25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26MAYIS1996PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Laik Devlet ve Diyanet îşleri PENCERE BAHİR M. ERÜRETEN Hukukçu 3 9 zellikle son a\larda yayım- tanlan. başta ulu önder Atatürk olmak O ladığı "fetva"larla günde- üzere lanetleyen. Başkumandan hakkın- me gelen Diyanet Îşleri da idam fetvası veren karan oluşturmuş- Başkan)jöJ\eörgiirününbu tur. tutumu ile ilgıli eleştirileri- Osmanlı döneminde ilk fenalar. Fatih mize geçmeden önce. bu zamanında alınmaya başlamış olmakla ladığı "fetva"larla günde- me gelen Diyanet Îşleri Başkanlıöı \ e örgürünün bu tutumu ile ilgıli eleştirileri- mize geçmeden önce. bu kurumun yakın tanhsel geçmişı ile bu- günkü yasal konumuna ve yetkilerinin sınınna bir göz gezdırmek gerekiyor. Osmanlı De\ leti. ortaçağa özgü teok- ratik yapıya sahıp bir de\ letti. Onun bu niteliği. 15. vüzyıldan itibaren daha be- lirgın olarak görülmeve başlamii?. oluşu- mundaçok çeşitli dın \emezhepleri top- ladığı halde. iktidann. Islami etki ve gö- rüşe sahip bulunması nedeniyle bu yapı- > ı sürdiirmüş, aslında devletın çöküş ne- denlennden birisi de bu >apı olmuştur. Her teokratik (dinsel) devlet yapısın- da oldugu gibi. Osmanlıda da toplumsal \e hukuksal yaşantı dinsel öğelerden oluştuğu için, saltanat makamının. "İlmt- ye" sınıfı olarak adlandınlan din adam- İannın etkisi altında kalması doğaldı. Şe- riat kurallannın uygulayan örgüt. Şeyhü- lislamlık adını taşıyan resmi örgüttü. Bu örgüt dinsel ve hukuksa! kararlaryanın- da siyasal giicü de etkisi altında bulun- durmuş: yüzy ıllarca. sadrazam. hatta pa- dişah kelîeleri almış. kanlı iktidar eylem- lerinin kararyeri olmuştur. Son marifeti ise. belleklerden asla silinmeyecek olan, Anadolu özgürlük savaşını \e onu başla- birlikte. Şeyhülislam makamının devlet katında resmi bir kuruluş olarak etkinli- ği Sultan Selimve Kanuni dönemlerinde kendinıgöstermeyebaşlamıştır. 19. vüz- yıldan itibaren hükümetıçinde yeralma- makla birlikte, atamalan padışah tarafın- danyapılan, bakanlıklaraeşdeğerbirko- numda idi. 1876 Kanunu Esasisi'nde (27. madde) şeyhülislamın. padişah tarafın- dan atanacağı hükmü açıklık kazanmış- tı. Türkıye Cumhuriyeti. laik ve çağdaş kimligı geregi. dın ve dev let ışlerinin ay- nmını öngördüğü içın. dinsel bir kuru- mun sıvasal yapı içinde bulunması ola- naksızdı. Ancak. devnmlerin ilk oluşu- munda. bunlann topluma sindirilebilme- si için bazı aşamalardan geçilmesi de ka- çınılmazdı. Bu nedenle, Osmanlı döne- minin ilk kanunu esasisinde oldugu gibi. dinsel de\ letögesi korunmuş.. 1921 Ana- yasası'nın 7. maddesı. dinsel hükümle- rin yenne getirilmesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görevleri arasında saymış. 1924 tarihli ikinci anayasanın 2. maddesi de. Türkiye devletinin dininin Islam olduğunu belirtmışti. Devrimlerin yürürlüğe konulması ile değişen duruma paralel olarak 1924 Anayasasfnın 2. maddesı. lONısan I928tarihindedeğiş- tirilmiş. din öğesi kaldırılmıştır. Bu su- retle, devlet kimliği ilk kez anayasal la- iklik niteliğine kav uşturulmuştur. Bu devnmin ilk adımı. dinin siyasetten ay- nlmasını öngören. Şeriye ve Evkaf (Va- kıflar) Vekâleti'ninkaldmlmasınıdüzen- leyen 3 Mart 1924 tarihli 429 sayılı yasa ile gerçekleştirilmiş bulunuyordu. Bu ya- sa. din işleri ile görevli bakanlığı kaldır- makla. sadece dinsel konularda yetkili olmak ve denetimi devlet eliyle sağla- mak üzere Divanet Îşleri Başkanlığı'nın kurulmasını da aynca hükme bağlıyordu. Bugün yürürlükte bulunan. Diyanet İş- leri Başkanlığı'nın Kuruluşu ve Görev- leri Hakkındaki Yasa. 22 Haziran 1965 tarih ve 633 sayılı yasadır. Bu yasanın 'Görev'yan başlığı altındaki 1. maddesi bu kurumun görevlerini açıklamış. 'Din İşleri Yüksek Kurulu' başlıktı 5. madde- si de, bu kurulun. başkanlığın en yüksek karar ve danışma organı olduğunu hük- me bağlamıştır. Bu kurul, örgütün başka- nı tarafından seçilen 16 üyeden oluşmak- tadır. Yasanın bu kurum ve kurula tanı- dığı yetkiler: İslam dininin inançlan. iba- det veahlakesasları ile ilgıli ışlen yürüt- mek. din konusunda toplumu aydınlat- mak. ibadet yerlerini yönetmek ve gö- revlilerini atamakla sınırlı bulunmakta- dır.Yasa. bu kurumu. sadece din ve ahlak ve ibadet konulannda görev lendirmiş. devletin laik kimhği gereği. hukuk ala- nına müdahalesine asla olur vermemiş- tir. Vermesi olanaklı da değildir. Olaya bu açıdan bakıldığında. Diyanet Işlen Başkanlığı'nın. Din îşleri Yüksek Kurulu'nun göriişlerine dayanarak ya- yımladığı fetvaadı altındaki bildirilerde. yürürlükteki yasalara. devletin laik kim- liğine karşı bir tavır açıkça gözlemlen- mektedir. Eş anlatımla bu dev let kurulu- şu. kendi görev ve yetki alanını çoktan aş- mış. laik devlet içinde bir tür, şeriat ya- salan uygulamasını yavaş yavaş sahne- lemek üzere adımlaratmaya başlamıştır. Konuyu somut bir örnekle göstermek gerekırse; son yayımlanan "fetva'* adlı bir kararda, bireylerin. kendi emrinde ça- lışan hizmetkârya da evlatlıklara miras bırakamayacağı. evlatlıkla evlenmenin caiz bulundugu açıkça dile getirilmekte: bu suretle, din alanı dışında Medeni Ka- nun tarafından düzenlenmiş yürürlükte- ki yasayaters bir tutum içinegirilmekte- dir. Oysa. Divanet İşleri hiç birşekılde, yürürlükte olan yasalara ters düşen karar- lar veremez. Aksi halde, şimdi oldugu gibi. Diyanet İşleri açıkça anayasaya ay- kın şekilde dünya işlerine kanşmış. ken- dini bir tür kanun yapıcı yerine koymuş olur.Kaldı ki. kendi özel yasasına göre. Diyanet Işlen'nin, teokratik düzene öz- gü fetva vermesi diye bir şey yoktur. Sa- dece görüşbildirebilir. Butürgörüşlerin fetva adı altında yayımlanması bile sa- kıncalı ve laik devlet kavramına tama- men aykındır. Bu gidişe dur demenin zamanı gelmiş. hatta geçmiştir. Bu örgütün bağlı oldugu Başbakanlığın harekete geçmesi. gere- ğini yapması. Diyanet İşleri'ni denetle- mekle görevli devlet bakanlığı hangisi ise onu uyarması gerekmez mi? Aksi halde bugün, Medeni Kanun'un miras veailehukukudüzenlemelerinden birbölümünündineaykın olduğunu -ya- ni bunlann yasada oldugu şekilde uygu- lanmamasını- öngören fetvalar, yann, ör- neğin kadın-erkek eşitliğinin dine aykırı olduğunu, birden çok evlenmenin aynı zamanda mubah olduğunu. kadının mi- rastan bir pay alırken, erkeğin iki pay al- ması gerektiğini. iki kadının tanıklıgının. bir erkeğin tanıklılığına denk olduğunun fetvalarını da yayımlayarak laik devlet yanında. ya da karşısında. bir şeriat dev- letı kimliğini topluma din adına dayatma- ya kalkarsa buna şaşmamak gerekir. Bugün hükümet içinde, din işlerinin denetiminden sorumlu devlet bakanının kim olduğunu kaç kişi biliyor. Her hükü- met değışiminde sayılan artan dev let ba- kanlıklannın görev dağılımları da acaba gızli mi? Acaba. hükümet içinde. Diyanet İşle- ri nin bu tutumu onay mı görüyor'1 Gö- rüyorsa, acaba sol muhalefet partilerinın bu gidiş karşısında hiç mi duyarlılığı yoktur? Milletvekillerinin görevi sade- ce. bu yoksul ulus bireylerinin ödediği vergilerden maaşlannı almak mıdır?.. Yannm Türkiyesi'ne Seyahat AHMET ÖZER Yazm Öğretmeni 0 Ik basımı 1944. ikincisi 1990'da yayımlanan I \e yıllardır Köy Enstitüleri konusunda oku- duğum pek çok v av ında. bir dıpnot olarak gör- dügüm bırgüzel kitapla başbaşayım: \annın Türkiyesi'ne Seyahat. Kitap. .\hmet Emin \alman'ınimzasınıtaşıvor. Yalman, 1888 Se- lanik doğumlu bir yazar. Selanık Asken Rüştiyesf nde, Istanbul Alman Mektebi'nde. Birleşik Ameri- ka Colombiv a Cniv ersitesi' nde öğrenım görmüş bir basın adaniı. Adı daha çok Vatan gazetesiyle öz- deşleşmiş bir degerimiz. S'alman. bu değerlı yapıtında. kurulduğu dönem- de altın yıllannı yaşayan Köy Ensritülerindeki göz- lemlerine yer verivor. Kızılçullu. Kepırtepe. Arifi- ye ve Hasanoğlan Köv Enstitiilerindekı inceleme- İerinden edindiği ızlenimleri. özellıkle Arifiye ve Hasanoğlan'da yaşadığı olağanüstü görünümlen, bir basın adamı olarak dıle getiriyor. Yazar. bu yapıtı- nı kalenıe alırken. umanm. ülkemizın 2000'li yıl- lara degin bütün sorunlannı çözümleyerek 21. yüz- yıla modern bir ülke olarak girebilecegini düşünü- vordu. \alman. gözlemlennde öğretmen ve yöneticilerin inanılmaz birdüzeyde modern eğıtımın uygulavıcı- lan olduklanna değiniyor. Özellıkle Hasanoğlan'a giden trenin ta^ıdıgı insanların geleceğe vönelik coşkularını. cğitimde bir kilometre taşi olan Ton- guç'un emeğıni, bozkınn ortasjndan birtop ışığın fış- kırdığı bu alanlarda öğrenim gören öğrencilerin kimliğini bulmada. kendilerine güven duymadayap- tıklannı. şaşırtıcı bir havranlıkla ele alıyor. Kendini topluma adayan ögretmenlerin, atanacağı köyü iç- ten kalkındırarak yüzyıllardır sürüp gelen geri kal- mışlık zincirlerini kırmaya gönüllü gencecik insan- ların ideallen. insanın gözünü kamaştınyor. Ardın- dan gelecek iç karartıcı olaylan bilmek ise okura bü- yük bir hüzün veriyor. Yalman'ın gözlemlennde ileride birolumsuzluk olabileceğine dair hiçbir ipucu yok. Bir yurtsever olarak ülkesindeki bu kalkınma seferberliğinin, bu çagdaşlık ölçütünün. bu kendine özgülüğün kıvan- cını v aşarken egitimimize damgasını v uran böy lesi- ne değerli bir kuruma hiçbir elin kalkamayacağına ınanıyordu. İkinci Dünya Savaşı koşullannda yüz- de seİcseni köylerde yaşayan. savaşlardan büyük va- ralar alarak çıkmış; yorgun, yoksul, her türlü olanak- tan yoksun toplumun, böylesine bir coşkuyla yak- tıgı yurtseverlikateşini izlerken insan hayretler için- de kalıyor. Ahmet Emin Yalman'ı. bu emeği nedeniyle say- gıyla anıyor: basın adamlannın. toplumsal yaşamı- mıza tanık olmalannın önemini bir kez daha v urgu- luyorum. Böylesine önemli bir kurumu. cephede düşmana reva gö rülmeyecek bir saldınyla yok eden kişilen tanhin yargısına bırakıyorum. Pekı ne oldu da böylesine bir coşku yok edildi? Hasanoğlan'a 1996Türkiyesı"ndeyapılan bırge- ziye katıldığında, bunu daha iyi anladırn: Mımar Mualla Eyuboğiu'nun Hasanoğlanın bozkır soğu- ğuna dur demek için 4O'lı yıllarda. son derece öz- gün bir planla, belli bir kavisle. oval biçimde ger- çekleştirdıği müzik salonlanna uçaktan bakan aklı- ev vellerbunun oraga benzetildiğini. doğal olarak da komünizm propagandası yapıldığını. bu nedenle de burada ögrenim gören öğrencilerin zehirlendigini keşfedince (!) gerici güçlere de saldırıdan başka bir iş kalmadı. Sonrası ne oldu'.' Egitimimiz içler acısı bir duru- ma doğru hızla sürüklendi. Son derece yeteneksiz insanlann elinde sözüm ona eğitim adına oyalama- dan başka bir iş yapılmaz oldu. Öğretmenine sahip çıkmak, onun sorunlanna çözüm aramak bir yana. ona hakaretedip. onu ihbareden yöneticilereteslim edildi egitimimiz. Toplumumuzun dinamik güçleri sindirilerek on- lann yerine şeriat ve tarikatın güçleri oturtuldu. Bi- lime. uygarlığa karşıt güçlere. politik kaygılar ne- deniyle sürekli ödün verildi. Amaç. ıstenildiği gibi güdülebilen birtoplum yaratmaktı. Üst üste darbe- lere çağrı çıkarılarak yıllardır nicezorluklarla yetış- tirilen gencecik kadrolar, bırer birer bunun için kır- dınldı. Öğretmen yetiştiren kurumlar ortadan kal- dınldı. Egitim. parası olanlann yapacağı bir lüks haline sokulup. özel dershanelere teslim edildi. Çogunda egitim adı altında nelerin yapıldığını her- kesin bildiği bu kuruluşlar eliyle. günümüz Türki- yesı'ninyıkılarakyerine"anlı şanlıOsmanlı''nın ku- rulması düşüncesinin sağır sultanlarca bile duyuldu- ğu bir ülke oluşturulmaya başlandı. Okullann çoğu da onlardan farklı değil ya! Tarikatlann egemen oldugu bir yurt binasının gi- rişindeki Atatürk büstünün, giriş ve çıkışlarda tü- kürülmesi için oraya dikildiğinı. oradan firar eden biröğrencinin. bir gazetecimizeanlattıklanndanög- renmeninacısınıyaşadık. Geçmişıyle banşmayıdil- lerinden düşürmeyenlerin sözündeki gerçek. Osmanlı hanedanın yeniden diriltilmesi, yenıden başa geçmesi özleminden başka nedir? Bu kafalar değil mıdir Kurtuluş Savaşımızın büyük ustası Mus- tafa K.emal'in annesine dil uzatan'.' Ortada bir ne- den yokken kendilerine "veled-i zina" yakıştırması yapıldığını ıddia ederek saldınya geçenler? Savun- mak için yemin ettikleri cumhuriyete düşman olan- lar° Işİediklen suçlardan kurtulmak için Meclis'e ka- pagı atanlar?... Gençlenmiz mı? Itilmiş. kakılmış kendi yazgısına bırakılmış. aptal kutusu olarak nite- lendirilen bir avgıtın başında bilinci köreltilmış. stadyumlaradökülerek fanatizmin. düşmanlığın ve çirkinligin doruğuna tırmandınlmış; seksin, uyuştu- rucunun tutsagı edilmiş mılyonlar... Bugün kadın eli sıkmıvor diye kınanan, ulusal egemenlik bayramlannda kürsüden ezan okuttukla- n için cumhunyet ilkelerine aykın davranışlan ser- gılenen kaymakamlar, sıradan biryurrtaşolarak so- kaga çıkıp, keyiflerine öyle geldiği için mi gidip o makama oturuyorlar. Dikkat buyurun, bu insanlar kendi kendilerini mi atıyorlar oralara' Onlan ata- yan üst yöneticiler vok mu? Kanncayı karanlıkta gördüğünü ileri sürenler. bu insanlardan habersiz midirler'.' Onlardan ülke adına ne bekliyorlar? 50 yıldır çığ gibi akan bir geri kalmışlık batağına itiliyoruz. Köşe dönmeciliğin, politikasızlığın. gü- vensizligin içinde. toplumun hiçbir değerini umur- samadan. günübirlik yaşamaya alışrınlıyoruz. Ve pervasızlığın vardığı boyutun hezeyanını dinliyoruz: Kemalistlerbu ülkeyı tejk etsin, laikliğin sonu gel- dı. Yann'ın Türkiyesi'ne seyahat... Keşke, Ahmet Emin Yalman, madafyonun bu tarafını da görüp ya- zabılseydi bu kötü gidişe bir çözüm olabilir miydi acaba'' Istanbul: Zıtlıklanyla Çarpıcı Şehir T HY'nin 30 Nısan 1996 tarihinde Amsterdam' a giden uçağında Ciimhuri>'et'i bulmak ve okıımak bana büv ük bir haz verdi. Bu, eşimle birlikte ülkeme ve bu arada iki giin için de olsa Istanbul'a yaptıgım bir gezinin sonuydu. fstanbul, akıl almaz bov utlarda çarpıcı bir İnanılmaz zıtlıklar (kontrastlar) o denli iç içe ki, anlamak ve tanımlamak çok zor, bazen üzülmemek de elde değil.Beyoğlu. Gözlerimizi yaşartan "sokak çocuklan" tablosu. Çaresizlikle kıvrandık. Sosyal hümanizmada neredeyiz? Buna, son derece çarpıcı örnelerle tanık olduk. Cumhuriyet'i yavaş yavaş özümleyerek sekizinci sayfasına geldiğimde beni diin gece kahreden o "sokak çocuklan" gerçeğini bir kez daha benimle birlikte bulmanın şaşkınlığını yaşadım. Gazeteniz (Cumhuriyet), Türkiye Sokak Çocukları Vakfı'nın verdiği büyük bov ilanı ücretsiz olarak yayımlıyordu. Sizler olaya bu şekilde katkıda bulunuyordunuz. Bu ilanının okunduğunu ve etkili olduğunu bilmenizi istediğim için sizlere yazıyor ve katkınızdan dolayı içten teşekkür ediyorum. Bizlerle o zavallı çocuklanmız arasında birbağ kurduğunuza emin olabilirsiniz. Saygılarımla. Dr. M. Halit L'MAR Rotterdam (Hollanda) BiPleşemeyen Sol?.. Iktidardaki merkez sağ toz duman!.. Tam bir boz- gun sergileniyor. Neden bu bozgun?.. Yalnız liderle- rin, sağcı politikacılann ve partilerin yetersizliği. be- ceriksizliği, çapsızlığı mı bu çöküşü hazırladı? Yok- sa merkez sağ politikalann oluşturduğu olumsuz mo- del mi çöktü? Sonuçta çöküş kime yanyor?.. Dincilere... Çünkü Türkiye'de sol, "alternatif, Türkçesiyie "se- çenek" olmaktan çıktı... • Sol nasıl seçenek olabilir? Yanıt tek sözcük: Birleşerek!.. Sol birleşemezse, ağzıyla kuş tutsa sağın seçene- ğini oluşturamayacaktır. Bu gerçeğin de Türkiye'ye özgü bir anlamı vardır. Nedir o? Siyasal iktidar din- cilerin eline geçecektir. Bu olasılık ülkemizde Ba- tı'dan ayrı bir tarihsel zamanın yaşandığını gösterir. "Laiklik" ya da "sekülarizm" sorununda Avrupa def- teri kapattı; biz Islam dünyasıyla birlikte bu hesap- laşmanın içindeyiz. Demek ki solun birteşmesi zorun- luğu Türkiye'de sıradan bir iktidar konusu değil, çag- daşlık sorunuyla ilişkili!.. Kadının Anadolu'daki yaz- gısı da laikliği savunanlarla dincıler arasındaki iktidar çatışmasında belırlenecek... Öyleyse solun birleşmesi, sağ bir siyasal iktidar tar- tışmasının ötesinde anlam taşıyor. • Sol nasıl birleşir?.. Birieşmenin önce kafalarda gerçekleşmesinı sağ- lamaya çahşmalıyız. Solda kafalar karmakarışık!.. Bu yüzden bir kördövüşüdür gıdiyor. Bir arada olması gerekenler, zıtlaşıyorlar. fıkırler üzerinde tartışmak gerekirken kişiler üzerinde tartışılıyor... Oysa kişiler bugün var... Yarın yok!.. Fikirlerde saydamlaşma, solda göruş mesafesini arttırır; birbiriyle ıtişenlerin kavgalarının gereksizliği ortaya çıkar. Bu yolda ilk adım için aşağıdakı dört so- runun yanıtlanmasını öneriyorum: 1) Emperyalizm var mı, yok mu?.. 2) Kapitalizm sömürücü içeriğini yitirdi mi? 3) Serbest piyasa her sorunu çözer mi? 4) Mustafa Kemal Atatürk Sevr'iy/rtıp 1923 dev- rimini gerçekleştırmekle iyi mi kötü mü yaptı? • ilk bakışta yanıtları belli sanılan bu sorular, solda- ki kafa kargaşasının çıkış noktalarıdır. "Emperyalizm yoktur, küreselleşme vardır" diyen. Amerika'nın Kâ- be'nin yamacında neden petrol jandarmalığı yaptı- ğını açıklamalıdır. Kapitalizm sömürücü içeriğini yı- tirdiyse, sola gerek yoktur. Serbest piyasa her soru- nu çözüyorsa, sosyal devlet ölmüştür. Sevr "halkla- ra özgürlük" sağlayan bir antlaşmaysa, Mustafa Ke- mal'ın tarihteki rolü değişir. Ancak bu soruları tartışırken kavgaya dövüşe sap- madan, aklın ve bilimin yol göstericiliğinde gerçek- leri aramak, solun şiarı olmah!.. Türkiye Avrupa Bir- liği'ne ginmek istiyor, değil mi!.. Öyleyse Batılı olmak için her konuyu aklın mahkemesinde yargılamalıyız. Bugün kendinı solcu diye gösterip emperyalizmin varolmadığını savunan, sömürü diye birşeyin kalma- dığını söyleyen, serbest piyasanın her sorunu çöz- düğünü ileri süren, sosyal devletçiliği "popülizm"sa- yan ve Atatürk'e karşı olan kişiler, bir ayrı parti kur- malıdıriar. Halkın karşısına da bu fikirleriyle, açık se- çik çıkmalıdırlar. Bu kişiler, neden sağda değil, sol- da yer almak istediklerini de açıklamak zorundadır- lar. Soldaki alacalı ortamın dağılması, ünlü özdeyişin gerçekleşmesiyle de kolaylaşacaktır: Ya olduğun gibi görün Ya göründüğün gibi ol!.. • Bugüne kadar yaşanan deneyimlerle çarpıcı bi- çimde ortaya çıkan gerçek; fikirlerini saydamlaştıra- mayan, sağcı görüşlerin kuyruğuna takılan, kişisel çatışmaları öne çıkararak bölünen ve "birleşemeyen sol" İktidar seçeneği oluşturamayacak; ülkeyi göz göre göre dincilere teslim edecek... Evlilikte aşk Alışverişte mantık AEG Lavamat. Çok sessiz, özellikleri benzersiz, taksitleri çok uygun. Her yönüyle mantıklı bir seçim. Unutmadan... Bir AEG Lavamat'ın mutluluğunuza mutluluk katacağını hatırlatırız. AEG OTOMATİK ÇAMAŞIR MAKİNELERİ LAVAMAT LV ?1 (800 devM, 13 programiı) LAVAMAT LV 72 (850 devırlr 23 programiı) IAVAMAT LV 73 (600-1000 devirli. 23 programlt) LAVAMAT LV 75 (600-1100 devı-iı 25 programlı) LAVAMAT LV 78 (600-1250 devirli. PMansiyometreii, 31 programlı) LAVAMAT LV64 ELECTRONIC (400-1300 devırlı) Pejln Fryatı 42.050.000 46.29C 000 49.220.000 53.430 000 66.930.000 74 690 OOO 1. SEÇENEK 1 Peşin, 6 Takslt 7.030.000 7 740 000 8.230.000 8 930.000 11.520.000 - 2 490 OOC Toplam 49210.000 54 180 OOC 57.610.000 62 510 000 80.640.000 87 43C 000 H E M E N 2. SEÇENEK 1 Peşln. 8 Taksit 5.930.000 6 530 000 6.940.000 7 540 000 9.720.000 10 540 000 Toplam 63.370.000 58 77C000 62.460.000 67 860 000 87.480000 94 860 000 T E S L M 3. SEÇENEK 1 Peşin, 10 Taksit 5.330.000 5 870 000 6.240.000 6.780 000 8.740000 9 470 000 Toplam 58.630.000 64 570 000 68-640.000 74 580 000 96.140.000 104 170 000 4. SEÇENEK 1 Peşin, 12 Takslt 4 850.000 5 340 000 5.680.000 6 170 000 7.950.000 8 620 000 Toplam 63.050.000 69 420 000 73.840.000 80 210 000 103.3SO.0O0' 112060 000 Tufkjyerınen yaygm en guçlu servıs teşKılat sıze AEG THIfUIIICIN Doııısno Mcrktzı Ayrıntılı bilgi için ücretsiz telefonlarımız: 0800 211 4024 0800 211 402S 0800 211 4029 (0-212|274 Ryatlara KDV dahildir KDV ve diğer vergilerde bir değışiklik olursa fryatlara yansıtılacakûr Kampanyamız 31 Uayıs 1996 tanhınde sona erecektır Bu kampanya BSG Grünberg Ev Aletlen A Ş (Cemal Sahır Sokak 26/28 Mecıdıyeköy-lstanbul) tarafından dûzenlepmıştır Ryatlarımız Tûrk ürası dır ÛPJntenmız Bosch/AEG/Telefunken YetKıiı Satıcıiarında teslm edılecektır Sanayı ve Tıcareî Bakanlıği'nca 25 5 1994 tarıh ve 21940 sayılı Resmt Geizete'de ılan edılen teblığe uygundur Ürunlenmiz stok mtktarfanyia sıntrlıdır AEG
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear