29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 AĞUSTOS 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 HAYVANLAR ISMAIL CILGEÇ tatefnrt: http://www.pfawt.CMB.tr/Xn Befctroak postc Denh.Som@pkroet.com.tr Tefc 0.212.512 05 05 Fgfcs: 0.2) 2.5)2 44 97 Tanmsal tabular, kültürel bHmecelerolumbia Üniversıtesi'nden antropolog Marvin Harris, sı- nıfta öğrencilere ineklerin ke- silmesine ilişkin Hint tabusu- nun ussal bir açıklaması bulunduğuna inandırma çabalarını bitirmiş; akla ge- lebilecek her karşı çıkışı önlemiş oldu- ğundan kuşku duymadan, "Sorusu olan var mı?" diye sorduğunda bır genç elini kaldırmış: - Peki ama Yahudilerin domuz hak- kındaki tabusuna ne demeli? Harris'in "Inekler, Domuzlar, Savaş- lar ve Cadılar" ya da kısaca "Kültür Bil- meceleri"nı M. Fatih Gümüş, dilimıze çevirmiş... Imge'nin yayımladığı kıtapta Harris, insan davranışı konusunda akılları ka- rıştıran sorulara yanıt ararken, bir top- lumun davranışı ne denli garip görü- nürse görünsün onu yaratan kaynak- ların mutlaka bulunup açıklanabilece- ğini göstermeye çalışıyor. Zor bir uğraş: "Bir kaç ay sonra gerek Yahudilerin gerekse Müslümanların domuzdan ne- den tiksındiklerini açıklamayı amaçla- yan bir araştırmayı yapmaya başladım. Bir grup meslektaş üzerinde görüşle- rimin etkısinı sınama hazırlığım yakla- şık bir yılımı aldı. Konuşmamı bitirmem üzerine Güney Amerikalı Kızılderililer konusunda bir uzman olan arkadaşım dedı ki: - Peki ama geyik eti hakkında Tapi- rape tabusuna ne demeli?" Harrıs. "kültür bılmeceleri"ni çözme- ye çalışırken şu "anahtar"ı kullanıyor: "Eğer bir bulmacanın bir yanıtı bu- lunduğuna inanmazsanız o yanıtı asla bulamazsınız." Şöyle sürdürüyor görüşünü: "Değişık kültür modellerini açıkla- mak için biz ınsan yaşamının hepten rastlantısal ya da düzensiz olmadığını kabul ederek işe başlamalıyız. Eğer bu- nu kabul etmezsek, hiç sırrına erilmez bir adet ya da kurumla karşılaşıldığın- da hemen pes etme eğilimi dayanıl- maz hale gelir. Yıllar sonra bulduğum gerçek şudur: Başkalarının savına göre tümüyle anlaşılmaz olan yaşam biçimlerinin as- lında kesin ve kolay anlaşılır nedenleri vardı. Bu nedenlerin böylesine uzun birsü- re gözardı edilmesinin temel gerekçe- sı herkesin 'yanıtı yalnızca Tann bilir 1 inancına bağlanmış olmasıydı." Yalnızca inek, domuz, geyik değil... Akbabalar, yırtıcı kuşlar, yılanlar, sal- yangozlar, kabuklu deniz hayvanları, pulsuz balıklar da çeşitli inançlarda tanrısal yasaklar kapsamına giriyor... Harris de bunların nedenini bulmak için "bilmeceler"in peşinedüşüyor... SESSfZ SEDASIZ NVRÎKVRTCEBE Çayağzı N oel Baba'nın memteketi Demre'de tarikatlann devlet eliyle nasıl serpilip gelişmeye başladığını yazmış; yeni adıyla Kale ilçesinin kaymakamı Adnan Kayık'ın da, olup bitene sessiz kaldığından söz etmiştik... Meğer hiç de "sessiz" değilmiş! Bay kaymakam, Demre'de içkili lokantalara el atmış... Yetmemiş, Demre çayının denize döküldüğü; mavi yolculuğa çıkan teknelerin uğrak yeri; Kekova, Kaleköy ve Üçağız'a günübiriik tekne turiarının düzenlendiği; bir kilometrelik kumsalına karşın ünü uluslararası boyuta taşmış; antik Andriake kenti kalıntılarının da bulunduğu Çayazı'ndaki lokantalarda bira satışını yasaklamış... Afferin ona! Kısa zamanda Erbakan'ın gözüne girer Antalya'ya vali olur inşallah! Mert Alı Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Anının manısi olmaz. Köroğlu'nun heykeli alnı secdeye değmediği için yapıldı! • nşaat yüksek mühendisi Galip Büyükyıldınm Bolu'ya gitmiştı... Kenti gezerken yolu belediyenin önündeki Köroğlu Anrtı'na düş- tü... Köroğlu, şaha kalkmış atının üze- rinde. elindeki bağlamayı havaya kal- dırmış; kaidenın ön yüzünde yazdığı gibı "Benden selam olsun Bolu Be- yi'ne" diyor... Öteki yüzünde ise "Tü- fek icat oldu mertlik bozuldu" diye ses- leniyor: "Anıtın bir kartpostalını satın almak istedim. Çevreme bakındım, koca meydanda kartpostal satan bir yergö- remedim. Biraz ötede bir işhanının gi- rişindeki kitapçıya sordum. Sakallı dükkân sahibi: - Artık satmıyoruz, dedi. - Neden, dedim. - Amerikancılar icat oldu, bızden re- sim kaimadı... Göl resmi satardım, şim-" di önüne ikı tane mayolu kız koymuş- lar; caminın resmini satardım, yanında şu heykel görünüyor... - Ben de o heykelin resmini anyorum. - Kimmiş o, ne yapacaksın sen onun resmini? - Köroğlu. Bolu deyince Köroğlu ak- la... - Kimmiş Köroğlu! Eşkıyadır o eşkı- ya! Bak hiç okumamışsın. Ben oku- dum, kervan. adam soyarmış... O biz- den değildir. Alnı bir kere bile secdeye degmemiştir. Onun için putunu yapı- yorlar. Bak, alnı secde görenlerin putu var mı hiç? Dükkândan çıktım, çevreyi biraz da- ha araştırdım. Bolu'da Köroğlu Anıtı'nın kartposta- lını bulamadım." Ünifopmalı polisler 'görev' başında A j Cihan Demirci 'den -pj L A F O R I Z M A L A K Nasreddın Hoca gen\e torunlan bız mızahçılan bıraktı. Necmettin Hoca ıse bızi sadece GERİYEbırakacak' ydın-izmir karayolu... Alman vatandaşı Gundolf ve Suna Günter çifti yol kenarındaki lokantalardan birinde mola veriyor... Yanlannda köpekleri olduğu için, başkalarını rahatsız etmemek için tenha bir yere oturuyorlar... Suna Günter, tuvalete gidip döndü- ğünde eşi Gundolf Günter, Almanca konuşuyor: - Arkada bak... Suna Günter, arka masada ünifor- malı üç polisin oturduğunu görüyor. Şapkalarını masaya koymuşlar; önle- rinde rakı. Içiyorlar ve aralarında argo dolu bir konuşma sürüyor. Günter çifti, mola bitiminde hesabı ödemek üzere kasaya gittiğinde Suna Günter, kasadaki mal sahibiyle küçük bir sohbete giriyor ve polislerin görev- de olduklannı öğreniyor. Gundolf Günter, görev sırasında po- lislerin içki içmesine şaşırıyor ve lokan- tanın sahibine bu olayı yetkililere haber verip vermediğini sonjyor: "Onlar benim arkadaşım, hep gelir- ler... Yanlarında telsiz var, bir şey olur- sagiderier..." bızdıklar/ kadir cengiz Japonya gezisinin çok özel konuğu uçakta namaz kılarak Japon- ya'ya Türkevi'nin açılışına gi- den kafılenin en "mesut" kişi- si, kuşkusuz Kültür Bakanlı- ğı'nın ilk ve tüm dönemlerin yegâne Güzel Sanatlar Genel Müdürü Meh- metÖzelolmalı...Çünkü, karısı hiç bir görevı olmadığı halde yanındaydı... Başlangıçtaki protokola göre, Tür- kevi'nin bahçesine dikilecek Atatürk heykelinin Tokyo'ya nakil ücretini Ja- ponlar karşılayacaktı. Ne olduysa bu parayı Kültür Bakan- lığı ödedi... Sonra da Mehmet Özel'in eşıni Tür- kevi'nin açılışı için Japon şirketi davet etti. Davete icabet nezaket gereği oldu- ğundan Mehmet Özel'in eşı de kendı- ni Japonya'da buluverdi! Uçakta namaz kılındığının bile farkı- na varmayan eienseden sorumlu Kül- tür Bakanı ismail Kahraman acaba bu "özel davef'in farkında mı? Otel müşterisine hizmet için gürültü G eçen hafta sonunu Yeşil- köy'de Polat Renaissance Otel'de geçirdi Davran çifti... 1 Amaçlan cumartesi ve pazar "şöyle bir" dinlenmekti... Beşyıldızlı bir otelde yaşadıkları iki olay, haftaya yor- gun başlamalarına neden oldu... Cumartesi havuzbaşında güneşle- nirken, ustalar işbaşı yaptı ve bir tadi- lat çalışması başladı... Gürültü giderek artınca otel yönettcilerini uyarmak ge- rekti... Uyardılar ve şu yanıtı aldılar: - Size daha iyi hizmet verebilmek için maalesef bu gürültüyü çekeceksiniz! Pazar akşamı otelde düğün vardı... Konuklar arasında Istanbul Valisi de bu/unuyordu. Saat geceyarısını geçti ve düğünün gürültüsü odanın içinde yankılanıyordu... Otelin gece müdürü- nü aradılar... Yanıt: - Maalesef Vali Bey var: olmasaydı müdahale edecektik ama... Parti kasasından çalınan paralar B ir fıkraya ne dersiniz? Mussolini nin büyük oğlu, günah çıkartmak için papaza gitmiş: - Muhterem peder, partının kasasından 1 milyon liret çalmıştım; günahımı itiraf edıyorum. Papaz: - Çok fena oğlum. Kaferetini ödemek için San Pietro meydanının çervesinde otuz kere koşmalısın. Bir süre sonra Mussolini'nin küçük oğiu papazın karşısındaymış: - Muhterem peder, partinin / kasasından 10 milyon liret çaldığımı itiraf ediyorum. Papaz: - Büyük günah işlemışsin. Hem de ağabeyinden 10 kat fazla. O, San Pietro meydanının çevresınde 30 kere koşacaktı, sen 300 kere koşmalısın. Bir gün Mussolini oğullarıyla oturmuş konuşurken bir sıkıntısından söz etmiş: - Çok günahım var. Gidip günah çıkartsam fena olmayacak... Küçük oğlu: - Baba, daha önce bir motosiklet alsan fena olmaz. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK ÇİZGİLİK KÎMtL MASARACI GADDAR DAVLT \URI KLRTCEBE cnjyuvöR MUSUMUZ? CEVAP VOK . KONTROt. MERKEZİVLE BAâLANTI KURAAAAPAN B CNKÜÇİJK BiP t$ BI'LE BULUT BEBEK landtk! Yaltanları MIRMIRLAR N£ KAbAR ÇoK ARA- '••6ENİMLE İIJ6İL£- KADAR < NİHA- İMLE \[£i- TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARHCAS ENV£R PAŞA 'NIN SOMU... DÜeÜLOü. OSA4ANLI O6H£ri'viMT.OUHYA SAKAÇIH- OAN YENİK ÇJKKiASl ÜZ£BW£ AIMAUYA'YA tO4ÇAN ENI/BR PAŞA OAHA SONRA ÜUSYA'yA SİTMİŞri. 8AZI AVOATICI 8İLGtL£R£ İNANARAK TURKİSTAN'PA BıR >i$Tİ- TOPLA- MASlNA KARŞ/H, SOVYETISR 3OL6£y£ /*&*£/? YOLLLJYOGIABO/- SOA/O/VOA, OOĞU 7XJR- kismN'DA MğL/K 8iR Yoeepe S/K/S- T/K/LAU EMVBGPAŞA, K/UALI TÜPEK ATEfr'ME YALIN-KIUÇ SALD/RIRlCEN YA$A- MINOAN OLÛU!..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear