25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 MAYIS1996SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Selçuk Parsadan, örtülü ödeneğin seçim propagandasına harcandığmı öne sürdü u Benim sııçum az istemek'İstanbul Haber Servisi - DYP've des- tek vermesı karşılığında Tansu Çiİler'den para isteyen ve "örtülü ödenek'ten 5.5 milyar lira alan eski basketbolcü. ünlü dolandıncı Selçuk Parsadan. DYP'nin seçim propagandası içın örtülü ödenek- ten bırkaç tane 500 milyar lıra harcağını öne sürdü. Çilier"in örtülü ödenekten harcama yaptığına kendi adı kadar emin oldugunu belırten Parsadan. 20 miiyar istese o kadar alabileceğını söyledi ve "Beninı tek hatam az istemek" dcdi. Par- sadan. "Bildiğimbirtekşe\ \ar; Çiller'in, örtülü ödenekten DYP'nin seçim prupa- ganda çalışmalan için, değü beş \ üz mil- yar, birkaç tane 500 mihar harcadığın- daıı adını gibi enıinim" iddıasında bulun- du. Celalettin Selçuk Parsadan gazetemi- ze yaptığı açıklamada "Kendisini değil polisin. şeıtanın bile bulamaı acağını. çok iyikaçtığını"\urguladı. Dolandırıcı Par- sadan. pek çok ünlü kişinin kendisini tebrîk etrişîinı de >.a\unarak "\aptığım açıklamalar üe memlekete önenıli ivilik- ler vaptığımı \e benim \aptığım kiiçük Cep telefonuyla konuşan belirlenemiyor İstanbul Haber Servisi - Parsadan'ın çeşitli gazete ve televizyonlara yaptığı açıklamalar kamuoyunda, "Cep teJefonuv ia konuşan adanun \eri tespit edilip neden yakalanmıyor" sorusunu gündeme getirdi. Konuyla ilgili Cumhuriyet'in sorusunu yanıtiayan Turkcell yetkilileri, "cep tdefonlanyla konuşma yapdırken konuşma yerinin tespit edilmesinin olanaklı olmadığını"' söylediler. Turkcell yetkilileri, u Cep telefonuyla konuşuJduğunda konuşan kişinin hangi istasyondan simal gonderdiği tespit edilebiiir. Ama tam oiarak yerini tespit etmek olanaksız" dediler. dolandıncılığın diğerlerinin yanında do- landıncıüktan sa> ılmayacağını sö> lüyor- lar. Bu bana biiyükbir moral verivor" de- di. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Va- şar Eryılmaz'ın, örtülü ödenek parası- nın bir basın kuruluşuna \erildiği ıddi- ası ile ilgili bilgisi olup olmadığı şeklın- deki sorumuz üzerine Parsadan ^unları söyledi' "Daha ne iddialar ortaya atıla- bib'r bilnmorum. Her şe> olabilir. Benim «jjbi bir doİandırıcı bu para\ ı bu kadar ra- hat aldıktan sonra gazeteye de verilmiş olabilir. Ama benim en biivük iddiam. - diyeceksiniz ki nereden bilivorsunuz- bil- diğim bir tek şe\ var: Seçim çalışmalan nedennie DYP'ye seçim propagandası için, iddia edhorum, değil o beş vü/ mil- yar onun gibi birkaç tane Çiller'in örtü- lü ödenekten harcama \aptığına baba- mın adı kadar, kendi adım kadar eminim. Ben o gün 3 mihar de>ip 20 milyar iste- sevdimben 20 milvar oiarak opara>ıala- caktım. Çünkü o anda para vardı. Az is- tedim. Benim tek hatam orada oldu. Pa- ra kesilikle DYP'nin seçim propaganda- larında kullanıldı. Tabii kendi vandaşı li- boş gazeteciler var. Mehmet Barlas gibi, Alı Kırca gibi. Onlara benzejen gazete- cilere de muhakkak dağıtnııştır. Muhak- kak dağıtmıştır." C'umlıurbas.kanı Süleyman Demirel'e suıkastgirisiminin, "Örtülü Ödenek Yol- suzluğu"nu gölgelemek için kullanıldı- gına yönelik iddialar için de Parsadan •jiınlart söyledi "O konuda yorum yap- mak istemiyorum fakat bir rüya görmüş- tüm bundan 6 ay kadar önce. Rüyamda. Doğan Güre^ Cumhurbaşkanı, Necmet- tin Erbakan başbakan oluyordu. Allah gecüıden versin Cumhurbaşkanımız rah- metli oluyordu. Tabii ecelivle rahmetli oluyordu. Çillerdegelecekteki başkan. İş- te böyle kötü bir rüya görmüştüm. Sayın Cumhurbaşkanımızabirşey olmamasıy- la. Allah Türk milietini korudu. Vbksa çok kötü günler geli>ordu. Daha fazla da konuşmak istemiyorum. Tabii sırası ge- lince her şey meydana çıkacak. Bu rü- \amla başlayabilirsinizJ" T Vdeki Temiz EDerprogramdan son- ra kendisine tebrik telefonlan geldiğini. halkın artık kimin gerçek dolandıneı ol- dugunu anladıgını savunan Parsadan. kendisini değil polisin, şeytanın bile bu- lamayacağını iddia etti. Polisin kendisi- ni yaİcaiamak istemediği şeklinde bir şey söylemediğini. polisin "rencide*' edildi- ğini kavdeden Parsadan. -Akıllı kaçarsa- nı/, nerde olduğunuzu en yakınınız bile bilmezse hiç kimse bulamaz sizi. Bir e\ tuttum oturuyorum. Hiç dışan çıkmı\o- rum. Beni kim, nasıl yakalar? Beni yaka- lamaları için müneccim olmaları lazım" di>e konuştu. Yıllık zarar 5 trılyon Devlet, limanlara karşıilgisiz • Sayıları 30'un üzerinde olan özel ıskelelere sürekli gemiler yanaşırken devlet. kendi limanlarına karşı ilgisiz kalarak, yılda 5 trilyon zarara uğruyor. İstanbul Haber Senisi -Iz- nıi! Körfezı'ndeki de\ letean Derınce Lımanı. "sinek a>- larken". sayılan 30'u as.kın özel ıskelelere. "gemi üstüne gemi yaklaşmasrnın. de\ le- te her gün 1.5 milvar gıdere ve yılda da denızcılık gelıri oiarak 5 trılvon lira kavba ne- den oiduğu belirtildi. Lıman- Iş Kocaeli ve İstanbul şııbe başkanlan. Saadettin Acar- \ e Muzaffer Akpınar. "boş tutulan" Derınce Lımanrnın "de\letin sıronda kambur" olmaktan çıkarılarak. venı- den işletilmesini \e özel ıs- kelelerde çalişan işçılere de sigorta \e sendıkal hak ta- nınmasmı istediler. Başbakanhk Denızcılik Müste^arlıgı. Izmit Körfe- zı'ndeki liman. iskele ve kı- yı tesislerınin sorunlanna ilişkın oiarak özel iskele sa- hipleri. işçi sendıkaları. günırük yetkilileri x e beledi- ve başkanlannın katıldığı bir toplantıdüzenledı. DenızTi- caret Odası'nda vapılan top- lantıda. zaman zaman işçi sendıkaları \eözel iskele sa- hipleri arasında sert tartış- malar \a^andı. Türk-Iş"e bağlı Liman-İş. Kocaeli $ube Başkanı Sa- adettin Acar. Izmit'in kıyı kesimlerinde küçük sanayi kuruluşlarının kendi tabrika mallarını taşıma amacıyla. devlet arazileri üzerinde dü- şük kiralar \ ererek kurdukla- n özel iskelelerin. devlet lı- manlarının ithalat ve ihracat gelirine ortak oldugunu be- lirtti. Devlet limanlannın ücret- lerinin digerlerine göre \arı yanya düşük olmasına kar- Şin boş dururken gemilerin özel iskelelere vük indirdik- lerine dikkat çeken Acar. şö\ le konustu: -Derince Limam'nın, her gün bir buçuk mil\ar lira sa- bit gideri >ar. Derince Lima- nı işçisi, menıuru. korunıa göre> lisi, bekçisi \e gümrük- cüsüyle bomboş durujor. 30 bin tonluk, 45 bin tonluk de\ - let iskelesine gelmesi gereken gemi, 60-100 metrekare olan özel iskelelere yükünü indiri- yor. Izmit Liman Yönetmeli- ği'ne göre ithalat-ihracat ge- mileri Derince 1 \e gelmelidir. De\let Limanı dolu ise gemi özel iskelej e gitsin, ama de\- iet limanı boş dururken ge- minin özel iskeleye gitmesin- den dola\ı de\let yılda 5 tril- yon lira> a yakın bir gelir kay- bedhor." Acar. özel ıskelelerde ça- lışan vaklaşık 2 bin 500 işçi- ninancak 60-70"nin SSK'ye kayıtlı oldugunu \e bu ınsan- lara öğle yemegi dahi veril- medigini de kaydetti. Lıman-tş Sendikası tstan- bul Şube Başkanı IMuzafier Akpınar da izmit'deki özel iskelelerde işçilerin sendika- sız. sigortasız ve düşük üc- retle çalı^tırıldıgına dikkat çekti. Günde 14 ile 16 saat çalişan insanların. agir ış ko- şullarına karşı iş kazalarında can güvenliginin saglanma- masına karşın. asgan ücretle çalıştınldıgını anlatan Akpı- nar. şö>lede\am etti: "Ben bu İzmit Bölge- si'ndeki özel iskeleleri İstarı- bul'da öbek öbek gelişen ge- cekondulara benzetiyonım. De\ let limanlan sahipsiz, \ a- tırunsız \e kaderiyle başbaşa. Bu iskeleler için 'Devlet bu ıskelelerinde göre\ ini yerine getiremivor. Biz boş buldu- ğumuz devletin arazilerine konarak, iskele işletelim' de- nüivor." Duruşmada dinlenen Selim Lsodev, sanıkları fotoğrafiarına bakarak teşhis etmeye çalıştı. (Fotoğraf: H ATlCE TUNCER) 18yüsonragelen tutuklama kararı İstanbul Haber Senisi -12 E\lül öncesinin en kanlı olaylanndan bin olan "İ6.\lart katliamı" da\asında kaçak durumdaki sanıklardan Mustafa Doğan hakkında gıyabi tutuklama kararı \erildi. 16 Mart 1978 yılında istanbul Üni\ersitesi merkez bınaM çıkışında öğrencilerin üzerlenne bomba atılması sonucu 7 ögrencı ölmüştü. 18 vıl sonra yeniden İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "16 Mart katliamı davasrnın dünkü oturumuna sanıklar katılmazken olavın tanıklarından Selim Lsodev dinlendi. Ola\ı görmediginı. bomba atılması sırasında 500- 600 metre uzaktaki dükkânının önünde oldugunu belirten Selim Üsodev. ancak kaçan iki kişiy i arkadan gördüğünü sövledi. Kaçan kişilerin si\il oldugunu vurgulayan Lsodev. aradan 18 vıl geçtiği için bu kişileri teşhis edemeyeceğinı belirtti. Müdahil avukatların isteği üzerine sanıklar Mustafa Dogan. Zülküf İsot \e Latif Aktı'nın fotoğraflarına bakan Üsodev. aradan uzun süre geçtiği için bu kişileri tanı>amayacağını söyledi. Daha sonra söz alan müdahil av ukat Cem Alptekin ise 7 öğrenci hayatını yitîrmişti 12 Eylül askeri darbesi öncesinin en kanlı örneklerinden biri olan "16 Mart katliamı" İstanbul Üniversitesi'ne bağlı tktisat ve Hukuk fakültelerinde okuyan öğrencilerin ders çıkışı sırasında üzerlenne bomba atılması ve ardından kalabalığm taranması biçiminde gerçekleşmişti. Katliamda Baki Ekiz, Hamit Akın, Ahmet Turan Ören, Murat Kurt, Cemil Sonmez ve Hatice Özen adlanndaki 7 öğrenci yaşamını yitirmiş, 41 öğrenci de yaraJanmıştı. Toplu katlıamlarda polisin sağcı teröristlere yardım ettiği iddiasının en • çok geçerlilik kazandığı bu olaydan sonra Pol-Der'den vapılan açıklamada. saldından önce polise ihbarda bulunulduğu. ancak buna karşın katiiamın önlenemediği belirtilmişti. Olaydan sorumlu olan Ülkü Ocaklan Derneği yöneticileri Mehmet Gül veMustafa Verkaya aylarca yakalanmamış, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılığı, polis hakkında 'ihmal' nedeniyle soruşturma başlatmıştı. Olayla ilgili oiarak sıkıyönetim mahkemesinde açılan dava. beraatla sonuçlanmıştı. TIRMIK /AYDIN ENGÎN sanıklann TCK'nin 149/2. maddesi uyannca"isyana ve öldürmeye teşebbüs'" suçundan yargılanacaklarını belirterek, sanıklann tutuklanmasını istedi. Emniyetin olay hakkında bılgisinin olmasına karşın bir yazı göndererek sanıklann isimlerini mahkemeden ıstediğini sövleyen Alptekin. bu durumun emniyetin ışini savsakladıgını gösterdiğıni belirterek yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiğini belirtti. Müdahil avukatlardan Savaş Sertataş ise Zülküf isot'un ağabeyinin savcılıkta verdiği ifadesinde kardeşinin Ülkü Ocaklan Unkapanı Şubesi ikinci başkanı oldugunu belirttiğini v urgulayarak, bunun emniyet müdürlüğünden araştınlmasını istedi. Görüşü sorulan savcı da"kaçtığı kanaatine vanldığı" için sanık Mustafa Doğan'ın tutuklanmasını istedi. Mustafa Doğan hakkında uzun süreden beri kaçtığı gerekçesiyle gıyabi tutuklama karan veren mahkeme. diğer tanıklann dinlenmesi için duruşmayı 8 temmuz gününe erteledi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Alt Kimlik ve Fethi Arkadaş izmir'de Arkadaş Kitabevi'nde kıtap ımzalıyordum. Sabah saat 10'da imzaya başladığım için ve Kurban Bayramı'nın arifesi olduğundan, her zaman görmeye alışık olduğum uzun kuyruklar yoktu. Bir yandan çayı- mızı içiyor, bir yandan da kendi aramızda laf atıyorduk. Zaten Alsancak'taki kitapçılar sokağında da neredey- se in cin top oynuyordu. fzmir'de yaşam biraz geç baş- lıyor... Gözlerinin içi gülerek geldi "Fethi". Aşçı öniüğü ol- dugunu sandığım bir tür önlüğünü bir peştemal topla- mış, beline sarmıştı. Elindeki kitabı imzalattı ve galiba çevrenin de pek kalabalık olmamasından cesaret ala- rak "Sizinle birazkonuşabılırmıyizhocam?" dedi. "Elbette"dedim, "Baksanaimzaatmaktançok, ken- dı aramızda lafatıyoruz. Sen de katıl sohbetimize." "Benim adım Fethi" dedı. Ve sürdürdü konuşması- nı: "Ben ve arkadaşlanm sizi çok seviyoruz. Fakat bi- zi baten çok kınyorsunuz, çok üzüyorsunuz." "Eyvah" dedim içimden "Gene benim hoşgörümü, lah Gülen ile çektirdiğim resmı soracak." Ama içim- den bunları düşünmeme karşın. "Hayrolsun" dedim, "Bazen neden kırıyonım sızleri?" "Biz Kürdüz hocam" diye yanıtladı. "Bu ülkeyi de çok seviyonjz. Burası bizim de vatanımız. Ne ayrılık düşü- nüyoruz, ne bir başka şey. Ama bizim üzerimıze çok geliyorlar. Bu PKK çıktı çıkalı, çevremizde horlanır ol- duk. Başkalan neyse ama, herkese hoşgörülu olan sız bile bizi aşağılıyorsunuz." "Hiç öyle şey olurmu?" dedim, "Ben de baba tara- fından Kürt kökenliyim. Kaldı kı hıçbıretnık kökenı aşa- ğılamam, küçümsemem. Ayrıca böylesine farklı etnik kimliklerin bir arada yaşamasını, ülkemız açısından bir şans ve zenginlik sayarım." "Hah" diye atıldı Fethi. "Işte bu 'kimlik' sözüne kın- lıyoruz. Siz Kürt kimliğinı alt kimlik oiarak ısımlendiri- yorsunuz. Kimliğimize alt kimlik demek, bizi aşağıla- mak değil midir?" Mesele anlaşılmıştı. Fethi arkadaş, benim Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olmaktan kaynaklanan "Türk" kımliğımizi "üst kimlik"; dınsel. mezhepsel, et- nik, bölgesel vb. kimliklerimizi de "alt kimlik" oiarak isimlendirmeme takılmıştı. Üst ve alt kimlik sözcükle- rinde bir "derecelendırme "oldugunu düşunmuş ve aşağılandığı izlenimini edinmişti. Bunun doğru olmadığını söyledim. Üst kimlik tanı- mının, daha "iyi"ya da "üstün"anlamına gelmediğini, sadece hemen hemen herkeste "ortakkimlik" oiduğu için "üst" oiarak isimlendirildiğini anlattım. "Bak". dedim, "Müslümanhk da bir alt kımliktir, Ka- radenizli olmak da, erkek olmak da. Bunu söylediğim zaman Müslümanlığı, Karadenizlilıği, ya da erkek ol- mayı aşağılamış oluyor muyum?" Fethi hiç düşünmeden, "Estağfurullah hocam" de- di, "Hiç aşağılamış olur musunuz?" "Peki" dedim, "O halde etnik kımliğe 'alt kimlik' cte- diğim zaman neden aşağılamış olayım? Bu sizi neden kınyor?" Fethi bir an düşündü ve sonra gene gözlerinin içi gü- lerek "Tamam hocam" dedi, "Şimdi anladım, bizbo- şuna alınganlık etmişiz. Beni hem rahatlattınız hem de mutlu ettiniz." Bu arada başkalannın kıtaplarını da imzalıyor ve bir yandan da çayımızı içiyorduk. Etrafımız kalabalıklaş- mıştı. Herkes merakla bizi dinliyordu. "Artık bana mü- saade" diyerek yerinden kalktı. Sarıldım. yanaklanndan öptüm. "Bak Fethi" dedim, "Senin söylediklerin bana şunu , gösterdi iç, şu 'att kimlik 1 meselçsını biraz daha geniş-ğ liğine irdelemerri ve yanlış anlaşılmalan engellemem gerek. Seh \?e arkadaşlann nasıl yanlış anladıysanız ve\ değerlendırdıysenız, başkalan da yanlış anlamış ve de- ğerlendirmiş olabilirler. Şu sohbetimizi, senın adım da vererek yazabilir miyim?" "Elbettehocam"dedı, "Elbetteadımı vererekyaza- bilirsiniz." Ve gene gözlerinin içi gülerek; öniüğü belin- de, "ekmek teknesinin" başına gitti. Ve İzmir'de Türklük üst kimliğı çerçevesindeki, çok farklı alt kimliklertaşryan insanlar arasında gözden kay- boldu. Bu toprağın insanlarından biri, bu ülkenın sadık vatandaşlanndan biri oiarak... Ve ben aradan bunca zaman geçtikten sonra, bu gü- zel sohbeti ancak bugün siz değerli okurlarımla payla- şabildim. Ve önümüzdeki günlerde aynı konuya defa- larca dönmek zorunda kalacağımın bilincinde oiarak... Türkiye / Yunanistan Batı desteği Ankara'yı kızdırdı LALE SARIİBR.\HİMOĞLL ANKL\R\-ABDveA\ru- pa Birlıği (AB). Ege'de yenı birbunalıma neden olan Kar- dak kayalıklan konusunda Yunanistan tezıne destek ve- rir tutum ızlemeyi sürdürü- yorlar. Bunun son örneğı. Türkiye'nin cuma günü NA- TO ve AB üyelenne topluca vereceği brifinge. AB ülkele- ri ve ABD'nin Ankara'daki büyükelçilıklerinden çoğu- nun alt düzeyde diplomatlar- ... olsaydı yandıydı. Durmadan -aşağı tükürüyor, olmuyor, yukarı •tükürüyor. Olaydı sakal da bıyık da ^sürekli ıslanacaklardı. Bıyığı saka- ;lı yok. ıslanan biz oluyoruz. Kadın- ;cağız sanki bizimle dalga geçiyor. '"Vermedim" diyor. olmuyor. "Ver- Idim, ama Atatürkçü derneğe ver- dim" diyor. Yırtan olmuyor. "Açık- layamam, açıklarsam savaş bile çı- kar" diyor. "Yav hanım, Türkiye'yi savaşa sokabilecek kadar vahim <3lan hangi iştir söyle hele" diyor- tar, "Asla söyleyemem, Demirel'e ,de söyleyemem, söylersem onu hapse atarlar" diyor. Bu ülkede saçmalamak bedava ve saçmalamanın cezası yok ya, Çiller de bu özgürlüğünü doya do- ya kullanıyor. Ama hâlâ şu benim vergilerden kesilen 500 milyar liranın akıbetiy- le ilgili somut bir bilgim yok. Bu da beni çileden çıkanyor. Ben para- mın hesabını sormak istiyorum. Bu parada en az Çiller kadar (hatta on- dan çok. çok, çok daha çok) hak- kım olduğuna inanıyorum. Ö yüz- den de "Bu para acaba nereye git- ti" sorusu beni çok yakıcı ilgilendi- riyor. Günlerdir iz sürüyorum. Bazı sonuçlara da vardım. Para- yı bölüşemiyoruz, bari bilgileri bö- lüşelim. Bir kere anladığım kadarıyla bu Çiller'in Sakalı ve Bıyığı... para tek bir kişiye ya da kuruluşa gitmedi. Parça buçuk ipuçlarını toplayınca bu sonuç çıkıyor (gibi geliyor bana). Bu para yağmalan- dı bence. Parsadan en küçük pa- yı Parsadan adlı uyanık kaptı. To- pu topu 4.5 milyarcık. Geri kalan dört yüz doksan beş buçuk milyar lirayla ilgili olasılıkla- rı sıralayayım. Kime ne kadar bö- lüştürüldüğünü bilemem. Onu da artık siz tahmin edin: Bir kere Clinton'ın seçim kam- panyası için, Türkiye'den bir mali dayanışma katkısı yapıldığını sanı- yorum. Gerçi yağmalanan paranın tümü aktarılsa ABD'deki seçim kampanyası bütçesi düzenleyen- lerin dişinin kovuğuna bile yetmez. ama önemli olan, "dayanışma duy- gusu"nun somutlanması ve kanıt- lanması. Gün olur gerekir. Apo kardeşimizın defterinin dü- rülmesi operasyonu için de bir mik- tarının harcandığı söyleniyor. Eh. bütün seçim kampanyasını "Nasıl önledi bu bacınız ama terörü!" edebiyatı üstüne kuranların şimdi bırde "Apo Operasyonu" ile başa- rılarını(!) taçlandırmak istemeleri anlaşılabilirherhalde. Kimse kalkıp "Yahu bu PKK ateşkes ilan ettiydi. Bu bir fırsat, Güneydoğu'da bir çözüm bulmak için bir yol olamaz mı" diye sormasın. Terör. Çiller yöntemleriyle bahara. olmazsa ya- za, o da olmazsa sonbahara, ge- ne de olmazsa kışa. gene gene de olmazsa bahara.. filan bitecek na- sıl olsa... Bir büyük gazetemiz. paranın bir basın kuruluşuna aktarıldığını yaz- dı. Bir bildikleri varsa ve bıldikleri doğruysa, acaba hangi basın ku- ruluşuna gitti? Benim bilebildiğim bizim Cumhuriyet'e gitmedi. Bir gitseydi, bizim haziran ikramiyele- ri garantilenirdi, bizim yönetıciler de kâğıt, mürekkep peşinde koş- mazlardı. Acaba hangi "basın ku- ruluşu" aldı parayı? Hıncal Uluç bilir mi acaba? Bir soru daha var: Parsadan'dan başlayan bu pay sahipleri eğer pa- ranın tümünü götürmedilerse ka- lan ne oldu? Kime gitti? Burada da bilebildiğim tek nok- ta var: Bana vermediler. O yüzden umudum bu satırlar yazıldığında hâlâ sonuçları açıklanmayan Spor- Loto'da. Eğer bu günlerde bende çok para görürseniz kuşkulanma- yın lütfen. Loto'dandır. Bu aktardığım söylentilerin her biri ciddi birer savaş konusu. Apo operasyonunda Suriye, "Vay sen benim topraklarımda si- lahlı operasyon düzenlersin ha" deyip egemenlik haklannın çiğnen- diğini ileri sürecek. Tarihte "ege- menlik haklannın çiğnenmesinden doğan savaşlar" var. Clinton'ın seçim kampanyası için bir pay aynldıysa öteki politi- kacılar "Vay, sen bu parayla ABD'nin gözüne girdin. Beni açı- ğa düşürdün" diyecekler. Bu da politikacılar arasında kanlı bir sa- vaş başlatır. (Bundan eminim). Bir basın kuruluşuna gittiyse... Ansiklopedı Savaşları'ndan beri bi- zim cephede soğuk savaş döne- mini anımsatan bir barış(!) ege- mendi. Bu biter. Yeniden savaş başlar. Bu da bir savaş nedeni ya- ni. Parsadan adlı dolandırıcıya ge- lince. O çevrelerde savaş zaten başlamış durumda. Ülkücü tosun- lar, Parsadan'ı bir güzel dövüp hastanelik etmişlerdi. Adamcağız da o öfkeyle bülbül kesildiğini ken- di söylemedi mi ? Dolandırıcılar arasında zaten savaş başlamış ya- ni. Bense savaş karşıtı, kararlı. kı- demli ve o yüzden askeri mahke- me karanyla sabıkalı bir banş sa- vunucusuyum. TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURU Pamukbank T.A.Ş.İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonunun başlangıç tutarının 5,000,000,000- TL'ndan 25,000,000,000- TL'na çıkarılması, Birinci ve İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonlarının içtüzüklerinin bazı maddelerinin değiftirilmesi amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu'na başvuruda bulunulmasına Fon Kurulu'nun 29.02.1996 tarih, 34 ve 32 sayılı toplantıları ve 16.05.1996 tarih, 43 ve 41 sayılı toplantılarında karar verilmijtir. Yapılacak içtüzük değişiklikleri ile; • . 1- İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonunun başlangıç tutarı 5,000,000,000-TL'ndan 25,000,000,000- TL'na, başlangıç pay sayısı, 500,000'den 2,500,000'e çıkarılacaktır. 2- İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonu Portföyünde yer alan sabit getirili sermaye piyasası araçlan iç verim oranı yerine - Borsa'da işlem gören borçlanma senetleri değerleme günûnde Borja'da oluşan ağırlıklı ortalama fiyatla, - Borsa'da işlem görmekle birlikte değerleme gününde işlem g&rmeyen borçlanma senetleri son işlem günündeki iç verim oranı ile, - Borsa'da işlem görmeyen borçlanma senetleri ise halen uygulandığı ûzere iç verim oranı ile değerlenecektir. 3- Birinci ve İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonlannda; a) 09.00-12.15 olan işlem saatleri Birinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonu'nda 09.00-15.00, İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonu'nda 09.00-13.30 oiarak değiştirilecek, ilerrki tarihte yapılacak dûzenlemelerle, bu saatler ve bu saatlere ek olarak iş günlerinde 18.00-09.00 saatleri arasında. iş gûnleri dıştnda 24 saat ATM'ler ile de işlem yapılabilecektir. b) Fon portföylerinde yer alan kıymetlerin saklama kuruluşu Takasbank, IMKB Takas ve Saklama Bankası olacaktır. c) Tescil yanlışlığından dolayı içtüzüklerin 7.5 maddesinde yer alan "en az" ibaresi "en çok" olarak düzeltilecektir. PAMUKBANK la katılım öngörmeleny le > a- >andı. llgılı ülkeler. alt düzev katılım polıtıkasına gerekçe göstermezken tepki olarak toplu brıfıngi Non anda iptal eden Ankara. özellıkle AB'nın oluı.ı^uz tavrının al- tında "Yunanistan'ıntahrik- kâr tutumuna karşın. Anka- ra'vı suclar bir politika \attı- ğı" görü^iine dikkat çektı. Yunanistan. bir grup Avrupa- lı gazetecınin ardından. Ege'de ıkıncı bir '"tahrik ge- zisi"düzenleverek. Kanadalı ve Amerikalı parlamenterle- ri Kardak'alİkizcetgötürdü. Yunan Meclıs Başkan Yar- dımcısı ve ıktıdar partısi Pa- sok'un Iskeçe mılletvekılı. bölücü dostu Panavotis Sgu- ridis ile ana muhalefet partı- 5i Yenı Demokrası(ND) mıl- letvekılı ve Miçotakis hükü- metlennın Denız Tıcaret Ba- kanı Aristotelis Pa\lidis tara- fından tertıplenen gezı\e. 3 Kanadalı ve3 Amenkalı par- iamenter katıldı. Kuzev Atlantık Asamble- sı (KAÂ | içın Atına'da bulu- nan K.anada Parlamento- su'ndan \1echb Başkanı ba- yan RerrierteMalteile\unan abillı Yanis Kannis ve Eleni Bakopanu'un vanı iira Ame- nkalı parlanıenterler N'unan asıllı Mihalis Billirakis. Por- terGross ve Bodd> Rvsh'ten oluşan hevetın. önce Istan- köv Ada^ı'na ve oradan da Kilimlı Adası iizerinden Kar- dak'a «ötürüldüklerı bildiril- dı. Özellikle AB üvesı ülke- lerınbüvükelçilennın. Anka- ra'nın mısıllemede kararlı ol- ması üzerine tepkı olarak cu- ma günkü bnfınge alt düzey- de dıploınat göııdermek iste- dıklen belımldı. Ankara da buna tepkı olarak NATO ve AB üve.M ülkelenn Anka- ra'daki büs ükelçılenne Türk- Yunaıı ılı^kilerı ve Kardak konuMinda vereceğı bnfingi planlanandaıı v jrım saat ön- ee anıden ıptal etti
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear