23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12E».Ü_199* PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE. OKTAY EKİNCI TJtacağ'ın yeşil yamaçlannda alçakgönüllü bir tarih ilgi bekliyor Cumabkızık artık ^dîrenemiyor' aki > terkdilniş ef*r *e zaman ka-şı •ek bal^nta sürdürâiklari dîreniş^rinte .artJv Kö\iin avakta Kalnıavı başarabilen evleri. özgün sokaklarla da birtik- te tarihsel bir verleşme kimliğini varınlara da taşımak istnorlar... Geçen yıl ya da önceki >ıl galiba Metin Sözen söylemişti "Ârtık bazı yerlere yeniden gitmek istemnorum: çünkü her gidişimde eski güzellikleri- ni daha da bozulmuş görüyorum" di- Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne- ği Fatih Şubesi'nın geçenlerde düzen- lediği MudamaveTrihegezisindeson durak olarak Cumalıkızık'a da uğra- mav ı önerdiğinıde. doğrusu Metın Sö- zen"in korktuğıınun bizim de başımı- za gelebıleceğini hiç düşünmemiştim. Benim bildiğim. Cumalıkızık'ın ül- kemizde "üzerine en çok titrenen" ta- rihsel yerleşmelerımizden biri oldıı- ğuvdu ÖrneğıntıpkıbırSaf'ranboluya da Muğla gibi. 1970'lerden bu yana saviMZ incelemeve. etkinliğe ve "ko- ruma projelerine" konu olmuştu. Yi- ne bırkaçına benim de katıldığım çok sav ıdakı toplantıda, hükümet \e >erel yönetim temsilcilerinin hemen tümii. bu kültür mirasına sahip çıkmava \e yardım etmeye söz \ermişlerdı. Bugü- ;ıe kadar Bursa'da söz ne zaman tarih . e kültürden açılsa mutlaka Cumalıkı- /ık'ın kurtanlmasıyla noktalanmıştı... İşte bu bılgi ve düşüneelerle ÇYDD üvelerini Cumalıkızık'a götürdüğüm- de. hemen tümü bu köv ü "ilk kez** gör- dükleri için vüksek bir ha\ ranlık du>- gusuna kapıldılar. Geç saatlere kadar avnlmak istemediler. Ne var kı çok de- ğıl. daha iki vıl öncesini de bildiğim- den. ÇYDD'nın artık bu iilkede güzel- liklerin vitirilmemesinı i.steven "unıut- lu üyelerine" durumu v ıne de pek bel- li etmedım... Dılerseniz burada bir parantez açıp bılmeyenler va da unutanlar içın önce Cumalıkızık'ı tanıtalım. Bursa'nınyanı başında ve l'ludağ'ın a nı eleneksel mimarlık kültürümüzün Osmanlı dönemine ait "köy uygarlığı bugünlere dek taşıyan Cumalıkızık hızla "çöküyor". Çünkü hemen tüm evleri ve sokakları özgün kimliğiyle korunagelen bu eşsiz mirasımız, yalnızlığm. ilgisizliğin ve "terk edilmişliğin" altında zamana karşı direnişini artık sürdüremiyor. zümrüt yeşilı eteklennde yer alan bu güzel köyün tarihi "700vıİ"öncesine uzanıvor. Söyleneelere göreOğuz boy- larından olan "Kızıklılar" daha önce- lerı Tokat yöresınde yaşamışlardı. 13. viizvılda bu bölgeye gelerek Karake- çıli Aşiretı'nekomşuolmakistemişler Ertuğrul Gazi de onlara L'ludağ'ın eteklerinde yerleşme izni vermiş ve hatta dostluğun güçlenmesi için de Kı- zıklı beyinin 7oğlu ile karakeçililerin n kızını kırk gün. kırk geee düğün der- nekle ev lendirmiş. Her bırine de güzel bir köv kurulmuş... Cumalıkızık. ışte bu şanslı damatlar- dan Cumalı Be\'in köyü. Avnı bölge- deki diğer "Kızık köyleri" ise Fethiye- kızık. Hamanılıkı/ık. Dallıkızık. Bayın- dırkızık. Derekızık v e Değirnıelikızık adlarını taşıvorlar. Bunlar arasında günümüzde en çok sevilenin vebilinenin Cumalıkızıkol- ması ise hiç kuşkusuz özgün sivil mi- nıari dokusunu ve tarihsel kimliğini en çok koruyabilen Kızık köyü olmasın- dan kaynaklanıvor. 1970'lere kadar Galata Grubu kövdeki tarihi hamamı imeceyle onardı: Bugüre dek birçok akademık çalışmava konu olan Cumalıkızık'ta ik kez bir "master tezi">apan mimaı Retayi Coşkun'du 1979'dakı bu öncü çabanın arJından 19,S0 vıiındaki Anıtlar \ üksek K.urulu"nuı v ine ilk "kentsel SİT" kararı geldi. Bunu izleven bır başka onemlı aşama da Nlimariar Odası'mn 1983'tekı Ağa Han Mimarlık Ödülleri kapsanında oğreneıler ı^ın düzenlediği "Cumalıkızık 2007" başlıklı fikirprojesi yanşmasıvJı. İlerleyen vıllarda da çeşıtlı kültür. sanat ve nrmarlık etkinlıklennde. özellikle Bursa Mimariar Odası ıle ^ıldırını Beledi\esiduvarlı kamuoyunun dikkatlerinı bu tarihsel köve ve güzelliklenne çektiler... Bu \ ıl da 5-16 Ağustos 1096 tcrihlerınde Cumalıkızı k v ıne benzer amaçlı bîr "yaz okulu"nu ağırlanıanın eoşkıısunu vaşadı. Mımarlar Odası'nea organize edilen çalışmava Yıldız ÜnıversiteM'nden \e Mımar Sinan Ünıversıtesi'nden Galata Grubu'nu oluşturan 15 mimarlık öğrencisi katıidı. Odanın Bursa Şubesı'nce derlenen rapora göre bu son çalışmanın öneekilere göre en önemli farkı. kövdeki "taribi hamamın onarılmasf" \e bövlece Cumalıkızıka ilk kez "somut bir katkının" vapılmış olmasıvdı. Çünkü. bugüne dek gerçekleşen hemen tüm "incelemeziyanetlerinde" sadece röleve. resim \e fotoğrafçalı^malanvla vetinilıvor, sonra da va$b • kö> vine "yalıuz" bırakılarak geri dönülü>ordu. Mımarlar Odası Bursa Şubesi'nın raporunda. Galata Grubu'nun vaz okulu günlerindeki "hamam onarımları™ şö> le özetleni>or: "Öğrenciler Recep L'sta'nın denetiminde çatı nıerteklerini, aşıkları \e kiremit altı tahtalarını >cnilediler. Külhan'm üstünü kapattılar. Halvet, sıcaklık. soğukluk \e so> unmalık mekânlannı kircçle badana >apıp aii^ap kapıları \e merdivenleri \crniklediler. Son olarak da soğukluğun üstündeki pencenelere camlarını taktılar..." Cumalıkızık halkı. vıllardan sonra bu **vefalı" Öğreneilere şımdı te^ekkür edivor. Elbette ki bu son yaz okulu çalışmasına bılgi ve deneyimleriyle katılan Prof. Dr. Necati İnceoğlu'na. öğretim ü>esi \ur Urfalıoğlu'na j l B k Yl K ğ Başkanı Yılmaz KuNumcn'ya da... Aeaba bu anlamlı \e özverilı çabalar. "asıl yetkilileri" artık uvaraeak mı? Cumalıkızık. "yalnızlığın çöküşünden" bir an önee kurtulabileçek "betonarme bina salguıına" uğrama- mış olmanın ^ansını yaşayan Cumalı- kızık. Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 1980 vılındaki H korutna" karanndan sonra da bu salgından "vasaklama'*sa- yesınde kurtulabildi. 'Mahalle' olmanın burukluğu Şimdi bu kısa bilgilendirmenin ar- dından yeniden Cumalıkızıka döne- lim ve '*sondurumuna'*birgözatalım. Sözü uzatmadan hemen belirtmeli- yım ki Cumalıkızık hızla "çöküyor". L'stelik imardan, apartmanlaşmak- tan. betonlaşmaktan ya da yağmadan ötürüdeğil. sadece "ilgisizlikten ve ba- kımsızlıktan'" elden gidiyor. Batı Anadolu'daki bu "tüm kültürel kökenleri ve özellikleriyle" Osmanlı dönemi si\ il mimari uygarlığını toplu- ca koruvan "tek örnek" konumunda- ki Cumalıkızık'ın vaşlı ve gururlu ev- leri. artık terk edilmişliğe. sahipsizli- ğe ve yalnızlığa ~da>anamıvorlarw . Yüzlerce yılın mimarlık sanatı biri- kımini hemen tüm detaylannda bir ta- nh ve estetik müzesi gibi yansıtan kül- tür varlıklanmız tekerteker "yıkıüyor- lar". Koca bir uv garlık. tüm zarifliğı v e duygu. beceri. yaratıcılık yüklü ınsan- cıl güzellikleriyle göz göre göre yok olupgidivor... Köv mej danındaki "dernek kah\e- sinde" muhtar ve diger kövlülerle ko- nuşurken buranın artık resmen "kö_\" bile degıl. "mahalle" olduğunu öğre- niyoruz. Bursa'nın Yıldınm Beledi>e- si'ne bağlanmıs. bu nedenle devletin "kö> hizmetlerinden"deyoksun bıra- kılmış. Bursa 'daki mimarlar ise Agâh Oktay Güner'in şu geçen kısa fakat "mahir" Kültür Bakanlığı döneminde üvelerı- ni dağıttığı "Koruma Kurulu'nun da aylardır yeniden toplanamadığını ve hiçbir karar alınamadığını söylüyor- lar. Yani Cumalıkızık. ne "köj" olarak devletten ilgigörüvornede "SİT" ola- rak yine dev letın ilgısini çekebilı>or. \Juhtara ve hâlâ güleç vüzlü olan köylülere. bütün bunlan yeniden yazıp bu ülkenin sahibi geçinenlere duyur- maya bir kez daha ^öz verdim. Çöken evlerın fotoğraflannı vine de onlara pek belli etmeden çektim. "Ah!...~ di- >e iç geçirdi. durumu fark eden bir ÇYDD üyesi genç arkadaşımız. Son- ra belki de hiç olmavacak bir dileğini söyledi; "Şu ülke>e bir başbakan geJ- *«««j»şLl<ortîilîi öden#ğini >t>k"»»lup gi- den kültür mirasını kurtarnıava harca- >acağını açıklasa ne olur?..." "Ne mi olur? İşte o zaman bu ülke yeniden Türkive" olur" diye vanıt veresim geldi... Devlet Opera ve Balesi Marmaris'te Kültür Serv isi - Ankara Dev let Opera v e Balesi. 1996 97 sezonunu turne etkinliklen ileaçıvor. •\le\simler-Serenaf baleleri ve •Carmina Burana' sahne kantatını 18-19 eylül tarıhlerınde ~" bın kişilik Marmaris Açıkhava Tıyatrosu'nda sergileyecek. 18 evlül çarsamba günü sergilenecek Mvaİdi'nin 'Mevsimler' ve Çayko\ski'nin 'Serenat" balelennı halyan koreograt Tuccio Riganosahneye ko\du. Orkestrav ı şet Antonio Pirolli"nin vöneteceğı \apıtın. dekor ve kostümlennı İsmailDede hazırladı. \ıvaldi"nin *Dört Mevsim'adlı eserinin baleye uvarlandığı vapıt; mev^imlerı kendine özgü danslar \e renklerle canlandınrken: Çaykov ski'nin •Ya>lı Çalgüar Serenadı" üzenne yapılmış •Serenat' balesi ise müzik ve dansla her insanın yaşadığı romantik. ne>eli. hüzünlü anları vansıtışor. •Me\sünler\e Serenat' balelerinde: Biken DaMitoglu. İpek İpin, Fahrettin Güven. Serhat Elifer, Hakan Odabaşı. Arzu Dirin. Armağan Da\ ran. \olkan Erso>. Elif Po>razoğlu. A\şe Fidanlık ve Bahri Gürcan rol alıvor. 19 evlül perşembe günü seslendirilecek Carl Orff'un 'Carmina Burana' >ahne kantatını şef Naci Özgüç yönetecek. Ankara Devlet Opera ve Balesi orkestra ve korosunun seslendireceği vapırta solist olarak soprano Nurdan Özar, tenor Ömer Yılmaz v e bariton Gökhan Akyüz yer alnor Bilet geiirleri kampanyaya bağıştanacak ^J Devlet Opera ve Balesi'nin opera. bale ve çoksesli müziğin en güzel örneklerinı genij se\irci kapasiteli açıkhava mekânlarında sergilenmesinin ve Marmaris'e sanatsal bir katkının amaçlandığı turne etkinliklerine 280 kişilik sanatçı ve teknik personel katılıyor. Marmans etkinliklen biletlerı. Cumhurij et Caddesi 4 C îçmeler- Marmaris ve Kemal Elgin Bulvan 35 6 Marmaris adreslerinde satışa sunulacak. Temsillerin bilet gelirlerinin birbölümü "Marmaris Yeşil Kalsın' kampanyasına bağışlanacak. Marmaris turnesine Marmans Beledıyesi. Öger Tur. Maps Halkla Ilişkiler ve Reklamcılık. Hotel Grand Azur. Tan Tur Turizm Sevahat ve TOBAV katkıda bulunuvor. Ankara Devlet Opera \e Balesi, 'Carmina Burana' üe 19 eylülde Marmaris Açıkhava tıyatrosu'nda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nden eylül konserleri Kültür Senisi- Sivil toplum örgütlerinden biri olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Dernegi (ÇYDD). 1996 v ılı başında başlattığı "2000'lerde Çağdaş Yapılanma' başhklı kampan>a kapsamında veralan çağdaş eğitim düzeninin yavgınlık kazanması ve çağdaş insan ve topluma ulaşılması vönünde vapılaeak çalışmalar için maddi destek sağlamak amacıvla etkinliklenne devamedivor. Bu etkinliklerden biri olan ve ÇYDD ile Türkive Çağdaş Yaşamı Destekleme Yakfi tarafından organize edilen 'E\lül Konseri' 19 e> lül perşembe günü saat 19 30'da Aya Irinı'de gerçekleştirilecek. Gecede arpıst Bülben Lz Hofmann bir arp resitalı ~unarken. Oda Müzığı Grubu da bir kon^er verecek. iki bölümden oluşaeak konser. 196ü'iı .ıllann tanınmış güzellik kraliçesi. sefire .e arp sanatçısı Bülben Vz Hofmann'ın ırp resitali ıle ba^lavacak. İk eğitimini İzmır Devlet ^onservatuvan'ııda alan sanatçı. sonraki ıllarda eğıtimine İstanbul konser\atuvan e \ivana Müzik \e Güzel Sanatlar )kulu"nda devam etti. Yükseköğrenimini ise Fransa'da tamamlayan Hofmann. 1964 - 70 yılları arasında İstanbul Senfoni Orkestarsı ve Operasf nda arpist olarak. 1976 - 78 yıllan arasında da İstanbul Türk MusıkİM Devlet Konservatuvan'nda öğretim görev hsı olarak bulundu. Şimdive kadar yurtdışında birçok başkentte konser veren sanatçı bu resıtalınde. M. Grandjanv. G.F. Handel. J.S. Bach. D.F. Godefroid. L.Spohr ve C. Salzedo'nun vapıtlanndan örnekler seslendirecek. Konserin ikinci bölümünde ise Berna Tuncer (v ıvola). L'lkii Koper (keman). Zeynep Yurdakul'dan ipıvano) kurulu Oda Miiziği Grubu G.F. Handel, R. Schumann ve J. Ha>dn'ın yapıtlanndan örnekleri sunacağı bir konser verecek. Bugüne kadar Türkive genelinde 60 şube açan ÇYDD, çalışmalannı ağırlıklı olarak eğitim alanında sürdürüvor. Öneelikli oîarak 1995 - 96 vılı içinde 2500 öğrenci\e burs veren dernek bu savıyı vüz binlere çıkarmayı hedefleven dernek. köv okullarına yapılan kitap vb vardımı yaygınlaştırarak tüm köylere yardım ulaştırma_\ı amaçlıvor. Çağlardan kopııp gelen gelenekleri, kendine özgü mimansi, doğası ve insanıyla bir mozaik... TürkiyemizTürkçe ve İngilizce olarak 4 ayda biryayımlanan Türkiyemiz'in 79. scıyısı. özgün araştırmalar, özgün yazılar. özgünfotoğmflarla yine dopdolu. yinepırılpınl!.. • Filiz Vııral "Anadolu'da ilkçağ mücevherformlart" • Sevescr Aksuy"Unutulmaya başlayan bir balk sanatımız: Camaltı resimleri" • Dt'Jiiz ) tıce - Anı üitler"Yaşadın mı büyükyaşayacaksın" • AİK'Uırd & Heioıse "Aksanat Prodühsiyon Tiyatrosu 'nda benzersiz bir sevda öyküsü" • Temııçin A\y>eıı "Kaş-Demreyolunda az bilinen iki Likya kentu lslhıda ve Trysa" • "Akbank Uluslararası Caz Festivali" s.ıtıs Vk:k^/3 \ksjn.ıt \kb.ink Vın.ıt Merkc/ı l unı \.ı/tLr l'urk^c \u lnKiiı/ce H\.lt: IıllliNlcl II 1 ıljık .ıhonu 2îfH««m. AKBANK ODAK NOKTASI AHMET CEMAL liyatro Tarihi, Nelerin Tarihidir? Geçen günlerde, Anadolu Üniversitesi Devlet Kon- servatuvarı Tiyatro Oyunculuğu Bölümü'nün özel seçmesınavları nedenıyle. bir hafta boyunca başka değerli sanatçılarla birlikte Erol Keskin'le de bera- ber olmanın mutluluğunu yaşadım. Bir akşam sohbeti sırasında, söz konservatuvar- lardaki tiyatro tarihi derslerine geldiğinde Sayın Erol Keskin şöyle dedi: "Efimde olsa, bu derslerın adını değiştirirdim, çünkü yalnızca tiyatronun tarihi diye bir şey olmaz: dersin adı örneğın sanat sosyolojisi olabilir, ya da sanat tarihi olabtiir, ama tek başına ti- yatro tarihi olmaz. Ne demek tek başına tiyatro ta- rihi?" Yılların deneyimiyle konuşan Erol Keskın'in bu söz- leri, beni çok düşündürdü. Bunun başlıca nedenle- rinden biri de sanırım dört yıla yakın bir süredir yu- karıda andığım kurumda verdiğim dünya tiyatro ta- rihi derslerinde uygulamaya ve oturtmaya çahştığım yöntemin bu sözlerle bir anlamda doğrulandığını his- setmem oldu. Bu dersleri vermeye başladığımdan bu yana, her dönemin tiyatrosundan söz ederken, da- ha doğrusu söz etmeye başlamazdan önce, o dö- nemin genel tarihsel panoramasını toplumsal geliş- meler doğrultusunda yansıtabilmek amacıyla verdi- ğim bilgilerin bir "tiyatro tarihi" dersinin geleneksel çerçevesini aşıp aşmadığını kendime çok sordum; ama her sorgulamanın ardından toplumla, toplum- sal gelişmelerle tiyatronun tanh boyunca sergilediği iç içeliğin bilincine bir kez daha varıp. yöntemimde direndim. Sayın Erol Keskin'ın sözlerınden de yansıdığı gibi, toplumsal temeli ihmal eden herhangi bir "sanat ta- rihi", birağacın özelliklerinı gövdeyi atlayıp dallann- dan başlayarak anlatmaktan farksızdır. Sanatın her dalı için geçerlı olan bu durum, insanı insana doğru- dan insan aracılığıyla anlatan tiyatro sanatı bağlamın- da belkı daha da özel bir anlam taşımaktadır. Diyelim ki tiyatro tarihinde konumuz, tragedyadır. Bilindiği üzere tragedya, antikçağ Yunan toplumunun ürünü olan bir türdür. Bu düzlemde işe hemen antik- çağın üç büyük tragedya yazarıyla Aiskhilos, Sop- hokles ve Euripides'le başlayıp bu yazarların elin- den çıkma tragedyalardan söz ederek konuyu nok- talamak, belkı geleneksel diye nitelendirebileceği- miz bir tiyatro tarihi dersi anlayışı açısından yeterli olabilir, ama bu kadanyla yetınmek, öğrencilerin ka- fasında örneğın ne "trajik kahraman"\n kim olduğu- nu, ne de Hırıstiyanlığın ortaya çıkmasıyla birlikte tra- gedyanın Rönesans dönemine kadar tarih sahnesın- den silinişinın nedenlerini aydınlığa kavuşturabile- cektir. Bu noktaların aydınlanması. ançak "yalnızca tiyatronun" tarihinin dışına çıkıp antikçağ Yunan dün- yasında Tanrı-kader- insan ilişkılerı üzerındedurmak- la. bunun için ta Homeros'a kadar uzanmakla ola- sıdır. Yine tragedyaların. yazılışlarının üzerinden 2500 yıl geçtikten sonra, güncelliklerini neden günümüz- de de koruyabildiklerini anlatabilmek için bunlarm kendizamanlarında neden "po//f/7c"olduklarını açık- İamak ve bunun için de o zamanki Yunan sıte toplu- mundaki yöneten-yönetılen ilişkileriyle. tek tek tra- gedya yazarlanrvın bu ilişkiler karşısındaki eleştirel tutumlarını irdelemek gerekecektir. Konu böyle ge- niş bir bağlamda ele alınmadığı takdirde ise öğrenci haklı olarak tragedyaların "bir kez yazılmış olduklan için" bugün de oynandıklarına inanabılecektir. Bütün bu söylenenler, tiyatronun yakın tarihi için de geçer- lidir. Örneğın bir Brecht'ın yeni içerikler için yepye- ni bir biçimi, epik tiyatroyu uygulamaya koymayı zo- runlu bulmasına karşın, bir Camus'nün varoluşçu- luk felsefesi doğrultusundaki tiyatrosuna -yeni içe- riklerine karşın- klasik dramatik biçimlerı yeterli gör- mesinin nedenlerini açıklayabilmek. ancak o dönem- deki Alman ve Fransız toplumlarının farklı siyasal ya- pılanmalan karşılaştırmalı olarak incelendiği takdir- de gerçekleştirilebilır. Genel olarak sanattan kaynaklanma bütün soru- ların yanıtlarını yine sanat alanında bulmaya çalış- mak, bizi ancak yakın akraba evlifiklerinden olma ki- mi çocuklarda görülen bozuklukları çağrıştıran çar- pık sonuçlara götürebilır. Toplumla olan kopmaz bağ- iarı gereği sanat çoğu açıklamalarını ancak sanatın toplumbilimi temeline oturtulabildiğı takdirde bul- maktadır. Sanatın ve tiyatronun tarihi bağlamında da sözünü ettiğimiz gereklilik. bundan başka bir şey de- ğildir. Gerçi yüzyılımızın başından bu yana yoğunluğunu giderek arttıran ve kimi zaman çok önemli bütünle- rin gözden kaçırılması gibi çok önemli bir sakıncayı da beraberinde getiren uzmanlaşma tutkusu, başka alanlar gibi tiyatro eğitimini de etkilemiştir. Tiyatro ta- rihi derslerinin çoğu.. kez "yalnızca tiyatronun tari- hiyle" sınırlandırılması. bu etkinin bir yansımasıdır. Ancak tiyatro eğitımi veren kurumların bu etkiyi ge- çersiz kılmaları, bunun ıçın tiyatronun tarıhını yazımı- zın başından beri belirtmeye çalıştığımız bütünlük içerisinde düşünmeleri ve tiyatro tarihi dersleri bağ- lamında bu bütünlüğü bir sistem olarak öngörmele- ri kanımızca bir zorunluluktur. 'Barış, Hemen Şimdi...' Kültür Servisi - Karikatürcüler Derneği'nin çıkardığı haber bülteni, evlül ayında "Banş Özel Sayısı' olarak yayımlandı. A>da bir kez vavımlanan bültende 'Banş Hemen Şimdi' çağnsı kapsamında Alı L'lvi Ersoy. Ahmet Erkanlı. Aşkın Avrancıoğlu. Kostas Mitropoulos. Cumhur Gazioğlu. Mustafa Bilgin. Hüseyin Çakmak, Turhan Seîçuk. H. Ibrahim Özean. Bosc. Engin Selçuk. Değer Iskender. Altan Özeskeci. Tan Oral. Ahmet Erkanlı. Yüksel Can gıbı çızerlerin karikatürlerine ver verilmiş. 'Hemen şimdi barış dolu bir ülke ve dünya istivoruz" sloganıvla hazırlanan bültende Orhan Veli. Bons \'ian. Nâzım Hikmet ve Brecht'in şiirleri. A. Başer Kafaoğlu ve Dr İhsan Ünlüer'in vazılan ver alıvor. BUGLN BEKSAY etkinliklen kapsamında saat 18.00'de Costa Gavras'ın 'Kaup'adjı fılmi ııösterilecek. EN RENSEL KÜLTÜR MERKTEZİ nde saat 19 00 da Costa Gavras'ın 'Sıkı\önetim'adlı filmi eösteriliyor. BEYOĞLL SİNEMASI \AZŞENLİĞİ kapsamında "lfnderground"adlı film izlenebılır. AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.00'de laser-dise'ten American BalletTheatre'ın tıösterisı ızlenebilir. SAHAF CAFE KLLTÜR \fERKEZİ nde saat 18.30'da ŞiirSe\dalılarıŞiirleriniOkuvorlar, saat 19.30'da ise İlhamı Mısırlıoglu'nun hazırladığı müzik sohbeti yer alıvor. İFSAK'ta saat" 19.00 ve 20.00'de Se\'diye Kurucu'nun "Denemeler" başlıklı dia gösterisı veralıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear