25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 1996 CUMARTESİ HABERLER kullanabilmeli' • ÇANAKKALE (AA)- Eski Çevre Bakanı, DYP Çanakkale Milletvekili • Hamdi Üçpınarlar, idarecinin verdiği kararlarda inisıyatif kullanabilmesi. "cesur ve atak" olması gerektigini belirtti. Çanakkale Valisı Ekrem Aksoy'u makamında ziyaret eden Üçpınarlar, şöyle konuştu: "'Bugün Türkiye'de hangi köye. ılçeye. beldeye. ebe \e hemşire gerekiyorsa, atanması için millenekillerine başvuruluyor. Milletvekilleri. tayinle. atamalarla uğraşmaktan hizmet edenıiyorlar. Bu tür işlerde son kararı ilin valisi vermelıdir." Saygın: Turizm canlanacak • SEFERİHİSAR(AA)- Turizm Bakanı Işılay Saygın, yapımı ihale edilen Sığacık Yat Limanı'nın. Seferıhısar ılçesını turızmde hak ettığı yere taşıyacağını söyledi. Bakan Saygın. Sefenhisar Kaymakamı Mustafa ingenç'i ziyaret ederek ılçedekı turizm hareketleri ve sorunları hakkında bilgi aldı. Saygın, daha sonra Seferihisar ilçe merkezine 9 kilometre uzaklıktaki Sığacık Kovu'na geçerek. ihale edilen ve yakındayapımına başlanacağı bildirilen 450 yat kapasiteli Sığacık Yat Limanı konusunda bilgi aldı. Saygın. "Sığacık Yat Limanı'nın hizmete girmesi ile Seferihisar ilçesi ülkemizın seçkin ve ünlü turizm merkezlen arasındaki hak ettiği gerçek yennı alacak" dedi. Er: Vatandaş dikkatli olmalı • 1VIERSİN (AA) - ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ali Er, "Vatandaş. \atanı bölmek ve kargaşa yaratmak isteyenlere karşı dikkatli olmalıdır" dedi. Yurttaşları bölücülere karşı uyanık olmaya çağıran Er, özetle şunlan söyledi. "Bu birliği sağlarsak, 2000 1ı yıllara dünyanın kalkınmış ülkeleriyle birlikte gireriz. Ancak vatanı bölmek ısteyenler. 1 Mayıs'ta Jstanbul, tzmir. Ankara ve Mersin'de sokağa dökülmüşlerdir. Vatanı bölmek isteyen ve kargaşa yaratanlara karşı insanlanmız dikkatli olmalıdır" 'Milli Egemenlik Sempozyumu' • ANKARA (AA) - TBMM Küitür. Sanat ve Yayın Kurulu'nun. TBMM'nin açılışının 76. yıldönümünü kutlama programı çerçevesinde düzenlediği •'BüyiikTaarruz ve Sonuçlan" konulu 10. Milli Egemenlik Sempozvumu. 7 mayısta Afyon'da yapılacak. Kurulun, Afyon Valiliği. Belediye Başkanlığı ve Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğü'nün ışbirliğiyle düzenlediği sempozv um, Afvon Gazi Anadolu Teknik Lisesi'nde gerçekleştirilecek. ANAYOL, RTÜK'te de karışacak • ANKARA (ANKA)- Koalisyon onaklan DYP ile ANAP, soruşturma önergelerinin ardından Radyo ve Televızyon Üst Kurûlu(RTÜK)üyeliği seçiminde de karşı karşıya gelecekler. RTÜK'te kura sonucu boşalan üç üyelik için Meclis'te grubu bulunan siyasi partiler. 6 mayıs pazartesı akşamı saat 17.00'ye kadar adaylannı TBMM Başkanlığı'na bildirecekler. Iktidar kontenjanından boşalan bir üyelik için DYP ve ANAP birer aday gösterecek. tmren Aykut Bonn'da • BONN (AA) - Yurtdışındaki yurttaşlann sorunlannın koordinasyonu ile göre\ li Dev let Bakanı Imren Aykut. "Bızim için vatandaşlarımızın güvenlıği bü> ük önem taşımaktadır" dedi. Aykut. Bonn'da düzenlediği basın toplantısında. Almanya'ya yaptığı ziyaretin Başbakan Mesut Yıîmaz'm 17 mayıs tarihinde Bonn'a yapacağı zivaretin hazırlık çalışması olduğunu hatırlattı. Vatandaşlıktan çıkma işleminin kolaylaştırıldığına da dikkat çeken A>kut. "Vatandaşlarımızın bulunduklan ülkelerdeki tüm haklardan fa\dalanmalarını istivoruz'" dedi. Hacaloğlu, olaylar bahane edilerek anti-demokratik sınırlann getirilemeyeceğini söyledi PoBse silahteıddsiİSTANBUL / ANKARA (Cumhurhet)-lstanbul Mil- letvekili Algan Hacaloğlu. 1 Mayıs olaylannda polisin si- lah kullanmasını eleştirdi ve "Hiç kimse olaylan bahane ederek vasalarda anti -de- mokratik sınırtamalar getir- meye kalkmasın" dedi. ÖDP Merkez Yüriitme Kurulu da 1 Mavısolaylannın."4 s.iddet politikalannın arttınlması- na gerekçe" > apılmaya çalı- şıldığını savundu. İstanbul HaberSen isinû- zin haberine göre CHP İs- tanbul milletvekilleri Algan Hacaloelu. Ahmet Güryüz Ketencfve CHP Istanbıil ll Başkanı Mehmet Ali Ozpo- lat t Mayıs olaylarının ar- dından DİSK Genel Başka- nı Rıdvan Budak ve yöne- tim kurulu üyelerini ziyaret etti. Algan Hacaloğlu ziyaret- te yaptıgı konuşmada. "kan- lı 1 \Iayis" yaşamanın üzün- tüsü içinde olduklarını be- lirterek olaylann bahane edi- lip 1 Mayıs'ın yasallaştınl- ması önüne duvar cekilme- mesi gerektiğini söyledi. Ha- caloğlu, Bakanlar Kuru- iu'nda. Terörle Mücadele Ya- sası ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nda da- ha anti - demokratik sınırla- malara gidilmesi yönünde eğilim sezdiklerini de vurgu- layarak "Kimse bunu yap- nıava kalkmasın. Bu, başı kuma sokmak anlamına ge- lir'' dedi. Olaylarda polisin u kola>ca silah kullandtğmr ifade eden Hacaloğlu. şöy- le konuştu: CHP Milletvekili Hacaloğlu. Ketenci ve tl Başkanı Özpolat DtSK'i ziyaret etti. < Fotoğraf: HATİCE TUNCER) **O gün çok daha ü/ücii olaylar olabilirdi. Bu olaylar da göstermiştir ki emniyet güçleri, toplumsal olaylan kucaklamada. moral ve eği- tim açılanndan vetcrli değil. İnsanlara yönetik kolayca si- lah kullanıvor. Silah kullan- ma. çağdaş demokratik top- lumlarda kullanılan bir _\ön- tem değildir." İstanbul Milletvekili Ah- met Güryüz Ketenci ise olay- lara ilişkin, "üniformalı te- rör örgütierinin 1 Mayısala- nına sokulması dev letin za- afidır" yorumunu yaptı. DİSK Genel Başkanı Rıd- van Budak da ziyaret sırasın- da yaptıgı konuşmada. u Bu ülkeyi vönetenler bilmelidir ki demokratik ülkelerde po- lis silah kullannmor. İşteAI- mam a'daki ola\ lar. Hiç kim- sesiiah kullanmavı haklıgös- teremez" diye konuştu. ÖDP Merkez Yüriitme Kurulu'nca dün yapılanya- zılı açıklada. hükümetin. olaylan gerekçe göstererek iilkenin özgiirleşmesi ve de- nıokratikleşmesi yerine bu- 1 Mayıs oiaylannda polisin göstericilere karşı silah kullanarak ölümlere neden olması tepkhle karşılandı. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL) güne kadar siirdürülmüş olan "baskı ve şiddet politikala- nnı"arttıımaeğılimi içinde oldugu belirtıldi. Açıklama- da *"ODP, 1 Mav ıs sonrasın- da çıkan havayı bahane ede- rek emekçilerin demokratik haklarının ortadan kaldınJ- ması girişimlerinin karşısı- na tüm karaıiılığıvla çıka- cak. tüm ö^gurlük ve demok- rasi isteyenlerle. toplumsal muhak'fet dinuınikk'ri) le bir- likte hareket edecektir** de- nildı. Emek Partisi Genel Baş- kanı Levent Tiizel dc yaptı- gı vazılı açıklamada. "de>- letin Kadıkö>'deki saldırgan tutumunun" emekçilenn 1 Mayıs'ı kutlamalannı engel- leyemediğini sa\ undu. Tüzel. "Çeşitli sol gruplann sorum- suz tutumlarının 1 Mayıs*a gölge düşürmeve yetmediği- ni" belirtirken ".\ncak.emek- çi sınıfların haklı talepieri- nin gölgelennıesi için vetetii malzeme \e gerekçe sağla- dı~ dedi. 1 Mayıs olayları sırasında hasara ugrayan işyerlerini zi- yaret eden İP İstanbul tl Baş- kanıTuran Ö/Jü. bu saldın- nm sadece işyerlerine değil, emekçi hareketine. Türkiye bayrağına ve lstiklal Mar- şı'na da yapıldığını söyledi. Ankara Biiromuzun ha- berine göre Demokrasi ve Barış Partisi Genel Başkanı Refîk Karakoç vayımladığı mesajda.Türkiye'nin I Ma- yıs'ı resmi bayram olarak kutlamayan ender ülkeler- den biri olduğuna dikkat çc- kerek "Hükümetlerin bu tu- tumu,şRJdeti da\ et etmekte- dir" dedi. Clkenıngelirda- ğılımındaki büyük adalet- sizliğin her toplumsal olay- da şiddeti Öne çıkardığını \urgulyan Karakoç. Türki- ye'de demokrasi ve hukuk sisteminin işlemediğini kay- dettı. Türkiye Sosvalist Işçı Partisi (TSlPıtarafından >a- pılan yazılı açıklamada. 1 Mayıs kutlamalan sırasında çıkan olaylann güvenlık güç- lerininveişçısendikalannın uvmazlığının bir >>onucu ol- dugu savunuldu. Polisin her olayda silahı- na davranmayı alışkanlık ha- line getirdıği belırtilen açık- lamada. "Bunların kimliği araştırıldığında, ucu kesin- likle faşist \eşeriatçı kuruluş- lara çıkacaktır" denildi. On yılda 9 bin polis ceza aldı Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan 15 bin polis ve amiri hakkmda 10 yıl içinde görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle soruşturma açıldı Meslekten men edilenler Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Işleri Daire Başkanlıgı yetkililerinden alınan bilgiye göre. soruşturmaya ugrayan polislerin çoğunluğu istanbuFda görevli. 2 bin 853 polis de meslekten men edildi. EVİN GÖKTAŞ ANK.\RA - Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan 15 bin polis ve amin hakkında 10 yıl içinde görevlerini kötüye kullandıklan gerekçesiyle soruşturma açıldığı. suçlu bulunan 9 bin polis ceza alırken. bunlardan 2 bin 853'ünün meslekten men edildiği bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Işleri Daire Başkanlıgı yetkililerinden alınan bilgiye göre. soruşturmaya ugrayan polislerin çoğunluğu İstanbul'da görevli. Yetkililer. 1995 yılı içinde 1994 yılından devreden 117 adet dosyaya ek olarak genel müdürlüge iletilen 1000 adet dosyayla birlikte 111 7 adet dosyadan 1024'ünün karara baglandığını. 93 dosya üzerinde işlemlenn devam ettığini belirttiler. 112 emniyet müdürüne ceza Karara bağlanan dosvalardaki çeşitli suçlamalardan dolayı geçen yıl 1074 personele çeşitli cezalar verildiğini kaydeden yetkililer. aynı yıl içinde 463 persone! hakkındaki suçlama kesinleşmediğinden ceza yoluna gerek duyulmadığını söyledıler. Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri. ceza alan personelin. şu suçlardan dolayı yargılandıklannı belirttiler: "Kasten adam öldürme. zimnıet, irtikap. rtışvet. ihtilas. hırsızlık, dolandıncılık. sahtecilik. kalpazanlık. emniveti suiistimaL valancı tanıklık, il'tira. ırza geçme. ırza tasaddi, sarkıntılık, kaçakçılık, efrada suni muamele. göreti kötiive kullannıa. görevi ihmal, sivasi ve ideotojik suçlar. yöreve sarhoş gelmek, meskûn \erde silah atmak. amir \e üstüne darp te hakaret. genel ve itTetsiz kadınla ilişki, amirin emrini vapmanıak. görevi terk >e memurlukla bağdaşmayan hareketlerde bulunmak." Çeşitli suçlardan dolayı 1995 yılında 112 emniyet müdürüne meslekten men. uzun ve kısa süreli durdurma. aylık ke;-me. uvarma \e kınama cezalarının verıldiğini ka>deden yetkililer. avnı v ıl içinde idarenin eylem ve işlemlerınden dolayı Danıştay'a 3 bin 173 da\a dosyasımn açıidığmı. bunlardan 1672'sinin karara baglandığını. kalan 1501 dosya ile ılgili incelemelerin sürdüğünü anımsattılar. Yeîkililer, örgüfte halen 154 polis başmüfettişi \e müfettişinin bulunduğunu, 1995 yılı içinde bunların yaptığı dene;ımlere karşılık 1 milyar 576 milyon 425 bin lira para ödendiğini aktardılar. GöRÜŞ CUMARTESİ * YAZILARI i ATAOL BEHRA31OĞLU 1 Mayıs Gözlemleri 1977'de Taksım Alanı'ndaki kanlı 1 Mayıs'ı yaşayarv lararasındaydım. Yaklaşıkyirmi yıl sonra Kadıköy'de- ki kanlı 1 Mayıs'ı yaşadım. Demek ki kan dökülmesi bakımından -ölü sayısı dışında- değişen bir şey olma- mıştı. Buna karşılık ıki 1 Mayıs arasında bazı farklar vardı. Benim özel yaşamımla ılgili güzel bir fark,' 1977'den iki yıl sonra dünyaya gelecek olan kızım Banş'ın, 1996 1 Mayıs'ına, 17 yaşında bir genç kız olarak, babasıyla birlikte katılmış olmasıydı... (Kızım, benım onayımı da almakla birlikte, tümüyle kendi ka- rarı veseçimiyle. 1 Mayıs'ta ÖDP saflanndayeraldı...) Yıne benım özel yaşamımla ilgilı, fakat güzel olmayan bir fark. 7O'lı yılların 1 Mayıs'lannda TYS flaması al- tında görkemli bir kitle oluştururken. ayın flama altın- da bu kez sözcüğün tam anlamıyla üç beş kişi kalmış olmamızdı... • • • 70'li yılların 1 Mayıs'larıyla 1 Mayıs 1996 arasında herkesin kolayca gözlemleyebildiği en önemli fark ise 0 yılların 1 Mayıs'larındakı coşkulu ve disiplinli işçi topluluklarının yerini. 1 Mayıs 1996'da, yaşları yirmi- nin altındaki gençlik gruplarının almış olmasıydı. Sen- dıka yürüyüş kollarının yanı sıra başta sosyal demok- ratlarınki olmak üzere siyasal partilerin çeşitli meslek birliklerinin kortejieri de gençliğin bu uçsuz bucaksız istilası önünde ufalmış. görünmez olmuştu... Bu ba- kımdan, 19961 Mayıs'ını ışçibayramı olarak degil, bir gençlik hareketi olarak nitelemek yerindedir... ; • • • 1977'deki cınayetı ışleyenlerın bulunduğuna, ceza- landırıldıgına ilışkın bir bilgım yok. Sular Idaresf nın da- mından barışçı kalabaltğın üstüne ateş açarak panik yaratan, onlarca kişının kurşunlarla, kargaşada ya da panzerlerın tekerleklerı altında ezılerek ölmelerine ne- den olanlar kimlerdi? Aynı soruyu bırkaç gün önce iş- lenen cinayetler için de sormak gerekiyor: Gösterici topluluğu içınden ateşli silah kullanıldığına ilişkin bir veri bulunmadığına göre bu topluluğa neden. hedef gözetilerek ateş açıldı? Otomobil galerisindeki milyar- îık araçların, banka vrtrınlerı ve bankamatiklerin par- çalanmasına gözyaşı döken TV'lerimiz ve renkli ba- sınımız, bu soaıyu acaba neden sormuyor? Insanla- rın başlarından, kalplerinden vurularak öldünülmeleri, milyarlık arabaların ya da bankamatiklerin parçalan- masından daha mı az önemlidır? TV haberlerini ızler ve gazetelerdeki yorumları okurken bu sorular ıçimi daralttı ve kusacak kadar bulandırdı... 1 Mayıs 'sınıfsal' bir bayram günüdür... Emegın göv- de gösterisi, eskı bir deyimle 'iman tazelemesı'dnr... • Bu anlamda. içinde bir 'şıddet'\ her zaman barındırır, barındıracaktır... Fakat bu 'banşçt bırşıddet'lir... Eme- gin topluma ağırlığını koymasıdır... Disipliniyle, coş- kusuyla, görkemiyle. ait olduğu toplumun kültür de- ğerlerine sıcak yaklaşımıyla, ülkeyi yönetmeye hazır olduğunu, yetenekli olduğunu kanrtlamasıdır... 1977'de Taksim Alanı'nda kana bulanmadan önceki 1 Ma- yıs'lar bu yönde atılmış adımlardı... Ve zaten 1977'de işlenen cinayetin açıklamasını da başka yerde arama- ya gerek yok... Her yönden ve her türden kışkırtma- ya açık, binbir parçaya bölünmüş, yadırgatıcı görün- tülere bürünmuş. büınçten çok içgüdüyle, kör bir öf- keyle hareket eden fraksıyonlar; acz içindeki sendi- kalar, bölünmüş ve ufalmış sol siyasal partiler ve ha- reketlerle yine Istanbul'daki 1996 1 Mayıs'ı ise; sayı- sı yüz bine ulaştığı söylenen kitlesıne rağmen, eme- ğin gövde gösterisi olmaktan çok uzaktı... Bu da ma- dalyonun öteki yüzüdür... Polis örgütü 'taraf değıl toplumun ayrım gözet- meksizin güvenliğini sağlamakla görevli 'tarafsız' bir kurum konumuna getırılmedikçe; ülkeyi kemiren hır- sızlık. ahlak çöküntüsü ve yozlaşmanın, girtikçe per- vasızlaşan toplumsal adaletsızliğin kitlelerde ve vic- dan sahibi herkeste yarattığı umutsuzluk ve öfke yo- ğunlaştıkça; ülke çoğunluğunu oluşturan gençlik kit- leleri çağdaş eğıtim olanaklarından, gelecek umu- dundan yoksun bırakıldıkça; çağdaş düşünceyi ve örgütlenmeyi engelleyen. cezalandıran yasaklar sür- dükçe; aydınlar. yazarlar. sanatçılar, korkudan ve edil- genlıkten sıyrılarak emeğın yanında kararlılıkla yer al- madıkça: emeğin savunucusu örgütler, partiler, birle- şik bir güç olmadıkça kargaşa ve şiddet ortamı de- vam edecektir... Çığ gibi büyüyen toplumsal muhale- fetin kaynaklarını bu gerçeklerde değıl, kuşkusuz yi- ne gerçek olan 'kışkırtma' ya da 'dış mihrak'laröa ara- mak: bugün bu muhalefetin kışkırtmaya ve hataya açık, fakat en atak gücü olarak ortaya çıkan gençlıği polis kurşunuylaöldürtmek. sindirmeyeçalışmak, ko- rohalindebırdüşmanhğınhedefidurumunagetirmek; çözümü baskı yöntemlerini şiddetlendirmede gör- mek, öncelerde de defalarcadenenmiş, beklenen so- nuçlan vermediği görülmüş yaklaşımlardır... istanbul 1 Mayıs'larını geleneksel caddelerinden, geleneksel alanından kopararak Kadıköy'e hapsetme gırişimi; 'so/'un bütün dünyada yeniden atağa kalktığı bir dö- nemde 1 Mayıs'lan kırlarda kutlatmak ya da tümüyle ortadan kaldırarak "yerli işçi bayramı' icat etmek ça- baian: emekten yana bütün güçlerın dayanışmasını sim- geleyen bu evrensel günü dar anlamda bir 7şç/ bay- ramı 'na indirgeme yönündeki sığ ve konformist anla- yışların savunuculuğu ise akıntıya karşı kürek çek- mekle eşanlamlıdır... Doç. Dr. ÎNT UR ALKIŞ /Mimar Sinan Ünhersitesi Öğretim Üyesi Kadıköy olaylan, 1 Mayıs kutlamalan ve olan- lann tümü, gecekondu sorunudur... Gazi gibi, Ümraniye gibi... Kadıköy olaylan, şiddet, kin, linç ve yağma yüklüydü. Kadıköy olaylan, ge- cekondunun yeni bir patlamasıydı. Gecekon- du sorunlanna çözüm bulunamadığı sürece, kondulu, önce bireysel suç ömekleri ofan hır- sızlık, fuhuş gıbı, sonra sorunlann artmasıyla gi- derek tepkılerini daha açık, toplu ıfadelerle; kente siyasal daıjiga vurma gibi. terör olaylan gibi ıfade etmıştır, edecektir. •'Gecekondu Iktidar Olacak" dedik oldu. "Kentlerin Siyasal Geleceği" budur dedik or- tada, "Siyasete GecekonduDamgası"n\ 22-28 Ocak 1995'te Cumhurıyet'te yayımladık. ola- cakları yazdık. Gazi olaylarını yaşadık. "Ga- zi'nın FıtiliAteşleniyor" dizisi, gazeteci arkadaş- larımızca ne yazık ki yazılmak zorunda kalındı. "Gecekonduda Din ve Terörün Geleceği" 1 Mayıs'ta Kadıköy'de hortladı. Özellikle son yülarda ülkemizde, ekonomıde- ki liberalleşme ve makro çözümler üretılmesi sonucunda, ekonominin insan için değil, insa- nın ekonomi için olduğu görüşü ağıriık kazan- mıştır. Insanın ikincı plana atılması, devlet po- litikası haline gelmiştir. Bunun sonucunda. za- ten att limitlerde yaşayan ihmal edilmiş kitlele- rin yaşaması neredeyse olanaksızlaşmış, yarın güvenceleri ise hiç kalmamıştır. Gecekondulunun köyden gelirken getirdıği kültür, kente uyum sağlayamamıştır. Kentte doğanlar. konduluyu bir arada tutan köy kül- türüne ve içinde yaşadıklan kent kültürüne ya- bancıdırlar. Kondudaki kuşak çatışmasmda, yaşlı baskın çıktığında, köyün feodal yapısı; genç baskın çıktığında ise özenti ağır basmak- tadır. Iki kesim de kötü ekonomik koşullardan dolayı uç sağ ve sol sıyasetlere örgütlenme potansiyeli sağlamaktadır. Ikisinin ortasında kalan kent yaşamıdır. Siyasi örgütlenmeler dı- şında bıle bireysel şiddet hızla artmaktadır. Bu yüzden gecekondular hızla klasik gecekondu kültüründen gettonun terör baskın yapısına doğru kaymaktadır. Bu şekliyle, beklentı ve ih- tiyaçlarının sömürülmesiyle kentsel ve ülkesel şiddet olaylarına siyasi örgütlenmeler yoluyla yönlendırilmektedir. 1994 sonrası, özel tele- vizyon kanallanna gecekondu gençlerine yö- nelik oyun, dans türü izlenceler yayınlatma si- yasası ise tutmamış, oldukça az bir kesim sis- tem içine çekilebilmiştir. Köyden kente göç eden, ihmal edilmiş kit- leler ilk önce kent dokusunun dışında kalıp, sonra da nicel artışlanyla bu dokunun nıtelığı- ni değiştirmişlerdir. En çok soruna sahıp olan bu toplumsal kesit, kentlileşemediğınden köy- den beraberinde getirdıği feodal kültürie ken- di yaşamlarında pek bir şey değıştırmeyecek- lerini düşündükleri için şiddetle dolup taşmak- tadırlar. Kent, gecekonduluyu asimile edeceğine, ge- cekondu kültürü gıderek egemen kültür haline gelip kentı asimile etmektedir. Bunun sonu- cunda kentler. kent-köy arası çarpık bir yapı- ya dönüşmüştür. Alt ve üstyapı sorunlannın İlgilisine Açık Mektup...çözülememesi, burada hoşnutsuz, marjinal. eğitimsiz, potansiyel tehlike yaratabilecek, her türlü yönlendirılmeye hazır bir toplum oluştur- muştur. Bu toplum, kentteki yüzde 65'lik payıyla si- yasi tercıhte de belırleyicı olmuş, gecekondu denen eskinin marjinal kesimi, ariık kent gene- line yayılmış ve marjinallikten çıkmıştır (Alkış, 1994. S. 9). Günbegün artan enflasyon ve ekonomik so- runlar, bu kesimde bulunan eğitimsiz, işsız, kent genç nüfusunun en büyük dilimini oluştu- ran gecekondu gençlerınin gelecek beklentıle- rini öldürmektedir. Bunun en açık delili, Kadı- köy olaylarındaki yağma olgusudur. Varlıklı ol- mayı özendiren her türlü uyarıcının olduğu bir brtamda, değer yargıları da köşe dönmeden ya- na olursa, köşe bulmak için hiçbir fırsatı olma- yan bu kesim, toplu bir olayda eskiden kalan utanma duygularını da topluluk olmanın getır- diği güvenle atar ve yağmalar. O anı yaşayan ınsan için artık her şey geçerlidır. Araştırma görüşmelerinde yaşlı bir gecekondulu ışçının özetıyle "Aç ınsan, fınnyıkar". Gecekondularda çok geç olmadan gereksı- nım saptama çalışmaları yapılıp ulusal proje- ler yaşama geçınlmelıdir. Medya kullanılarak ge- cekondulunun anlayacağı şekılde demokrasi eğı- timı verılmelıdir. İhmal edilmiş kıtlelerden olan gecekondu halkına, eğıtim düzeyı düşük yetiş- kine uygulanan öğretim tekniklerinden demost- rasyon. dramatizasyon gibi göze-kulağa deği- nen tekniklerle ulaşılabilır. Gecekondu. çok uzun vadeli değişmeye dı- rençli ulusal politikalarla yaklaşılacak ve böy- lece çözümü olası duruma gelecek bir sorun- dur. Gecekonduluya üstyapı kurumu olan eko- nomide kentsel ışbolümünde gelmesi gereken yeri; eğitım kurumu aracıiığıyla, gelir getıricı projeler ile sağlamalıyı^. Kondulunun kentsel ışbolümünde yer alabıl- mesi için, bir işte çalışma. işte ılerleme. iş de- ğiştırme ve ek gelir kazanmaya yönelık mesie- ki eğitim gereksinimleri. gelir getirici projeler ka- nalıylagıderilmelidir. Gecekondulunun gelir dü- zeyıni arttırıcı, yaşam düzeyıni yükselticı. gelir getirici projeleri devreye sokmadıkça demok- rasimiz yumuşak kamını hiçbir zaman koruya- mayacaktır. Demokrasi. insanın ve toplumların gelişebil- meleri için varoluştan berı bulunmuş en iyi sı- yası sıstemdır. Buna rağmen. sağlam bir eko- nomıye ve hakça paylaşmaya dayanmadığı sü- rece bir anlam ifade etmediğı gibi uzun ömür- lü de olmaz. Ekonomi ınsan ıçindir. Üstyapıda- ki insan haklan ve ozgürlükier konusu. hakça paylaşım olmadığı, ekonomiye yönelık yeni se- çenekler üretılmediğı sürece. maddı temellerı- ne oturmayacaktır. Bütün çözümler, demokraside vardır. Ge- reklı ulusal bütünleşmeleri. dengeleri demok- rasi içinde kullanmak. demokrasiden kesinlik- le ödün vermeden. demokrasıyi korumak ge- rekmektedır. Bunun dışındakı bütün çözümler, kısa ve uzun sürede yalnızca çözümsüzlük üre- tecektır. Genç demokrasımızin bu büyüme sı- navını verme zamanı gelmiştir. Sorunlar. gormezden gelındığinde. her ge- çen gün büyuyerek karşımıza çıkacaktır. Bu- nun sonucunda halkımız, yavaş yavaş sempa- tızan, sempatizanlar da kemikleşmiş kadrolar haline gelecektır. Şunu görmeliyiz: ulusal eko- nomının insan unsurunu yok saymaya devam etmesi ve ınsana hak ettiği önceliğin verilme- mesı sonucu ne yazık kı şımdı ıktıdara talip olan değışmıştır: şiddet, ıktıdara taliptir. Gecekonduluya üstyapı kurumu olan ekono- mıde kentsel ışbolümünde gelmesi gereken yeri; eğitım kurumu aracıiığıyla. gelir getirici projeler ile sağlamalıyız. Ekonomiyi eğitim ku- rumu aracılığıyla devreye sokmazsak, yakında bunun faturası Türkiye'de yaşayan herkese çı- kacaktır. Hesapsa hiç de ucuz gelmeyecektir. Yaşamını kaybeden ve yaralanan insanlarımı- zın yanında son derece düşük, ancak zarar gö- renler için oldukça yüksek; medyanın söyledi- ğıne göre 300 milyarlık parasal zararın devlet- çe karşılanması elbette olumiu bir davranıştır. Sorunlar. sorun olmadan çözülememıştir. 300 milyar ile Kadıköy'deki o topluluğun önemli bir kesımı, halk eğıtımle ış sahıbı yapılabılırdı. Ama bu aşamada da şeker var. un var, su vardır. Biz aydın kesim olarak helva karmaya şimdi hazır olmazsak ne zaman ojacağız ki!..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear