araştırma yaptığını ifa- de eden ve isminin açıklanmasını ıstemeyen bir llahiyat Fakültesi öğ- retim göre\lısı şunlan söyledi: "Bugün dindar fakat düıini yete- rince bilmeyen gençlerimiz arasında meşru bir akit gibi gösterilmeve, be- nimsetilmeve çauşılan 'muta nikâ- hı'. esas itibarıyla, İslam öncesi Arap cemivetinde mev cut olan zi- na çeşitlerinden biridir. Hazreti Peygamber. pek çok içtimai re- formlarda uvguladığı tedric pren- sibiyle hareket ederek bunu bir- den vasaklamamıştır, hatta bir ara ruhsat tanımıştır. Fakat, Mekke'nin fethi sırasın- da kesinlikle yasaklamış, kıyame- te kadar haram olduğunu belirt- miştir. Resulullah'ın vasağını işit- memiş olanlar arasında bazı na- dir muta vakaları. Hazreti Pey- gamber'in vefatından sonra da devam etmiştir. Durumdan ha- berdar olan Hz. Ömer, yeniden vasak koymuş ve yasağı tamim et- miştir. Hz. Ömer'in yasağına tek bir kişi itiraz etmemiş, böylece muta nikâhımn haram olduğu hu- susunda selef uletnası arasında ic- matahakkuk etmiştir. Şiâ'danbir grup. Hz. Ömer'e muhalefet taas- subunun da sevkjyle mutayı mu- bah addetmekten de öte, onu bir taabbüd, bir akide, uygulanması gerekli bir doktrin haline sokmuş, Şiiliğin bir alameti, bir gereği ha- line getirmiştir." İmam nikâhına suüstimal Atatürk Üniversitesi llahi>at Fa- kültesi öğretım görevlisı, Prof. Dr. Hamza Aktan. imam nikâhının top- lumda sıkıntı yaratmaya başladığı- nı ifade ederek. bunun toplumda, Ts- lam hukukunda kastedilmeyen an- lamda uygulandığını söyledi. Sulu kar k Gök gurultükj G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Türkiye Denizcilik Işletmeleri'ne (TD() bağlı limanlar- dan sekizi özelteştiriliyor. Türkler genel olarak denize sırtını dönmüş insanlar. Kıyılann ve kıyılara yakın yerterin çoğunda köylerin, ka- sabalann yönü karaya dönüktür. 1970'li yıllara kadar. Ege'de miras paylaşılacağı zaman, deniz kıyısındakı tarlalar ikinci sınıf olarak düşünülür, kızlara venlirdı. Fethiye'de, Çalış Piajı'nın olduğu bölge de babalar- dan hep kızlara kalmıştı. Şimdi oradakı turistik tesisle- re, 'Damatlar Oteli" diyorlar. Erkek egemen toplum otunca, tarlayı kızlar götürse de malı damatlar götürmüş... Saadeti bırakıp sadede gelelım... Sahıl şendımız 8.333 kilometre. Bu kadar uzun alanda sadece 220 te- sis var. Bunlardan 21 'ı ana lıman, 64'ü ıskele, 11 'ı yat limanı, 124'ü balıkçı lımanı... Bu ana limanlardan sekizi el değiştırmek üzere: Antalya. Tekırdağ, Trabzon, Rize, Ordu, Sinop, Gire- sun, Hopa... Bu limanlara ıstekli olanları sonra selamlayacağız... Özelleştırme reklamı yapılırken hep, zarar gerekçe gösteriliyor. Bu mantık, "Çocuğunu bakamıyorsan sat" demek- tir, ama geçelim... Diyelım kı olabilir. Madem zarar ediyor. Devletimiz, milletimiz zarar gör- mesın, KlT'lere vuralım kilit, ne ateş gereksin ne kib- nt... Ama rakamlar, bu mantığı doğrulamıyor. Bu lımanlann 1994 kân 310 milyar, 1995 kân 2.7 mil- yar, 1996 kârı 9 trılyon. Dürüst olup şunu soyleyemıyorlar: "Yenı dünya düzenı bize bunu dayatıyor. Çokuluslu şırketler artık karşılannda sosyal devlet anlayışına sa- hip yöneticiler değıl, kendilennin Türkiye'deki temsil- cilennı görmek istiyohar. Bu yüzden buralan, onlann iş- bihıkçılerine satacağız..." üman-iş Sendikası. bu "satışa" hayır demek için li- manlarda 8 ocaktan itibaren. "ışyerinı terk etmeme" ey- lemı başlattı. Mersın'de 1500, Izmir'de bin, Samsun'da 300, Trab- zon'da 350, Antalya'da 250, Bandırma, Derince, Salı- pazan, Tekırdağ. Sinop, Hopa, Gıresun, Rize, Ordu'da yüzlerce işçi, "Limanlann hukuk dışı satışına hayır" di- yor. Olay sadece lımanlarda çalışan ışçılerın geleceğı de- ğil, Türkiye'nın geleceğı. Gelişmiş ülkelerin çoğu, toplu taşımacılıkta iki önem- lı unsura ağırlık verdılen Demıryolu ve denizyolu. Denizyollan boğuluyor... Türkiye'de, yolcu taşımacıfığının yüzde 95'ı karayo- luyla, yüzde 4'ü demiryoluyla. kalanı hava ve denizyo- luyla sağlanıyor. Yük taşımacılığının yüzde 8O'ı karayolunun. yüzde 10'u demiryolunun. yuzde 9'u denızyolunun. Lımanlar bu halıyle bile kârlı ışletmeler. Bu alana bı- raz bılinçli yaklaşınca, kapasitenin nereye yükselece- ğini öngörmek zor değil. ,,, Ne var ki, 1966 bütçesınde ulaştfna aynlan kaynak- lann yüzde 63.7'si karayoluna, yüzde 9.1 'i demıryolu- na, yüzde 19.4'ü havayoluna, yüzde 4.1 'i boru hattına, yüzde 3.7'si denizyoluna aynlmış durumda... Işi daha fazla rakama boğmanın gereği yok. Bu tab- lo, trafik canavannın neden bu kadar insanı boğduğu- nu da ortaya koyuyor. Dışa denızle açılan kapımız olan limanlann geleceğı- ni belirsızliğe sürüklemeye kimsenin hakkı yok. Kapitalist sistem, seçenekleri varken yahşı yüzünü göşterdı. Seçeneklen brtince vahşi yüzü ortaya çıkıyor. Özelleştirme de bu yollardan bıri. Bugüne dek özel- leştirilen kurumlarda işçilere hep şu dayatıldı: - Sözleşmenizi feshedıp asgari ücretten yenileyece- ğiz. Isteyen çalışır. Bu sistem daha da vahşıleşerek kendisine uygun görülen ücretı alıp susan bir ışçı kıtlesi yaratabılır. Ama bu yapının mimarlarının unutmaması gereken bir şey var "ıtaateken, isyan biçer..." Şimdi Haberler/ NTV'YE NASIL ULAŞACAKSINIZ? Vericiler: Adana CH 55 • Ankara Dikmen CH 60, Yenimahalle CH 67 • Antalya CH 10 • Bursa CH 49 • Erzurum CH 28 • Gaziantep CH 51 • İstanbui Beykoz CH 23, Çamlıca CH 63, Firuzköy CH 23, Güneşli CH 40, Kınalıada CH 29, Okmeydanı CH 57, Rejitpaşa CH 28 • İzmir Balçova CH 52, Bayraklı CH 65 • Hatay Reyhanlı CH 56 • Kayseri CH 44 • Kocaeti CH 46 • Konya CH 33 • Malatya Merkez CH 39 • Samsun CH 46 • KKTC Selvilitepe CH 50 J<ablo: Adana S 24 • Ankara S 30 • Antalya S 30 • Bursa S 15 • Gaziantep S 30 • İstanbul S 30 • izmir S 30 • Kayseri H 09 • Konya S 30 Ju: EUTELSAT H-F2 10° Doğu. Yatay, 10986 MHz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear