Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 EYLÜL 1996CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
'Tiiridye'nm aydmfak yüzü'ne yolcuhık
DüYGl DURGIA
"Yaşadıklanmdan Öğrendiğinı Bir Şey
\ar\ Ataol Behramoğlu ve Haluk Çe-
tin'in şıir müzik dinletisi. Çağdaş Yaşa-
nu Desteklerre Dernegi yaranna bu ak-
şctn saat 20.0)'de Istanbul Atatürk Kül-
tiir Merkezi'nde gerçekleştirilivor. Din-
leride İsmailOnancı(gitar. vokal) da yer
alacak.
Behramoğlu ve Çetin. bu dinletivi
Türkıve'nin pek çok yöresinde yaklaşık
ikı yıldır vıne iyorlar. Her dinletide. ke-
sintisiz bir ak:ş içerısınde. şiir ezgi bır-
likteliğının örneklenni sunan Behra-
moğlu ve Çetm. Antal> a'dan başladıkla-
n bu >olculuğu bugüne dek Konya. Ga-
ziantep. Sams-in. Niğde. Zonguldak. Di-
>arbakır. Bursa. Hatay. Adana. Alanya
gibi illerde sürdürmüş ve genış bir din-
le_\ıcı kitlesinın yoğun ılgısiyle karşılaş-
mışlar Düzer.lenen ımza günleri. soh-
betler ıle 'Türkiye'nin aydınlıkyiizii" ile
tanıştıklarım belırîen Behramoğlu ve
Çetin. birlikteliklerini bundan sonra da
sürdürmeyi. 'şiirin müzikli aydınlık vü-
ziinü" daha pek çok seyirci önünde sun-
mak istediklerini belirtivorlar. •
Her dinletide farklı deneme
Birhkteliklenninövküsü ıki yıl önce-
ye uzanıyor ancak 'şür/müzik' dinletisi
projesınin oluşumu bıraz daha eskilere.
Behramoğlu'nun yurtdışında bulundu-
ğu döneme dek gidiyor. "Almanya "da şi-
irlerimi okurken müzikle birlikte bir bii-
tünliik oluştursun dive düşünmüştüm.
Haluk Çetin ile iki yıl önce Antalva'da ta-
nıştığımızda şiir ve müziğin birlikteliği
düşüncesi gelişmeye, olgunlaşmava baş-
ladı. O yıllarda sadece benim degil diğer
şairierin şürlerinden yapügı besteleri de
sunuyordu Haluk Çetin. Zanıan içerisin-
de sadece benim şiirlerimden oluşan bir
repertuvar ortaya çıkh." Dinleti>i tema-
tik bir bütün ıçerisınde sunduklannı be-
lirten Behramoğlu kesintisiz bir akışiçe-
risinde gerçekleştirilen bu dinletilerin
herbirinde tekrardan kaçınarak. farklı
denemelere giriştiklerini anlatıyor.
Öğrenciler \e ay,dınlar ağırlıklı dinle-
vici kitleyi oluşturuvor. ancak kimi za-
man. vöre halkının da katılımıvla hoş
sürprizler yaşanıvor. "İzleyicinin kafa-
sında şöv le bir şey var" diyor Behramoğ-
lu, "Şair, şiirlerini okuyacak, gitarist ar-
kadaş da ona eşlik edecek. Arada birkaç
parça da çalacak. Oysa bir klasik konser
ya da ti> atro > apıtı izlermişçesine bütiin-
İüklii bir programla karşılaşıvor izlevici.
Daha ilk şürde. adapte ulduğunu, soluğu-
nu tutarcasına biiy ük bir coşkuv la izie-
diğini gözlüvorum."
Yurtdışında ve yabancılara
Haluk Çetin ise sahnede vakaladıkla-
n uyumu $ö\le anlatıyor: "Ataol Behra-
moğlu birkaç ciimleyle başladığı iik an-
Ataol Behramoğlu ve
Haluk Çetin.
"Yaşadıklanmdan
Öğrendiğim Bir Şey
Var" başlıklı şiir ve
müzik dînletisini bu
akşam saat 20.00'de
İstanbul Atatürk
Kültür Merkezi'nde
sunacaklar. Her din-
letide kesintisiz bir
akış içerisinde. şiir/
ezgi biriikteliğinin
örneklerini sunan
Behramoğlu ve
Çetin, bu etkinlikle
çeşitli illerde geniş bir
dinlevici kitlesinin
\oğun ilgisiyle
karşılaşarak, düzen-
lenen imza günleri ve
sohbeder ile
"Türkiye'nin
aydınlık yüzü" ile
tanışmışlar.
(Fotoğraf: DEVRİM
BARÂN)
da sahnede bir elektrik, bir bü\ ü oluşu-
yor. Gelen insanlann diize\ i de bu atmos-
ferin oluşmasında etkili. Ğenellikle ken-
diliğinden oluşan bir bü\ ü bu. Ataol Beh-
ramoglu'nun şiirleri sade.anlaşılırve a\-
nı ölçiide derinlikli. Bir müzisyen olarak
beni bunlar etkilijor. Sade \e anlaşılır ol-
ması müzikle. melodiy le örtüşmesiaçısın-
dan rahatlık sağlı>or." Bu proje öncesin-
de de vine Ataol Behramoğlu şiirleri
üzerıne çalışan. besteleryapan Çetin ilk
kez bu denli geniş bir kitleye ulaşmış ol-
manin se\ ıncini yaşıyor.
Behramoğlu ise Çetin ile gerçekleş-
tirdikleri 'şiir/müzik" yolculuğunun fark-
lı bir vönüne dikkat çekiyor. "Türkiye,
İstanbul'dan göründüğü gibi değil, bu
yurt gezilerinin bana kazandırdığı en
önemli gerçek bu oldu. Türkiye'nin her
\erinde çok önemli bir aydınlanma iste-
ği ve önemli bir av dın potansiveli var. Bu-
nu o > örenin üniversite öğrencileri, öğ-
retmenleri ve çeşitli meslekgruplanndan
aydınlar sağlıyor. Sözgelimi Düzce gibi
tutucu bilinen bir \erde kasabanın tam
ortasında özel girişim iirünü olarak va-
pılması son derece etkileyiciydi. Türki-
ye'nin her yerinde bir aydınlanma ve ge-
lişme potansiveli var."
Behramoğlu. bu projeyi Türkiye'nin
herköşesıne ulaştırmak ıstiyorveböyle
girişimlerin Türkiye'deki pek çok sanat-
çıya örnek olmasını dıleverek salt Tür-
kiye ile sınırlı kalma\acaklarını. yurtdı-
şında özellikle Türklerin yoğun olduğu
yerlerde de bu dinletileri yinele\ecekle-
rini belirtivor: "Ayrıca daha da ileri gi-
derek şunu sö\lüvorum, şiirlerimin çev-
rildiği dillerde. o dinleti içinde yer alan şi-
irler bir program dergisinde sunulmak
üzere, yabancı sevirci önüne de çıkmalı-
yız."
Çok yakında yayımlanacak 'Ataol
Behramoğlu Şarkıları' başlıklı kasetle
çok daha geniş bir dinlev ıci kitlesine ses-
lenecek Behramoğlu ve Çetin. Şiirin
yavgınlaşması. şiirokurunun çoğalması
adına önemli bir adım olarak görüyor bu
girışimi Behramoğlu. "Her şair kitleyle
ilişkikurmaduygusunuiçindetaşımaya-
bilir. Ama ben insanlarla olabildiğince
açık ve içten bir diyaloğa istek du\uyo-
rum. Eğer bir şair \azdıgı şiirin kitlelere
ulaşmasını sağlayamıvorsa, bunu biraz
düşünmesi gerekir."
Biret'e 'Altm Diyapozon' ödülü
MİŞEL PERLMAN
PARİS - Türkive'nin ünlü
piyano sanatçısı İdil Biret
öncekı akşam. Fransız
başkentinin tanınmış Gaveau
Konser Salonu'nda. bir dizi
meslektaşi) la birlikte "Altın
Divapozon" ödülünü aldı.
Bıret'in bu başarısı. Fransız
besteci Pierre Boulez'in 3
piyano sonatını son denli
başarıh bir şekilde
kaydetmesınden
kaynaklanıyor. Boulez'in
geçen yılkı 70. yaş
kutlamalan çeşitli müzik
faaliyetlerine yol açarken bu
çerçeve içinde. Naxos plak
kuruluşu ünlü piyano
sanatçısı İdil Biret'ten bu
• Türkiye'nin ünlü piyano sanatçısı İdil
Biret'in bu başarısı, Fransız besteci Pierre
Boulez'in 3 piyano sonatını son denli başanlı
bir şekilde kaydetmesinden kaynaklanıyor.
kayıtları gerçekleştirmesini
ıstemiş \e Türk piyano
\ ırtüözü bunu büyük bir
başanyla sonuçlandırmıştı.
Söz konusu yapıtlar. Pierre
Boulez'in 3 piyano sonatını
kapsamaktaydı.
"Olağanüstü" olarak
nitelenen yapıtların kayıtları.
AvustraKa. ABD. Isvıçre.
Almanya. Ingiltere ile
Fransa'da olumlu
değerlendirmeler arasında
yer aldı. Önceki akşam.
tıkabasa dolu Gaveau Konser
Salonu'nda. İdil Biret
beklenenın aksine bir sürprız
olarak Boulez'in değil. fakat
Chopin'in bir prelüdünü
\orumladı \e büşük alkı^.
topladı. Bu arada. İdil
Biret'in Pierre Boulez'in 3
piyano sonatını ka\detmesi.
Na.\os plak kuruluşunun
isteği üzerine
gerçekleştirilmesı. söz
konusu kuruluşun olumlu bir
yolda ilerlediğinin kanıtı
olarak değerlendirilîyor. Öte
vandan. kazandıgı \e
Diyapozon dergisinin
dağıttığı "Altın Diyapozon"
ödülü konusunda ne
düşündüğünü soran
Cumhuriyet muhabirine
"Benim için sürpriz oldu"
şanıtını \erdi. Aynı zamanda,
"Altın Divapozon"un
"Fransa'nın çeşitli müzik
dallanndaki en büyük ödül
olduğuna" da dikkat çektı.
Ayrıca. çalışmaları
hakkındaki projelerine
ilişkın bir soruya ise İdil
Biret. gündeminde.
Brahmsentegralı.
Polonya'da konserler \e
Fransız bestecisi Jean
Françai\ ile birlikte
çalişmalar bulunduğunu
sövledi.
Genç nesnelerin
yaşlı ressamı:
Balthus
O R K I Y
TARİH VAKFI
V
TARİH VAKFI,
Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirerin himayelerinde, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
tarafından gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler II. İnsan Yerleşimleri Konferansı
(HABITAT II) nedeniyle düzenlediği Dünya Kenti İstanbul ve Târihten Günümüze Anadolu'da Konut ve
Yerleşme sergileri ve bu sergüerle ilgili tüm yayınlarla Darphane'den İstanbul Müzesi'ne sergisinin
gerçekleşmesini özverili emekleriyle olanakh kılan yüzlerce bilim insanına, uzmana,
ellerindeki malzemeleri cömertçe kullanımımıza sunan kütüphanelere, bilim/araşürma
kurumlanna, müzelere ve koleksiyonerlere,
sergiler süresince düzenlenen kültür ve sanat etkinliklerine kaülan yüzlerce sanatçı ve kültür insanına,
sergilerin gerçekleşmesi ve sunulması süresince yardımlannı esirgemeyen Kültür Bakanlığı'na,
İstanbul Valiliği'ne, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü'ne,
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü'ne,
maddi ve ayni katkılarıyla sergilerin ve kültür-sanat etkinliklerinin gerçekleşmesine
en büyük çapta destek olan
Arçelife A. Ş., Dimage Digital Fotoğrafçilik San. ve Tic. A Ş., Ekincüer ve Ört. înş. ue Tic. Ltd. Şti,
Erika İnşaat ve San. A. Ş., Güneş Sigorta A. Ş., Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü,
Netyapı San. ve Tic. A. Ş., Ortadoğu Güuenlife Sistemleri Merfeezi,
Total Aydmlatma Mümessillife San. ue Tic. A. Ş., Türk Ekonomi Bankası A. Ş.,
Türkiye İş Bankası A. Ş.'ne,
büyük çapta destek olan
Ağaçkakan Matbaacıhk San. ue Tic. Ltd. Şti., Aygaz A. Ş., Ha!k Leasing Finansal Kiralama A. Ş.,
Rocke/eller Vakfı, Yapı Kredi Banfeası A. Ş., Yapı Merkezi İnşaat ve San. A. Ş.'ne,
destek olan
Apple Computer Bilkom A. Ş., Ata Menkul Kıymetier A. Ş., Azizler Holding, Bata,
Büyükşehir Konut Yapı Kooperati/î, Four Seasons Hotel İstanbul,
GÖk înşaat ue Tic. A. Ş., Heujlett Packard, Ischıko Mode Design, İstanbul Rotary Kulübü,
Karel Elektronik San. ue Tic. A. Ş., Koray İnşaat Proje Yönetim A. Ş., Leuent Rotary Kulübü,
Mas Matbaaalık A. Ş., Mesa Mesken San. A. Ş., Netaş A.Ş., Nurteks Örme San. ue Tic. A. Ş.,
Onduline Aurasya A. Ş., Profîlo Holding A. Ş., Pronto Halkla İlişkiler ue Danışmanlık Ltd. Şti.,
Raks Müzik Yapım San. ue Tic. A. Ş., Siemens AG-Simko Tic. ue San. A. Ş., Sony, Sport & Sport,
Türk Philips Tic. A. Ş., Türk Ytong San. A. Ş.,Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A. Ş.,
Vakko Tekstil ue Hazır Giyim San. İşl. A. Ş.'ne,
sergiler ile kültür ve sanat etkinliklerine yazılı ve görsel basında geniş çapta yer-vererek duyurulmasını
sağlayan ve övgüleriyle sergi çahşanlanna güç veren onlarca basın mensubuna,
sergilerimizi gezen, mektuplan, telefonlan, yüz yüze ilettdkleri tebrikleri ile İstanbul Müzesi'ni kurmak
yolundaki bu ilk adımda cesaret veren 40.000'in üzerindeki ziyaretçiye
TEŞEKKÖR EDER
(Bu üan Cumhuriyet gazetesinin katkılanyla yayınlanmıştır.)
belirtiyor ısrarla.
Babasının Polonya asıllı olması
nedeniyle savaş yıllarında Isviçre
ve Almanya arasında bölünmüş
bir yaşam süren aile kısa bir süre
sonra anne ve babanın
ayrılmasıyla tamamen dağıldı. Bu
sıralarda Balthus'un annesinin en
yakın dostlarından biri olan
Rainer Maria Rilke ortaya çıktı ve
küçük Balthus'un resim yapıp
öğrenimini sürdürmesi için
gereken maddi desteği verdi.
I926'da Italva'va giderek Pierro
della Francesca, Poussin gibi
Italvan ustaları izlejen Balthus,
1961 'de Roma'ya döndüğünde
Fransız Akademisi'nin
başkanıydı. Modern sanattaki son
akımları izlemek yerine kendi
figüratif stılinı geliştiren
sanatçının > apıtları Giacometti'nin
çizgisini andınyor. Picasso ile
Kültür Servisi - Kont Balthazar
Klossowski de Rola. tsv içre'nın
şirin dağ kövlerinden
Rossinıere'deki Grand Chalet'yi
ilk kez 70'li yıllarda ziyaret
etmişti. O tarihlerde Grand
Chalet. otel olarak faaliyet
göstenyordu. Yanında Japon asıllı
eşi Setsuko Ideta ıle birlikte otele
hayran kalan Kont. bu güzelim
mekânın sahibi ile güzel bir
anlaşma vaparak yıllarca evi
olarak kullanacağı oteli satın aldı.
Kont. pek çoğu 'sanat şaheserf
olarak değerlendırilen tablova
imzasını atan Balthus'tu. Pastel
renklerin piri olarak bilinen.
Rönesans fresklerini andıran
yapıtlann sahibi Balthus.
Kendine has stili ile 20. yüzyıl
resim sanatının ustalarından biri
olan Balthus, 70 yıllık sanat
)aşamını moda olana asla rağbet
etmeyerek tarzını
korumayı bilen bir
çızgide sürdürüyor
günümüzde de. 88
ya^ındaki vaşlı ressam
sanat dün\ asındakı
benzersız imzasıvla
yaşavan en büyük
sanatçı olarak
gösterıliyor.
Balthus ve ressam olan
karısı. 23 yaşındaki
kızları Harumi ve onun
erkek arkadaşı ile
birlikte uzun bir süredir
Alp dağlarının
eteklerindeki Grand
Chalet"de vaşıyorlar.
Balthus. doğavla ıç içe
yaşadığı bu sevimli
mekânda resim
yapmayı sürdürüvor.
Gelecek yıllarda
Roma'da seçme
vapıtlarından oluşan bir
sergı açmak ıste\en
ünlü ressam 'Kedilerve
Köpekler' adlı serısini
de bu sergiye dahil Japon asıllı ressam Balthus 88 yaşında.
edecek.
yakın dost olan Balthus. "Bir
zamanlar herkes Picasso gibi resim
yapmavı denerdi. O günlerde
çalışmalanmı gören Picasso benim
farklı bir şey vapmamdan hoşnut
olmuş ve bana hak etmediğim
ölçüde komplimanda
bulunmuştu" dive anlatıyor
Picasso'ya ilişkin anılannı.
Ğenellikle 'genç nesneler'i konu
alan Balthus. sanatı üzerine
konuşmaktan hoşlanmıvor
Özellikle 'çıplakgenç kızlar' ve
'kediler'i sıkhkla resmettiğı için
kendisine 'lolitacı' denmesinden
rahatsız oluyor. "İnsanlar bana
Lolita'dan söz ediyor. Halbuki,
onlann kastertiği şe>in tam tersini
yapıyorum ben. Resimlerimi erotik
bulmuyorum. Ben sadece kutsal
olanın resmini yapıyorum."
Sanatçının tek arzusu üzerinde
hâlâ çalışmakta olduğu yapıtını
tamamlavabilmek.
Aiiesi. sanatçının çok tiiiz
çahştığını. tamamlanmış bir resmi.
sadece milimetrik hesaplar
tutmadı di>e vok ederek >eni
baştan çalışmaya başladığını
anlatıyor. Balthus ise. 'iyi' bir
yapıtın uzun sürede ortaya
'Kutsal olanın resmini
yapıyorum'
88 vaşına rağmen (ileri derecede
bir sigara bağımlısı olduğu halde)
sağlıklı görüntüsünü koruyor.
Hatta. geçmışten gelen bir
u\garlık anıtı gibi sapasağlam
a>akta. Geleneksel aile düzeninin
tüm gereklerinin (sandviç ve
kekten oluşan sabah kahvaltıları.
akşam üzerı 5 çavları vs.) verine
getinldıği bir düzen kurmuş
kendisine. Sanat dünyasının bu
sa>gın ismi. son derece zevk
sahibi olmasının yanında daha
"kolay" olarak nitelendirilen
alışkanhkları arasında Agatha
Christie. Barbara Cartland gibi
\azarları okumak ve zaman zaman
Arnold Schvvarzenegger filmlerı
izlemevi sa>ı\or. 1908 vıltnda
Pans'te. 19. vüzyılın önemli
Fransız ressamlarından Daumier
üzerine uzmanlaşmış bir sanat
tarihçisinin oğlu olarak dünyaya
gelen Balthus. sanat çevreleriyle
haşır neşir bir çocukluk ve gençlik
dönemi geçirdi. Karısı onun için.
"Bir vanıvla her zaman çocuk
kaldı" diyor. Balthus ise
vaşamövküsünü anlatırken Birinci
Dünya Savaşı yıllannda çocuk
ohnanın ne kadar zor olduğunu
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FLAT
Yaşlı Bir Şaire
Mektuplar (2)
Sevgili Ş,
"Neydi acaba yazından, şiirden, şairlikten bek-
lediğin?" sorusuna herhalde doğru dürüst bir ya-
nıt bulamadın ki, işi başka yönlere çekip dümdüz
gitmişsin...
Türkiye'de eleştiri yok. eleştirmen hiç yok, ta-
mam. bunları artık ezberledik de, konumuz ben de-
ğildim. senden söz ediyorduk...
Gerçekten. ülkemizde. bir insan yazından, şiir-
den, şairlikten ne bekleyebilir?
Romancılar arasında yapıtlarının geliriyle yaşaya-
bilen birkaç kişi var, ama ondan ötesi, hele şairier
için böyle bir şey olanaksız. Kımse şairliği para ka-
zanmak, geçimini sağlamak için seçmeyi düşüne-
mez.
Geriye ne kalıyor?
Ün...
Şair olarak tanınmak...
Sen kendin anlatıyordun. ne iş yaptığını sorduk-
larında, "Öğretmenim," dediğini...
"Şairim," desen ne olur acaba?
Ne olacak, soran yüzüne bakıp bekler, asıl işini,
para kazanmak için yaptığın ışi söylemeni...
Şairlik diye bir uğraş yok çünkü...
Demek kı küçük bir çevrenın, birkaç bın aydının
göstereceği ilgiyi aşamayan bir şey şair olarak ta-
nınmak...
Buna mı özeniliyor?
Ya da uygarlıkta ileri ülkelerdeki gibi, üniversite
çevrelerinde saygı gören, onurlandırılan, devlet ile-
ri gelenlerinin ilgilendikleri bir şairliğin düşü mü ku-
ruluyor?
Ama bizde yok ki öyle bir durum...
Ya da toplumsalcı ülkelerdeki gibi fabnkalarda
binlerce ışçinin karşısına geçip şiir okuyan şairier
mi yaşatılıyor kafalarda?
Bence, sen bu ülkede bir şairin ulaşabileceği her
şeye ulaştın... iyi kötü bir okurun var...
Yazdığın şiirler dergilerde baş köşelere konuyor,
kitapların tekrartekraryayımlanıyor, eleştirmenler-
ce övülüyor, ödüller aldın, bütün antolojilerde, an-
siklopedilerde varsın...
Başka ne?
Fabrikalarda binlerce işçinin karşısında şiir oku-
mayı özlediğinı hıç sanmıyorum, çünkü öyle bir şi-
ir yazmıyorsun. Yazdıklarını işçilerin anlaması ola-
naksız. Çoğunu aydınlar bile çözemiyor.
Bilmece gibi...
Üniversite çevrelerinde saygı gören, onurlandırı-
lan, devlet ileri gelenlerinin ilgilendikleri bir şairliğin
düşünü kuruyorolabilirsin...
Universitelerimizin yazınımızla ilişkılerini bir can-
landır kafanda, sonra cumhurbaşkanı, başbakan,
başbakan yardımcısı, hepsıni koy o güzel görün-
tünün önüne, sonra da yanlanna şairieri yerleştir...
Böyle bir ilgiyi özlemiş olabilır misın?
Niye yazıyorum bunları?
Geçenlerde Batılı bilmem hangi şairi cumhur-
başkanı havaalanında mı karşılamış ne, öyle bir
şeyden söz ettin, bana hoşuna gitmiş gibi geldi o
davranış...
Gerçekten böyle şeyler özlüyorsan. herhalde bir
Batı ülkesine göç etmen gerekecek...
Oralarda bile aklım almıyor benim bir şairin böy-
le bir özlemi olabileceğini...
Rimbaud'nun şiir yazdığı günlerde Fransa'da
cumhurbaşkanı kimdi. söyleyebilir misin bana, ya
da Edgar Allan Poe'nun yaşadığı günlerde
ABD'nin başkanları?..
Damar sertliğindense, ne yapalım, başa gelen
çekilir, doktorunun sözünü dinle, ilaçlarını aksatma.
ama öyle değil de gereksiz özlemlerin yarattığı bir
doyumsuzluktan, saçma kıskançlıklardan kaynak-
lanan birdurumsa, toparla kendini, at bu olumsuz
havayı üstünden.
Türkiye'de eleştiri yok, tamam, onun için salt es-
ki bir arkadaşın olarak söylüyorum, gençlerden de,
bizimkilerden de sıcak rüzgârlar esiyor, bayağı gü-
zel şiirler dolaşıyor ortalıkta.
Öyle yüz buruşturmakla. mırın kırın etmekle. be-
nimle uğraşmakla filan atlanacak şeyler değil...
Önyargısız gir şiir dünyasına. kendini de unut bi-
raz, bakalım izlenimlerin ne olacak, merak ediyo-
rum.
Aslında ben güvenirim senin beğenine... Ama
kıskançlığına yenik düşmediğin zaman...
Mektubunu bekliyorum... Sevgiler, selamlar...
Cumhurbaşkanlığı Büyük Ödülleri
açıklandı
ANKARA(.\A)- Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat
Büvük Ödülleri'nin bu yıl şairCahit Külebi. İstanbul
De\ let Opera ve Baiesi Müdürü ^ekta Kara ve Türk
halk müziği sanatçısı Arif Sağ'a verilmesi
kararlaştınldı. Cumhurbaşkanlığı Sanat Danışmanı
Dinçer Sümer. Cankaya Köşkü'nde vaptığı
açıklamada Değerlendirme Kurulu'nun belirlediği
ödüllerin 28 ekim pazartesi günü Çankava Köşkü'nde
düzenlenecek törende Cumhurbaşkanı Süle>man
Demirel tarafından verileceğini belirtti îlki geçen v ıl
verilen ödülleri ressam Burhan Doğançav. fliit
sanatçısı Şefika Kutluer ve yazar Adalet Ağaoğlu
kazanmıştı.
Kybele konseri Darphane'de
Kültür Servisi -1994 yılında üç genz kız tarafından
amatör olarak kurulan Kvbele Oda Müzik Grubu
'Istanbul'dan Geçen Şarkılar" adlı konserlerini bugün
saat 11 .OO'de tarihi Darphane Salonu'nda
gerçekleştirecek. Sedef Tüfekçioğlu. Ayşegül Uluçöl
ve Evrim Gündüz'ün oluşturduğu Kybele,
Caykovski'den Schumann'a, Keşanlı Ali Destanından
tangolara dek geniş bir repertuvar sunacak.
BUGÜN
EVRENSEL KL LTLR MERKEZİ nde saat 15 00 te
"Türkiye'de Eğitimin Nıteliği" başlıklı söyleşi. saat
19.00'da da "Kumdan Kaleler Konseri" yeralıvor.
TARİH NAKFI'nın Darphane Sergileri kapsamında
düzenlediği etkinliklerin son gününde saat 11.OO'de
Kybele Topluluğu'nun "İstanbul'dan Geçerken" başlık-
lı konseri, saat 14.00'te Leyla Pınar'ın Klavsen resıtali.
saat 16.00'da PinokyoÖzel Işıl Anaokulu'nun Hezarfen
Ahmet Çelebi'nin Galata Kulesi'nden Üsküdar'a uçma-
sını anlatan tiyatro oyunu. saat 18.OO'de ise Bülben Uz
Hoffman'ın Arp Resitali izlenebilir.
SAHAF CAFE KÜLTÜR MERKEZİ nde saat
17.OO'de Cemal Kutay'ın "\aşamda Tarihın Yeri Ya->a-
mın Son Günlerinde Anımsanan Tarıh" başlıklı söyleşı-
si veralıyor.
p
çıkacağını belirterek son vapıtını
tamamlamak için önünde daha üç
uzun yıl olduöunu sövlüvor.
NESRİN BAL ART STUDYO DAİMİ SERGİ - SATIŞ
KOCAMANSUR SK. 12 4 ŞİŞLİ TEL: 247 07 00