22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 TEMMUZ 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI RJEFAHYOL'un, popülist politikalannı finanse etmek için uygulayacağı mali kaynak planını Çiller açıkladı 'Ithalata vergi, gıırbetçiye faiz'• Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu • Merkez Bankası'nın da ithalattan yüzde 6 fon Çiller, yurtdışındaki işçilerin tasarruflanna "süper kesilmesi yönünde bir tebliğ hazırladığını belirten faiz" uygulanacağını, kamu lojmanları ile arazilerinin Çiller, 1997'de satılacak iç borç kâğıtlannın faiz satışında da gurbetçilere kolaylık sağlanacağını bildirdi. gelirlerinden stopaj usulüyle vergi kesilmesinin düşünüldüğünü de bildirdi. Başbakan Yardımcısı \e Dışişleri Bakanı Tansu Ç iller, dün Sana- yi Bakanı Yalım Erez, De\let Bakanlan IfukSöylemez ve Ayfer Yümaz ile üst diizey ekonomi bürokratlanyla bir toplantı vaptj. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Memur maaşlanna yapılan ortalama yüzde 50 oranın- daki zammın getirdiği 125 tnlyon liralık ek yük- le, katrilyonlara varan vaatlerine kaynak ara- yan REFAHYOL, yurtdışındaki işçilerin 50 mil- >ar dolar olduğu iddia edilen tasarruflanyla, ithalattan kesilecek fona umut bagladı. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, yurtdışındaki işçilerin tasarruf- lanna "süper faiz" uygulanacağını, kamu loj- manlan ile arazilerinin satışında da gurbetçi- lere kolaylık sağlanacağını bildirdi. Merkez Bankası'nın da ithalattan yüzde 6 fon kesil- mesi yönünde bir tebliğ hazırladığını belirten Çiller. I997'de satılacak iç borç kâğıtlannın faiz gelirlerinden stopaj usulüyle vergi kesil- mesinin düşünüldüğünü bildirdi. Çiller. dün Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez, Devlet Bakanlan UfiıkSövlemez ve Ay- fer Yıimaz ile üst düzey ekonomi bürokratla- rıyla bır toplantı yaptı. Toplantının çıkışında bir açıklama yapan Çiller. iç borç stokunun dev boyutlara ulaştığını, özellikle faiz yükünün kaldınlamaz bir büyüklüğe geldiğini söyledi. RP'ye faiz uyarısı Çiller, borç faiz oranlarının düşürülmesi için gerekli koşullann sağlayacağını belirtir- ken. "Ancak bu tamamen piyasa koşullano- da oiacaknr. Prvasalara kcsinlikJemüdahaieedil- meyecektir. Piyasaya müdahaie edene. biz de müdahaie ederiz" dedi. Çiller, I997'den itibaren iç borç faiz gelir- lerinden beyanname usulüyle vergi kesilece- ğini. gelecek yıl piyasaya çıkacak de\let kâ- ğıtlarının faiz gelirlerinden stopaj usulüyle vergi kesilmesine ilişkin birdüzenlemenin dü- şünüldüğünü belirterek u Ancak bu 1997'den sonra gündeme gelecektir" dedi. İç borç stokunun azaltılması için yeni kay- naklara gereksinim bulunduğunu belirten Çil- ler. hükümetin kaynak yaratılması konusun- daki çalışmalannı sürdürdügünü. bu kapsam- da hazırlanan "ekonomik paket"in gelecek hafta Bakanlar Kurulu'nda tartışılarak kamu- oyuna açıklanacağını söyledi. Çiller. kaynakyaratilması için ilkaşamada. kamu lojman ve arazilerinin satılacağını be- lırtırken. "Yurtdışındaki işçilerimizin 50 mil- yar dolara yakın tasamıfiannı Türkiye'ye çe- keceğiz. IşçUerimize lojman ve arazi satışla- ruıda kolay iık sağlayacak düzenlemeler en kı- sa zamanda tamamlanacak. Merkez Bankası da isçilerimizin tasarruflanna yüksek faiz \e- recek" dedi. Çiller, Eximbank"ın ihracat kredileri için dış borç alacağını belirtirken Samurai piyasa- sına (Japon para piyasası) tahv il ihracı yapıl- dığını anımsattı. Merkez Bankası'nın aynca, ithalattan yüz- de 6 oranında fon kesiimesine yönelik bir teb- liğ hazırlayacağını belirten Çiller, ithalata fon getirilmesinin gümrük birliğine aykm olup olmadığı yönündeki sorulara, "Gümrük bir- liğineaykın bir şeyyapıimayacaktır. Gerekli dü- zenlemeleri Merkez Bankası yapacaktır"diye yanıt verdi. PTT'nin T'sinin özelleştirilmesine ilişkin taslağın kısa sürede yasalaştırılacağını söyle- yen Çiller. "T'nin bir bö'lümünün satışından yılsonuna kadar40 trilyon liraya yakın gelir el- de edüecektir" dedi. Özelleştirme uygulamalannın hızlandınla- cağını, öncelikle kamu bankalarının satışının düşünüldüğünü belirten Çiller, Merkez Ban- kası 'ndan kamu kuruluşlanna reeskont kredi- si yoluyla kaynak aktarılmasının söz konusu olmadığını söyledi. Başbakan Necmettin Erbakan'ın kamu ge- lirlennin tek havuzda toplanacağı yönündeki açıklamalanna ilişkin soruya da. "Bizde bu tip bir uygulamayı daha önce yapmıştık. Ka- mu kumluşlarının birbirlerine oîan borçlan- nı kapatmıştık" diye yanıtlayan Çiller, başka birdegerlendirme yapmaktan kaçındı. Çiller, bir soru üzerine de gecekondulara ilişkin programlanan düzenlemelere yeni ya- pılan binalann dahil edilmeyeceğini vurgula- yarak "Bugünyapdangecekondulariçinbiriın- kân var diye yeniden gecekondulaşmaya gidi- liyorsa vatandaşlanmız bunu yapmasınlar. Çünkü olmayacaktır" dedi. Bankalar Türk Lirası için yüzde 6, döviz mevduatı için yüzde 3 oranında disponibl değer bulunduracak Ekoııoıııik kararlar yürürlükteANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'ın dün öğle saatlennde açıkladıgı eko- nomik kararların aynntılan. akşam sa- atlennde Resmı Gazetenın mükerrer sayısında yav ımlandı. Alınan kararla- ra göre bankalar. Türk Lırası mevdu- atı için yüzde 6. yabancı paralarmev- duatı ıçın yüzde 3 oranında disponibl değer bulunduracaklar. Yapıiandüzen- lemede. mev duat munzam karşılık ora- nı yeniden belırlendi. Resmı Gazete'de vayımlanan teb- ligle ithalattan alınacak yüzde 6 fon ke- sintısi yürürlüğe girdi Kaynak kulla- nımını destekleme fonu hakkındaki Merkez Bankası teblığıne göre. ıhra- catın fınansmanı için Türk Lirası ve- ya döviz olarak kullandınlan krediler ile Türkiye'de yerleşık kişilenn yurt- dışından ıhracatın fınansmanı için sag- layacağı kredılerde fon alınmayacak. İhracat teşvik belgesine bağlanmış ih- racat sayılan satış ve teslimler ile dö- viz kazandıncı hizmet ve faaliyetlerin finansmanında kullandınlanlar da bu kapsamda değerlendınlecek. Türkiye'de kurulmuş bankalann ya- bancı bankalar \eyayurtdışındaki ken- dı şubelen adına yurtıçınden kabul et- tıkien mev duat veya aracılık ettıklen havalelerle karşılıklı olarak yurtdışın- dan açtınlan mev duat hesaplan ile ha- vale olarak gelen ve Türkiye'de yerle- şik kişilenn kullanımına sunulan pa- ralaı, bu tebliğ uygulamasında kredi ola- rak kabul edılecek. Bankalann. Merkez Bankası nez- dınde bulunduracaklan mev duat mun- zam karşılık oranlan da yeniden düzen- lendı. Merkez Bankası'nın mev duat munzam karşılık oranlan. Türk Lira- sı mevduatta yüzde 8. döviz tevdıat hesabında vüzde 11 olarak belırlendi. Mevduat munzam karşılık oranı. altın depo hesabında ise yüzde sıfır olarak uygulanacak. Tebliğ uyannca bankalar. mevduat tutarlan üzerınden Merkez Bankası nezdinde açı lacak hususi bloke bir he- sapta. nakden munzam karşılık açmak- la yükümlü olacaklar. Aynca bankalar. Merkez Bankası'nca tespit edilecek esaslara göre, her hafta cuma günü iti- banyla düzenleyecekleri mevduat ve munzam karşılık cetvellenni. iki haf- ta sonraki cuma günü ış saati sonuna kadar Merkez Bankası 'na tevdi edecek- ler. Munzam karşılık yükümlülükleri- nı süresınde yerine getinne>en ban- kalara. belirlenen faiz oranlan üzenn- den azami 7 günlük cezaı faiz uygu- lanacak. Merkez Bankası, bankaİann taahhütleri karşılığmda bulundurma- lan gereken disponibl degerlerin oran- lannı yeniden belirledi. Tebliğe göre disponiblite oranı. tamanu senet ol- mak üzere Türk Lirası mevduat için yüzde 6, yabancı para mevduatı için yüzde 3 olarak saptandı. Daha önceki düzenlemeye göre ban- kalar. 31 Mart 1994 tanhlî Türk Lira- sı mevduat ıçın yüzde 2 si serbest te\ - dıat, kalanı da senet olmak üzere top- lam yüzde 32. söz konusu tarihten son- raki Türk Lirası mevduat ıçın ise ta- mamı senet olmak üzere yüzde 3 ora- nında disponibl deger bulundurmak zorunda ıdıler. Yabancı para mevdu- at için bankalann bulundurdukları disponibl degerlerin oranı ise önceki düzenlemede de yüzde 3 idı. Tebliğ- de. bankalann mevduat dışı Türk Lı- rası pasıfhesaplan için bulunduracak- lan disponibilıte oranı ise yüzde 8'ı Merkez Bankası nezdinde Türk Lira- sı vadesiz serbest tev diat. v üzde 6 sı da senet olmak üzere vüzde İ4 olarak be- lırlendi. Bu oran. önceki uygulamada yüzde 12 idı. Mev duat dışı yabancı pa- ra pasifhesaplannda için ise bankalar. yüzde 11 'ı Merkez Bankası nezdinde ABD Doları. Alman Markı. Isvıçre Frangı. Ingilız Sterlını. Fransız Fran- gı \e Hollanda Flonnı cınsınden ser- best tevdıat. yüzde 3 ü de senet olmak üzere. yüzde 14 oranında disponibl de- ğerbulunduracaklar. Bankalar. daha ön- ce vabancı para pasif hesaplan için yüzde 15 oranında disponibl deger bu- İunduruyorlardı. Yeni düzenlemeyle, bankalann po- zısyon aşımlanna ılışkın taahhütien için bulunduracaklan disponibilıte ora- nı da yüzde 9'dan yüzde 8'e çekildı. Tebliğ ile yapılan yeni düzenleme- ler.,30 Haziran 1996 tarihli bilançonun 2. ölçümleme dönemi olan, 10-16 Ağustos I996tarihlerinı içeren hafta- dan başlamak üzere yürürlüge gırecek. REFAHYOL için bekle-gör politikasını tercih eden sendikalar ve sanayiciler, diyalog süreci başlattı dünyası lriildiıııeti aradan çıkardıEkonomi Servisi - REFAHYOL hükümeti için ~bekle-gör" politikasını tercih eden iş dünyası. siyasetten bağımsız "diyalog" süre- cını başlattı. Yasal Ekonomik veSosyal Kon- sey "in yapısını çözüm üretecek nıtelikte bul- mayan ışçi ve ışveren kesımlen. dün birara- ya gelerek siyası kaygıların uzağında uzlaş- ma yollarını aradı. Işçi ve ışveren temsilcile- rinı bır araya getiren uzlaşma toplantısına. Çalışma Bakanı Necati Çelik'ın son anda ka- tılması ile hükümet de dahil oldu. Ancak "Hü- kümet oLsa da olnıasa da sorunlanmızın çö- zülmesi elzemdir" dıyen ış dünyasına Çelık, sadece vaatlerle katkıda bulundu. TİSK tarafından düzenlenen. "Globaltes- me sürecindeTürkhe'ninrekabetgücünün art- ması ve tşsLzlik sorununun çözümü için ke- simlerarası işbirüğinin önemive etkin halege- tirilmesi" konulu toplantı. dün genış bır ka- tılımcı grubu ile gerçekleştirildi. "Sosyal ta- raflardan habersiz ve uzlaşma sağlanmadan hiçbiridari ve\ asaldeğişikÛk vapmavacağız" diyerek iş çevrelennı rahatlarmak ısteyen Çe- lik. toplantı sonrasında yaptığı konuşmada. ye- ni hükümetin sosyal ve ekonomik politikala- nnı anlartı. Serbest piyasa ekonomisının de- vam edeceğı garantisini veren Çelik. "Eko- nomik kalkmmadatemel hedefimiz, ranteko- nomisinden üretim ekonomisine geçmektir. Türkive'nin en önemli sorunlarından biri. üretim kısırlığıdır. Müteşşebis bir şeyier üre- Diyalog süreci başlatan işçi ve işveren temsilcüeri Sabancı Center'da buluştular. tebilmek için engellerie karşılaşır, işçilerimiz ise abn teri dökerek geçimini sağlamaya çalı- şırken bir kesim. para ile para kazanmanın ra- hatlıgı içindedir. Üzücü olan, bu sistemin dev- let eli ile kurulmuş olmasıdır" diye konuştu. Taraflan bir araya getiren Türkiye İşveren Sendikalan Konfederasyonu (TlSK) Başka- nı Refik Ba>dur. Ekonomik ve Sosyal Kon- sey'ın artık faalıyete geçmesınin zamanın geldiğini ıfade ederken bu yönde ılk adım da dün atılmış oldu. Toplantının dıkkat çeken sımalanndan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, "Hükümetobadaolnıa- sa da sorunlannuzın çözümü için bir araya gel- melr>iz"derken İKV Başkanı Meral Ğezgin Eriş ve TÜStAD Başkanı Halis Komili, sıya- si sahnedekı çekışmelerden duydukları ra- hatsızlığı dile getirdiler. Toplantının ev sahipliğinı yaban Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sa- bancı da sorunlann çözümüne yönelik ~re- çeteyazmak üzere bir arayageldiklerini" söy- ledi. Sabancı. artık el ele verip. yumruk ya- pıp masanın üstüne koymanın zamanının gel- dığını de kaydederek bu toplantınm artık "uvanmanın" başlangıcı oldugunu ıfade et- tı. Toplantıda işverenin Ekonomik ve Sosyal Konsey için gösterdiği heyecana, işçi kesimi- nın bır mıktar tereddütlü baktığı gözlendi. Sendikal hareketın diyaloğa açık olduğuna dikkat çeken Devrımci İşçi Sendikalan Kon- federasyonu Başkanı (DİSK) Rıdvan Budak, dıyaloğun taraflann eşit haklara sahip oldu- ğu ve bu haklann karşılıklı olarak tanındığı bırzemın üzerindeyükselebileceğıni belirte- rek "Bu yakJaşımın özellikle siyasi iktidarlar tarafından benimsendiğini gösteren da\ rants- lan dikkate aldığımızda Ekonomik ve Sosyal konsey't çekimseryaklaşıyorolmamızyadır- ganmamalıdır" dedi. Ülkenin iyi yönetılmedığinı ifade eden Tür- kiye Işçi Sendikalan Konfederasyonu Baş.ka- nıBajTam Meral ise bundan sonra 5 Nısan ben- zen bır paketi işçi kesiminin yüklenemeye- ceğını v urgulayarak "Artık nefesimiz kesiİdi. Sıkılacak nefesimiz kalmadı. Bundan sonrason bir fedakârlık yapılacaksa her kesiınden bu fedakâıiık bekJenmeli" dedi. Sorunun ışçi ışveren sorunundan çok, ül- ke sorunu oldugunu belirten Meral'e karşı dığer bır ışçı sendıkası olan Hak-lş Konfede- rasyonu Başkanı Salim L'slu. ışletme bazın- da ulusal bazda çözülmesinin mümkün ol- madığını iddıa etti. TEDAŞ'dan üç aylık fatura uygulaması MERİH AK İZMİR-TEDAŞlzmırBöl- ge Müdürlüğü, abonelennden topladığı peşın ödentının kal- dınlmasının ardından personel azlıgını gerekçe göstererek üç aylık fatura uygulamasma baş- ladı. TEDAŞ'ın bu uygula- mayla, aboneye, aylık ortala- ma yüzde 5 oranında zam ge- len elektrigi, 3 aylık toplam tutara katarak sattığı belirtil- di. Harcanan elektriğın belir- lenmesinde de yönetmelıkle- re uyulmadığı savunuldu. TE- DAŞ'ın bu uygulaması sert tepkı gördü ve Tüketici Hak- lan Derneğı. konuyu il hakem heyetıne götürme kararı aldı. TEDAŞ, Izmir'de başlattı- ğı uygulamalarla tepkı toplu- yor. Bir süre önce pilot uygu- lama olarak Izmir'de başlatı- lan peşin ödemede. abone kul- lanmadığı elektirığın parasını kullanmış'gıbı ödemek zorun- da bırakılmıştı. Bu uygulama- ya karşı açılan davanın kaza- nılmasıyla uygulamada geri adım atılmıştı. Abonelennden toplu para- lartoplamaya alışan TEDAŞ. bu kez personel azlığını ge- rekçe göstererek yeni bir uy- gulama başlattı. Buna göre, abonelerin sayaçlan 3 ayda bır okunacak ve çıkartılacak fa- tura geçmiş üç ayı kapsaya- cak. Uygulamay ı başlatan TE- DAŞ, aboneleri şaşırttı. Aylık bır milyon lira dolayında öde- me yapan aboneler, 3 aylık 5 milyon liralık faturalarla kar- şı karşıya kaldılar. Personel yetersizligi nede- nıyle okumada büyük sıkıntı- ların yasandığını belirten TE- DAŞ yetkililen, "Bunun üze- rine bu okuma tşi ihale edildi. Yükleniciler vasıtasıvla bu problemi çözmeyeçalışacağu. Ancak şimdi 3 aylık rüketim dikkate alınarak faturalandır- ma yapıiıyor. Personelimiz an- cak yetiyor çünkü. Bu yüzden de abonelere fazla faturalar gitmeye başladı" dedıler. Milletvekillerinin modacısı, ikinci tesisini RP'lilerle açıp, 'Yatırım gücünü inancımdan alıyorum' dedi Hazır giyîm sanayiine ^manevî' teşvik NURTENYALÇIN Ramsey markasıyla ürettigi ceket ve pantolonlarla "milletvekülerini giydiren kuruluş" olarak ün yapan Gürmen Gıyım. Anadolu'daki ikinci büyük fabrikasım Saf- ranbolu'da açtı. Kastamonu Araç'taki fab- rikadan sonra Günnen Giyim'in yöreye yaptığı ikinci büyük yatınmın açılış töre- nine Refah Partili politikacıların yoğun katılımı dikkat çekti. Fabrikanın açılışını ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ne- cati'ÇeükilelstanbuI BüyükşehirBeledi- ye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ger- çekleştirdi. Gürmen Giy im'in sahibi Rem- ziGür. bu yatınmlan devletin maddi teş- vikı ile yapmadıklannı. sadece "mane\i teşvik" aldıklannı söyledi. " bin metrekarelik bir alan üzerine in- şa edilen ve 350 kişinin çalışacağı tesisin açılış törenimuhafazakârkesimin özellik- le de Refah Partisi'nin yoğun ilgisi altın- da gerçekleştı. Anavatan Partisi Millerv e- k.ilı"Korkut Özal'ın Recep Tayyip Erdo- ğar.'Ia sık sık beraber görüldüğü törende fabrikanın açılışı. program dışında kürsü- ye atılan bir kişi tarafından okutulan du- aîar sonrasında yapıldı. Hazırgiyımle ilk olarak lngiltere'de si- • Milletvekillerini giydirmekle ünlenen Gürmen Giyim'in Safranbolu'daki fabrika açılışına, Korkut Özal'dan Recep Tayyip Erdoğan'a kadar, muhafazakâr kesimden pek çok temsilci katıldı. Gürmen Giyim'in sahibi Remzi Gür, tesisler için devlerten hiçbir maddi teşvik almadıklannı, özsermayelerini inançlarının oluşturduğunu söyledi. Fabrikanın açılışına Refah Partili politikacıların yoğun katılınıı dikkat çekti. pariş üzerine çalışarak tanışan kurucu Remzi Gür. bugün ortaklanyla beraber. toplam alanı 11 bin metrekarelik ve gün- lük kapasitesi 1000 ceket v e 800 pantolon olan iki üretim merkezine sahip. Üretiminin büyük bir kısmım Ingiltere, Fransa ve Almanya'ya ihraç eden Gür- men. iç piyasa için yaptığı üretimi Ram- sey. Emilio Bosco ve Kip adı altında pa- zarlıyor. Fabrikanın açılmasıyla birlikte yöreye ters göçün yaşandığına dikkat çeken Araç Belediye Başkanı BahtiyarYaşar"Bol«e- vcyapıİanyatınnılarsayesindclstanbtıl'a gidip yerleşen ailelerden 105 tanesi Kasta- monu\va geri döndü. Bu türyatınmlann artmasını bekliyoruz" dedi. Tesisin yapılmasında hiçbir devlet teş- vikinden yararlanmadıklarını söyleyen Gürmen Yönetim Kurulu Başkanı Rem- zi Gür "Biz gücümüzü inancımızdan alı- yoruz. Gelen her hükümetin de bize yar- duncı olacağına inanıyoru/" dedi. Yöredeki her iki fabrikada çalışan ve ço- ğunluğu bayan olan işçilerin ortalama ay- lık ücretlerinin ise 5-6 milyon lira olduğu dikkat çekti. 'Sanayi yatınmı risklT Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik. açılış töreninde yaptığı ko- nuşmada "Kurdela kesmeye hasret kal- nuşük'" derken reponun. tahvilin daha iyi iş yaptığı bir ülkede sanayi yatınmı yap- manın büyük birrisktaşıdığını, yapılan ya- tınmın ise alkışlanması gerektiğini belirt- ti. Hak-lş Genel Başkanı olduğu dönem- de "Ka rabük Demir-Çeük Tesisleri'nin ka- panlması haünde Zonguldak Havzası Şır- nakla>tınlır" dedigini hatırlatan Çelik, yö- reye yapılan yatınmlarla tersine göçün gerçekleştiğini ve bölgenin demir-çelığe endeksli bir ekonomiden kurtulma imkâ- nı bulduğunu vurguladı. Açılış töreninde bir konuşma yapan Is- tanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Re- cep Tayyip Erdoğan da ülkede üniversite- li işsizlerin dolaştığını, işsizliğe çare olacak yatınmlann hayati önem taşıdığını vur- guladı. İŞÇİNİN EVRENtVDEN ŞÜKRAN SONER KÖPÖIÜP... Mantıkla açıklayamıyorum; ama ne zamandır, Türki- ye'de düzenin yarattığı, nitelikleri, kimlikleri, hele de etik değerleri, topluma katkıları çok tartışılır, liderlerin, ucuz kahramanlar haline getirilmeden, demokratik yol- dan gönderiliş sürecinin yaklaştığına inanıyorum. "Kör ölür badem gözlü olur." 1960-70'li yıllarda Türkiye gerçek demokrasiye doğ- ru adım atmanın nimetlerinden yararlandı ama DP'nin, Bayar ve Menderes'in askeri darbe, ihtilalle götürül- melerinin çok ağır bedellerini ödedi. Sonraki askeri ib- tilallere kapı açılması bir yana, DP'nin, Bayar ve Menderes'in bütün yaptıklan yanlışlar, kötülükler unu- tuldu. Haklı olarak insan hakları ihllalleri, Yassıada yar- gılamaları belleklere kazındı. Kendilerini iktidar yapan demokrasi ilkelerini ayaklar altına alanlar, iktidar uygulamaları ile demokrasiyi, in- san haklarını katledenler, sonradan kendileri mağdurol- duklan için "demokrasi havahsi" mertebesine yüksel- tildiler. Toplum olarak Bayar'ın her tür hakaret, insan hakla- n gaspına, Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun idam edilmelerine, diğer DP'lilerin demokratik olmayan yol- larla yargılanmalarma engel olamadığımız için, bu ülke için yaptıkları ne kadar olumsuz iş varsa kök salması- na, geleceğimizin ipotek altına alınmasına yol açmış ol- duk. Türkiye'de bütün sağ partiler ve liderler, bugün bile hâlâ DP'nin mirasını paylaşamıyorlar. Demirel, DP'nin mirasını, "ruhunu" kullanarak, kaç kez şapkasını alıp git- ti-geldi. Şimdi Çiller ve Erbakan birbirlerinin kirli ça- maşırlarını saklama ittifakında, her konuda uzlaşmış görünürken de "DP'nin devamı olma, DP ruhunu can- ladırma" misyonunda yanşıyorlar. Düş görmenin sının yok ya, sık sık kafama takılan ki- mi sorular var: "DP'nin, Bayar ve Menderes'in gönderilişı, askeriih- tillale değil de demokratik yoldan başanlmış olsaydı, Türkiye nerede olurdu?" En azından "DP'nin ruhu, paylaşılamayan bir miras olmaktan çıkar, DP'nin Tûrkiye'nin gelişmesinde, de- mokrasisinde yarattığı olumsuzluklar daha sağlıklı gö- rülebilirdi. Türkiye'deki sağ partiler, DP ve liderterinin kötü kopyalan olmak, çok daha kötü politik taklitçilik- leriniyapmaktan kurtuluhardı. Hergelenın gideniarat- tığı bir oatağa, çıkmaza sürüklenmeyebilirdik." 12 Mart, 12 Eylül askeri ihtilalleri, Demirel'in eline şapkasını verip göndermeselerdı, kahraman ve demok- rasi havarisi edası ile referandumda seçilme hakkı için hepimizin oyunu almış olarak yeniden gelebilir miydi? Demirel'in Tûrkiye'nin bugünkü olumsuz sürecinde, daha dışa bağımlı, yatınmdan tüketime, ranta kaymış ekonomisinden yolsuzluklann kurumlaşmastna, ırkçı- lık ve şeriatçılığın beslenmesinde az mı günahlan var? 12 Eylül'ün mirası üzerinde kottuğa oturup, acıma- sız bir ihtilalin yarartığı birikimleri, DP, AP iktidarlarını, Bayar, Menderes, Demirel'leri mumla aratacak biçim- de kullanan Özal ve ANAP'a ne demeli? Ekonomiyi ranta akıtmakta, halkı yoksullaştırmakta, ırkçılık ve şe- riatı beslemekte hepsini gölgede bırakan iktidar uygu- lamalannda, elbette 12 Eylül'ün diğer askeri ihtilaller- den çok daha farklı niteliği ve hedeflerinin, yasaklı ana- yasa ve yasalannın, bütünü ile mirasının çok büyük pa- yı var. Doğrusu 12 Eylül mü, Özal iktidarfan mı daha belir- leyici, karar veremiyorum, ama siyasetteki en büyük kir- lenme ve yozlaşma, mafya bulaşığı, hertür vurgun, akıl almaz gelir dağılımı çarpılması, üretim yerine ranta akı- şın katlanması, yeni dünya sömürü düzeni sonuçlan ile de çakışınca bu günlerle geliverdi. • • • özal'ın seçimle güç kaybetmesi umut vericiydi. Ama sonra Demirel'in de yaptığı gibi, tam yıpranmadan köş- ke çıkmayı başardı. Ve biraz erken, eceliyle de olsa ölün- ce, yine kötülükleri silindi, sağ için ismi kullanılacak li- der oluverdi. Hanedanlara, Civangate'lere rağmen, ismi hâlâ oya çevrilebiliyor. Ve örneğin Çiller onun yolundan gitmek- le övünebiliyor. Bunca yanlış, suç, ayıbın ardından bir şov yıldızı edası ile DYP'nin işini bitirip, daha doğrusu Demirel'in ve bilinen DYP'lilerin partisi kimliğini yok edip, Çiller partisine dönüştürebiliyor. Dediği her şeyin tersinl yapabilmeyi, bütün tükürdüklerini yalayabilme- yi alkışlatabiliyor. Son günlerde "DP ruhunu yeniden canlandırma "yı ağzından düşürmeyen Erbakan ise bugüne kadar sa- hiplendiği kimliği, söylediklerinin tam tersini yapmada, Islama dayanırken, yalana kucak açmada Çiller'den çok daha başanlı bir yıldız çizgi çiziyor. Müritleri, söy- lediklerinin tersine yaptıkları arttıkça sanki çoğalıyor. Millet yertere kadar eğilerek elini öpme, ayaklannı yıka- ma yarışında. Vücudunun bir yerine dokunabilen, "bal tutan parmağını yalar" örneği bir şeyler yakalamış olu- yor. Erbakan ve Çiller, şüphesiz şaibeli ittifakı oluşturup hükümeti kuramasalardı, şu günlerde en zorda liderler olacaklardı. Iktidarın dayanılmaz çekiciliği ile, şimdilik iktidarlannı, güçlerini pekiştirmiş görünüyorlar. Ama ben mantığımla açıklayamasam da, ilk kez hem de önce- likle Erbakan ve Çiller olmak üzere. Türkiye'de toplu- mun kaderi ile oynayan, olumluluklarda değil, olumsuz- luklarda örnek olan liderler saltanatının sonuna yaklaş- tığımız duygusunu alıyorum. Hak etmedikleri yerlere gelmiş, partilerine, topluma kötülükler saçan, en hafifi ile kötü örnek oluşturan li- derlerin, demokratik yollarla götürülmeleri sürecinin başlayacağı kokusunu alıyorum. Tûrkiye'nin "köröldü, badem gözlu oldu" kıskacın- dan bir biçimde sıyrılacağını, haksız, ucuz kahraman- lar yaratılma sürecinin bir biçimde sonuna gelindiği umudunu taşıyorum. En azından Erbakan ve Çiller'in iktidardan düştükten sonra, Bayar, Menderes, Demirel, hatta Özal kadar anılmayacaklan, gelecek politikacılar için oy ve prestij getirici olamayacaklarına inanıyorum. ABD sorusturması etktli oldu Makarna ihracatı durma noktasmda GAZİANTEP (AA) - Türkiye makarna üretimi- nin yüzde 60'ının yapıldı- ğı Gaziantep'ten. bu yılın ilk 6 ayında yüzde 31 Tik dü- şüşle 2 milyon 620 bin do- lar karşılığı 4 bin 274 ton ihracat gerçekleştirildi. Geçen yılın aynı döne- minde, 3 mılyon 792 bin dolarlık 8 bin 732 ton ma- karna ihraç edilmişti. Güneydoğu Anadolu Hu- bubat, Bakliyat, Yağlı To- humlarve Mamulleri Ihra- catçılan Birliği Başkanı Ab- dülkadirÇıkmaz. geçen y ıl tonu 434 dolar olan makar- nanın. bu yıl yüzde 41.2 oranında değer kazanarak 613 dolardan pazar buldu- ğunu söyledi. Makarna ihracatının Azerbaycan, Irak. Av ustur- ya. Belçika. Danimarka, ABD, KKTC, Israil, İsveç, Lübnan. Romanya. Suudi Arabistan, Kazakistan. Rus- ya. Ukrayna. Hollanda ve Almanya'ya yapıldığını be- lirten Abdülkadir Çıkmaz, "ABD'nin, soruşturma aç- tığı Türk makarnasını de- vamlı gündemde tutması, ihracatın düşüşünde etken oldu" dedi. Çıkmaz. Gaziantep'teki 11 fabrikada yılda 250 bin ton makarna üretildiğini kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear