Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 1996 CUMARTESİ
HABERLER
kullanabilmeli'
• ÇANAKKALE (AA)-
Eski Çevre Bakanı, DYP
Çanakkale Milletvekili •
Hamdi Üçpınarlar,
idarecinin verdiği kararlarda
inisıyatif kullanabilmesi.
"cesur ve atak" olması
gerektigini belirtti.
Çanakkale Valisı Ekrem
Aksoy'u makamında ziyaret
eden Üçpınarlar, şöyle
konuştu: "'Bugün Türkiye'de
hangi köye. ılçeye. beldeye.
ebe \e hemşire gerekiyorsa,
atanması için
millenekillerine
başvuruluyor.
Milletvekilleri. tayinle.
atamalarla uğraşmaktan
hizmet edenıiyorlar. Bu tür
işlerde son kararı ilin valisi
vermelıdir."
Saygın: Turizm
canlanacak
• SEFERİHİSAR(AA)-
Turizm Bakanı Işılay
Saygın, yapımı ihale edilen
Sığacık Yat Limanı'nın.
Seferıhısar ılçesını turızmde
hak ettığı yere taşıyacağını
söyledi. Bakan Saygın.
Sefenhisar Kaymakamı
Mustafa ingenç'i ziyaret
ederek ılçedekı turizm
hareketleri ve sorunları
hakkında bilgi aldı. Saygın,
daha sonra Seferihisar ilçe
merkezine 9 kilometre
uzaklıktaki Sığacık Kovu'na
geçerek. ihale edilen ve
yakındayapımına
başlanacağı bildirilen 450
yat kapasiteli Sığacık Yat
Limanı konusunda bilgi aldı.
Saygın. "Sığacık Yat
Limanı'nın hizmete girmesi
ile Seferihisar ilçesi
ülkemizın seçkin ve ünlü
turizm merkezlen arasındaki
hak ettiği gerçek yennı
alacak" dedi.
Er: Vatandaş
dikkatli olmalı
• 1VIERSİN (AA) - ANAP
Genel Başkan Yardımcısı
Ali Er, "Vatandaş. \atanı
bölmek ve kargaşa
yaratmak isteyenlere karşı
dikkatli olmalıdır" dedi.
Yurttaşları bölücülere karşı
uyanık olmaya çağıran Er,
özetle şunlan söyledi. "Bu
birliği sağlarsak, 2000 1ı
yıllara dünyanın kalkınmış
ülkeleriyle birlikte gireriz.
Ancak vatanı bölmek
ısteyenler. 1 Mayıs'ta
Jstanbul, tzmir. Ankara ve
Mersin'de sokağa
dökülmüşlerdir. Vatanı
bölmek isteyen ve kargaşa
yaratanlara karşı
insanlanmız dikkatli
olmalıdır"
'Milli Egemenlik
Sempozyumu'
• ANKARA (AA) - TBMM
Küitür. Sanat ve Yayın
Kurulu'nun. TBMM'nin
açılışının 76. yıldönümünü
kutlama programı
çerçevesinde düzenlediği
•'BüyiikTaarruz ve
Sonuçlan" konulu 10. Milli
Egemenlik Sempozvumu. 7
mayısta Afyon'da yapılacak.
Kurulun, Afyon Valiliği.
Belediye Başkanlığı ve
Kocatepe Üniversitesi
Rektörlüğü'nün ışbirliğiyle
düzenlediği sempozv um,
Afvon Gazi Anadolu Teknik
Lisesi'nde
gerçekleştirilecek.
ANAYOL, RTÜK'te
de karışacak
• ANKARA (ANKA)-
Koalisyon onaklan DYP ile
ANAP, soruşturma
önergelerinin ardından
Radyo ve Televızyon Üst
Kurûlu(RTÜK)üyeliği
seçiminde de karşı karşıya
gelecekler. RTÜK'te kura
sonucu boşalan üç üyelik
için Meclis'te grubu bulunan
siyasi partiler. 6 mayıs
pazartesı akşamı saat
17.00'ye kadar adaylannı
TBMM Başkanlığı'na
bildirecekler. Iktidar
kontenjanından boşalan bir
üyelik için DYP ve ANAP
birer aday gösterecek.
tmren Aykut
Bonn'da
• BONN (AA) -
Yurtdışındaki yurttaşlann
sorunlannın koordinasyonu
ile göre\ li Dev let Bakanı
Imren Aykut. "Bızim için
vatandaşlarımızın güvenlıği
bü> ük önem taşımaktadır"
dedi. Aykut. Bonn'da
düzenlediği basın
toplantısında. Almanya'ya
yaptığı ziyaretin Başbakan
Mesut Yıîmaz'm 17 mayıs
tarihinde Bonn'a yapacağı
zivaretin hazırlık çalışması
olduğunu hatırlattı.
Vatandaşlıktan çıkma
işleminin kolaylaştırıldığına
da dikkat çeken A>kut.
"Vatandaşlarımızın
bulunduklan ülkelerdeki tüm
haklardan fa\dalanmalarını
istivoruz'" dedi.
Hacaloğlu, olaylar bahane edilerek anti-demokratik sınırlann getirilemeyeceğini söyledi
PoBse silahteıddsiİSTANBUL / ANKARA
(Cumhurhet)-lstanbul Mil-
letvekili Algan Hacaloğlu. 1
Mayıs olaylannda polisin si-
lah kullanmasını eleştirdi ve
"Hiç kimse olaylan bahane
ederek vasalarda anti -de-
mokratik sınırtamalar getir-
meye kalkmasın" dedi. ÖDP
Merkez Yüriitme Kurulu da
1 Mavısolaylannın."4
s.iddet
politikalannın arttınlması-
na gerekçe" > apılmaya çalı-
şıldığını savundu.
İstanbul HaberSen isinû-
zin haberine göre CHP İs-
tanbul milletvekilleri Algan
Hacaloelu. Ahmet Güryüz
Ketencfve CHP Istanbıil ll
Başkanı Mehmet Ali Ozpo-
lat t Mayıs olaylarının ar-
dından DİSK Genel Başka-
nı Rıdvan Budak ve yöne-
tim kurulu üyelerini ziyaret
etti.
Algan Hacaloğlu ziyaret-
te yaptıgı konuşmada. "kan-
lı 1 \Iayis" yaşamanın üzün-
tüsü içinde olduklarını be-
lirterek olaylann bahane edi-
lip 1 Mayıs'ın yasallaştınl-
ması önüne duvar cekilme-
mesi gerektiğini söyledi. Ha-
caloğlu, Bakanlar Kuru-
iu'nda. Terörle Mücadele Ya-
sası ile Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Yasası'nda da-
ha anti - demokratik sınırla-
malara gidilmesi yönünde
eğilim sezdiklerini de vurgu-
layarak "Kimse bunu yap-
nıava kalkmasın. Bu, başı
kuma sokmak anlamına ge-
lir'' dedi. Olaylarda polisin
u
kola>ca silah kullandtğmr
ifade eden Hacaloğlu. şöy-
le konuştu:
CHP Milletvekili Hacaloğlu. Ketenci ve tl Başkanı Özpolat DtSK'i ziyaret etti. < Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
**O gün çok daha ü/ücii
olaylar olabilirdi. Bu olaylar
da göstermiştir ki emniyet
güçleri, toplumsal olaylan
kucaklamada. moral ve eği-
tim açılanndan vetcrli değil.
İnsanlara yönetik kolayca si-
lah kullanıvor. Silah kullan-
ma. çağdaş demokratik top-
lumlarda kullanılan bir _\ön-
tem değildir."
İstanbul Milletvekili Ah-
met Güryüz Ketenci ise olay-
lara ilişkin, "üniformalı te-
rör örgütierinin 1 Mayısala-
nına sokulması dev letin za-
afidır" yorumunu yaptı.
DİSK Genel Başkanı Rıd-
van Budak da ziyaret sırasın-
da yaptıgı konuşmada.
u
Bu
ülkeyi vönetenler bilmelidir
ki demokratik ülkelerde po-
lis silah kullannmor. İşteAI-
mam a'daki ola\ lar. Hiç kim-
sesiiah kullanmavı haklıgös-
teremez" diye konuştu.
ÖDP Merkez Yüriitme
Kurulu'nca dün yapılanya-
zılı açıklada. hükümetin.
olaylan gerekçe göstererek
iilkenin özgiirleşmesi ve de-
nıokratikleşmesi yerine bu-
1 Mayıs
oiaylannda
polisin
göstericilere
karşı silah
kullanarak
ölümlere
neden
olması
tepkhle
karşılandı.
(Fotoğraf:
KUBİLAY
TÜNTÜL)
güne kadar siirdürülmüş olan
"baskı ve şiddet politikala-
nnı"arttıımaeğılimi içinde
oldugu belirtıldi. Açıklama-
da *"ODP, 1 Mav ıs sonrasın-
da çıkan havayı bahane ede-
rek emekçilerin demokratik
haklarının ortadan kaldınJ-
ması girişimlerinin karşısı-
na tüm karaıiılığıvla çıka-
cak. tüm ö^gurlük ve demok-
rasi isteyenlerle. toplumsal
muhak'fet dinuınikk'ri) le bir-
likte hareket edecektir** de-
nildı.
Emek Partisi Genel Baş-
kanı Levent Tiizel dc yaptı-
gı vazılı açıklamada. "de>-
letin Kadıkö>'deki saldırgan
tutumunun" emekçilenn 1
Mayıs'ı kutlamalannı engel-
leyemediğini sa\ undu. Tüzel.
"Çeşitli sol gruplann sorum-
suz tutumlarının 1 Mayıs*a
gölge düşürmeve yetmediği-
ni" belirtirken ".\ncak.emek-
çi sınıfların haklı talepieri-
nin gölgelennıesi için vetetii
malzeme \e gerekçe sağla-
dı~ dedi.
1 Mayıs olayları sırasında
hasara ugrayan işyerlerini zi-
yaret eden İP İstanbul tl Baş-
kanıTuran Ö/Jü. bu saldın-
nm sadece işyerlerine değil,
emekçi hareketine. Türkiye
bayrağına ve lstiklal Mar-
şı'na da yapıldığını söyledi.
Ankara Biiromuzun ha-
berine göre Demokrasi ve
Barış Partisi Genel Başkanı
Refîk Karakoç vayımladığı
mesajda.Türkiye'nin I Ma-
yıs'ı resmi bayram olarak
kutlamayan ender ülkeler-
den biri olduğuna dikkat çc-
kerek "Hükümetlerin bu tu-
tumu,şRJdeti da\ et etmekte-
dir" dedi. Clkenıngelirda-
ğılımındaki büyük adalet-
sizliğin her toplumsal olay-
da şiddeti Öne çıkardığını
\urgulyan Karakoç. Türki-
ye'de demokrasi ve hukuk
sisteminin işlemediğini kay-
dettı. Türkiye Sosvalist Işçı
Partisi (TSlPıtarafından >a-
pılan yazılı açıklamada. 1
Mayıs kutlamalan sırasında
çıkan olaylann güvenlık güç-
lerininveişçısendikalannın
uvmazlığının bir >>onucu ol-
dugu savunuldu.
Polisin her olayda silahı-
na davranmayı alışkanlık ha-
line getirdıği belırtilen açık-
lamada. "Bunların kimliği
araştırıldığında, ucu kesin-
likle faşist \eşeriatçı kuruluş-
lara çıkacaktır" denildi.
On yılda 9 bin polis ceza aldı
Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan 15 bin polis ve amiri hakkmda
10 yıl içinde görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle soruşturma açıldı
Meslekten men
edilenler Emniyet
Genel Müdürlüğü
Hukuk Işleri Daire
Başkanlıgı
yetkililerinden
alınan bilgiye göre.
soruşturmaya
ugrayan polislerin
çoğunluğu
istanbuFda görevli. 2
bin 853 polis de
meslekten men
edildi.
EVİN GÖKTAŞ
ANK.\RA - Emniyet Genel
Müdürlüğü bünyesinde görev
yapan 15 bin polis ve amin
hakkında 10 yıl içinde görevlerini
kötüye kullandıklan gerekçesiyle
soruşturma açıldığı. suçlu bulunan
9 bin polis ceza alırken. bunlardan
2 bin 853'ünün meslekten men
edildiği bildirildi. Emniyet Genel
Müdürlüğü Hukuk Işleri Daire
Başkanlıgı yetkililerinden alınan
bilgiye göre. soruşturmaya ugrayan
polislerin çoğunluğu İstanbul'da
görevli. Yetkililer. 1995 yılı içinde
1994 yılından devreden 117 adet
dosyaya ek olarak genel
müdürlüge iletilen 1000 adet
dosyayla birlikte 111
7
adet
dosyadan 1024'ünün karara
baglandığını. 93 dosya üzerinde
işlemlenn devam ettığini belirttiler.
112 emniyet
müdürüne ceza
Karara bağlanan dosvalardaki
çeşitli suçlamalardan dolayı geçen
yıl 1074 personele çeşitli cezalar
verildiğini kaydeden yetkililer.
aynı yıl içinde 463 persone!
hakkındaki suçlama
kesinleşmediğinden ceza yoluna
gerek duyulmadığını söyledıler.
Emniyet Genel Müdürlüğü
yetkilileri. ceza alan personelin. şu
suçlardan dolayı yargılandıklannı
belirttiler:
"Kasten adam öldürme. zimnıet,
irtikap. rtışvet. ihtilas. hırsızlık,
dolandıncılık. sahtecilik.
kalpazanlık. emniveti suiistimaL
valancı tanıklık, il'tira. ırza geçme.
ırza tasaddi, sarkıntılık, kaçakçılık,
efrada suni muamele. göreti kötiive
kullannıa. görevi ihmal, sivasi ve
ideotojik suçlar. yöreve sarhoş
gelmek, meskûn \erde silah atmak.
amir \e üstüne darp te hakaret.
genel ve itTetsiz kadınla ilişki,
amirin emrini vapmanıak. görevi
terk >e memurlukla bağdaşmayan
hareketlerde bulunmak."
Çeşitli suçlardan dolayı 1995
yılında 112 emniyet müdürüne
meslekten men. uzun ve kısa süreli
durdurma. aylık ke;-me. uvarma \e
kınama cezalarının verıldiğini
ka>deden yetkililer. avnı v ıl içinde
idarenin eylem ve işlemlerınden
dolayı Danıştay'a 3 bin 173 da\a
dosyasımn açıidığmı. bunlardan
1672'sinin karara baglandığını.
kalan 1501 dosya ile ılgili
incelemelerin sürdüğünü
anımsattılar.
Yeîkililer, örgüfte halen 154 polis
başmüfettişi \e müfettişinin
bulunduğunu, 1995 yılı içinde
bunların yaptığı dene;ımlere
karşılık 1 milyar 576 milyon 425
bin lira para ödendiğini aktardılar.
GöRÜŞ
CUMARTESİ *
YAZILARI i
ATAOL BEHRA31OĞLU
1 Mayıs Gözlemleri
1977'de Taksım Alanı'ndaki kanlı 1 Mayıs'ı yaşayarv
lararasındaydım. Yaklaşıkyirmi yıl sonra Kadıköy'de-
ki kanlı 1 Mayıs'ı yaşadım. Demek ki kan dökülmesi
bakımından -ölü sayısı dışında- değişen bir şey olma-
mıştı. Buna karşılık ıki 1 Mayıs arasında bazı farklar
vardı. Benim özel yaşamımla ılgili güzel bir fark,'
1977'den iki yıl sonra dünyaya gelecek olan kızım
Banş'ın, 1996 1 Mayıs'ına, 17 yaşında bir genç kız
olarak, babasıyla birlikte katılmış olmasıydı... (Kızım,
benım onayımı da almakla birlikte, tümüyle kendi ka-
rarı veseçimiyle. 1 Mayıs'ta ÖDP saflanndayeraldı...)
Yıne benım özel yaşamımla ilgilı, fakat güzel olmayan
bir fark. 7O'lı yılların 1 Mayıs'lannda TYS flaması al-
tında görkemli bir kitle oluştururken. ayın flama altın-
da bu kez sözcüğün tam anlamıyla üç beş kişi kalmış
olmamızdı...
• • •
70'li yılların 1 Mayıs'larıyla 1 Mayıs 1996 arasında
herkesin kolayca gözlemleyebildiği en önemli fark ise
0 yılların 1 Mayıs'larındakı coşkulu ve disiplinli işçi
topluluklarının yerini. 1 Mayıs 1996'da, yaşları yirmi-
nin altındaki gençlik gruplarının almış olmasıydı. Sen-
dıka yürüyüş kollarının yanı sıra başta sosyal demok-
ratlarınki olmak üzere siyasal partilerin çeşitli meslek
birliklerinin kortejieri de gençliğin bu uçsuz bucaksız
istilası önünde ufalmış. görünmez olmuştu... Bu ba-
kımdan, 19961 Mayıs'ını ışçibayramı olarak degil, bir
gençlik hareketi olarak nitelemek yerindedir... ;
• • •
1977'deki cınayetı ışleyenlerın bulunduğuna, ceza-
landırıldıgına ilışkın bir bilgım yok. Sular Idaresf nın da-
mından barışçı kalabaltğın üstüne ateş açarak panik
yaratan, onlarca kişının kurşunlarla, kargaşada ya da
panzerlerın tekerleklerı altında ezılerek ölmelerine ne-
den olanlar kimlerdi? Aynı soruyu bırkaç gün önce iş-
lenen cinayetler için de sormak gerekiyor: Gösterici
topluluğu içınden ateşli silah kullanıldığına ilişkin bir
veri bulunmadığına göre bu topluluğa neden. hedef
gözetilerek ateş açıldı? Otomobil galerisindeki milyar-
îık araçların, banka vrtrınlerı ve bankamatiklerin par-
çalanmasına gözyaşı döken TV'lerimiz ve renkli ba-
sınımız, bu soaıyu acaba neden sormuyor? Insanla-
rın başlarından, kalplerinden vurularak öldünülmeleri,
milyarlık arabaların ya da bankamatiklerin parçalan-
masından daha mı az önemlidır? TV haberlerini ızler
ve gazetelerdeki yorumları okurken bu sorular ıçimi
daralttı ve kusacak kadar bulandırdı...
1 Mayıs 'sınıfsal' bir bayram günüdür... Emegın göv-
de gösterisi, eskı bir deyimle 'iman tazelemesı'dnr...
• Bu anlamda. içinde bir 'şıddet'\ her zaman barındırır,
barındıracaktır... Fakat bu 'banşçt bırşıddet'lir... Eme-
gin topluma ağırlığını koymasıdır... Disipliniyle, coş-
kusuyla, görkemiyle. ait olduğu toplumun kültür de-
ğerlerine sıcak yaklaşımıyla, ülkeyi yönetmeye hazır
olduğunu, yetenekli olduğunu kanrtlamasıdır... 1977'de
Taksim Alanı'nda kana bulanmadan önceki 1 Ma-
yıs'lar bu yönde atılmış adımlardı... Ve zaten 1977'de
işlenen cinayetin açıklamasını da başka yerde arama-
ya gerek yok... Her yönden ve her türden kışkırtma-
ya açık, binbir parçaya bölünmüş, yadırgatıcı görün-
tülere bürünmuş. büınçten çok içgüdüyle, kör bir öf-
keyle hareket eden fraksıyonlar; acz içindeki sendi-
kalar, bölünmüş ve ufalmış sol siyasal partiler ve ha-
reketlerle yine Istanbul'daki 1996 1 Mayıs'ı ise; sayı-
sı yüz bine ulaştığı söylenen kitlesıne rağmen, eme-
ğin gövde gösterisi olmaktan çok uzaktı... Bu da ma-
dalyonun öteki yüzüdür...
Polis örgütü 'taraf değıl toplumun ayrım gözet-
meksizin güvenliğini sağlamakla görevli 'tarafsız' bir
kurum konumuna getırılmedikçe; ülkeyi kemiren hır-
sızlık. ahlak çöküntüsü ve yozlaşmanın, girtikçe per-
vasızlaşan toplumsal adaletsızliğin kitlelerde ve vic-
dan sahibi herkeste yarattığı umutsuzluk ve öfke yo-
ğunlaştıkça; ülke çoğunluğunu oluşturan gençlik kit-
leleri çağdaş eğıtim olanaklarından, gelecek umu-
dundan yoksun bırakıldıkça; çağdaş düşünceyi ve
örgütlenmeyi engelleyen. cezalandıran yasaklar sür-
dükçe; aydınlar. yazarlar. sanatçılar, korkudan ve edil-
genlıkten sıyrılarak emeğın yanında kararlılıkla yer al-
madıkça: emeğin savunucusu örgütler, partiler, birle-
şik bir güç olmadıkça kargaşa ve şiddet ortamı de-
vam edecektir... Çığ gibi büyüyen toplumsal muhale-
fetin kaynaklarını bu gerçeklerde değıl, kuşkusuz yi-
ne gerçek olan 'kışkırtma' ya da 'dış mihrak'laröa ara-
mak: bugün bu muhalefetin kışkırtmaya ve hataya
açık, fakat en atak gücü olarak ortaya çıkan gençlıği
polis kurşunuylaöldürtmek. sindirmeyeçalışmak, ko-
rohalindebırdüşmanhğınhedefidurumunagetirmek;
çözümü baskı yöntemlerini şiddetlendirmede gör-
mek, öncelerde de defalarcadenenmiş, beklenen so-
nuçlan vermediği görülmüş yaklaşımlardır... istanbul
1 Mayıs'larını geleneksel caddelerinden, geleneksel
alanından kopararak Kadıköy'e hapsetme gırişimi;
'so/'un bütün dünyada yeniden atağa kalktığı bir dö-
nemde 1 Mayıs'lan kırlarda kutlatmak ya da tümüyle
ortadan kaldırarak "yerli işçi bayramı' icat etmek ça-
baian: emekten yana bütün güçlerın dayanışmasını sim-
geleyen bu evrensel günü dar anlamda bir 7şç/ bay-
ramı 'na indirgeme yönündeki sığ ve konformist anla-
yışların savunuculuğu ise akıntıya karşı kürek çek-
mekle eşanlamlıdır...
Doç. Dr. ÎNT
UR ALKIŞ /Mimar Sinan Ünhersitesi Öğretim Üyesi
Kadıköy olaylan, 1 Mayıs kutlamalan ve olan-
lann tümü, gecekondu sorunudur... Gazi gibi,
Ümraniye gibi... Kadıköy olaylan, şiddet, kin,
linç ve yağma yüklüydü. Kadıköy olaylan, ge-
cekondunun yeni bir patlamasıydı. Gecekon-
du sorunlanna çözüm bulunamadığı sürece,
kondulu, önce bireysel suç ömekleri ofan hır-
sızlık, fuhuş gıbı, sonra sorunlann artmasıyla gi-
derek tepkılerini daha açık, toplu ıfadelerle;
kente siyasal daıjiga vurma gibi. terör olaylan
gibi ıfade etmıştır, edecektir.
•'Gecekondu Iktidar Olacak" dedik oldu.
"Kentlerin Siyasal Geleceği" budur dedik or-
tada, "Siyasete GecekonduDamgası"n\ 22-28
Ocak 1995'te Cumhurıyet'te yayımladık. ola-
cakları yazdık. Gazi olaylarını yaşadık. "Ga-
zi'nın FıtiliAteşleniyor" dizisi, gazeteci arkadaş-
larımızca ne yazık ki yazılmak zorunda kalındı.
"Gecekonduda Din ve Terörün Geleceği" 1
Mayıs'ta Kadıköy'de hortladı.
Özellikle son yülarda ülkemizde, ekonomıde-
ki liberalleşme ve makro çözümler üretılmesi
sonucunda, ekonominin insan için değil, insa-
nın ekonomi için olduğu görüşü ağıriık kazan-
mıştır. Insanın ikincı plana atılması, devlet po-
litikası haline gelmiştir. Bunun sonucunda. za-
ten att limitlerde yaşayan ihmal edilmiş kitlele-
rin yaşaması neredeyse olanaksızlaşmış, yarın
güvenceleri ise hiç kalmamıştır.
Gecekondulunun köyden gelirken getirdıği
kültür, kente uyum sağlayamamıştır. Kentte
doğanlar. konduluyu bir arada tutan köy kül-
türüne ve içinde yaşadıklan kent kültürüne ya-
bancıdırlar. Kondudaki kuşak çatışmasmda,
yaşlı baskın çıktığında, köyün feodal yapısı;
genç baskın çıktığında ise özenti ağır basmak-
tadır. Iki kesim de kötü ekonomik koşullardan
dolayı uç sağ ve sol sıyasetlere örgütlenme
potansiyeli sağlamaktadır. Ikisinin ortasında
kalan kent yaşamıdır. Siyasi örgütlenmeler dı-
şında bıle bireysel şiddet hızla artmaktadır. Bu
yüzden gecekondular hızla klasik gecekondu
kültüründen gettonun terör baskın yapısına
doğru kaymaktadır. Bu şekliyle, beklentı ve ih-
tiyaçlarının sömürülmesiyle kentsel ve ülkesel
şiddet olaylarına siyasi örgütlenmeler yoluyla
yönlendırilmektedir. 1994 sonrası, özel tele-
vizyon kanallanna gecekondu gençlerine yö-
nelik oyun, dans türü izlenceler yayınlatma si-
yasası ise tutmamış, oldukça az bir kesim sis-
tem içine çekilebilmiştir.
Köyden kente göç eden, ihmal edilmiş kit-
leler ilk önce kent dokusunun dışında kalıp,
sonra da nicel artışlanyla bu dokunun nıtelığı-
ni değiştirmişlerdir. En çok soruna sahıp olan
bu toplumsal kesit, kentlileşemediğınden köy-
den beraberinde getirdıği feodal kültürie ken-
di yaşamlarında pek bir şey değıştırmeyecek-
lerini düşündükleri için şiddetle dolup taşmak-
tadırlar.
Kent, gecekonduluyu asimile edeceğine, ge-
cekondu kültürü gıderek egemen kültür haline
gelip kentı asimile etmektedir. Bunun sonu-
cunda kentler. kent-köy arası çarpık bir yapı-
ya dönüşmüştür. Alt ve üstyapı sorunlannın
İlgilisine Açık Mektup...çözülememesi, burada hoşnutsuz, marjinal.
eğitimsiz, potansiyel tehlike yaratabilecek, her
türlü yönlendirılmeye hazır bir toplum oluştur-
muştur.
Bu toplum, kentteki yüzde 65'lik payıyla si-
yasi tercıhte de belırleyicı olmuş, gecekondu
denen eskinin marjinal kesimi, ariık kent gene-
line yayılmış ve marjinallikten çıkmıştır (Alkış,
1994. S. 9).
Günbegün artan enflasyon ve ekonomik so-
runlar, bu kesimde bulunan eğitimsiz, işsız,
kent genç nüfusunun en büyük dilimini oluştu-
ran gecekondu gençlerınin gelecek beklentıle-
rini öldürmektedir. Bunun en açık delili, Kadı-
köy olaylarındaki yağma olgusudur. Varlıklı ol-
mayı özendiren her türlü uyarıcının olduğu bir
brtamda, değer yargıları da köşe dönmeden ya-
na olursa, köşe bulmak için hiçbir fırsatı olma-
yan bu kesim, toplu bir olayda eskiden kalan
utanma duygularını da topluluk olmanın getır-
diği güvenle atar ve yağmalar. O anı yaşayan
ınsan için artık her şey geçerlidır. Araştırma
görüşmelerinde yaşlı bir gecekondulu ışçının
özetıyle "Aç ınsan, fınnyıkar".
Gecekondularda çok geç olmadan gereksı-
nım saptama çalışmaları yapılıp ulusal proje-
ler yaşama geçınlmelıdir. Medya kullanılarak ge-
cekondulunun anlayacağı şekılde demokrasi eğı-
timı verılmelıdir. İhmal edilmiş kıtlelerden olan
gecekondu halkına, eğıtim düzeyı düşük yetiş-
kine uygulanan öğretim tekniklerinden demost-
rasyon. dramatizasyon gibi göze-kulağa deği-
nen tekniklerle ulaşılabilır.
Gecekondu. çok uzun vadeli değişmeye dı-
rençli ulusal politikalarla yaklaşılacak ve böy-
lece çözümü olası duruma gelecek bir sorun-
dur. Gecekonduluya üstyapı kurumu olan eko-
nomide kentsel ışbolümünde gelmesi gereken
yeri; eğitım kurumu aracıiığıyla, gelir getıricı
projeler ile sağlamalıyı^.
Kondulunun kentsel ışbolümünde yer alabıl-
mesi için, bir işte çalışma. işte ılerleme. iş de-
ğiştırme ve ek gelir kazanmaya yönelık mesie-
ki eğitim gereksinimleri. gelir getirici projeler ka-
nalıylagıderilmelidir. Gecekondulunun gelir dü-
zeyıni arttırıcı, yaşam düzeyıni yükselticı. gelir
getirici projeleri devreye sokmadıkça demok-
rasimiz yumuşak kamını hiçbir zaman koruya-
mayacaktır.
Demokrasi. insanın ve toplumların gelişebil-
meleri için varoluştan berı bulunmuş en iyi sı-
yası sıstemdır. Buna rağmen. sağlam bir eko-
nomıye ve hakça paylaşmaya dayanmadığı sü-
rece bir anlam ifade etmediğı gibi uzun ömür-
lü de olmaz. Ekonomi ınsan ıçindir. Üstyapıda-
ki insan haklan ve ozgürlükier konusu. hakça
paylaşım olmadığı, ekonomiye yönelık yeni se-
çenekler üretılmediğı sürece. maddı temellerı-
ne oturmayacaktır.
Bütün çözümler, demokraside vardır. Ge-
reklı ulusal bütünleşmeleri. dengeleri demok-
rasi içinde kullanmak. demokrasiden kesinlik-
le ödün vermeden. demokrasıyi korumak ge-
rekmektedır. Bunun dışındakı bütün çözümler,
kısa ve uzun sürede yalnızca çözümsüzlük üre-
tecektır. Genç demokrasımızin bu büyüme sı-
navını verme zamanı gelmiştir.
Sorunlar. gormezden gelındığinde. her ge-
çen gün büyuyerek karşımıza çıkacaktır. Bu-
nun sonucunda halkımız, yavaş yavaş sempa-
tızan, sempatizanlar da kemikleşmiş kadrolar
haline gelecektır. Şunu görmeliyiz: ulusal eko-
nomının insan unsurunu yok saymaya devam
etmesi ve ınsana hak ettiği önceliğin verilme-
mesı sonucu ne yazık kı şımdı ıktıdara talip
olan değışmıştır: şiddet, ıktıdara taliptir.
Gecekonduluya üstyapı kurumu olan ekono-
mıde kentsel ışbolümünde gelmesi gereken
yeri; eğitım kurumu aracıiığıyla. gelir getirici
projeler ile sağlamalıyız. Ekonomiyi eğitim ku-
rumu aracılığıyla devreye sokmazsak, yakında
bunun faturası Türkiye'de yaşayan herkese çı-
kacaktır. Hesapsa hiç de ucuz gelmeyecektir.
Yaşamını kaybeden ve yaralanan insanlarımı-
zın yanında son derece düşük, ancak zarar gö-
renler için oldukça yüksek; medyanın söyledi-
ğıne göre 300 milyarlık parasal zararın devlet-
çe karşılanması elbette olumiu bir davranıştır.
Sorunlar. sorun olmadan çözülememıştir. 300
milyar ile Kadıköy'deki o topluluğun önemli bir
kesımı, halk eğıtımle ış sahıbı yapılabılırdı. Ama
bu aşamada da şeker var. un var, su vardır. Biz
aydın kesim olarak helva karmaya şimdi hazır
olmazsak ne zaman ojacağız ki!..