25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
g 5 NtSAN 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI İSO Baskanı Kavi sucladı *Hükümet enflasyona sığınacak'Ekonomi Servisi -tstan- btıl Sanayı Odası Başkanı (İ SO) Hüsamettin Kavi. hü- kümetın yapacaklarını enf- lasyonla gerçekleştirmeye çalı»iacağını söyledi. 1996 verılerinın enflasyonla cıd- di bir müeadele yapılacağı- na ilişkm olumlu hıçbır ışa- ret vermedığine dikkat çeken (Cavi. "Birbütçeaçık üzeri- ne kurulmuşsa. bu açık büt- çenin yüzde30'lanna ula- şı>orsa, kavnakların hângi önceliklere har- caııacağını görnıek, devletin görev leri için ne kadar ka> nak ay ıra- bildiğine bakmak önem ka- zanıyor..\ncak neler y apıla- -caksa bunlann olanla değil olmayanla yani enflasyonla •gerçtkleştirileceği ortada" liedi. lSO'nun aylık olağan nıeclis toplantısı dün yapıl- _dı. Toplantının açış konuş- masını yapan üda Başkanı Hüsjmettın Kav ı. "Eğerbu mali yapı yüzde 140 düze- yindeki > ılİık bileşik faizler- İe finanse edilivor. tnflasvon da yüzde 80 düzeyinde ger- çekleşiyorsa ve reel faizler yüzde 30'lann üzeruıdeyse sanavi kesimi faaliyetlerini nasıl sürdürvcek istihdanıı nasıl sağla>acak?"diy esor- du. Kamuoyunun hâlâ yük- sek faiziıı ve rantın ekono- miyi nasıl tahrip ettiğini an- lay amadığını belirten Kav i. sokaktaki insanın bugünkü tabloyu bir kader olarak al- gıladığına dikkat çekti. Milli gelirin dağı- lımı incelendiğinde geçıcirakamlaragö- re tarım dışı maaş ve ücretlerin 1991 'de yüz- de 34.6 iken 1995"te yüzde 22.5'egeriledığıni vurgula- yan Ka\ i. "Kira,rantvekâr gefirlerinin toplamı 1991'de yüzde 47.6"yken, 1995"te 61.3'eyırnıanıyor'"dıye ko- nııştu. Otomoriv Sanayıcileri Der- negi Başkanı Aü l'hsan İlkba- har da Almanya'nın kulla- mlmiş otomobil satışı konu- sunda baskı yaptığım belir- terek bunun sektör için fela- ket olacagına dikkat çekti. Hastalık 4-5 yıllık kuluçka dönemi sonucu ortaya çıkıyor ve teşhis merkezi yok 6 Deli dana vok 9 demek delilikEkonomi Servisi - Tüıkı- ye'de et tüketiminin kriz se- \ ıvesinde gerilemesi üzerine. besiciden, sanayiciye. ithalat- çıdan. Sağlık\eTanm Baka- nı'na kadar ilgili tüm çevre- ler "Deli dana yok" açıkla- malan ileolayısogutup.tüke- ticıyi sakınleştirmeye çaba- larken hastalığın aslında uzun bir kuluçka dönemi olduğu, bu yüzden şiındiden kullanılan kesin ifadelerin gerçeği yan- sıtmadıgı vurgulanıyor. Ingiltere'de bu alanda ih- tisas yapan fsıanbul Üniver- sıtesi \ etenner Fakültesı Mık- robiyoloji Anabilim Dalı Öğ- retinı Üvesı Doçent Dr. Hü- seyin Vılmaz. halk arasında deli dana olarak bılinen has- talığın hayvaniarda kııiuçka süresinin 3-4 yılı buldufiunu belirterek 1995-1996 yılla- nnda ithal edilen canlı hayvan- iarda hastalık olnıadıgını söy- lenıek için erken olduğunu dile getırdi. Söz konusu hay- vanlann incelenmesi veklınik bulgulannın değerlendınlme- si gerektiğinı savundu. Daha önceki yıllarda ithal edilen hayvanlanu hastalıklı olabileceğine dikkat çeken Yılmaz. deli dana hastalığının difteriya. ensofalit. kuduz ve bey ın paraziti gibi bey ınle ıl- gili hastalıklarla kanştınlabi- leceğini açıklayarak deney ım- li olmayan kişilerin kolayca yalnış teşhis koyabilecekle- rini bildirdı. Türkiye'de bu konuda deneyımli uzman sa- yısının sınırlı olduğunu ifade l retici.ha\\anlar\aölnıekü/ere\kt'nyadaoldüklenMnıra\eteriiH'rvbaşvuru>()r. j Üreticiye tazminatyok Ingiltere'de deli dana hastalığı nedenıvle zarar eden üreticiye AB \e hükümet destek verirken Türkiye'de üreticiye sahip çıkılmanıası birçok riski de beraberinde getinyor. Türkiye'de üretıcinın zarannın yalnızca tüberküloz. bruselloz. ruam ve sığır \ebası gibi hastalıkların başgöstermesi halinde karşılanması. hastalıklı hayvanlann yok edilnıek yerine kesilerek pıyasaya sürülmesi tehlıkesi doğuruyor. Yetkıliler. anayasada bıldırimı zorunlu hastalıklar arasında yer almaması nedeniyle üreticiye destek verilmeyeceğıni kaydettiler. eden Yılmaz. deney inıli ki- şılerin benzerı \akalarla bu zamana kadar karşılaşmamiş olmaMnın "hastalığın olmadı- ğı" anlamına gelmeyeceğmı süyledi. Türkiye'de 'deli da- na \ ı tespıt edecek laboratu- \arlann bulunnıadığınadeği- nen Vılmaz. anıacının "deli dana hastalığı \ar" çığırtkan- lığı \aparak lıalkı telaşı dü^er- nıek olnıadıgını söyleyerek \alni7ca gereklı tedbirlerııı bıranöncealınmaM için u\a- rıda bulunduğunu belırtti. 1988 vılında tngilteıe'de hayvansal kökenli \emlerin sasaklandığını hatırlatan Yıl- ınaz. 1992 vılında hastalığın bildırıını zorunlu ha>talıklar grubuna alındığını anımsata- ARÇELIK A.Ş. YONETIM KURULU BAŞKANLIGI'NDAN (2499 Sayılı Kanun Hükümlerince Yapılan Duyuru) ÖZET BİLANÇO VE GELİR TABLOLARI 31.12.1995 -31.12.1994 TARİHLİ ÖZET BİLANÇOLAR (1.000 TL) »KTİF (VUUUAI) ÖIKnJMNUI 11.12.19M u.m.m.sts ( ( i a UKU TICUI D. OBtl USA . f sronw HnUa 7 ! DEî! Vm\ N-DUf/UI VM1K1AI lUZUKVUd'TKMltUOIUt I4«.W.Î33 Ili.itî.OOO U.511.042.727 1.775.8*7 3.842.45? «0« 414.420,000 1.734,*" S1S 1.542 0*4 I5/S.5O3 26! 2.532.505.Sr 1.3O9.9S4.07İ ISU.in,0t2 511.824199 llef. S,«1257,Î7O 4.005 77! 7.IK.723 1.5OT.A1S ÎIS 3.891.U5151 2.NU7S.2U 4.427.443 I.434.U2 701.121.220 2.237.844.413 İM«*uta 1.743.mi21 9.782.117.234 34D.S23.14S -Dİ24.7Oİ.7İI 618,874.493 f 22.121719 umajtm» am mua» m 1 ItojSapmBi&OTVjttkl 57.27i.SO3 3 S(joIrnn<rim 4-MunstamjsKntoH vmm 756 252 371 4.800.348.328 151.518313 3.942,853 507 467.970.121 4.708.700 43.540.700 43.540.700 UTİf (VUUHLU) rOfUM 25,411,*7»,IS* 14,2J5.4*4,J23 HtU VWEÜ HMOAI l tlWA S0K1A» B- IICAH 80ICJI <«; C Dlttî >ıS» VADELi BOItml i SC H-UIUN V1M1İ IOtQA« 1-FMU5JU SOKUI ( XS U.1W IUBl B0KJI > I0K V! Gİ0H UKİUUİS »özsıuun CUİDONEM JI.I2.mS ll,10S,05l.7f7 2,80? 245.538 5,584 <04 '83 '491205832 0 >25!sM244 3,SO7,0U»5« 2.744,236 163 30.59S >K 52,44».3!S 679,'42 507 MKtlİMNM 11.12.1W4 6.M0.015,304 2.6İ5.372.O34 2.618.770 34i 1.406.704.25i 156 009 2,0*1, «2,755 1.714 234 877 0 14.712 JK 319.455.088 ü'nfh D6G£BL£«E DtÖt «TiŞi 3unr coriıttniaiı üejjeı Ajnşt 4 500,000 000 İ9s2?376 2 2«.l 88,254 1603,918.291 692269.9İ3 440,044,607 205 552.637 923.604136 • »ÎT DOtf» Üfl ruir (UIHMOÂI) ronMi 8.105.409 »22,590.841 91.706.»57 331.İ23.08S 10S.107.t37 159.481,431 2 744,706 2 500000.000 69 627.37ı 1,321 J?7 798 SM.«S3.»S? 1 107 367JÎ8 I4,2*5.İM,<23 I (KAK • 31 U U I l « Vt 1«4. DÖNEMLHİttt tlT MAKO DtPNOTUUII (U> «UT-TLI '•IIIH ıı»l >Hiıı ıııHlHı lıııı ıl « i ı »<ı ın lTtlT |M< hıl tl.ımt '»1111.11 n, rmfiMi 'IT n«'<s^*«t«>«»W «c*n»taİOT7>*n* HDn k h * knrinbund» a n -yi orfntoı fnmm 7*» luU #m mıhsrfK U ü ' *n* ondnn imf nâmât Um M S'ö» münn$k Dil 1 H M H ri gnB»n mt fnmm 7*» luU #m mıhs ü *n* ondnn imf nâmât Um M Sö Dillı 1 H M . H i s 8 te WSn( «.5 15 31 1J30 S 1«4 Pay TsfBn Pfy OTBB (%) Hf Tıtan '045 774 ; 3 l : 577 750 675 505 1500 375.000 823 İ3İ )VJ «54.875 19"4 rrkw ı«lw-|le Sıis'-ın »rtm.Irtn 2'«JK*I9?< .»82 T S0 Hfeml"; 17250 9»*1"4 900000 21Iwro;HS4 736000 5) W kM> *r« e « n M»« tkınAhn I TcMkr ss3 a* 900000 520000 2!600C kr« İMn 13500OC 1 buı lU.i)' f 1M5 KoU bjiMiıTirl W«I««. fc 1 SX JOC1 1 » H «fcJ» M. 1994 MaTatvi 1994 VaM !0*O|i5İ995 7) . isti»Ucf M k«f Işthi DMâkl 1835 701 1.109164 «kKiklır 638734 696 998 }~, ~- .-^ -flrtc lıedRfın *«fflOTJbArw JTl 52' Tl 19% n» « 22S32 m# bsn SCM»* yl«ntan SKm K/3 »f* Oi»ıı»B. t j M ı ı M M mijiit liniMiısaBslıpııârta Iwto4> oM 3 »ı*i KUI nkt •• « » te w cte* Uokpn v m 199514w 3 *fa< 4*0 y » ^ Srtet, f « ka I—d Mka ft**r Y< 01de nboo pn k md «An « i * ) ^ k i K htaıra nhalekı gni t«ta SB * 1M Ijrıs'n B »)lllnTTllld»l Mlllılıt ılıllıı ıılılı ıl li|ilıiı>l m> aı<ıl.lıııllıı lıııı I T C i * t «rtmfcj'ıın »SK e»ş oraı« « s t a jfte msı« ara tare tfcrt ûae! ı«dn *««İ8TOJ« «i» w 1994 (*4> 6 Î « « M 1994 n> n 21982 sw* n faürte fflrtro* «HrâCtt p» teteıs !»*»««!»> mrtsıuıta» Mtow«ı'adiSn^ni*5»«OT6m|Jwıır*«tnk 6 IsmK 1994 fe Î M ^ t t d i t i i r t ^ r t b a l O * ! ? ^ * * ! u»!5KoplWlo**"08sot*lıı«ıfepbo»T>s» fcl|MBmVHUBIk»(i«kıoıı« I31İ43 n <kD, 31 fc* 19»5 Ma *mfc j * «blmımio (uslMı *«b tom gdein cmnİE M tar «oUnı ras Bofcre« dttkm iim **nxk Uhntefaeoivle tji Mnt ıte«fm<aıı» İB iıw* t. jts *mym « n r t n ı vtm « etfcsî 120.1 M|s H119« • 3 8 Uyn İU *» l«! I9rihn)« f " ^ FuNrGer ^etedı jngt &;EB t:ıdan mgiMni ûıhiMİBiM HMnı 35 Tl' ICIBII tamota ie Igi An* Mpm *»» Uo^lntaıaımJcıM eSJ 14549n.'*(1994-13897IUdw*»»»*•» M^OkHaBillınıd[«lk. « » t a l *n bod*m« 1IIV • «*»',15'io™*»or^ ^ t J j M A ı r i ! » * Woyw*31 U1995 B*ne M> jmıtksm !*m*w i * ı otot* hraplonn Mteâ 65 2 H»(i>IU1994-389l»wn.ı '. W«ı Jttmmıl î m «s* pnrm p f a r m €)(*» te f»J vMs izmd» 0»* Mn esns ghn* H» *ro btsımraltdf 3'kı« 199: D»ı «bo^e «niiıuB M*ıs Yt ? w " 4 295 «80fcm(105 4 t%> 11) <• 31 M> 199510* ıttoıyle Imsil aııfcB ot* F00V* iji « a jei w II) nk II <M teriv öa f •Mt>raınlıÜ>xw>k »mn «jtt Irmsd İOT.B: . :r, • I I İ M **ıi(ri. MfkeırijarnıM n tanmt.i n)kl»i!-T»i4*j«rM*rtı3'Wt '»« »rh ıntaiylî U «78 827 U II994 7646404ÜT!» 376 93S Hi «cffit -™««» M f •8^0 tninl togto Mon i : 304 E34 '. 199< 3<,4 55£TU ] ' Klym 4S3 Dar ,1994 hnnıımlaı Rh W > Wyw tB] Dvon, «roMMtilart acrttt kKot I I I T '•: = M.V», 1?: Jdon ' "4 t) t « ™ l « r l Mgeten ıınnra r » " ı n M k * I99S «UUUM ; s rm 3)FF 4, » 5, LİT 8 85! » 5 5 »8! ?49 19 453 110 4(70 247 ı: 500x0 KHOM II S 3i JY 41 Ff 51 UI 5;«S 7IS8P 8, HFl 9) Of TOPUU 57 924 150 ısosun 3J7 45325I 30 033 ?S3 4 277 831 297 2 409 272 432062 106 39* 384 526 705 244:72 236 23» 459 15B 4133 1470 505 * . TIK.Ş*» 3444 545 75! 14» 222 398 344 724 160 718 15394 58391 3 948 20 5073307 DitiıTatai ' '04 5*4 4 230 625 26 308 252 2 73132' Devfa Tifan 48 465 BU 400f3'CS 335419317 74 565131 815 25» 372 114 318 : 32E 583 212M 1C5444 190446 14S540 621223 130220 539 777 19 507 405 140770 m 3 705423 l « OrtdriK, islhidar vt kajkj vtdıUÜBf MBM m t n ıcrntl ftdUl. hMM, n m dr. )M wlo(>0r1ı*kH.lttı«tM <fc.kt4JrtW: : : - « < 55 ? " "J •U1.-1I.12.I99S «11994 HESAP MNEMEDİ 02X1IHUR 1AM.0UII (1.000 Tl) ş 8-51IlSU(Mll!ltDIIWIflll C-IPSHSU» sssmı(nrt f- 3C(! FMlJYETlf«K« GHMB « Û(UI fr * t ( FMÜyFlf(OEN aKHEI VÇ UMtlM 1' Mümdr I- O*S)İÜSHİ GFJJftB « ÛBA» > OU&NÜSTU a«aE« n JAÜUUJ I DOHEMSA* < 0D9KCH VFJKIV! JÖHJS» «jnj«lULUBfl 0 CUİMNW Jl/ll/HM 52 273 047 rj 2,800 718447 49.472329 503 35 471251328 13801038175 6,531 793 S74 7İ69 244 499 757 503,883 1307 740544 2.254.H9442 4.464.028J76 60.023,9.2 251.923,332 4.272.129 006 12SI 952 37 3.010176 S35 OftGliMNEM 11/12/1994 26 110.530943 1 192.594.426 24 917 936.537 17 S77 02335i 7 0409:3.181 2 7İ9 498 738 4 25',2!4 443 882.918 769 708.597.S84 2795,382.574 1.630,153,052 4.060.163 2rS3782B 1356 380387 24» 012.659 1 107 367 72! 1 <XM -11 UJU1K 1995 VI 1994 MEUP NNUUEIIİNE «JT MUS I/ULUSU MPMOO«I (Alui bttrtİMAıt IHyaı Tl) 199S 1994 l ) M « ^ n t ı > > o r t n M ) i M t r i J t l t h > t l » N W B « y f a n 1984096 1047676 aı*Tcr>sn»j«Wt- IÎ52 8O6 I028 2S 1 «oı»OTO,cn(»s™ıjdreı 1364 642 704 571 a»! Isf»»feg»i«raote-*çcr mjnrm ^ o » 588 164 323 7İ0 * k * 3 ' î ^ 19395 1994 3 447 427 416173 21 Flim.iı rtMİml »t ktraH fkttritrn 1323 585 Tl 19ti SÎ5144 Tü I99S 11 FTi.ı^ !•• hBHimıı yılııl.i : 3 447 795 c Dmr™Mnew«*- 895568 b > S h W II994 İJ1545T1 S)OıMlgr.Hhırt^k> 2 340 23C 2 7!5 383 hM>, bo)k oı**li .< isft^Mt SjS l o - . Marc 26 403 r, 199$ 1994 SfflBİoı 2CS37 282 10 061084 HltrUS 16544472 8 471987 Wor 13313412 6231836 i) TİMti. knhı M » n iytMTİt şMİ mttk. r^> ItMntMöc. ıntl ıriofa yiıd»Wn gii •sl mntt'ıcılert ım tmtmiı l a f a a îırel n kmtri narloolitriK lw*m hrton: 85 33;iı -«4 43 1 "1 TL dmşnorn» 19t5 I « M 14 429 423 '6M441 12 535 733 5 608 119 ») ÖnU « • » fck» fBtr v. yMtf tt ânki « M M m pfe »t i * Tenrnuz '594 ıcH' ve 2'932s3«ı Pnm 9cz*ie »jwntaxTak ıvaH-jij 0 ji!r 3mc / W r c"fcte*esas Dyjtfanm 25 « w 1995 J» «4108 a«*taıui] 1 Oai 19°4 Bnhnleıi jaeı *x» .;-. c? 'irr.:«ı w |ö*»r çüdnfa koymUmanrtmnıUı 132 243 Hot». 31 «mt '-595 »>H -to^t » ı m g*tetteo™ıas«*«* !«*• *nem jddn « * n h n U n » 25 «an 1995 gn w 4108 J>|* kom güR yopia t ^ j ü t o nBKMKk 56 877 R. gelj H 11 426 H J*. r**A •ogı %*ı »OTUS t*jp 31 M l l 995 < * * B ^ «MOT j * «MMMIO ı » s t o * 56.877 H's üınkı dönm geftinı « 114261 s «omfa «nen ptota U n amndtt a M i « 1*1 DOBT <ta*Q-SsM ftMır n « l > Tkfan G»*ınyn mma ndnbı 5 Hıyıs 1994 kriMl ı M n ı slitn poM t«ra«aA. sıktfas tot « j »«ta*U*.} aı*M» S r i f « l ? 9 3 # k i ^ * ! * » 5 ! ( : ; * » i T * f c v « » 9 S . i ? i ; ' ' ! w «hmle «pkmi *ı» <aamol5Jj»* tran ?* >*«ıa]W (trsrt*ı>B rt *5w0* jıMo iıim «llnln 11) Msst b o M Ur n Inh m ı Sm«!r!h)B»<»n*'ıui!«nlV« lOunonilablf dojnlfca»* jrMetek 15'5 000Illk MlMm 1 175000 U'B» « * » lM*c* iOTtv povbK mtaç tdfatl. btbfe 450 000 Tl -ın «üjmranddoMom» !%10 k « 5 000 Tl'i* I» teeyt 500IU kırakflınhB» A8CEIK «HONIM SlRHETrMH I OCM • II MİUK I99S VE 1994 NCStP DÖKBMnfNE tİT UG4MSIZ DENniM RAPOSU taeB lnoon Srt»'™ı 31 «n* 1995 << 1994 «rttoı « a ı * « m t a r s M*kı b*xı*m « i «rtsde «nc ewn hRtç dont^cm af gefc tDblokra K Igft dpnriom KHemQ bulunüfvuz İKiöeyemı genel kdx-i çömcs l 6 i Ü * g * S 4 * l 4 )6 ı S ı e 9 g S 4 B « m * < 5 GAûiraüı 9in | W sb kmr* a * » ml t i M t ta* «nawı SAO'nı 31 V * 1995 « 1994 wHı-r-e, gmek fliofc famm n bu RMenlt sono cwn hesolfanıJBMie<ir geıtBk inJrfBt Kmdam. bı ğncdu dönemfc^^trt' MSMUISOMST MUHUOKİ MALİ «jJMVİRh UtOH« JİKBlt • MBMO Of Flta VMTEmOUSt rak " Ha> \ aıısal kökenli > em- lerin yasaklanmasıııa karşın hastalığın 5-6 >ıl sonra \ine «üıulemdc olnıası düşündii- riieü bir durumdur" dedı. Baş\ uru yok Yılnıaz. "Valnızca ha> van- ları ölnıck ü/ern kcıı \ a da öl- dükten sonra bi/e baş\ uru- \oriar" dı>e konuştıı. Deli da- na hastalığının ko\ unlarda gö- riilme nskinin vüzde I oldu- ğunu belirten Yılmaz. ko\ un iiretinıi şapaiKİftliklerleıle- tı^ım kıırduğunu halırlatarak bazı çıt'tlıklerden geleıı nıek- tuplaıda deli dana lıastalığı- nın belirtileri arasında yeralan sinır sısteıni bozukluğunun koyıınlarda görüldiiğüııe da- ir bilgi bulunduğunu anıtn- sattı.Lstanbul Ünhersitesi \'e- terınerlik Fakültesi Mikrobi- yoloji ABD Öğretim Üvesi Prof. Atilla llgaz. Türkiye'de deli dana hastalığı ile ilgili neredeyse hıçbır araştırma \ a- pılmadığını. yalnızca yurtdı- şındaki çaüşmalann ı»ığı al- tında yonım yapıldığını bildı- rerek buna karşın \etkililerin - I iirivive'dc deli dana hasta- lığı>ok" açıklaması yapnıak- tan gekınmedıklerinı bildır- di. Deli dana hastalığının ha- fıt'e alınmaması gerektiğinı savunun llgaz. henüz hasta- lık tespit edılmemişse. bu du- runıun hastalığın tespıt edile- meıniş olnıasından da kay- naklanabileceüini bıldırdi. Türkıye'nin hangi yıllar- da. hangı ülkelerden et ithal ettiğinin kamuoyuna açıklan- ması gerektiğinı bildıren llgaz. bakanlığın üni\ersıtelerle ıs- bırliği halinde çalışması ge- rektiğinı vurguladı. Setbir Ba^kanı DoğanN'ar- darlı. ithalatın dirckt İngile- tere'den yapılıyorolmaması- nın bir şey ıt'ade etmediğinı kaydederek 3"üncüdünya iil- kelerı \asıtasıyla Türkiye'ye hastalıklı hayvanların girebi- leceğini bildirdi. Türkiye'de deli dana hasta- lığı bulunmadığı konusunda ısrar eden Tarım Bakanlığı ıse bunu Türkiye'de deli dana hastalığının teşhis edilmemiş olmasına bağlıyor. IFC'nin yatırım önceliği imalat, finans, tarım, turizm KOBİ'lere 160 milyon dolar tkonomi Ser\isi - Dün- >a Bankası'nınalt kurııluşu. lııternatıonal Fınance Cor- poration(IFC). 19%yılmda Türk özel sektöriine \ aklaşık 160 mıN'on dolar vatınmyap- ma>ı planlıyor IfCBaşkan Yardımcısı jannik Lindbaek. geçen v ıliarda Türkiye'ye or- talaına > ıllık IO(J milyon do- lar tutarında \atırını yapıl- dığına işaret ederek. " 19%"da ö/clsekrrire>aklaşık 16l)nıil- \on dolarlık bir > atırını yap- ma>ı \e pmjeler için de 2(M) miKon dolarçıkarnıa> ı plan- hyoru/" dedı. IFC'nin dün düzenlediği basın toplantısında konıışan Lindbaek. Türkiye'ye yöne- lik kredı ve yatmmlamıın imalat sektörü. finans sek- törü. tarım \ e turızmi iı;erdi- ğıni söyledi Türk ışletme- IFC Başkan Nardımcısı Lind- baek: 100 milyon dolarvdürdık. lerine bugüne kadar yatırım ve kredı olarak I mılyar do- lar sağlayan IFC'nin bütün dünyada küçiik ve orta öl- çeklı işletmelere ağırlık ver- diğine işaret eden Lindbaek. IFC kredileri nasıl kullanılıyor? • Yenı bir proje üreten ya da \ar olan ışletmesinı genışletmevi i.steyen herhangi biryatırımcı doğrudan IFC'ye başvurabilir (görüşme talep etmek ya da taslak projeyı göndermek sokıylaı. Bundan sonra. IFC. yatmmcıdan ısteyeceği ayrıntılı bir fizibilite raporunu deöerlendırerek karara \arır. • İlgili ülke hakkında bilgi sahibi olan çeşitli uzıııanlardan olıışan değerlendınne kurulu. projenin ekonomık. malı \e teknik \önlerini. pıoje sahasını da ziyaret ederek ınceler \e önerilerini üst yönetıme bıldirir. Proje onaylandığı takdirde yasaİ işlemlere ucçilir. M IFC. projeyle ilgili gelişmeleri yakından izler. Türkiye'de de önceliğin or- ta ölçeklı işletmelere verildi- ğini ifade etti. Leasingin küçiik ölçekli işletmelere dola\ lı yoldan fi- nansman saglamanın etkın >ollarından biri olduğunu söyleyen Lindbaek. özel sek- törün yeni yeni oluşmakta oldugu Dogu A\ rupa üikele- rinde doğrudan vatınma baş- \urabıldiklerıni belirtti. Koçbank'a 85 milyon dolar Ö7ellliklegelîşmekteolan iilkelerde özel sektörün ge- lişmesini hedefleyen \ e Tür- kiye'de de yaklaşık 40 y ıldır faaliyet gösteren IFC. son olarak 22 nisanda Koçbank ile 85 milyon dolarlık uzun vadeli kredi paketinin ön an- laşmasını imzaladı. 85 milyon dolarlık finan.s- man paketinin 25 milyon do- larlık kısmı IFC'nin kendi kaynaklarından temin edi- len. üç yılı geri ödemesiz top- lam 6 yıl vadeli krediden olu- şacak. Geri kalan 60 milyon do- larlık kredi ise \e\\ York Borsası'nda ihraç edilecek tahvilleryoluylasağlanacak. IFC'nın Türkiye'de ilk kez uygulanan bu finansman mo- deliyle. New York Borsa- sı'ndan Koçbank'a kaynak saglanmış olacak. IŞÇININEVRENINDEN ŞUKRAN SOIVER Bu Leke Çıkmaz Önceleri, en son Çiller olayında yaşadığımız üze- re, siyasette boğazına kadar kırliliğe batmış lider ve kadrolann, hesap vermemek üzere çırpınışiarını, bu uğurda her şeyi göze almalarını anlayamıyordum. Toplumun gözü önündeki insanların kamu vıcda- nında aklanamadıktan sonra, bilinen yasal yollardan hesap vermemenin bıryolunu bulsalardaenindeso- nunda siyaset meydanından silinerek, toplumda saygınlıklarını yıtirerek cezalandırılacaklarına inanı- yordum. Şimdi siyasetin, böyle şeylerden etkilenmeyecek kadar çok kirlendiğini düşünüyorum. Ayakta kalmanın bir yolunu bulurlarsa, her tür kir- lenmeye bulaşmış liderler, bu kez beceriklilikleri(!), hesap vermekten kurtulmaları nedeniyle, yaptıkla- rını yanlarına kâr saydırabilmekten, puan toplar ko- nu_ma geliyorlar. Özal hanedanının bulaştığı kirlilikleri, boyutlarını bir anımsayın. Mafya hesaplaşması. Civangate ile açığa çıkan halkalara rağmen Ozal. kurtarıcı(!) lider gibi anılıyor. Medyatik dünyada, kendine, çıkariarına yabancı- laştırılan yoksul vatandaş, bütün ıçtenliği ile Özal'ı büyük kurtarıcı(!) olarak görebiliyor, mezarı başında yokluğuna dövünerek ağlıyor. Özal, yarattığı yükselen değerleri ile, işini bilen memuru, zengine olan aşkıyla, lüks otefden ucuz ola- maması gereken hastane yatağı felsefesiyle. yoksul- dan alıp vurguna. ranta akıttığı. adı ekonomi, özü pa- ra politikalarıyla, mezarı başında ağlayan yoksulun hayatını kaydırmışken, kurtarıcı gibi seviliyor. Ya sonrakiler? Neredebiryolsuzluk. birskandal patladıysa, han- gı politık karıyeri olan ıçın "işîbitti" dıye düşünüldüy- se. sanki tam tersı oldu. Yeğenlenn, kardeşlerin, evlatların, siyası liderin yüzü suyu hürmetine köşeyi dönmeleri olağan ka- bul edilir oldu. Milletvekillerinin iş takibi ile çıkar sağlama, köşe dönmesı nerede ise erdem sayılacak. Kilit bürokrasinin geliri ile ölçülemeyecek serveti ayıp değil, başarı ve siyasette yükselme ölçüsü. Gerçi Çiller ailesi, gerek kişisel servet, gerek Ame- rika'dakı malvarlığı, çiftlik yalanı, TEDAŞ veTofaş'ta biraz ölçüleri kaçırmış gibi gözüküyor. Ama pek çok kişı, Çiller'ın denge ve manevralar- la bugünleri atlatması halinde, becerikliliği nedeni ile daha da saygın bir lider konumunda olabileceğini düşünüyor. Ne de olsa Mercümek'li Refah'ın, iktidar yolunu açmak üzere Çiller'in üzerine gitmesi, ANAP ve DYP'nin yolsuzluk dosyalarının diğerlerinı aratma- yacak kabarıklıkta olması, Çiller'in sıkışınca Refah'a iktidar ortakhğı önerebilmesi, ANAYOL bozulursa, ANAREFAH'ın gündeme gelmesı.. "tencere dıbın ka- ra, seninki daha kara" hesabı ile vatandaşı seçenek- siz bırakıyor. Vatandaş, kirli siyasette, kirliliğe bulaşmış liderle- rin, kirliliğe ortak kadrolarla oluşturduğu parti yöne- timi ve parlamentonun ıçinden ciddi bir temızlik iş- leminin çıkmayacağını biliyor. Siyaset, siyasi lider ve kadrolar, büyük çoğunlu- ğu ile hiçbir deterjanın, temizleyicinin çıkaramaya- cağı kara kara lekeler almış bulunuyor. Çiller ve diğerleri, dosyalar savaşını atlatabılirler. Çocuklar, yeğenler, kardeşler, ortak bakanlar, mil- letvekilleri, bürokratlarla yarâtılan çıkarlar. yolsuzluk ve vurgunlar bugün için kabul görebilir. Kirliliğe bulaşmamış olanlar bile ittifaklar, koalis- yon hesapları, çıkar, oy kaygısı adına kirliliğe, ger- çekten hesap sormamakla ortak olmuş bulunuyor. Yolsuzluk dosyaları. uzun bir zamandan bu yana siyaset hesapları, oyunları içinde, yalancıktan orta- ya çıkanlıp çıkanlıp sonra tozlu raflara kaldırılıyor. Ama bu kocaman kocaman, kara kara lekeleri kim sılebilir? Özal'ın mezarı başında ağlayan yoksul vatandaş. Çiller'e sevgi çemberi. Erbakan'ın pirupak(!) hava- larda güç gösterileri bugün için geçerli. Ama hele bir çarklar, gerçekten hesap sormadan, temizlikten ya- na ışlemeye başlasın. bakın nasıl her şey değişiyor. Bugünü kurtarmak. ayıpları. kocaman kocaman, kara kara lekeleri silmıyor. Çiller ve diğerleri, hiçbir temizliğin, deterjanın çıkaramayacağı kara lekelerle yaşamaya mahkûm bulunuyorlar. 'f% E R G İ N Y I L D 1 Z O Ğ L I • / Toplumsal konsensüs lıızla bozuldu M erkez ülkelerde. 19-0lerdegenelbirdü- şük üretkenlık \e kârlı- lık kn7i \ aşanıy or. bu da enflasyon, artan işsizlık \e gittikçe şiddeti artan grev \e sendikal müea- dele olarak kendini gösteriyordu. Bu üretkenlık \e kârlılık krizı içinde bir çözüm arayan hükümetler. giderek enflasyonla mücadeleyeöncelik \er- diler. kârlılık \e üretkenlık krizıne karşı geliştirmeye başladıkları polıti- kalan bu söylem altında uygulama- \a koydular. 1970'ler boyunca. devlet politika- lan giderek. sermaye ile sendikalar ara- sında. ücret ve ışyerinın kontrolü. ma- kineleşmenın hızlanması \e işçi çıkar- nıa gibi konularda >aşamın çatışma- larda sermayenin. yeni \öneliminı destekleyecek şekılde deâişmeve bas- ladı. Buna paralel olarak. gelişmiş kapi- talist ülkelerde de\ letlerde. sermaye- nin dün> a ekonomisindekı düşük üc- ret bölgelerine göç etmesini \e bura- lardaki koşııllara uyunı sağlamasını kolaylaştıracak dış politikaları da önem kazandı. Devletin bu yeni yönelımi. çoğu zaman sos> al demokrat hükümetler ta- rafından hayata geçirildiği için. sen- dikalar. işçı hareketi \e sosyal de- mokratlararasındakıkı karşılıklı işle- yişi bozmaya. \arolan ücret ilişkisi- ni tahrip etmeye başladı. Bu. çalışan- ların ekonomık büyünıe döneminde elde ettiğı kazanımlannın geri alınma- ya başlanması anlamına geliyordu. 1970"lenn ortalanndan itıbaren mo- netarizmin \e piyasa ekonomisinın baskısı artarak hissedildi. Örneğin İn- gıliz İşçi Partisi giderek monetarıst. pıyasa yanlısı \e emek aleyhıne po- İitıkalan benimsedı Böylece. 1950- 70 arasındaki toplumsal konsensüs. hızla bozulmaya başladı. 1980'lerde Keagan\e T'hatcher'ın başını çektıği "pi>asa retbrınlan". de\ letııı ekono- nııdeağırlığınınazaltılnıa^ı. bütçe\e dolayısı ile \ergi mükellefi üzerin- den kamunun yükünün kaldınlması adı altında sunulan özelleştırme hareke- ti sırasında bu iyice ortaya çıkacaktı. Özelleştırme ve sendikasızlaştırma- ya yönelik çabalara işçilerin ve sen- dikaların direnışlerinde sosyal de- mokratlar. "vergi raükellefini" gücen- dirmemek \e korkutnıaınak. serma- yenin ve sermaye tarafından besle- nen basının gazabını üstlerine çek- memek için en iyi koşullarda sessiz kaldılar. Örneğin. Ingiltere nıadenci- lergrevınde olduğu gibi grevin lider- liğini eleştirerek zayıtlattılar \e hat- ta el altından gre\ i bitirmeye çabala- dılar. 1980'lerin başında piyasa ekonomi- si. globalleşme. özelleştiıme \e sen- özellikle 1980'lerin ikinci yarisında. spekülasyon kuharında dızgınlerin- den boşandı. 1980'lerin başmdaki borç krizi. ge- nel yapısal krizin dünya ekonomisin- de genelleştiğini ve az gelişmiş ülke- leri de pençesine aldığını gösteriyor- du. Az gelişmiş ülkelerde dış borç ödeme zorunluluğu \e yabancı kay- nak bulnıa gereksinimi altında. INİF \e Dünya Bankası. "VapısaJ L : yum Programlan'* çerçe\esinde bir dişa açılma. dış dünyada rekabet etmek için işçi haklarına saldırı. iç kaynak- ları ihracatı ve yabancı sermaye giri- şini desteklemek için dışa yöneltme çabasıyla da bir yoksullaşma başladı. Şimdı. özellikle merkez ülkeler O zelleştirme. 1950-1970 döneminde gelişen ve dünya ekonomisinde yaygınlaşan sermaye birikim rejiminin, 1970lerde başlayan krizine çare ararken ortaya çıkan bir politikadır. Bu yüzden çok kapsamlı ve çok karmaşık toplumsal etkileri olan bir projedir. dikal hareketin direncinı kırma yo- luyla krizi çözmeye hazırlanan Re- agan-Thatclıer gibi politikacılar hü- kümet olurken III. Dünya'da bir borç krizi yaşandı. Azgelişmiş ülkelerde- ki borç pıyasalannda yatınmriskiart- tıkça mali sermaye hızla merkez ül- kelere geri dönmeye başladı. Bildiği- niz gibi 1980'lerde merkez ülkelerde bir borsa köpüğü oluşmaya başladı. Aynı dönemde mali sermaye. spekü- lasyon olanaklarını daha iyi değer- lendirebümek. dünya ölçeğinde hare- ketini kolaylaştınnak için sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ta- lebini daha çok öne çıkarmaya baş- ladı. Pıyasanın serbestçe işleyişinın önündeki engelleri kaldınîiay ı hedef alan hükümetler. malı sermayenin bu talebıni yerine getırmek için kollan sı- \adılaı \e gerekli yasaları çıkardılar. kontrolleri kaldırdılar. Mali sermave. üzerinde durmaya çalışarak. ancak gelişmekte olan ülkeleri. özellikle IMFprogramlannı uygulayanlan göz ucuylaizleyereközelleştinTieyeve iş- çi haklarına yönelen saidınlara dö- nelim. Işçi ve emekçilere yönelik saldın- lar. iki yönden ilerledi. Birincisi. emek pazarının esnekleştirilmesine (ışe al- manın ve çıkarmanın kolaylaştırıl- ması. ücret esnekliğinin arttırılması) ve sendikaların gücünün kınlmasına yönelik yasalarla üretkeniik krizi çö- zülmeye çalışılıyordu. Ikincisi; dev- letin. toplam talebin düzenlenmesine ve işgücünün yeniden üretimıne iliş- kın ü>tlendiği mali >orunıluluklar azaltılmaya hatta kaldınlmaya çalışı- lıyordu. Işgücünün yeniden üretimi için ser- mayenin ödediği fiyatının ücret oldu- ğu ve Fordizmde bunun bir kısmını da devletin ödemey i üstlendığinı bu- rada hatırlamakıa f'ayda var. Böylece görürüz kı devletin. ışgücünün yeni- den üretimine ilışkin sorumlulukİann- dan vazgeçmeye başlaması gerçekte. ışçılere. devlet eliyle. toplumsal ola- rak ödenen ücretin de düşürülmesi anlamına geliyordu. Özetle. 198Ö'lerde sennaye hareket- lerınin serbestleşmesinin önündeki engellerin kaldınlması ve ışçı hareke- tinin 1950lerden bu yana elde ettiği kazanımlannın budanması için şiddet- li bir saldın başlamıştı. Sosyal demokrat partilerin giderek kapitalizmi. sonra da serbest piyasa fikrinı benimseyerek. düzenlemeci partilere dönüşınüş olmalarının ılk önemlı sonucu burada görüldü. Sos- yal demokrat partıler. bu yeni koşul- larda ohışan ideolojik ortama kapıl- dılar. muhafazakâıpartılerin politıka- lannı benimsemeye başladılar. kısa- cası uyum sağladılar. Böylece serma- ye yeniden yapılanma ve •'reform- İar" projesine yeni bir partı kazanır- ken işçiler vc emekçiler. sermayenin saldınları karşısında kendilerini »a\ u- nacak siyasi bir partiden yoksun ka- lıyorlardı. Bunun etkisiyle sendikala- nn müeadele gücü ve sendikal hare- ket zayıfladı. Böylece. 1980'lerde Fordizmin üc- ret ilışkisı ve düzenleme sistemleri. ya- ni kabaca ifade edersek refah devle- ti. tek tek parçalanmaya başlandı. Burayakadaranlattıklanmı özetler ve yazının başında ileri sürdüğiim t'ik- ri vurgularsam: Ozelleştirme. 1950- 1970 döneminde gelişen ve dünya ekonomisinde yaygınlaşan sermaye birikim rejiminin. 1970'lerde başla- yan krizine çare ararken ortaya çıkan bir politikadır. Bu y üzden çok kapsam- lı ve çok karmaşık toplumsal etkile- ri olan birproıedır. Bircümleıleözel- leştirme. kamu etkınliği alanlannı. siyasi demokratik kontrolûn dışına çıkanp piyasaya açmayı hedefier. SÜRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear