13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4H-AZR/CJ1996SALI CUMHURİYET SAYFA HABITATII -'tnsaı yerleşimlerinin tartışıldığı HABITAT, yerleşim birimlerinin tahrip edildiği bir ülkede yapılamaz' Zirveye, yakdatı köy gölg<• Avupa Parlamentosu Yeşiller grubu öncülüğünde çok sayıca demokratik kitle örgütünün katılımıyla gerçekle>tirilen "Dışandakiler Forumu"nda Türkiye ceki köy yakma ve göçe zorlama uygulamalan sert bir dlle eleştirildi. Türkiye":in HABITAT-II'yeev- sahipliğ ya?masını eleştıren Avru- pa Parhrmmosu Yeşiller Grubu öncülüğince bir grup demokratik kitle örgütL konferansa alternatif söylem jelistirmek üzere bir araya geldiler "Dışandakikr Forumu" adıyla dazeılenen \e 2 gün süren toplantıarca sa\aş. enerjı. yerle- şim. çev re ve göçmen sorunlan tar- tışıldı. - İnsan ycrleşimlerinin tartışıldı- ğı H ABITAI" konferansı. verleşim birimknnir tahrip edildiği bir ülke- dcvapılınanıalı" görüşünü sav unan vearalanndı Insan Hakları Derne- ği. Göçmenler Girişimi. Savaşa Karşı Barış Dergisi, HADEP. ODP. DBP nin de bulundugu onlarca de- mokratik kitle örgütü The Marma- ra Otelfnde Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu öncülüğünde "Dışa- ndakiler Forumu" düzenledi. Forumun açılış konuşmasını ya- pan Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu milletvekillerinden Clauida Roth, Türkiye"de 2 bin 500 - 3 bin köyün boşaltıldığını ve insan hak- lan ihlallerinin yaşandığını savu- narak "İnsan veıieşimlerinin tartı- şıldığı HABITAT konferansı, yerle- şim birimlerinin tahrip edildiği bir ülkede vapılıvor" dedi HABITAT konferansı ıçın yurtdışından gelen konuklara "pınl pınP bir görüntü çızılmeye çalışıldrğını belırten Roth, bu görüntülerin hemen arka- sında Be>oğlu'nda \ ıkılan e\lerin altında kalan ınsanlarla dört hafta önce dikilen ağaçların olduğunu belirtti. İHD Istanbul Şube Başkanı Er- can Kanar ise HABITAT'la birlık- te Istanbul'un vasaklar şehrıne döndüğünü savundu. Konferans yüzünden sokaklarda 60 bine v akın hayvanın öldürülmesi. sokak ço- cuklarının şehır dışında kamplarda toplanması, bazı gazetelerin satışı- na yasak konulması, Cihangır'de tra\estilerin oturduğu e\ lerin kıın- daklanması gibi çeşıtli uvgulama- lara maruz kalındığını öne sürdü. Kanar. vtiz bınlerce insanının gece- kondu 'bile denenıeyecek barınak- larda oturduğu bir ülkede insan yer- leşimlerinin tartışıldiğını belırrti. Savaşa ve askerlığe karşı konuş- malann \ apıldığı forumda söz alan Bodrum Yeşiller Grubu'ndan Say- nur Celendost ıse Türkiye'nin enerjı polıtikasina değinerek Gö- ko\aTermik Santrah'nı çaliştırma- ınak için ne gerekıyorsa yapacak- larını iövledı. Forumun ikincı gününde göç- men ^orunları ele alındı. Toplantı- nın açılış konuşmasını vapan AP "S'e^iller grubundan NViİfried Tel- kamper. HABITAT II süresince si- \ il toplum kuruluşlarının fikırleri- ni özgürce dıle getirebilecekleri bir ortaının sağlanma.sı gerektığını sövledi. Claudia Roth'un geçen günlerde güvenlik güçlerınce bir saat sorgulandığını antmsatan Tel- kanıper. bu olavı ^iddetle protesto ettiğini belirtti. (iöçmenler Gırı^ı- mi adına koııuşan İlka> Demir ıse HABITAT-II ıçın hazırlanan Tür- kıye Ulusal Raporu'nda göçmen sorunlarından sadece bir iki cünı- levle bahsedildiğini belirterek bu yüzden bu forumu düzenleme ka- rarı aldıklannı belirtti. Göçmen so- runlarını en iyı anlatacaklann v ine göçmenler olacağını belirten De- mir. daha sonra sözü göçe maruz kalanlara bıraktı. Doğu ve Güneydoğu'dan metro- pollere göç etmek zorunda kalan çok sayıda aılenın katıldıgı forum- da söz alan konuşmacılar. yaşadık- ları zorlukları dile getırdiler. Gör- dükleri baskı ve şiddet vüzünden Güneydoğu'dan göç etmek sorun- da kaldıklarını belirten aileler, met- ropollere uv um sağlamakta güçlük çektıklerini. yaşamlarının giderek zorlaştığını belirttiler. "Yakılmış, vıkılmış kö\ lerin içinden geliyonız" dıve feryat eden aileler. "Bizim ha- yalimiz. gecemiz oradadır. Ama bu- rada >aşamak zorundav ız. Açız. a- ma biz sadece insanlığımızı. barışı isthoruz" dediler. B İ R L E Ş M İ Ş M İ L L E T L E H İNSM VERLfŞİMLERJ KORFERANSI HABITAT II KENT ZİRVESİ OKTAY EKİNCİ, MEHMET DEMİRKAVA, MELTEM FIRATLI, HÜLYATOPCU. ÖZGLR LLUSOY, ÖZLEM YLZAK, AZE MARŞAN HABITAT YORUMU Mr. Tucker birbilseydi... OKTAY EKİNCİ Taşkış- la"nın si- multane tercü- mevapılabılen "tek'toplan- -tı salonu 214. Bu nedenle hem "çokuluslu bir ilgi oda- ğı~ oldu hem de gerçekten HABITAT-irnınbdkideen "kıran kırana" tartışmalan Türkçe. İngılızce. Fransizca \e İspanvolca olarak. "anı- larlayüklü" bu derslikte v a- pılıyor. Geçen cumartesi günü. saat 11.00-13.00 oturumun- daki konu "Sürdürülebilir insan yerleşimleri 1 ". Ulusla- rarası kolavla^tıncı grubun düzenledıği panelde konuş- macılarıiı tümü ABD'den. Hani şu "Oto>ollara e\Ten- sel eleştiri" başlığıyla 2 Ha- ziran 1996 günü haberini verdiğımtz. "küreselleşme- yi ve >eni diima düzeninin diğer masallannı cleştiren" Amerikalı STK.'cıler.. Panelin son konuşmacısı BobTuckersözeanlamlıbir •teşekkürle başlıyor •'Tarihi bir üniversite binasında bu konulart tartışmamız beni çok mutlu etti" diyen Bob Tucker. \ew-Jerse> eyale- tındekı "Ekopolitika Merke- zinde" öğretim ü>esi oldu- ğunu da belirterek şunları sövlüvor: "Ben de bir iini- versite üyesiyim ve insanlık için yeni çozümlerin arandı- ğı biı NGO (Hükümet Dışı Kuruluşlar) buluşnıasını . böyle bir binada sağla\anla- ; ra teşekkür edi>orum...~ J Mr. Tucker konuşmasını »sürdürürken. ister istemez «">akın geçmişi" düşünüyo- : rum. 1980"lenn ikinci yan- .sını... Yıl 1986 MaliyeBakan- )hğı, tarihi Taşkışla bınasını "otel" yapması içın 49 yilh- •ğına ESKA şirketine kiralı- .vor Ardından BakanlarKu- ! rulu da bu işı gü\ence>e al- mak için yine Taşkışla'\ı 1987 de -furizm Merkezi" 'ilanedivor Derkendönemın ""Koruma Kurulu" bile bu Ikararı onaylıyor\e \aktı>le ***I. derece eski eser" yapıİan ;binayı otele çe\iren ES1CA jproıesinı a>nı yıl "uygun"' •buluyor... ' Bu gelişmeler üzerine ;İTİ' Mimaıiık Fakültesiöğ- îretım üyelerıyle Mimarlar 'Odası vönetıcilen harekete geçıyorlar. Öğrenciler. öğ- retım üyelerı. mimarlar ve duyarlı yurttaşlar "Taşkış- la'yı kurtarma" kampanya- sı başlatıyorlar. Bir >andan kiralama işleminin iptali ıçın da\alar açılırken. öbür >andan kamuoyu desteği için de etkinlikler düzenle- niyor. Bu arada dönemin Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ise tarihi binanın bo- şaltıhp "ESKA'ya teslim edilmesi" için yoğun çaba harcıvor... Mr. Tucker heyecanla ko- nuşurken. tekrar o yılları ammsıyorum. Yıl bu kez 1988. Mahkeme ve "dire- niş" sürerken. ESKA şırke- tinin sahibi Selim Edes'in gazetelere verdigi demeçler gözümün önüne geliyor. Î980"lenn bu "saygın" işa- - damı; "Otel projemize kar- şı çıkanlar vatan hainidir" şeklinde sert çıkışlar vapı- yor. Ozal'ın ve Dalan"ın da güçlü desteğinı alan bu çı- kışlara mimarlar \e İTÜ'lü- ler yine tepki gösteriyorlar. Son yanıtı ise "hukuk" ve- riyor. tdari Mahkeme. 1989"daki "iptaT karanyla. Taşkışla'yı yağmacılann elinden kurtarıp yeniden Is- tanbul'un "kiiltür kimliğiy- lebütünleşen"'bilim yu\ası- na armağan ediyor... Direnişin me>"\esi Evet. Eğer 1980"lenn "o müthiş direnişi" olmasaydı, Mr. Tucker o gün o coşkuyu tadamayacak ve o teşekkü- rü de edemeyecekti. Dahasını söyle\eyim: Eğer Toplu Konut Idaresi yöneticileri \e HABITAT'a hazırlanan bizim STK'leri- miz "NGO forumlannın kent dışında >apılmasım is- teyen" İstanbul Valiliğıne karşı da geçen yılkı direniş- lerinden ödün verselerdi, şimdı bu coşkulu toplantılar yinekimbilirhangi uzakkö- şede ve "gözden ırak" bir or- tamda gerçekleşecekti!.. Sözün kısası. B.M. eğer şimdi HABITAT-II'nin STK'lerin de katılımıyla ya- pılmasından övünç duyu- yorsa. Konferans Vadisi'nde buna "en uygun ortamı" bulmuş olmasını da Türki- ye'deki "si\il direnişin" top- İumsal kazanımlanna borç- lu. Bilmem Mr. Tucker'e bü- tün bunlan anlatsam hoş olurmuvdu?.. KonuklarIstanbuVu renldendirdi Dünyanın tüm renkleri daha >aşanabilir bir diima için biraraya geldi. Bu renklili- ğin en çok gözlendiği yerierin başında İTÜ Taşkışla binası geü>or. Bu binada çalış- malannı sürdiiren Sivil Toplum Kuruluşlan forumlanyla olduğu kadar açtıklan standlaıia da konuklara diima mozayiğinden renkli görüntüler sunu>oriar. Çok renkliliğin gözlendiği diğer grubu ise gazeteciler oluşturuyor. Toplantüan izlemek üzere İstanbul'a gelen yaklaşık 3000 gazeteci de hpkı diğer konuklar gibi renkli ve farklı görüntüleriyle ilgi çeki\or. (Fotoğraf: A A) HUKUMETE MEKTtP Polisin tavrına tepki • Uluslararası Kolaylaştıncı Grup Genel Sekreteri Hollandalı Van Hon Putten. hükümete bir uyarı mektubu yazarak. 24 saat içerisinde polisin tavrının değiştirilmesini isteyeceklerini açıkladı. Uluslararası Kolaylaştıncı Grup, polisin Sivil Toplum Kuruluşlan'nın (STK) et- kinlikleri üzerindekı ba.skısı nedenivle Türk hükümetini uvarmaya hazırlanıyor. Grup Genel Sekreteri Hollandalı Van Hon Putten. sert bir mektup hazırlamaya çalış- tıklarını belirterek 24 saat içerisinde du- rumun düzeltilmesini iste>eceklerini sö>- ledi. 30 mayısta başlayan ve 8 haziranda so- na erecek olan STK Forumları devam edi- yor. Uluslararası Kolaylaştıncı Gruptara- fından dün düzenlenen forumda, konfe- ransta STK'lerin önemi tartişildı. Hollao- da delegesi Van Hon Putten, amaçlarının STK'lenn seslerinın duvulmasını sağla- mak ve hükümet kararlarını etkilemek ol- duğunu söyledı. 10 haziranda yapılacak olan 2 nolu Komite toplantısına hazırlıklı olmalan gerektiğını anlatan Putten. "Lilus- lararası Kola\ laştırıcı (irup bu toplantıvı anlamlı kılmak istivor. Divaloy olmasını is- tiyor. BM'nin gelecekteki toplantılannda STK'lerin öneminin vurgulanmasını sağ- lamak ve BM'vc görüşlerimizin aktarıl- masını istivor" dedı. Hükümet temsilcileri ile bir araya gelip tartışmak istediklerini belirten Putten. eyunun birparçası oldukları için varlıkla- nnı hükümet toplantılannda dagöstermek istediklerini vurguladı. Forumun BM ka- rarlarını etkıleveceğıne değinen Putten. daha sonra şunları sö\ ledi: "Ciddi bir ka- rarla karşı karşnayız. Bir süre önce İstan- bul polisi, verel bir kuruluşun.Türki>e İn- san Hakları Derne0'nin alternatif HABI- TAT toplantısını dağıtmış. 70 polis 45 ka- tılımcıvı dağıtarak toplantının vapılması- nıengellemiş. İşte biz bundan endişedu) u- voruz. Toplantı bölgesinde bu kadar çok polisin olmasL çok savıda siv il polisin bu- lunması bizleri rahatsız etmektedir. Top- lantılan izliyorlar, fotoğraf çeki\orlar, not- lar alıvorlar. standlardan bazı dokiiman- lann çıkanlmasını sağlıyoriar. Bizler en azından burada herkesin düşüncesini söv- leyebileceği bir ortam istivoruz. Polisin bu nitumu nedeniv k sert bir mektup ha/ıria- makta\ız.Türk hükümetinden bu duru- mun 24 saat içerisinde değiştirilmesini is- tiyoruz." Yabancı delegelerin bir sorusu üzerine Putten. polislerin BM denetimindeki böl- gede yapılan toplantılan engellemediği- ni. ancak polisin aşın denetimı nedenivle bazı kuruluşlann toplantı düzenlemekten vazgeçtiğini sövledi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Siyasetin Düşündürdükleri Arkadaşlanm zaman zaman telefon ediyorlar, soh- betlerimizde dile getiriyorlar. "Iç siyasetimizdeki son gelışmeleri niye hıç yazmıyorsun?" diye soruyorlar. Doğrusu bunun tedirginlik ve rahatsızlığını ben de yaşıyorum. Ama doğrusu. yazmaya elim varmıyor. Ne yazayım, nesini yazayım? Değişik gazetelerde bu ko- nuda kalem oynatan arkadaşlar ne yazabıliyorlar? Onların yazdığını yinelemenin yaran ne? Zaten hayret ve dehşet içindeyim. Bir ülkede ko- alısyonun ıkı ortağından birının genel başkanı, baş- bakan içın "düşmana" el altından haber gönderiyor ithamını yapıyor, "Benböyleadamagüvenmem"di- yor. Ve yer yerinden oynamıyor, kıyamet kopmuyor... Bu ıtham, "vatana ıhanet" ithamı. Ankara'nın bir- birini görmesı gerek. Maşallahtan çıt yok. Kimıleri de "Mesut Bey böyle şey yapmaz"deyip işın içinden çı- kıyorlar. Ama benim mideme kramplar giriyor .tansi- yonum yükseliyor. Bu ithamı yapan kişi sıradan bir in- san değil ki, "yapmamıştır" gibisinden geçiştirilebili- yor. Bu itham ya yalan. ya da (olmaz ama) doğru. Eğer bu itham yalansa; yalancılığın, sorumsuzluğun, den- sizliğin bu derecesi karşısında susmak olur mu? Me- sut Yılmaz neden yeri-göğü birbirine katmıyor, neden cıddi bir biçimde hesap sormuyor? Olacak iş değil ama, bu itham doğru olsa bile, öy- le uluorta dile getirilemez. Cumhurbaşkanına çıkılır, ya da bir "liderler zirvesj" istenir ve bu tür bir ıtham orada dile getırılir. Önlem alınmaya çalışılır. Yahu on- binlerce gencimız o bölgede kelle koltukta görev ya- pıyor. Bunlann aileleri milyonları bulur. Hiç olmazsa bu insanlara saygı göstermek gerekmez mı? O böl- gede görev yapan evlatlarımızın büyük bir bölümü psikolojik çöküntülerle dönüyorlar evlerine. Hiç mi utanma yok bu insanda? Hiç mı duygu yok? Ve bu sorumsuzlukları sergileyen hanımefendi. da- ha sonra "Benim devlet anlayışım" diye lafa başla- mıyor mu, işte o zaman terbiyemi korumakta çok zorlanıyorum. Türk sıyasal yaşamını, en azından 30-35 senedir çok yakından izlerim. Böylesıne düzeysiz bir kadro görmediğim gıbı. böyle şeylerın olabileceğine de ıh- timal veremezdim. Hatta bunları söyleseler, "olmaz öyle şey" der ve çok gülerdim. Ama oluyormuş... Türkiye'de televizyonları izleyen, gazeteleri oku- yan bir insan. lıderlerin kısır çekişmelerı ve devletın tel tel dökülmesı dışında bir şey göremıyor. Kimı ka- badayı bozuntuları, mahkemenin huzurunda sanık- lara ve basın emekçilerine saldırıyor ve sonra da el- lerini kollarını sallaya sallaya çekip gıdıyorlar. Sözde önlem almış olan bir sürü polıs. kavgayı ayırmanın ötesinde bir şey yapmıyor. Adliye binasının içınde ve polisin yanmda sopa yiyen muhabir kimı şikayet et- sin, kime şikayet etsın? Türkiye böyle mı olmalıydı?.. Umursamazlık, nemelazımcılık, hırsızlık, dolandırı- cılık, yolsuzluk vb. gıbı özellikler; neredeyse toplumu- muzun "yükselen değerleri" arasında sayılır oldu. Adam dört başı mamur bir dolandırıcı, ama kahra- man muamelesi görüyor. Galiba bir televizyon kana- lından da program teklifi almış. Dolandırdığını iddia ettiği parti başkanı da, yarım trilyonun hesabının kor- ku ve telaşı içinde "üç maymunu" oynuyor: Görme- dim, duymadım, söylemedim... Ama benim bildiğim kadarıyla Türkiye'de örtülü ödeneğe amaç dışı uza- nan eller hep kırılmıştır. Pışkinlikle bu işin içinden çı- kılmaz... Biraz da guzel şeylerden söz edelim. Emin Türk Eliçin'in "Kemalıst Devrım Ideolojısi" (Niteliği ve Ta- rihteki Yerı) başlıklı değerli çalışması, Sarmal Yayın- lan tarafmdan yeniden basıldı. Bırınci baskısı 1970 yı- lında Ant Yayınlan arasında çıkan bu kıtap. uzun za- mandan beri aranmakta ve bulunamamaktaydı. Ye- ni değerlendirmelere yol açacağını umut edıyorum. ilk yayımlandığında bu kıtabı büyük bir ilgi ve dık- katle incelemiş ve çok yararlanmıştım. Aynı ilgiyi bu- günün gençlerinin de göstereceğine ve çok yararla- nacaklarına inanıyorum. Gönlünüzdeki Atatürk sevgisinı, "türbe dalkavuk- luğu"olarak ısımlendiren kimi "süperzekâlıların" kit- le iletişım araçlarında fink attığı günümüz Türkiye- sı'nde "Kemalıst Devrım Ideolojisı" gibi çalışmaların artmasının gereksınimi içindeyiz. Emin Türk Elıçın, eşinın hımmet ve özverisiyle bir vakıf çerçevesınde ölümsüzleşti. Emin Türk Eliçin Vakfı, heryıl belli birkonudaaraştırma-incelemeödü- lü veriyor. Bu seneki 100 milyon liralık ödülün konu- su. "Cumhurıyetin kuruluşundan günümüze Türki- ye 'deki ıdeolojık gelişmelerin ve yeni arayışların ana- lizi." Son katılma tarihınin 31 Aralık 1996 olarak belirlen- diğı bu yarışma için her türlü bilgı, Emin Türk Eliçin Vakfı (ETEV)'in Osmanağa Mahallesı, Ali Suavi Sokak 10/4-5 Kadtköy, adresinden sağlanabılir. Vakfın tele- fonu 337 91 11. Siyasal yaşamımızda bir yanda çırkınlikleri yaşar- ken, bir yanda da içimizde umut çiçeklerini yeşerten güzelliklerı yaşıyoruz. Şırnakta askerliklerıni tamam- layan ikı okurumdan bırer mektup aldım. Can Gören veCenkErTunaboylu. "Eh"dedim. "Bunca emek, bunca mücadele boşuna olmuyormuş." Mutlu ol- dum, gönendim. Sağolsunlar... :Çevre Mühendisleri Odası'ndan HABITAT raporuna ve uygulamalara eleştiri: « 6 Türkiye'nin sorunlan geçiştirjliyor' A s y a - P a s i f i k 2 0 0 0 F o r u m u 'Göçmenler baskı altmda' BANL SALMAN ANK.AR.A-Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO). İstanbul'da başlayan Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşımleri Konferansı (HABITAT-U) hazırlıklannda ve ulusal raporda Türkiye'nin >erleşim sorunlannın geçı^tirildiğini savundu. HABITAT konferansını izlevebilmenin parasal katkılarla olanaklı olduğuna dikkat çeken çevre mühendisleri. konferansa katılanlar için yapılan güvenlik soruşturmalannı da "insan haklarına av kırı bir tutum" olarak değerlcndirdiler. Konferansın gerçek amacından saptınldıûını öne süren mühendisler. "HABfr.AT II Konferansı, ticari \e turistik bir organizasvon olarak gösterühor" dediler. ÇMO Genel Merkezi ile İstanbul. İzmir. Ankara. Bursa ve Diyarbakır temsılciliklerının yaptığı ortak (Çalışma sonucunda yavımlanan bildirgede. kentsel çevre sorunlannın. altyapı eksikliklerinin yarattığı • Çevre Mühendisleri Odası. HABITAT konferansının gerçek amacından saptınlarak. ticari ve turistik bir organizasyona dönüştürülmek istendiğini öne sürdü. Oda. konferansa katılanlar için yapılan güvenlik soruşturmasının da insan haklanna aykırı olduğunu sa\ıındu. çevresel riskler ve insan yaşamını tehdit eden olaylann hâlâ gündemde olduğu vurgulanarak HABITAT II Konferansı'nda bu sorunlann da ele alınması gerektigi kaydedildi. Konferansın Türkiye için göç gibi sosvo-politik sorunlann tartışılma şansı bulunabilmesi açısından önem taşıdığı belirtilen bildirgede. konferans hazırlıklan eleştirilerek şöyle dendı: "Ancak konferans hazırlık çalışmalan süresince ve hazırlanan ulusal raporun içeriğinde. Türkive'nin önemli >erleşim sorunlannın kısa başlıklarla geçişririldiği görülmektedir. Ulusal raporda göç, bölgeler arası dengesizlik. kalkınma-çev re ikilemi ve bunlann kentlere yansıması üzerinde durulmamıştır." Bildirgede. yerel \önetimler forumu ve sivil toplum kuruluşlan forumunun HABITAT'ın en fazla katılıma açık toplantıları oiacağı belirtilirken. bu toplantılara katılımın parasal katkılarla olanaklı olduöuna dikkat çekildi. 'İnsan haklan ihlali var' Bildirgede. konferansa katılacak yurttaşlara ve konferans vadisinde oturan-çalışan kışilere vönelik güvenlik soru^turmalarına ilişkin olarak da "HABITAT'ın "sivil toplum v e demokratikleşme' felsefesine ters bir yaklaşım olmanın vanında. en basit ifadesi ile insan haklanna av kırı bir tutumdur" değerlendirmesı vapıldı. Konut hakkının. asgari kentsel yaşam kalitesinin sağlandığı demokratik toplumda oluşabileceği vurgulanan bildirgede. konferansın gerçek amacından saptınldığı öne sürülerek -HABITAT II Konferansı Yadisi, Türki>e gerçeklerinden a>n tutulmaya \e farklı bir görünüm sergilenmeye çalışılmaktadır. Konferans, ticari ve turistik bir organizasvon olarak gösterilmek istenmektedir" dendi. Bildirgede şu görüşlere ver verildi: "Devletin resmi politikalannı tartışmak ve göç olav ını çeşitli boyutlan ile irdelemek. bazı gerçekleri gizlememek. demokrasinin de olmazsa olmaz bir kuralıdır. Dev let arazilerinin vasadışı vollaıia kullanılnıası. örneğin gecekondu yapınıı ve bu yolla bazı çıkar gruplannın rant kazanması, toplumda çeşitli huzursuzluklara yol açmaktadır. ^erieşim \e kentieşme sorunlannın çözümü için bölgelerarası dengesi/liklerin giderilmesi, gerçek anlamda toplumsal adaletin sağlannıası, ülkenin her verinde can ve mal güvenliğinin vanıtılması. her bireye eşit, parasız eğitim ve sağlık olanaklannın sunulması gerekir." STK Forumu kapsamında dün toplanan As>a- Pasifik 2000 Forumu'na katılan konuşmacılar. bölgesel ağırlıklı sorunlardanyolaçıkarakdünva- daki göç. işsizlik \e uv uşturucu sorunlannı ve tek- nolojik gelişmenin işsizlik ve göç üzerindeki et- kilenni tartıştılar. "İnsanlığınGündemi: Çok Ses,Tek\Tzyon~ad- lı foruma Hindistan. Filipinler ve ABD'den katı- lan konuşmacıların ortak olarak \ urguladıklan ko- nuların başında. insan haklan ve göç konusunda uygulanan baskılar gelivordu. Teknolojideki ge- lişmenin üretimi arttırdığını. ancak bunun vanın- da iş gücü gereksinimini azalttığını belirten konuş- macılar. bunun zorunlu göçe neden olduğunu kav- dettiler. Konuşmacılardan Fılipinli .\ngela Swar, "iyiiş,iyiyaşam"amacıylaülkelerini terk eden in- sanlann uluslararası göç dinamiğini oluşturduğu- nu ve bunun en büvük etkisınin kent vaşamı üze- rinde görülebıldığıni belirtti. İşsizlik nedenivle vaşadıldarı bölgeTerden göç etmek zorunda ka- lanlann. diğer ülkelennendüstriyel gelişimlerı ge- rektirdiği müddetçe kullanıldığını. ancak bu ge- reksinim ortadan kalktıktan sonra geri yollanma- va çalışıldığına dikkat çeken Svvar. buna örnek olarak yetmişli vıllarda Türk ve Faslı göçmenle- rin "misafır işçi" olarak Alnıan\a"va kabul edıl- melerinı gösterdı. Fılipinli konuşmacı. Almanla- nn yapmak istemediklen ışlerde Türk ve Faslı iş- çilerin kullanıldığını. ancak artık gereksinimın or- tadan kalktığını ve bu ışçılerin ülkeve ekonomik ,e toplumsal vönden bir yük olarak kabul edilme- ve başlandıklannı belırtti. Svvar'ın. aslında hem göç kabul eden ülkenin ekonomisınde "kötü" iş- Ter göçmenlere üstelik düşük ücretler karşılığın- da vaptınlması. hem de göç edilen ülkenin eko- nomısine (göçmenlenn geride bıraktıklan ailele- rine ekonomik vardımda bulunmaları) katkı ola- rak kabul ettiği göç sürecı ile ılgıli olarak vurgu- ladığı noktalar şunlar: - BM insan haklan bevannamesinde "Biryer- den avrılma. hareket etme hakkı"na savgı göste- rilnıesı gerektığı maddesı bulunmasına karşın. bir- çok ülkenin Asvalı göçmen kabul etmemesi ne- denivle. yurtlarından ayrılan bu ın?.anlar gidecek ver bulamıvorlar. - Bir ülkeve göç eden ınsanlar. genellikle kalabılmek ve iş olanağı bulabilmek için o ül- kedeki \asadışı örgütlerle bağlantıva geçmek zorunda ka'ıyorlar. Hükümetler. göçün yasalçer- çeveier içinde gerçekleşmesi içın çaba harcamalı. - Insanlann göç eıme gereksinimlerini en aza in- dirgeyebilmelTiçindışarıyagöç veren ülkelerdeiş olanakları arttınlmalı. - Insanlann göçe zorlanmamaları için azınlık haklanna savgı gösierilmelı ve politık baskı or- tadan kaldınlmaîı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear