13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4HAZİRAN1996SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Doğan, 8. Daire üyesi oldu • ANKARA (ANKA) - Adalet Bakanı Mehmet Ağar"ın tartışmalı şekilde göre-vden aldığı eski Müsteşar Yusuf Kenan Doğan. Yargitay 8. Dairesi üyeligine getirildi. Yargıtay Başkanlık K.urulu"nca yapılan toplantıda diğer yeni üyelerın göre\ yapacaklan daireler de şöyle belırlendi: "Ünal Benlt -11. ceza. Ünal Başoğlu - 3. ceza. Kudret Yalçın Bal - 9. ceza. Nazım Kaynak- 6. hukuk. Yüksel Aydın - 1. hukuk. Erkan Ertürk - 3. hukuk. tlhan Günay - 9. hukuk. Erdal Özcan - 5. hukuk. Coşkun Şengüler - 20. hukuk. Adnan Baskır- 19. hukuk. Aslan Yenıçeri - 5. hukuk. Yılmaz Derme -11. hukuk. Ltku Öztürk - 9. hukuk ve Recep Yalçın - 15. hukuk dairesi." Cevheri'den vakıf açıklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Idare Kurulu üyesi. Şanlıurfa Milletvekili Necmettin .Cevheri. Devlet Bakanı olduğu dönemde , kendisine bağlı olan Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yaptırdığı tüm inşaatlar için ihale açılması talimatı verdiğini bildırdi. Cevhen. dün yaptığı • açıklamada. Başbakanlık Teftış Kurulu ' Baîjkanlığı'mn raporunda yeralan. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce yaptınlan 900 milyar liralık 30 inşaat için ihalelerin belli firmalara verilmesi konusunda talimat \erdiğine ilişkin iddialann doğru olmadıöını belirtti. Türkoğlu 60 gündür kayıpATAOL BEHRAMOĞLL Cuma akşamı Beyoğlu'nda şenlik vardı. Istanbul kentini simgeleyen pa- nolann önünde geleneksel çalgılan- mızla yer alan müzisyenler lstiklal Caddesi'nden gelip geçenlere müzik ziyafetı verıyorlardı. HABITATII onu- runa düzenlenen müzik şöleni. delik deşik edilmiş yollardan. toz duman arasından kendilerine bir geçit arayan Istanbullulann gönüllerine neşe katı- yor. öfkelerini ne de olsa bır nebze se- rinletiyordu... Nitekim def. dümbelek. keman \e klarnet seslerinin y ükseldiği müzik kö- şelennden birinin önünde toplanan ka- labalık. tempoyla el çırpmaktaydı. Yaklaşıp baktığımda. kalabalığın orta- sında ezgilerin ritmiyle kıv ırtan (on ye- di. on sekiz ya^larındakı) delikanlıyı gördüm. Sürmelı gözlen. kulağındakı küpeyle değme hanendelere taş çıkar- tırcasına kıvırtıyordu. Memlekette demokrasi olduğuna göre genç erkek çocuklannın bö> le kı- vırtmasında ve demokrat halkımızın da özgürlük ortamında e! çırparak ona katılmasında elbette mahzur yoktu. Gençler poüs otosunda Taksime doğru yüriiyüşümü sürdür- düğümde bu kez polis otosuyla karşı- laştım. Çevresi Çevik Ku\\et görevli- lerince kuşatılmıştı. Benim gibi me- raklı birkaç kişi de ne olup bittiğini an- lamaya çalışıyordu. Arabadaki solgun uizlü genç kızla- n ve birkaç delikanlıyi. ne yalan söy- leyeyim. önce çevredekı bar ya da ka- felerden topladıklannı sandım. Fakat bunlann. yanm saat kadar önce >ine oradan geçtigimde. "Sosyalist İktidar1 * adlı gazeteyi slogan atarak satmava ça- lışan gençler olduğunu anlamakta ge- cikmedim... Memlekette demokrasi olduğuna dair tatlı düşüncelerim tahmin edersi- niz ki bir anda dağıldı... Demek ki biz- deki böyle bır demokrasiydi... Cumartesi yazımı okuyanlardan özür dilerim. Kendisinden 60 gündür haberalınamayan Talat Türkoğlu'nun eşi Hasene Türkoğlu' nun dagıtacaği- nı bıldirdığım lnsan Haklan Bülteni 2 hazıran pa- zar günü Kadıköy'de dağıtıldı. (Ben bağışlanmaz bir hatay la. bu tarıhı 9 ha- • Soruyorum ve hep birlikte sormanıız gerekiyor: Talat Türkoğlu nerede? Bu sorunun yanıtını alamazsak, Talat Türkoğlu'nun nerede olduğunu, bütün öteki "kayıp"larm nerede olduğunu sorup öğrenemezsek, sorumiular ortaya çıkarılamaz ve hesap sorulamazsa. ne HABITAT-II ne de davullu dümbelekli ve genç erkek hanendeli şölenler, bu toplumdan yükselen pis kokulan örtbas etmeve vetmevecektir. Hasene Türkoğlu eşinin 60 gündür kav ıp olduğunu bir bildiri ile du\ ururken sırtında Talat TürkoğJu'nun fotoğ- rafı ver alan bir tişört ile bildiri dağıtan çocuğun arkasındaki görüntü oldukça ilginçti. ( DEVRİM SEVİNAY) ziran pazar olarak jazmışım.) Hasene Türkoğlu beni cumartesi gecesi yent- den aradı.. Ulaşabildiğimarkadaşlarlavelnsan Haklan Derneği'nin orava gelmis olan yöneticileriyle bülteni dağıttık... (Bu kez doğru tarihi >azı>orum: Bu bülten. 5 haziran çarşamba saat 17.00'de Ba- kırköy Özgürlük Alam'nda yine dağı- tılacak.) Bülteni dağıttık. fakat bu pek kolav olmadı. Çe\ik Kuvvet önlemını almıştı... Havav ı germemeye çalışarak konus- malanmız sanıvorum ki yararlı oldu... Üst düzev birkaç si\il yöneticınin de gelişinden sonra bültenin dağıtılmasi- na "izin"alınabildi... Böylece esinden 60 gündür haber alama>an Hasene Türkoğlu. "'sembo- lik" olarak sesini duyarlı toplumumu- za duyıırmaya çalıştı. işte bültenden birkaç satır: "Talat Türkoğlu ikamet ettiği İstan- bul'dan annesini /haret etrnek üzere Edirne"\e gitti. Edime'den İstanhul'a dönmek ü/ere 1 Nisan 1996 günü an- nesinin \anından a> rılan Talat Türkoğ- lu'ndan bugüne kadar haber almama- dı. O. şimdhe kadar tüm hastane \e nıorglarda arandı >e ilgili tüm mercile- re başvuruldu. F.dirne valisivle bi/zat eşi konuştu. Ve kendisine en kısa za- nıanda konu> la ilgili bilgi > erileceği sö- zü \erildi. Ancak şimdi>e kadar hiçbir yetkiliden tek saiırlık olsun bir açıkia- ma alınamadı. Tüm \etkililer tam bir umursama/lık içindeler..." Umursamazlık içınde olanlar sade- ceyetkilılermi'.'Vesanıyorumkı soru- nun can alıcı düğüm noktası da bura- da. Talat Türkoğlu bır aydın. bir yurt- se\er. bir de\rimci. Yaşı ellilere ulas- mıs. biraile babası \e biremekçi... Inançlanndan ötürü (pek çok y urtse- \er a> dın gibi) cezae\ ine ginp çıkmış. Talat Türkoğlu'nun Edirneemniyetin- de. sorguda. elektrik işkencesınde öl- düğüne (öldürüldüğüne) dair ciddi kuşkular var... Soruvorum ve hep bir- likte sormamız gerekivor: Talat Türkoğlu nerede? Bu sorunun yanıtmı alamazsak. Talat Türkoğ- İu'nun nerede olduğunu. bütün öteki ~kayıp"ların nerede olduğunu sorup öğrenemezsek. sorumiular ortaya çı- karılamaz \e hesap sorulamazsa. ne HABITAT-ll.nededavullu dümbelek- li \e genç erkek hanendeli şölenler. bu toplumdan yükselen pis kokulan ört- bas etme\e vetmesecektır. Farklı düşünceler öne sürülüyor Hükümette 45 gün tartışması başladı 45 güne 4 formül 1-45 gün, hükümet düşünce başlar 2- Güvenoyu alınmadığı kabul edilirse 45 günlük süre doldu . 3- ANAYOL, 32. günde kuruldu, yeni hükümet 13 günde kurulmalı 4- Kurulacak hükümet güvenoyu alamadığı anda 45 günlük süre başlar ANKARA(Cumhuri>et Büro$u)- AnayasaMahkemesf nın.gü\enoyu- na ılışkin TBMM karannı iptal et- mesinin ardından DYP"nin ısramla hükümetin bume noktasına gelmesi. Cumhurbas.kanı Süle>man Demirel'e nıillet\ekili »eçımlerinı \enileme \etkisini ba^latan 45 günlük sürenın bitımı konusunda >eni tartışmalan gündeme getirdi. 45 günlük sürenin başjama dönemi konusunda siyasi partivönetıcilerincedillendirilengö- rüsler şöyle: I- Başbakan Mesut Yılmaz. hükü- metin. güvenoyu bulunmadığı gerek- çesıyle dü^ürülmesı durumunda. 45 günlük sürenin dolmuş sayılacağını \e Demirel'in seçım hükümeti kur- ma ınisiyatıfini kullanabileceginı sövledı. Bu görüse göre yakla^ık 3 avdır görev vapan 53. hükümet gü- \enovu alamamı* olarak kabul edi- lince. 45 günlük süre doğal olarak geçirilmiş olacak ve Cumhurbaşka- nı seçimlen \enileme karan alabile- cek. 2-CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Kumbaracıbaşı ise 45 günlük sürenın. 53. hükümetin kurulu^unda geçinlen dönemin üstüne eklenerek belırlenecegıni savundu. Bu görüşe göre 53. hükümet. Demirel'in göre\ vermesınin ardından 32. günde ku- rulduğu ıçın. yeni süre kalınan yer- den işlemeve başlavacak \e ANA- YOL hükümetinin düşmesinin ardın- dan 13 gün içınde şenıkabinenın gü- venoyu alması gerekecek. Bu süre içınde hükümetin kurulamaması du- rumunda. Demirel'in seçimlen şeııı- leme vetkisi doğacak. 3- Siyasi kulıslerde dile getirilen dığer bir te/e göre. 53. hükümet dü^- tükten sonra 45 günlük süre ısjeme- ye baslayacak. En fazla laraftan bu- lunan bu görüşü sa\unanlar. koalis- yonun gensoru veya güvensizlik oyuyla düşmesi durumunda. 45 gün- lük sürenin işletilmesıne başlanaca- ğını dile getirivorlar. Bu görü:, men- suplan. Yılmaz'ın dile getirdiğı. hü- kümetin. güvenoyu alamadıgı gerek- çesiyle düşürülmesi durumunda 45 günlük sürenin dolmuş sav ılacağı vo- rumuna. anayasanın. "Anayasa Mah- kemesi karariannın geriye > ürütüle- me>eceği"hükmüne dikkat çekerek kar^ı çıkıyorlar. 4-Bu teze göre hükümetin düşme- si veya Basbakan'ın istifaetmesi du- rumunda yeni hükümet çalışmalan başlavacak. Yeni Bakanlar Kuru- lunun oluşturulamaması veya kuru- lan kabinenin TBMM'de güvenoyu alamaması durumunda 45 günlük sü- re ışlemeye başlavacak. Siv asi kulislerde 4 değişık yoruma neden olan. anayasanın "*TB\1M Se- çimlerinin Cumhurbaşkanı'nca \e- nilenmesi" başlığını taşıvan 116. maddesi şövle: "Bakanlar Kuru- lu'nun. 1 lO.maddedebelirtilengüve- no\Tinu alamaması \e 99. (gensoru) ve>a 111. (guvensizlik oy u) maddeler uyannca »üvensi/Jik o\ u> la düşürül- mesi hallerindekırkbeşgün içindeve- ni Bakanlar Kurulu kurulmadığı ve- >a kurulduğu halde«ü\eno\ u alama- dığı takdirde cumhurbaşkanı. TB- MM Başkam'na danışarak. seçimle- rin yenilenmesine karar \erebilir. Başbakanın güvensizlik ovu ile düşürtilmeden istifa etmesı üzerine kırkbeş gün içinde veya yeni seçilen TBMVI Başkanlık Divanı seçimin- den sonra yıne kırk beş gün içinde Bakanlar Kurulu'nun kurulamaması hallerınde de Cumhurbaşkanı. TB- MM Başkam'na danışarak seçimle- rin yeniienmesine karar verebilır. Nenilenme karan Resmi Gazete'de yay ımlanır \e seçime gidilir." ÖRÜŞ/AV. DR. ÜMİT KARDAŞ Örtülü Ödenek ve Meclis Soruşturması Eski başbakanın örtülü ödenek kullanımına ilişkin kuşkuların gide- rilmesi konusunda devleti yöneten siyasi kadrolar ile siyasi parti lider 'kadrolarının izledikleri yöntem, ola- yı algılamalarındaki yanlışlık ve ola- yı ulaştırdıkları boyut, gerçekten , üzüntü vericidir. Yeni başbakan, eski başbakanın örtülü ödenek kullanımında yasada belirtilen amaç dışına çıkıldığı husu- sunda ciddi kuşkular bulunduğunu belirtmiş, ancak bu iddiayı neye da- yandırdığını açıklamamıştır. Zaten " açıklamasına da gerek yoktur. Ola- yı ciddi bir kuşku boyutuna getirdi- ğine ve kamuoyunu dalgalandırdı- ğına göre birtakım kanıtlara sahip olması gerekir. O zaman başbakanın anayasa- nın 100. maddesındeki Meclis so- ruşturması yolunu açması, görevi durumuna gelmektedir. Çünkü es- ki başbakana yeni başbakan tara- fından suç yüklemesi yapılmış (!s- natta bulunulmuş) ve kamuoyunda kuşkulu duruma düşürülmüştür. Es- ki başbakan, kamuoyunda bu suç- lamayı reddetmiş ve yeni başbaka- nı ispata davet etmiştir. Aslında eski başbakana, cumhur- başkanına veya yeni başbakana bil- gi vermesi konusunda yapılan tel- kinler yersiz, gösterilen adresler yanlıştır. Muhasebe-i Umumiye Ya- sası'nın 77. maddesinin 2. fıkrasına göre örtülü ödeneğin sarf yerinin ve hesaplarının nasıl tutulup tasfiye edileceğinin ve hangi vesikaların halef olan zata devrolunacağının ta- yin ve takdiri, başbakana ait bulun- "maktadır. Bu düzenleme, anayasanın 160. .maddesine aykırıdır. Ancak böyle , bir düzenleme var olduğuna göre, • kim "filan makama git bilgi ver, onu . tatmin et, halk ve kamuoyu da böy- lece yatışıp olay kapansın" diyebi- lir. Istanbul Barosu Başkanı Sayın -Turgut Kazan'ın "Kırmızı Koltuk" 'programında çok yerinde belirttiği • gibi, işletilecek yasal prosedür bel- ' lidir. O da Meclis soruşturmasıdır. /Çünkü Sayın Çiller in ve partisinin bu isnadın altından bu şekilde kalk- ması olanakh değildir. Böyle bir is- .nat yapıldıktan sonra mehter ritmi Jle devinilmesi hiçbir etik değer ile bağdaşmaz. Ortülü ödenek konusunda işlenmesi olası suçlar - insan haklan açısından da bu yaklaşım yanlıştır. Gelişmiş demok- rasilerde onur sorunu yapılıp hara- kiri, intihar, istifa gibi yaklaşımlarla karşılanan bu tür isnatların düzey- siz bir polemik konusu ve hukukun da basit siyasi oyunlann aleti duru- . muna getirilmesi acı bir sonuçtur. Medyanın da olayı bu düzeyde iş- - leyip yönlendirmesi, demokrasimi- «zirı geleceği açısından ürküntü ve- - ricidir. Başbakan, Muhasebe-i Umumi- ye Yasası'nın 77. maddesi uyann- ca görevi gereği kendisine tevdi olunmuş koruma. denetim ve so- rumluluğu altında bulunan örtülü ödeneği eğer kışısel veya siyasal amaçlarla kullanmış ise 'zimmetsu- çu'nu (Türk Ceza Yasası Madde 202/1 - "6yıldan 12 yıla kadar ağır hapis ve meydana gelen zarann bir mısli kadar ağır para cezası"), eğer bu örtülü ödeneği zimmetine geçir- mekle beraber dairesini aldatacak ve eylemin açığa çıkmamasını sağ- layacak hertürlü hileli faaliyette bu- lunmak suretiyle işlemiş ise 'nite- liklizimmetsuçu'nu (Türk Ceza Ya- sası Madde 202/2 - "12yıldan aşa- ğı olmamak üzere ağır hapis ve meydana gelen zarann üç misli ağır para cezası"), soruşturma ve yargı- lamanın seyri içinde ve kanıt duru- mu karşısında zimmet suçunun un- surlarının oluşmaması durumunda (maddi ve manevi unsur yönünden) 77. madde ile kendisine tanınan takdir yetkisini kişisel veya siyasal amaçlarla kötüye kullanmışsa 'gö- revi kötüye kullanmak suçu'nu (Türk Ceza Yasası Madde 240- "1 yıldan 3 yıla kadar hapis, ağır para cezası, aynca memuriyetten süreli veya temelliyoksun kılınma") ya da örtülü ödeneğin yasada belirtilen amaçlara uygun olarak verilmesi gerekli kurumlara verilmesinde, amaçlara uygun harcanmasının de- netiminde gerekli özen ve dikkati göstermemesi nedeniyle 'görevi ih- mal suçu'nu (Türk Ceza Yasası Madde 230/2 "6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile birlikte süreli veya temelli memuriyetten yoksun kılın- ma") işlemiş olabilir. Kuşkusuz bu olasıhklar Sayın Yılmaz'ın öne sür- düğü ve yarattığı kuşkuların akla getirdiği hukuki olasıhklar olup ka- muoyunun. daha doğrusu halkımı- zın bilincinde soru işaretleri olarak kalmaktadır. Meclis soruşturması Sayın Yılmaz'ın bu aşamada ya- pacağı eylem, anayasanın 100. maddesinde düzenlenen Meclis soruşturması prosedürünü işletme- sidir. Elindeki belge. bilgive kayıt- ları partisinin vereceği önergeye ek- lemesidir. Meclis, soruşturma açıl- masını kabul etmeyebilir. O zaman sorun kalmaz. Meclis, soruşturma açılmasını kabul eder ve komisyo- nu oluşturursa Sayın Yılmaz'ın bu isnadı yapan bilgi sahibi biri olarak bu komisyonda tanıklık yapması gerekir. Soruşturma komisyonu raporu- nu hazırlar. Meclis bu raporu görü- şür ve Sayın Çiller'in Yüce Divan'a sevkini gerekli görmez ise yine so- run bitmiş olur. Sayın Çiller, bu is- nadın altından siyaseten ve huku- ken kalkmış olur. Eğer Meclis ken- disini Yüce Divan'a sevk ederse bu durumda da Yüce Divan'ın verece- ği karara herkes saygı gösterir. Ana- yasanın ve hukukun gereği budur. Hukuk devletinde usul böyle işler. Ortaya atılan isnatlarla işi dedikodu boyutuna indirip mahalle kavgası üslup ve düzeyıne indirgeyerek, yanlış adresler göstererek, hukukun temel ılkelerini siyasi oyunlara alet ederek karşılıklı hakaret ve sövme- lerle sistem, ne kendisini arıtabilir ne de demokrasi geliştırilip yaşatı- labilir. Eski bir başbakanın da bir yurttaş gibi lnsan Haklan Avrupa Sözleş- mesi'nin 6. maddesinde düzenle- nen adil yargılanma hakkından ya- rarlanma hakkı vardır. Bu maddenin 2. fıkrasına göre cezai bir eylem ile suçlanan kimse. hukuka göre suç- lu olduğu kanıtlanıncaya kadar ma- sum sayılır. Yine aynı maddenin 3. fıkrası (a) bendine göre cezai bir fiil ile suçla- nan kimse. kendisine karşı yönelti- len suçlamanın niteliği ve konusu hakkında anlayabileceği dilde ve ayrıntılı olarak bilgilendirilme (b) bendine göre savunmasmı hazırla- mak için yeterli zamana ve kolaylık- lara sahip olma hakkına sahıptir. Ni- tekim Sayın Çiller. Cumhurbaşka- nı'na bu savunmaları belgeleyen bilgilerle çıktığını balirtmiştir. O halde Sayın Çiller'e hukuki yol açılarak yaratılan kuşkuyu gidere- bilmesi şans ve olanağı tanınmalı, savunmasmı yetkili olmayan yerler- de değil (Cumhurbaşkanlığı ve Baş- bakanlık makamı gibi), Meclis'te ve Meclis gerekli görürse Yüce Di- van'da yapma hakkı tanınmalıdır. Sonuç Ülkemizin en önemli sorununun, hukuk devletinin yaşama geçirilme- si sorunu olduğu açıktır. Politikacı- larımız ve yöneticilerımız, hukuku ayak bağı olarak görmekte, huku- kun önem ve cıddiyetini: hatta bir gün kendileri için gerekebileceğini düşünememekte. dini siyasete alet ettikleri gibi, şimdi de çok tehlikeli olarak hukuku da siyasete alet et- mektedirler. Yukarıda sözünü ettiğimiz kural- lar, uygulanması gereken anayasal ve yasal düzenlemelerdir. Hukuk devleti olmak bir yana. kendi yap- tığı yasaları ve anayasasını uygula- mayan bir devlet olur mu? Kanun devleti olmak övünülecek bir şey değildir. Ama ülkemizi kanun devleti bile olmayan bir ülke durumuna düşür- meye kimsenin hakkı yoktur. Dev- leti idare edenlerin bile yasal kural- ları paspas gibi çiğneyip üzerinde tepindikleri bir ülkede ne demokra- si olur ne, dirlik olur ne de insanla- rın birbirine saygı ve güveni kalır. Artık halkımızın hakkı olan hukuk devletini. siyasetçilerden yüksek sesle istemeleri zamanı gelmiştir. Aydınlara düşen birıncil görev de halkı bu konuda aydınlatmaktır. The United Nations Blue Books Series •"• :::::; : - : Blue Books fıll a 50-yeargap - UN legacy now being recorded in condse volumes r y his nevv series capture. for the first time, the vital *• legacy of the Organization in some of the foremost international endeavours of the last 50 years. Each volume, averaging about 450 pages. brings together all key documentation, ranging from General Assembly and Security Council resolutios and reports of the Secretaty-General to historic international texts. Each book contains an extensive introduction by Secretary-General Boutros Boutros-Ghali, vvhich provides an authoritative overvievv and account of the role played by the United Nations in the subject area. The United Nations Blue Books Series is designed to provide primary research and reference tools to academics, policy-makers, journalists and others interested in gaining a deeper understanding of the work of the United Nations, from peacekeeping and conflict resolution to development and human rights. The price of each book is US$ 29.95 unless indicated othervvise Current titles: O The United Nations and Apartheid, 1948-1994 O The United Nations and Human Rights, 1948-1995 O The United Nations and Cambodia, 1991-1995 O The United Nations and Nuclear Non-Proliferation. O The United Nations and El Salvador, 1990-1995 O The United Nations andMozambiaue, 1992-1995 O The United Nations and the Advancement of\Vomen, 1945-1995. $ 49.95 O The United Nations and Somalia, 1992-1996 -O- Forthcoming titles will cover the following topics: The international Criminal Tribunal for the Former Yugoslavia; The Social Summit; Population; Angola; Rıvanda; Electoral Assistance; Haiti; Eritrea; Nuclear Non-Proliferation l2nd edition). blished! The United Nations and the lraq • Kuwait Conflict, 1990-1991 Vol. IX of the United Nations Blue Book Series X he response of the United Nations and its Member States to the August I990 invansion of Kuwait by Iraq highlighted the extraordinary strenght of the Organization and its capacity to act decisively. when consensus exists. as a force for international peace and security. The United Nations and the Iraq-Kuwait Conflict. 1990- 1996 is a comprehensive account of the Organization's multi-faceted efforts to reverse Iraq's aggression. to restore the sovereignty of Kuwait, to promo - through innovative mechanisms and a sustained involvement - long-term peace and stability in the region, and to deal with a complex humanitarian emergency. This volume includes more than 200 key United Nations documents relating to all aspects of the situation. An extensive introduction by Secretary-General Boutros Boutros-Ghali and a detailed chronology complement the texts. The documents reproduced include: • Resolutions of The General Assembly and of the Security Council: • Reports of the United Nations Special Commission (UNSCOM) and the Intemational Atomic Energy Agency (1AEAI conceming iraq's nuclear, chemkal, biological and long-range missile programmes; • Reports of the Secretary-General on the United Nations Iraq-Kuwait Observation Mission (UNIKOM); • Reports and other materials concerning the Iraq- Kuvvait Boundary Demarcation Commission, the United Nations Compensation Commission. the retum of Kuvvaiti property, the sanctions regime and the humanitarian situation in Iraq and Kuwait; • Communications from Iraq. Kuwait and other Member States, as vveil as prev iously unpublished correspondence of the Secretary-General. SalesNo.E.96.13 844 pages ISBM92-1-100596-5 Softbound Us$49.95 Arabic edition soon available. Advance orders are accepted. United Nations Publications, New York, U.SA. / Geneva, Swirtland. • Avaliable in Turkey from Dünya İnfotel A.Ş. İstiklal Caddesi 469 80050 Tünel-İstanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear