Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 OCAK 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Istanbul
Edıme
Çanakkale
Kocaelı
Izmır
Manısa
Aydın
Denızlı
Zonguldak
PB
Y
Y
PB
Y
Y
Y
PB
PB
10
10
12
10
13
12
14
10
13
Sınop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Konya
Eskişehır
Sıvas
PB
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
11
11
11
12
4
8
5
8
Antalya A 15 Kars
Adana
Mersın
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkârı
Van
A
A
Y
PB
Y
Y
K
Y
19
18
10
12
9
7
-1
oo
Yurdun doğu kesım-
lerı parçalı bulutlu.
Doğu Karadenız ıle
Doğu Anadolu'nun Londra
doğusu sağanak ya- Paris
ğışlı, ötekı yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı Berlın
batıda artarken do- Amsterdam B
ğtıda azalacak. Ruz-
gâr, kuzey ve batı
yönlerden hafif, ara
sıra orta kuvvette Brüksel
esecek.
Madrıd B
K
B -7 Bonn
Budapeşte K 3 Münih -4 Kan.re»
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tiflis
Kahire
K
B
B
B
Y
B
Y
A
-6
15
10
11
10
8
10
25
Şam B 13
QAçık ,£225 1
ouluttu Sıslı
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
. I Baştarafı 1. Sayfada
• Adam, Şaibe'yi "Ister ikinci vatanı Amerika'ya
milyonlarca doları bilinmeyen yollardan gönder-
' sin, ister büyük maddı varlıklannın kaynaklarını
' inandıncı biçimde açıklayamamış olsun, ama her
ne olursa olsun" göğsünü siper ederek korumaya
. and içenlerden biri.
Adı, Bay Hasan Ekinci. Orman içinde büyük ara-
.zi sahibi. eski Orman Bakanı.
. Bay Ekinci, durmadan Cindoruk'un "demokrat-
• hğına" saldırıyor.
- Cindoruk, bir şeyler anımsatan bir cümleyle ya-
nıt veriyor.
• "Biz hapishaneye (Zincırbozan'a) girdik. O sıra-
da Hasan ne yapıyordu, bilmiyorum."
Kuşkusuz, Cindoruk o sıralarda "Hasan'ın ne
yaptığını" biliyor, ama açıklamıyor.
Ne var ki "parti çevrelehnde" Bay Ekinci'nin, 12
Eylül darbesinden sonra Evren Paşa'ya yazdığı
mektupta "müdahalenin ne denli gerekli" olduğu-
nu ifade eylediği yaygın bir söylenti olarak dolaşı-
yor.
Doğru ya da yanlış. Elbette gerçeği Bay Ekinci
biliyor.
- Ulkemizde gerçek yerine söylentinin revaçta ol-
duğunu belgeleyecek yüzlerce örnek sayılabilir.
16 ulusal, 108 bölgesel, 228 yerel TV kanalı, 1054
radyo, 329 günlük gazete ve yüzlerce dergi bugün
görev yapıyor. Nasıl bir görev? Genelde dedikodu,
aşın ölçüde kışkırtıcı dinsel ve cinsel yayınlar..
Nereye?
. Onca görsel veya yazılı basında devlet ve cum-
.huriyetin içeriden ve dışarıdan kuşatıldığını bütün
.boyutlarıylaaçıklayan, halkımızı, hatta yöneticileri-
mızi uyaran yayınlara rastlanmıyor.
Dışarıdan sanp sarmalanıyorTürkiye. Kuzeyden
•güneye, doğudan batıya çevremizde düşman bay-
•rakları dolaşıyor, ittıfaklar oluşuyor.
Içeride ise "ma/um zihniyet" işbaşında. Ustaca
manevralarla Batı'dan ve çağdaşltktan kopmamı-
zın tohumları atılıyor.
Sahte Müslümanları yalancı Müslümanlar izliyor.
Danıştay, 37 kişinin yanarak öldüğü Madımak
Oteli olayında RP'lı Temel Karamollaoğlu nun yar-
gılanmasına karar veriyor; RP, adamı yargıdan ka-
çırıyor, TBMM'ye getıriyor.
Oglu ile A/i Kalkancı'nın yazılı açıklamayla tanı-
şıklığını "bile" yadsıyan, ancak bir gün sonra oğlu
ile Kalkancı'nın ortaklığı belgelenen MollaTemel'in
beledıye başkanı iken Sıvas dramında doğruları
söylediğine bundan böyle nasıl inanacağız?
Dürustlüğü pazara çıkıyor büyük ortağın.
70 yılda vardığımız çağdaşlığı yıkmaya azimli içe-
fldeki- çabalar, bilerek ya da bilmeyerek dışardaki
düşmana malzeme taşıyor.
"Biz içeriden siz dışandan, yıkamadık" demiş
sadrazam yabancı devletlere. Yoksa özdeyişe dö-
nüşen bu söylem yıllar sonra gerçekleşme nokta-
sında mı?
Demokratik haklar ve kurallar, şeriatçıyı da bölü-
cüyü de besliyor.
Haddini bilmez yöneticiler egemen olmuş devle-
te. Ne söylersen söyle, ulusu temsil edenlerin yap-
tıklarına doğru diyenler tümen tümen, karşınızda.
Habere bakınız: "Gazetecilerin sorulan üzerine
başlangıçta Fadime Şahin'/n masumiyetıne inan-
dığını belirterek Ancak televizyonlara çıkmaya baş-
ladıkta^ sonra artık masumiyetıne güvenmiyorum.
Ahlaki aurumundan tedirgınim' dedi."
Henüz soruşturma aşamasındaki bir olay üzerin-
de ahkâm kesen, kim biliyor musunuz? Belki gör-
müşsünüzcür basında: anıylaşanıylaAdalet Baka-
nı Kazan Şevket!
Bir adalet bakanına yaraşmayan "bu dönüş",
hatta dönüşten de öteye hukuksal bir yargıya ne-
den varıyor Kazan Şevket acaba? The Times ya-
nıtlıyor:
"Gerçeklerin ortaya çıkması Islami partiyi kızdır-
dı."
Ruhbilimde bir otorite olduğu bılinen Prof. Özcan
Köknel, "ataerkil toplumlarda, kışiliğiyeterince ge-
lişmemiş insanlann, kışiliğini bulabilme ve kendisi
adına karar verecek bir otoriteye yönelme güdü-
süyle tarika'Jara yöneldiğini" söylüyor.
Son olaylar, ortaçağ kafasının toplumu sürükle-
mek ıstediğ hedefi ortaya çıkanyor:
• Mustafa Kemal Türkıyesi'ni ataerkil topluma
dönlştürmek?
Hadi canm sende!
Buiutlu k Çok bulutlu Yağmurlu
Yine bir nıeczup olayı
B Bıştaraf 1. Sayfada
giriş kapısınia makam ara-
cına coğru keşan \e elindekı
poşet araba;a fırlatmak is-
teyerıDızdar bombalı saldı-
nda bulunac;ğı izlenimi ver-
di. Aacak. gıvenlik görevli-
leri slah kulpnmadan yap-
tıklan anınd müdahale so-
nucu saldırgını etkısiz hale
getirciler.
Ajkara Enniyet Müdürlü-
ğü Terörle Micadele Şubesi.
Orgeıeral K-radayı'nınara-
cına, içinde hr şey olmadığı
tespi edilemirpoşeti fırlat-
malc sterkeryakalanan Hü-
seyİT Berk }izdar'la ilgıli
ara^trmada,)uki$inin "kro-
nik şEofren*hastası olduğu-
nun ırtaya Çvtığını bildirdı.
Hüse^in Beı Dizdar'ın. 17
A r a l k 199fda tstanbul'da
kenwjsini MF mensubu gibi
tanatnaktan yakalanarak
A d s b r Sulh eza Mahkeme-
sı Hlacimligneçıkanldıktan
sormj, Bakirtiy Ruh ve Sinir
Hasulıklan Hastanesi'nde
miLşhede ainaalınmasının
uygşın görüııiğü, 19 Aralık
19<3fda da astaneye sevk
edi fldgi tesr. edıldı.
t li sorgumadan sonra
basia: karşısa çıkanlan Diz-
daı~, aldın aacmın "Orge-
neı—a Karadi'nın dikkatini
MCfyi toplayarak
brifing vermek" olduğunu
söyledi. Sözlerine. "merha-
ba basın" diyerek başlayan
saldırgan. konuşmalarıyla
akli dengesinın bozuk oldu-
ğu imajı vermeye çalıştı.
Dizdar'ın üst aramasında
elde edilen dokümanlann in-
celenmesınde. kendisinin
"mehdi". "padişah", "şeyhü-
lislanT, ">IİT başkânı",
"Hz. Isa" ve "Cengizhan'ııı
tonınu" olduğuna daır Kura-
nı Kerim'den alıntılar yapa-
rak el yazısı ıle yazdığı içe-
rikleri anlaşılmayan notlar
bulunduğu bıldınldi.
Yapılan araştırmada. bir
süredir Bolu Emnıyet Ote-
li"nde kaldığı belirlenen Diz-
dar'ın odasında yapılan ara-
mada suç unsuruna rastlan-
madı.
Ankara V'alilıği'nin yazılı
açıklamasında ise yapılan
araştırmada Dızdar'ın bu tür
hareketlerinın ilk olmadığı-
nın tespit edildıği behrtildi.
Açıklamada. Dizdar'ın 17
Arahk 1986 günüsaat 16.00
sıralannda He> beliada Deniz
Lisesi Komutanlığı kapısın-
da kendisıne MlT mensubu
süsü vermekten yakalandığı.
yapılan üst aramasında dev-
let büyüklerine hakaret eder
nıtelikte mektupiar çıktığı
ifade edildı.
Köksal: Eymür bizi baglamazANKARA (Cumhurivet Bûrosu) - TB.MM Su-
surluk Araştırma Komısyonu'na çağnlan Mılli ts-
tıhbarat Teşkilatı (V1İT) Müsteşan Sönmez Kök-
sal diplomatık bir üslupla aynntılı bilgi vermek-
ten kaçınırken, \IfT Kontr-ferör Dairesi Başkanı
\lehmetE\Tniir'ım AbduUahÇatiı-Mehrnet Agar
baglantısını doğrulayan ıfadeleriyle ilgili olarak
"Bizi bağlamaz" dedi. Abdullah Çath'nın kulla-
nılması konusundakı sorulara net yanıtlar verme-
>en Köksal. "MİTdevletinçıkarianiçinsokakta-
İd insandan da bilgi alır. kııllanır. Tank Lmıt.
MİT"in resnıi görevlisi değiL sadece kullanılan bir
kişidir. Çete iddialannın aydınlatılmasını biz de çok
istiyoruz"demekleyetındı. Emnıyet Genel \1iidu-
rü Alaaddin Yükseİ ise adlan Ömer Lütfü Topal
cinayetine kanşan 3 özel tim görevlısınin Anka-
ra'ya getinlmesı konusunda dönemin lçişleri Ba-
kanı Mehmet .Ağar'dan talimat almadıgını söyle-
di Yükseİ. emniyetin ikı günde en az 500 yeşil pa-
saport \ erdig^ne dıkkat çekerek. "Bunlann içinde
birkaç sahte pasaport olabilir" dedi
Komısyon gelecek hafta. Susurluk'taki trafik
kazasında yaralanan DYP Şanlıurfa Milletvekili
Sedat Edip Bucak ile İçışleri Bakanlığı'ndan ıstı-
fa etmek zorunda kalan Mehmet Ağar'ı dinleye-
cek. Komısyon. Gaziantep'te kaçınldıktan sonra
Bucak ailesınin kontrolündeki Siverek"te alıko-
nuldugu sav Ianan Yaprak TV'nin sahibi Mehmet
Aü Yaprak ıle JtTEM'ın faaliyetlen konusunda
bilgi almak üzere Jandarma Genel Komutanlı-
ğı'ndan üst düzey bir yetkiliyı de çağırma karan
aldı.
Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkat-
mış "Maalesef MÎf Müsteşan istediğimiz sorula-
ra pek cevap \ermedu kendine göre cevaplar ver-
Topal'ın avukatından sürpriz çekilme
Marakoğlu: Uzerimde baskı var
Haber Merkeri -Ütkücü katliam sanıgı Abdul-
lah Çath'nın emriyle üç özel tım pohsi tarafindan
öldürüidüğü öne sürülen kumarhaneier kralı Omer
Lütfü Topal'ın avukatı Ekrem Marakoğlu, üz-
erinde baskı olduğunu ilen sürerek Emperyal
Grubu'nun avukatltğından çekildiğini açıkladı.
Marakoğlu, kendisi üzerinde baskı yapanlar ve
DGM'ye verecegi ifadeyi yönlendirmek ısteyen-
lenn basında Topal'ın oglunun bulunduğunu ıleri
sûrdü. Uzun bir süredir Emperyal Grubu ıle Ömer
Lütfü Topal'ın çocukian Murat ve Elif Topal'ın
avukatiiğını yapan Ekrem Marakoğlu, çek-
ılmesımn gerekçeierini dün yaptığı yazılı açıkla-
mada anlattı. ömer Lütfü Topal cinayeti konusun-
da yargıya tam ve eksiksiz bilgi vermek istediğini
bildiren Marakoğlu. açiklamasmda söyle dedi:
'•Ancak Murat Serdar Topal ve onun gerisin-
dekiler doğrulan tam ve eksiksiz olarak anlarma-
ma engel çıkanyoriar. Aynca benim İstanbul DGM
Savcılığı'na vereceğim bilgileri kontroUeri alünda
turmakiçin bana alaOannca manevi baskılar yapıy-
orlar." istanbul DGM'ye çağnlan ve burada özet i-
fade veren Marakoglu. aynntılı ifadesinı dahason-
ra yazılı olarak vereceğini belirtmişti.
di" derken, adlan Ömer Lütfu Topal cinayetine
kanşan polislerin fstanbul Devlet Güvenlik Mah-
kemesi'ndeki ifadelerini isteyeceklerinı. daha son-
ra gerek görürlerse kendilennin de ifadelerini ala-
bıleceklerini açıkladı.
Alınan bilgiye göre. MlT Müsteşan Köksal. ko-
mısyon üyelerinin, gazetemiz yazarı Uğur Mum-
cu'nun öldürülmesiyle ilgili sorulanna. "yeni bir
geüşme olmadığı" yanıtını verdı. Köksal. Tank
UmitveÇatlı ile ilgili sorulara. iki elini yana aça-
rak, yanıt vermekten kaçınırken, komısyon üyele-
ri bu hareketı. "Bildiğinizgibi" anlamında yorum-
ladıklannı söyledıler. Bazı komisyon üvelen Kök-
sal'ın, "üyelerin istediklerini değfl, cebindekiieri-
nisunduğunu" belirterek. "3 saat komisvondavdı.
2 saatinde biz konuştuk. Çok diplomatık bir üslup
kullandı" dediler.
Köksal, Işçı Partisi liden Doğu Perinçek'in ka-
muoyuna duyurduğu 2. MlT raporu konusunda.
"Böyle bir rapor yok" açıklaması vaptı. Köksal.
komisyona kendısinden önce bilgi veren MlT
mensubu Eymür'ün açıklamalan konusunda ise
"Bizi bağlamaz" dı\e konuştu. Eymür, komisyo-
na \erdıgı ifadede. "Tank L'mit'in Abdullah Çat-
lı tarafindan sorgulandığı duyumunu aldık. Bunun
üzerine Mehmet Ağar'ı aradım, 'Bırakın" dedim.
Ağar da "ibrahım'e (Şahin) söylenm. bakanz' de-
di" açıklamasını yapmıştı.
Erzurum ıııııta ııilvâlu merkezi
RECEP KAPUCU
EMRE GÜLCAN
ERZURUM - Aczmendi şeyhi
Müslüm Gündüz'ün bir e\de Fadi-
me Şahin'le basılmasından sonra
gündeme gelen "muta nikâhrnın
kurbanlan bir bir ortaya çıkârken
Erzurum Atatürk Ünhersitesi'nde,
bazı öğretım görevlılennın üniver-
site gençlerini derslerde muta nikâ-
hına teşvik ettiği, bazılannın da öğ-
rencileriyle muta nikâhı kıydığı id-
dıaedıldi.
1990 yıhndan sonra Türkiye'de
yay'gînlaşan mütâ n'ıkaKr, günümüz-
de de sürüyor. Daha çok üniversitt
öğrencileri arasında yaygın olan
muta nikâhı kurbanlannın sayısı her
geçen gün artarken, öncekı gün ga-
zetemızde yayımlanan "Erzu-
rum'da genç kızlara muta tuzağı"
habennden sonra ıhbar yağmaya
başladı.
Isimlennın açıklanmamasını is-
teyen çok sayıda kız öğrencı ma|-
duriyetlerini dile getirirken çarpıcı
iddialarda bulundular
Son yıllarda Atatürk Ünıversıte-
sı'nde hızlı bir şekılde kadrolaşan
tarikatlara bağlı bazı öğretım görev -
lilerinin muta nikâhına öncülük et-
tiğinı ılen süren kız öfrencıler şun-
lan söyledıler:
Erbakan:
35 kişi
daha
suçlamyor
• Baştarafı 1. Sayfada
çalışmalan tamarnlanmış-
tır."
Erbakan. bugün Adalet
Bakanlığfna sunulacak
olan raporun uzmanlarca
ıncelendikten sonra hakkın-
da soruşturma açılması ge-
reken kişiler için işlem ya-
pılacağını söyledi. Erbakan.
konunun yargıya intikal
edeceğini belirterek. "Artık
•icranıyebunuaraştırmadı.
nıye böyle yapmadf gibi
kimseniıı tek ketime so\lt>-
meye hakkı yoktur. Kimse-
nin kendi kendine hüküm
vermeye, kinıse>i suçlamaya
hakkı yoktur" dedi. Susur-
luk kazasının gündem mad-
desi olmaktan çıkacağını
kaydeden Erbakan. sanık \ e
tanıklara "suç işlemiş gibi
tavır takınmanın" hukuk
devletiyle bağdaşmayacağı-
nı söyledi. Tansu Çiller'in.
katliam zanlısı ülkücü Ab-
dullah Çatu'yı kastederek
yaptığı "Devlet için kurşun
atan da yiyen de şereflidir"
açıklamasına göndermede
bulunarak. "Aksi ispatedü-
medikçe bütün vatan evlat-
lanmız şereflidir" dıyen Er-
bakan. şöyle devam etti:
"Incelemeler sonuna ka-
dargötürülmüştür. Ülkenin
bütün kurumlan şereflidir,
kahraman polisimiz başta
olmak üzere. Ama büyük
bir camia içinde suç işlemiş
1-2 kişi olabilir. Kurumlar
hakkında genelleme yap-
mak kesinlikle hatalıdır. So-
ruşturma açılmış olması
suçlu olduğunu göstermez."
Kazan. Susurluk raporu
konusunda bugün basın
toplantısı düzenieyeceğıni
açıkladı.
"Amfilerde ders verine vaaz din-
liyoruz. Ogretim görevlileri sürekli
fetva veriyor. Birçok öğrerim görev-
lisi bizleri açıkça muta nikâhı kıv-
maya teşvik ediyor. Bizlere, "Arka-
daşlannızla el ele sarmaş dolaş do-
laşıyorsunuz. Masalarda. ders sıra-
lannda yan yana oturuyorsunuz. Bu
da dinimize göre zinadır. Zinadan
kaçmın, günaha girmeyin. En basi-
ri. hiç değilse kendi aranızda muta
nikâhı kıyın. Günahkâr olmaktan
kurtulun' diyorlar. Birçok arkadaşı-
mız bu sözterin etkisinde kalıyor. Da-
ha sonra muta nikâhı hakkında de-
• tavlı bilgi ahvoriar ve bu nikâhı kı-
yıp birükte yaşamava başlıvorlar."
Bazı öğretım görevlilerinin de öğ-
rencilenyle muta nikâhı kıyarak ya-
şadıklannı iddia eden üniversite öğ-
rencileri, "Bu öğretım görevlflerini
üniversite v önetimi dahil, herkes bi-
Uyor. Ama bunlara her nedense kim-
se ses edemiyor" dediler. Tarikatla-
ra mensup öğretim görevlilerinin
kendilerini kapanmaya ve ıbadet et-
meye de zorladıklannı kaydeden
öğrenciler. "Kapalı ve ibadet eden
öğrencilere bol keseden not verilir-
ken çağdaş öğrenciler adeta süriin-
dürülüyor. Bu nedenle çok savıda öğ-
renci va yıl kavbına uğruyor va da
bunlara boyun eğip onlann istediği
gibi oluyor" diye konuştular.
Şii âlım ve bilgin olarak adlandı-
nlan Agava Hoi'ye ait "Tam tlmü-
hal"de ise muta nikâhı savunuluyor.
Türkiye'deki Şıilerin lıderi olarak
bılinen \e Iğdır'dayaşayan Hüseyin
Yeşil Hoca tarafindan Türkçeye ter-
cüme edilen "Agaya Hoi"de muta
nikâhının yararlan anlatılarak,
"Karşı cinsler. eğer sürekli birbirle-
rini göriiyorlarsa. bunlann arasında
mahrem varsa, günahkâr olup, zina
yapanla a>nı konuma girmektedir-
ler. Bu insanlar günahkâr olmaktan
kurtulabilirter" denilıyor.
Uzmanlar mutayı inceledi
Imam nıkâhından sonra tartışma-
ya açılan muta nikâhı da bazı ke-
simler tarafindan incelenmeye baş-
ladı.
Cumhuriyet'te yayımlanan ha-
berden sonra araştırma yaptığını ifa-
de eden ve isminin açıklanmasını
ıstemeyen bir llahiyat Fakültesi öğ-
retim göre\lısı şunlan söyledi:
"Bugün dindar fakat düıini yete-
rince bilmeyen gençlerimiz arasında
meşru bir akit gibi gösterilmeve, be-
nimsetilmeve çauşılan 'muta nikâ-
hı'. esas itibarıyla, İslam öncesi
Arap cemivetinde mev cut olan zi-
na çeşitlerinden biridir. Hazreti
Peygamber. pek çok içtimai re-
formlarda uvguladığı tedric pren-
sibiyle hareket ederek bunu bir-
den vasaklamamıştır, hatta bir
ara ruhsat tanımıştır.
Fakat, Mekke'nin fethi sırasın-
da kesinlikle yasaklamış, kıyame-
te kadar haram olduğunu belirt-
miştir. Resulullah'ın vasağını işit-
memiş olanlar arasında bazı na-
dir muta vakaları. Hazreti Pey-
gamber'in vefatından sonra da
devam etmiştir. Durumdan ha-
berdar olan Hz. Ömer, yeniden
vasak koymuş ve yasağı tamim et-
miştir. Hz. Ömer'in yasağına tek
bir kişi itiraz etmemiş, böylece
muta nikâhımn haram olduğu hu-
susunda selef uletnası arasında ic-
matahakkuk etmiştir. Şiâ'danbir
grup. Hz. Ömer'e muhalefet taas-
subunun da sevkjyle mutayı mu-
bah addetmekten de öte, onu bir
taabbüd, bir akide, uygulanması
gerekli bir doktrin haline sokmuş,
Şiiliğin bir alameti, bir gereği ha-
line getirmiştir."
İmam nikâhına suüstimal
Atatürk Üniversitesi llahi>at Fa-
kültesi öğretım görevlisı, Prof. Dr.
Hamza Aktan. imam nikâhının top-
lumda sıkıntı yaratmaya başladığı-
nı ifade ederek. bunun toplumda, Ts-
lam hukukunda kastedilmeyen an-
lamda uygulandığını söyledi.
Sulu kar k Gök gurultükj
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye Denizcilik Işletmeleri'ne (TD() bağlı limanlar-
dan sekizi özelteştiriliyor.
Türkler genel olarak denize sırtını dönmüş insanlar.
Kıyılann ve kıyılara yakın yerterin çoğunda köylerin, ka-
sabalann yönü karaya dönüktür. 1970'li yıllara kadar.
Ege'de miras paylaşılacağı zaman, deniz kıyısındakı
tarlalar ikinci sınıf olarak düşünülür, kızlara venlirdı.
Fethiye'de, Çalış Piajı'nın olduğu bölge de babalar-
dan hep kızlara kalmıştı. Şimdi oradakı turistik tesisle-
re, 'Damatlar Oteli" diyorlar.
Erkek egemen toplum otunca, tarlayı kızlar götürse
de malı damatlar götürmüş...
Saadeti bırakıp sadede gelelım... Sahıl şendımız
8.333 kilometre. Bu kadar uzun alanda sadece 220 te-
sis var. Bunlardan 21 'ı ana lıman, 64'ü ıskele, 11 'ı yat
limanı, 124'ü balıkçı lımanı...
Bu ana limanlardan sekizi el değiştırmek üzere:
Antalya. Tekırdağ, Trabzon, Rize, Ordu, Sinop, Gire-
sun, Hopa...
Bu limanlara ıstekli olanları sonra selamlayacağız...
Özelleştırme reklamı yapılırken hep, zarar gerekçe
gösteriliyor.
Bu mantık, "Çocuğunu bakamıyorsan sat" demek-
tir, ama geçelim... Diyelım kı olabilir.
Madem zarar ediyor. Devletimiz, milletimiz zarar gör-
mesın, KlT'lere vuralım kilit, ne ateş gereksin ne kib-
nt...
Ama rakamlar, bu mantığı doğrulamıyor.
Bu lımanlann 1994 kân 310 milyar, 1995 kân 2.7 mil-
yar, 1996 kârı 9 trılyon.
Dürüst olup şunu soyleyemıyorlar:
"Yenı dünya düzenı bize bunu dayatıyor. Çokuluslu
şırketler artık karşılannda sosyal devlet anlayışına sa-
hip yöneticiler değıl, kendilennin Türkiye'deki temsil-
cilennı görmek istiyohar. Bu yüzden buralan, onlann iş-
bihıkçılerine satacağız..."
üman-iş Sendikası. bu "satışa" hayır demek için li-
manlarda 8 ocaktan itibaren. "ışyerinı terk etmeme" ey-
lemı başlattı.
Mersın'de 1500, Izmir'de bin, Samsun'da 300, Trab-
zon'da 350, Antalya'da 250, Bandırma, Derince, Salı-
pazan, Tekırdağ. Sinop, Hopa, Gıresun, Rize, Ordu'da
yüzlerce işçi, "Limanlann hukuk dışı satışına hayır" di-
yor.
Olay sadece lımanlarda çalışan ışçılerın geleceğı de-
ğil, Türkiye'nın geleceğı.
Gelişmiş ülkelerin çoğu, toplu taşımacılıkta iki önem-
lı unsura ağırlık verdılen Demıryolu ve denizyolu.
Denizyollan boğuluyor...
Türkiye'de, yolcu taşımacıfığının yüzde 95'ı karayo-
luyla, yüzde 4'ü demiryoluyla. kalanı hava ve denizyo-
luyla sağlanıyor.
Yük taşımacılığının yüzde 8O'ı karayolunun. yüzde
10'u demiryolunun. yuzde 9'u denızyolunun.
Lımanlar bu halıyle bile kârlı ışletmeler. Bu alana bı-
raz bılinçli yaklaşınca, kapasitenin nereye yükselece-
ğini öngörmek zor değil.
,,, Ne var ki, 1966 bütçesınde ulaştfna aynlan kaynak-
lann yüzde 63.7'si karayoluna, yüzde 9.1 'i demıryolu-
na, yüzde 19.4'ü havayoluna, yüzde 4.1 'i boru hattına,
yüzde 3.7'si denizyoluna aynlmış durumda...
Işi daha fazla rakama boğmanın gereği yok. Bu tab-
lo, trafik canavannın neden bu kadar insanı boğduğu-
nu da ortaya koyuyor.
Dışa denızle açılan kapımız olan limanlann geleceğı-
ni belirsızliğe sürüklemeye kimsenin hakkı yok.
Kapitalist sistem, seçenekleri varken yahşı yüzünü
göşterdı. Seçeneklen brtince vahşi yüzü ortaya çıkıyor.
Özelleştirme de bu yollardan bıri. Bugüne dek özel-
leştirilen kurumlarda işçilere hep şu dayatıldı:
- Sözleşmenizi feshedıp asgari ücretten yenileyece-
ğiz. Isteyen çalışır.
Bu sistem daha da vahşıleşerek kendisine uygun
görülen ücretı alıp susan bir ışçı kıtlesi yaratabılır.
Ama bu yapının mimarlarının unutmaması gereken
bir şey var
"ıtaateken, isyan biçer..."
Şimdi Haberler/
NTV'YE NASIL ULAŞACAKSINIZ?
Vericiler: Adana CH 55 • Ankara Dikmen CH 60, Yenimahalle CH 67 • Antalya CH 10 • Bursa CH 49 • Erzurum CH 28 • Gaziantep CH 51
• İstanbui Beykoz CH 23, Çamlıca CH 63, Firuzköy CH 23, Güneşli CH 40, Kınalıada CH 29, Okmeydanı CH 57, Rejitpaşa CH 28 • İzmir Balçova CH 52,
Bayraklı CH 65 • Hatay Reyhanlı CH 56 • Kayseri CH 44 • Kocaeti CH 46 • Konya CH 33 • Malatya Merkez CH 39 • Samsun CH 46 • KKTC Selvilitepe CH 50
J<ablo: Adana S 24 • Ankara S 30 • Antalya S 30 • Bursa S 15 • Gaziantep S 30 • İstanbul S 30 • izmir S 30 • Kayseri H 09 • Konya S 30
Ju: EUTELSAT H-F2 10° Doğu. Yatay, 10986 MHz.