25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 MAYIS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Modern Dans Topluluğu, en sıradışı en yürekli ve erj dinamik kurum olma özelliğini sürdürüyor Postumuza postmodertııst bir bakış R A N A E V C İ M MDT (Modern Dans Topluluğu). Dev- let Opera ve Balelen bunyesındekı en sıra- dışı en vureklı \e en dınamık kurum olma ozellığını surduruvor Boylesıne "a\ant- garde" bır toplulugun de\ let bunyesınde yaşajabılıvor olması Turkıve'de egemen olan sanat polıtıkasının daha lıberalleştıgı- nı. eleştınve daha açık bır hale geldıgını mı gosterıvor' Yoksa gorduğumuz gelışmış ulkelerdekı bır sanat turunun ozumsenme- den taklıt edılmesınden mı ıbaref MDT nın yaratıcı \e uvgulayıcı sanatçı kadrosunun yaptığını ozumsememış olma- sı olası değıl En azından ılk gostensı nı- san ayinda -\nkara'da gerçekleştırılmış olan "Post"un program kıtapçığına dıkkat- lebakarsanız gerek toplulugun yapısı ge- rekse hedefledığı >ol bakımmdan oldukça bılınçh oldugunu anlamanız zor otmaz Her şeye ragmen. MDT devlete bağımlı burokratık bır kurum olmanın sıkıntılannı da hıssetmek zomndadır Orneğın. yonetı- cılık koltuğunun hantallığından ve polıtı- kanın vozluğundan olumsiız etkılenen ba- zı yetkılıleı MDT'nın yapıtlanndaolupbı- tenlerı ka\ramakta zorlanınca, modern dansla ılgılı bılgılerını arttırmak zorunda kalabılırler ama başvurdukları kaynaklar veterınce avdınlatıct olmayabılır De\let kurumlannda ışleyen bılgı kavnağı dedıko- du sıstemıdır. bılımsellık değıl Bu degısır- se. aydınlanma yolunda bır devrım olur. aksi takdırde. kurtların yedıgı yapı çok- mekten kurtulamayacaktır Bu açıdan MDT'nın varlıgmı \eçızgısını koruyabıl- mesı bıraşama sinavı nıtelığındedır Geleneksel Tiirk sanat müziği ile modern dans koregrafîsi "Rost"un ılk gosterısının yapıldığı gun Ankara'dakı opera bınasi.yuklenmts oldu- ğu misyonun ağırlığına karsıt bır rahatlık \e dogallık ıçındeydı Seyırcılerle sahne arkasının oldukça ıç ıçe duzenlenmis oldu- ğu bu tanhı. sev ımlı yapı. mıman ozellık- lerıneyenıbıryorumgetırırgıbıydı Seyır- cıler gostennın başlamasına onbeş dakıka kala ya\aş vavas yerlennı alırlarken sah- nede onceden yerleşmis olan klasık Turk muzığı grubu taksimıne başlamıştı bıle Boylece gosten dunyası ıle gundelık, do- gal va^am arasındakı çızgı olabıldığınce şeffaflaştırılmiijtı Tek tek \eya kuçuk gruplar halınde sahneye gelen dansçılar yerlesmekte olan >ey ırcıy le ay nı paralelde gıbıvdıler Kostumlen de olabıldığınce sı- radan ve ayrıntılardan arınmıştı Turk sa- nat muzığının çağrıştırdığı zaman dılımı- ne. tıpık bırOsmanlı kahvesını anımsatan dekora karşın elınde pet şışesıyle sahneye gelen, rahatça yerını alan dansçılar. tıpkı seyırcılergıbı muzığı dınlemeyebaşladılar Pet şışe çagının kımlığı karısmıs. kulturel bırıkımı bulanmış gençlerı. Bevhan Mur- ph> "nın gözlüğunden kendılerını dınleme- ye başlamışlardı Geleneksel Tiırk sanat c\ç/ eşitli sosyo - kültürel özelliklerin davranışlan, beden kullanımını nasıl etkilediği ve bunun bir koregrafi malzemesi olarak kullanılması açısından "Post" gerçekten yürekli, aynı derecede de sempatik ve hicivli bir görüşü ve gözlemi yansıtıyor. Murphy'nın derın ruh gözlemını ve bunu dans dılıne aktarışındakı ustalığı vansıtı- yordu "Nefes" sözcugunun gerek muzık- te. gerekse gunluk dılımızde çağrıştırdığı anlamlar. gerçek bır nefes alışla dansta bu- tunleşıyordu Fplitikacılara dokunduran hicivli anlatun muzıgı ve Osmanlı kulturu bır modern dans koregratının elıne geçerse ne olur' Kalıp tanımaz modern dans sanatına uygun bır şekılde tarıhe bakan at gozluklerı pa- ramparça edılıverır \e ılk kapı açılır. gos- tennın ılk dansı bovle başlar 'Post', 'kapılar' temasıyla zenginleşiyor Evet "post" sozcuğunun Ingılızce. La- tınce ve Turkçe anlamlarının çagrışımla- nyla ovnayarak oluşturulmuş bır dızı siır- sel anlam orgusunun yanı sira •'Posfu zengınleştıren bır tema da "kapılar". ka- pıların sozel kultunımuzde ozel bır yerı var ^samadıgımızbagnazlıklan.engelle- ıı. kıramadıgımız kalıplanmızı ve ozgu- veneksıklığımızısımgelıyorlar "İçkapı", "baş\uru kaprsı". "rûş>et kapısı". "dilen- me kapısı". "açık kapı" gıbı kulturumuze ışlemış terımler "A»st"un arasıaa serpıştı- rılmışkapı temaları Bunlaraynca bırmekândan dıgenne. bır konudanotekınegeçiijidesaglıyorlar "Ha- remlik" ve "Setamlık" bolumlerıyse ger- çekten earpıcı bırdavranis vc kışılık goz- lemını yansıtıyor Çeşıtlı sosvo-kulturel ozellıklenndavranışlan. beden kullanımı- nı nasil etkıledıgı ve bunun bır koregratı malzemesi olarak kullanılması açısından "Post" gerçekten yurekl ı. ay nı derecede de sempatik ve hıcıvh bırgoruşu ve gozlemı yansıtıyor Sahnede ızkdığımız yalnızca Bevhan Murplıv 'nın bıreysel zekâsı ve becerısı de- ğıl her dunsçının avrı ayrı kafa yorduğu. grup çaiısmalarıv Ij pckıştırdığı. gecelenn gunduzlere katılarak emek verıldığı bır eserle karşi kaisivavız Ozellıkle Kelh Parslej ııı doga<,lanu çalışinalarının \ara- nnın ve ctkisının hıssedıldıgı bu eser. bır- bırınegırgın. huzurluçalıı>an bu ekıbı yan- sıtıyor Bu açıdan Mıırphy'ı yalnızca ko- regıaf olaıakdcğıl basarılı bır sanat vonet- menı olaıak da kııtlamak gerek Muge Guleşen. \\ D F nın gerçekten go- z« batan. ıııhundakı enerjıyı gozleıınden tırnak uçlaıına kadar her noktada bılınçle ve guçle kullanan bır dansçısı "Dumanlı Dağlar" adlı bolunıde deneyımlı sjnatçı YcnerTuran'la bfrlikte sergıledıklerı dans. Mısır kokenlı caz ustası Rabi Abu Ha- lil'ın mûzığı uzerıne kurulmu^ olan "Post" bolumunde ~postukaptırmak"devımı ıle "koltuğu kaptırmak" arasındakı guncel anlam benze^mesınden yola çıkılarak. ozellıkle pohtıkacılara dokunduran bır hı- cıvlı anlatım vardı Mayıs ayı ortalarında Ankara Dev let Opera ve Balesı sanatçılarının yalnızca meclıs uyelerıne açık özel gosterıler yapa- caklarını duydum Klasık bale eserlennın yanısıra MDT'nın "Posfunu da ızleıne şansları olsaydı. Murphy "nın bazı mesajla- rı tam hedefıne ulasmıs, olurdu "Kösem Sultan"la ılgılı bölumdeyse. tanhle ılgılı soylemleryaldızlı pullanndan arındınlmii). sarayın ve ıktıdarın boyundu- rugundakıkadınınıçdünyasınadoğurubır ke^ıfgezısı baslatılmıstı Uğunım Özor- han ve De\rim İleri'nın basarıyla sergıle- dıklerı bu bolum. "Pos^un basın bultenın- dekı $u çarpıcı mesajı cıddıye almamızın ne kadar yasamsal bır onemı oldugunu du- şunduruyordu "Gelenegi bilinçli olarak de> ralmak-^ekcek için alternatifler sun- mak._gerçekliğimLzi ka\ramak_.\a o. \a bu >erine, hem o, hem bu demek." "P9st*'u yalnızca bır toplumsal analız ve eleştırı olarak gormek de yeterlı değıl Çûnkuherbölümdebıreysellıkvetqplum- sallık arasındakı o temel çelıskı. kendını arayan ınsanın geleneğını ve külturunu ta- nımadan sorgulamadan yol alamayacağı gerçegı karijimıza çıkıyordu Geçmışle bagları koparılmış. Osmanlılıgına kustu- rulmuş bır toplumuz bız Bu kopukluk ve yasaklılık yuzünden a^agıhk kompleksle- rı ıçındeyız lyı ve kotu yonlerıvle kabul- lenılemeyen bır geçmı^. ıçımızde tutsak kalmıs bagnazlıklan aşmamıza yardımcı olamaz Komplekslerın ozgüvene donus- mesı. geleceğın aydınlanması ıçın Doğu- Batı kışılığımızt olduğu gıbı tanımaya ve sevmeyehazırolmamızgerekıyor Fınalde Atatürk'un "10. Vıl Nutku"ndan seçılmış bolümlenn Turk mılletını yureklendırıcı ılerıye vonlendırıcı cümleler olması bır rastlantı değıl "~. bizcezaman «Içusu geç- miş asıriann gpvşenci zıhnivetine gore de- ğil. asnmızın siirat ve hareket mefhumuna gore duşunulmelidir_" Valnız bu -ge\şetı- ci ahnıyeti" y adsıınak yerıne. çok ly ı tanı- mamız gerekıyor Yoksa. geçmı^ın ve ge- leceğın bırbırınden kronolojık bırçızgıyle kopanlamayacağını. zamanın uzaklıgmın bıryanılsama oldugunu gozlemleyen post- modernızm çağında postu sermek tehlıke- sıyle karşı karşıya kalmıs bır toplum ol- maktan kurtulamavız M.S.Ü. Sinema TV Merkezi Klasiklerin gösteıimi sürüyor • Aralık 1995'ten bu yana de\am eden 'Sinema Dünyada 100. Türkıye'de 99 Yaşında' başlıklı gosten programı mayıs ayında da sürüyor. Kiiltür Servisi - Mımar Sınan Ünıversıtesı Sinema- TV Merkezi. Aralık 1995 ten bu yana devam eden 'Sinema Dünyada 100. Türkiye'de 99 Yaşında' başlıklı gosten programını mayıs ayında da surdurecek 'Başlangıcından Güniımuze Tıirk Sinemasından Ornekler'. "Dunva Sinemasından Seçmeler' v e "Okullu Sinemacılar' başlıklan altında 20 fılmın gostenleceğı program, 3-30 mayıs tanhlen arasında pazartesı ve perşembe gunlen saat 16 00 ve 18 30'da olmak uzere ıkı seans halınde ve ucretsız olarak Balmumcuüakı MSL'-Sınema TV Merkezi salonunda gerçekleştınlecek 'Başlangıcından Gunümüze Tiirk Sinemasından Ornekler' basjığı altında 6 mayıs pazartesı 'KuyıT (Metin Erksan). 9 mayıs perşembe 'Arkadaş' (\ılmazGune\) 13 mayıs pazartesı 'Keşanlı K\\ Destanı' (\tıf V ıltnazı. 16 mayıs perşembe 'Vurun Kahpe>e" (Halit Refiğ). 20 mayıs pazartesı 'Otobüs Vokulan' (Ertem Göreç) 23 mayıs perşembe "Linç' (Bilge Olgaç) 27 may ıs pazartesı 'Mavi Surgün' (Erden Kıral). 30 mayıs perşembe 'Kızıurmak Karako>un'(LütfîÖ.Akad) gıbı fılmlergostenlırken aynı tanhlerde 'Dıiny a Sinemasından Secmeler' baslığı altında da Milos Forman'ın 'Hair' John Huston'ın 'Mob> Dick- Deniz Ejderi* Stanley Kubrick'ın 'Lolita' Pier Paolo Pasolini'nın "\Iedea" Sergey Bondarçuk'un 'NVaterloo' F. \\. Murnau'nun 'Son Adam". Alain Resnais'nın 'Hiroşima Se\gilim' Roberto Rosselini'nın 'Ronıa \cikSehir' adlı fılmlen gosterı lecek 30 may ıs perşembe gunu saat 16 OO'dakı 'Okullu Sinemacılar' başlıklı aostende ıse sınemaseverler Özer Kızıltan ın 1994 MSL' TV yapımı *Son Kuşlar da Gitti". Ayla Aksu'nun 1995 MSU TV yapımı 'Dûşler' ve Gazel Kutlar'ın 1995 MSU TV yapımı 'MardiıT adlı yapıtlannı ızleyecekler L'Ikemızde bır Sınematek'ın varlıgını ozleyen sınemaseverlere duyurulur Duvurusu dort savfalık 'Gunce' başlığını taşıvan bir ga/ete olan Ankara l rart Sanat Galerisi'ndeki 'Gunceler' sergısinde hovkcltıraşlar. seramik sanatçılan \e ressamlar biraraya geldi. Her bin farklı olan guncelerden Revvan Somuncuoğlu'nun (yanda) Bosna-Hersek Güncesi ve!stvma Reisoglu Nalça'nın metreterce yazılmış bir metnin dibine verleştirdiği. içinde L ğur Mumcu, Metin Goktepe, Bahnye Lçok Muammer \ksıy\ \ b. ile çok sa% ıda "faili mechul' vazılanvla doldurulmuş iki kutudan okışan entelasyonu (altta). Günlerin çağnsında 'Bir Sanat Güncesi' NEVİN ÜN\LIN ANKARA - Gunce. yaşanılmışlıgın kanıtıdır bence Hep şunu duşunmu- şumdur Hayat mı guncelen uzenmızde kurguluyor, yoksa bız mı hayata gunce- lenmızı dayatıyoruz 1 Bu sorunun yanı- tısanatlayuzyuzegeldığımde~biz" ola- rak kendını belırler Sıradan gunlerde ıse (uretıme donuk olmayan) hayatın akışı- nıngucuuzenmdedonenır Guncegun'e doner. hıçleşır Gunce tutmasak da gunlerını "gun- ce"olarakyaşayansanatçılanneserlerı\- le yuzyuze gelmek. o guncelerın ıç yol- culuğuna doğru duşuncelerımıze yol al- dırniak sanınm "ce" takısız gunlere baş- kaldırmakla eşanlamlıdır O başkaldırış kı sanatçının lıay ata kattığı. denn anlam- lar yukledığı ıçsel yolculukların "ce" (gun-"ce~) durağında sızı karşılamaya hazırbeklemektedır Veterkı buluşmayı goze alın Uzun y ıllar Ankara Urart Sanat Gale- nsı'nın yonetıcılığını yapmış olan Nu- ran Terzioğlu. buuune dek "Portre'", "Nü", "Tutkular. Saplantüar". "Tıyat- ro, Sahne, Oyun", "Ezop'un Dostlan" gıbı başlıklar altında bırçok başanlı ser- gının duzenlenmesıne ımzasını atmış bır yonetıcı Bu defa Ankara'da "Ener- sis"ın galerı salonunda duzenledığı ser- gıyı bızlere "Gunceler" başlığı altında duyurdu Bu duyuruyu da bugune dek alışagelmedığımız bır turde sergının adıyla uygun bır tarzda gerçekleştırme- sı "Gunceler" sergısınınyarına "BirSa- nat Güncesi" olarak da kalmasını sağla- dı Duyuru ne bır davetıye ıdı ne de bır katalog Dortsaytalık"Günce" başlığı taşıyan bır gazeteydı Gazetenın ıç say- faları bu sergıye katılan 24 sanatçının "günce" konusuy la ılgılı goruşlerıneay- nlmıştı Elbette bu gunceler sanatlany- la koşut olarak açıklanıyordu Bazılan ıse "Benim guncem eserimdir"deyıp açıklamay ı sanat eleştırmenlerıne bırak- mıştı Terzioğlu, bu sergıyı duzenleme fık- rının nasıl doğduğunu gazetede şoyle açıklıyordu "Bu yıl Enersis'te açılacak olan sergi için tema seçerken 17. yuzyıl- da Osmanlı doneminde tutulan gunceyi konu alan bir doktora tezinden esinten- dim. Güncenin tarihinin. yazınınki ka- dar eskiyedayandığını bilmem savunabi- lir miyiz? Ancak gûncelerin edebhatı, politikay ı. hatta tarihin akışını bile etki- ledikleri gözlenir. Ortaçağın skolastik ve otoriter anlayışına tepki otarak gelişen, insanın biçimsel ve ruhsal değericrini, tenkitçi bir bireyciliği ortaya çıkaran Ro- nesans hareketinin doguşunda bile gunı- şığına çıkan gûncelerin etkisinden söz edilir. Fransızcada günce anla- mına gelen " j o u r n a l " sözcüğünün daha sonra- ları gazete anlamında da kullanıl- ması dikkat çekicidir. VI e d y a n ı n sosval bir gunce niteliği de taşıması görüşünden hareketle bu sergi için davetiye kartı ve katalogyerine bir gazete sayfası hazırlamav ı seçtim. Sa- natçının uretimi de bir çeşit gunce olarak değeıiendirilebilir pekala. Gunce bir ya- zın tiırü, ancak sergide günce ile ilgili farklı yorumlar görsel malzeme ile orta- ya konuluvor." Sergıye katılan sanatçılann gunceye bakış açısı nasıldı' Işte bakışlarından kı- sacık alıntılar Jale Erzen: Yeryuzu ve evrenın son- suzluğu yaşananlann ızlennden başka nedır' Yaşam ız sürüyor, ızler yaşama donuşuyor Sanat ve yaşam bırbmnıboy- letamamlıyor boyle benzeşıyor Haya- tımın ızlen derınleştıkçe gunceler ço- ğaldıkça. bukarşıtlıklarbambaşkaonem ve anlam ıçerıvorlar Gerçekten butun ızler yeryuzunc çızılmış sulara yazıl- mış. ruzuâra soylenmış resım. şıır. şar- kı Fatma Tülin Oztürk: Guncedekı ızle- nımler hepsı hepsıbırgelıp-geçenın bı- raktığı ızler Debussy'vı anarak soyle- yecek olursjk Karda ayak ızlerı Vor- ğo Seferis, 1944 Reyyan Somuncuoğlu: "Bosna-Her- sekGuncesi" P.ırçalanmiscesetler Ke- sılmışorganlar kulak. burun. el kol ve ınsan kafaları Kurşunlanmış çocuklar iffetıneel atılmışkadınlar Bombalanmış camıler Burasi Bosna-Hersek Avru- pa'nın ortasında bır ulke Avrupa soykı- nmındanbenhıçbırşey oğrenmedı Bos- na'da olanlar Hitler'ın olumunden son- rakı zafendır Meriç Hızal: 43'te Istanbul'da doğdu Çızmekveboyamak sonradauçuncuve de dorduncu boyut yaşam tutkusu oldu Ikı kere aııne olduğuna sevındı Bazı ınandığı ınsanları ve dostlarını kaybettı Onlara kırmızı nuller karanfıller adadı Kalanları yıtırmekten hep korktu Yap- tıklan ıle 10 kez dostlar karşısına çıktı 70 kadar karma sergıye. kaslan sızlıya- sıya sempozy umlara katıldı Toz. toprak ıçınde (guleç. meraklı. kocaman guzel gozlen onunde sokak çocuklannın) Arzu Başaran, Balkan Naci İslimveli. Vav uz Tanyeli, Canan Dağdelen, Rey y an Somuncuoğlu, Jale Erzen, Fatma tülin Oztürk, Emre Zeytinoğlu, Can Goknil, Nurcan Giz, Ahmet Mûderrisoğlu, Vliı- şerref 2^e\tinoğlu, Hayriye Koç, Meriç Hızal, Murat Morova, \IpTamer Ulukı- lıç, Barış Eren. Sümbul Eren, Aydan Baktır. Ferhan Tay lan Erder, Hale Arpa- cıoğlu, Sey ma Reisoğiu Nalça, İsmet Er- gün, Zeynep Perinçek... 6 mayısa kadar surecek "Gunceler" sergısı. heykeltıraş- ları. seramik sanatçılannı. ressamları bır araya getıren bır sergi oldu Her bınnın güncesi farklıydı Gunce- lennın ortak yonu coşkuy du. duşünmey- dı, emektı. kendını ıfade etmek. varolu- şun ızını kazımaktı Şeyma Reisoğiu Nalça'nın metrelerce yazılmış bır metnin dıbıne yerleştırmış olduğu sıyah kartondan. tekerleklı ustu açık ıkı kutuya bakakaldı gozlerımız Kutunun bınnın ıçı ısımlerle doluydu Lğur Mumcu, Metin Göktepe, Çetin Emeç, Bahriye İ çok, Muammer Aksoy vd Dığen ıse çok say ıda "faili meçhul" yazılarıyla doldurulmuştu Nalça'nın enstalasyon çalışması bızı aynı guncede buluşturdu Balkan Naci tslimyeli uç eserle katıl- mıştı sergıye "Gizli Bılgiler" adlı ese- rınde ıçıçe geçmış, aralıksız. okunama- yan kalıgrafık tattakı yazısı. ınsanoğlu- nun belırsızlık taşıyan alınyaztsının so- mutlaşmış bır gondermesıyle bızı yuz- yuze getırdı Evet. herbınayn bıroykuydu Bızım- le kesışen noktalanyla çoğalan Çoğal- dıkça topluca söylenen bır şarkıya donu- şen Erzen'm dedığı gıbı, sulara yazıl- mış. ruzgâra soylenmış resım. şıır. şar- kı Izlerı ıse belleklerde kalıcı Eser- lerde ıse sonsuzlaşan. ebedıleşen DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FL AT Şairi Görmek Şıırlerınde şaın gorebılır mı okur? Şaıre gore degışır Okura gore de degışır Bır şaır duşunun kendısınden hıç soz etmıyor ya- pıtlannda, sozcuklerle oynuyor duygulannı duşun- celerını ele vermıyor açık konuşmuyor, her şeyı oku- run sezgısıne, yorumuna bırakıyor Okuyorsunuz yazdıklannı belırsızlıkler ıçınden bır- takım anlamlar çıkarıyorsunuz Ama dızeler tertemız çekılmış, uyum vurgular rıtım tonhoşunuzagıdıyor, sozcuk oyunlannı zekıce buluyorsunuz ıçbıçım ben- zetmeler, ımgeler de basarılı.. Sağlam bır yapı lyı bır şaır Yazdıklarını nerde gorsenız okumaya başlıyorsu- nuz Sonra bır gun durup duşunuyorsunuz nasıl bır kışı olabılır bu şaır dıye Kafanızda hıçbır şey yok Şaırın kışılığı de yorurr;1 ınuza kalmıs Ya da bır yer- lerden kulağınıza çalınmış bılgiler varsa okuduğunuz şıırlerı onlara uydurarak gerçeğe yakın bır kışılık çız- meye çabalıyorsunuz Şaır bu yaptığınıza kızabılır de Belkı şıırlerının ya- şamıyla kanştırılmasını ıstemıyordur Şımdı bır de şoyle bır şaır duşunun Şıırlerınde hep kendısını anlatıyor Duşuncelerı duyguları sevgılıle- n, arkadaşları, yaşamındakı turlu ayrıntılar Açık açık anlatıyor Içbıçım, dışbıçım her şey eksıksız Ay- rıca çok ıçtenlıklı bır ses Bu da lyı bır şaır Yazdıklarını nerde gorsenız okumaya başlıyorsL- nuz, okudukça da şaırın kışılığı kafanızda belırlenı- yor Ama şıırlerde bırtakım bırbırını tutmaz yerler var Bır yerde şoyle demış bır yerde boyle Merak edıp araştırıyorsunuz Şaır yapıtında gorun- duğu gıbı bır adam degıl Ornekse karısının dızının dıbınde oturan bır koca ama hep uçarılıklarından soz edıyor Ya da agzına ıç- kı koymuyor ama şıırlerınde zıl zurna sarhoş Anlıyorsunuz kı şıırlerı gıbı, şıırlerının arkasından gorunen şaır de kurmaca Aslında her şaır bıraz boyledır En gerçekçı duy- gulannı, duşuncelermı olduğu gıbı ortaya koyan bır şaır bıle sırasında bır başkasınmagzından konuşa- bılır Bır ornek verelım Alnımdakı bıçak yarası Senın yuzünden Tabakam senın yadıgârın "Ikı elın kanda olsa gel" dıyor Telgrafın, Nasıl unuturum senı ben, Vesıkalı yârım Orhan Veli, "Tahattur" adlı bu unlu şıırınde bır baş- kasmm ağzından konuşuyor Herhangı bır okur bu şıırınden yola çıkarak Orhan Velı nın kışılıgıne ulaşa- maz Ama kımı okurlar bazı on bılgılerm yardımıyla da olsa, bu şıırde Orhan Velı nın kışılıgının çok tatlı bır yonunu gorebılırler Evet, okura gore de degışır demıştık başta Bır de, uzun uzun anlatmaya gerek yok Nâzım Hikmet gıbı şaırler var Ilgınç olabılmek ıçın kurma- ca bır kışılık yaratmaya gerek duymayan yaşamını butun ayrıntılarıyla şıırlerıne yansıtan şaırler Kendı- sı, aılesı, aşkları ozlemlerı kavgası arkadaşları çev- resındekı herkes genellıkle de gerçege çok yakın olarak Kurmaca hıç yok mu 9 Yok denemez Yaşamdakı ıkı kışıden bır kışı çı- karmak, ya da bır kışıyı ıkıye bolmek gıbı şeyler Sonra gereksız çızgılerın ayıklanması Ama hep gerçegı yansıtma çabası ıçınde Nâzım Hıkmet'ın şıırlerının arkasından gorunen şa- ır, olduğu gıbı kendısıdır Okur en çok bundan hoşlanıyor Kurmaca şaırlere de pek bır şey dıyen yok gıbı ama şıırienn arkasında hıç kımse gorunmuyorsa bır tedır- gınlık duyuluyor sanınm Sait Faik, Burgazada'da anılıyor KültürServisi-Ovkutu Saıt F.uk ın C 'O V.IM I2mjvis pazargunu Burgazada kalpazankavj'da Ada DoMİarı TYS ve PEN'ın duzenledığı etkınlıkte sanatçılar ve sanatseverlenn katılımıvla kutlanacak Saat 12 00 de Saıt Faık Mevdanı nda savgı durusiı ıle başl.ıvacdk etkınlıkler. 12 30da Muze Evı nın zıvaretı ve saat 13 OO'te kalpazankaya dakı torenle siıret.ek Fevza Hepçılıngırler'ın sunatağı etkınlıkte Perıhjıı Ergun Ataol Behramoğlu Şukran Kurdakul Koıııır Ertop ve Muzafter Uyguner konuşma vapacaklar. Ekrenı Ataer "Halk Ezgılen" başlıklı bırdınletı sunacak Hılnıı Bulunmaz ve Rustem kıırdoglu Saıt Faık aniMiıa bır gosten gerçekleştırecek Saıt Faık ı annıa gunlcnnın 19 yılmında kutlanacağı etkınlıklerde Recep Tezcan'ın yaptığı Saıt Faık heykelı de torenle açılacak Genç sanatçılara çağrı KülturServisi-Geçen vıl ılkı gerçekleştırılen "19 Mayıs Beşiktdş Beledıvesı ve Mavı Jeaııs Ortakos Gençlık Şolenı "nın ıkıncısı 19 mav ıs pazar gunu Ortakov Mevdanı ndavapılacak Ğençlerın edebıvat muzıkle ıç ıçe olacağı şolene resım muzık hevkel fotoğraf ve dans aiarılannda urettıklennı sergılemek ıstevenler katılabılecek Şolen Mazhar-Fııat-Ozkan ın vereceğı konser ıle sona erecek Solendc v jpıtkırını sergılemek ıstevenler. a&b tjnıtımın 24^ >" 24 numaralı telefonuna başvurabılırler BUGUN 12.GENÇLIKGINLERI HARBl^EMLHSİ^ ERTLĞRl L S\H\ESI Fılm Gosterımı 12 00 Ozguı Sinema Belgesellen "Kotü Kan (Leos C ara\ ı Sovleşı 14 00 •Lemanımla Sana Bır Ses \edat Ozdemııoğlu Kaan Ertem Erdıl >asaroğlu. Bahadıı Bovsal. ^slan Ozdenıır Gunerı Içoğlu Dıa 18 00 Tolunav Tımuçin Dans 19 00 ^eşıl Lzumleı KADIKO\ HALDIVTANERSAHNESİ Ovun 15 00 ve 19 00 Soz Taııhın ıkadıkov Halk Esıtım Meıkezı) FÂTlH REŞAT NLRİ SAHNESİ Ovun 1900 Oç (Folkloı kuıumu Tıvatro Bırımı) LSKUDAR MI SAHİPZ\DE CEL\L S4HNFSİ Ovun 1500vel9(K) "Saşam Cıps ve Bıdon (Gıııp \çıkça) GAZİOSMANPAŞA S\HNESİ Ovun 19 00 'Tek Kupona Istanbul (Goç Tıvatro Toplulueu) so^ LE"ŞÎ Ressam Balaban ın Toplum katlaıında Resım Sanatının Vaygınlığı" konulu sovlesisi saat 1> 00 te i^ı P ııtisi K.ad'îkov'llçe Orautu nde (^49 X6 M) DİA GÖSTERfSİ "Maya-^ztek Medenıvetlerı Edıbe Bugra nın dıa gosterisi Kultur Dostlan ve Mıne Sanat Galerisi ışbırlıgıvle Sokullu Sokak \o 1 Balurıvede gerçekleştınlecek (345 64 40ı ,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear