22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
?•• SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 1996 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Ortaö§*etimde Durum Yürekler Acısr tnam-hatıp lıselennde, öbur okullardakı aynı tanh kıtaplan ckutulmasına karşın, bu okul mezunlannın önemlı bır bölümü, camhunyet tanhıne başka gozle bakmaktadır; laık bır devlette laıklık karşıtı gorüşlerle yetışmektedır. Prof. Dr. RIFAT OKÇABOL Boğazıçı Ünıversıtesı 1 973yılındakabuledılen 1739 maktadır Çokprogramlı(çokamaçli)lı- sayılıMıllı Eğıtim Temel Ka- nunu'nun 26'ncı maddesıne gore ortaoğretım temel eğiti- me dayalı. en az uç \ ılhk oğre- tim veren geneL mesleki ve teknik oğretim kurumlannın tumünıi kapsar'. Lıse denen bu kurumlar. oğre- tim alanına (fen lısesı, tıcaret \e tunzm, meslek lısesı gıbı) ya da oğrencı nıtelı- ğnegore(kızmeslek tısesı gıbı)değışık adlar almaktadır Lıseler aynca temel ozetlıklenne gore genell ıseler ve meslek Iı<«len olmak ûzere ıkı kumeye aynl- maktadır 1739 sayılı yasanın 56 ve 57'ncı maddelen eğıtım-öğretım hızmet- lennın yurutûlmesınden Mıllı Eğıtım Ba- kanlığı'nı (MEB) sorumlu tutmakta ve "Askeri amac.li okullar dışında bu \asa- ya aykın hiçbir egitim etkinüginde bulu- nulamaz" demektedır Bu liselere yonelık genel bır ınceleme, ılgınç durumlar ortaya koymaktadır MEB ıçınde 10 değışık bınme ve MEB dışında da 10 ayn kuruma baglı olan 50'yeyakınlisetünıvardır Sankı.canı sı- kılan. bır ıkı yenı lıse turu ıcat etmış ve onlan bır gene1 mudurluğe bağlamış gı- bıdır Imam olamayacak kızlarımam-ha- tıp lıselenne alınırken, kız ve erkeklenn bırlıkte çalışrığı meslek alanlannda kız ve erkekler ıçın ayn ayn okullar bulun- seler nedense mesleki teknik eğıtım bun- yesınde denenmektedır Tum lıseler çok programlı lıseye donuşse meslekı teknik oğretim genel mudurluklen dışındakı ge- nel mudurluklenn ışı bıtecek gıbıdır Pek çok lısenın. yabancı dılde ağırlık- lı eğıtım yapan 'Anadolu'su vardır Mes- lek edınen gencın, mesleğındekı gelış- meler çoğunlukla yabancı dılde olacağı ıçın, mesleğını lısenın 'Anadolu'sunda oğrenmesını anlasak da, Anadolu ımam- hatıp lıselennı anlamak kolay değıldır Kendı dılımızde oğretmedığımız dınımı- zı lngılızceden ya da Almancadan oğ- renmek ıçın mı ımamımızı ve hatıbımı- zı okulun 'Anadolu'sunda vetıştınyoruz9 Onlan lngıltere'ye, Amenka'ya ya da Almanya'ya mı ıhraç edeceğız9 Yoksa başka amaçlarmı vardır0 Durum bellı (') değıldır Çocuklar. ortaoğretime gelmeden ön- ce temel eğıtımden değiL, ılkoğretım- den' gecmektedirler; genelde okul seçinu- ni ilkokul 5'inci sınıfa giderken yapmak- tadırlar. Veti ya da çocuk 50 çeşit lisedetı hangilerini tammaktadır? Nasıl seçim ya- pılmaktadır? Veli olarak doğnı mu yapıl- maktadır.' Olav çapraşık. okul seçimi za- mansızdır. Meslek lıselennın bınncıl amacı öğ- rencılen bır mesleğe, ış yasamına hazır- lamak. genel lıselenn amacı ıse öğrencı- len bır ust oğrenıme hazırlamaktır 30 yıldır meslek eğıtımıne onem verdığını soyleyıp(MEB, beşyıllıkkalkınmaplan- lan, yıllık programlar, kımı hukumet programlan) meslek okuluna gırmek ıs- teyenlen 30 yıl sonunda hâlâ sınav la ele- yen bır başka devlet yoktur 1994-1995 oğretim yılı ıçın endustnyel teknik oğre- tim okullanna başvuran 271 bın gencın 140 bın kadan bu okullara kabul edılme- mıştır 1993-1994 ogretım yılında genel lıse- lerden unıversıteyegeçış(yüzde29 5) ıle meslek lıselennden ünıversıteye geçış (yuzde 25) arasında anlamlı bır fark yok- tur Yapılan araştırmalar, 1980'lerde uy- gulanan Becen Kazandırma Programla- n ıle 1990'lann başında uygulanan Lıse Mezunlanna Meslek Edındırme (LIM- ME) projesıne katılanlann azımsanma- yacak bır bolumunun meslek lısesı me- zunu oldulannı gostermektedır Meslek lısesı mezunlannın onemlı bır bolumu- nun ünıversıtede mesleğının dışındakı alanlara başvurduklan da goz önune alı- nırsa meslek okuluna gırenlenn de du- rumdan memnun olmadıgı anlaşilmakta- dır Olay düşundurücudur Genel lıselerden memnun olan da yok- tur Oğretmen, 'ozleyiş'e (nostaljıye)do- nuşen eskı saygmlığıni aramaktadır. ne bakanlığın demokratık olmayan tutu- mundan ne de bılımsellıkten uzaklaşan gıdışten memnundur öğrencının mem- nunluk derecesı okul çıkışında bcllıdır Okuldan uzulerek aynlan oğrencı gorul- memektedır Okuldakı kısıtlı olanaklan okul zamanını kullanamayan oğrencı, bu olanaklan ders dışı saatlerde de kullana- mamaktadır 1923 yılında lıse ve lıse dengı 87 okul- da okuyan ve 8 bın dolayında olan oğren- cı sayısı. bugunlerde (5 bın lısede oku- yan)2 5 mılyonayaklaşmıştır Buolum- lu sayısal gelışmeye karşın ne yazık kı, ortaoğretım çağında olan 2 mılyon dola- yındakı gencımız ortaoğretime dev am et- memektedır Geçmış yıllarda, ılk ve ortaoğretımde gorulen oğrencı sayısındakı artışlara ko- şut (paralel) olarak. yuksekoğretımde olanak yaratılmamıştır Yukseöğretım- dekı olanaklann sınırlı oluşu ve eğıtım sıstemının yetersızlığı sonucu, ozellıkle yükseoğretımdekı sınırlı olanaklara ula- şabılmek ıçın eğıtım bır 'mal' halıne gel- mıştır Ortaoğretımde ozelokullannone- mı artmış, Maarif Kotejleri olarak başla- yan ve sonradan Anadolu Lisesi adını alan okullar gıbı. süper lıseler gıbı. seç- kın okullar yaratılmaya başlanmıştır Gozde okullara gırmenın, unıversıtede lyı bır bolume kapağı atmanın yolu ozel derslerden \e ozel dershanelerden geçer olmuştur Bugun, neredeyse dershaneler lıse yenne tercıh edılecek duruma gel- mıştır Var olan eğıtım Mstemınde 'Ço- cuk, lise yerine valnız dershaneye gitse ne olur' sorusu sorulmaya başlanmıştır Gecmiş \ ıllarda hak edeni rrte/un etme çabasında olan \1LB, bugun, her oğren- cive lıse dıploması \ermc cğilımindedir. 4- 5 dersten başarısı/ olan oğrencı oğret- menler kurulu kararıvla başanlı savıla- mayınca, okullar bır de medvanın sakiı- nsına uğramaktadır Gidiş, içinden çıkıl- ması guç durumlar yaratmakudır. Devlet okullannda, yonetıcıler sıyasal eğılımlenne gore belırlenmektedır, oğ- rermenler karar surecıne katılamamak- tadır, maaşlar azdır ve buyuk şehırlerde bır öğretmenın oturabıleceğı yorelerde- kı ev kıralannı bıle karşılamaktan uzak- tır Oğrencıler, eğıtım sıstemının hıçbır aşamasında, 1739 sayılı yasadakı amaç- lardoğrultusundaeğıtılmemektedır Eğı- tım hakkı, fırsat ve olanak eşıtlığı, bılım- sellık, planlılık gıbı 1739 sayılı yasada yer alan Turk mıllı eğıtımının 17 temel ılkesınden neredeyse hıçbınne uyulma- maktadır Yapay gereksınımlere ve sıya- sal amaçlara gore okullar açılmaktadır Ezbercı yontem bıreyın gelışmesını en- gellemektedır Demokratık değerler \e tutumlar kazandınlmamaktadır Oğren- cıler bılgı bınkımı ve genel kulturaçısın- dan belırlı bır duzeye ulasamamaktadır Okullarda rehberlık ve danışmanlık hızmetlennı yurutecek yeterlı sayıda uz- man olmadığından, unıversıte kapısına gelen genç, genelde seçımını nasıl yapa- cağını bılememektedır Yabancı dıl ağır- lıklı okullardan gelenlenn pek çoğu, oğ- retımı yabancı dılde olan unıversıtelenn dıl sınavlannda başanlı olamamaktadır Ünıversıteye gıremeyen genel lıse me- zunlan ışsızler kenanına katılmaktadır Anayasasına gore laık olan ulkede, yı- ne anayasaya gore dın dersı zorunludur, Musluman olmayanlar ıçın son yıllarda bu zorunluluk uvgulanmamaktadır Imam-hatıp lıselennde, obur okullarda- kı aynı tanh kıtaplan okutulmasına kar- şın, bu okul mezunlannın onemlı bır bo- lumu, cumhunyet tanhıne başka gozle bakmaktadır, laık bır devlette laıklık kar- şıtı gorüşlerle yetışmektedır, Atatürkçü değerlen ve cumhunyet adınayapılanla- n hıçe saymaktadır Durum kntıktır Ne dersınız9 Eğıtım sıstemımızde de- ğışıklık yapılması zamanı gelmemış mıdır9 ARADABİR KEMAL ONUR htanbul Barosu A\ ukatlanndan Mirasyedi Uberaller! Değışmekte olan dunya duzenıne ayak uydurabıl- mek ıçın, gerçekten devletın sırtına ağır bır yuk halı- ne gelen bazı KlT'len ozel sektore devretmek ekono- mık açıdan gereklı gorulebılır Ancak bu uygulamala- nn ulke ve toplum çıkarları gozetılerek yapılması, ıve- dı sıyasal kararlarla oldu-bıttıye getırılmemesı gere- kır KlT'ler, cumhurıyetımızın kuruluşundan bugune kadar yoksul halkımızın ekonomık ozverısı ve krt kay- naklarıyla oluştuaılmuş ulusal değerlenmızdır Bu ku- rumlar sanayıleşmemızın oncusu ve anahtan olarak özel sektorun lokomotıfı rolunu yadsınamaz bır ba- şan ıle yenne getırmışlerdır 1950 yılından bu yana ıktıdara gelen sözde lıberal sıyasal partılerın, ekonomık gerçeklere ters sıyasal ve çıkarcı uygulamalanyla KlT'ler zarar etmemış, za- rar ettınlmışlerdır Toplumun buyuk ozverısı ıle yok- tan varedtlen-bu kurumlar, yanm yuzyıla yakın bır za- man surecı ıçınde ışbaşındakı ıktıdariarın seçım kay- beden yakınlarını besledıklerı 'arpalıklar' olarak kul- lanılmış, ekonomık venmlılık durumları, kapasıtelen duşunulmeden, gereksınme dışı yığılan yandaşların yaşamboyu gelıre bağlandığı ışletmeler halıne do- nuşturulmuştur Şımdı de çağımızın modasına kendımızı kaptırarak, gelışmemızın ve lıberalleşmemızın tek engelı, hatta suçlusu KlT'lermış gıbı, "gunah keçısı" arama anla- yışıyla ozenle yaratılan bu kurumlar yerden yere vu- rulmaktadır Toplam 28 KİT, tum başarısızlık engelle- melerıne ve olumsuz yatınm koşullanna karşın 154 6 trılyon lıra kâr etmıştır Buna karşıhk, yıllarca altyapı- sı ıhmal edılen, yetersız yonetım ve gereksız perso- nel yığılması sonucu 22 KİT de toplam olarak 1216 trılyon lıra zarar etmıştır Sonuç olarak yıne de, tum olumsuz yonetsel, yatırımsal altyapı, personel yığıl- ması sorunlarına karşın, butunsel açıdan değerlen- dırıldığınde KİT'ler 31 9 trılyon lıra kârttdır ve bu oran- da devlet butçesıne katkı sağlamışlardır En fazla za- rar eden ışletmeler, yıllarca modernleştırılmelen kas- ten ıhmal edılen 42 tnlyon lıra ıle TCDD, 21 tnlyon lı- ra ıle Turkıye Taşkomuru Işletmelerıdır KİT'lere karşı çıkmanın çığırtkanlığını yapanlann deyışı ıle devletın sırtında en buyuk kambur bu ışlet- melerdır Ne hıkmetse, hıçbır yetkılı, sozu edılen bu yuklenn devletın sırtından alınması ıçın, ozelleştırme- ye bu ışletmelerden başlamayı cıddı olarak duşun- memektedır Doğaldır kı bu kurumlar ozelleştınlmek ıstense de, 42 tnlyon lıra zarar eden bır kurumu kım almak ıster? Oysakı TELEKOM gıbı yılda21 tnlyon lı- ra, PETKİM gıbı yılda 41 trılyon lıra kâr eden, "ozel ve guzel sektorun " arzusunu kabartan bu kârlı kuru- luşlar varken zarar edenlerı kım ıster Cumhurıyetımızın kuruluş donemınde toplumun krt kaynaklanyla buyuk ozverılerle oluşturulmuş, sana- yıleşmemızın oncusu KİT'ler, varlıklı bır babanın ha- yırsız mirasyedi çocuğu anlayışı ıle kımseye peşkeş çekılemez, çekılmemelıdır Gerekırse bu konuda re- ferandum yoluyla KİT'lenn gerçek sahıplerı olan hal- kın oyuna başvurulmalıdır KlT'lerle ılgılı ozelleştırme kararian, ulusal çıkariar, stratejık onemlerı dıkkate alı- narak yenıden gozden geçınlmelıdır Sadece zarar edenlerın ısteklısı varsa ozelleştınlmesı duşunulme- lı, oncelıkle KlTyonetımlen, ıktıdariarın çıkaralanı ol- maktan kurtanlıp akılcı ve ekonomık yonde yenıden organıze edılerek ozerk hale getınlmelıdır Yoksa ozel- leştırme sevdasıyla kârlı KlTlerı satıp uzaydakı kara- delık halıne gelen butçe açıklannı kapatmak çabası ulke çıkarına değıldır Ozelleştınp satacak KlTı kal- mayınca ıktıdarda bulunanların neyı satışa çıkara- caklan duşunulmeye değer bır konudur TARSUS 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo 1994/960 Davacı Karavollan Genel Md vekılıAv M Fehmı Ay- baş tarafından davalılar Bünyamın Altunay ve arkadaş- lan aleyhıne açılan tazmınat davasının vapılan duruşma- sı sırasında, Davacı vekılı tararmdan venlen 13 12 1994 tanhh dılekçe ıle davalılar aleyhme \ 800 000 TL, yasal faızı ılebırhktedavalılardan sıgorta şırketı ıçın kar\unı lı- mıtı dahılınde dığer davalılardan muştereken v e mütesel- sılen tahsılıne tazmınat davası açmış olup, davalılardan Bünyamın Altunav ve Yaşar Altunay"a teblıgat yapılama- dığı gıbı C Başs?vcıhğf nca da adreslen tespıt edıleme- dığınden adlanna ılanen teblıgat yapılmasına karar venl- mıtı olup adı geçen davalılara ılanen teblıgat yapılarak 10 gun ıçınde ne gıbı delıllerı var ıse bıldırmelen delıl- len bıldırmedıklen veya bır vekılle de temsıl ettırmedık- len takdırde mahkementn gıyaplannda vapılacağı ve yok- luklarında karar venleceğı ılanen teblığolunur 7 3 1996 Davalılar: 1- Bünyamın Altunay, 2- \aşar Altunay, 3- Guneş Sıgorta A Ş Basın 77283 Laiklik ve Refah Partisi VECtHt TİMUROĞLU B ay Erbakan, seçımlerden guçlu çık- tığından bu yana, kendısını gerçek bır Cumhunyetçı gostermeye ozen- le dıkkatedıyor Basın mensuplan- nın onunde. >4 Cerçekla\ıkhğı(laık- Bği) bizsavunuyoruz. Cumhunyebn gerçek sahipleri bizleriz" dedı Bır genç gazetecı " Ama sızin şenatçı olduğunuzu söylûyorlar. Layik- liğı sa\unan \navasa maddesıni değiştireceğınızi soyiemıştiniz" devınce çok belırgın bır sınırlılık- le "Bı/, Anavasa'dan Layıkliğı çıkarmak istemiyo- ru/. Bu yolda verilmiş çok sa>ıda onergemiz. yasa önerimi/ var. Bu, lavikhk kelımesının \ennc 1 urk- çesını kovalım, dıvonu. Zaten, Batı devletlennın anasavııannda da lavıklık diye bir şey yok. Sadece iki devletin anavasasında \Br" dıyc sözu kapıp hı- lesını, bu konudakı ıçtensızlığını ortaya koydu Erbakan'ın boyle donuşlen benı ılgılendırmı- yor Benı ılgılendıren, Bay Erbakan'ın bu sozlen- ne aydınlanmızın ılencı yazarlanmızın, kendıle- nnı halkçı sayan sıyasal partı onderlennın ses çı- karmavrçı öaj Erbakan ya da bır başka guç hıç- bır bıçımde dev letı ı>enat duzenıne oturtamaz Tür- kıye ıçın bov le bır kuşku duyulamaz artık Yetmış üç degıl vetmış beş yıllık bır savaşımın sonunda kazanılmıştır Cumhunyet ve Anadolu halkınınya- şam bıçımı olmuştur Erbakan Turkıye'ye Bay General Kenan E>ren'den daha çok kotuluk yapa- maz Tanhımızın en buyük depremı Bay Gene- ral'dır Bay General. Erbakan'ın hıçbırzaman ya- pamayacağı, hatta gınşımde btle bulunamayacağı bır kötuluğu yapmıştır halkımıza Dtn bılgısı ders- lennı, anayasal bır zonınluk halıne getırmek Bay Erbakan, Batılı devletlenn anayasalannda layıklık ılkesının olmadığını soyluvor Fransa ve Is- vıçreanayasalannıdaayınyor Doğru Ama, bırkı- şı de çıkıp demıvor kı, "A Hoca efendi, bu söyle- diklenn hıtartı olnıasa da, geçerlı doğrular. Tamam! Ama, lutfen sö\ lcr misın? Hangı u\ gar ulkenûı ana- yasasında din dcrslerinin zorunlu olduğu ya/ar?" Bu soru çok onemlıdır Layıklık sanıldıgı gıbı yönetım bıçımıvle ılışkılı değıldır Eğıtım, oğretım veduşunceozgurlüğuyleılışkılıdır Butun Islamta- nhınde, gen kalmışlığın tek bır nedenı vardır Dû- şüncenin özgürleşmesi için savaşmamak!.. Islam dunvasında, düşuncelennden ve evlemlennden do- layı asılmış bırçok ınsan vardır Nesımı Hallac Mansur, Babek, Bedrettın vb Ama bunlann htç bı- nsı, duşuncenın ozgurleşmesı ve bılımsel bağım- sızlık uğruna savaş verdıklen ıçın asılmamiblardır Yonetıme ters düşmedıkçe kımse kıllanna dokun- mamıştır Mansur. yedı-sekız vıl Kabe'de, "Ben Aliah'ım! Beni öMürün! Kanım size belakür!" dı- ye bağırmış, ama kımse donüp yuzune bakmamış- tır Nezamankı Bağdat'ınkenarmahalielerhalkı- nı, buğday fivatlannın artmasına karşı kışkırtmış, bugday tuccarlannın haram kazanç yaptıklannı ıle- n surmuş, ışte o zaman vermıştır kelleyı Islam dunyasında, duşüncenın ozgurlesmesı ıçın bır sa- vaşa rastlamıyoruz Namık Kemal bıle, Allah'ın ayetlennın tartışılmasını kufur sayar Osmanh'nın son zamanlannda TevfîkFikretgıbı bırkaç kışı bı revsel çıkışlar yapmıştır Kısası Batı ulkelennın anayasalannda, "layikliği'" koruyan maddelere ge- rek yok Onlar, tanhsel savaşımlanyla layıkliğı >a- şam bıçımı yapmışlardır Insan onuru, ozgurduşüncede somutlaşır Özgur duşünce. gerekırse, Tanrı ya karşı orgutlenmeyı bıle ıçerebılır Karaağızlılar ve kara vonetıcıler, en kuçuk bır eleştın karşısında duraksamadan **bö- lünmeden, ayrrinuıdan, birHkve beraberlik"tcn soz ederler Amaç, duşüncenın ozgurleşmcsını engel- lemek ve egemen sınıflann somurulennı sureklı kılmaktır Ozgur duşuncc, ne bolunmelere ne de bırlık saglamaya yardımcıdır Aynlmalara ve bır- lığeyardımcı olmadıgı gıbı, karşı da değıldır Nes- nel. bağımsız, en azından "doğru"ya ve "gerçek"e ulaşmaya çalışan bır duşuncedır Ozgur duşünce- nın tanh bovunca karşı olduğu tek bır uu^ünce var- dır Dinseldûşunce.Çünku.dınselduşünüş bıçımı, bağımiı, bılıncı yok sayan, ınancı bılıncın ve bıl- gının karşısına dıken. gıderek duşunceyı "inanç merke/j** çevresınde tutuklayıp bılımsel davranışı ve eylemı suç sayan bır nıtelık kazanır Ozgurle- şen düşunce. "eteştiri" \e "yadsuna" hakkına sa- hıptır Oysa dınsel duşunce, eleştırel duşunceyı en- geller Ozgür duşunce, "•yasaksızlık'' ıçın savaşır, dınsel duşünce ıse "yasaklardizgesi"kurar Ozgur- leşen duşunce Tann ıle hesaplaşmadan çekınmez Her ınancı ınceleme ve araştırma hakkını kullanır Dınsel düşunuş. başka ınançlar ıçın tanıdığı ınce leme ve araştırma hakkını kendı ınanç dızgesı ıçın yasaklar Duşunur, Tann'nın ve elçisının yasalanntn do- ğa ve toplum yasalan karşısındakı çelışkılennı goz- leronüne sererken ınanır, Tann'nın elçısmın veer- mışlenn tapısında duşunme yetısını kullanmaz Tann'nın buyurduğu, elçının söyledığı, ermışın estnledığı tartışılmaz Ozgur duşunce kuşkucudur Dınsel duşunce, göksel yargıdan ve kutsal buyruk- tan en ufak bır kuşku) u, en ağır bıçımde cezalan- dınr Kutsal vargının ustunde duşün uretecek bır zıhın olamaz Düşünurve inanır,çok farklı ıkı ın- sandır Duşunur, gelışmenın yaratıcı duşunceyle olanaklı olduğunu bılır Inanır "yaratma" eylemı- nın salt Tann'ya ozgü olduğunu, karşıtmın kufur olacağını ılen surer Düşünur. çatışmalar yaratır Kavnagında, duşüncenın ozgurleşmest. bu çatış- malann urunudur Catışnıalann tanhı, bırbakıma duşüncenın ozgurleşmesının tanhıdır Inanır, sar- sılmaz ve yadsınmaz. hazır doğrulann uzennde yargılamanın ve sorgulamanın t?dını çıkanrken duşunur, kuşku duyduğu her sorunun çozumlen- mesı yolunda sayısız deneyımler ve gozlemler ya- par, soyutlayabıleceğı bırdoğru'ya varabılmek ıçın kıvrantr durur Layık ve özgur eğıtım ıçın Fransa'da buvuk sa- vaşımlar \enlmıştır Ozgur duşüncenın utku yol- lan Ronesans ıle açılmıştır Sanıldıgı gıbı, Reform, duşüncenın ozgurleşmesı hareketı değıldır Re- formtu CaNin, ınsan vucudu uzennde araştırma- lar yapan Michel Servet'yı hafıf ateşte kızartılma ışkencesıyle olume mahkum etmıştır Inanç bır başka ınanca saygıyı kabul etmez Duşüncenın oz- gurleşmesı bılım ve sanat adamlannın savaijimla- nnın sonunda buyuk acılar çekılerek sağlanabıl- mıştır Ozellıkle aydınlanmacı duşunurler, ınanç karşısında bılıncın ve usun utkusu ıçın odunsuz sa- vaştılar 1789 Insan ve Yurttaş Bıldınsı bıle, duşün- cenın ozgurleşmesın) ıstenen olçude sağlayarça- mıştır Napoleon Bonaparte, bırdınsız olduğu hal- de, dını düzenı koruyan bır kurum olarak koru- muştur 1872'de ılan edılen cumhunyet, Insan Hak- lan Bıldınsı'ne dayanarak eğıtımın ve oğretımın layıkleşmesını sağlayacak yasalan Ulusal Mec- lıs'ten geçırmek ıstedıyse de başanlı olamadı 1879-1886 yıllan arasında, cumhunyet hukumet- len, Jean Mace'nın çağnsıyla, ılkoğretımın genel ve layık olmasını sağlayan yasalan çıkarabıldı HM- ler, Fransa'yı ışgal edınce, ılk ış olarak okullarda dın öğretımı yapılmasını zorunlu kılan bır yonet- melığı yururluğe koydurdu (Bay General Evren'ın yaptığı kotulüğun kaynağına bakınız ) 1946'da, "Layik Değerier Konfederasyonu", Nazı ordulan- nın yenılgısınden sonra, ılk ış olarak layık vasalar kongresı topladı (Congre, Hıtler Yönetmelığı'nı yururlukten kaldırdı \e "Oğretim Birliği Vasası'nı hazırladı Kongrede hazır bulunan De Gaulle, ka- panış konuşmasını yaptı Gaulle, sozlennı "Oğre- tim Birliği'ne saygı" dıye bıtırdı Ataturk Fransız halkının verdığı bu buvuk sa- vaşımlardaelde ettığı kazanımlan Turk halkına ar- mağan ettı IMenderes'le başlayan sapma gıderek dennleştı ve Bay Erbakan'a değin geldı Bay Er- bakan'ın saptırmalanna kanmamalıyız Onu sıste- mın ıçınde tutarak duşüncenın ozgurleşmesı ıçın savaşım vereceğız Toplumumuzun demokratlaş- ması açısından da onemlıdır genel ve layık eğıtım Yıtınlmışögretımbırlığı sağlanıncaya değın sıkın- tılanmız surecektır Aydınlanmızın bu tanhiel bılıncı canlı tutmak gıbı bır sorumluluklan vardır PENCEREr TARTIŞMA Halkevleri ve Halk Odalannı Kapatanlar... ^^ mm >^ umhunyet M \ kurumlanndan • kuruluşunun • 63 ^ k • yıldonumünde ^ ^ - ^ Halkevlen, 1931 Nısanı ndaTurk ocaklannın kapanmasıyla, CHP'nın bır etkınlıgı olarak 19Şubatl932'dekuruldu DP'nın elıyle de 8 Ağustos 1951'dekapatıldı Ne buyük yanlış Oysa Halkevlennın kurulmasındakı amaç gerçekçı ve sağlam temellere dayanıyordu En başta halkın eğıtılmesı ve yetiştınlmesı ön planda tutuluyordu Külturel kalkınma ıle kultür vaşamının genışlemesı sağlanacaktı Ulusal bırlık ve bılıncın pekıştınlmesı gündeme gelecektı Uluslaşma, kıtleleşme ve kurumlaşmayı yayma gözetılıyordu Yurttaşlar ıçın kulfetsız ve harcamaoiz bır toplanma yen oluşacaktı Eğıtımı \e guzel sanatlan ulusun her tabakasına ulaştırma kolaylaşacaktı Halkı yazgıda, kıvançta ve tasada ortak ulkuler çerçevesınde kenetleme duşunuluyordu Türk Dılı Tetkık C emıyctı, Turk Tanh Kurumu ve Halkevlenyle uçüzlü bır külturel orgütlenme ağt kurma yolu tasarlanmıştı Bu konuda Ataturk' un yaklaşımı şu ozellıklen taşıyordu Ataturk, 500 Halkevıve 10 000 halkodasının kurulmasını hedeflıyordu Oyleyken Halkevlennın 19>ı'llık etkınlıgı suresınde, ancak 478 Halkevı ıle 4322 halk odası kurulabılmıştır O, geçmıştekı dın bırlığme dayalı cemaat kulturünü aşıp, laık ve ulusal bır kultür yaratmayı amaçlıyordu Aynca "Cumhuri>etin temelinin kultür ve kultür değişmesi olduğunu" belırtıyordu Boylece ulu ondenn otekı devnmcılıklerı yanında bır kultür devnmcısı olduğu da gündeme gelmıştı Ataturk, dıl tanh ve kultüre dayalı bır toplum ıstıyordu Kultür- uygarhk ıkılığıne değıl, bılımsel kultür denen, kultur-uygarlık ozdeşlığıne ınanıyordu Kultür yaratmayı ıse örgun. yaygın ve gençlık eğıtımı bıçımınde eğıtım surecıne bağlıyordu Külturün taşıyıcısı ve eğıtım aracı olarak da dılı kabul edıyor, dılın Turkçeleşmesıne ve ozleşmesıne çalışıyordu Böylece eğıtım, dıl ve kultür üçlusüne ağırlık venyordu Yontem olarak duşunce ve uygulamayı da bırlıkte yürutmeyı amaçlıvordu Halkevlennın orgut yapısı şoyleoluştu Cumhunyet Halk Ftrkası'nın 1932'dekı kurultayında, sıyasal ılkeler bır program halınde saptanırken fırka (partı) tuzuğune ek olarak halkın eğıtımı konusunda "Halkevleri örgühinu" ıçeren bır yönetmelık düzenlenmış, bu da kurultaya onaylatılmıştı Sonra da bellı ışlemlerle kuruluş, hemen yururluğe konulmuştur Kuruluş, Halkevlen ve halk odalan olmak üzere ıkı bolümdü Halkevlen en az uç şubeyı oluşturacak 75 kayıtlı uyenın. halk odaları ıse 50 uyenın başvurularıyla kuruluyordu Halkevleri ıller ve ılçelerde, halkodalan bucaklar \e koylerde >er alıyordu Halkevlennın genelde ıkı >ılda bır seçımle gelen şu dokuz kolu vardı 1 - Dıl, edebıvat ve tanh kolu Bu kol. bır program çerçevesınde edebıyat matınelen vekonferanslar duzenlıyordu 2 Guzel sanatlar kolu Müzık, resım, yontu ve mımarlık etkınlıklennı yürütuyordu 3- Temsıl kolu, sınema ve tıyatro gostenmlerını u>guluyordu 4-Sporkolu Her tÜTİu sportıf çaltşmalan gündeme getırıvordu 5- Sosyal yardım kolu Yardıma muhtaç kımselenn ellennden tutu>ordu 6- Halk dershanelen ve kurslar El ışlen, bıçkı-dıkış ve yabancı dıl kurslanyla çevreye olumlu hızmetler sunu>ordu 7- Kıtaplık kolu Zengm kıtaplığı ve okuma odalanyla halkın gereksınmelenne yanıt venyordu 8- Köyculuk kolu Köylere ekıpçe sik sık gezıler düzenleyerek köylu- kentlı, köylü-aydın çelışkılerı gıdenlmeye çalışılıyordu 9- Müzecılık ve sergı kolu Yerel müzeler kuruluyor, var olanlann zengınleştınlmesı sağlanıvordu Tanhsel urunlenn ve yapıtlann hem mcelenmesıne hem de korunmasına yer venlıyordu Aynca bu kolda. kooperatıf çalışmalan surdurulürken folklorveel urunlen sergılen de açılıyordu Halkevlennde, genel yonetım kurulu yanında, her kolun ayn bırer yönetım komıtesı bulunuyordu Bır kol, ancak 25 kayıtlı uyeyle açılabılıyordu Halk odalannda, kol orgutu olmayıp yalnızca 3-7 kışıden kurulan "Halkodası Yonetim Kurulu" vardı tlk açıldığında 400 olan halk odası. 1950'de4322'ye yükselmıştı Halkevlen ve halk odalannda, gençlık ve halk eğıtımı bıçımınde ıkı tür yaygın eğıtım yapılıyordu Ozellıkle (14- 24) yaş arasındakı gençlığe buyuk ağırlık venlıyordu Halkevlennın kuruluşu sırasında, kıtaplıklannda (59 444) kıtap varken kapatılma >ılı olan 1951 'de bu sayı 600 000'e çıkarılmıştı Salt dokuz yıllık surede Hdlkev len çalışmalanndan tam 38 mılyon 500 bın kışı yararlanmışti Hıçbır sıyasal amacı olmayan bu kuruluşlann yıkılmasıyla, bugünün değerlenne göre tnlyonlarca kıtap, muzık aygıtı, spor araçlan, makıneler ve demırbaş eşya tumüyle yok olmuştu Belgelıkler çürümeye, bınalar ıse yıkıma terk edılmıştı Bozulma ve çürümenın nedenlen genellıkle şunlardır Ozgurluk ve demokrası adına bırçok değerler yıkılmış, gıderek yonetımın bozulmasıyla sınıflararası çelışkıler keskınleşmış ülke kapıtalızm ve emperyalızmın kucagına yenıden atılmıştır Düşunce kendı ıçıne donerek devımsellığını >ıtınp kalıplaşmış. böylece yenı duşunceler uretılememıştır Ulkenın kurtuluşunu, geçmışte ve dınde arayan guçler çoğalmıştır Dıl. bılım ınsan ve yaşam anlayışlanyla toplumu Doğu-lslam uygarlığına bağlamak ısteyenlenn çabaları ağır basmaktadır Bu olumsuz gıdışler de ancak Ataturkçuluğun ulusallık veevrensellık ulkusüne bılınç baglamında yenıden sanlmakla durdurulabılır kanısındayız MEHMET AYDCV Emeklı Yazın Oğretmenı Çirkin Köy Yoktur.. . . Yoksul koy vardır. Kerpıçten ev Yığma taş dam Ağaçtan konut Ağaçlısı ya da çıplağıyla köy, çevresıyle butunlei şır, doğaya ters duşmez Koylunun yanık yuzundekı denn çızgıler, guneşın ve zamanın urunudur, bır tarlanın arkları gıbı surul- muştur, evıne serdığı kılım btnlerce yılın ortak goz nu- ruyla dokunmuştur, sınısı kazanı, kaşığı, kuşaktan kuşağa mırastır, ellenndekı nasır, alın tennın estetı- ğıdır Yeşıl ormanla susuzluktan çatlamış topraktan han- gısı guzeldır? Ikısının de estetığı bırdır Koylunun toprak damında yerçekımı yasasıyla ker- pıçın dırenış gucu buluşmak zorundadır, doğadır evın boyutlarını saptayan, olçulennı koyan, tasanmı- nı belırleyen . Çırkın koy yoktur1 • Ya çırkın kent? ' Çırkın kent, sanayı devnmıyle bırlıkte, betonarme-' nın yaşama geçmesının ardından başladı Insanın doğadan uzaklaşması, çırkınleşıp gülünç- leşmesıyle eşzamanlıdır Istanbul, betonla demınn buluşmasından once da- ha guzeldı Ahşap ev ya da taştan koşkte yadırga- nacak ne bulunabılır'? Ancak betonlaştıktan sonra çırkınteştı kentlenmız..r Koylunun ve koyun estetığı doğaldır ' Kentlınınkı ıse akılcı olmak gerekır, çunkü burjuva- mn erdemı, akılcılığından kaynaklanır I Ama, ya bunuvanın aklı yoksa, kultunj kıtsa, para- sı çoksa? Magandanın, elındekı parayla beton ve tuğlaya kavuşmasından doğacak kondularda neden estetık olsun? Eskı koşklerı ya da ahşap konaklaa yıkarak yenne apartman dıken gorgusuz zonta, be- tonla demır kanşımının doğaya kafatutan gucunu eln ne geçırmış bır kez, ışın estetığıne mı bakacak, p a j rasına mı? Koylunun gıysılen partaldır, ama ağaç gıbı, yaprak gıbı, toprak gıbı doğaldır, hıç kımse şalvardakı este- 7 tığı gormezlıkten gelemez, cepkenın ve mıntanın bo- yutları ve renklerı kuşaklar oncesınden kalmadır Ya pantolon? ' insan bedenının kusurlannı olduğu gıbı gostenp' abartan pantolon, lyı bıçılıp dıkılmezse gulunçleşır, çırkınleşır • Kent estettğını, kent kutturunden yoksun toplum- larda ara kı bulasın' Her yandan fışkırıyor çırkınlık Evlerden, apartmanlardan, sokaklardan, afişler- den, reklamlardan, kahvelerden, lokantalardan, kon- dulardan, caddelerden, meydanlardan Parayla luks, gorgusuzluğun elınde çırkınlık anrt-; ları yaratıyor ; Toplumun kımı uç noktalanndakı estetık aranışırun çırpınışları yıtıp gıdıyor Estetığı okullarımızda ders yapmalıyız, her ünıver- sıteye bır guzel sanatlar fakultesı açmalıyız, çırkın- lıklerden kaçınmalıyız, koy yaşamının doğallığındakı jestetığı, şehırde akılla, kutturle, aJın terıyle, bılımle kurabıleceğımızı anlamalıyız - .. ' Atalarımızın toresel estetığını, uygartığın kutturüy-', le yoğurmalıyız j (1924-1980) GAZETECİ - YAZAR, MAY YAYINLARI KURUCUSU VE EDİTÖRÜ MEHMET ALİ YALÇIN'I ölümünün 16. yılında saygıyla anıyoruz. YALÇIN YAYINLARI 6. Yıl ... MÜLKİYEÜ... REFİK NUGAY Geldı, Şöyle Bır Göründü, Sonra Gen Döndü. Tanışamadık Bile... Hazin! Mehmet Suda R. Nugay FİLM FESTİVALİ'NDE Fılm araları, oncesı ve sonrası KİTAPLI KAHVE'ye beklenz Adres Buyukparmakkapı Sk No 5/3 BEYOĞLU 243 26 95 ALANYA ASLIYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı 1996 123 Davacı Ismaıl Goktere tarafından mahkememızde hasım- sız olarak açılan çek ıptalı tedbır davasının yapılan yargıla- ması sırasında, Davacı, Turk Tıcaret Bankası Şube Mudurluğu'nün 300/168955 nolu hesabına aıt S375086 sen nolu çekı kay- bettığını ılerı surmuş olmakla çekı elınde bulunduranlann ve hdk ıddıa edenlenn ılan tarınınden ıtıbaren uç ay ıçınde mahkemımızın 1996 123 esas sayılı dosyasına başvurma- lan hususu ılan olunur 1 2 1996 Basın "r 7269
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear