22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
StfFA CUMHURİYET 1 NİSAN 1996 PAZARTESİ 10 DIŞ HABERLER BAGIMSIZ DEVLETLER TOPLüLUĞU'NDA J Birliğin adı yok Hakan Aksayı3ağımsız Devletler Topluluğu'nun (BDT) 12 jyesinden 4'ü (Rusya, Beyaz Rusya, <azakistan ve Kırgızistan), geçen cuma yeni bir uluslararası topluluk oluşturdu. Minimum beş ytl süreyle geçerli olması öngörülen 28 maddelik anlaşmada ve ek t>e)gelerde toplulukla ilgili bir dizi kural saptanmasına ve çeşitli organlar kurulmasına karşın, bu "dörtlü oluşum"a hemangi bir ad konmadı. BDT içinde bir "mini BDT" gibi görünen bu yeni topluluğun anlamı ne? 12 üyeii BDT ile arasında ne fark var? Yann Rusya ve Beyaz Rusya arasında imzalanacak "çok daha sıkı birlik" anlaşması, BDPden ve "mini SDF'den ne açıdan farklı olacak? Bu sorulara kimse net yanıtlar veremiyor. Beyaz Rusya lideri ve aynı zamanda "dörtlü oluşum"un Devletlerarası Konseyi Başkanı Aleksandr Lukaşenko, eski Sovyet cumhuriyetlerinin yeniden birliğine giden merdivende, BDT'yi birinci, "mini BDT"yi ikınci, Rusya-Beyaz Rusya Anlaşması'nı ise üçüncü basamak olarak gördüğünü söylüyor. BDT, 1991 sonunda Sovyetler Biriiği'nin dağılmasından sonra kurulmuştu. Geçen süre içinde binlerce karar alan BDT organları, bunların çok küçük bir bölümünü uygulayabildi. BDT'nın bir "formalite" haline geldiği, çeşitli dönemlerde bütün topluluk üyelerince dile getirildi. Ikinci büyük üye olan Ukrayna, BDT içinde tarafsızlık siyaseti izleyen bir gözlemciden öte rol oynamadı. Son 2.5 yıl içinde eski "küçük kardeş"\erir\\ yeniden kendi çevresinde birleştirmek isteyen Rusya ve birlikten ekonomik ve siyasal çıkarı olan Kazakistan, Kırgızistan, Tacıkıstan, Gürcıstan ve Ermenıstan, BDT dışında bir bütünleşmenin mümkün olabileceğinden söz etmeye başladılar. Başta 16 haziran Rusya Devlet Başkanlığı seçımlerı olmak üzere, ülkelerın iç sıyasal gelişmelen de yeni birlik arayışlarını hızlandırdı. Ancak taraflar arasındaki güvensizlik, özellikle de Minsk dışındaki başkentlerde Moskova'ya karşı aşırı ihtiyatlı tutum, bu arayışlann netleşmesini önledi. Cuma günü yapılan anlaşmaların, pek çok konuyu oldukça genel ve belirsiz ifadelerle geçiştirmesi önemli ölçüde bu nedene dayanıyordu. Her şeye karşın, adı olmayan bu yeni topluluğun, Avrupa'daki bütünleşme sürecini örnek alan ekonomik ağırlıklı bir ortaklık denemesi olduğu söylenebilir. Anlaşmalarda, dış siyasetten eğitime kadar bir dızı konudaki işbiriiği "genel olarak" yer alırken, gümrük birliğinden ortak para biriminin yaratılmasına kadar pek çok somut kararla bir "ortak pazar" oluşturma çabası dikkat çekiyor. Bu ay sonuna kadar dört ülkenin ortak bir partamento (kongre) kurması, ardından Yüksek Konsey, Entegrasyon Komitesi gibi öteki organlanyla yıl sonuna kadar bütünleşmenin ilk aşamasını gerçekleştirmesi hedefleniyor. Ancak yalnızca organların niteleği ve yetkileri değil, ortak harcamalara kimin ne ölçüde katılacağı da belirsiz görünüyor. Rusya kamuoyunda "öteki ülkeleri yeniden Moskova bütçesinden beslemek" kaygısı, ötekilerinde ise Kremlin'in yayılmacı eğilimlerine alet olma korkusu, yeni birliğin ömrünün ne kadar uzun ve dokusunun ne kadar sağlam olacağını kuşkulu hale getiriyor. Bu koşullarda "mini BDT'ye, Ukrayna, Moldova, Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenıstan'ın katılması bile zor görünürken, Rusya lideri Boris Yeltsin'in, topluluğa llerde bütün BDT üyelerinin, Baltık cumhuriyetlerinin, hatta Bulgaristan gibi başka ülkelerin de katılabileceği" tahminı de fazlaca iyımser görünüyor. TATARİSTAN 'Şaymiyev faktörü' güçlendi Sovyetler Biriiği'nin dağıldığı günlerde "Acaba Rusya da yıkılacak mı" sorusu sıkça tartışılıyordu. Dört yıl önce Çeçenya gibi Tataristan da, Federatif Anlaşma'yı imzalamayan "asi" özerk cumhuriyetler arasında yer alıyordu. Moskova, çeşitli ekonomik yaptınmlarla Tataristan'ı dize getirmeye çalışıyordu. Ama sonraki gelişmeler Çeçenya'dan farklı oldu. 15Şubat1994'te Moskova ıle Kazan arasında, Tataristan'a geniş yetkiler tanıyan özel bir anlaşma yapıldı. 1991'de topraklarındaki zenginliğin yüzde 90'ından fazlası Moskova'nın emrinde olan Tataristan, şimdi çoğunluğu kendine ait ekonomik kaynaklanyla ve bCtçesiyle eskisinden çok daha bağımsız bir yapıya kavuşmuş durumda. Merkezle mücadele eden Rusya özerk cumhunyetlerınin ve bölgelerinın liderteri arasında, Tataristan Devlet Başkanı Mintimer Şaymiyev'in adı artık ılk sırada gelıyor. Hatta Şaymiyev'in, Rusya Başbakanlığı için bile şansı olduğu öne sürülüyor. Şaymiyev, 24 martta tek aday olarak katıldığı seçimlerde oylann yüzde 97'sini alarak ikinci kez Tataristan Devlet Başkanlığı'na seçildı. Ekonomik reformları, Rusya geneline göre daha ılımlı ve sosyal önlemleri göz ardı etmeden uygulayan Şaymiyev, komünist ve milliyetçi muhalefetle çok kolay başa çıkıyor ve güçlenen Islam faktörünü denetimi altında tutmayı başarıyor. Ancak Çeçen savaşı Tataristan'ı giderek daha fazla etkıliyor. Şaymiyev, 16 haziran Rusya başkanlık seçimlerinde tercihinin, "Çeçen savaşına son vermesı koşuluyla Yeltsin" olduğunu vurguluyor. Moskova'ya Cahar Dudayev'le görüşmesi ıçin baskı yapıyor. Bu çözümü yalnız Rusya'da dıle getirmekle" kalmıyor; geçen günlerde Lahey'de oluşturduğu "Eski Sovyetler Biriiği'nin Çatışmalı Ülkeleri Forumu" yoluyla uluslararası ağıriığını da arttırıyor. Böylece Moskova'yla ilişkılerinı sertleştirmeden, ondan siyasal ve ekonomik ödünler koparma yolunda önemli mesafe alıyor. Bir anlamda Çeçenya'nın da yöneldiği ulusal özgürlük amacına başka yoldan, ama başanyla ilerliyor. UKRAYNA Kiev-Moskova gerilimi sürüyor Rusya, öteki BDT ülkeleriyle bırlığı pekıştırirken Ukrayna'yla ilişkilerinin giderek soğumasını engelleyemiyor. Rusya lideri Bons Yeltsın'ın bu perşembe başlaması gereken Kıev ziyaretınin yapılması kuşkulu hale geldı. BDT'ye bile soğuk baktığı bilinen Ukrayna yönetimi, Rusya ıle topluluk ülkeleri arasındaki yakınlaşmadan rahatsız oiuyor; kendısinın birliğe çekilmesi çabalanna ise ınatla karşı duruyor. Kiev ile Moskova arasında gümrük rejimi ve transit tarifeler gibi bir dizi sorun varken, 'Karadeniz filosu'nun paylaşımının bir türlü tamamlanamaması iki ülke ilişkilerınde gerginlıği arttırıyor. Son zamanların temel Leonid Kuçma sorunu, her ıki ülkenin de ana üs olarak Sivastopol'ü seçmesinde yatıyor. Moskova, Ukrayna sınırlan içinde kalan kentin, Rusya Karadeniz Filosu'nun ana üssü olmasını talep ederken Kiev, aynı şeyi Ukrayna Askeri Deniz Kuvvetleri için ıstıyor ve Rusya filosunun kentte bulunmasını "kira" koşuluna bağlamayı hedefliyor. Kremlin hem bu koşula, hem de ıki askeri gücün de aynı kentte bulunmasına karşı çıkıyor. Ukrayna'nın bağımsızhğını perçinleyen yeni anayasanın tartışıldığı şu günlerde, Devlet Başkanı Leonid Kuçma, Rusya'ya karşı yumusadığı yolunda ıddialaıia karşılaşmamak ıçin ödünsüz davranıyor. Seçımlere hazırlanan Yeltsin ise ne pahasına olursa olsun, Sivastopol'un Karadeniz filosunun temel üssü olarak kalmasını amaçlıyor. TURNIKE Altı dev örgüt açlığa karşı bugüne kadar ki en büyük iş biîliğine girişiyorlar Afirika'ya uluslârârâsı • 200 milyon aç insanın yaşadığı Afirika'nın gıda güvenliğinin sağlanması için uluslararası bir program başlatıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Afrika'nın gıda güvenliğinin sağlanması için 6 uluslararası kuruluş, bugüne kadarki en büyük işbiriiği ıçin bir araya gelecek. Birleşrniş Milletler Gıda ve Tanm Örgütü (FAO) liderliğinde, Dünya Gıda Programı (WFP). Uluslararası Tanmsal Kalkınma Fonu (IFAD), Uluslararası Atom Enerjisi lCurumu. UNICEF ve Dünya Meteoroloji Örgütü'nü bir araya getirecek olan yeni işbiriiği. ılk aşamada Afrika'dakı açlığın önüne geçılmesini, uzun dönemde de kıtada kalıcı bir gıda güvenliğinin sağlanmasını amaçlıyor. Ekonomik kalkınma FAOdan yapılan açıklamada. Afhka'da tanmsal gelışme ve gıda güvenliğinin sağlanmasının, kıtada toplumsal ve ekonomik kalkınma için de itici güç oluşturucağı vurgulandı. Açıklamada, FAO önderliğinde oluşturulacak uluslararası işbiriiği ile Afrika'da "toprak kayıplannın önlenmesi, toprağın işlevsiz hakte bırakılmasının önüne geçilmesL, kalitesinin yükseltilmcsi, tanmda sulamanın arttinlması. içme suyu kaynaklannın çoğaltılması \e kadına gıda üretiminde daha büyük önem verilmesinirT amaçiandığı bıldınldi. FAO'nun Afrika'daki gıda durumunu belirlediği bir raporda, şu bilgilere yer verildi: - Yıllık gıda ürünleri artışının yüzde 3lük nüftıs artışının gerisinde kalması sonucu, 19601ı yıllara kadar net gıda ürünleri ihracatçısı olan Afrika, "net gıda ürünleri ithalatçısı' durumuna geldL - 1970'lerden bu yana, Afrika ekonomisı gittikçe kötüleştı. Işsızlık çok arttı. Sonuçta, Afrika nüfusunun büyük bir oranı çok fakirleşti. Nüfusun yüzde 4O'ı ycterli beslenemiyor. Açlık ve yetersiz beslenme, özellikle çocuklar ve kadınlar arasında yayıldı. Afrika'da yeterli beslenme olanağı olmayan insanlann sayısı, 1970'den itibaren 100 milyondan 200 milyona çıktı. Beslenme yetersizlikleri. daha çok yüzde 90 oranında fakirliğin olduğu kırsal kesimi tehdıt edıyor. - Gıda üretimindeki yavaş artışın nedenleri arasında. siyasi istikrarsızlık ve iç savaşlar. hükümetlerin kamu harcamalannın ancak yüzde 10'unun aynldığı gıda üretimi ve tanma öncelik vermemeleri, gıda üretiminin çoğunluğunu gerçekleştiren kadmlann statülerinin düşük olması ve toprak kav ıplannın önlenmemesi yer alıyor. Kadınhaklan Uluslararası işbiriiği, Afrika'daki kadınların yasal haklarını sınırlayan yasaların düzenlenmesi için hükümetlerin çabalannı da destekleyecek. Faaliyetler kapsamında. mevcut yasalar ve uygulamalar içinde kadını üretimden dışlayıcı nitelikteki uygulamalann üzerine gidilerek kadının mal sahipliğini geliştinci kredi ve teknolojiden yararlanması sağlanacak. I992'de Rio de Janeiro'dakı dünya zirvesinde alınan kararlann somut eylemlere dönüştürülmesini hedefleyen uluslararası işbiriiği. aynı zamanda. 1996 Kasım ayında Roma'da düzenlenecek Uluslararası Gıda Zirvesi'ne de zemin hazırlayacak düşünceler üretilmesinde rol oynayacak. 1970'lerden bu yana, Afrika ekonomisi gittikçe kötülcşti. İşsizlik çok artö. Nüfusun yüzde 4O'ı yeter- li beslenemiyor. Açlık ve yetersiz beslenme, ö/ellikle çocuklar ve kadınlar arasında yayıldı. TÜRKİYE ARAŞTIRMALARI MERKEZİ'NİN RAPORU (5) Aday listesinde Türkiye'nin adı yokESSEN (Cumhuriyet) - Hükümetle- rarası konferansın temel amacı. Avrupa Biriiği'nin 25-30-35 üye ülkeyle de ışler- liğini korumasını sağlayacak reformlar üzerinde uzlaşma sağlanması. Bu uzlaşma sağlandığı takdirde, hü- kümetlerarası konferansın bitiminden al- tı ay sonra AB, ICıbns Cumhuriyeti (Rum yönetimi) ve Malta ile tam üyelik müza- kerelenni başlatacak. Doğu Avrupa ülkelenne ilişkin benzer bir takvimin bulunmamasına rağmen. Kıbns ve Malta ile eş zamanda bu ülke- ler arasında AB'ye kısa vadede üye olma- lan mümkün görünen Polonya, Macaris- tan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya ile müzakerelerin de başlatılması bekleni- yor. Bu ülkeleri Slovenya, Litvanya. Es- tonya, Letonya, Bulgaristan ve Roman- ya izleyebilecek. AB konseylerinin ve Avrupa zirv'ele- rinin genişlemeye yönelik almış olduğu bütün kararlarda adlan yukanda geçen ülkelerin AB üyeliğine yönelik çalışma- lar bahis konusu edilirken, Türkiye'nin adını da bu listeye dahil eden tek bir me- tin bulunmamakta. AB Komisyonu, Avrupa konseylerinin kararlan doğrultusunda Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinin topluluğa üyelikleri- nin hazırlıklannda yardımcı olmak ama- cıyla birimler oluşturup raporlar üretır- ken, Türkiye'nin AB üyeliği iddiası 1963 Ortaklık Anlaşması'nda yer alan cümle- lerden başka yeni ve daha güncel bir hu- kukı dayanağa sahip olamadı. 1989 yılına kadar Türkiye'nin üyeliği- ne. ülkenin büyüklüğü nedeniyle toplu- luk bünyesinde yol açacaği sorunlar ge- rekçe gösterilirken, ekonomik açıdan Türkiye'nin gerisinde kalan ya hem nü- fus açısından hem de toplam toprak ge- nişliği açtsından dahi sorunlu ülkeler gnıbunun üyelik hazırlıklarına başlan- ması. duygusal açıdan Türk kamuoyun- da tepkıyle karşılanmakta. Buna karşın hükümetlerarası konfe- rans başanyla sonuçlandığı takdirde ara- lannda Türkiye'nin yer almadığı bu ül- keler grubunun üyeliği kolaylaşmış ola- cağından, dolaylı olarak Türkiye'nin AB ile entegrasyonunun önündeki engelle- rin bir kısmının da kendilığinden kalkmış olacağı göz önünde bulundurulmalı. 2000'li yıllarda Türkiye'nin Avrupa Bır- liği ile bütünleşmesi büyük ölçüde Tür- kiye'nin kendi iç meselelerini çözmesi- ne bağlı olacak. Hükümetlerarası konferansın sonuçla- nna göre ortaya çıkacak Avrupa Birii- ği'nin bugünkü topluluktan daha esnek bir yapıya sahip olacağı anlaşılıyor. Üye devletlerin egemenlik hakları ıhlal edil- meden. birliğin belirli konularda derin- leştirilmesi ancak bu gelişmeye karşı çı- kan ülkelerin dığerüyeleri engellemeden söz konusu karann kapsamı dışında kal- malan ile sağlanacağı bir model oluş- makta. Farklı Hızlar Avrupası yada "De- ğişken Jeometrili Avrupa 1 " olarak adlan- dınlan bu sistem, pratikte Avrupa Para Birliği'ne geçiş ıçin getirilen makroeko- nomik önkoşullar, Schengcn Anlaşması ve Avrupa Sosval Politikası vasıtasıyla şimdiden gerçekleşmiş durumda. Bu modelın Avrupa Biriiği'nin daya- nışma prensibine aykın olduğunu savu- nan ve A'la carte Avrupa modelı olarak karşı çıkan ülkelere rcsmi açıklamalarda güvenccverilmcsine rağmen, pratikte gc- lişmenin bu istikamette olduğu gözlen- mekte. Birliğıngenışlemesindedikkatealına- cak konulardan biri. mevcut ortak tanm politikasının vc bölgescl kalkınma polı- tikalannın. Doğu Avrupa ülkeleri ya da Türkiyc gıbı ülkelcrin katılımını hazme- decek nitelikte ^Imadığı. Bu polıtıkalar- dan vazgeçilmesi mümkün olmadığın- dan, bu üye adaybnn. söz konusu alan- larda önemli yapısal değişiklıklenn ger- çekleşmesıne kadar bu politıkalann kıs- men dışında bırakılmaları gündeme gel- mekte. Bu çerçevede bu gelişmenin eleştir- menleri "ikincisınıP üyelik terimini kul- lanmalanna rağmen. söz konusu model, özellikle Doğu Avrupa ülkeleri gibi. si- yası nedenlerdendolayı Batı ılebütünleş- meyi bir an önce gerçekleştırmek isteyen devletler için kısa vadede gelebilir. Avrupa Birliği gibi. Türkiye'nin de hızlı birdeğişim sürecı içensinde oldu- ğu göz önünde bulundurulmalıdır. 2000'lı yıllann Avrupası'na Türkiye'nin entegrasyonu ısteniyorsa. bu değışim sü- reçlcrinin birbınne paralel gitmesıne özen göstermek gerckmektedir. BİTTİ SEMİH Gl NVER Dört MevsimBu yazı Cumhuriyet'teki 52'nci makalem. 52 haf- ta, dört mevsim. Bu ikinci doğuşta bir yıl geçmış. Bu- gün 1 nısan. Dört mevsimi kış havasında yaşadık. Fa- kat ben size her defasında ilkbahar ışıklan ve ılıklılı- ğı içinde olayları yorumlamaya çalıştım. Geçen hafta, Ankara'da 13. Uluslararası Müzik Festivali başladı. ilk konser Milli Eğitim Bakanlığı Şû- ra Salonu'nda tertiplenmışti. Festivali Tiflis Senfoni Orkestrası açacaktı. Programda sırası ile Ferit Tü- zün, Sostakoviç, Kakhidze ve Ravel'in yapıtlanna yer verilmışti. Şef Jansug Kakhidze idi. Demirel de gelecekti. Bekledik, gelemedi. Galiba, ABD ziyareti- nin hazırlıklan ile doluydu. Yoksa Cumhurbaşkanımız açılış merasimlerinı kaçırmak itiyatında değildir. Ye- rine minare boyu bir çelenk göndertmişti. Çelenk du- varda dayanmazsa ayakta duramıyor, beiinden bü- külüyordu. Orkestra Ferit Tüzün'ün Çeşme Başı Süiti'ni seve- rek çaldı. Tiflisli şef, Anadolu oyun havalarını büyük ustalıkla ıdare etti ve adeta oynadı. Ben, Fent Tüzün'ü düşundüm. Çeşme Başı Balesi'ni ilk defa 1971 Ağus- tos ayında Kahıre'de Ehramların önündeki 1500 ki- şilik açık hava tiyatrosunda izlemıştım. O gece bü- tün Kahire oradaydı. Yaprtın ritmik ve romantik ha- vasını, sopranonun dramatik çağırışını. Karagöz- Hacivat sahnesını. Gülcan Tunççekiç'ın büyüleyi- ci danslarını unutamadım. Sonra, Ankara'da Ferit Tüzün'ün evınde buluştuk. Halının üzerine çöktük. Tüzün, bana bantlardan yeni bestelerini dinletti. Ya- zık çok genç yaşta hayata gözlerıni yumdu. Daha çok eserler verecekti. Sostakovıç'in ikinci bölümü bize biraz ağır ve uzun geldi. Birinci ve son bölümünü zevkle ızledik. Piya- nıst ve kompozitör Kakhidze kendi bestesi piyano konçertosunu inanılmaz bir ritimleçaldı. Klasık vecaz müziklerının bırlikte yaşadıkları canlı, renkli, fıkırfıkır bir eser. Alkışlandı, alkışlandı. Nihayet Ravel'in Daph- ne ve Chiloe'si konseri bir rüya havası içinde bitirdi. Ben çok mutluydum. Politikacı, bürokrat, gazete- ci, profesör dostlarımla karşılaştım. Cumhuriyet'in aydınlann tercihen okuduklan bir gazete olduğunu bir kerre daha anladım. Moral buldum. Türkiye'de ga- zeteyi kupon kesmek için almayan insanlar da var. Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar. bakan iken Anka- ra Müzik Festivali'ne çok destek verdiğini bana ha- tııiatmak lüzumunu hissetti. Murat Karayalçın yeni hükümete oy verirken yüzlerinin Cumhuriyet'te yaz- dığım gibi anlamlı halının gerçeklen aksettirmiş oldu- ğunu itiraf mertliğini gösterdi. Karayalçın ve Çetin, Çekiç Güç oylamas:nda da aynı cesareti sergıledi- ler. Yeni Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner, restore edilmiş bir tarıhi yapıtı gibiydi. Gençleşmişti. Bana, Avrupa Konseyi'nde geçirdiğimiz zor günlerin ilginç anılannı dostça tekrarladı. Konser arasında, büfe- den küçük bir Kavaklıdere şişesi satın aldım. Üzüm suyu imiş. Alkolsüz kırmızı şarap lezzetinde. Nefis. Tavsiye edenm. Sevda-Cenap And Vakfı Başkanı Mehmet Baş- man'ı kutlarım. Festivali veciz bir konuşma ile açtı. Geleneksel mahcubiyeti ilk cümlelerinde bıraz tö- kezlemesine neden olduysa da konuşmanın sonu- ,ınu rahat getirdı. Başman'ın Kavakltdere şaraplartna diyecek yok. Arkadaşlığı eşsizdir. Fakat guzel sanat- lara ve özellikle müziğe yaptıklan, inkâr edilmez bü- yük hizmetlerdir. Mehmet Başman'ın yeri doldurula- maz. ismet Sezgin, Amerıkan usulü saç tıraşı ile deli- kanlı gibiydi. Beyaz saçları ile Vali Şahinoğlu güleç- ti. Ahmet Taner Kışlalı ve zarif kızı ile Ali Ihsan Ka- racan ve tatlı ve aydın eşinın aralarında oturmuştuk. Ahbaplık ettık. Konser salonunda herkes mutluydu. Dışarıdakı siyasetin puslu ve karanlık havası unutul- muş görünüyordu. Hillary geldi gitti. Demirel VVashington'un yolunu tuttu, dertlerimizi anlattı ve döndü. Refahlılar, Genel- kurmay Başkanlığı ile ters düştüler. Mesırt Yılmaz'ın Atina'ya uzattığı zeytin dalı şimdilik havada kaldı. Ye- ni hükümet zam furyasından sorumlu değilmiş. Çe- kiç Güç uzatılabildı. Bunlara boş verelim. Ankara Devlet Balesi Vrvaldi'nin "Dört Mevsim"\n\ ve Çaykovski'nın "Serenac/"ını kapalı gişe sahneli- yor. Opera ve Bale Genel Müdürü Hüseyin Akbulut davet etti. Bütün temsillere rağbet fazlaymış. Opera ve baleyi seven ınsanlanmız da var. Sevindim. Bale çalışmalarında gelişme büyük. Kalabalık bir kadro, disiplınli bir ekip, birinci sınıf dans yıldızlan, göz alıcı dekortar, pastel renkte elbiseler, büyüleyicı bir ışık senfonisı. mükemmel bir orkestra, kaliteli solıst mü- zisyenler, yabancı koreograf, orkestra şefi ve repeti- törler. Iki saatte Dört Mevsim'i ve Serenad'ı tatlı bir rüya gibi yaşadık. Bütün sanatçıların isimlerini onla- n teker teker kutlayabilmek için sıralamak isterdim. Olanaksız. Bırisini atlasam büyük haksızlık etmış olu- rum. Hepsıni sıralamak için yer yok. Sanatkârlan, Sayın Hüseyin Akbulut'un şahsında selamlanm. Ne yazık, güzel anlar çok çabuk geçiyor. FRANSA D'Estaing siyaset sahnesinden çekfldi Dış Haberler Servisi - Eski Fransa Cumhurbaşka- nı ve Fransız Demokratik Birliği (UDF) lideri Valery Giscard d'Estaing. dün ya- pılan kongre sonucu parti li- derliğini bıraktı. Fransız siyasi tarihinin önemli simalanndan Gis- card D'Estaıng'in yerineen güçlü aday olarak, eski Savunma Ba- kanı 54 yaşın- daki François Leotard göste- riliyor. Lyon kentinde yapı- lan kongrede, liderlik ıçin Leotard ıle bir- lıkte, eski Eko- nomi Bakanı Alain Madelin ve Andrea Rossinotyanştı. UDF Parti- si'nin kurucusu olan Gis- card d'Estaing, 1981 yılın- da yapılan cumhurbaşkan- Iığı seçimlerinde. Francois Mhterrand karşısında ye- nik düşmüştü. Gıscard d'Estaing. dün kongreden önce yaptığı açıklamada, oyunu 49 ya- şındakı Alain Madelin ley- hine kullanacağını bildir- miştı. Ancak yeni liderleri- ni seçmek için Lyon kentin- de toplanan 1700 kadar UDF'li delegeyi oylannı, "kendi vicdan ve mantıkla- nnın sesine uyarak, dtşan- dan gelen baskılara kulako- kayarak" kullanmaya çağır- dı. Madelin, geçen yıl Baş- bakan Alain Juppe tarafın- danaşınlıberal görüşleri nede- niyle görevin- den alınmıştı. Giscard'ın halefinin kim olacağı sorusu aylardır Fran- sız siyasal cev- relennde en çok tartışılan konulardan biri olmuştu. UDF. bundan 18 yıl kadar önce I974yıhndan 1981 yı- lına kadar Fransa'nın cum- hurbaşkanlığını yürüten Giscard d'Estaing tarafın- dan kurulmuştu. 577 san- dalyeden oluşan Ulusal Meclıs'te UDF'nin 214 mil- letvekilı yer alıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear