25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30AĞUSTOS1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 1994 ve 1995 yıllannda sadece anaparaya faiz işleten hükümetler, nemayı bedava kaynak olarak kullandılar Zorunhı tasamıfta aldafmacaESRA VENER AJVKARA- Çalışanlann maaş ve ücretlenne uygulanan zorunlu tasarruf nemalannm. hak sahiplerinin büyük kayba uğramalanna neden olan bir uygulamayla. faizlendirilmeden Uıtulduğu öğrenildi. Böylece. 1994 başında 1 yıl faize yatınlan birikimin yılsonunda alınan neması. 1995'de faiz uygulanan toplama dahil edilmedi. Hazine'nin. zorunlu tasarufa teşvik hesabmda bulunan 428 trilyon liralık ana para ve nema toplamını ancak 1997 Mart ayından sonra. ayda en fazla 50 trilyon liralık taksitler halinde Ödeyebileceğini hükümete bıldirdiği öğrenildi. REFAHYOL'un ücret ve maaşlardan yapılan zorunlu tasarruf kesintisinin kaldınlması uygulaması. çalışana ek gelir sağlama gerekçesine dayandınlmasına karşın: sadece Hazine ve işvereni kurtardı. Hükümetin, çalışanlann zorunlu tasarrufu teşvik hesabında bulunan 428 trilyon liralık birikimine el koyarak, Hazine'ye bugüne kadar borçlanarak kullandıgı kaynakları gerçek değeri üzerinden geri vermeme olanağı tanidığı; işverenin de calışan için iicretlerin yüzde 3"ü oranında prim yatırma zorunluluğundan kurtulduğuna dikkat çekildi. Çalışanlann ücretinden son 6 yıldır yapılan kesintiler ise gaspedildi. Çalışanlann birikimlerinin nasıl ödeneceği konusunda halen bir açıklama yapılmazken. zorunlu tasarrufa teş\ik hesabında 1994 ve 1995 yılında yalnızca ana paralann faize verildiği. nemalara faiz uygulanmadığı ögrenildi. Bunagöre, 1994 yılında 1 yıl vadeli devlet kâğıdına yatırılan birikimin 1995 başında alınan neması. o yıl faize yatınlan toplama dahil edilmedi. 1995 yılında yalnızca 1994 başındaki birikim yeniden faizde değerlendirildi. 1994 ve 1995 yılı ortalama faizoranlan dikkate alınarak yapılan hesaplamava göre, 1994 başında hesapta 100 milyon lirası biriken bir çalışanın parası. yıîlık yüzde 118 oranında faizle yılsonunda 218 milyon liraya yükseldi. Ancak 1995 yılında da yıllık ortalama yüzde 108 oranında olan faize yine 100 milyon lira yatınldı. 1995 sonunda da bu miktar 208 milyon liraya yükseldi. Çalışanın 1994 yıfındaki 100 milyon lirası bu uygulamayla 1995 sonunda 426 milyon lira oldu. Ancak, bankalann uyguladığı olağan işlemle nemaların da ikinci yılın faizine katılması gerekiyordu. Bu durumda, çalışanın 1994 yılındaki 100 milyon lirası 1995 sonunda 671 milyon lira olacakrı. Bu faizoyunuyla 100 milyon liralık birikimi olan birçalışan 2 yılda 245 milyon lira zarar ettirildi. Bankalara. iç borçlanması sırasında yıllık ortalama yüzde 130 oranında faiz veren Hazine'nin zorunlu tasarruf hesabındaki birikimi. bu yıl şubat ayında da 1 yıl vadeli vıllık yüzde 30 oranında faizli kâğıtlar karşılığında bloke ettiği ögrenildi. Hazine'nin de hükümete. hesaptaki paralann Şubat 1997'ye kadar devlet kâgıdında bloke edildiğini bildirdiği. geri ödemelerin ancak bu dönemden itibaren yapılabileceğini kaydettiği öğrenildi. Hesaptaki paraya karşılık nakit bulunmadığını ve birikimin iç borçlanmayla karşılanaeağını belirten Hazine'nin, hükümete. çalışanlara zorunlu tasarruf kesintilerinin ancak gelecek yıl mart ayından itibaren ve ayda en fazla 50 trilyon liralık bölümler halinde ödenebilecegini bildirdiği öğrenildi. Türk-İş ve Hak-lş hükümeti bekleme eğilimine girerken DÎSK ve KESK tepkili Sendikalar ayrı telden çaldıGUISEŞGURSON AJNKARA- REFAHYOL hüküme- tinin zorunlu tasarruf kesintilerini. "öde- me planına bağlanıadan" durdurması. işçi ve memur sendikalanndaki tepki- nin tırmanmasına yol açtı. Başbakan Necmettin Erbakan'ın. ge- ri ödemeleri "birlikte takvime bağla- nw" garantisi verdiği Türk-lş ve Hak- lş konfederasyonlan, hükümetin çalış- masını "bekleme" eğilimine girerken: DİSK ve Kamu Emekçileri Sendikala- n Konfederasyonu (K.ESK). eylem ya- parak "hak gaspını önleme" görüşünü benımsedi. Türk-lş ve Hak-lş, daha önce aldık- lan karar uyarınca. bugün KKTC'de Başkanlar Kurulu toplantısı yapacaklar. Bu toplantılarda, zorunlu tasarruf ne- malannın geri ödenmesi sorununun ya- nı sıra 1997 yılında bağıtlanacak kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde izlene- cek yöntemlerin belirlenecegi kayde- dildi. Türk Harb-Iş Sendikası Genel Baş- kanı İzzetÇetin ile Petrol-Iş Sendikası Cenel Başkanı Ba> ram V ıldınm da dün. "Zorunlu tasamıfsoygununakarşusen- dikalann ortakeylemi zorunludur" yo- lunda yazılı açıklama yaptılar. Ortak imzalı açıklamada, kesintilerin ödeme planına bağlanmadan durdurulması "sojgun" di\e nitelendirilerek. "Süre- cin bu aşamalara gelmesinden sonım- Zonınlu tasarnıfta eylem birliği çabalan kısa sürdü. lu olan,yalnızca işçhe sendika düşman- lığı kanıtianmış Başbakan Yardımcısı Tansu Çıller değil, kutsal değerleri sü- rekli »urgulayan, adillikten, haktan söz eden Başbakan Necmettin Erbakan'dır. Bu açıksoygunun engeUenmçsirçin.rüm sendikal örgütlerinyoğun birey İemlilik sürecine girmesi zorunlu \e kaçınılmaz- dır. Bu eylemlilik, işçi hareketinin hak- lannı sahiplenmesinin tarihsel bir sına- \ı olacaktır" denildi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Bal da KESK'in bu hafta sonunda fstan- bul'da. eylem takvimi belirlemek için toplanacagını söyledi. Bal. oluşturula- cak eylem planının. işçi sendikalanna öneri olarak götürüleceğini. kabul edil- memesi durumunda memurlann eylem- leri yaşama geçirecegini vurguladı. Türk-lş. 1994'tenemalannödenme- sini öngören Yüksek Planlama Kurulu (YPK) tebliğinin yayımlanması üzeri- ne. üyelerine "Zorunlu tasarrufkesin- tâerinigerialmayışûnddikerteteyin" çağ- nsı yapmıştı. Türk-lş Hukukçular Ku- rulu, tasarruf kesintilerinin yalnızca iş- çi ücretlerinden kesilen bölümünün ge- ri ödenmesinın "anayasaya a>kın" ol- duğu gerekçesıyle hukuksal girişimde bulunulması, bu süreçte de kesintilenn alınmaması görüşünü benimsemişti. Türk-lş Genel Başkanı Ba>ram Me- ral \e Genel Mali Sekreteri EnverTo- çoğlu tarafından teşkilata genelge gön- derilerek. 3417sayılı yasanın bazı mad- delerinin degiştirilmesi gerektigini bil- dirmişti. Genelgede. "Türk-İş,3417sa- >ıiı yasanın başta 6. maddesinin 3 \e 4 nolu bentleri olmak üzerv, bazı madde- k'rinin. işçiler ve diğer çalışanlar yara- nna sonuç verecekbiçimdedegiştirilme- si için ga> ret gösterilmesi gerektiği gö- rüşündedir" denilmişti. Konfederas- yonda. bu tebligin çıkarlmasına esas olan 3417 sayılı yasanın degiştirilmesi yolunda girişimlerde bulunulması gö- rüşü benimsenmişti. Ancak, Türk-lş. bugüne kadar, bu konuda hukuki birgi- rişimdebulunmadı. Hak-Iş'ten teşekkür Hak-lş Konfederasyonu Genel Baş- kanı Salim Uslu. Başbakan Necmettin Erbakan ile yaptıgı görüşmede. kesin- tilerin durdurulmasından memnun ol- duklannı vurguladı. Hükümete. kesin- tileri durdurmasından dolayı teşekkür eden Uslu. "54. cumhuriyet hükümeri- nin uygulamalan, kamuo>unda büyük sempati ıı\andırmaktadır" dedi. Özgürlük \e Daşanişma Partisi (ÖDP) Geneî Başkanı l'fuk L'ras da yaptıgı yazılı açıklamada. iptalle birlikte emekçilerin428triKon lira;>ının hukuken gaspedildiğini belirterek "Sivasıiktidar. savaşa, ranti>elere. gizli ödemelere harcanarak gerçekleştirilmiş olan fiili gaspa, şimdi hukuksal kılıf buldu" açıklamasını yaptı. Turizm ; sektörüne 6 tele-vaat' Ekonomi Seı-\isi - Turizm Bakanı Bahattin Yücel, turizm sektöriinün ge- lişmesini engelleyen tüm yasal engel- leri kaldırmayı vaatettı. Turistik Otel- ciler ve Işletmeciler Birligi'nin (TU- ROB) düzenledigi geleneksel yemekli toplantıya telefon bağlantısı ile katılan Turizm Bakanı Yücel. turizm sektörü- nün daha çok gelişmesi ve sektörde kar- şılaşılan bazı yasal engellerin kaldınl- ması için çalışacaklannı belirrti. 21. yüzyıla girerken turistik yatak sa- yısının 1 milyonu. otel sayısının 200 bini aşmasını hedeflediklerini açıklayan Yücel. mevcut havaalanlannın gelişti- rilmesi gerektigini söyledi. Turizm sek- töründe hedeflere ulaşmanın sektörel kuruluşlann başansına baglı oldugunu dile getiren Yücel. Turizm Bakanlıgı tarafından yürütülen birçok faaliyetin sektör temsilcisi kuruluşlara devredil- mesinden yana oldugunu ifade etti. TUROB Başkanı AliGürelide turiz- min insanlar arasına gelişen ve yakın- laşmayı sağlayan bir endüstri oldugu- nu vurgulayarak. birligin yaptıgı çalış- malardan söz eni. 19 eylülde "Türkiye Otelciler ve İşletmecüer Biıiiği Balosû" ile geleneksel "AltınAnahtarÖdülTö- reni"nin yapılacağını belirten Güreli. on- dan önce de 5 eylül tarihinde Lütfı Kır- dar Kongre Şalonu'nun resmi açılışmın gerçekleştirileceğini bildirdi. ANAP hesap sormaya hazırlanıyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - ANAP. "tasamıfiı teşvik fo- nu" hesabındaki ABD Dolan "na endeksli özel tahvile çevrili pa- ranın. düşük kurdan bozdurula- rak 80 trilyon lira zarar meydana getirilmesi ıddiasından sorumlu tuttugu dönemin Başbakanı. DYP Genel Başkanı. Başbakan Yardımcısı Tansu Çillerhakkında Mec- lis soruşturması açılmasını istevecek. ANAP Grup Başkanvekili Cumhur Ersümer. dün düzenledigi basın toplantısında. hükümetin siyaseten kendini desteklemeyen kesimleri. bazı uy- gulamalarla kendini desteklemeye zorunlu hale getirmeye çalıştığını ileri sürdü. Hükümetin. pro- mosyon yasası ile basını. bedelsiz ithalatla sana- yicileri dize getirmeyi amaçladığını savunan Er- sümer. zorunlu tasarruf kesintilerinin. anapara ve nemalann nasıl geri ödeneceğine ilişkin birdüzen- leme öngörmeden durdurulmasını eleştirdi. Bu ko- nuda. komisyonlarda ve genel kurulda gösterdik- leri çabalann sonuçsuz kaldığını anlatan Ersümer. Cumhurbaşkanı Demirel'in onaylaması durumun- da yasayı Anayasa Mahkemesı'ne götürecekleri- ni bildirdi. Ersümer. şöyle dedi: "Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde Yük- sek Planlama Kurulu, 11 Şubat 1994 tarihli kara- n>la. tasarrufu teşvik hesabından ABD Dolan'na endeksli özel tah\ile çe\ rilen ka\ nakların, 4. ne- malann ödenmesi için Türk Lirası'na çe\rilmesi ön- görülmüştür. Ancak tah\iller 31 Aralık 1993'teki kur üzerinden Türk Lirası'na çe\ rilmiştir. ISema- nın ödendiği tarihte kur 40 bin iira iken 14 bin li- radan bozdurularak yaklaşık80 trilyon lira buhar- laştınlmıştır. Bunun hesabını soracağız." 94 krizi sanayiciye ders oldu İSO'nun araştırmasına göre 500 büyük sanayi kuruluşunun toplam varlıklannda borç oranı düşerken özsermayelerinde artış gözlendi ve bu sayede mali yapıları güçlenmiş oldu Firmalann Mali Yapısıi 500 BÜYÜK FİRMA Kısa Vadeli Borçlar 1988 36.39 1989 34.11 1990 36.44 1991 42.61 1992 42.50 1993 43.98 1994 43.66 1995 39.87 Uzun Vadeli Borçlar 24.29 21.39 20.95 23 0" 22.27 23.73 20.52 16.57 Toplam Borçlar 60.68 55.49 57.39 65.62 64.77 67.71 64.18 56.44 Oz Sermaye 29.50 35.14 33.76 27.50 27.16 22.78 24.85 30.13 Bılanço Kân (V.O.) 9.82 9.37 8.85 6.88 8.07 9.51 10 97 13 43 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 ÖZEL FİRMALAB 1988 1989 Î99Ö Î99İ 1992 1993 1994 1995 Kısa Vadeli Borçlar 43.97 40.51 39.50 42.8-^ 43.44 40.26 39.77 41.78 Uzun Vadeli Borçlar Toplam Borçlar Öz Sermaye 11.7316.14 14.90 16.16 16.83 14.97 60.11 55.41 55.66 59.67 58.41 „....„ ~ 26.42 31.39 31.02 30.13 28.43 22.91 27.76 30.69 21.03 15.88 61.29 55.65 53.51 Bilanço Kârı (V.O.) 13.37 13.20 13.32 10.20 13.16 15.80 16.59 15.80 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 KAMU FİRMALARI 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 Kısa Vadeli Borçlar 31.61 29.62 34.08 42.41 41.68 47.68 47.36 37.45 Uzun Vadeli Borçlar 30.00 25.93 24.63 28.14 28.62 26.42 24.93 22.70 Toplam Borçlar 61.61 55.55 58.71 70.56 70.30 74.10 72.29 60.15 Ûz Sermaye 30.88 37.77 35.87 25.32 26.06 22.65 22.09 29.42 Bıianço Kân (V.O.) 7.51 6.68 5.42 4.12 3.64 3.25 5.62 10.43 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 EkonomiServisi-1994 krizinde, mali ya- ken dış kay naklarda artişın devam etmedi- pılanndaki bozukluklar ve yüksek borç yü- kü ile üretimlerinde büyük düşüş yaşayan sanayi firmalan. 1995 'te, dış kaynaklara ba- ğımiılıklannı azaltarak. özsermayelerini güçlendirme yoluna gitti. Istanbul Sanayi Ödası'nın yayımladığı "Türkiye'nin 5Ö0 Büyük Sanavi Kuruluşu" adlı çalışmada. 1995 vılında hem özel sektörde. hem ka- muda mali yapıda iyileşme yaşandığı bil- dirildi. 1995 "te genel satışlarda ve katma değer- de toplamda artış sağlandığı kavdedilen ISO çal ışması nda. "Yaratılan kârda da ar- tış sağlandığı ve özserma\enin bü\üdüğü. dış kaynakların pavının küçüldüğü. mali >apıdadiizelme>aşandığıgöriilmektedir" denildi. 1990'dan beri ekonomideki reses- yona bağlı olarak işyerlerinin mali yapıla- rının büyük ölçüde bozulmuş olduğuna dikkat çekilen çalışmada. şu göriişlere yer \erildi: " 1990'dan sonra işyerlerinin toplam kay- nakian içinde dış kaynakların (borçlann) pa\ ında önemli bir artış görüldü. Mali ya- pıdaki bu bozulmayı 500 büyük fiımada da gördük. 1993 yılına kadar, özellikle kısa \adcli borçiarda bü> ük arbş görüldü. 1994 'te üretim hacminde önemli bir düşüş yaşan- dı. > aratılan ka> naklarda gerileme görülür- ği görüldü. \üksek faizli krediler, işjerleri- ni iirkiittü. İşyerleri küçülerek, toplam borç- larında ufak da olsa bir gerileme gerçekleş- tirdiler. 1995 yılına gelince. 1994"e göre üre- tim hacminde önemli bir artış > aşandı. (>zt+- likle imalat sanay ii kesiminde i\ i bir perfor- mansgörüldü. Bunun sonucu ojarak 500 bü- yükfirmanın mali\apısındada nispi birivi- İeşme görüldü. 5Ö0 büyük firmada mali ka> naklarda borçlanmanın payı, yüzde 64.18'den yüzde 56.44'e kadar geriledi." tSO'nun çalışmasında. 1994 yılındaya- şanan darboğazı küçülerek düzeltme yolu- na giden firmalann 1995'te "geçici olduğu görülen iyTJeşme" sonucu mali yapılannı güç- lendırmeye yöneldiklerine dikkat çekilerek şö> le denildi: "Özel firmalann mali yapı- larında, variık finansmanlarında toplam borçlarınınpavının yüzde53.51 olduğugö- rülüyor. Bu, 1987 yılından bu yana en kü- çük orandır. Kamu kurumlannda da bu oranın yüzde 72J9'dan yüzde 60.15' geri- lediği gözüküyor." Firmalann toplam varlıklan içinde top- lam borç ve kısa süreli borç oranmın da kü- çüldügüne yer \erilen çalışmada, toplam var- lıklar içinde öz sermayede gözlenen artı- şın da mali yapıda görülen iyileşmeye ışa- ret ettiği \urgulandı. ÇIFTÇI DOSTU / SADLILLAH usunt Şekerde zam beklentisi stokçunun işine yarayacak Ç ok büyük bir aksilik olmadıkça, bu yıl şeker sıkıntısı çekilmeye- cek. Trakya, Marmara ve Sa- karya bölgelerinde pancar ve- rimi düşük olduğu halde, Orta ve Do- ğu Anadolu'da çok yüksek bir rekolte bekleniyor. Hele Amasya, Konya ve Kayseri gibi Pankobirfik'e bağlı fabri- kalann bulunduğu yörelerde ürunlerden neredeyse şekerfışkıracak. Bu neden- le rekolte tahminleri bir milyon 900 bin ton ile 2 milyon ton arasında değtşiyorî.. Ayrıca, şeker şirketinin depolarında 250 bin tona yakın şeker var. Tücca- nn stoklarında da 100 bin tonun üstün- de şeker bulunduğu ileri sürülüyor. Şe- ker üretiminin başlayacağı eylül ayının ortalarına kadar stoklanmızın ancak 100 bin tonunu tüketebiliriz. Önceki gün yayımlanan yazımda da belirttiğim gibi nereden ve nasıl geldi- ği henüz bilinmeyen şeker stoklanmız da söylentilere bakılırsa 150 ila 200 bin ton civannda. Demek ki, neresinden bakarsak ba- kalım Türkiye'de 500 ila 600 bin ton ci- varında şeker fazlası var. Önceki yıllar- da şeker açığımız sorun yaratmıştı. Şimdi de şeker fazlası bazı sıkıntılara yol açacak gibi gözüküyor. Bir süreden beri yapılan hesaplara göre, yeni ürün şekerin maliyeti 70 bin lira. Yani, yeni ürün şeker daha fabri- kadan çıkmadan önce maliyet 70 bin lirayı bulacak. Halbuki, şeker şirketinin fabrikadan toptan satış fiyatı 60 bin li- ranın altında. Demek ki, istesek de is- temesek de yakın bir gelecekte şeker fiyatlarına zam var... Stokçular kazandı Şimdiye kadar gerekli önlemler ye- terince alınmadan zamlar açıklandığı için stokçular büyük paralar kazandı. Daha zam yapılmadan önce, bazı ki- şiler nasıl duyuyorsa duyuyor veya za- manlamasını iyi yapıyor... Ve hemen stoklannı çoğaltmak için bir yandan satışlannı azaltırken, diğer yandan da fabrikalardan kamyon kamyon şeker çekmeye çalışıyor!.. Ayrıca, yüzlerce süpermarket, mar- ket ve on binlerce bakkalın depoların- daki şeker de on binlerce tonu bulu- yor. Market veya bakkal deyip küçüm- sememek gerek. Istanbul'da, Anka- ra'da, izmir'de Adana'da Antalya'da hemen hemen Türkiye'nin birçok ye- rinde yüzlerce süpermarket açıldı... Herhalde bu koca koca marketlerin 100 veya 200 kilo şeker stoku ile ye- tindiği söylenemez. En azından yüzler- ce, binlerce çuval şekerleri vardır. iç tüketimimiz bir milyon 800 bin ton. Yeni ürün şeker de bir milyon 900 bin veya 2 milyon ton beklendiğine gö- re, 100 veya 200 bin ton kadar tüke- tim fazlamız olacak. 150 bin ton da şe- ker şirketinin elinde kalacak. Bu şeker- leri her zaman denetlemek mümkün. Ancak, geri kalan 250 ila 300 bin ton civannda olduğu söylenen şekerin de- netlenmesi mümkün değil. Zam geldi- ği anda, 300 bin tona yakın şeker bir gece çinde durduğu yerde sahibine pa- ra kazandırmış olacak. Yani... Haksız bir vurgun yaşanacak... Denetim dışı bulunan şekerlerin pa- rasal değeri 20 tnlyon lira olsa.. Yüz- de 20 zam gelse.. bir gecelik vurgun 4 trilyon lirayı bulacak demektir. Tabii bu trilyonlar vatandaşlarımızın kesesin- den, karaborsacıların kasalarına aka- caktır. Türkiye, ne yazık ki yıllardan beri bu sorununu çözememiştır. Dev- let de, hükümetler de. halkımız da du- rumu bilir... Ama, gene de vurgun de- vam eder... Geçmiş yıllarda da yaşa- dık... Bazı kampanya dönemlerinde tüccar ve marketler fabrikalardan bü- yük çapta şeker çektikten sonra zam- lar yapıldı. Aynı şekerler daha sonra hal- kımıza zamlı fiyatlarla satıldı... Artık, insanlarımız bu tür ilkel uygu- lamalardan bıktı. Eğer, zam yapılacak- sa zamanının iyi ayarlanmasını ve hal- kımızın soyulmaması için de gerekli önlemlerin alınmasını istiyor!.. Sırada motorin var Türkiye'de akaryakıt pahalı, şeker bol... Buna karşılık iran'da şeker yok, akaryakıt çok ucuz... Fırsatçıların bu or- tamdan yararianmaması mümkün de- ğil... Nitekim. resmi yollardan olmasa bile. İran'a şeker ihracatına başladığı- mız bildiriliyor. iran'a kamyon ve TIR'lar- la götürülen şeker karşıîığında akar- yakıt getiriyoruz... Türkiye'de piyasa- dan kilosu 70 bin liraya toplanan şe- kerler, İran'da birdolar karşıîığında sa- tılıyor. iran'dan da ucuz fiyatlarla alınan akaryakıt Orta ve Doğu Anadolu'da rahat müşteri bulabiliyor!.. Götürürken kâr, getirirken kâr... Bun- dan daha iyisi can sağlığı!.. Piyasalar- daki şeker bolluğu ve hatta vadeli sa- tışların başlaması, pancar üreticilerinı korkutuyor. Üreticilerin çoğunda, bol- luğu gören hükümetin 4 bin 400 lira ola- rak ilan ettiği pancar fiyatlarına fark vermekten kaçınacağı kuşkusu var. Sakarya Ziraat Odası Başkanı şöy- le diyor: "Pancar üreticileri son iki yıl- da çok zarar etti ve yoksullaştı. Pan- car ekiyor kazanamıyor, başka ürün ekiyorgene kazanamıyor. Bu yıl da ka- zanamazsa üretici perişan olur. Bu ne- denle 4 bin 400 lira avans olarak ka- bul edilmeli ve kilo başına 3 bin lira fark verilmelidir." Eskişehir Pancar Kooperatifi Başka- nı Halil Ertuğ da Hikmet Karabayır gi- bi düşünüyor: "4 bin 400 lira fiyat ve- rildiği zaman dolar 70 bin liraydı. Mart ayına kadar belki 100 bin veya 120 bin lirayı bulacak. Verilecek fark dolar ar- tışına göre tespit edilmelidir. Veya 8 bin lira olarak ilan edilmelidir. Eğer, bunlar yapılmazsa üreticiye mutlaka faizödenmelidir. Aksihalde, üreticiyeni ürününü ekecek para bulamaz." • YORIM OZTIN AKGUÇ Onur, Ozgürlük ve Bağımsızlık Bağımsızlık savaşı, Türkiye'nin onurlu ülke olma sa- vaşımıdır. Gerek kişilerin gerek ülkelerin onurlarını koruma savaşımı her kesimde ozgürlük ve bağım- sızlığı da getirir, getirmelidir. Türkiye'de bağımsızlık savaşı yapanların kuşku- suz belirli amaçları, özlemleri, idealleri vardı. Bunlar, Türkiye'nin onurunu korumak; bağımsız, özgür, kal- kınmış ülke olma olarak özetlenebilir. Önemli olan yal- nız savaşı kazanmak değil, bu savaşın ardında ya- tan amaçları, idealleri gerçekleştirmekti. Türkiye ba- ğımsızlık savaşı ardında yatan amaçlan, idealleri ger- çeleştirebildi mi? 74 yıl önce kazanılmış bir utkunun (zaferin) kut- lanmasının yani sıra, Türkiye'nin bu utku sonrasın- da, amaçlan, idealleri ne ölçüde gerçekleştirebildi- ğini irdelemek, sorgulamak, durumundayız. Bugün yine vatan, millet, sakarya edebiyatı yapı- lacak, törenlerdüzenlenecek, belirli çevrelere buket- ler atılarak, dalkavukluğa kadar giden övgüler yağ- dırılacak, cumhuriyete bağlılık nutukları söylenecek- tir. Önemli olan nutuk söylemek, tören düzenlemek, sütun doldurmak değil, bağımsızlık savaşının amaç- ları, idealleri doğrultusunda ileri adımlar atmaktır. lyimser bir değerleme olmayacak ama Türkiye, ba- ğımsızlık savaşı yapanların ideallerini gerçekleştire- medi. Bugün Türkiye gerçek anlamda ne bağımsız bir ülke, ne özgür bir ülke, ne de ka/kınmış bir ülke. Yalnız ekonomik açıdan değil, toplumsal ve kültürel açılardan da, hangi ölçü dikkate alınırsa alınsın iste- nen düzeyde gelişmiş bir ülke konumuna gelemedi Türkiye. Saygınlık konusu tartışılabilir. Türkiye ne ya- zık ki özellikle 1950 sonrasında saygınlığından önem- li ödünler verdi, vermekte de devam ediyor. Saygınlık, bağımsızlık, ozgürlük, bunlar modası geç- miş, eskimiş kavramlar değil. Karşılıklı bağımlılık gi- bi, emperyalizmin beyin yıkama için ürettıği kavram- lara, sloganlara kapılmayalım. Saygınlık, bağımsız- lık, özgürlük bir toprak parçasını ülke yapan değer- lerdir. Ülkenin bu niteliklere sahip olabilmesi için, ki- şilerin bu uğurda savaşım vermesi gerekir. Bağım- sızlığı eskimiş bir kavram olarak gören, özgür olma- yı yüreğinde duymayan kişilerin yaşadığı; saygınlığın, onurun para gücüne yenik düştüğü bir ülke ne ba- ğımsız olabilir ne özgür olabilir ne de saygınlığını ko- ruyabilir. Türkiye atılım yapacaksa, ancak bağımsız, özgür olduğu, saygınlığa değer verdiği takdirde yapabilir. Bağımsızlık, özgürlük, saygınlığı koruma çabası, onur- lu olmanın getirdiği güven, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelini oluşturur. Türkiye, bağımsızlık savaşının ideallerine, M. Ke- mal Atatürk'ün koyduğu ilkelere sırt çevirmiş bir gö- rüntüde. Yalnız görüntüde değil. gerçekten de sırt çe- virmiş durumda. Bu nedenle başarılı olamıyor. Ba- ğımsızlığı, özgürlüğü, saygınlığı, onuru bir yana itmiş bir ülkenin başarılı olma olanağı da yok. Türkiye'de bağımsızlığa, özgürlüğe ilk önceliği verecek; saygın- lığı, onuru vazgeçilmez değerler olarak benimseye- cek bir akıma, bu akımın güçlenmesine gerek yok. Günümüzde CHP tarihsel köklerinden kopmuş da ol- sa, yeni sol gibi kandırmacalara kapılmış da olsa, taban olarak böyle bir akımı yaşatabilir. Bu CHP'nin Türkiye'ye, kurucusu M. Kemal Atatürk'e bir borcu- dur. CHP, Türkiye için bazı idealleri yaşatmak, yaşa- ma geçirmek için kurulmuştur. CHP gücünü kuruluş amacından, ideallerinden, tarihsel kökeninden alır, yok- sa kişilerderj, kliklerden, hiziplerden değil. Sağcı partilerin, REFAHYOL iktidarının, bağım- sızlık savaşının amaçlarını, ideallerini ne ölçüde ger- çekleştirebilecek oldugunu sorgulamak, irdelemek zo- rundayız. Şekli bir Atatürkçülükle, şekli bir cumhuri- yetçilikle, sorunların çözülemediğini, ağırlaştığını ya- şadık. Çözümün nerede yattığını nerede düğümlen- diğini görmeliyiz. Bağımsız olma, özgür olma, saygın olma, bir ça- bayı, özveriyi. savaşımı gerektirir. Bir bedel öden- meden bunlara ulaşılamaz. Ayrıca bağımsızlık sava- şını yapanlara bir minnet, şükran borcumuz olduğu ve bizim bu borcu da ödemediğimiz belleklerimizde yer etmelidir. ŞAHİNLER E ALU4N TEŞVİĞİ Türk işadamlarına Almanya'dan çağrı SABİHA SEMERCİ ,\.ACHEN - Şahinler Holding'in Almanva'daki merkez binasının açılışında konuşan Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, Türk hükümetine seslenerek "Kaynak yoksa, teşvik \ermemek lazım" dedi. Alman hükümetinin teşvikler konusunda verdiği sözleri tuttuğunu da belirten Şahin, Santex için VVürselen Beledivesi'nden 11.4 milyon marklık teşvik aldıklannı söyledi. W ürselen Belediye Başkanı Martin Schulz ise Türk işadamlannı. bu bölgeye yatınm yapmaya çağırdı. Şahinler Holding'in Almanya'daki merkez binası dün hizmete girdi. Merkezin açılışında Türkiye Bonn Büyükelçisi Nölkan \'ural'ın yani sıra De\ let Bakanı Işılay Saygın, DYP Milletvekiîi Aykon Doğan, ANAP millenekilleri Hüsnü Doğan v e Lütfullah Kayalar gibi Türk ve Alman protokolü ile çok sayıda basın mensubu ve konuk katıldı. Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin. Aachen kentindeki Santex Grubu hakkında bilgi verdi kten sonra. "Türkiye'de teşvikler 2-4 yılda alınıyor. Burda yatınm bitti, teşvik de bitti. Burdan Türk yetkililere sesleniyorum. Eğer kaynak yoksa teşvik vermemek lazım" dedi. Grupları için beledıveden büvük destek aldıklannı da belirten Şahin. 35 milyon marklık bir yatınm için 11.4 milyon marklık teşvik ve 2.6 milyon marklık sübvansiyon aldıklannı belirtti. Yatınmlannın çoğunu Türkiye'ye yaptıklanna da dikkat çeken Şahin. Avrupa'da ve ABD'de büyümeye devam edeceklerini söyledi. Würselen Bölgesi Belediye Başkanı Martin Schulz ise yaptıgı konuşmada. Türk işadamlannı Würselen bölgesinde yatınm yapmaya çağırdı. NVürselen bölgesinin konumuna dikkat çeken Sehulz. bölgenin Belçika. Hollanda ve Lüksemburg'a yakınlığıvla Avrupa Birliği ile vapılacak ticari ilişkiler için çok ideal bir bölge oldugunu söyledi. Sehulz. Türklerin bölgelerine Taşkömürü ocaklannda çalışmak üzere geldiklerini hatırlatarak "Taşkömürü ocaklannın kapanmasıyla buradaki Türkleıie birlikte Almanlar da işsiz kaldılar. Ancak, Kemal Şahin gibi müteşebbislerin yaptıklan yahnmlarla bölge halkı iş imkânı kazandı. Bu, ekonomik sürekliliğin güzel bir örneği" diye konuştu. Türkiye'nin Bonn Büyükelçisi Volkan Vural ise konuşmasında. Almanya'daki Türk toplumunun kabuk değiştirmiş, ileriye bakan. dinamik bir toplum oldugunu bildirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear