25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 1996 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI DYP'nin kurucusu ve eski Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, sağı 'özeleştiri' süzgecinden geçirdi 'Siyasetzenginleşme aracı'• "Demokrasiyi yargılıyoruz, bu hakka sahip değiliz. Biz, gerçek demokrasiyi yerleştiremedik ki başımıza gelenlerin sıkıntılarını, zoriukfannı da demokrasi içinde sorgulama gereği yapalım. Suçlu biziz.Demokrasiyi gerçekleştirecek hukuksal yapı kuramadık. Insan hak ve özgürlüklerini sadece kâğıtta bıraktık. Öze indiremedik, uygulamaya geçiremedik. Baraj yaptık, adalet sarayı yapmadık. Komisyon yaptık, hukuk yollarını açmadık. Bu tıkanıklığı gidermek için bir gayret göstermedik." 7 *46 \ ılmdan beri gelinen aşamada, merkez sağda eksik gördüğünüz noktalar nelerdir? - 1946"da Türkiye bıçimsel olarak çok par- tili hayata geçti. Aradan geçen 50 yıl için- de ne yazık ki demokrasıye geçemedi. Tiir- ki\e"nin sıkıntısı o. Merkez sağ. sol, aşın sağveradikaller demokrasi içindeblması gereken par- tiler. \e \ar ki demokratık yapılaş.may ı. cumhuriyetin klasik tek partili düzenini. çok partili hayatın sonucu olan demokrasiye getiremedik. Demokrasiye geçiş iş- lenıedigi için de Türkive darbelerle. kesimilerle kar- şılaştı. Hayal kırıklıkları yaşadı: zorluklargördü. Bun- lann da faturası demokratık rejiıne yüklendi. Demok- rasiyi yargılıyoruz. bu hakka sahip değiliz. Biz. ger- çek demokrasi vi yerleştiremedik ki başımıza gelenle- rin sıkıntılarını. zorluklarını da demokrasi içinde sor- gulama gereği yapalım. Suçlu bıziz. Suçlu olmasak bile. kabahatli biziz. Demokrasiyi gerçekleştıremedik. birbirimize göster- menıizgereken hoşgörüyü gösteremedik. Sıyasal mu- halefetlere saygıyı gösteremedik. Demokrasiyi ger- çekleştirecek hukuksal yapı kuramadık. De\ let buna- lımı se adalet bunalımı yaşadık. hukuk bunalımı ya- şadık. Hukuksallık bağlamını kuramadık. İnsan hak ve özgürlüklerini sadece kâgıtta bıraktık. Öze indireme- dik. uygulamaya geçiremedik. Baraj yaptık. adalet sa- rayı yapmadık. Komisyon yaptık. hukuk yollannı aç- madık. Bu tıkanıklığı gidermek için bir gayret göster- medik. Sonra da "Nasıl demokratık sağ kuracağız. na- sıl demokratik sol kuracağız? Nasıl sol veya sağ arasın- da dengeleri sağlayacağız? Siyasal İslamcılan. rejim karşıtlarını nerede tutacağız" sorulanna cevap arıyo- ruz. 'Sorunları erteleyen demokrasi' - Mevcut merkez sağ partilerin yerini hangi nokta- da görüyorsunuz? - Bir partı kuramadık. Türkive deki siyasal partiler 1961 Anayasası"nın getirdıği yasaklardan sonra der- nek nıteliğındedir. Halklabağları seçimden seçimedir. Türk halkının ayağına kadar siyasal partıyi götürmek. örgütlüdemokrasiyi halkmyaşadığı hercoğrafyaya ta- şımak zorundayız. Biz bunları da yapamadık. Siyasal parti olarak halka yaklaşan sadece RP"dır. Onun siyasal örgütlenmesini demokratik bir yapı ola- rak görmeyebilirsiniz. Özellikle tekkeler. şeyhler. ca- miler. Kuran kursları. ımamlar aracılıgıyla kurduğu yapı. demokratik bir yapı değildır. Ama bir siyasal netice vermektedir. Bunun karşısında dıger partiler kongre partisidir. Kongreden kongreye. genel başka- nı. yönetim kadrolannı seçen ve gerçekten genel baş- kana baglı. üretken olmayan, düşünmeyen, üst düzey fikirleri onaya koyamayan. partinin meselelerini tar- tışamayan birer biçimsel organdır. - Sağda gördüğiinüz başka eksikler nelerdir? Bunun bir bo_\ utu da ınsan hak \ e özgürlükleri. Bir ülkede 13-14 yaşında çocuklann ışkence gördüğü id- diası sadece yargıya bırakılacak bir hadıse değildır. Ta- mamen siyasal araştırma konusu yapılması gereken çokönemli \e\ahim bir iddia bu. Parlamento buna el koymamıştır. Parlamento. batıda. doğuda boşaltılmış köyler. faili meçhul cinayetler. kayıplar. cuma anne- leri. cumartesi anneleri ayrımı yaşanmaktayken bun- lara nasıl seyirci kalır? Nasıl tatile girer bir demokra- si? Demokrasi kendı meselelerini çözen. meseleleri- ni başkalarına bırakmadan çözen bir kurum. Siz bu meseleleri çözmezseniz. bunu sokakta çözmeye çalı- şanlar. kapalı kapılararkasında çözmeye çalışanlaror- taya çıkar ya da başka ülkelerden gelip. bunu çözme- ye çalışan müdahaleciler ortaya çıkar.Türkiye'nintar- tışması gereken bu. - 1946 > ılmdan beri iktidariar çoğunlukla merkez sağdaydı \e> a onlann ağırlığınday dı. Bu eksiklikler ne- den giderUemedi? - Sadece merkez sağ iktidar olmadı. sol partiler de iktidaroldular. Radikal Islamcılarda iktidaroldu. Ben iktidarlan suçlamıvorum. Sisteme katılanlan eleştiri- yoruın. Demokrasi kurmak kolay değil. Bütün mese- lelerini erteleyen. hiçbır meselesinı çözmeyen bir de- mokrasi yaşıyoruz. Güneydoğu sorununu. faili meç- hulleri. işkenceyı kim çözecek? Kim yapacak Türki- ye'nin yeni hukuksal yapısını. eskıyen yasalarını kim yenileyecek'.' Askerlerın hazırladığı anayasay ı kim dü- zeltecek.' Nıye erteliyoruz ve kime bırakıyoruz? Ben- ce bunları önceliklerine göre sıraya koymazamanımız da yok. - Siyasi vozlaşma mı bu tıkanıklığı getirdi. yoksa h- kanıkiığm nedeni siyasi yozlaşma mı? - Demokrasilerin ıki yanı var. hukuk veahlak yanı. Bütün demokrasıler. ahlak yapı larını sağlamlaştınrlar. Çünkii bir demokratik düzeni. birotokrarik düzenden ayıran açıklıktır. şeffaflıktir. görünür olmaktır. De- mokrasi bir bakıma. tek adamın ya da bir oligarşının devlet kaynaklarını sömürınesini halkın lehineengel- lemek ve denetlemek için kurulmuş. Biz bunu yapa- madık. Düşünün ki Amerika'da Clinton'ların. servetı 1 mılyon dolar. bizim başbakanımız \e eşinin sadece Amerika'dakı serveti 6 milyon dolar. Biri çıkıp da bu- nun hesabını sormuyor. soramıyor. Bir demokrasi bu hesabı sormadan yaşar mı? Ahlak yapısı açıkça tartı- şılan bir genel başkanın yönettiği bir demokrasi başa- nlı bir demokratik sistem ortava kovabilirmi ? ABD'de DURDANE KOCAOGLU / BULENT SARIOGLU Cindoruk halka inmiş, halk hareketi yapan 250 dolardan fazla hediye almak mümkün değil. Bi- zim genel başkanlanmızın ya da başbakanlanmızın eş- leri. milyarlık pırlantalarla süslü takılarla televizyon- lara. gazetelere çıkıyorlar. Kimse sormuyor. bunu ne- reden aldın diye. Bunu sormadıktan sonra bu ahlaki yapıyı da kurmadıktan sonra biz demokrasiyi kurduk diyebilir miyiz? - Neden bu aşamaya gelindi? ' - 1983'ten bu yana siyasal denetim büyük oranda kalktı. Anayasaldüzen. siyasal iktidarlarayetkilerge- tırdi. fon idareleri gibi. Ayrıca Meclis"te tecrübeli si- ya.setçilerin yasaklı olduğu dönemdeki boşluklar. ge- leneksel partilerin kapattlması. yeni partilerin tamamen lider egemenliğinde kurulması gibi faktörlerle me\ cut olan denetim ağırlığı da hafifledi. Hiç olmaz- sa kişisel beceri ve birikimlerle sağlanan denetim ortadan kalk- tı. Ya da siyasal ahlaki temsi! e- den kışıler. siyaset dışı kaldılar. Siyaseti. bir an evvel zengin olmak isteyenlerdoldurdu. Çün- kü siyasetle zengin olmakta risk yoktur. sermaye riskı yoktur. kaybetme riski yoktur. Yaptınm da yoksa. maeeracılann. bir an evvel zengin olmak ısteyenlenn. örtülü bir demokrasi içinde zen- gin olmanın yollan açık. Çünkü Türkive. yatınm yapan bir ülke. büyük ihalelerkovalavan bir ül- ke: bir de silah sanayiyi var; si- lahlanan bir ülke. Onun için ba- şımız bu noktada eğik duruyor. Böyle bir vozlaşma zenginliği içerisinde siyaset zenginleşme aracı haline gelmiştır. Türkive"de özel adalet var. Çünkü ülke adaleti bu- nalımı v aşıyor. Yeterli savcısı. hâkimi. aracı gereci. im- kânlan olmayan bir adalet sistemi kurmuşuz. Birye- raltı ekonomisi var. Artık Türkiye'deki kayıtdışı eko- nomı değil. yeraltı ekonomisidir. - Liderin bu handikap içindeki rolii sizee nedir? - Temel nedenlerden biri. siyasetteki kirliliktir. Ya- saklar konduktan sonra gerçek politikacılar siyasetten uzaklaştınldı. Onlann yerinebaşkalan geldi. Önları ta- nımıyoruz. ABD"de okumuş. profesörlük yapmış bir kişi gelipTürkiye'debaşbakanolabiliyor. 80öncesibu ' l Bir ülkede 13-14 yaşında çocuklann işkence gördüğü iddiası varken, doğuda boşaltılmış köyler. faili meçhul cinayetler, kayıplar, cuma anneleri, cumartesi anneleri ayrımı yaşanmaktayken parlamento bunlara nasıl seyirci kalır? Nasıl tatile girer bir demokrasi?" partiler oluşturmaları gerektiğini söylüyor. mümkün değildi. Yerleşmiş olan siyasal liderlere he- pimiz kırgın. küskün hatta bıkkm olabiliriz. ama gel- mişini, geçmişini biliyoruz. Hiç olmazsa onlann ABD"de mal varlıkları olup olmadığını biliyoruz. ye- teneklerini tartabiliyoruz. Demokraside bir miktarda yeni insanın belli siyasal süreçten geçmemesınden îcorkmak lazım. Siyasal parti düzey ınde genel başkan egemen partiyi kurarsanız. Ittıhat Terakki'nin sonuç- larıyla karşılaşırsınız. Ittihat Terakki'nin adı partiydı. ama demokratik bir parti değildi. Şimdi a v m %e% % a r Sayılan 5 tanedırdiye demokrasi var mı diyeceğiz. Ge- neİ başkanlarm hatta genel başkanın koca.sının yaptı- ğı listelerle seçime giriyorsu- nuz. Ve bunu kabul eden ınsan- largeliyorlarhükümetegıriyor- lar. muhalefetı temsil ediyorlar. Bakan olmadıkları zaınan da partilerinden ayrılıp muhalefet hareketi başlatıyorlar. Böy le bir olayın demokratik olarak tarıfi mümkün değil. - RP ile birlikte radikal İs- lamda da > ükselme olduğu gö- rüşüne katılıvor musunuz? - Radikal Islam gelmedı kı. Radikal Islamın oyu yüzde 20. radikal Islama yüzde 2(>'yle cumhuriyetin temellerini değiş- tirecek ımkânı kim sagladı? V üzde 80'in beceriksizliği. ku- rumsallaşmamasi gerekli huku- ku. siyasal ilgi. bilgiyı kurama- >ışı. hedeflerı belirlemeyişi. Radikal Islam. cumhuriyetin te- mel nitelıklenni değiştınnek ıstivor. değiştirir. Çünkü onun kavgası cunıhuriyet rejimi ve demokrasiyle. Si- yasal Islamı getirdıği zaman demokrasi} i kaldıracak. Ihtilalcı komiinizmle bunun arasındakı fark sadece ideoloıilerin reııgi. - Merkez sağda biriik. bu bunahma çöziim olabilir mi? - Benim tabirim merkez sağ değil, demokratik sağ. Bizını rejimimızin sıkıntısı. bir demokratik sağ parti- nin olmavışıdır. Fanatizm vardırbugüne kadar. Şo\en milliyetçilik. ırkçılık. aynmeılık vetutuculuk demok- ratik harekette ağırlık kazandığı zaman sistemde boş- lıık ortava çıkıyor. Sol parıiler. bu hoşgörüdüzeni için- de kendilerini bıraz daha toparlayıp ortava kovdular. • "pemokrasi bir bakıma, tek adamın ya da bir oligarşinin devlet kaynaklarını sömürmesini halkın lehine engellemek ve denetlemek için kurulmuştur. Biz bunu yapamadık. Düşünün ki Amerika'da Clinton'ların, serveti 1 milyon dolar, bizim Başbakanımız ve eşinin sadece Amerika'dakı' serveti 6 milyon dolar. Biri çıkıp da bunun hesabını sormuyor, soramıyor. Bir demokrasi bu hesabı sormadan yaşar mı? Ahlak yapısı açıkça tartışılan bir genel başkanın yönettiği bir demokrasi, başarılı bir demokratik sistem ortaya koyabilir mi?" Sınıfsal aynmcıhğı koruyan partiler tasfiye ediliyor veya uç partiler haline geliyor. Ama daha demokratik. hümanist partiler, ayrımcılığı reddederek hoşgörü dü- zenini kurarak demokrasiye daha fazla katkı sağlıyor. Aslında liberal demokrat bir partinin aynı katkıyı da- ha fazlasıyla sağlaması gerekiyor. çünkü onun başka takıntıları yok. Ekonomide. ferdi teşebbüste daha da özgürlükçü. Türkiye'de demokratik sağ dediğimiz par- tiler. Batıdakı demokratik sağ kımliği kazanırsa. Tür- kiye. bir boşluktan kurtulacak. - Merkez sağ partiler. birbirlerinin sö\ lemini tekrar- la>arak tabana > aklaşmaya çalışıyor. Bu benzeşıne sa- vaşımı normal mi? - Benzeşmeyi birbirleriyle yapmasınlar; demokra- tik siyasal parti noktasında yapsınlar. DP de bir de- mokrasi adası değildi: AP de değildi: ANAP da değil, DYP de degil. Ama bunlar demokratikleşme sürecin- de çok faydalı merhaleler, adımlar ve basamaklardır. Bunların hiçbirini ayıklamadan. yadsımadan bunlan tarihi sürecin vazgeçılmez aracı gibi görüp. sonucu or- taya çıkarmak gerekiyor. Şimdı sonuç aşamasına ge- linmiştir. Cumhuriyet rejimine karşı olduğunu açıktan ifade eden bir siyasal partiye iktidar teslim etme zaafıyeti ıçinde hepsi. Kimse bunların sonuçlarının ne olacağı- ııı hesaplamıyor. Ama ben açıktan sövlüyorum, RP'ninbaşbakanlığısürerse. Türkive dışpolitıkası ve ıç politıkasıyla önce bir Ortadoğu dev leti. arkasından da bir Arap dev leti olur. Buna dev letin bazı güçleri mü- saade eder mi? Etmezlerse, o zaman siyasal çatışma, Jevletın bazı organlanyla bir siyasal parti arasında ctddi bır noktaya gelir. Terör ve anarşinin olduğu bir ülkenin böyle sıkıntıyı yaşamasına tahammülü ola- naz. Dev leti sınamak. demokrasiyi ve rejimi sınamak eününde degıliz. DP. darbeye zemin hazırladı - I946\eva 1983 ruhunasanlma, merkez sağ için çö- /üm nıü? - 1946'nın şartları değıştı. !960"ta DP'de 46 ruhu yoktu. Oşartlar tek partı donemine karşı birbaşkaldı- n ve halk hareketi. 46-50 arasında o ruh var. 50'den sonra DPzaten kalkınma rüzgârı e'stirmıştir. Görülme- mişbirkalkınma, nurlu ufuklar. Halka refah verendi- nanıik bir dönem başlatmıştır. Ama 46"da söy ledikle- rini gerçddâştu-memıştk Ken^igınereva görüJenleri, muhalefet partilerine rera gormeye devam etmiştir. Bence 46 ile 50 arasındaki şartlan ayırmak, 50 ıle 60 arasındaki dönemi dışında tutmak gerekıvor. 46 ruhu- nu yaşatmak istiyorlar mı? O bir demokrasi isteği. halk talebidir. Halkın talep ettığı demokrasiyi hangı parti kurarsa.o 46 ruhunuyenilemış, onutamamlamış olur. Çünkü DP onu eksik bırakmıştır. Eksik bırakma- saydı 60 ihtilali olmazdı. Ben DP'liyim. ama onu da eleştirdim. DP, özgürlükleri. haklan korkusuzca. se- çim hukukunu karşılıklı anlayışla kurmuş olsaydı. ne 27 Mayıs olur, ne Türkiye bu hale geürdi. Bunda ta- biı muhalefetin de çok şiddetli tahrik edıci rolleri var, ama onu tarihe bırakıyorum. Ben yaşadıklanmı söv- lüyorum. Kabahat Çillerde değll' - Özellikle D\ P'deki erime >e merkez sağa olan gü- \enin vitirilmesindc Tansu Çilkr'in rolü sizce ne öl- çüde? - Kabahati Tansu Çiller'e de bulamıyorum. Bu ka- dar boş bırakılırsa elbette gelir: elbette hesap vermez. Çünkü bir siyasi ahlak komisyonu ve kuralı konulma- mış. Soruşturma, Meclis çoğunluklanna bırakılmış, yargının eli kolu baglı. dokunulmazlıklar çok sert. De- mokrasi. insanın hesap v ermeden yaşayacağı bir dev- let düzeni getirmiyor. Burası padişah otoritesiyle ida- re edilmiyor ki. Padişaha dahi hesap soranlar var. - Seçim işbirliği, biriik için bir aşama olabilir mi? - Metot önemli değil. Eğer irade bırliği sağlanmış- sa. çözüm kolay laşmıştır. Siyasettedemantıktadaher alanda metot daha kolav bulunur. Ben irade birliğini göremiyorum. Demokratik sağda lıderin kim olacağı. yeni partı oluşumunu, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlarda çok sonlarda görüyorum. Bütünüyle sistemi iyileştirmek gerektiğini düşünüyorum. Bunların hep- sini çözmenin yolu gerçek partiler. Halka inmiş. halk hareketi yapan partiler oluşturmalıyız. Partileri parti yapacağız. sonra hukuksal yapımızı ortaya koyaca- ğız. Hukuksallık bağlannı kuracağız. - Adres tartışmalan nasıl noktalanabilir? - Adres halktır. Eğer partiler bu kavgayı sürdürür- lerse. halk kendi bir çözüm bulur. Kimse kimseye ad- res gösteremez. Partılenn posta kutusu gibi kullanıl- ması mümkün değil. Bu hadiseyi süreç içinde çözmek gerekiyor. Zorla- madan, yeni gelişmeleri görerek. parti kongrelerinin sonuçlannı yaşayarak bu işe soyunmuş arkadaşlarımı- zın, çok üst düzey önenleri parlamento v e partilere ta- şımasıvla. Halk hareketi ve demokratik birhareketin içindeyseniz, kendi kendinizi liderilanedemezsiniz.O hareket başarıya ulaştığı zaman, zaten kendılığinden çıkacakorganlarbırisini oray a getirir. O önemli değil. Yarın- ismet Sezgin yeni parti oluşumunu değerlendiriyor ÇALIŞANLARIN SORULARI /SORUNLARI YIL>14Z ŞÎPAL 6 20 yıldır kapıcı olarak çalışmaktayım' Soru: 20 y ıldır kapıcı olarak çalışmaktayım. Apartman yönetim kuru- lu. benim emekli olmanıı kararlaştırdı. a- Benim, bu karara iti- raz hakkım var mı? b- Kıdem tazminatımı, asgari ücretin briit rutan üzerinden hesaplıyorlar. KJra ödemeden oturmaktaoldu- ğum dairenin kira bcdeli ile bedel ödemeden yaktığım elektri- ğin ve suyun da karşılığı tutarın kıdem tazminatına eklenmesi gerektiği kanısınday ım. Bu konuya açıklık getirmenizi bekliyo- ruz. A.T. YANIT: a- Emeklilik nedeniyle işverenin. işçinin iş aktini bozması, iş yasanının 17. maddesinde belirtilen bildirimsiz fesih hakkını doğuran nedenlerden değildir. Iş akti emeklilik neden gösterilerek bozulursa. iş- v eren kıdem taznıinatının yanı sıra ihbar tazminatı da ödemekle yüküm- lüdür. b- iş yasasının 5. maddesi uyannca. "Kaloriferli konut kapıcılan ile çahşmasmı aynı işverene veya avnı konuta hasreden konut kapıcılan", Iş Yasasi kapsamına alınmıştır. [ş Yasası Ek Madde 1 uyannca "Kapı- cı konutlan için kira istenemez." İş Yasasının 26. maddesi ile "ücretin tanımı" yapılmıştır. Bu madde gereğince işçiye. "Hizmet akitlerinin sona ermesinde. işçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ve parayla ölçülmesi mümkün menfaatlerin tam olarak ödenmesi zorunludur. Yargı kararlannda konut yardımı. ısınma ve aydınlanma yardımlan. ücret niteliğinde görülmüştür. (1) "işçiye ikametgâh teshin ve iaşe hususları devamlı temin olun- muş ise bu menfaatler de ücrete dahil olmuştur. Bu bakımdan kıdem tazminatının hesabında. ücret meyanında bunların nazara alınması i- cap eder. (T.D. 30.1.956. E. 56'504. K. 647 - BAŞARI. Sh. 60. Sr. 65)"" Bir başka yargı kararı da pynı yöndedir: (2) "Kıdem tazminatı hesabına esas alınacak ücret İş Kanunu'nun 26. maddesine göre ödenen ücrete ilaveten aynı kanunun 14 1. madde- sine göre işçiye. sağlanmış. olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatlerin de gözönünde tutulmak suretiy- le birgünlüğe düşen geniş kapsamlı ücret kavramı esas ahnmıştır. Davacıya yapılan konut yardımı parayla ölçülmesi mümkün menfa- aîlere girdiğinden. son bir sene içerisindeki sağlanan bu menfaati pa- rasal değer nazarı itibara alınarak bir günlüğe isabet eden miktarının tazminat hesabına katılması icap eder. (Yargıtay *). Hukuk Daıresi. 15.12.1986 tarih. 10136 esas ve 11165 karar)'" Konuy u Say ın Osman Usta. Kıdem Tazminatı kitabmda şöyle yorum- lamaktadır: (3) "işçiye konut yardımı her ay nakit olarak ödeniyorsa. daha önce belirtilen ılkelerdoğrultusunda buyardımın 1 güne isabet eden mikta- rı bulunarak asıl ücrete eklenmelidir. Eğer işçi. işverence kiralanan ko- nutta oturuyorsa. hesaplamada göz önünde bulundurulacak miktar. iş- verenin ödediği kira miktarıdır. Işverene ait konutta kirasız oturulma- M söz konusu ise. bu takdirde emsal kira bedelinin dikkate alınması gerektiği kanısındayız." Ücretin tanımına ilişkın 26. maddede. "Sözleşme ve kanundan do- ğan para ve parayla ölçülmesi mümkün menfaatlerin tam olarak öden- mesi " öngörülmüştür. Görüşümüze göre. Iş Yasası Ek Madde 1 de "Ka- pıcı konutları için kira istenemez" denilerek. bu konut yardımı. "Ka- nundan doğan ve parayla ölçülmesi mümkün" bir ücret birimine dö- nüşmüştür. Konut yardımlarının kıdem tazminatı hesabına dahil edileceği yargı kararlarında vurgulanmıştır. 1I) Osman Lst"a. Kıdem Tazminatı. 1994 sayfa: 370 (2) Osman Lsta. Kıdem Tazminatı. 1994 sayfa: 372 (3) Osman Usta. Kıdem Tazminatı, 1994 savfa: 371 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ 12 Eylül'ün Ettikleri... 12 Eylüllerde, işkencede sakat kalan'sanığın öyküsü- nü dinliyorum, genç eşınden. Ikisi de sanık, gerçekte iki- si de işkence gördü, adlarını saklı tutuyorum. Eşine so- ruyorum: - Göz göre göre, savcı, yargıç bir şey demiyorlar mı? "Niye tekerlekli sandalyedesin?" diye. - Bütün dünya duydu bunları, kataloğa basıldı; Ulus- lararası Af Örgütü, bunları tüm dünyaya dağıttı. Sanık- lardan eşim ve arkadaşı " " emniyette yapılan işken- celeri belirttiler. Bütün bunlan biliyoriar ama, umuriann- da değil. - Peki, eşiniz kendisine yapılanian anlatıyor mu? - Hiç anlatmaz o, kesinlikle anlatmaz. Öylegeçrnişe dö- nük bir şeyi hiç konuşmaktan hoşlanmıyor. O, 12Mart'lar- da da çok şey yaşamış, Mahir Çayan'/ar döneminde. Ben yoktum o zaman, ortaokuldaydım. Biz, 1975'teev- lendik. Ozaman da anlatmazdı. O zaman da başkalann- dan duyardım ben. "O çok işkence gördü, ama direndi!" diye. Sorardım hiç anlatmazdı, hep bunu söylerdi. "Ge- ne insan yaşayabilir" sadece bunu söylerdi. - Neden böyle yükleniyorlar sizce? - Zoıia bir şeyleri kabul ettirmek ıstiyoriar insana. Bir de yıldırmak yani, bir daha siyasetle uğraşmasın, bir şey yapmasın; gitsin evine kapansın! Konku vermek için ya- pıyorlar bazılarını. Böyle, bilinçlı insanlara farklı amaçlı, öbürierine farklı amaçlı ama. sonuçta işkence işte. Halk- tan insanlara da yıldırmak, korku vermek için yapıldı sa- nıyorum. - Kız arkadaşlannıza filan neler yapıldı ömeğin? - Vallahi, çok fazla ağır bir şey bizlere yapmadılar; çok ağırbir şeyyapılmıyordu, belli ölçülerde yapılıyordu. Ba- zılanna yapıldı belki de, ben aynntısını tabii göremiyor- dum. Siyasalsorumluluğu olan bayan arkadaşlarımız ağır işkenceler gördüler. Bunlan biliyorum. -12 Mart'ta da yapılmıştı... : - Ben o zamanda yoktum, tabii bitemiyorum, işte ki- taplardan okuduklanm var. Bıryerde, sahıpsiz buldukla- n insanlara bayağı kötü şeyler yaptıiar. Iğrenç şeyler bi- le yapıldı. Onlan duyuyoruz, biliyoruz onları. - Ne gibi yani, anlayamadım... - Benim anlatabileceğim şeyler değil yani. ] - Irza geçme filan? - Olmuştur, duyuyoruz böyle şeyler... Ama, o insanlar, kendileri bile anlatmak istemiyor; bunu yaşayan genç kızlar, tek tük olmuştur böylesi şeyler. Onlar, kendileri bi- le bu konuda konuşmuyor, başkalan bilır, tanık olanlar var, çok ağır bir şey çünkü... - Savcıya size yapılanian anlattınız mı? Mahkemede an- latılmadı mı? - Eşim ile arkadaşlan işkencede kendilerine yapılanla- n mahkemede anlattılar. Eşımi mahkemeden bile, Ma- mak'tan alıp işkenceye çektiler. Mahkemede ifadesini vermekteyken, günlerce sürüyor tabıı ifadesı. Mamak'ta onu saynevlik (hastanelık) ettiler. Bir sayrıevine yattı, hat- ta bu epeyi gürültü koparmıştı o zaman. Mahkeme sü- recinde bır tutuklu, saynevlik ediliyor. - Mamak'tan emniyete mi götürülüyor? - Hayır, emniyetten farksız Mamak! • - Emniyete götürülüp, işkence oralarda yapılıyor, son- ra geri getınlıyor benim biîdığim... - İşte, düşünün, bıryanda mahkeme sürüyor, onu öy- le yaptıiar. O zaman İ.T. ve diğer savunmanlanmız orta- lığı ayağa kaldırdı ama, kimi kime şikâyet edeceksiniz? Mahkemede anlatıyorsunuz, "Bana şunlar şunlar yapıl- dı..." diye. Rahatsız oluyoriar bundan, sizi tekrar alıyor- lar, Mamak'ta. Emniyetle Mamak çok farklı değildir, ikisi bütünleşmiştir. Ve tekrarsizı saynevlik edinceye değin iş- kence altına alıyorlar. Siz ondan sonra, yeniden çıkıp mahkemeye ifadenizi sürdüreceksinız, iyileştikten sonra yani.^ öyle bir süreç yaşadık. - Ûzülüyorsunuz bunlan anlatırken... \'iMiı •?*"»« * - Öyle ama, bir kez oluyor! *• (12 Eylül, en çok gençlen ezmek ıstedi, işkence tez- gâhlanndan geçirdi. Ama bugün o gençlık, dipdin, ayak- ta...) • • • 12 Mart, 12 Eylül'ün provasıydı. 9 marttan sonra 10 mart toplantısına katılan (tümgeneral olmalı) Kenan Bey, 12 Eylül'de yapacaklannı 10 mart toplantısında söylemiş miydi? "Meclis kapatılsın, siyasalpartiler kapatılsın!" de- miş miydi? Kenan Bey'in bu istekleri. o zamanki Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'un notlarında var mıydı? 12 Eylül'ün başı Kenan Bey'in bir "emirsubayı" vardı, Ordu Komutanlığı'nda, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda, Genelkurmay Başkanlığı'nda, Cumhurbaşkanlığı'nda ya- nından ayırmadığı bu kişi, ona dinsel bilgiler mi verirdi? Bir helikopter kazasında ölen emır subayı "muharip su- bay" değildi, ilahiyat Fakültesı çıkışlı öğretmen albaydı! Eski Tabii Senatör Suphi Karaman. bunu ağır eleştinr, "Komutanın emirsubayı, muharip sınıftan olmalıdır" der. Kenan Bey, her gittiği yerde, Kuran'dan ayetler oku- mayı huy edinmişti. O dönemde, din dersleri okullarda zorunlu duruma getinldi. "Atatürkçü" geçiniyorlardı, Cumhuriyet'te başlattığım "Türkçe ezan" yazılarını kes- tirdiler, yasakladılar. 12 Eylül'ün en büyük cinayetlerinden biri. Atatürk'ün "vasiyetini hiçe sayıp" bir dernek olan Türk Dil Kurumu'nu kapatması, onu bir "resmidevlet da- iresi" durumuna sokması mıydı? Yılmaz Güney, haksız kararlarla yıllarca süründürüldü cezaevlerinde. Şaynydı, doğru dürüst tedavi edilmedi. Sayn olan Ruhi Su'ya, yurtdışına gitmesı için hakkı olan pasaport verilmedi. Uğur Mumcu'nun Ruhi Bey'in pasaportu için nasıl uğ- raştığını bilirim. Ruhi Su'nun yann ölümsüzlüğe ulaşmasının yıldönü- mü. Cumhuriyet okurian (CUMOK) yann Izmir'de Fuar- 'dalnönüSanatMerkezi'nde, saat20.00'de "RuhiSu'ya Saygı" gecesi düzenliyor. Geceyi odalar, sendıkalar, sa- nat dergileri, kitabevleri ile birlikte 15'e yakın kuruluş des- tekliyor Ruhi Su, yalnız bırakılmıyor! B L L M A C A SEDAT YAŞAYAS 1 2 3 4 5 6 7SOLDAiN SAĞA: 1/ Aziz Nesin'in güncesı. 2/ Güzel kadın... Kalınca yuvarlakyastıkbi- çiminde mobilya öğesı. 3/ Argoda gizlı yer... Bncin atası olan bir kâğıt oyunu. 4/ Özgün çizim. harita. plan gibi şeylerin fotoğ- raf teknığıyle ço- ğaltılması... İtal- ya'nın en uzun ır- mağı.S/Şekerhas- tahğı ve zay ıflama rejimle- rinde tatlandırıcı olarak kullanılan oraanik bileşik. 6/ilkelbırsılah... Eskidıl- de su... Gelecek. 7/ Bir fil- min y a da telev izyon prog- ramının hazırlanmasıyîa ilgıli bılgılerı kapsayan bö- Iüm.8/Bıber... Vebahasta- lığına verılen bir başka ad. 9/Bırgıda maddesi... Eli- 8 sıkı. hasıs. Q YLKARIDA.N AŞAĞIVA: a I/Çev re ıle organizma arasındaki karşılıklı tepkıleri ıncele- yen bilım dalı. 2/ Düşük fiyatlı... Kısa ve kestirme yol. 3/ Şeker üretimınde billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan po- sa... Bır şeyı anımsamak ıçın yazılan kısa yazı. 4/ Büyük- lük. ırilik bakımından şaşılacak durumda olan şey. 5/Evren- sel alıcı olan kan grubu... 1949"da keşfedılen küçük bir ge- zegen. 6/Mızraplaçalınan. udabenzerbırçalgı... Uluslara- rası Tiyatro Enstıtüsü'nün simgesı. 7/ Dört Halıfenın so- nuncusu... Sayıları göstermek için kullanılan imlerden her biri. 8/Tekerleğin merkezınden çembenne kadar uzanan tel ya da ağaç çubukiardan her bın... Tümör. 9/"CinayetiGör- dünı". "Batan Güneş", "Kızıl Çöl" gibi fılmlerıyle ünlü Italyan yönetmen.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear