25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 AĞUSTOS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI TBMM, 27 ağustosta zorunlu tasarrufa son vermek için toplanacak, ancak geri ödemeden ses yok REFAHYOL tasamıfun üstüne yatb• Tasarrufiı teşvik kesintisine son vermek için TBMM'yi olağanüstü toplannya çağıran hükümet. ödemelerle ilgili düzenlemeleri yavaştan alıyor. DYP Grup Başkanvekili Bedük, "Kesinîınin kaldırılmasıyla. maaşiarda 1-1.5 milyon .iralık artış olacak" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- REFAHYOL hükü- meti.çalısanlann tasarrufla- nna "dolaylı el koyma'" giri- şımı başhttı. Tasarrufu teş- vik kesıntlerine son verilme- sine ilışkin yasa önerisini gö- riişmek üzere TB.\fM*_\i27 ağustos salı günü olağanüstü topiantıya çağıran hükümet ortaklan. Fon'dabirikenana para \ e nemanın geri ödenme- si konusunda ise güvence vermedı. Hükümet, ilk aşama- da uygulamaya son vermeyi hedeflerken, geri ödemelerle ilgili birtaslak üzenndecalış- malarsürdürülüyor. Butaslak- ta, bırikımlerin ancak ölüm ya da emeklilikte hak sahip- lerine ödenmesı öngörülüyor. Olağanüstü oturumda ele alınacak yasa önerısı. RP Grup Başkanvekili SaühKa- pusıtz v e DYP Grup Başkan- vekili Saffet AnkanBedük'ün ımzasıyla TBMM Başkanlı- ğı'na sunuldtı. TBMM Baş- kanı Kalemli de Meclıs"i27 ağustosta toplantıya çağırdı. Çalışanlann Tasarrufa Teş- vik Edilmesine liişkin Ya- sa'nın bir maddesinin değiş- tirilmesini öngören yasa öne- risi. "Yasakapsamınadairki- şilerin aylık ve ücretlerinden yapılmakta olan tasarruf ke- sintisi ve bu tasarnıflara dev- let veya işveren katkısı sağ- lanması uygulanmasına son verilmiştir" hükmünü getiri- yor. Yasa önerisinin gerekçe- sinde de yaklaşık 5 milyon kişinin bu yasa kapsamında olduğuna dikkat çekilerek, herçalışan için ayn hesap tu- tulması, girişlerin yasal süre- ler icerisinde yapılmaması. işçileradına yatınlmayan pa- ralann takip vetahsilinin Zı- Sendikalardan farklı tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 428 triiyon lıra tutarındakı Zorunlu Ta- sarruf Fonu anapara ve nemalannın ge- ri ödenmesındekı belirsızlık. sendıka- larda tansiyonu yükseltıyor. Türk-iş. hûkümete. hak sahıplennın alacaklan- nın. "birkaç taksitte, enflasyona en- dekslenerek" geri ödenmesı için 1 yıl süre tanırken; Hak-lş, fonun nerelere har- candığı konusunda CHP'yi suçladı. Ote yandan, tümü kamu borçlanmasına tah- sisedilen fona. en fazla borçluolan ku- rumun Hazıne olduğu behrlendi. Türk-(ş. devletın, topladığı zorunlu tasarrufları kendı borçlanmasına tah- sıs etmcsını "amacı dışında kuüaıul- ması" dıye nıtelendırdı. Fonun kaldırıl- masını isteyen Türk-lş. gen ödeme için. yönetım kurulu çalışma raporunda. hü- kümete şu öneride bulundu : "Anapa- ra ve birikmiş nema tutannın enflasv o- na endekslenerek. birkaç taksitte v e ke- sinti'lere son \erildigi tarihten iribaren bir yilı aşmamak üzere ödenmesı \e böyiecedevtetin gönüllü tasarruf sahip- lerine olan borcuna y üksek reel faizler ödeyerekgösterdiği sadakati.zorunlu ta- sarruf sahiplerine karşı, hiçolmazsası- fir reel faizdüzeyini garanri ederek gös- terin." raat Bankası v e SSK başta ol- mak üzere kamu kuruluşla- nnaekyükümlülüklergenril- digi vurgulandı. Gerekçede. şugörüşleryeraldı: "Bazı kamu kurumu \e kunıluşlar i)eişverenlerin ça- kşanlanndan yaptıklan ke- sintilerle katkı pavlannı anı- lan hesaba yaürmamalan ne- deniyk i/gililerin mağduriye- tine neden olnıaları sonucun- da, çok sa\ ıda da\a açılmış bu- lunmaktadır. Bu dü/t'/ıteme- ler kanunlaştığı takdirde bun- dan böşk çahşaniann iicretve- ya maaşlanndatasarruf ktsin- tisi yapılmayaeak, devlet ve- ya işveren katkılan uygula- masınason verilecektir" Öneri sahıpi DYP Grup Başkanvekili Bedük. uygula- maya son verilmesiyleçalışan- ların maaşlannda 1-1.5 mil- yon liralık artış olacağını be- lırterek, "Bubirçeşitvergiy- di, şimdibizbunu kaldırarak, ortadireğe belli bir rahatla- ma sağüyoruz" görüşünü sa- vundu. Bedük, çaJışanlann birikimlerinin geri ödemesi konusunda da yasal düzenle- me yapılacağını, ancak bu- nun ne zaman TBMM'ye ge- tirileceği konusunda kesin bir tarih olmadığını söyledı. [ Vergi tahsilatının dağılımı (%) „ Yıllar i 1986 ? 1987 ' * 1988 y 1989 I 1990 «1991 ij 1992 i 1993 s îj 1994 §1995 Dolaysız vergiler c\J& 52 / (fFjf 50 / J-^j 5O *^ fxE) 53 ^j~>ii/ 52 r\ 5 2 _ J \ 5 0 ^ T / ^ > 4 9 * 41 Dolaylı vergffer 4 8 s. 5O 8 , 50 L 47 i 4 8 J? 48 § 5O t 51 | 57 l 59 | j 7994 yılınöa alman bır defakk vergiler dahil edıldığınde 1994 yıtt fZ W$ Dolaysa Vergiler -K48, Dolavlı Ve r gıler %5Z olmaktadır . . , ; Tesisin fabrika arazisine kurulmasına bazı yönetim kurulu üyeleri karşı çıkmıştı Kardemir'de TÜRMOB, toplumsal uzlaşma önerdi En gerçekçi kaynak vergi Ekonomı Senisi- Vergi ka- nunlarında güniibirlik, kısa vadeli düzenlemeler yapıl- dıkça. vergi sıstemi daha da bozuluyor. Gerçek vergi reformu yapı- labilmesi için toplumsal uz- laşmanın sağlanması gere- ktiğını savunan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavırler ve Yeminli Ma- li Müşavırler Odaları Birli- gi'nın (TÜR- MOB) hazırla- dıgı, 1995 yılı raporunda. vergi sistemı. borçyö- netimı. enflas- yonla mücadele. sı amınlmalı, servet beyanı sistemi yeniden getirilmeli, götürü vergi sıstemınden vazgeçilmeli. vergi affi kap- samlı bir reformla bırhkte düşünülmelıdir. Vergi reformu yapılmadan önce işçi ve işveren kesim- lerinden sıvil toplum örgütle- riyle uzlaşma sağlanması için çalışmalaryapıl- rnasını öneren TÜRMOB. bu sayede kalıcı olacak bir vergi reformunun ka- mu fınansman açığının yüksek faızle borçlan- makverine. ver- , , , . v R M O B Başkanı . .. dış tıcaret gıbı v ı u s t a f a ö/vüret g l g l b l s a ğ l a m _ „ . . „ _L«>» >lustalauz\urek. kavnaklarlakar-makro ekono- mik araçlann nasıl düzen- lenmesı gerektıgi konusun- da önerıler getırdı. TÜR- MOB, vergi reformu ıle ya- pılması gereken düzenleme- leri şöyle siralıyor: Vergıle- rin sayısı azaltılmahdır. ge- lır vergisı, K.D.V.. kurum- lar vergisı kanunlan yeni- den yazılmalıdır. dev let ka- gıtlannın reel faizleri vergi- lendirilmelidir. asgari ücret vergi dışı bırakılmahdır. enf- lasyon muhasebesıne geçil- melı, tapu harcı oranlan bın- de 10'aindırilmeli, vergi in- celeme elemanlannın sayı- >ılanabileceğı görüşünü sa- vunuvor. TÜRMOB olağan kongresi de 14-15 eylül tanhlennde Ankara'da gerçekleştirile- cek. Kongre öncesi odalann ta- mamlanan genel kurullann- da yönetimlerin, sosyal de- mokrat bır ağırlıkta şekil- lendiği v urgulanırken. bu so- nucun birlik olağan genel kurulunda eski başkan Mus- tafa Özyürek'ın başkanlı- ğında oluşturulacak yöne- tım kurulu lıstesine agırlık kazandırdığı kaydedıldi. KarçimSA da 6 sancıh' başladı MRTEN YALÇIN Karabük DemırÇelık Tesıslen ıçe- nsınde. yüzde 51 hıssesı Sabancı Gru- bu'na bıkarılan bırortakhk yapısıyla kurulan çımento tesısı, Kardemır Yö- netım Kurulu üyelennın "muhakfeti- ne" karşın hayata gecınldı. Fabnkanm üretım sahası ıçensindeki 30 dönüm- lük boş arazı üzerıne KarçimSA adıy- la kunılacak çımento fabnkasıyla ılgı- li olarak, bu ışletmemn zaten dar bır vadiye sıkıştınlmış olan demır-çelik tesısının ilerıde yer sıkmtısı çekmesı- ne sebep olacağı ıddıası ılen sürülüv or. Fabnka sahası ıçensındekı tesıse ayn- lan ve 49 yıllığma kıralanan alanın. degennin altında bırtutarla kıraya ve- rildıği de bir dığer ıddia. Kardemır Yönetım Kurulu üyesı Sencerİmer. kuruluş projesının yapıl- dıgı günlerde. tesısle ilgili endişelerı- n yönetım kurulu toplantılannda da yazılı metın halınde yönetıme sundu- ğunu söyledı. Jmer. bu tesisin kuruluş amacını onayladığını, ancak ışletme- nın Kardemır'ın içınde yer almasını dogru bulmadığını belırttı. Kardemir'in zaten dar alanasıkıştınldıeını. çımen- to fabrıkasının gelecekte genişlemesı ya da demir-çelik tesıslerinın üretım ka- pasitesini arttırması halinde ver sıkın- tısı yaşanacağını dilegetırdı. ımer "Çi- mento fabrikası için aynlan alanın şu anda olmasa bile ileride ekonomik kay- ba sebep olacağını düşünüvonım. De- - mir-çelikte uzun vadeii düşünmek ge- rekir"dedı. Başlangıçta KarçımSA'ya satılacak cürufun fiyatının 2 dolar gı- bı düşük bir sevıyede tutulduğunu, ancak birkaç arkadaşının da itırazıyla fiyatın 4 dolara yükseltıldığını vurgu- KarçimSA, Kardemır tesislerinin icerisinde hav ata geçirildi. layan Imer, Sabancılar'ın dıger tesıs- leri için satm alacaklan cürufun ton fi- yatının da ıtırazlar sonucu 1 dolara yükseltıldiğını ıfade ettı. 250 bin ton- luk cüruf üretımının olduğu Karde- mır'de bunun değerlendırilmeM.v le ıl- gılı olarak acelecı davranıldığını \ur- gulayan Imer. yönetımin cürufun el- lennde kalacağını düşünerek hareket ettiğinı ve daha optimal bır anlaşma- nın şartlannın oluşturulamadığını ıle- n sürdü. Fabrika alanının değerının al- tında kiraya venldığinı söy leyen Imer, bütün fıltrasyon çalışmaları tam olsa da çımento karıştırma tesıslennin bel- lı miktarda toz çıkardığını ve bunun de- mır-çelik üretiminde gereklı olan ok- sıjen ortamını bozma riski taşıdığmı kaydettı. Kardemir yetkilileri özelleştırmeden önce atık haldekı cürufa çımentoculann talıpolduğunu. ancak fabnkanm kapa- tılması ıhtımalı üzenne sonıkıyıldır bu cürufun önemlı ölçüde alıcısının kalmadığını belırtıyorlar. Cürufun sa- tılmadıgı gıbı. fabnka dışına taşınma- sı için tonuna 25 bin lira ödendiğıni vaır- gulayan Kardemir Yönetım Kurulu Başkanı RuşenGezkisözkonusu fab- rika alanının boş olduğunu söyleye- rek "KarçimSA'\-a tahsis ettiğimizalân- da otlar bü\ ümüştü. Özel sektörle > a- pılan anlaşma sayesnde işeyaramazdu- rumda olan cüruf değerlendirilecek" dedı. KarçimSA Yönetım Kurulu üyelı- ğıne seçılen Özçelık-lş Sendıkası Ka- rabük Şube Başkanı TanerCanyurtda Sabancılar'ın tüm ortaklıklarındakı yüzde 51 •e49'lukhıssedağılımını. çı- mento karıştırma fabnkası ıçın de uy- guladıklarını, Kardemır'ın asıl konu- sunun çımento olmadığı ıçın de yüz- de 49'luk hısseye razı olduğunu söy- ledı. Canyurt, fabnkanın ıhtıyacı olan 100 bın tonluk cürufun Kardemır'den satın alınacağını, kalan 150 bın ton- luk cürufun da Sabancılar'ın diğer çi- mento fabrikalanna satılacağını söy- leyerek "Biz elimizdeki cürufa cebi- mizden para çıkmadan müşteri bul- duk" dedi KarçımSA'da, fabrikadan atık olarak çıkancürufla. dışandan alı- nacak klınkenn karıştınlarak "suya davaiHkJT \ e kalıtelı çımento haline gei- mesı sağlanacak. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın yaptığı çalışmanın sonuçları açıklandı İhracatta 2000 yılı hedefi 43 milyar dolar ANKARA (AA)-Türkıye'nin 2000 yılındaki ihracatmın. mevcut koşul- lann devam etmesı halınde. yılda or- talama yüzde 13.9 artarak. 43 mil- yar 751 milyon dolara ulaşması bek- leniyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM), 2000 yılına kadarki ihracat hedefleri ve bu hedeflere ulaşmak için yapıl- ması gereken çalışmalan belirledi. lh- racat Genel Müdürlüğu'nce hazırla- nan, "İhraeatınıızjnGeleceği Czerine Bir Çalışma" adlı rapora göre. ıhra- catın buyıl 25 milyar 956 milyon do- larolması bekleniyor. Ihracatçı bırlik- len kayıtlan esas alınarak yapılan tahmine göre de bu yılki ihracat ra- kamı,24 milyar "787 miiyon dolarola- cak. DTM'nin. Box-Jenkins yönte- mi kullanarak belirlediğı ihracat tah- minlerine göre. ihracat. 1997'de 30 milvar 14 milvon dolar. 1998'de 34 milyar 428 milyon dolar. 1999'da38 milyar542 milyon dolar. 2000 yılın- da ise 43 milyar 751 milyon dolara ula- şacak. Altı aylık dış ticaret rakamlannın bazı nedenlerle henüz açıklanmadı- ğı da hatırlatılan çalışmada, ihracat- çı birlikleri kayıtlanndan yararlanı- larak, aylık ihracat tahmın rakamla- nna da yer verildi. Tahminlere göre, bu vıl 25 milvar 956 milvon dolar tahmin edılen ihracatın 22 milyar 987 milyon dolarlık bölümünü sana- yi ürünleri. 2.5 milyardolannıtanm ürünlen. 418 milyon dolannı maden ürünlen oluşturacak. Toplam ihra- cat içindeki sanayi ürünleri payı, 1997'de 26 milyar 945 milyon dolar. 1998"de 31 milyar 587 milyon dolar. 1999'da 35 milyar 632 milyon dolar. 2000 yıhndada 40 milyar 829 milyon dolar olacak. Mercedes-Benz'te bir gün mkAN ALTINSOY Tempra'nın yerine Marea Italya ve Avrupa'da Tempra'nın yerine yeni Marea ve I Marea VVeekend (station) modelleri pryasaya sunuluyor. Önden görünüşü Brava/Bravo modellerine benzeyen yeni Marea 4.39 metrelik boyuyla Tempra'dan 4 cm. daha uzun ve 4 cm. daha geniş. 7 değişik motor seçeneğiyle sunulan Marea en sıkı kalite, güvenlik ve çevre standartlarına uygun olarak üretilmiş. Sürüş tatmini sağlamak için en son mühendislik teknolojisı ve güçlü motorlar kullanılmış. Marea VVeekend de yerini aldığı Tempra Station'a göre 2 cm. daha uzun ve 4 cm. daha geniş. Bu otomobillerin Türkiye'de üretilip üretilmeyeceği henüz bilinmiyor. • Yeni Rover 200 Türkiye'de jngiliz markası Rover'ın yeni 200 serisi sat/şa sunuldu. lllk etapta 214 Sı 3 ve 5 kapı ve 216 Si 5 kapı ve 216 Si 5 kapılı otomatik modelleri sunulan Rover 200'ün spor modelı 200 Vı 1997'de piyasaya sunulacak. Rover'ın orta gelir düzeyindeki müşterilere satmayı hedeflediği Rover 200 serisinde uzaktan kumandalı merkezı kilit, alarm, elektrıkli ön camlar ve aynalar, surücu hava yastığı, radyo/teyp, elektrikli açılır tavan (216 Si), alaşımlı jantlar (216 Si) standart olarak bulunurken klima. ABS, yolcu hava yastığı ve deri koltuklar isteğe bağlı olarak sunuluyor. Rover 200 serisi otomobillenn fiyatları 1.6 milyar ile 2.3 milyar lira arasında değişiyor.B G eçen hafta beş günlük bir gezi tatili için Almanya'daydık. Stuttgart'a gitmışken Mercedes'i ziyaret etmemek olmaz diyerek şirketin en büyük üretim tesisi Sindelfingen fabrikasını gezdik. Mercedes'in Sindelfingen fabrikası trenle Stuttgart'a 22 dakika uzaklıkta. Fabrikanın basın sorumlusu Bayan Meissner bızimle Müşteri Merkezi adı verilen bölümde buluşuyor. Dünyanın her yerinden Mercedes müşterileri otomobillerini teslim almaya buraya geliyor. Beş yıldızlı bir otelin girişini andıran bu bölümde lokantalar, Mercedes aksesuar ye hatıra eşyalan satan iki mağaza, uzak yoldan gelen müşteriler için duşlar ve birkaç saat dinlenebümeleri için odalar var. Almanya'da Mercedes almak için bir seıvet biriktirmeniz gerekmediği için gelenler çoğunlukla normal Alman aileleri. Diğer Avrupa ülkelerinden ve özellikle Amerika'dan gelen müşteriler arabalarını teslim alıp tatillerine buradan başlıyorlar. İlk önce Mercedes'le ilgili çeşitli dillerde dinlenebilen tanıtım filmini izleyen ziyaretçiler sonra fabrika turuna çıkanlıyor. Bunun ardından işlemlerini tamamlayanlar arabalarını teslim alacaklan bölüme geçiyorlar ve buradan Mercedes'ten bir mühendis kendilerine satın aldıkları otomobilin bütün özelliklerini anlatıyor ve sorulannı cevaplandırıyor. Rehberimiz hafta başında 300 civannda olan günlük zıvaretçı müşteri sayısının cuma gunlerı 800'e kadar çıktığını belirttı. Sindelfingen'de hem üretim hem de montaj yapılıyor. C. E ve S-Sınıfı Mercedesler'in gövdeleri burada üretiliyor ve Untertürkheim'dan gelen şasi ve motor ıle burada bırleştırılıyor (fabrikadakiler buna "evlendirme 1 ' diyor). İlk girdiğimiz bölüm yedi futbol sahası büyüklüğünde bir alana yayılan ve gunde 1000 tondan fazla çelik levhanın otomobil gövdesi parçalarına dönüştürüldüğü pres bölümü. 0.6 mm ila 2.6 mm kalındığında çeşitli nitelık ve boyutlardakı çelik levhalar çeşitli Alman ve Avrupalı çelik üreticilerınden geliyor. Preslenen gövde parçaları daha çok robotlar tarafından birleştırilerek otomobilin iskeleti oluşturuluyor. Sindelfingen fabrıkasında basit ve tekrar tekrar aynı şeyin yapıldığı sıkıcı ışlerde robotlar kullanılıyor. Dığer ince işlerde ise ınsan yeteneğine güveniliyor. Lazer ışınlanyla gören gözlere sahip robotlar bu ışleri büyük bir incelik ve verimlilikle yapıyor. Yaklaşık 12.000 parçadan oluşan bir otomobilin bir araya getirilmesi için yüzlerce ış evresi gerekiyor. Her gun yaklaşık 1800 otomobilin üretildiği Sindelfingen'de yaz aylannda izne çıkan işçiterin yerine bazı bölümlerde öğrenciler Kullanılarak üretim kapasitesinin fazla düşmemesi sağlanıyor. Uç vardiya halinde çalışan fabrikada ışçilerin hep aynı . ardiyada çalıştığını da oğrendik. Yapılan araştırmalara göre degışm vardiyalarda çalışmanın insanların dengesini bozduğu saptanmış ve böyle bir uygulama başlatılmış. Çalışanlann çoğu gece çalışmak istiyormuş, çünkü daha fazla para ödeniyor ve geceleyin başlarında kendilerine kanşacak daha az yönetici bulunuyor. 35.000 kişinin çalıştığı fabrikada trafik oldukça yoğun. Mercedes- Benz otomobillerinin ana tasarım ve geliştirme çalışmaları da Sindelfingen fabrikasında gerçekleştırıliyor. Çizim, temel geliştirme ve bilgi işlem, ön geliştirme, tasanm ve test bölümlerinde yaklaşık 2500 kişi çalışıyor. Stuttgart'taki dostlarımız özellikle bölgedeki Almanlann Mercedesle gurur duyduğunu ve yaşlılıklarındada olsa bir şekilde para bıriktırerek Mercedes almaya çalıştıklarını belirttiler. Fabnkadan diğer izlenimleri daha sonra aktaracağız.l Kısa kısa • Hyundai'nin yeni modelleri "Sonata 97" ve "Elantra FX Coupe" Türkiye'de satışa sunuldu. • Volksvvagen in LT modeli Alman "Handurerk Magazin" tarafından verilen "Alman Iş Makinaian ve Ticari Araç Ödülü"nü kazandı. Ikincifiği de VW Transporter aldı. •Nissan Otomotiv AŞ satış sonrası hizmetlerine yönelik olarak kullanılacak ve multimedya ortamında çalışan FAST sistemini tanıttı. Bu sistemde Nissan modellerine ait yedek parça bilgileri tek bir CD-ROM'da toplanıyor ve mikrofiş ile katalog kullanımı bütünüyle ortadan kaldınlıyor. Sistemin içindeki simulasyon programı sayesmde, daha önce 2-3 saat süren hasar tespitleri yalnızca 5 dakika içinde yapılabilecek. • Mazda Motor Corporation, Uluslararası Standardizasyon Kurumu (ISO) 9001 sertifikasını, Tokyo'da düzenlenen bir törenle Japon Kalite Garantisi Kurumu (JQA)'dan aldı. Mazda, böylece ISO 9000 serisinin en üst derecesı olan ISO 9001 sertifikasını alan ilk Japon otomotiv üreticisi oldu. IŞÇEMN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER EATA EATA, Avrupa Türk Akademisyenler Birliği'nin kı- saltılmış adı. Avrupa çapında üniversite mezunlannı ve öğrencilerini, genç akademisyenleri ve serbest meslek sahiplerini örgütleyen bir ağ. EATA üyelerinin büyük çoğunluğu Batı Avrupa'da yetişmiş ikinci ku- şak. Içlerinden bir grup, geleneksel yaz okulu bağlamın- da Galatasaray Üniversitesi'nde düzenlenen toplan- tılara katılıyor. "Türkiye 'de medyanın rolü" başlıklı bir- panel kapsamında, Oktay Ekşi ile biriikte aralarına ka- tılmış olduk. Sık sık yurtdışındaki ışçilerle ıç içe olmuş, ikinci ve üçüncü kuşağın sorunlannı yakından izleyebilmiş bi- ri olduğum halde, şaşkın ve çok keyifliyim. Benim bil- dığim ikinci-üçüncü kuşak çocukları ne kadar iyi eği- tim görmüş olurlarsa olsunlar, doğru dürüst Türkçe ko- nuşamazlardı. Biraz da konumlarından, her yerde dış- lanmaktan rahatsız, tedirgin olurtardı. Karşımda çok iyi Türkçe konuşan, her tür komp- leksten arınmış, güven duygusu çok gelişmiş, pınl pı- rıl gençler var. Kendilerini bıryerlere oturtmuşlar, dün- yayı ve Türkiye'yi çok geniş ufuklu, hoşgörülü, yapı- cı, olgun yorumlayabiliyorlar. Cumali, Münih Gençlik Dairesi'nde sorumlu. Ha- kan, Beriin'de diş hekimi. Müzeyyen. Danimarka'da üniversitede eğitim görevlisi. Semra, Münih'te işlet- me okuyor, aynı zamanda radyoda görevlı.. Yaşadıklan ülkelerin dışlanan toplum ve kültürün- den çıkarak, o ülkelerin aydınları olmuşlar. Eskisi gibi ailelerinden, geçmiş kültürlerinden, kökenlerinden de utanmıyor ve kopmayı düşünmüyorlar. "Köprülerkurmak" sloganı ile yolla çıkan EATA'nın vizyonuna ilişkin açıklamanın altını çizmek gereğini du- yuyorum: "2000'li yıllarda Avrupa Türkleri güçlü bır kimliğe ve özgün birkültüre sahip, eğitim seviyesiyüksek, bu- lunduklan toplumlaria her anlamda bütünleşmiş, ge- lişmiş bır sosyal ve kurumsal altyapısı bulunan, her açıdan üretici olan, yaşadıklan ülkeleri külturel ve eko- nomik açıdan zenginleştiren, bu ülkelerin siyasi sü- reçlerınde yer alan, evrensel değerlere katkıda bulu- nan, aynızamanda Türkıye'ye faydalı, Avrupa ülkele- ri ile Türkiye arasında bır köprü işlevi gören, her yer- de büyük bir saygınlığa sahip bir topluluk olmalıdır." Batı Avrupa ülkelennde 3 miiyon Türk kökenli in- san yaşıyor. Danimarka nüfusunun yuzde altmış be- şine ulaşan bir sayı. Avrupalılar onları önce kendi işçilerinin istemediği, açık alanlarda geçıci çalıştırılacak insanlar olarak gör- düler. Sonra ışsizlık gündeme gelince geriye gönder- menin yollarını araştırdılar ancak pek başaramadılar. Şimdilerde göndermenin kolay olmadıgını algılamak- la biriikte, kendı ülkelerinin insanları ıle eşit koşullar- da haklar vermemekte direniyorlar. 20-30 yıllık bir ge- çici işçilik sürecinden sonra, hâlâ vatandaşlık, seçme- / seçılme haklan ülkelere göre değişmekle biriikte çok sınırlı. Başta ış bulma, yaşamın her alanına yöne- lik sosyal hakîardan eşit yararlanma söz konusu de- ğil. Eğitimde en çok onlar zorianıyor. Bize gelince: Biz onlan hep "döviz makinesi" gibi görmek istedik. Gönderdik, ne yaptıklanna, nasıl ya- şadıklanna hiç bakmadık. Sorunlarına ilgi duymak, çözümlerine yardımcı olmak şöyle dursun, yaz tatıl- lerinde geldiklerinde, kesin dönüş yapmaya kalktık- lannda, "Yeterincepara bırakmıyortar, değişmiş/er"di- ye, öfke bile duyduk. Kendi kaderieri ile baş başa, her iki dünyada dış- lanmaya karşı direnerek, yaşamlannı sürdürdüler. Çok ağır bedeller de ödediler. Ne Türkiyeli kalamamanın ne de Avrupalı olamamanın kültür, kımlik bunalımını yaşadılar. Batılılann bilimsel araştırma sonuçlanna gö- re özellikle de ikinci-üçüncü kuşaklar, işçi çocuklan- mız, yeterli eğitim görememenin, iyi iş bulamamanın, dışlanmanın sorunlan ile çok büyük olumsuzluklan yaşamaktalar. Ama yıllar geçtikçe bu zincirieri kırabilen, bütün olumsuzluklara rağmen kendilerine yer açabilen, Av- rupa'da eğitim gören geçlerimiz hızla çoğalıyor. Şa- yılan artıkça da güven ve dayanışmalan, kendilerine yön vermeleri kolaylaşıyor. Onlar, EATA'nın aftını çizdiğimiz vizyonuna ilişkin sap- tamada belirtildiği gibi ne Avrupalılann kendilerine biçtiği role ne de Türkiye'nin sorumsuz, olumsuz yak- laşımlanna boyun eğmeye niyetlıler. Kendilerini Avru- pa'daki Türk toplumunun dinamizminin doğal bir ürü- nü olarak görmekteler. Bize de hiçbir katkımız olmadığı halde, sevinçle onur duymak kalıyor. Genel müdürden Erez'e suçlama 4 TARİŞ'teki kıyım kan davasına döndü' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - TARIŞ Genel Müdürü Cihan Altınöz. Sanayi ve Ticaret Bakanı Valım Erez'ın polıtıkalanyla birliklerin zor bir döneme gırdığmi belırterek, "Üretici bunun hesabını sormalıdır. TARİŞ, kinisetıin babasııun çiftligi dep" dedı. TARlŞ'te. siyasi kıyım başladığmı vurgulayan Altınöz. "TARfŞ'te bu kan davası. kin sona ermek zorunda" dıye konuştu. Altınöz. bu sıyası yapıda genel müdürlük görev ını sürdürmeyi düşünmedığını de belırttı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in ısteğiyle. 17 mav ısta Ankara'ya geçici görev le çağrılan, bu karara karşı açtığı davayı kazanan v e yürütmeyi durdurma karan almasına karşın görev ıne lade edılmeyen, 19 temmuzda da zorunlu izne çıkanlan TARlS Genel Müdürü Altınöz, ızın süresının bitmesinin ardından dün görev ine başladı. 18 aylık TARlŞ Genel Müdürlüğü döneminde gerçekleştırdik- lenni, son 3 aylık dönemde yaşananlan düzenlediği basın toplantisıyla anlatan Altınöz, bırliklerde yaşanan siyasi personel kıyımını sert bir dille eleştfrdi. Göreve başladığında 3 bın 400 personelin TARlŞ'te çalıştığını ve görevde kaldığı süreçte bunun 2 bın 800'e ındırıldığini belırten Altınöz, yıl sonuna kadar bunun 2 bine düşürülmesini amaçladıklannı dıle getırdi. Genel müdürlerin görev den alınmasının doğal olduğunu ancak bunun da usulüne göre yaptlması gerektiğini belirten Altınöz. kendılenne bunun yapılmadığmı belırttı. 3 aylık sürede sürekli oyalandıklannı ancak bu dönemde alt kadrolann "darmadagın" edilmeye çalışıldığını belırten Altınöz, bunun yanlış olduğunu v urguladı. Hollanda'da Türk eti ve peyniri yasaklandı A.VISTERDA>I(AA) - Hollanda hukümetı, Yunanistan. Makedonya. Sırbıstan. Amavutluk ve Türkiye'de şap hastalığı görülmesi nedeniyle, bu ülkelerden getınlen hayvansal ürünlerin ülkeye sokulmasını yasakladı. Hükümetin 15 Agustos tarihınden geçerli olmak üzere aldığı önlem uyannca, Amsterdam'daki Schipol Havaalanf nda, söz konusu ülkelerden gelen yolculann bagajlan kontrol edıliyor. Havaalanı yetkililerinın verdığı bılgiyegöre. Türk yolculann beraberlerinde getirdikieri beyaz peynirlere el konuyor. Havaalanında, her gün ortalama 500 ila 800 kilogram peynir ımha edilıyor. Ancak, bu uygulama sonucu yolculann uğradığı kayıplar için tazminat ödenmiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear