Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAVFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 1996 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Aydın, Ezan, Bayrak ve Utanmak...
Prof. Dr. H4S A\ YAZICI htanbul Lnnersıtesı
erkesin katılacağı dost, bır kıtap arar Boyle zamanlar ıçın
hır uzlaşma uğru- AJbertCamus'nun ~Direniş. Başkaldınş
na duşuncelerimi
değiştirecek deği-
lım. Sizin de du-
»uncelerinizi (orda-
rı anlayabildiğim kadar) değiştirmek gi-
bi bir nhetım \ok. Tam tersine, bugun
buradan sizlere seslenmek istiyorum ki,
dunyavadurustdiyaloggerek. ^alan ise,
aynen suskunluk gibi. dhaloğun tam ak-
si. Dıirust. gerçek bir drvaJog, ancak ben-
liklerinivıtirmemiş:duşundukleriniaçık
\e seçik soyleyen insanlar arasında olur.
BaşkabirdevişlegunumiızunHıristiyan-
lara. Hıristhan kalmakta direnen Hıris-
tayanlara gereksınimi var. Bakın, geçen-
lerde Sorbon Üniversıtesrnde Marksist
bir konuşmacıy a dınlev ıciler arasında bu-
lunan Katolik bir papaz. hem de herke-
sin içinde Ben-de ruhbanılığe pek ınan-
mıyorum dedi. \çıkça belirtevim: Ruh-
baniliğe karşı olan papazlardan hoşlan-
madığım kadar, kendinden utanan felse-
fe sistemlerine de karşıv ım. Bundan otiı-
ru sizlerin karşısında kendimeHıristivan
diyenıeyeceğım.
Kötıiluğe karşı duyduğunuz nefrete
ben de katılıyorum. Ancak si/inle aynı
iy imserliği pavlaşamam. ÇocukJann acı
çektiği ve olduğu bu evrene karşı savaşı-
mı sürdureceğim.'
Canımızm ı,ok sikıldığı. umutsuzluğa
dııştugumuzanlar olur Insanbıryer bır
veÖlum" adlı denemeler mektuplar \e
so> lev ler derlemesını hemen 30 v ıldır el
altında tutanm Yukarıdaki sozlen, Ca-
mus'nun 1948 yılında rahıplere >aptığı
bır konuş,madan aldım Umarım sızler de
benım gıbı bu buyuk duşunurun y alınlık.
açıksozluluk ve yureklılığıne ıçten katıl-
dınız Konuşmanın başlıgı "İnanmayan
ve Hıristiyanlar" Anımsayacaksınız
fkıııcı Dun>a Savaşı suresınce kılıse hıç
de ıvı bır sına\ vermedı Faşist zorbalı-
ğına Vatıkan'dan bır "yetti artık" sozu
gelecekdıye Avrupalılaryıllarcaboşuna
bekledıler "Banadokunma\an wlanbin
yıiyaşasın" unlu ozdeyışımızı sakın Pa-
palık'tan aşırmış olmayalım1
Senmısındurustdıyalogarayan alsa-
na durust dı>alog Kısa bırsure once. te-
levızyonda, eskı başbakan \e şımdıkı
Başbakan Yardımcısı ve Dışışlen Baka-
nı Prof Tansu Çiller, "Aydınlar" dedı,
Sa>ın M. \li Birand"a "bana katılma-
yabilir. Ben ezana da bağlıyım. bayrağa
da." Dogrusu çok a>dınlatıcı bır açıkla-
ma1
Sayın Çillerden hem aydın olmanın
kapsamında bayrak v e ezana bağlı olma-
manın bulunduğunu hem de Çıller'ın
kendını a>dın sınıfına sokmadıgını oğre-
nıyoruz Kutlamak gerek Kışı kendını
bılmek kadar ırfan olamaz Ne yapsın,
bunca ış. mal-mulk gayretı arasında ay-
dınlanmaya vakıt ayıramamış
Izın \enn bır çağnşım daha yapayım1
Aşağıdakı sozler Camus den değıl Bu
seferkı alıntı. Cumhurbaşkanımız Sayın
Demirel eaıt ve tam 11 yıl once soylen-
mış (Kopru dergısı. Ekım ve Kasım
1985) "Turkiye'deMüslümanlık.devlet
için bir tehlike değiL Turkiye devletinın
fe\ kalade kıy metli bir harcı \e cumhuri-
yetimizin ebediyete kadar yaşamasının
vasıtasıdır." "Bediuzzaman Hazretle-
ri'nin Di\an-ı Harb-i Örfi kitabında çok
guzel bir sozu var.Oradaderki: "Padişah
pev gamberımızın emırlenne ıtaat etse ve
yoluna gırse halıfedır Bız de ona ıtaat
edeceğız ^oksa peygambere tabı olma-
yıp zulum edenler. padişah da olsalar
hav dutturlar' Dev let hadisesini bunun ka-
dar guzel izah eden çok a/ şey \ardır.~
Bu sozierde katıldıgım nokta laık Tur-
kıye'de dının devletı parçalayamayaca-
ğı Gensıne hemen tumuvle karşıyım
Ancak yukandakı Demirel alıntısindan
amaç Savın DemıreFın genel laıklıkan-
lavışına olabıldığınce ters duşen bu soz-
lerden sonra bır 10 \ıl ıçınde geçırdığı
metamorfozu /= gorunuşu değıştırmek
anlamına gelen bır bıvolojı tenmı) alkı^-
lamak değıl Alıntıdan amacım Savın
Demırel'ıngeçmıştekı sozlennı ırdeleye-
rek Sayın Çıller'ın aydınlanma>>ına kat-
kıda bulunmak
Once şuradan ışe başlayahm Laık bır
ulkede dın. dev letı ne çokertır ne de dev -
letın devamlılığının bekçısı olur Bedıuz-
zaman Hazretlerı Said-i Nursi nın "Zu-
lum edenler padişah da olsalar bunun adı
haydutluk olur" demeMne katılmamak
elde değıl Ancak padı^ahın (devlet ba>-
kanının7
) zulum etmemesının peygam-
benn dedıklenne bağlı olması, ancak la-
ık olmayan dın devletlennde olur Bun-
dan gıderek Savın Çıller'e anımsatmak
ısterım kı ezan olması va da olmaması.
laık bır devletı ne çokertır ne de onu
ayakta tutar Ama ahlaksızlık ve ıkı >uz-
luluk ovle mı" Aman. ahlakla dını ka-
rı^tırmayalım Ahlak ayn. dın ayn Bır
ulkede tunı ahlakı dınle sınırlamaya ça-
lışmak ahlaksizlığı dınle ortmeve çaba-
lamak herijeydenoncedınesaygiMzlık-
tır
Sırabayrakta Hadı gelın unlu Amerı-
kan yargıcı Robert H. Jackson'ın Ame-
nkan \ uksek Mahkenıeü adına yazdığı
bır karardan bazı kısımları bırlıkte oku-
yalım Bayrakkonusundahepbırlıkteay-
dınlanmamıza belırgın katkısı olurdıye
duşunurum konu, 1940'lardakı bır tar-
tı^ma Batı \ ırgınıa eyaletınde \ehova
Şahıtlen ınancında bır grup çocuk. tabıı
anne ve babalarının baskısıy la, sınıfa gı-
rerken gelenek olan. Amenkan bayrağı-
na selam vermeyı reddeder bayrağa se-
lam dınsel ınançlarına avkırıdırdıye dı-
renırler Olay hemen eyalet eğıtım mu-
durluğune yansir Baskı, kavga, ışler
alevlenır
Once eyalet, s>onra da Amerıkan \ uk-
sek Mahkemesı'ne gıder Yuk>»ek Mah-
keme ılk ba>ta, ulusal benlığın sımgesı
olan bayrağa saygıyı dın ınancı ozgurlu-
ğunun uzerınde tutar \e eyalet eğıtım
mudurluğunu haklı bulur Ancak tartış-
nıa dev am eder v e sadece 3 y 11 sonra ka-
rardeğı^ır "Ülkenin çıkarlan vegüncel
surunlar gereği vatandaşlar arasında
duygu \eheyecan>aratmakyolunda bas-
kılar. gunumıize dek çok iyi amaçlar için
kuUanıldığı gibi, çok kotu amaçlar için de
kuüanılmıştır ..... Devletin baskısı böyle
bir biıiik yolunda arttığı oranda ay nı bir-
liğin kimlerin birliği olarak yorumlana-
cağı yonunde tartışma daha da keskinle-
şir Devletimiz, \atandaşlarının olu-
ruy la kurulmuştur. Haklar Belgemiz (Bill
of Rights) aynı oluru yonetkilerin bir bas-
kı oğesi haUne getirmesine hiçbir zaman
izin \ermez. Kamuoyu, yonetimden ba-
ğımsızdır.Tamtersi,yonetim; kamuoyun-
dan sürekli etkilenir \atan sevgisi iç-
ten\eozgurduşuncenınumnuolmalıdır.
Bu se\ ginin esin (ilham) kay nağı ise ana-
yasa sınırları içinde, halkın seçeceği tem-
silcilerin vapacağı akılcı yasalar ve bu ya-
salann adil uy gulanmasıdır." Basta Say ın
Çiller olmak uzere tum ılgılı yonetıcıle-
re seslenmek ıstenm Hemen tumu y one-
tımın en ba>ta adaletsızlık olmak uzere
bılgısızlık. becerıksızlık ve ahlak gev-
!>eklığınden doğan iorunlan. ulusal heye-
can, hısler ve onlann en geleneksel sım-
gesı olan bayrakla ortmeye kalkmak, ul-
kenın geleceğı ıçın çok tehlıkelıdır ve ay -
nen ezan orneğınde olduğu gıbı bayrağa
da buyuk saygiMzlıktır
Aydın,ezan ve bayrak ıçın dıyecekle-
nmbu kadar l'tanmakkonusunuıseyo-
netıcılerımızın takdırıne iunuyorum
PENCERE
ARADA BIR
ALPAY KABACALI
PE\ iaraıluı Detnc<iı Genel )azmanı
Kültüp Bakanlığı'nınv
Hizmet Kusuru'
Fıkır ve Sanat Eserlerı Kanunu'nun (FSEK) kımı
maddelerı 1983 te askerı darbe ıle gelen ıkı kuru-
luş, 'Mıllt Guvenlık Konseyı" ve "Danışma Meclısı"
tarafından gıderayak değıştırılmıştı (kabul tanhı 1 Ka-
sım 1983 seçımler6 Kasım 1983'te yapıldı)
42 madde değışıklığı "uyelerının ortak çıkarlannı
korumak ve mevzuatm ongorduğu esas ve usuller
dahılınde malı haklannm takıbını, alınacak ucretle-
rın tahsılını ve dağıtımmı sağlamak uzere" dort mes-
lek bırlığı kurulmasını ongoruyordu "Aynı alanda bır-
den çok meslek bırfıgı kurulamaz"d\
Yasa değışıklığının Resmı Gazete'de yayımlandığı
gunun sabahı bırtakım kışıler Kultur Bakanlığfna
başvuruda bulundular sonuçta Ilım ve Edebıyat Ese-
rı Sahıplerı Meslek Bırlıgı (İLESAM). Musıkı Eserı Sa-
hıplerı Meslek Bırlığı (MESAM), Guzel Sanat Eserı
Sahıplerı Meslek Bırlığı (GESAM), Sınema Eserı Sa-
hıplerı Meslek Bırlıgı (SESAM) kuruldu
Kuruldu ama pek genış bır kesım, antıdemokra-
tık yontemlerle kurulan kurucu ve uyelennı onayla-
madıkları bu bırlıklere gırmedı Dolayısıyla bunlar, ço-
ğunluğu temsıl yetkısı olmayan kuruluşlar olmaktan
oteye gıtmedıler ve cıddı bır varlık gosteremedıler
Geçen yıl 7 Hazıran 1995 gunlu (Resmı Gazete,
12 Hazıran 1995) yasayla FSEK'nın bırçok maddesı
değıştırıldı 42 madde değışıklığınde "Aynı alanda
bırden fazla meslek bırlığı kurulabıleceğı" hukmu
getırıldı Boylece on ıkı yıllık antıdemokratık ve kor-
poratıf uygulamaya son verılıyor buyuk çoğunluğu-
nu sanatçılarm oluşturduğu "eser sahıplerı ıle kom-
şu hak sahıplerı "ne serbestçe orgutlenme olanağı
sağlanıyordu Yasaya eklenen Geçıcı Madde 5 şoy-
leydı
"Bu kanunun yururluğe gırmesınden önce kurul-
muş olan meslek bırlıklen, tıp statulerının yayımın-
dan ıtıbaren T yıl ıçınde, Kultur Bakanlığı'nın goze-
tımınde kanunun ılgılı hukumlen ve tıp statu ılkele-
rı dogrultusunda yenı meslek bırlıklenne donuştu-
rulurler ve bu sure ıçınde yapacakları genel kurul
toplantısı ıle yenı organlarını oluştururlar. Bırıncı fık-
ra hukumlerıne uymayan meslek bırlıklen, bırıncı yı-
lın sonunda kendılıgınden dagılmış sayılır"
Yasa yayımlanınca, Kultur Bakanlığı ılgılı kuruluş-
lardan hazırlanacak tuzuğe ılışkın goruş aldı Ardın-
dan Ankara da soz konusu kuruluşlann katıldığı bır
toplantı duzenlendı Bu hazırlık çalışmalarından son-
ra Bakanlıkça tuzugun hazırlandığı soylenegeldı Ne
var kı tuzuk ve tıp statu bugune kadar yayımlanma-
dı Oysa FSEK Ek Madde 1 de "Bu kanuna gore çı-
karılacak tuzuk ve yonetmelıkler altı ay ıçınde hazır-
lanır ve Resmı Gazete de yayımlanır" hukmu yer al-
maktadır
Yasanın Resmı Gazete'de yayımlanmasının uzerın-
den on uç ayı aşkın şure geçmıştır Bakanlığın "hız-
met kusuru" sonucu her geçen gun, yasada "eser
sahıplerı ıle komşu hak sahıplerı" olarak adlandın-
lan buyuk çogunlugunu sanatçılarm oluşturduğu ke-
sımın kamusal ve maddı hakları 'ıhlal" edılmektedır
- Tuzuk ve tıp statu yayımlanmadığı ıçın 42 mad-
dede ongorulen yenı meslek bırlıklen kurulamamak-
tadır Bu da yasayla tanınmış olan orgutlenme oz-
gurluğunun engellenmesıdır
- FSEK'nın 44/2 maddesınde, kaset, kompakt dısk
ve bılgısayar dısketı uretım ve dışalımında, bedel
uzerınden yuzde beşı geçmemek uzere kesıntı yapı-
lıp bunun bır fonda toplanması hukmu getırılmıştır
Aynı maddenın 3 fıkrasına gore bakanlık, bu fonda
toplanan mıktarın 3/4'unu "temsılettıklen haksahıp-
lerıne dagıtılmak uzere" meslek bırlıklerı arasında
paylaştıracaktır
Yenı meslek bırlıklen kurulması onlendığı ıçın, top-
lanan bu para çoğunluğu temsıl etmeyen, tartışma-
lı konumdakı var olan dort bırlık arasında paylaştırıl-
maktadır Bu da. buyuk çoğunluğun malı haklannm
"ıhlalıne" yol açmaktadır Meslek Bırlıklerı Tuzuğu
ve tıp statunun bır an once yayımlanmaması duru-
munda ılgılılerın Kultur Bakanlığı'na karşı davalar
açmaları kaçınılmaz olacaktır
İNŞAATI DEVAM EDEN SATILIK
V İ L L A L A R
Denıze nazır ve^ıllıkler ıçınde tunzm cennetı
AKÇ AKOC Ada vıllanız olsun ıster mısmız
9
Istanbul - Akçakoca 220 km
Ankara - Akçakoca 226 km
lOtobandan 2 5 saat) £
M I R « U T : S . S HavalimKent
^apıKoop AKÇ\KOCA
TelüJ74 611 21 31
Çin'deki Türk lehçeleri
NURER UĞURLU
H
ıç aklımda yoktu Çın'e gıtmek
dunvanın bu en buyuk. en kalaba-
lık ulkesını gormek. ınsanlannı ta-
nımak, ılgı çekıcı yerlennı gez-
mek, araştırmalar yapmak (daha
çok Turkiye ye dondukten sonra)
Aldığım bır çagn uzenne Fanık Pekin'ın duzen-
ledıgı Cmgezısıne katılmaya karar \erdim
Tarıh boyunca Çınlılenn en çok ılısjkı ıçınde bu-
lunduklan uluslardan bın dun olduğu gıbı bugun
de, TürkJerolmuijtur Aynca buguntu (.ın Turk-
ler ve Turkıve açısından da buv uk onem ta^ımak-
tadır Çunku Çın'ın en buvuk sıva^al sorunlarının
başındaTıbet lç Moğolıstan Mançurva ıle bırlık-
te Dogu Turkısten (\ınjıan LvgurOzerk Bolgesı)
gelmektedır
TurklerveÇınlıler tarıh bovunca avnıkarapar-
çasının ıkı ucunda bırbırlenne zıt bır coğrafı ko-
numda bulunmu^lardır Turk atlıları uç bın yıl
Orta Asya bozkırlannda olduğu gıbı Huanh-Ho
(Sarı lımak) vadılennde de tanhe von \ermı^ler-
dır Turk kervanlan. vuzyıllarca Çın ıle Batı top-
raklan arasındakı tek bağlantı (Ipek '"»olu) olmu^-
tur Bugun bıleÇın'de Çınlıolmavanlannya^adık-
lan en genış bolgelerden bın Dogu Turkıstan'dır
Tanhın çok eskı donemlerınde Orta Asya top-
raklannda y aşayan Turkler, coğrafı çe\ renın degış-
mesı. sosyal yaşamın agırlaşması uzenne bulun-
duklan topraklan terk ederek ba^ka ulkelere goç
etmek zorunda kalmışlardır MO 2500 v ıllanndan
once başlayan doğuya Turk goçlerı çok uzun su-
re ve aralıklı olarak surmu^tur Çın'ın bugunku
Şenbi ve Kansu bolgelenne verle^en Turkler bu-
ralara kendı kultur \e uvgarlıklannı da bırlıkte ge-
tıımı^lerdır Tanh^el araştırmalar Çınlılenn bınek
hayvanı olarak atı Turklerden ogrendıklerını gos-
termektedır AyncaÇın ın kansu yorebindeyapı-
lan kazılardaortaya çıkan buluntuîarda Ona As-
ya Turk kultur \e uygarlığının ızlennı ta^ımakta-
dır Çınlıler de at, kovun gıbı hayvanlar besleme-
yı, arpa, buğday gıbı tahıllar yetıştırmeyı. savaş
arabalan yapmayı Turklerden oğrendıklennı ta-
nhsel kaynaklannda soz konusu etmı^lerdır
Avrupa \e Asva'da çok genı> topraklara vayıl-
mıs gunumuz Turklennın say ısı uzenne kesın bıl-
gılervermekoldukçazordur Bugun Turkdılını ko-
nuşanların sayısının yaklasık ıkı vuz mılyon oldu-
ğu sovlenmektedır Bu savının buvuk bır bolumu
de A\rupa\e Asvaulkelenndebulunmaktadır Ta-
nh bovunca çok genı> bır alana yavılmıs bulunan
buvuk bır topluluğun dıl bakımından da bırtakım
kollara avnlması kaçınılmaz bır gerçektır Ancak
çagda^ Turk kollan arasında goze çarpan kımı ay-
rılıklar. bu kollann ortak bıranadıldençıktığı ger-
çeğını ortadan kaldırmaz A\rupalı Turkologlar
Turk dılının çagda^ kollan arasındakı yakınlıklar
uzenndeonemledurnıuşlar\e Adrıyatık Denızı kı-
v ılarından vola çıkan bır gezgının Turkçe bılgisı-
ne dayanarak Orta Asva topraklarında kolavlıkla
dola^abıleceğı gerçegını vurgulamışlardır Macar
Turkologu A. Vambery de Turkçe bılen bır gezgı-
nın Tuna Irmağı ortalarından Çın Denızı'ne kadar
Asva'nın hervanını zorluk çekmeden dola^abıle-
ceğını yazmıştır
Bugun Çın'de L'vgur Kazak Salar Ozbek Ta-
tar San Lygur ve 'Soğur Turklerı va^amaktadır
Bunlann toplam nufusunun vakla^ık 7 300 000ol-
duğu vazılmaktadır Bunlar Turk dılı ve lehçelerı-
nı kullanıvorlar Bu Turk topluluklan daha çok.
Çın'ın LvgurOzerk Bolgesı ndeve Kansu, Qıng-
haı, Heılogjıan ıllerındekı bırkaç ılçedevaşıyoriar
Kansu "da v as>av an San Uy gurlann bır bolumu Çın-
ce yanında San Lygurca da kullanıvorlar Qıng-
haı'de y as.ayan Salarlann bır bolumu y ıne Çınce ıle
bırlıkte Salarca da konuşuvorlar Bu ıkı Turk leh-
çesı yalnız Çın'de bulunmaktadır Heılongjıan'ın
Fuv u ılçesinde v a^av an Kırgız azmlığın dılı de Çın
Turkologlannın araıjtınmalanna gore. L vgur (Xın-
jıan) bolgesındekı Kırgız Turkçesınden oldukça
değışıktır Gunev Xın|un'da kımı LygurlarEnyu
adlı dılı kullanıvorlar \ın|ian LvgurOzerk Bol-
gesı ne bağlı olan İlı voresınde çok az savıda bu-
lunan Kazaklar. genelde Kazakça konu^malanna
karşın, kımı zaman Turk adını verdıklen dılı de
kullannıaktadırlar Yıne Xınjıan LygurOzerk Bol-
gesı'nebaglıolan Altay yoresındeTuvalarda var-
dır Heılongjıang Kırgız, Turk Enyu ve Tuva dılı-
nı kullananlann savısı çok azdır Bu dılierı gunu-
muzdeyalnızcaeskı kus,ak kullanmaktadır(Wang
\uan-Xın Çındekı Turk Dıyalektlen Ara^tırma
Tannı. Ankara 1994)
Avrupaiı Turkologlar, Turk dılı ve lehçelerını
bılımsel olarak X\ II ve XVIII yuzyılda ara^tır-
maya, ıncelemeye ba^lamı^lardır Çın ıse Turkler
ve Turk dılı ıle ılgılı çok eskı vedeğerlı tanhselbel-
gelen olan bır ulke Aynca Çın'de bugun de çeşıt-
lı Turk topluluklan bulunmaktadır Onun ıçın Çın
bılım adamları Turk dılı \e lehçelerını ara^tırma-
ya ve ıncelemeye çok erken donemlerde başlanııs-
lardır Çın Turkologlannagore. Çın'deyaşay an Ly-
gur, Kazak ve Kırgız Turklen bırsure Latın harf-
lerını kullanmı^lar Şımdı. Arap harflennı kullan-
malarına karşın, Latın harflen çev ny azı olarak bu-
gun degeçerlı Ancak Lv gur Kazak ve Kırgız leh-
celenndekı kımı seslerTurkıve Turkçesınde bulun-
mamaktadır Çın'de vaşa>anotekı Turklenn ıse va-
zı dılierı voktur
Çm'dekı Turk dılı ve lehçelen uzenne vapılan
bılımsel arastırmalar, Çın Halk Cumhunyetı kurul-
duktan sonra hızla gelışmıştır 1949"da Pekın L'nı-
versıtesı Doğu Dılierı Bolumu'nde Lygur dılı da-
lıaçılmı>tır Budal, daha sonra 1951 de pekın \1er-
kezı Azınlıklar Enstıtusu'nekatılmıştır Avncabu
enstıtude çağdaş Uygur. Kazak. Kırgız ve eskı
Turk vazılan. metınlerı olmak uzere dort venı dal
dahaaçılmış.tır 196O'lı yıllarda bu dallar \ınjıan
LvgurOzerk Bolgesı Lnıversıtesı'ne geçmıştır
1966'dakı "Kültür İhtilali"ne kadar gerek dıl
ara^tırmalan, gerekyazıuygulamalanyla ılgılı ko-
nular, Çın Turkolojuu alanında onemlı yer tutmuş-
tur "KültürİhtilaÜ5nden sonra Çın Turkologlan-
nın Turk dılı ve lehçelen uzenndekı çalı^malan
durmuş. sınırlı kalmıştır Bu donem kapandıktan
sonra, 198O'lı yıllarda Çın'de Turkolojı alanında
vanı araştırmalarbaşlamış.tır Buçalışmalar. gunu-
muzde de. lehçe. ses bılgısı. dıl bılgisı. sozcuk da-
garcığı. etımolojı, dıllenn etkılen ve ılı^kılen, es-
kı vazıtlar ve vazılı metınler alanında olmak uze-
re surmektedır
Turkolojı alanındakı butun olumlu çalışmalara
ve gelı^melere karşın bugun Çın'e gerçekçı bır
yaklaşımla bakıldığında. son derece başanlı bır
kolonvalıst \eemperyalıst sıyasal gucun var oldu-
ğu söylenebılır Çın kultur ve uygarlığının buvuk-
luğune duvulan havranlık va da bu ulkenın 1840-
1950 yıllan arasında karşı karşıya kaldığı çe^ıtlı
guçlukler va da bugun ıçınde bulunduğu zor siya-
sal. sosyal veekonomık sorunlanndan dolavı gos-
tenlen duygusallığın bu gerçeğı goz ardı etmemesı
gerekır.
Erbakan'ın Şeceresi
Nakşıbendılık 14'uncu yuzyılda kurulmuş bırta-
rıkattır, şerıatçılığın en koyusunu sımgeler
Gerçekte Islamın her tarıkatına -ınanç duzeyın-
de kaldıkça- saygı duymak gerekır; ınsanın vıc-
danına zaptıye atamak olanağı yoktur
Bektaşılık de bır tarıkattır .
Nakşıbendılık de
Ama ıkısı arasında çelışkı var
1
Bektaşı ne kadar ozgurse, Nakşıbendı, o olçu-
de başı bağlanmış kışı
•
Nakşıbendı tankatının kurucusu Bahaettin
Nakşibent'ın turbesı Buhara'dadır Alçakgonul-
lu bıryaşam surduren Bahaettin Hoca, haramdan
son derece sakınan, armağan getırene armağan
sunan, konuklara çok saygı gosteren bır kışıymış;
Yesevı tarıkatından esınlenmış, Orta Asya'nın
Sunnıleşmesınde etkısı olmuş, Nakşıbendılık da-
ha sonra Hındıstan ve Ortadoğu'ya yayılmış.
Tarıkatların tarıhçelerı. duş ıle gerçeğın ve soy-,
lentılerle bılgı kırıntılannın bırbırıne karıştığı gızem-
lı masallardır, bır tarıkat sınırının nerede başlayıp.
nerede bıttığını kesınlıkle çızmek çok guçtur.
Nakşıbendılık de sıslı ve sırlı bır ınanç...
Ancak bu tarıkatın son yuzyıllık sıyasal tarıhımız-
dekı eylemlerı sır değıl
•
Tarıhımızdekı unlu '31 Mart Vakası'nm kahrama-
nı Derviş Vahdeti, Nakşıbendı ıdı
'Volkan' adlı gazeteyı çıkaran Derviş Vahde-"
tı'nın arkasında 'Ittıhad-ı Muhammedı Cemıyetı^
vardı 31 Mart kıyamı bastırılınca, 1908 Meşrutı-
yet ınkılabına karşı ayaklanan Vahdeti darağacı-
na çekıldı
1923'te 'Cumhurıyet Devrımı' gerçekleştıj
1924'te hılafet kaldınldı
1925'teŞeyhSaitbaşkaldırdı... *
Şeyh Saıt, Nakşıbendı ıdı
1930'da Menemen ısyanı patlak verdı, kıyarrf*
eden yobazlar. oğretmen yedeksubay Kubilay'ın ^
kafasını kor testere ıle kestıler ^
Murtecılerın başında Nakşıbendı tarıkatının on-
de gelenlerınden Derviş Mehmet vardı
Gençlığınde Derviş Vahdetı'nın Volkan gazete-
sınde yazan '31 Martçı'Said-i Nursi 1909'da Is-
Rarta'ya surulmuştu, 1925'te Şeyh Saıt Isyanı ne-
denıyle mahkûm oldu
Nakşıbendı Saıd-ı Nursi. kokenını Nakşılığeda-
yamış Nurculuğu gelıştırmeye çalışan su katılma-
mış bır şerıatçıydı, cumhurıyet, laıklık ve Atatürk
duşmanıydı
Saıdı-ı Nursi'den sonra Nakşı bayrağını Şeyh
Mehmet Zahid Kotku elıne aldı
Mehmet Zahıd Kotku. 1952'de Nakşıbendı ta-
nkatının başına geçtı, Dıyanet işlerı Başkanlığı'nın
şemsıyesı altında gelıştı, 1958'de iskenderpaşa
Camısı'ne atandı. bu camı, devlet gozetımı altın-
da Nakşıbendı karargâhı oldu ,
•
Mehmet Zahıd Kotku, Özal kardeşlen yetıştır-
dı
Necmettin Erbakan'ı da... ''
*
Nakşıbendılığın son yuzyıldakı şeceresi:
Derviş Vahdeti
Şeyh Saıt
Derviş Mehmet ',
Saıd-ı Nursi
Mehmet Zahıd Kotku
Ve ardından gelenlenn ıçınde parlayan ıkı polı- [
tıkacının bırı Korkut Özal [
Otekı Erbakan
Korkut Ozal'ın Refah'a gosterdığı yakınlık ve sı-
caklık bu yuzden
Erbakan da başbakan1
döndürebilir
ama
başınızı
ağrıtmaz!
Çünkü Marmara Bira, sadece
malt, şerbetçi otu, maya
ve su içerir. İçinde, yabancı
katkı maddesi yoktur.
Bu yuzden Marmara Bira
içmenin keyfi devamlıdır.
A L K O L L Ü
' K e y ı f l e r ı K o p u r t û n "
Bira alırken önce etiketine, sonra keyfinize bakın...