14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 1 TEMMUZ 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 HA\TAJVL4R ISMAİL GİLGEÇ Deniz SOM faternet: http://www.^QBet.cwa.tr/X« flekfronft posta Dww.Som@phgct.ww.tr Fefe 0.212.512 05 05 Fdts: 0.212.512 44 97 'DYP'nin siyasi kaderi iktidardır' S iyasi yasaklı olduğu için Sü- leyman Demirel'siz kurulan I Doğru Yol Partısi'nde "ema- 1 net", Eylül1987'deyasakların kalkmasından sonra Hüsamettin Cin- doruk tarafından sahıbine teslim edi- lir ve 14 Mayıs 1988'de toplanan 2. Büyük Kongre'de Demirel uzun bir ko- nuşmayapar... 1983'dekı seçime sokulmayan. 1987 seçiminden üçüncü parti olarak ç/kan DYP'nin yeni Genel Başkanı De- mirel, kongre salonunda eski rüzgârla- rı estırmektedir: "Millet dedik, bayrak dedik, ezan de~ dik, ulusal kalkınma dedik, hak, hukuk, adalet dedik. Millet eskimez, bayrak eskimez, ezan eskimez, kalkınma eskimez, hak. hukuk. adalet eskimez." Demirel, kongre salonunda bir sev- gi selinin içinde yüzmektedir: "Doğru Yol Partısi'nin siyasi kaderi iktidardır." Salon alkıştan inler. Demirel mutlu, DYP'liler umutludur. Üç yıl sonraki erken seçimden DYP birinci parti olarak çıkar ve Süleyman Demirel 20 Kasım 1991 'de SHP ile ko- alisyon hükümetini kurup bir kez daha başbakan olur... DYP siyasi kaderine kavuşur! Kader ise ağlannı örmeye devam et- mektedir ve Cumhurbaşkanı Turgut Özaf, Nisan 1993'te ölür. Sonra Demirel Çankaya'ya çıkar, Tansu Çiller "babanın kızı" olarak DYP'nin başına geçer ve yine ezan, bayrak edebıyatı başlar... Ve ardından eriyen SHP'n/n yerine. yükselen RP'ye koltuk değnekliği ile başka bir koalisyon ortaklığına girer... DYP'nin siyasi kaderidir bu! Bugün DYP, Büyük Kongresi'ni ya- pıyor. Demirel yok, Çiller var. Ama edebiyat aynı. Eteklerinde bir yığın yolsuzluk iddi- ası ile merdivenlecden ağır ağır çıkarak kürsüye geldiğinde ne söyleyeceği ise üç aşağı beş yukarı belli: "Bayrak demişizdir, ezan demişizdir. Bayrak eskimezdir, ezan susmazdır, verecek çakıl taşımız yoktur..." Ne kı, artık kader kedere dönüşmüş; DYP bu kez RP'nin kanatları altında "misyon"unu tamamlamaktadır... Hem de... 1000 yılda bir görülen bir vak'a ile... Kader işte! SESSÎZSEDAS1Z NURtKURTCEBE Olüm ilanı F ıkrayı Ata Avcıol, "Bütün Yönleriyle Hitabet" kitabından alıp göndermiş: ı 1 Adam, gazete bayisine 50 bin lirayı verip bir gazete alıyor; şöyle bir bakıp tezgâhın üzerine bırakıyormuş. Üç gün, beş gün; hergün parasını verip gazete alıyon bakıyor; sonra bırakıp gidiyormuş. Satıcı bir gün dayanamamış: - Beyefendi, günlerdir gazete alıyorsunuz ama şöyle bir bakıp parasını ödediğiniz halde almadan gidiyorsunuz. Neden böyle yapıyorsunuz? - Olüm ilanlanna bakıyorum. - iyi ama ölüm ilanlan 25. sayfada. - Biliyorum, benim ölmesini beklediğim kişinin ilanı birinci safyada çıkacak. Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Mizaha ıhtiyacı olmayan hiçbir makam yoktur. Turkiye Diyanet Vakfı yediği hakkı, parayla giderdi! T ürkiye Diyanet Vakfı, ılkokul öğrencileri arasında "Camile- rimiz ve Çevremiz" konulu bir resim yarışması açmıştı... Iz- mir'den Alev Akın da birinci seçilmiş, ödülünü almak üzere Ankara'ya çağ- nlmıştı. Ne kı Alev, ödülünü almaya gittiğin- de, başka bir öğrencıyi kürsüye çıkar- mışlar ehne de 20 milyon lıra yenne 5 mılyon lira tutuşturmuşlardı... Oysa, ilkokul öğrencisi Alev Akın'ın gözü parada değil, Turkiye birınciliğin- deydı... Haksızlığa uğrayan Alev, vakfa yaz- dığı mektupta "Vaat ettığiniz parayı da eks/k ödedinız, bir daha böyle yapma- yın" dıye nasihatte bulunmuştu. Alev'in başına gelenler Vaziyet'te ya- yımlandıktan üç gün sonra mütevelli heyet toplanıp bir karar almış, alınan kararı da bir ay sonra Turkiye Diyanet Vakfı Yayın Kurulu Başkanı Hayri Bo- lay, Alev'in ailesine bir mektupla ilet- mış. Alev'in babası Sami Akın anlatıyor: "Mektubun bir kısmında şöyle deni- yor: 'Yönetimimız, bu meselede, resim yarışması jürisının kararına uymuştur. Fakat. maddi yönden rahatsızlık do- ğacağı tahmin edildiği için, bunun te- lafisi için mütevelli heyetıne yazı yazıl- mış; fakat hac mevsimi olduğu için mü- tevelli heyeti uzun süre toplanamamış- tır. Ancak 24 Mayıs'ta toplanabilmiş ve ödül farklarının ödenmesine karar ver- miştir. Bu karara istinaden kızınızın ve diğer ödül sahiplerinin farklan banka kanalıyla adresınıze gönderilmıştır.' Mektup, 'Vakıf hakkında yanlış imaj uyandırdınız, vatandaş doğruyu bilrne- diği için yanlış öğrenmiştir' diye devam ettikten sonra 'Umanm bu ızahat sızi tatmin etmış ve rahatsızlığınızı biraz daha hafifletmiştir. Bizimkinı de rahat- latmayı sizden bekliyoruz' diye bitiyor. Yorum yok, karar sizin." Diyanetçiler vicdanlarını rahatlatmak ve tabıı hak yememiş olmak ist/yorlar- sa, Alev'i birinci ılan ettikleri 8.4.1996 tarih ve YK/237-144 sayılı resmi yazı- lanna açıklık getırmeliler... Çünkü, bu dünyada herşey parayla satın alınmıyor! Eminönü Belediyesi'nin kararlılığı L Cihan Demirci 'den T\ A F O R I Z M A L A i \ Tekle\en denıokrasilerde tekbır seslen gıderek daha da çoğalırî bızdıklar/ kadir cengiz T urizm denince akla Bodrum, Marmaris, Kuşadası gelir... Oysa yabancılar için Türki- ' ye'nin en turistik ilçesi Emi- nönü olsa gerek... Ayasofya'dan Kapa- lıçarşı'ya, Topkapı Sarayı'ndan Sulta- nahmet'e büyük bir cazibe merkezidir burası... Böylesi bir turizm merkezinde, Emi- nönü Belediye Başkanlığı, üç-beş ay önce sokakları pankartlarla donattı, il- çedeki tüm imalathaneleri uyardı; ha- ziran ayı sonunda imalathanelerin ça- lışmasına kesinlikle izin verilmeyeceği- ni, bu konuda her türlü önlemin alına- cağını bildirdi... Haziran bitti... Temmuz bitti, bitiyor... Ama imalathaneler çalışmaya devam ediyor ve pankartlar yerlerinde duru- yor... Eminönü Belediye Başkanlığı'nın bir konuda kararlı olduğu anlaşılıyor; ima- lathaneler çaJışsa da pankartlar kesin- likle indirilmeyecek! Neyse ki yabancı turistler pek Türk- çe bilmıyor... RUJUNU 5ULA$TlRAH KANNA Ç0K6MHP 6U KALENU C/ Bu kez Türk-lslam sentezi değil erkezi Amerika'da bulunan Müslüman Öğrenciler Der- neği şu sıralar büyük sevinç yaşıyor Dernek, Internet ağıyla ve tabii ingilizce olarak Türki- ye'deki adreslere gönderdiği mesajlar- la bir yandan Refah Partısi'nin iktidan- nı kutlama çağnsı yapıyor bir yandan da Mısır gazetelerinden Turkiye ilgi/i haberlere yer veriliyor... Eee, ne de olsa Türkiye'nin ilk Müs- lüman başbakanı iş başında... Müslüman öğrenciler de görev ba- şında... Mesajlara bakınca, Necmettin Erba- kan'ın adı Mısır gazetelerinde Arapça yazıldığı için tekrar Latın harflenne dö- nüştürulürken ortaya ilginç bir "sen- tez" çıktığı görülüyor... Bu kez Türk-islam değil, Amerikan- islam sentezi gibi bir şey: Nijmidin Arbakan. DYP kır-ATlı, RP şerl-AT'Iı: ikisi de ATIı... Vataadaş yiae V4YA kaldı! Sade vataııdaş Kavhan Ta«.kıran Ünivensitelerin yaz okulları üzerine aradeniz Teknik Üniversite- si'nden bir eğitimci diyor ki: "Üniversıtelerde 'yaz okulu' uygulamaları başlayalı öğren- cilerin dilinden düşmeyen birespri var: Hocalanmızın arabalan eskidi. Ger- çekten 'yaz okullan' artık bir ticaret ara- cı olmaya aday. Öğrenciler derslerinin kredisine göre milyonlar yatırmak zo- runda. Yaz sıcağının verimsizliği; öğ- rencilerin yaz tatilinde dınlenmelerinin bir gereksinim olduğu: evlerinde, köy- lerinde ailelerıne yardımcı olarak katkı- da bulunmaları gözönüne alındığında yaz okulları bir yıkım. Üstelik öğretim üyelerinin büyük bir çoğunluğu da bu- na karşı. Yaz okulu yerine öğrencilere tüm üniversitelerde (ki çoğunda var) bütünleme hakkı verilmesi yeterli. Öğ- rencilerin esprisine kulak verilmeli." Kadıköy'de bir çam devrilirken K adıköy'de oturuyor Ruhsar Özmen... Evinden dışan bak- tığında Ethemefendi Cadde- si'nin Taş Mektep Sokak'la kesiştiği köşede, taze bir çam ağacı- nın yana doğru yattığını görüyor... Gelip düzeltsinler, bir yerinden des- tek sağlasınlar, ağacı kurtarsınlar diye Kadıköy Belediyesi'ne telefon ediyor; Birsen Hanım'la konuşuyor, Tülin Ha- nım'la konuşuyor; gelen giden olmu- yor... Pencereden her baktığında ağa- cın biraz daha eğildiğını görüyor... TE- MA Vakfı'na telefon ediyor: Özer Bey'le konuşuyor. Özer Bey Kadıköy Belediyesi Park Bahçeler'den Gül Ha- nım'ı aramasını ve kendisiyle de görüş- tüğünü belirtmesini söylüyor. Onu da arıyor, durumu anlatıyor... "Uygulama- yı bilmiyorum, eğer telefonla başvuru olmuyorsa belediyeye gelip dilekçe ve- reyim" diyor. Gül Hanım, "Gerek yok, gereken yapılacak" dıyorlar... Ruhsar Özmen, pencereden bakı- yor; tam dört aydır, çam ağacını kurta- racak belediye ekiplerıni gözlüyor... KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK HARBİ SEMtH POROY GADDAR DAVLT sıniKIRTCEBE BULUT BEBEK Adalet" sız runler... MIRMIRLAR 5-ALDiRTMA TARİHTE Bl GÜN CEMAL PASA'YA SU/KASU 21 Temmuz 1322 'DE 8UGUA/, C£MAL Ş, Ç OLDUZULÛÜ. İTT/HATI/E TEKA&dC£M/y£77'WAJ ENV££ VE TMAT PA$A'L4/ZLA ÛÇ SÜyÜK YO M£T7C/G/A/PeAI B'/Sl OLAN C£MAL PAŞA, OS- MAAJU DBl/LSr/'MN Z.DOMYA SAVAÇl'MPAAl YENİK ÇIKMASl Ü2££W£,Ay£UWyA K/IÇMA ZO&JHDA KALMÇr/. &/£ SÜG€ SON2A, ONU, AF6AN O&HJSU'NPA OÜZ£NL£MEL£g &ÖO&J B Ş , MAL2EH£ 8ULMÂK 'ÇtN AI/KUPÂYA <?/- PEM CBMAL PAŞA, DOUUÇUN&E TlFUS /H£AJ- UGRAMlŞTI. 21 TEMAAUZ 6EC£Sİ, IKl İLE SOKAfCTA YU£ÜJ2KEMI ATE? AÇ/L- fy UÇÜ £>E ÖLDÜeuLMÜŞTÜt- KATİLLE&N\ ERMENİ OLOUKİAR.I SÖYEECEfCT^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear