23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 1996 PAZAf 12 DIZIYAZI Türkiye, çıkarlanna aykın projeyi Türk îezi gibi sunarak sonun başlangıcını hazırladı Gizli Belgelerle Boru Hattı Bozgunu SUNUŞ Sovvet Sosvalist Cumhurıvetlerı Birliği 'nin _ (SSCB) 1991 yıhnda duğılnıasımn anlmdun eskı Sovyeı ardıh. bugünün bağınıstz Azerbaycan ve Orta Asva cumhurivetleri. Hazar Huvzası ndaki zengın pelrol vataklannı. egemen ülkeler olanık ışletme olanağma kavuştular. "21. yüzyıltn Basra Körfezi" ularak anılaıı Hazar Havzası petrolleri, Baldı ülkeler için de istıkrarsız Ortadoğu nun peltvlüne olan bağınıhhğın azalması anlammu gehyor. Dünvamn, bıı çok gereksıntm duycluğıt "kara altın ", petrol ve doğalgaz zengını Azerbavcan ve Orta Asva cumhurivetleri ile etııık hıığhın bıdıınan Tiirkive ve, ekonomik oldıığu kadaı; polıtik nüfuzunu dtı antırma fırsaıı duğunlıı. Ancak bıı tırsaı. "sık aralıklarla gerçekleşen hükümet değişikliklerinin yol açtığı siyasi boşluk, politikasızlık, iç politik kazanımlarayönelik çarpıtmalar ve Rusya gibi giiçlü ülkelerin dikkate almmaması" somıcıı kaçınldı. Tiirkive de "Hazarpetrolünün uluslararasıpiyasalara taşınmasındu Bakii-Ceyhan hattını çantada keklik gibi giisterenler " iılke\ ı hüsnına uğıvttılar. Seden? Sorumın eıı geııel vanıtı. Hazar Havzası petrol politıkaliirında Batılı ülkeler ve Rusya. ılıplomasııun "sessiz ve derinden "gıtıne yöntemmi IISIULU uvgularken. . tnkurtı da iç sıvasal <,ekişıııelerın orıasında polıtıkasiz bırakılan ılgili kıınımlann "birbirlerini sııçlayarak " zaınan öldürmelerıdır! Hazar petro/lenıu e/e geçiren Ban ağırlıklı firmalar. Rııs boru hatlanmn geçttğı Çeçenısian ve <,ok sayıda Rııs özerk cıımhurivetinin her an bır ıstıkrarsızlığa gehe olmasına karsın, Azerı ve Kazak peırollen ıçın Türkiye de Boğazlur V hedej alaıı Rııwa nın Kunuleruz dekı Sovorossısk Limanı eksenlı güzergâha desıek verdiler Oysa ayru Batılı fırmalar Tiirkive nin "en güvenilir ve ueuz " dıye sıındıığu Ceyhan giizergâluınn öniine. zuman zaınan PKK lerörünii engel koydular Tiirkive de Hazar petrolleri ıçın Ceyhan 7 anu güzergâh yapucuk ve Batılı firmalan cezbedeeek ne geniş kapsamlı bir çalışmu ne de sağlunı bır politika iiıvtnıeyiııce karşıtlannın işini kolavlaştın/ı. Bıına karsın kaınuouı "Ceyhan ' giizergûhı Hazarpetrolü için ana rota olacak " izlenimı veren açıkhınıalarla aldaııldı! Tiirkive de iç si\usı ortaındakı belırsızlik. bölgesel denge/er ve tarihı siireç n ınde petroliin \tratejik öııenıı açısmdan hakıldığında, sürekli "ağızlarda sakızgibi çiğnenen " Ceyhan tezinin. gerek Batılı finnalar, gereksepetroliin salubi ülkeler açısmdan ne ölçiide kabıtl gördiiğü anıştınnaya değer bır konu olarak ortaya çıktı. Bıı vazı dızısı, Tiirkive de izlenen vanlış polilikalann. zengin Hazar petrollerinin ana güzergâh olarak Ceyhan iizerinden pazarlanması olasılığını nasıl zayıilattığına ilişkın sı\ perdesim belgelerle aralaınayı amaçİıyor. Belgelerde adı sık geçen hürokratlann "sorıtmlu " düzevinde değil. genel olarak görevleri gereği gelismelerin odağmda ver aldıklannı dıkkatlerden uzak tutınaınak gerekir Dızıde ver alaıı bılgılerin büyiik höliimü. Dışişleri Bakanlığı ve boru lıatlan projesmde devre dışı kalan Enerji ve Tabiı Kaynaklar Bakaıdığı "na bağlı BOTAŞ Genel Müdürlüğü ile Hazar Ha\zası nın Azerbaycan 'a an bölümünden çıkanlacak petroliin ışlenlmesi için ohıstıırulan konsorsiyıım (AIOC) ıçinde temsıl edilen Tiirkive Petrolleri Anonim Ortak/ıgı (TPAO) arasındaki gizli vazısınalara davundırıhvor. Azerba\ean a an pelrol kııvıılarını isletecek AIOC ile Türk hükümeti arasında yapılan vazışınalan içeren belgeler de Ankara nın, 2000 İi yıllarda çıkarılması hesaplanan ana iiretim petrolünün giizergdhını helirleyıci rol oynayan Azeri erkeıı iiretim petrolünün boru hatlanylu uluslararusı piyasalara taşınnıası konusunda ızlediğı taktik hutalan gözler öniine serivor. Belgelerin, Türkiye nin uluslararası çıkarları açısmdan büyiik ekonomik ve slratejik önenü bıdıınan boru halları konusunda ortaya koydıığıı skandallar zıncirı: iilkedeki sivaset tarzınm ve kısır politik çekismelerin verdiğı zaraıiann sadeee ıılıısal smırlar ıçinde kalmadığını izlememize de olanak \aglavaeak.' Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Türkiye'nin petrol konusundaki politikasızlığını ve acemiliğini eleştirdi. BOTAŞ,devre dışıkaldı"Ben, 1993 vılında buraya (Cum- hurbaşkanlıgı görevine)geldim. Ba- na bir mektııp getirdiler. Bir muka- vele... Azerbaycan'da daha petrol anlaşması imzalanmadan. petrol üretimine başlanmadan bir muka- vele hazırlamışlar, altında 15 imza var. YönetirikTde imzalamışlar.'bo- ru hattı Türkiye'den geçecek' diye. ÖzürdUerinı.geçmişten konuşuyo- rum ama konunun, ilişkilerin geç- mişi hakkında söylihorum. Bu, as- lı esası olmayan bir iştir. O zaman buradaki basın da bağınyor, 'Boru hattı Türkiye'den geçiyor' diye. Ama hjçbirininaslı esasıyok. Eğerpetro- lii çıkarma. petroliin ürtrinıi hakkın- da daha ortada bir anlaşma yoksa. boru hattının nereden geçeceğini be- lirlemek. havada kalacak bir şeydi. Yani. bu ne hukuki ne de iktisadi da- yanaj*ı olan bir kâğıtn. Bu kigıda da- yanarak insanlarkendi kendilerine konuşu\orlardı. Buniarhep boş şey- lerdi." " Bu satırlar, Azerbaycan Cumhur- başkanı Haydar Aliyev'in iktisadi Araştırmalar Vakfı tarafından 30 Mayıs 1996 tarihinde başkent Ba- kü'de düzenlenen "Azerbaycan-Tür- kiye Ekonomik Işbirliği" konulu konferansta yaptığı konuşmadan bir alıntı. Hazar Havzası'nın kendisine a» bölümünden çıkanlacak petrolün sahibi Azerbaycan'jn Cumhurbaş- kanı Aliyev'in sözlen, Türkiye'nin, bu stratejik enerji maddesi konu- sunda "politikasızlığını ve acemili- ğini'* göstermesi açısmdan önem taşıvor. Sonun başlangıcı Türkiye, çıkarlanna aykın düştü- ğü artık netleşen Bakü-Supsa pro- jesini Türk tezi gibi sunarak sonun başlangıcını hazırladı. Ankara, Ha- zar Havzası'ndan 2000'li yıllarda çı- kaniacak ana üretim öncesi gerçek- leşecek erken üretim petrolü için getirdiği önerinin geri çevrılmesi üzerine Kafkasya ve Orta Asya pet- rol \ e doğalgaz politikalannda mev- cut durumda devre dışı kalırken, ucunda petrol görünmeyen Ceyhan hattını. ABD desteğıyle gerçekleş- tinnearayışınagirdi. Şimdi Türki- ye. ABD'nin desteğinde Dünya Ban- kası'ndan alacağı krediye gmenip yalnızca kendi toprakları ile sınırlı boru hattı yapımını gerçekleştirme- yi planlıyor. Ancak ortada ne pet- rol var ne de ilgili ülkelerden geçiş hakkı güvencesi. Türkjye'nin açtığı Eximbank kre- dilerinı dahi geri ödemeyi redde- den petrolün kaynağı Azerbaycan ile Ceyhan'a ulaşması istenen petrolün geçeceği diğer güzergâh olan Gür- cistan. dönemin Başbakanı Tansu Çiller'ın "toprakJanndangeçiş hak- kı vermeleri" istemını geri çe\ irdi- ler. Türkiye'nin yapımını planladığı Ceyhan hattı için ek petrol almayı umduğu Kazakistan da. Rusya'dan yanata\ıraldı. Bölgedeki en büyük petrol rezervine sahip olduğu tah- min edilen Kazakistan. Amerikan Chevron firmasınm işlettiği Tengiz yataklanndan çıkan petrolünün. yi- ne Rusya'nın Karadeniz'deki No\o- rossisk Limanı üzerinden taşınma- sı için kısa süre önce Moskova ile bir protokol imzaladı. I994'te Rusya destekli olduğu ağırlık kazanan ve bazı Türk yurt- taşlannın adlarının da kanştığı dar- be girişiminden sonra durumu kont- rol altına alan Azerbaycan Cum- hurbaşkanı Haydar Aliyev, artık "yüzyılın petrol anlaşmasını" im- zalamaya hazırdır. Nitekim Azerbav- can Milli Petrol Firması SOCAR ile o tarihte "konsorsiyum'* olarak anılan. aralarmda Türkiye Petrol- len Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) da bulunduğu çoğunluğu Batılı 11 yabancı şirket. yüzyılın petrol an- îaşmasına 20 Eyiül 1994'te imza- layacaklardır. Yabaıicı firmaiar. anlaşmadan çok önce petrol politikalarını uy- gulamaya koyarken, Türkiye "ba- • Boru hatlarında Türkiye'nin kozlarını zayıflatmasında izlenen politikasızlığa, "yetki kavgası" ile bölgesel ve dünya politikalannda ağırlığı olan Rusya'nın "göz ardı edilmesi yaklaşımı" da eklenmişti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, anlaşma imzalanmadan "Boru hattı Türkiye'den geçecek" yazılı bir mektup getirildiğini belirtirken, "Aslı, esası olmayan bir iş! Bu kâğıda dayanarak insanlar kendi kendilerine konuşuyorlardı. Buniar hep boş şeylerdi" diyordu. şıboş" kalmış görünüyordu. Tansu Çıller başkanlığındaki DYP-CHP koalisyon hükümeti sallanırken. An- kara'ya stratejik ve ekonomik açı- dan büyük avantajlargetirecek bo- ru hatları. içpolitikayaaletedilme- ye başlandı. Boru hatlan pazarlık- lannm en yoğun olduğu dönemde Türkiye'de 7 kez Dışişleri bakanı de- ğiştirilmesi. dış politikadakı başiboş- luğa dış dünyaya karşı "istikrarsız- lık" mesajını da eklemişti. Türkiye, başta ABD ve Ingiltere firmalan olmak üzere. petrol politikalannın devleri karşısında "kolay yutulur" lokma haline gelmişti! Hükümet yamlttı Petrolü işleyecek AIOC içinde firmalan güçlü konumda bulunan ABD'nin Ankara Büyükelçısı Mare Grossman, 31 Ocak 1995 günü sa- bahı konutunda düzenlediği basın toplantısında, ülkesinin. Hazar pet- rollerinin uluslararası piyasalara sevkıyatında birden fazla hartın kul- lanılmasına destek \ erecegini açık- lıyordu. Hazar petrolleri üzennde olası bir Rus tekelini kırmayı amaç- layan bu sözleriy le Grossman. pet- rolün Batı'ya ulaştırılmasında baş- ka hatlann da kullanılması gerek- tığini belirtmiş \e Ceyhan güzergâ- hını buçokluhatlar arasında destek- lediklerinı bildirmişti. Ancak Gross- man ve diğer Amerikan yetkilılen. birden fazla hat sözleriy le yalnızca Ceyhan'ı kastetmediklerıni daha önce defalarca açıklamışlardı. Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişlen Bakanı Murat Kara- >alçın,aynı gün öğleden sonra."apar topar" düzenlediği basın toplantı- sında. Grossman'ın açıklamasını. ABD. bu petrollerin uluslararası pi- yasalara taşmmasmda yalnızca Cey - han'a siyasi destek veriyormuş gi- • Boru hatları pazarlıklarının en yoğun olduğu dönemde Türkiye'de 7 kez Dışişleri bakanı değişince dış politika konusunda yaşanan başıboşluğa "istikrarsızlık" mesajı da eklendi. Artık Türkiye, başta ABD ve İngiltere firmaları olmak üzere, petrol politikalannın devleri karşısında "kolay lokma" haline gelmişti. Boru hatlarından doğrudan sorumlu olması gereken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlı BOTAŞ ve TPAO, petrol politikalannda by-pass edilmekten yakınıyorlardı. bi yorumladı. Türkiye'de ıse petrol politikala- nnı yüriitenler. bu demeçlen kanıt olarak gösterip. kamuoyunda "Cey- han'dan başka hat düşünülmüvor" ızlenimi veren açıklamalardabulu- nuyorlardı. Oysa bugünkü tablo. Hazar Havzası'nın Azerbaycan ve Kazakistan'a ait bölümündeki pet- rolün 2000'lı yıllarda Cev han üze- rinden uluslararası piyasalara taşın- masının ya ileri bir tarıhe ertelen- dıği >'a da hiç gerçekleşemeyebile- ceğini gösteriyor. Yetki kavgası Boru hatlarında bugün Türkı- ye'nın kozîarını önemli ölçüde za- yıflamasında izlenen "politikasızlı- ğa" bir de "yetki ka\gası" ile böl- gesel ve dünya polıtikalarında ağır- lığı olan Rusya'nın "göz ardı edil- mesi yaklaşımı" eklenmişti. UKRAYNA KAZAKİSTAN Hazır boru hatları Planlanan yol Olası yol ÖZBEKİSTAN TÜRKMENİSTAN İRAN Y Ü Z Y I L I N P E T R O L A N L A Ş M A S I Japonya'mnpaykapmaatağı ~T-\ etrol ve doğalgazda Ortadoğu 'ya bagımlı A-^ iilkeler arasında ver alan Japonva, Orta J. Asva ve Azeri petrollehnden pay kapma yarısında atağa kalkıı. Japon Itochu firması. Azeri petrollerini isletecek konsorsiyum içındeki Amerikan fırmalannın hısselerinin viizde 7.45 7/7/ alarak AIOC içinde ver ahlı. Hazar Havzası 'nın Azerbaycan a ait Çıralı ve Güneşli petrol sahalarının geliftirilnıesi ve ifleti/mesine yönelik "yüzytlın petrol anlaşması". Azerbaycan vönetimi ile Azerbaycan Milli Petrol Şirketi SOCAR ve aralarmda yüzde 6.75 hisse ile TPAO 'nun da ver aldığı çoğunluğu Batılı 11 firma arasında 10 Eylül 1994 te Bakü'de imzalandı. 12 Arulık 1994 'te Azerbaycan Milli Meclisi 'nde onaylanarak yiiriirliiğe giren anlaşma. 3 petrol sahasmdan çıkanlacak petrol için vaklaşık 8 milyar ABD Doları tutarında vatırım vapılmusım öngöriivor. Bu 3 petrol sahasmdan vaklaşık 3.8 milyar varil petrol çıkarılması hedefleniyor. Petrolü isletecek firmalardan oluşan konsorsivum. Azerbaycan L'lııslararası İşletme Firması (AIOC) adını aldı. Ana vapımcı firma koınımundaki Azerbavcan ın SOCAR firması. ilk başta yüzde 30 olan hissesinin viizde 10 ııntı Rııs petrol şirketi LL'KOIL'e. viizde 5 ini TPAO'va. viizde 5 ini de tran 'a venli. Böylece SOCAR, AIOC içindeki ortakltk sıralamasmdaki birinciliğini yitirdi. Ancak Azerbavcan, 3 petrol sahasmdan elde edilecek gelihn vaklaşık viizde 75 kadanna sahip olacak, kalan böliim de AIOC içindeki hisselere göre paylaştırılacak. Özellikle ABD nin itirazlan nedeniyle İran. AIOC içinde söz sahibi değil. TPAO 'nun dünyadakipetrol otoritelerinin yaptığı çalışmalara dayanarak verdiği bilgiye göre Rusya 'nın toplampetrol rezeni 42.5 milyar varilken, bir başka çalışma bu miktarı 130.3 milyar varil olarak gösterivor. Yine vapılun başka bir çalışmaya göre kazakistan 'ın petrol rezeni 6 milyar varil ile 20.5 milyar varil arasında değişiyor. Azerbavcan in petrol rezeni de 4 ila 7 milyar varil arasında gösterilivor. Türkiye, Cevhan hattının gerçekleşmesi halinde Azerbavcan ın yıllık 20 milyon ton, Kazakistan 'ın da 25 milyon ton varil petrolünü uluslararası piyasalara kendi topraklarından pazarlamayı hesaphyor. AIOC nin 2003 yılından önce ana üretime geçmesi beklenmiyor. 2010 vıhnda AIOC nin 3 petrol sahasından vılda 35 milyon ton va da 700 bin varil petrol üretmesi hedefleniyor Bu. ana iiretimin en yüksek seviveye uluşacağı miktarı oluşturacak. Erken üretim petrolünün 2001 vıhnda vılda en fazla 5 milyon tona çıkması bekleniyor. 2001 yıhnda bu miktar düşmeye başlarken ana iiretim ii, in 2. petrol platformu devreye girecek. Hazar Havzası ndan karaya 120 mil uzaklıkta. 120 metre derinlikteki Azerbaycan a ait 3 petrol vatağmda üretilebilir rezenin 510milyon ton (65 milyon varil) olduğu belirtilivor. Ânlasmaya göre 2Ö00yılma kadar üreıilecek petrol "erken üretim petrolü " olarak tanımlandı. 18 ay olarak hesaplanan erken iiretimin ardından ana iiretimin 2003 vıhnda gerçekleştirilmesi beklenivor. Bölgedeki petrol üreıiminden 50 milyar dolar kâr beklenivor. AIOC 'nin ana ihraç boru hattını vapmava karar verınesi halinde. yapacağı boru hattının vılda 15 milyon ton veya daha fazla petrolü taşıyacak kapasitede olması gerekfigi anlasmada be/irtildi. Boru hatlarından doğrudan so- rumlu olması gereken Eneıjıve Ta- biı Kavnaklar Bakanlığfna bağlı Boru Hatları ile Taşımacıhk AŞ {BOTAŞ) Genel Müdürlüğü ve TPAO. sözlerinın dinlenilmediğin- den yakınıyorlardı. Hazar petrolü. ıç politika malzemesi olarak kulla- nılırken. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık arasında bir de yetki kavgası ya^anmaya başlamıştı. Bu kavuanın ba^ aktörlen ıse şımdı ıki- si de ANAP ve DYP'den milletve- kili seçîlen eskı BOTAŞ Genel Mü- dürü Hayrettin fzun ile Ciller in Hazar petrollennde eşgüdünıü sağ- lamakla görev lendirdıği başkoor- dinatörü. N'ecmettin Erbakan'ın başkanlığında kurulan yeni koalis- yon hükümetinde koituğunu Cil- İer'e dev reden eskı Dışişîeri Baka- nı EmreGönensay'dı. üzun'un iddiasına göre Türki- ye'nin Hazar petrolü pohtikalan ar- tık "sınırh bir kadro" tarafından yönlendınlmeyebaşlanmıştıve BO- TAŞ ile AIOC ıçinde hissesi bulu- nan TPAO. kıyasıy a petro! mücade- lesı yaşanırken büyük ölçüde dev- redışı kalmışlardı. BOTAŞ ve TPAO görüşlerine karşı çıkan ve petrol politikalannı yürüten kadro ise MHP yanlılarının. bizzat dönemin Ener- ji Bakanı \eysel Atasoy larafından yerle^tirildiğını sav unuyorlardı. Dışişleri'ne uyarı notu Dışişleri Bakanlığı'na yanıt ola- rak 24 Temmuz 1995"te hazırlanan BOTAŞ Genel Müdürü Hayrertın Uzun imzalı bilgi notundaşöyiede- niliyordu: "Azerbaycan. erken iiretim pet- rolünün taşınnıası konusunda ba- kanlığımızın (ETKB) veTürkiye'nin görüşü olarak uluslararası platform- lara götıirüJmesi gereken rapor so- nuçlan dikkate alınmaksızın, ener- ji \e petrol projelerinin sahibi ve so- rumlusu olması gereken bakanlığt- miiby-pass edilerek. Başbakan Baş- danışmanı (Ernre Gönensay). Dışiş- leri Bakanlığı Müsteşar Yardımcı- sı (Temel Iskıt) ve TPAO'dan bir teknik elemandan (N'ecdet Pamir) oluşan iiç kişilik bir hevetin konuyu görüşmek üzere ABD'je gönderil- diği bildirilmektedir." Boru hatlan çalı^ma grubunun TPAO Temsilcısi Necdet Pamir. Amerikan Broun and Root fırma- sının hazırladığı erken üretimde Ba- tum yerine Supsa Limanf nın kul- lanılması projesine sahip çıkarak "Türk tea~ gibi sunanlar arasında yeraldığı için terfı ettirilerek. TPAO Genel Müdür ^"ardımcılığı'na atan- mıştı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın mart ayında azınlıktaki koalisyon hükümetinin başbakanı olur olmaz yapnğı ilk icraat. Pa- mir' i görev den almak ve boru hat- lan konusundaki koordınatörlük bi- rimini 22 Man 1996 tarihli bir ge- nelgeyle kaldırmak olmuştu. An- cak Yılmaz da asıl sorumlulara he- sap sormaktan kaçınacaktı. BOTAŞ ve TPAO. ilgilı kurum- lara gönderdıklen y azılarla petrol po- litikalannda by-pass edilmekten ya- kınıvorlardı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı ile BOTAŞ'ın zaman için- de devre dışı bırakılmalarıyla baş- layan "boru hatlan politikasına iç siyasef hesaplan rotası vermenin" bo- yutları giderek büyüyüp etkılerini arttıracaktır!.. Varın: Türkiye, kendi kuyusunu kazıyor ANKARA NOTLARI MUSTAFA EK3IEKÇİ TugayKomutanı Konuştu! Olaylar sırasfnda Sıvas'ta tugay komutanı olan emek- li tuğgeneral Ahmet Yücetürk'ten 11.7.1996 günlü. faksla yollanmış bir açıklama aldım. Ahmet Yücetürk. perşembe günü saat 16.54'te yolladığı faks mektubun- da şöyle diyor: "Sayın Mustafa Ekmekçt, 9 Temmuz 1996 tarihli Cum- huriyet gazetesindeki köşenizde yazınızı 'Sıvas olayla- nnın önlenememesinin püf noktası belki buradaydı' şek- linde tamamlıyorsunuz. Danıştay IkinciDairesi'nce 25.1.1994gün ve 1994/73 sayılı kararla Sıvas Valisi'nin (o zamanki) yeterli önlem almadığı gerekçesiyle bakanlıkça mahkemeye verme isteminin ret edilmesini hayretle karşıladım. Danıştay'a gönderilen dosyanın içerığini bilemiyorum. Ancak. kararda yer alan ve yazınızda açıkladığınız bll- giler tamamen gerçek dışıdır. Öyle anlaşılıyor ki Içişlen Bakanlığı, Danıştay'a gön- derdigi dosyaya yeterli bilgi ve belgeleri göndermemiş. Yazınızda bahsettiğinizgibi bugüne kadarhiçbir açık- lama yapmadım. Gazeteciler konuşmak istedi, ancak konu mahkemelere intikal etmiş olduğundan uygun bulmadım. Nedeni bu. Bugün ise, hakkımdayazılan noksan veyanlı beyan- lan tekzip etmek maksadıyla cevap vermek istedim. Sayın Erdal Inönü'nün 'Benim ordum mu var' ifade- leri doğru. Zira Erdal Bey'in ordusu yok. Türk mılleti- nın ordusu var. O ordu büyük önder Atatürk'an cum- huriyetinin teminatıdır. 12 Temmuz 1993 tarihinde Sıvas olaylannı yerinde incelemek maksadıyla Sıvas'a gelen Meclis Araştırma Komisyonu, 13 temmuz günü saat 16.30'da Tug. K.lı- ğı'nın bilgisine başvurmak için makamıma geldiler. Toplam 12 milletvekilinden 9'u teşrıf ettiler. 2'si SHP'ye, 17 CHP 'ye mensup üç milletvekili gelmediler. Sorduğumda 'Bu üç milletvekılinin Ankara'dan ayrıl- madan önce genel başkanlarından talimat aldıklannı, olay nedeniyle valinin yeterince yıprandığını, biraz da Tugay'a ihale edilmesini istediğini' ifade ettiler. Kendileri ile bir daha da karşılaşmadım. Buna rağmen bildiklerimi ve gerçekleri komisyon üyelerine anlattım. O günlerde müşahade ettiğim bir- şey var. O da muhtelif siyasi görüşe mensup milletve- killennin, olayı kendilerine göre yorumlamak suretiyle algıladıklarıdır. Sayın Ekmekçi, Kanunsuz gösterinin başladığı saat 13.30'da zama- nın valisi Tug. Kh.dan ayrıldı. 13.35'te telefon ile asker talep etti. 13.40 'ta üç şok mangası (1 Yzb. 21 er) ve ya- rım saat sonra 1 tb. (500 kişi) ile başlayan askeri birlik takviyesi saat 20.05 'te 4500 kişiyi buldu. Bu bilgiler se- fer ve önemli toplumsal olaylarda başvurulan Harp Ce- ridesı'nde kayttlıdtr. Bir kopyası da GnKur. Bşk.lıgı ar- şıvlerindedir. Askeri birlikler, 5442 sayılı İİ Idaresi Kanunu 'nun ilgı- li md.lenne uygun olarak zamanında ve yerinde kade- meli olarak kullanılmıştır. Nitekim olay gününün ertesi günü 03 Temmuz 1993 tarihinde, zamanın Gnkur Bşk.ı, KKK'ı. Hv. Kuv. K.ı ve MSB'na Tug. Kh.'da konu hk.da brifing verdim. Aynı gün KKK'dan gelen Hak. Alb. başkanlığında diğer bır komisyon Tug. K. hakkında idari tahkıkat yapmıştır. Bütün bunlann sonucunda Gnkur. Bşk.lıgı bır açık- lama yapmış ve basında yer almıştır. Okumuş olmanız gerekir. Hatıriadığım kadarı ile, Tug. K.lığı ilgili yasaya uygun olarak hareket etmiş, herhangi gecikme, ihmal yoktur' şeklindedir. Asker seyirci kalmamıştır. Bakın sıze Meclis Araştır- ma Komisyonu'nun hazırladığı rapoa/n 369.ncu sayfa- sından aynen aktanyorum: 'Emniyet Md. 'saaf 19.00'a kadar hiçbir güçlüğümüz yoktu' dediğine göre bu za- mana kadar Tug. K.'nın Vali'den talep ettiği (üç kez tek- rarlanmıştır) zor kullanarak eylemcilerın elebaşfannı gö- zaltına alarak, eylemcilerın dağıtılması imkân dahilinde- dir' denmektedir. Gnkur. Bşk.ının, Vali'nin odasında bana telefon ile ver- diği emirle, Tug'da elı silah tutan acemi dahilyaklaşık 4500 Mehmetçik ve onun sb. ve astsb.lan başlannda olmak üzere verilen emirleri, zamanında ve yerinde yapmıştır. Şehirde muhtemel yağmalama olayları önlenmiş, kundaklama olayına müdahale ile yaralılar tahliye edil- miş ve muhtemel mezhep çatışmasına karşı önlemler alınmıştır. Ölenler, herkes gibi tugaypersonelinin de en büyük üzüntüsü olmuştur Nedenleri, buraya sığmaya- cak kadar uzun ve düşündürücüdür. Olay olmadan haber verilse, tedbirler alınarak, koor- dine edilebilseydi kanaatimce bu acı olay yaşanmaz- dı. Sonuçta hiç kimse sorumsuzluğunu bır diğer kişi- ye kurum ve kuruluşa ihale ederek tarihi sorumluluk- tan kurtulamaz. Saygılarımla." Sıvas Tugay Komutanı Emeklı General Ahmet Yüce- türk'ün üç yıl sonra, bir açıklamayla da olsa, konuşma- sı ilginçtir. Komutan, 4.500 askerin olay yerine yığıldı- gını söylüyor. Ne zaman? Madımak Oteli yanmaya baş- ladıktan sonra! (Sezdiğim kadarıyla Ahmet Yücetürk bir Cumhuriyet okuru değil!) Komutanın suçladığı Sıvas Valisi Ahmet Karabil- gin'e ne diyeceğini sordum; şu karşılığı verdi: "Sayın Ekmekçi. bu destek, istenilen boyutta ve sa- yıda olmadı. Sayı çok yetersiz oldu. - Gelen asker sayısı ne kadardı? - Saat 14.00'ten sonra, asker 20-20 geldi. Toplam 40 tane falan geldi, saat 16.00'ya doğru 40 tane falan geldi. Yani, hepsibu. Yangın başlayana kadargelen as- kerin hepsi budur. Bu, emniyetin telsiz kayıtlarında da vardır. 4500 asker, yangın başladıktan sonra geldi... 1 8 9 B U L M A C A SEDATYAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: ]/ Ruslar'ın ünlü destanı... Kabart- ma bir figür oluştu- racak biçimde yon- tulmuş değerlı taş. 2/ Alevı-Bektaşı ozanlannın tankat- larıyla ılgılı şiirle- rine verilen ad... Üzerı kırmızı pa- rafinle kaplanan bır peynır. 3/Aşk ate- şi... Karagöz oyu- 8 nunda kullanılan n kamış düdük. 4/ Uzakdoğu'da yetişen bazı ağaçlardan elde edilerek eş- yaları süslemeye yarayan reçine... Burun iltihabı. 5/ •"Isımler" anlamında eskı 3 sözcük. 6/ Kundak. çocuk 4 bezı... Eksiği olmayan. II "Sayı farkı" anlamındakul- lanılansporterimi... Birno- ta. 8/Parça... Faiz. 9/Edir- 7 ne'ninbırüçesL.Kireçka- 8 nştınlan tekne. Q YUKARIDANAŞAĞIYA: y 1/Cok sevilen kımseya da şey... Müzik eşliğınde yorumla- nan koreografık gösteri. 2/ Yoksul... Buğday tanesının ol- gunlaşmış ıçi.3/Kemiklerin yuvarlak ucu... Sürülmeden bı- rakılmış tarla. 4/ Evcil bir geyık... "Yağmur çiselivor — "inesnafçarşısında Bırbakırcıdükkânının karşısında Bed- reddin'ım birağacı asılı" (Nâzım Hikmet). 5/lri taneli be- zelye. 6/Cömert... Liflerı ıp ve çuval yapımında kullanılan bır bıtki. 7/ Lenf dügümieri iltihabı... Radyumun sımgesı. 8/Akdemzyöresıneözgü bitkı ropfuluğu... Mızrak uçlarına takılı küçük bayrak. 9/ Kütahva'nın bır ılçesi... Genelev ış- leten kadın.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear