Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
8 MART 1996 CUMA
İlginç Bir Kitap
MELİH CEVDET ANDAY
O
kuduğuım kıtabın "Femi-
nıst'ı kıroe sormalı'"* baş
lığını taşıyan bolumu M
Ş E'nın(MemduhŞe\ket
Esendal), "Femuust" adlı
o çok sevdığım hıkâyesı
nın ozetı ıle başlıvor Bırlıkte okuvalım
"Bır ilin Btabsdk mudunı Salım bey, bir
gun öğle vemeğıne çıkarken önü sıra yurü-
>en bırkaç gençten bınımın, arkadaşlanna
nerdevse me\dan okur gıfeı \e vukseksesle
- Ben femınıstım, dedığını ışıtmıştır.
Doğnısu va Salım be> bu sozcuğun ne an-
lama geldığını bılmemektedır Bır bılenden
soralım dıveduşunur Salım bev veakşamus-
fu Merkcz kahıesınde ta»ia se>rederken,va-
nındakı masada oturan ortaokul oğretmen-
lennden Vvtaş beve sorTrıa>a kalkar \vtaş
bev kem kum eder, sonuiMİa bılısıziığını otf-
bas etmek ıçın Sankı bılmıyor musun' di-
yesorar.Salımbe> de Bılivorumamagene
de soru>orum" deyince Bılıyorsan neden
soruyorsun1
turündenbırvanıtvererekba-
şından «avar Salım bev L Oaha sonra sırası\-
la sahil sıhhıve memurlanndan, eşı akranı
arasında bılgrç gecınen Ktnm beye, ondan
doğru durust bır vanıt alamavinca da, eskı
Fransı/ca öğretmenlenn«Jen Cemıl beve,
genç edıpienten R Rauf beve, Recaı beve,
Hıkmet beve sorar Ne vazık kı hıçbın femı-
nıst'ui ne demeğe geldığını bılmemektedir.
M. Ş. E. bu o\ kuvu şov le bttnor
- Baa şe\ler bovledır 1 îlkınuı kuvruğu gi-
bL Kafanın bır bıçımsız venne sıkıstı mı çık-
maz. Salım bev bu rahatazlıkla bu femınıst'ı
o kadar sordu la, sonunda adı femınıst kal-
dı. Dahası ona bu adın nerden kaldığmı bil-
me\cnler. onu bu meslek sahıplennden bin
sandılar, kadınlar. musameretennde konfe-
rans vermeğe çağuTvoriar, venı çıkan gaze-
teler kadın sayfalan ıçın ondan yazı ısOyor-
lar"
Guzel bır kıtap okudum. yararİarfdım, du-
şuncelere daldım sonra yenıden okudum
u
Ah Kadınlar" adlı bu Batılı denemeyı ve
ovundüm Batı kultürunu ozumsemış unlu
şaınmız ve yazanmız Hilmi Yavuz elbette
boyle yazar uzun soze ne gerek'
Okurlanm bu guzel kıtabın "Femıniznr
uzenne olduğunu sanmışlardır dıye duşu-
nuyorum Elbette o konuyu da ıçermek üze-
re "\h Kadutlar" adlı kıtap kadınla ılgılı
nerdeyse butun sorunlan, söylentılen, dedı-
kodulan bır aydının şakalı (başka nasıl ola-
bılırdı') gozlemıyle ınceleyen bıryapıt
Azız dostum Hılmı Yavuz'un, kıtaba yaz-
dığı onsozde, bu yazılar dolavısıvla kendı
sının kadın duşnuuıı olarak nıtelendınldığı-
nı soylemesı benı yadırgattı ben hıç oyle bır
ızlenım almadım bu yazılardan
Kıtabın ıçerdığı konulara bırgozatalım
Femınızm, Oryantalızm ve Dıvan
Dr Frankensteın'ın'canavar'ı erkek duş-
manlığını mı sımgelıyor
Kadınlar ve felsefecıler
Yamyam Kadınlar
Kadın 'boş o4!' derse
Don Juan mı, Faust mu9
Okumalık Kadınlar
Kadın lktıdar ve Tansu Hanım
Deynek kımın elınde
Kadın ve aıdıyet
Kadın sadakatı ve boynuz sorunu
"flScamatçıbaşı Kadınlar
Eskı zamanın şuh kadınlan
Kantocu Peruz »ahıden yaşadı mıo
Kadından şaır olur mu'
Kadınlar ve ölum
Şımdı okurlanma "Eskı zamanın şuh ka-
dınlan" baslıklı bolumden bır parçayı alın-
tılamak ıstıyorum
Eser Erguvanlı, Boğazıçı Unıversıtesı
Halkbılım Yıllığı nda (1974) yayımlanmış
'Türk Masallannda HeterTipı' başlıklı ya-
zısında "Eskı Nunan'da Hetaıra ve>a Heta-
ıra (ya da heter). bır erkeğın meşru kansın-
dan başka arkadaşlık cttığı ve sohbetmde bu-
lunduğu kadına denırdı" dıyor
HeUıra'lenn Islamtoplumlanndakarşılı-
ğıcan>elerolmalı "CanyeierdeHetaıraTar
gibi esır lazlar veya yabancı kadınlardı" dı-
yor Eser Erguvanlı "Çok kuçuk vaştasabn
ahnarak bır padişah veya bevın hımavesıne
verilirler vebazısanatlaroğrcnırlerdı Can-
yeier arasında çok akıllı ve guzel oknJan çık-
mış ve hetaıralar gıbı kendüennı bevleruıe
kabul etturnevı bılmışlerdır" dıve eklıvor
Öyle anlaşılıvor kı hetaıra'lık bır kurum
olarak, evrensel tanhm ıçmdeyeralıyor Yu-
nan hetaıra lan yıneEserErguvanirdanoğ-
renıyoruz çok akıllı ve kulrûrlüdürler, baş-
ka kentlerden Atına ya gelerek tıcaret veya
modellık gıbı değışık ışler yaparak yaşa-
makta, boylete Atına nın toplumsal yaşa-
mında faal olarak rol alan bu kadınlar evlı
kadınlann gıreme>eceklen edebı ve felsefı
meclıslere katılarak erkeklerte fıkır tartış-
malanna gırmektedırler
Yunanıstanda M O VII yuzyıldan ben
tekeşlılık (monogamı) yururluktedır Heta-
na kurumu tekeşlılığı bozmadan ama ka-
dınlar arası ışbolumunu yenıden tanımlaya-
rak Yuan aıle yapısına eklemlenıyor Lşler
çocuk yetıştırme ve ev ışlenyle hetaıra'lar-
sa 'edebi vefebefi tartışmalaria' ılgılenmek-
tedırler Eş Hetana sorunsalı eskıYunanda
son kertesıne vardırılan Kol Emeğı-Kafa
f-megı aynmının kadın bağlamındayenıden
uretıldığı bır alan oluşturuyor bovlece Eş
kol emeğı ıle (ev Oikos bağlamında) heta-
ıra ıse entelektuel emek le ("salon" bağla-
mında) bırebır bır tekabul ılışkısıne gınyor
Eş 'saygı' duygusu ıle hetaıra 'haz' uygu
su ıle butunleşıvor *Yunan toplumunda sav-
p duyulanlann e\ lı ve çoluk çocuk sahıbı ka-
dınlar olmasuıa rağmen. erkekienn zevk al-
dıklan kadınlar, hetaıra'lardı" dıyor Eser
Erguvanlı andığım o yazısında
Doğrusu, eskı Yunan da 'Eş' ve •Hetaira"
kategonsı dışında bır de 'metres' kategon-
sının bulunduğudur Mıchel Foucault, C'in-
selKğın Tanhı'nde (cılt 2 Afa Ya>ınlan,
1988) Demosthenes'e aıt olduğu soylenen
Neera'ya Karşı'dan şu sozlen aktarıyor
"Haz ıçın hafifmeşrep kadınlara, gundeuk
bakunımız ıçın metreslere. vasal bır sovu-
muz ve yuvamızın sadık bır bekçısı otması
ıçın de kanlara sahıbız."
Eskı Yunan'ddkı hetaıra'lann en unlüle-
nnden bın Mıletoshj Aspasıa'dır Aspasia
AtınadakıevınıCSaJon') Sokrales\ePfenk-
lesdahıl devnnın en scçkın kışılennın 'top-
lanıp sohbet ettıği bır yer haline getınnış'tır
Eser Erguvanlı otekı unlu hetaıra'lan dâ sı-
ralıyor "Ptaton'unnezaretnıdeoğrennTigör-
muş olan Lastheıua, Fpıkuros'un öğrencıs
olan Leonthıon ve heyketûras Pra\rteles ıle
ressam Apelles'e modellık etmış oian
Phryne."
ARADABIR
MERAL SARAÇBAŞI/ Egnımcı
Bu Küçük Kızı Tanıyor
musunuz?
Henuz pembe yanaklı ak tenlı bır kız çocuğuydu
Pırıl pırıl kocaman gozlerıyle sessızce dınlıyordu ba-
basına ılkokul dıplomasını uzatan oğretmenını "Bu
kızı okutun Çok zekı bır çocuk "Mutluydu eve do-
nerken saçlan orgulu, pembe yanaklı kuçuk kız Ba-
bası Guneydoğu'nun bır ılınde devlet memuruydu o
zamanlar Annesı evde dıkış dıkıyordu Ikı erkek kar-
deşı vardı Okumalıydılar Pembe yanaklı kuçuk kız
çoktu dıkış makınesının başına Bır suru gıysı yanın-
da kaç tane okul onluğu dıktı kım bılır Geçen yıllar-
la bırlıkte yaşı da boyu da buyudu Erkek kardeşle-
nn buyuğu unıversrteyı kazanmıştı Istanbul'a yollan-
dı gururla karışık sevıncıyle aılenın Var gucuyle ça-
lıştı, kestı, bıçtı, dıktı p>embe yanaklı kuçuk kız Bu-
yuk erkek kardeş unıversıteyı brtırdı Kuçuk erkek
kardeş de lıseyı bıtırmek uzereydı Yaşı bazılannca ev-
lenme çağını geçmek uzere bulunsa da pembe ya-
nakiı kız hâlâ guzeldı Bır kısmetı çıktı Eh artık ev-
lenebılırdı Çeyızının ayrılmaz parçası dıkış makıne-
sıyle bırlıkte ayrıldı bat>a evınden
Kocası bır devlet memuruydu Bırı kız, uç çocuğu
oldu O artık hem kendı çocuklarına hem de mahal-
lenın çocuklarına onluıkler dıkıyordu Kuçuk erkek
kardeşı de unıversrteyı brtırdı Şımdı sıra kendı çocuk-
lanndaydı Anadolu'da başlayan dıkış makınesının
tıkırtıları Ankara da bır kıra evının dort duvarı arasın-
da surdu gıttı Ikı kardeşı de evlenmışlerdı unıversıte
mezunu kızlarla Kazançlarından destek oldukça ab-
lalarına, mutlu oldular O da hep gurur duydu kardeş-
lenyle Eşını kaybettığınde varlığında onun yuzunden
doktuğu gozyaşları bu kez onun ardından aktı Ama
yaşam suruyordu ve sorumluluklar bıtmemıştı Dıkış
makınesı ıle olan bırlıktelığı çocuklarının unıversıte
eğıtımı ıçın surup gıttı Onun kendı gıbı pembe ya-
naklı, beyaz tenlı kızı unıversıteyı bıtırerek çalışmaya
başladı Ogullan da bır sure sonra unıversıteyı bıtıre-
cektı Artık o dıkış makınesıyle gece-gunduz bırlıkte
degıl Ara sıra buluşuyoriar yıne de Ellılı yaşlarını su-
ruyor bu gunlerı gorebılmenın mutluluğuyla Emınım,
bır gun torunları ıçın de onlukler dıkecek bır zaman-
lann pembe yanaklı beyaz tenlı, orgulu saçlı kuçuk
kızı, çoktan unutmuş kendısı ıçın de bır şeyler ıste-
menın ne demek olduğunu
Otuzlu yaşlarında tanıdım ben o kuçuk kızı Çocuk-
lar, ev, eş ve dıkışle dolu yaşamı ıçınde, çabucak bu-
luverdı benı de mutlu edecek bır şeyler O zaman eşı-
mın ablası olan bu kadın, gıderek ondan çok benım
ablam oldu Hıçbır zaman ıçınde oturamayacağı ev-
ler yapan bır ınşaat ışçısı gıbı bugunku yaşamımız-
da kaç tuglası var bılemıyorum ama bu kadın sıze
hıç de yabancı degıl Başınızı kaldırıp çevrenıze ba-
kın Ne kadar çok olduklarını goreceksınız Bugun
toplumun değışık alanlarında bulunduğunuz koltuk-
larda sızın yennıze bu kuçuk kızlardan bırı de oturu-
yorolabılırdı Onlar, sızın annenız, ablanız, kannız, kı-
zınız olabılırdı
Kendılerı ıçın var olmayı akıllanna bıle getırmeden,
sızlenn var olması ıçın var gucuyle çalışan onlara ya
nınızda yer var mı beyler? Ya sız erkek egemen bır
toplumda var olma savaşı veren aydın, okumuş ka-
dınlar, bılır mısınız kendısı ıçın de bır şey ıstemenın
hakkı olduğunu bıle bılmeyen, hep başkalan ıçın ya-
şayan bu kadınlara ulaşmanın ne denlı zor olduğu-
nu'? Onlan tanıyarak severek paylaşarak katalım on-
ları da ınsanca yaşamı savunmaya Belkı o zaman 8
Mart'ları şenlıklerle kutlayabılır ınsanlar hep bırlıkte -
kadın erkek ayırmadan- oburlerının de kendısı gıbı ın
san olduğunu ve ınsanca yaşamaya hakkı olduğunu
bılerek ve bunu savunmanın onurunu taşıyarak 8
Mart Dunya Emekçı Kadınlar Gununuz kutlu olsun
dunun, bugunun pembe yanaklı ak tenlı kuçuk kızla-
I muzık . dans • 'kadınlar vardır" fllmı. palyaçolar |
• kısa film göstenlen • atış polıgonu • falcılar • halka I
I a t m a • yarışmalar • balon laflar. nıyetçı • en yaratıcı
yalanlar • sessız sınema • macun • gozleme • pamuk I
helva • "sız hangı kadınsınız7
" testı • kadın kanvesı
I
va sız hangı kadınsınız testı kadın kanv
ıp cambazları. ateş yutanlar • uçan kadınlar
tek ayak uzennde duran erkekler • ve surpnzler I
Panel: Köktendincilik
Konusmacı: Aynur llyasoğlu.
Davetliier: Caroline Brac (Cezayir).
Joanna Kalina Randell (Polonya).
Yöneten: Nesrin Tura.
9 Mart Cumartesi, saat: 10.30.
Forum: Feminist
Örgütlenme
10 Mart Pazar, saat: 10.30.
(Erkeklere kapalı).
Teutonia, Galıp Dede Caddesı, No 85, Tunel
Kadmlar, Erkekler ve 8 Mart
Prof. Dr. TÜRKAN SAYLAN Çağdaş Yaşamı Destekleme Der Gen Başk
_ ^ ^ çınde bulunduğumuz butun karmasaya, çağ-
• dışılıgm eteğıne sanlacak denlı ılkesızlığe,
I saçmalık düzeyıne ulaşmış yozlaşmaya kar-
I şın geleceğın, evrensel ınsan haklan ve bılgı
• çağı olacağı kesın 21 yûzvıla gırerken yaşa-
M dıklanmız, yaşadıkça şaşkmhktan şaşkınlıga
duştüğumuz tum olumsuzluklar ınsanın eşıtlenme-
sıyle, kara gulmece anılar olarak tanhın dennlıkle-
nne gomulecek Gelecek kuşaklar dedelennın ve nı-
nelennın bencılhklennı, ıkıyuzluluklennı yalancı-
lıklannı ve ılkesızlıklennı oğrendıkçe kannlannı tu-
ta tuta gulecek ve belkı de onlara yalnızca acıyacak-
lar
Evet, bır varsayım da olsa evrensel ınsan haklan
ve bılgı temelıne oturacak gelecek kusaklann çok da-
ha saygm toplumlaroluşturacağını duşunmek guzel
şey
1
1948'de ortaya çıkan "E\Tensel Insan Haklan
Sozkşmesi' nın gunumuze dek yalnızca "erkeklerin
ınsan haklan" olarak algılandığı ve kâğıt uzennde
kalan bırçok guzel tumceye karşın, kadın- ınsanlan
hıçe sayan erkek egemen toplumlann oluştuğu bır
gerçek Işte bu nedenle tam anlamıyla ınsan hakla-
nnın temel alınabılmesı ıçın kadınla erkeğın ya da
cınsler arası eşıtlığın, hem bıreylenn bevınlennde,
yureklennde ve davranışlannda hem de toplumun her
kesımınde, gostermelık def ıl temellenmış olarak yer
alması ve yer ermesı gerekmektedır
Soz ne zaman bu noktaya gelse "bügisızh'k fikir
s«hibi"olanlardan bır ses yükselır "Ama kadınlar
nann varaüklardır, onlan taş mı taşrtacağı/'" Bu vo
rumakadıncıklanmi7dakafasallar *Ya,buoyleağır
ışler vapamav 17, gece sokağa valnız çıkamav u, bızı sı-
nemava goturecek va da sorumluluğumuzu alacak
bır erkeğe her zaman gereksınımımız var..." İşte bu
sözlerle akıl tıkanır mantık rafa kalkar, bu hep boy-
le olmuştur Oysa fızık gucunun, beden yapısmın ve
ışlevlennın konuyla hıç mı hıç ılgısı yoictur Her ıkı
pınste de ın-ufak, guçlü-guçsuzyaratıklar vardır Bu
nedenle hafîf- orta sıklet sporcular aynlır, bınnın ya-
pabıleceğını otekı yapamaz Belkı kadın da kas kuv-
vetını erkek kadar kullanıp çok ağır ışlere gelemez
(bu da çok doğru bır sav degıl aslında ya ), ancak
bütün bunlann eşıt hak ve eşit sorumluluk alma ve
eşıtlıkçı, çağdaş, demokrat ve laık bır toplum oluş-
turmaya hıç mı hıçbır ılgısı yoktur Bu noktanın ge-
rek kadınlar gerekse erkekler iarafından çok ıyı bı-
lınmesı ılk ve temel noktadır Bır ıkıncı "bilgjsiz fv-
Idr" de kadınm fızyolojık farklılıklanyla varolma-
sının bır eşıtsızlıgı de berabennde getırdığıdır kuş-
kusuz, nasıl yenı doğan bebekle delıkanlı.enşkjn ve
yaşlının her donemde farklı bedensel kosullan var-
sa, kadının da bedenının yapısıyla ve ışlevlenyle ıl-
gılı olarak erkekten farklı yanlan vardır Yıne tıpkı
gelışen çocukta, yaşlıda ya da bebekte olduğu gıbı
kadının yaşamında da hamılelık, doğum, emzırme
gıbı farklı evrelerde bellı onlemler ve ayncalıklar
gereklı olabılır Butun bunlann da eşıt haklar ve so-
rumluluklarla hıç mı hıç ılgısı yoktur
Yeryuzünde var olan her cıns, yaş ve konumdakı
ınsana. kısa va da uzun surelı olarak bedenının ge-
rektırdığı tüm kosullan sağlamak toplumsal vapının
hakça ve ınsanca olmasının olmazsa olmaz temelı
dır Bütün bunlar "Kadınlara karşı hertüriu ayınm-
ctlığın kakbnlması sözieşmesi'*nde "olumlu ayınm-
cüık" olarak kağıt uzenne geçmış olup artık kısır tar-
tışmalann gundemmden duşurulmelıdır
Bundan bırkaç yıl once kadın konusu dıle geldık-
çe "kadın haklan dıye bır şey yoktur, insan haklan
vardır valnLaa" dıven pekçoketkılı ve vetkılının bu-
gun "kadınlann ınsan haklan" sövlemını benımse-
mış ve savunur olması, her şeye karşın pek çok şe-
yın degışıp gelıştığının ve değışımın, gelışımın onu-
ne geçılmezlıgınm gostergesı degıl mıdır
9
"BilgıSK fîkır" ılen surmenın bır çarpıcı orneğı de
"fcmınizm'" ve "kota" sozcuklenne vuklenen an-
lamlarkonusundasergilenmektedır '•Kemfafanr hâ-
kumandayı kaptırmayın
lâ pek çoklannca saldırganlık, erkekJen dışlama hat-
ta lezbıyenlıkle eş anlamlı bazı uçuk kadınlara öz-
gü bır davranış ve duşunce bıçımı olarak değerlen-
dınlmete bırçokvetkılı veetkılımız "Benkadınhak-
lanndanyanayım.ama femuııst eğUün" dıverek ade-
ta kendını savunmakta, yanlış bır anlamavı onleme-
ye çalışmaktadır Oysa kadın-erkek eşıtlığınm de-
mokrasmın temelı olduğunu aklıyla kabullenıp, gu-
nümûzde bu konudakı yetersızlıklen gorebılen ve
bu haksızlıklann değışmesı ıçın çaba gösteren her-
kes, kadın ya da erkek olsun femınısttır, yanı eşıUız-
lığı onaylamamaktadır Dunvanın gelmış geçmış en
buyuk femınıstımn Mustafa Kemal Atatflrk olduğu-
nu algılavabılırsek, bu sozcuğe vuklenen olumsuz-
luklan da yok edıp kullanma korkumuzu yenebılınz
sanınm
"Bügısız fikir"lerden bın de "kota"ya karşı alınan
tavırdır Kendısını sosyal demokrat olarak nıteleyen
pek çok kadın ve erkek bıle bu konudakı düşuncele-
nnı berraklaştırmaktan uzak olup. gelışmış ulkele-
nn, var olan olumsuz tek vönlulugu her şev eşıtlığe
kavuşana dek gıdermek ve demokrasıye ulaşmak ıçın
bır araç olarak belırledığı ve uyguladığı "kota"vi, ya-
nı her oluşumda ve karar organında bır cınsın en az
vuzde 25-40 arasında zorunlu temsılını vadırgamak-
ta, hatta bır kara gulmece omeğı olarak karşı çıkmak-
tadırlar Var olan erkek egemen oluşumu dengelemek
ıçın "kota" dışında etkılı bır onlem bulunmadığını
ve yıne "kadınlara karşı her turlü ayınmcılığın gide-
rflmcsı ozleşınesı'"nde bu konunun karara bağlanmış
olduğunu bılerek "kota"ya daha ne denlı karşı çıka-
cağız acaba
0
Saydıgımız bu kulaktan dolma bılgısızlıklen aş-
mış olan ve söylemlennde kadın-erkek eşıtlığını be-
nımsemış gorunen, bellı konumlara, koşelere tepe-
lere gelmış. demokrasıden, eşıtlıkten dem vuran bu
konuda yazan, konuşan, çeşıtiı oluşumiar ıçınde bu-
lunanlara. kendımıze bakalım bıraz da Acaba her
ıkı cınsın bırlıkte yaratması uretmesı ve vönetmesı
gerektığını söyleyenlenn ve bu gerçeğı gozleme ve
yaşama olanagı bulanlann ıyı
egıtım görmuş kadın ve erkek
aydınlanmızın konuya duyar-
lılıklan nasıldır dersınız
0
Açın dergılen, gazetelen,
gelen çağınlan, ınceleytn Ne-
rede açık oturum konferans
sovleşı kongre vbvarsaveko-
nu. kadınla doğnıdan bağlan-
tıh değılse. konuk konuşmacı-
lann tumune >akını erkekler-
den »eçılmıştır "Hadı canım
sende, olur mu böyle şe>" dı
yenlen duyargıbıvım Ne va
zık kı ınanılmaz gerçek böyle
ve bunu degıştırmek de yasa
lann değışmesıyle vb zorun-
luluklarla degıl. kafamızın
ıvındekı eşıtsızlıgı erkek ege-
menlığını benımseyışımızı
kaldınp eşıtlıkçı düşunmeyı
yaşamımıza geçırmemızle,
gerçekten yaşam bıçunı olarak
algımamızla doğru orantılıdu'
Dıkkatle bakın orneklere,
konu ekonomı mı dört erkek
vazılır lısteve hukukmuvıne
aynı, ayn bır konferans mı du-
şunulüyor tanh uzenne, sağlık
ve benzen uzenne kuşkusuz
bır erkek seçılır Bılımsel sa-
natsal dergılenn kurullanna
her turlu komısyonunun, yetkı
\ enlecek, temsıl hakkı tanına-
cak her kurulun oluşmuna er-
keklen seçenz oncelıkle çun
ku ılk aklımıza gelen bır erkek
adıdır.kurgulanmışçasına. Be-
lırlenen konudaanlı.şanlı vet-
kılı vetenekJı bır erkek bula
mazsak ancak o zaman bır ka-
dını da koyabılınz lısteve Oy-
sa ekonomı, hukuk. tıp tanh,
sosval bılımler, sanat ve ben-
zen her konuda, o konulan ay-
nı vetkınlıkle ışleyecek kadın-
lan da bulup çıkarmak onlara
alan açmak, eşıtlıkçı toplumu
varatmanın baş koşuludur
Bızler, yalnızca eşıtlıkçı duşu-
nup bunu ıçımıze gerçekten
sındırerek eyleme donuşture-
bılsek, boyle davranmayı ken-
dımızden başlayarak çevremı-
7e vayabılsek bıle bır şeyler
vapmış, gen alınmaz bır adım
atmış, attırmış olabılınz Ko-
nulann, kadın ve erkek uz-
manlarca ya da ılgılılerce bır-
lıkte ışlenmesının, gerek go-
runtü ve gerekse oluşturacağı
sonuçlar açısından ne denlı
saglıklı ve anlamlı olabıleceğı-
nı duşunebılıyor musunuz
1
Yenı bır 8 Mart'ta, dunya
kadınlan sorunlannı bır kez
daha haykınrken "Eşıt hak ve
eşıt katdun" ısterken yeryuzu-
nu savaşlardan, haksızlıklar-
dan ve ınsan somurusunden
anndırmayı dılerken bızler
sızler de hıç olmazsa bugün-
den başlayarak once bevnımı-
ze ve yureklenmıze kota koya-
lım ve her anlamda, her çalış-
mada, heretkınlıkte, kadın er-
kek bırlıktelığını oluşturmayı,
bırlıkte uretmeyı ve dunyayı
bırlıkte değıştırmeyı ıle ed'ıne-
lım Heryerde her oluşumda,
bır kadın, bır erkek, sonra yı-
ne bır kadın, bır erkek sırala-
masına öncelık verelım
Bu çağdaş davranış kadına
da erkeğe de dunyamıza da an-
cak onur ve saygıniık getınr
PENCERE
Fasulye mi Istersin?..
Börülce mi?..
27 yıllık CHP ıktıdanndan sonra yapılan ılk serbest
seçımle DP başa geçtı
Yıl 1950
Herkeste bır umut, bır umut
Ahşap evın sardunyalı cumbasında her gun ıç ge-
çıren geçkın kız bıle kısmetının açılacağına ınanıyor
Emeklı memur, kahvehanede pıneklerken sanıyor
kı artık tuttuğu altın olacak
Bır ay, ıkı ay, uç ay, beş ay, altı ay on ıkı ay, eskı
hamam eskı tas, derken ve yalnız tellakların değıştı-
ğını halk yavaş yavaş anlamaya başlarken Cumhu-
rıyet'ın uçuncu sayfasında 'Bır Dakıka' koşesınde
Doğan Nadi'nın şu fıkrası yayımlandı
Adamın bın fasulyeyı çok severmış, gıttığı lokan-
tada her gun fasulye yermış, ama zamanla bu guze-
lım yemekten bıkmış, değıştıreyım deyıp garsona
seslenmış
- Borulce getır1
Garson borulceyı getınp masaya koyunca, taba-
ğa bakan adamın tepesı atmış
- Ulan fasulye, dıye bağırmış, kılık değıştınp yıne
karşıma çıktın'
•
53'uncu hukumet kuruldu, bızım medyada yerye-
rınden oynuyor
"Reform hukumett' "
"Tanhsel uzlaşma1
"
"Umut hukumetı1
"
Sokaktakı adam oralı değıl, çunku 1950'den bu ya-
na gormedığı hukumet kaJmadı Umudu kınlmadık
yurttaş var mı, bılmıyorum1
Hem bu hukumet, sos-
yal devletı yıkmak uzenne pazarlıkla gelmıyor mu'?
Pekı, hıç sevınen yok mu?
Vari
Bınsını gördum, çok sevınçlıydı, neredeyse zıl ta-
kıp oynayacaktı, sordum
- Nıçın neşelısın'?
- Tansu'dan kurtulduk1
- Çok mu onemlı'7
- Dayanamıyordum bırader1
Televızyon ekranına
çıkıp ortaokul musameresınde rolunu oynamaya ça-
lışan kız gıbı konuşmaya başlayınca tepeme cınler
toplanıyordu Hıç olmazsa Mesut Yılmaz cıddı
adam
- Çok sevınme" On ay sonra ortaokul musame-
resı yıne başlayacak
- On ay, on aydır' Sonrası Allah kenm
1
On ayda
neler olmaz!
•
1950'de Demokrat Partı ıktıdara geçtığınde halkın
umutları epey bır zaman surmuştu 197O'lı yıllarda
Ecevit hukumetlerı umutlan tazeledı, ama tutmadı
1991 'de Sûleyman Bey ıle Erdal Bey yan yana gel-
dıklennde taşra halkı yenı hukumetı kutlamak ıçın
dakja dalga Ankara'ya taşındı, kucaklaşmalarla şa-
purşupur opuşmeler aylarca surduyse de bu ışın so-
nu gelmedı
Işın tuhafı, 1996'da medya hukumetı ne kadar şı-
şırse de halkta bır umut gorulmuyor
Nasıl umutlanmaiı
9
ANAP ıle DYP aynı topraktan suruyor, yenı bakan-
lara bakanlar ne goruyoriar
Kımısı fasulye . * *
Kımısı borulce *•
Kırk yıldan ben sabah akşam fasulye yemekten
halkın canına okundu
Fasulyeden bıktın mı arkadaş?
Buyur borulceye
Şımdı koalısyon lıstesınde ıkısı de var Fasulye mı
ıstersin, borulce mû
Yeme de yanında yat
1
Çunku yersen mıdene oturur
Gaz yapar'
DEMOKRATÎK CUMHURİYET
PROGRAMI
Türldye'yi tam demokratik ve üretken
kılmak üzere geliştirilen onerilerini tarüşıyor.
YENİ SÎYASAL STRATEJİ
TARTIŞMALARI
Ekiınl995/Ma>Tsl9%
-IX-
Dış Politika
Hıkmet ÇETİT^, Kâmuran GURUN,
Samı KOHEN, Nejat TUĞCU
9 Mart 1996, Cumartesi, saat: 14.00
İTÜ Vakfi Maçka Sosyal Tesisleri
Aynntıh bilgi için:
TeJ: 0212.27510 00 / Faks: 0212.272 66 23
SEMPOZYUM
EVSEL ATIKU\R SORUNUNUN
KAYNAĞINDA ÇOZULMESİ
SOSYAL, KULTUREL VE TEKNİK BOYUTLAR
Duzenleyenler: KONUTBİRLİK,
ALMAN KULTUR MERKEZİ, ÇINARCIK
(Yalova) BELEDİYESİ
Program
Açış ve sunuş konuşmalan: Or Kari - Heınz
Osterloh (Alman Kultur Merkezı Mudur Vekılı),
Oğuz Soydan (Konutbırlık ve Turkkent Genel
Başkanı), Ahmet Bınncı (Çınarcık Beledıye Başkanı)
Bildin: Dettlef Clauss (Stuttgart Unıversıtesı)
Oturum Başkanı: Sonmez Targan (Konutbırlık)
Konuşmacılar: Prof Dr Mustafa Ozturk (Istanbul
Buyukşehır Beledıyesı Çevre Daıresı), Prof Dr Derın
Orhon (İTU), Doç Dr Mehmet Borat (İTU),
Yucel Gursel Dettlef Clauss (Stuttgart Unıversıtesı)
Tarih: 9 Mart 1996, saat 13.00 -18.00.
Yer. Teutonia, Galıp Dede Cad No 85,
Tunel, istanbul