22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 TEMMUZ 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Pivanist, besteci ve orkestra şefi Toshiko Ahyoshi orkestrasıyla birlikteAçıkhava'da Sıra dışı bir caz müzisyeni îstanbuPdaAmerika'da, eleştirmenlere göre günümüzün en başanlı 'big band'ini yöneten Japon asıllı bir kadın piyanist Toshiko Akiyoshi, bugün 67 yaşında olmasına rağmen, bir genç kız dinamizmiyle her yıl çıktığı turnelerde büyük orkestrasını dünyanın dört bir köşesine taşırken sürekli yeni bestelere imza atıyor ve albümler dolduruyor. Akiyoshi, orkestrasının tek var oluş nedenini kendi bestelerini seslendirmesi olarak açıkhyor. Toshiko Akiyoshi Jazz Orchestra Featuring Levv Tabackin, sadece Akiyoshi'nin bestelerini seslendiriyor. ALISONMEZ Yıllar boyunca erkeklerın egemenli- ği altında gelişen caz müziğinin anava- tanı olan Amenka'da, eleştirmenlere gö- re günümüzün en başanlı 'big band'ini, Japon asıllı bir kadın piyanist yönetı- yor. Toshiko Akiyoshi, bugün 67 yaşın- da olmasına rağmen. bir genç kız dina- mizmiyle her yıl çıktığı turnelerde bü- yük orkestrasını dünyanın dört bir kö- şesine taşırken sürekli yeni bestelere im- za atıyor ve albümler dolduruyor. 16 ki- şıden oluşan bu topluluğun taze soluk- lu müzıksel heyecanı. içerdiğı sıradışı orkestra elemanlanndan değil. Akiyos- hı'nın caz dünyasında paha biçileme- yen bestelerinden ve düzenlemelerin- den kaynaklanmakta. New York'ta yerleşik bu büyük or- kestra. her müzisyenin kendine has tını- sını ve stilıni topluluğun müzik kimlı- ğinin tamamlayıcı bir unsuru olarak gö- ren Duke Ellington'ın big band gelene- gini. Aki>oshi'nin, be-bop gelenegi. Uzakdoğu kültürü \ e günümüzün çağ- daş sesleriy le renklendirmesiyle sürdü- rüyor. Piyanistliğe 1946'da başladı 12 Aralık I929'da Dairen / Mançur- ya'da doğan ve 6 yaşında piyano eğiti- mi görmeye başlayan Toshiko Akiyos- hi. caz piyanisti kariyerine 1946"da Ja- ponya'da atıldı. Savaşın yaralannı saran ülkesinde, bir Amerikan üssünde piyano çalmaya baş- layarak caz dünyasına giren ve 1952 yı- lında kendi grubunu kuran Akiyoshi. o sıralarda Japonya'da turnede olan piya- nist Oscar Peterson ıle ünlü plak pro- düktörü Norman Granz'ın dikkatini çektı. Ertesı yıl Granz'ın plak şirketi Verve içın bir albüm dolduran Toshiko Akiyoshi, büyük bir Amerikan plak şir- ketıyle kayıt yapan ilk Japon caz piya- nisti oldu. 1956'da ABD'ye yerleşen Akiyoshi, 1956-59 yılları arasında Berklee Müzik Akademısi'nde eğitim gördü. Müzisyen, o dönemdeki kocası Chartie Mariano ıle birlikte yönettıkle- ri Toshıko-Manano Quartet'ı kurdu. Newport Caz Festivali'nde sahneye çık- tı ve kendi üçlüsü ya da dörtlüsüyle pek çok tanınmış caz kulübünde çaldı. Japony a'da Manano ile birlikte bir yıl kaldıktan sonra. 1962'de kontrbas usta- sı büyük besteci ve orkestra şefı Char- lcs Mingus'la birkaç ay birlikte çalıştı. onun ünlü Town Hall konserine katıl- dıktan sonra 3 yıllıgına Japonya'ya ge- ri döndü. Ödüilü ilk Japon asıllı NewYorklu Akiyoshi, Japonya'dayken konuk so- list olarak Tokyo Filarmoni Orkestrası ve Yomiuri Senfoni Orkestrasf yla bir- likte çaldı. New York'a geri dönünce bir dizi radyo programına katıldı, özel ola- rak toplanmış bir 'big band' için beste çalışmalan yaptı \e 1970'te ikinci ko- cası Lev* Tabackin'le yeni bir dörtlü kurdu. 1972'de birlikte Los Angeles'a taşınan kan koca, ertesı yıl çalışmaları- nı orada 10 yıl boyunca sürdürecek olan orkestralarını kurdular. 1982 yılında Nevv York'a gerı dönen çift. 'Toshiko Akiyoshi Jazz Orchestra Featuring Levv Tabackin' adlı topluluğun temelini attı. Bu orkestra 1983 Kool Caz Festivali kapsamında Carnegie Hall'de büyük yankı uyandıran ilk çıkışını yaptı \ e gü- nümüze kadar özellikle eleştirmenler- den büyük övgüleralan çalışmalara im- za attı. Toshiko Akiyoshi, 1986 yılında Nevv York Kenti Özgürlük Ödülü'nü alan ilk Japon asıllı Nevv Yorklu oldu. Albüm- ler!. 1976"dan beri 11 kez Grammy Ödülleri'ne aday gösterilen Akıyos- hi'nin, ünlü caz dergisi Down Beat'in Okuyucular Anketı'nde aranjör ve bes- teci dalında. orkestrasının ıse Big Band dalında birınciliği kazanması, onu caz tarihınde bu derecede onurlandırılan ilk kadın müzisyen yapmıştır. 3. Uluslararası İstanbul Caz Festivali kapsamında bu akşamCemıl Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde vereceğı ve bü- yük ilgi göreceğine tnandığımız konser nedenıvle yurdunuıza gelen Akıyos- hı'ye. uzun süredır merak ettığımiz ba- zı konularla ılgılı sorulanmızı faks ara- cılığıyla ılettiğimızde kendisınden ol- dukça kısa \e öz yanıtlar aldık. A^ağı- da bu elektronik söy leşi> ı bulacaksınız - SO'li yıllann ortasında Japonva'da saygınlık uyandıran ünlü bir müzisyen- diniz. Nasıl oldu da ABD'ye göç ermeye karar verdiniz? TOSHİKO AKİYOSHİ- Kendimi gelıştırmem gerektığıne ınandığım içın cazın anavatanı ABD'ye gıttım. - 25 yıl boyunca, küçük gruplarda pi- yanist olarak çalıştıktan sonra, 43 yaşın- dayken bir "big band' kurmaya karar verdiniz. Cazın, geleneklerinden hızla uzaklaşarak farklı yönlere doğru git- mekte olduğu 70'li yıllarda, bir büyük orkestra şefi olarak kendiniz için nasıl bir gelecek öngörmüştünüz? AKIVOSHI- Hıçbir şekılde kendimi kandırmadım. Düşüncem müzıksel ifa- de gücümüarttırmak için yeni yollarde- nemektı. - Piyanist olarak ilham kaynağınızı Bud Povvell'danaldığını/ıbiliyoruz. Bes- teci, aranjör ve büyük orkestra şefi ola- rak etküendiğiniz müzisyenler kimlerdi? AKIYOSHI- Hemen hemen tüm be- bop ustalarından etkilendim. Hemen hemen tüm bepop ustalanndan etkilenen Toshiko Akiyoshi, hem biraz özgün olabilmek hem de caza kendinden de birşeyler katabilmek için, Amerikan kültüründen çok farklı olan kendi kültürüne başvurduğunu sövlüvor. - Orkestrantnn repertuvan tümüyle sizin bestelerinizden oluşuyor. Neden or- kestranızla caz standartlannı ya da baş- ka bestecilerin eserierini yorumlamıyor- sunuz? AKİYOSHİ- Çünkü orkestramm tek var oluş nedeni, benim bestelerimi ses- lendirmesidir. - Düzenlemelerinizde Uzakdoğu ezgi- lerine rastlanıyor. Japon gelenekleri ve folk biçemleri gibi kültürel altyapınızın, eserlerinize olan etkisi nedir? AKİYOSHİ- Hem bıraz daha özgün olabilmek hem de caza benden de bir şeyler katabilmek için, Amerikan kültü- ründen çok farklı olan kendi kültürüme başvuruyorum. -Günümüzde bir büyük caz orkestra- sını yaşatabilmek oldukça güç bir iş. Böylesine zor şartlarda bunu nasıl başa- rabiliyorsunuz? AKİYOSHİ- Orkestramın tüm ele- manlannın gösterdiği anlayış ve müzik aşkı. her şeye rağmen ayakta kalmamı- zı sağlıyor. - Topluluğunuzla eleştirmenlerin bü- yük takdirini kazanmanıza ve sanatsal açıdan başanlı olmanıza rağmen. al- bümleriniz beklenen sarışı yapmıyor. Sizce. layık olduğunuz öleüde ticari ba- şanyı elde edememenizin nedenleri ne olabilir? AKİYOSHİ- Cünkü albümlerimızde ya da konserlerimızde 'Take the A-Tra- in' ya da 'Moonlight in Vermont' gibi parçalanseslendirmıyoruz. Özgün bes- teleri birer standarda dönüşmeden tak- dir edebilmek. gerçek bir olgunluk ve birikım gerektirmekte. -Cazalanında,Carla Bley'le birlikte, gerçekten iyi bir isjm yapmış iki kadın piyanist/besteci ve orkestra şefınden bi- risiniz. Sizce caz dünyasında kadınlara ve Amerikalı olmayan müzisyen lere kar- şı aynnıcı bir tavır söz konusu mu? AKİYOSHİ- Yanıtım kesınlıkle evet! Tenorda olup da divada olmayan ne? Kültür Servisi- Ünlü tenorlar Jose Carreras, Placido Domingo ve Luciano Pavarotti'nın geçen hafta başlayan dünya turnesı. opera çevrelennde ilginç bir tartışmayı gündeme getırdi: Neden bu üç ünlü tenorun verdıği konserler. medyanın da il- gisi sayesinde. birer fenomen haline gelıyor da opera dünyasındaki kadın sanatçılar arasından bu derece yankı uyandıracak. benzer bir grup ortaya çıkmıyor? Kime diva divebiliriz? Liza Minelli artık kendini daha açık ifade ediyor. Liza Minelli geçmişine dönüyor Kültür Servisi - Ünlü şar- kıcı Liza Minelli, klasik Amenkan baladlanndan oluşan yeni albümüyle kök- lenne geri dönüyor. Barbra Streisand. Frank Sinatra, Diana Ross'un tem- silcıleri arasında olduğu Broadvvay şarkıcılan gele- neğınm günümüzdeki başa- nlı \ıldızlanndan bın olan Minelli, "Gently' adını ver- diği albümünde Gershwin, Irving Berlin. Lieber, Stoller gibi bestecilerin \apıtlannı yorumluyor. Sanatçı. 'doruk noktası' olarak değerlendirdıği albü- mü için şunları söylüyor: "Ben anne ve babamın evin içerisinde söyledikleri bu şarkılaria büvüdüm, O za- manlar daha anlamlannı bi- le bilmediğim pek çok şarkı öğrenmiştim. Şimdi. o şarkı- ların bana ne kadar iyi gel- diğini anhyorum. Ye artık, yeni bir şeylerin arkasına saklanmaktansa kendimi daha açık ifade edebUeceğim bir şeyler yapmanın zamanı gelmjşti."" Geçmişine yönelen şarkı- cı için iyi bir şarkı zamana asla yenik düşmüyor. "Mü- zik, duy gulanmı anlatabil- mekte her zaman en büvük yardımcım oldu. Daha iyi hissetmemi sağladı. Kendi- mi kullanümış hissettiğimde ya da hayal kınklığına uğra- dığunda imdadıma yetişti". Minelli. Amenkan popü- ler müziğine duyduğu ılgı- yi büyük ölçüde, yetıştıği ai- le ortamına bağlıyor. Sanat- çı biraileden gelen Liza Mi- nelli'nin babası film yönet- meni Vlncent Minelli, anne- sı ise ünlü şarkıcı-film yıl- dızı Judy Garland. Sanatçı- nın büyükbabası ise Ira Gershvvin. Sahnelerle erken bir yaşta tanışan ve bugüne dek yaşamında en önemlı yeri müziğe v eren Liza Mi- nelli. 4 yaşından ben şarkı söylüyor. "Gently" albümünde ara- larında Johnny Mathis ve Donna Summer ile iki dü- etin yanı sıra 11 parçaya yer veren Minelli. "Benim gibi 50 yaşına gehniş biri için bel- ki fazla cesur bir albüm bu" dıyor; "Belkideinsanancak 50 yaşına geldiği zaman bu kadar cesur olabilir. Duygu- lannı bu kadar rahatİıkla gösterebUir. Belki de mutlu olmayi en çokşimdi hakedi- yorumdur.. Nİutlu olduğu- nuzu hissetmedikçe hiçbir şey yapamazsınız." 't'ç Tenorlar' örneğınde görüldüğügibi son de- rece kazançlı olan böyle bir organizasyonu bugü- ne dek, hiçbir plak şirketi veya konser organiza- törünün üstlenmemiş olması havlı ilginç. Decca Classics plak şirketinin pazarlama müdürü Paul Moseley bu durumu birkaç nedenle açıklıyor: "Öncelikle akla gelen soru böyle bir organizasyon için hangi kadın şarkıcılan seçmeniz gerek? İkin- cisL acaba onlan birlikte söylemeye ikna edebile- cek misiniz? Pavarottt Domingo \e Carreras'ın çağımızın en büvük üç erkek sesi olduğuna şüphe yok. PekL günümüzün en önemli kadın sesleri ara- sında kimleri sayabiiiriz? Kime 'diva' divebiliriz? İşte asıl sorun burada-." Moseley'e göre erkek \e kadın opera sanatçı- lan arasında. nitelik açısından. çok kesın bir çiz- gi var. Zirvede olan tenorları belirlemek çok ko- lay. Dünya çapında sayılan çok fazla olan büyük sopranolar arasında 'diva' olarak nıtelendirilebi- lecek sanatçılar ise bir elin parmaklarından bıle az. Bilindiği gibi, 'diva', Latincede 'tannça' anla- mına geliyor. Opera çes releri. günümüzün önem- li sopranoları arasında 'tannça' sıfatını hak eden isim ya da isimleri belirlemekte büyük güçlük çe- kiyor. Sony Classics'in sanat danışmanı Jeremy Caulton'a göre bir soprano> u dıv a \ apan en önem- li nitelikler; sesınin yüksek bir dramatık v apıya sa- hip olması ve ayırt edilebılır vokal kişılik. Caul- ton. gelmı^ geçmış sopranolar arasında (dönemi- nin en ı\ i şarkıcısı olarak sa> ılmasa bile) bu özel- lıklere sahıp olan tek sanatçının Maria Callas ol- duğunu sövlüvor. Callas. Mirella Freni, Kirsten Flagstad ve Eli- saberh Schvvarzkopf gıbı büvüleyıci sesleri orta- ya çıkaran E\11 \e VVarner Classics plak sjrketle- rınin eski sahibi Peter Andry ıse Maria Callas'ın unutulmaz sesler arasında yer almasında. Yunan- lı armatör Onasis ve dönemin Amerika Başkanı John Kennedy ile ilişkılerinin varattığı sansasyo- nel yönlerın de etkisi olduğunu düşünüyor. Cal- las'ın 54 yaşında beklenmedik ölümü (sanatçı, anı bir kalp krızı sonucu vaşama gözlennı >um- du). sonrakı vıllarda bir efsaneye dönüşmesini sağladı Andry'ye göre' "Gerçeli bir diva olabil- mek için. yaşamıntnn mutlaka trajik bir yönü ol- malıdır. Tıpkı Callas gibi." 'Uç Tenoriar'a yoğun ilgi Günümüz kadın opera sanatçılannın *di\a' ni- telıklermı taşıyıp taşımadığı tartışmasını bıryana bırakıp. nedeh 'L'ç Tenorlar'ı örnek alıp birlikte birdizı konservermediklennegelince... Butıpor- ganizasvon içın hiç çaba harcanmamış demek yanlışolur. Ancakkonuvla ılgılı ılkgınşimdebu- lunan Warner Classics'in işletme müdürü BillHol- land tatsız bir deneyım yaşadığını belırtıyor. Gü- nümüzün en ünlü sopranoları arasında gösterilen Jessye Norman, Kiri Te Kanavva ve Kathieen Batt- le'ı bir araya getirmek için uğraşıp didinen Hol- land. koşullar üzerinde bir türlü anlaşamayan sa- natçılann kaprisleri karşısında yelkenleri suya in- dirmiş sonunda. Sopranoların neden 'Üç Tenorlar' gibi dünya çapında konuşulan konserler v ermedigi tartışıla- dursun, Pavarotti. Domingo ve Carreras'ın geçen hafta tngiltere'nin ünlü VVembley Stadyumu'nda verdiklen konser sağnak yağmura rağmen hınca- hınçdoluydu. Enucuzbiletin 100sterlinden(yak- laşık 13 milyon TL) satıldıgı konserde en yüksek bilet fiyatı ise 40 milyondu. Stadyuma iki dev ek- ranın kurulduğu konserde ünlü tenorlara City of Birmingham Smyphony Orchestra eşlik ettı. Turne kapsamında dünyanın belli başlı kentle- rinde hayranlanyla buluşacak olan Domingo, Pa- v arottı ve Carreras'nın vereceği konserlenn. dün- ya çapında. yaklaşık yarım milyar insan tarafın- dan izleneceği tahmin ediliyor. Opera dünyasının şöhretlennin bir gecelik konserı yaklaşık 7 mil- yar TL'ye mal oluyor. İlk kez 1990 da Dünya Kupası için bir ara> a ge- len tenorlan dünya çapında 800 milyon insan iz- ledi. Konser albümü ise lOmilyonuaşkınsatışra- kamına ulaştı. Bu konseri 1994"te Los Angeles'ta düzenlenen Dünya Kupası'nın fınalindegerçekleştirilen muh- teşem konser ızledi. Bir milyarı aşkın televizyon izleyicisi tarafından izlenen konserde sanatçılann her biri 1 milyon dolar aldı. Dünyanın en çok kazanan yıldızlan arasında yer alan Pavarotti. Domingo ve Carreras'ın yıllık kazançları 10-16 milyon dolar arasında değişiyor. Dünya turnesinden kazanacaklan miktarın ise ömürlerinin sonuna dek ıstediklerini yapmaya yeteceği söyleni>or. Sopranoların neden 'Üç Tenorlar'gibi dünya çapında konserler vermediği tartışüadıırsun, Luciano Pavarotti, Placido Domingo ve Jose Carreras 'ın konserleri büyük ilgi toplııyor.'Üç Tenorlar'm vereceği konserlerin dünya çapında yaklaşık yarım milyar insan tarafından izleneceği tahmin ediliyor. Fransa'da Rodin zamanı Kültür Servisi- Heykeltı- raş Rodin'ın eserleri Fran- sa'da üç şehirde sergileniyor. Papaların kenti Avignon, Bordeaux ve Meudon'da açılan bu sergılerde sanatçı- nın heykelleri ve çeşitli es- kizleri ile mimari çizimleri yer alıyor. 1840-1917 yıllan arasın- da yaşamış Auguste Rodin. modern heykelin oluşumu ve duruşu üzerine getirdiği özgün tarznla kendini tanı- tan Rodin'ın Avignon'da Pa- laıs des Papes'da açılan "Pa- lais pour Rodin" sergısınde. altmış bronz heykel yer alı- yor. Avignon Festivali etkin- lıklen ıçinde açılan sergı, Parıs'tekı '•Rodin Müze- si"nden getinlen eserlerle birlikte oluşturulmuş. Sergı- de, sanatçının ilk dönem eserleri ve başvapıtlarından "L'Age d'airain" (Tunç Ca- ğı), -Le Penseur" (Düşü- nürl, "Le Baiser" (Öpüşme) adlı vapıtları ver alıvor. Yı- ne Av ıgnon'da Petit Palaıs'de ise Rodin'in miman çizim- leri v e eskizleri sergı lenıv or. Bordeau\'da Goupıl Müze- sınde Rodin'in aralarınıla "Cehennem Kapısı" adlı esennın eskızlerının ver al- dığı 145eskız\eralı\or.Sa- natçının Meudon'dakı hey- kel atölyesı de zıyarete açı- larak buradaki alçı çalış- malan sergılenıvor. Benzersiz ses ve kusursuz yorumuyla Dianne Reeves Kültür Servisi- Açıkhava. caz dünyasında onbeş yıldır benzersiz sesi ve kusursuz yorumu>la yer alan bir sa- natçıvı. Dianne Reeves'ı ko- nuk ediyor bu akşam saat 20.30'da... Yumuşak renk tonlarıyla gölgelenen sesıy- le kendine özgü bir stile sa- hıp sanatçı, yorumları ve bu- ğulu cazip sesıne uygun big band cazı, küçük gruplarla seslendirdıgi ünlü parçalar, sofistıke rock ve etnık müzik arasında mekık dokuyan re- pertuanyla İstanbul Caz Fes- tıvali'nin kaçınlmaması ge- reken konserlerinden bırını gerçekleştirıyor. Detroit doğumlu olan Di- anne Reeves, halen yaşa- makta olduğu Denver'da bü- yüdü. Tüm meslek yaşamı boyunca. cazın usta ısimlerı- nin gözetiminde kendini ge- liştirdi. Şarkıcıya ilk caz derslennı dayısı. basçı Char- les Burrell verdı. Onyedı ya- şındayken lısesının big band'ıyle verdıği bir konser- de dinleyen ClarcTerry onu hımayesıne aldı. Reeves. Terry'nın gruplanyla birlik- te çalı^ırken, Major Holky, Grand Tate, Louie Bellson, Jimmy Rovvles v e Sir Roland Hannagibi müzisyenler ara- cılığıyla cazın inceliklerıyle tanışma olanağı buldu. Ter- ry ona birlikte çalışacağı müzisyenlerle nasıl ıletişim kuracağı konusunda ipuçla- n \erdi. Bir yıl sonra Den- ver'dakt Tool Shed'de Gene Harris'in "JamSession"lan- na katılmasının ardından. Harris şarkıcıya klüpte ça- lışmasını önerdı. Reeves sa- yesinde Latın ntmlerıyle ta- nıştığı Sergio Mendes'le ça- lışırken Amerikan müziği- nin gücünü de keşfetti. Har- ry Belafonte'yle üç yıl bo- yunca çalıştı. Reeves ilk çıkışını Los Angeles'ın köklü fusıon gru- bu Caldera'mn bir iivesiv ken birkaç oktavlık sesıyle yo- rumladığı "Skv Islânds"la yaptıA'urmalı çalgılarustası Bill Summcrs'la doldurduğu plak. Palo Altoıçın kendi adı- na doldurduğu "VVelcomcTo Mv Love"ve"ForEverv He- art" albumlerı ve Randy Brecker, Bill Evansve Rob- ben Ford'un da ver aldığı "Echoes of Ellington Vol V adlı jazz v ısions diski ve v ı- deosu. onun büvük plak şır- ketlenyle anlaşma yapabıle- cek düzeyde olduğunu açık- ça gösteriyordu. Paul Jackson. Tonv \Mlli- ams, Stanley Clarke. Freddie Hubbard. Herbie Hancock, Tony Duınas. Billv Childs, .\irto ve kuzenı George Du- ke'u ıçeren parlak bir kadro oluşturan şarkıcı. fusıon. rhytme and blues. Latın ve klasik caz gibi farklı türlen kapsav an v e kendi adını taşı- yan aİbümü üzennde çalış- maya başladı. Ceşıtli eleştıri- lere hedef olan albümünden sonra bir sonrakı çalışması "The Nearnessof \bu"yu sa- dece Japonva'da pıvasava sürdü. Sonra Anita Baker tarzında son derece çağdaş bir çalışma olan "Never Too Far"dı. Bu albümle gerçek başarıvı vakaladı "Benim için bir insanın sahip olabile- ceği en kutsal şev özgünlük- tür" dıven Reeves'ın son al- bümü "Quiet After The Storm" adına uvgun bir >e- kılde Reev es' ı hem Blue No- te'a hem de caz dünvasına eeri döndürdü. Tarantino sadece aktör olmak istiyor Kültür Servisi- "Pulp Fiction"ın yönetmeni ola- rak anılmaktan bıkan Qu- entin Tarantino bundan böyle aktör olarak bılın- mek istiyor. Buna bâğlı ola- rak senaryosunu yazdığı "Cehennemde Bir Gece" adlı filmin çekimi üstlen- meyerek yönetmenliği. Ro- bert Rodriguez'e bırakan Tarantino, fılmdeki rolü ile kısa sürede başanlı olaca- ğına inanıyor. Tarantino. ilk ısmarlama senaryosu "Cehennemde Bir Gece"\i Rodriguez'e vermesinı bir tesadüf ola- rak açıklıyor. Meksıka'da geçen bu vampır hikayesi '*Desperado"nun senaristi Rodriguez'in ilgisinı çe- kınce senaryoyu ona teslım ettiğini söyleyen Tarantino, başarılı film yapmış yönet- menlerin daha sonra ölüm üzerine filmlere ilgi duy- duğunu belirtiyor. Başta fimde sadece rol almak is- teyen Tarantino, sonra fil- tni ortak çekmeye karar verdiklerini belirtiyor. Aktörlüğü ile anılmak is- teyen Tarantino filmin or- tak çekilmesinin bu isteği- ni kırmadığını söylüyor. Fakat şımdiye kadar ikinci Quentin Tarantino rollerde ya da senaryoya sonradan eklenmış rollerde oynamasının yanlış anlaşı- larak. kendisinin vetersiz bir oyuncu olduğu kanısı- nın doğduğunu ve bunu de- ğiştırmek istedığını belir- ten Tarantino filmin başa- nlı olacağına inanıyor. Her zaman aktör olma- nın hayalini kuran Taranti- no. bu konuda Harvey Ke- itel, Robert De Niro v e Ni- colas Cage'den büv ük des- tek aldığını sövleyerek. "Cehennemde Bir Ge- ce"deki rolünün kendisine güvenıni artrırdığını. bun- dan böyle sadece yönetmen olarak değıl aktör olarak da anılması için uzun zaman geçmeyeceğini sözlerine ekliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear