25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 AĞUSTOS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 AIMKARA kulisiIŞIK KANSU Konuyu dağıtmayalım RP'li Adalet Bakanı Şevket Kazan, tartışmalı Irak gezisinden, yandaşlanna göre parlak fikirlerle döndü. Kazan, Kuran'dan sureler ezberleyen suçluların cezalanndan indirim sağlanabileceğıni söyledi. Söz gelimi, devletin parasını hortumlayan bır siyasi ya da insani yardım adı altında para toplayıp, bunlan sıyasal çıkar sağlamada kullananlar, Kuran'ın tümünü ezberlerlerse, kendilerine mahkemeler ya da Yüce Divan tarafından verilen cezalar affedilecek. Kazan, bu işi daha da ileri götürebilir. Örneğin, devletin örtülü ödeneğini kötüye kullanan bır başbakan Yüce Divan'a çıktı diyelim. Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddialanna karşılık savunma yapmak yerine hatim indirse, baştan paçayı kurtarmış olacak. Laf gargarası yerine, bu konudaki yorumu, bir bilene, ceza hukuku uzmanı ve Türkiye Barolar Birtiği Başkanı Prof. Dr. Eralp Özgen'e bırakalım: "Bir suçun cezasının miktannın ne kadar olacağını, bir din kitabını ezbeıiemeye, yani dini temellere dayandırmak her şeyden önce laiklik ilkesine aykın. Laik cumhuriyete sadık kalacağına yemin etmiş bir bakanın bunu düşünmesi oldukça acı. Böyte bir kural gelecek olursa, bu, vicdan özgürlüğüne de aykın. Şöyle ki, Müslüman olmayan ya da Kuran okumak istemeyen bir kişi, daha uzun süre hapiste kalacak. Ama, Müslüman olan ve Kuran'ı ezbeıiemeyi kabul eden, daha kısa zamanda çıkacak. Diğer yandan, Kuran'ın tamamını veya birkaç suresini ezberieyince, kişinin nedamet getirdiği mantağı da yanlış. Hiç nedamet getirmeden de sırf ceza indiriminden yararianmak için kişi ezberter onu. Gayet basit bir şey." Ozgen, Şevket Kazan'ın, hukuk fakültesi mezunu olduğunu da anımsatıyor bu arada: "Ceza hukuku, fılan surenin ya da falan surenin ezberlenmesine bağlı olarak ceza saptayamaz. Ceza hukunun bir yığın temeli var. Bunlan bir yana atıp, şunu ezberiersen şu olur demenin hukuk açısından mantığı yok. Böyle bir önerinin gündeme getirilmesi, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılarak, teokratik bir devletin kurulması ile mümkün. O günlere de hiçbir zaman erişemeyeceklerine inanıyorum. Atatürk ilkelerine bağlı, Türkiye Cumhuriyeti'ni hiçbir zaman Saddam'ın Irakı haline getiremeyecekler." Bu tartışmalar karşısında, aklımıza, Başbakan Necmettin Erbakan'ın, Devtet Bakanı üfuk Söylemez'e ilişkin gazetemizde yer alan müfettiş raporlan konusunda verdiği yanıt düştü: "Konuyu dağıtmayalım. Türkiye'nin önemli meseleleri var." 1Hac arkadaşına da vakıflardan sorumlu RP'lı Devlet Bakanı Ahmet Cemil Tunç, görevine oturur oturmaz, Istanbul Vakıflar Bölge Müdürü smail Sancak'ı görevden aldı. Eski ANAP Istanbul viilletvekıli olan Ismail Sancak, geçen yıllarda Ahmet Cemıl Tunç ıle Dİrlikte hacca gitmiştı. RP'lilerde, hacca vefa yok demek. Sol yanımda yare var "Demokratik Banş Hareketi", 31 ağustosta kuruluş şöleni yaparak partıleşeceğinı açıkladı. Gelin, bu hareketin kamuoyuna dağıttığı kitapçığı inceleyıp, kurulacak partinin kimiığıni yorumlayalım. Demokratik Banş Hareketi, hiçbir siyasi partinin devamı olmadığı gibi, mirasçısı da olmadığını vurguluyor. Kendilenni sağ ve sol olarak tanımlayan mevcut partılerın adları dışında bırbırierinden farkları bulunmadığı kanısında. Ama, kitapçığı baştan sona okuduğunuzda, oluşacak partinin sağda mı, solda mı olduğu pek anlaşılmıyor. Ama, bize sorarsanız, kitapçıktan bu partinin "yeni sağ"a çok yakın olduğu saptaması, her ne kadar sözcük aralarına saklansa da apaçık ortada. Ülküsünü yitirenler ANAP kongresi bugün başlıyor. Kongrede, Mesut Yılmaz'ın karşısında aday olan Işın Çelebi, eski bir solcu. 1980 öncesı CHP Genel Başkanı olan Bülent Ecevit'in danışmanlarından. Eski CHP ve SHP Milletvekili Hasan Fehmi Güneş, Çelebi'yi. CHP'nin iktidarı döneminde Başbakan Bülent Ecevit'in yan odasında çalışırken anımsıyor. O dönemde Çelebi, Güneş'in üzerinde "akıllı, uslu bir danışman" izlenimi bırakmış. Eski CHP'li bakanlardan Yüksel Çakmur da, "Çelebi, o yıllarda Bülent Ecevit ile çok yakın temastaydı. Bütün planlama ve projelendirme işlerini birlikte görüyorlardı. CHP Gençlik Kollan'nda da çalışmalar yaptı" diyor. Çelebi, ANAP kongresi öncesi Mesut Yılmaz'a karşı bayrak açarken. partiye "Ikinci Özal dönemi" yaşatacağını açtklamış. Özal'ın kim olduğunu herkes biliyor. Demokrasinin rafa kaldırıldığı, vahşi kapitalizmin tüm kurallanyla Türkıye'de işleyebilmesi için solun bilerek darmadağın edildiği dönemde, ülke styasetinde yükseltilen politikacıdır Özal. Bu dönem ıçinde sol, yalnızca baskıyla yok edilmedi. içinden, çıkarları okşanan tek tek insanlar çekilerek, geleneksel sol kurumlara kafası karışık kişilikler yerleştirilerek de amaca ulaşılmaya çalışıldı. Bu açıdan Çelebi, özal'variliğin en iyi kanıtlarından biridir. Türkiye'nin bunca yoksulluğa, bunca acıya, bunca eşıtsızlik ve adaletsızlıge sürüklenmesine destek olan bir "ülkülerini yitinmiş" kuşağın temsilcilerindendir. Çelebi'yi, 12 Eylül öncesi solculuk döneminden tanıyan Yüksel Çakmur'un yorumuna gelelim: "Zaman içinde Türkiye'de her şey değişti. Insanlarda ne ideoloji ne inanç kaldı. Sağ kökenden gelen bir insanın, sağ bir partide yükselmesi, liderliği kabul edilebilir. Ama tersi? Solda bu da denendi. Hür Gençlik'ten gelen insanlar liderliğe tıtmandılar. Oysa, gelişmiş Batılı ülkelere bakın. Sosyalist, sosyal demokrat bir insan, genç yaşlanndan başlayarak, buyük mücadeleler veriyor. Adım adım yükseliyor ve kendi ideolojisinin bayrağını en uçta, en yüksek zirvede dalgalandırabiliyor. Kürtürüyle, bilgisiyle, mücadeleleri ile yükseliyor. Ama, bizde her şey birbirine kanştı. Buyük bir bunalıma girdik. Aslında bu bunalıma girmenin temel nedenlerinden biri de; buyük ideoloji sapmalan, çıkar hesapları, hesaplaşmalan, sağdan gelen insanlann solda lider olması, soldan gelenlerin sağda lider olması." Demokrasımızin en önemli sorunu da "Ideolojinin önemi kalmadı" safsatasını gündeme getirip, "rüzgârgülü" olmak değil mi zaten? "Yeniden yapılanma" tamlaması sık sık kullanılıyor bir kere. Hani, sermayenin küreselleşmesini öngören "yeni dünya düzeni" özlemcilerinin sıkça dile getirdikleri sözcükler. Kitapçığa göre, oluşturulacak partı, ıktisat polıtikasını yeniden yapılandırılacak. Bunda amaç, iktisaden "özgür birey"ler yaratmak. Kamu kesimi yeniden yapılandınlacak... Nasıl? Demokratik Barış Hareketi, açıktan özelleştiımeci: "Biz, özelleştirmeyi siyasi ve iktisadi demokrasinin gerçekleşmesinin bir gereği olarak görmekteyiz. Devlet, artyapı yatnmlannı yapacak... Devlet işletmeci olmayacak, yeterli rekabet ve kalkınma düzeyine ulaşan, bölgesel sektör ve faaliyet alanlanndan çekilecektir. Demokratik Banş Hareketi, ekonominin yeniden yapılandınlmasında, dışa açık olmayı esas alır. Başlamış iktisadi entegrasyon süreçlerinin siyasi entegrasyon süreçleriyle tamamlanmasını hedefler. Devletin siyasette, ekonomide ve sosyal hayatta ağırlığı sürdükçe, devlet asli işlevlerini yerine getiremez, bireylerin özgürlüklerini sınırlar." Bireyciliği öne çıkaran, kamuyu küçültmeyi hedefleyen bir "yeni sağ" çağnşımı daha: "Kamu arazi ve emlakinin, konumuna göre hangi amaçla kullanılacağı önceden tespit edilerek, değeri üzerinden satışa çıkarılacaktr." Hareketin, sosyal devlet ilkesini yadsıyan tarafı gizlenmeye çalışılmış. Ama, varılacak hedef, yine sosyal devletten uzaklaşmaya yönelik. Örnek: "Sosyal banşın gerçekleştirilmesi için ülke çapında, sosyal güvenlik sistemi kurulacaktır." Buraya kadar tamam. Gerisini okuyahm: "Emekli hakkı devletçe garanti altına alınacaktır." Sosyal güvenlik sisteminin yalnızca bir ayağı olan "emeklilik", devletçe garanti altına alınacak. Ya sağlık, ya malullük, sakatlık aylığı? Sosyal devlette önemli bır görev olan eğitim? Orası karışık... Kitapçığın bir bölümünde, "Eğitimde ve sağlıkta, toplumun katılımını ve sorumluluğunu arttırmak esas alınacak, özel girişimler teşvik edilecektir" deniyor. Diğer bır bölümünde, "Üretim düzeyinin yükseltilmesi ve gelişmenin sürekliliğinin sağlanması amacıyla devletin sağlık, eğitim, enerji, ulaşım ve habeıieşme alanlanna yatınmlan arttınlacaktır" görüşüne yer verıliyor. Kısacası, Demokratik Barış Hareketi, bugün dünyaya egemen olan "yeni sağ" polıtikaları, araya kimi sol düşünce parçacıkları ekleyerek ortaya çıkıyor. KATKIDA BULUNAN: DÜRDANE KOCAOĞLU HAYVANLAR İSMAIL GVLGEÇ mıtfı KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMtH POROY •' V ' ' • " " GADDAR DAVUT MR! KIRTCEBE MIRMIRLAR LĞURDURAK NE- D1S6EZ/ MAM L-AZlM ... TARİHTE BUGÜN MIMTAZARIKAN 24 Ağustos NtPKOW'UN TELEMZrON DİSKL •(S4O'7?I âUGÜN, GOTTUE8 MÜHENDIS1 F>ı4UL ÖCMÜŞ7-U. 1884 ĞU, KEMOl ADtYLA AN<U4U DlStCj r£L£VlZY0- NUH G£ÜÇMEStUP£ ÇOK ÖMEMU gf/£ APlM OLMUÇTU. GÖÜÜKITUYÜ Ç.İZGtUER HALlME SE- rı/Z££EK 7-ABAYAM BU OÖ/V£/e DI'SK UZ£RIN- t>£ SA&MAL BlÇ'MP£ DrZ'/LM'f PEU/CLEG &U- UUNMAKTAYOl. PtSK DÖNE&KEM, IŞIK DELlte- ERDEM GEÇEG.EK GO&UH7TİYÜ PAHALEL ÇJZ- GİLE&E ÇEVrRMEtCrEYDl'. IŞ/tCLt Qİ2.Gl DlZILG&t O£ FOTVSEC r*RAF(NOAN eLeKreiKU SIUYALJL£- DÖNÜŞ7-Üe.ÜL£&£te. ALICIYA VEeiLtyORCHJ. GES- ıH Y£N<D£fil OcUÇnjfi.l/İJVlASf İS£, TA&AMA ı^LÇ- MİNE 8EM2£& TARZOA GE&Ç.EKtEÇMEKTErCH'. yer.ni alakfronık. faramayo ntekamk Mif*r tarmaf
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear