22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 1996 PAZARTESİ 10 DIŞ HABERLER Cezayir'de terör • CEZAYtR(AA)- Cezayir'de ülkenin doğusundaki Skikda kentinde, devlet televizyonunun fotograf servisi bölümü tnüdûrünün kaçınlarak öldürüldüğü biîdirildi. Aşm dinci eylemciierden kuşkulanılan cinayette, Skikda'daki Cezayir televizyonu yetkjlisi Belgacem Saadi'nin (40) cesedi parçalanmış olarak ormanhk arazide bulundu. Televizyondan yapılan açıklamada, Saadi'nin eşi ve beş çocugunun görmemesi için cinayetle ilgili görüntülerin yayımlanmayacağı kaydedildi. Son 32 ayda Cezayir'de ordu destekli hükümetin propagandasına hizmet ettikleri gerekçesiyle 60'm üzerinde basın mensubu katledildi. Sieıra Leone'de seçimler • FREETOVVN(AA)- Sierra Leone'de geçen pazartesi ve salı günü yapılan başkanhk seçimlerinin ilk turunda, adaylardan hiçbirisinin başkanhk için gcrekli olan yüzde 55 çoğunluğu sağlayamadıği, bu yüzden ikinci tur seçimlere gidileceği açıklandı. Seçim komisyonu tarafından yapılan resmi açıklamada, adaylardan hiçbirisinin başkan olmak için gereken yüzde 55 oyu alamadıgı, anayasa gereği seçimlerin ikinci tunınun iki hafta içerisinde yapılacağı belirtildi. NUerya'da korkunç salgın • LAGOS (AA) - Afrika ûlkelerinden Nijerya'da etkili olan menenjit salgını nedeniyle, özellikJe ülkenin kuzey kesimlerinde, aralık ayı sonundan bu yana 1273 kişinin hayatını kaybettiği biîdirildi. Saglık bakanlığından yapılan açıklamada, bu rakamın salgının etkili olduğu ve 9 bin401 hastanın kaydedildiği ülkedeki 30 eyaletten 14'ünde belirlendiği kaydedildi. Kazakistan'da adli reform • ALMATl(AA)- Bağımsızlığını kazandığı 1991 yıhndan bu yana eski Sovyet döneminden kalan tüm uygulamalan değiştirme mücadelesi veren Kazakistan, şimdi de hukuk ve adliye sisteminde reformlara başlıyor. Reformlann ilk adımında, ülke genelinde görev yapan tüm yargıçlar, yeniden sınava îabi tutulacak. Hukuk ve adliye sisteminde yapılacak reformlarla ilgili açıklama yapan Adalet Bakanı Birinci Yaıdımcısı Marat Nurbekov, tüm yargıçlann yeniden sınava tabi tutulacağını, basansız olanlann görevden alınacagını söyledi. Halen faaliyette bulunan tüm avukatlar ile noterlerin de aynı smavdan geçeceğini belirten Nurbekov, sınav komisyonu karanna göre basansız olan her hukukçunun yüksek mahkemeye itiraz hakkırun bulunduğunu da kaydetti. Çeçenya'da Rus güçlertne pusu • MOSKOVA(AA)- Çeçenya'nm batısındaki Sernovodsk kasabasını bir süredir kuşatma altında tutan ve dün sabahtan itibaren bu kenti ele geçirmeye çalışan Rus birlikleri, Çeçen güçler tarafından pusuya düşürüldü. Çeçenlerin beklenmedik saldınsı üzerine Rus birlikleri, nüfusu 13 bin olan kasabaya karşı, ağır silahlann da kullanıldığı yoğun bir ateşe başladılar. Açıklamaya göre, Rus birlikleri kasabanın içerisine doğru ilerlerken iki ayn noktada pusuya düşürüldüler. Çıkan çatışma sonucu her iki taraftan da kayıplar meydana geldiği belirtildi, ancak sayı verilmedi. SUNUŞ 1994 yılının 31 Ağustos günü Belfast 'ta yapılan bir açıklama ile bir anda yeşeriveren barış umutlan, 18 ay boyunca sağlanan gelişmelerte bir fidan olmuş, büyümüş boy vermişti. Ancak inatçı politikacılann uzlaşmaz tavrı, her şeyin üzerine çıkmış, siyasi çözümde yaşanan açmaz, eli silahlı militanın sabrını taşırmıştı. Bu işten bir sonuç çıkmaz diyerek geçici bir süre için toprağa gömdüğü silahını yeniden çıkardı vefitili ateşledi. 9 şubat gecesi Londra 'da Docklands bölgesini vurdu. Aradan bir hafta geçmeden bir başka bombası, can almadan etkisiz hale getirildi. Bu, daha unutulmamıştı ki bir başka bomba, eylem yerine taşmırken belediye otobüsündeki militanın elinde paıladı. Havaya uçan, sadece insanlar, araçlar ve binalar değil; banş umutlarıydı. Işte bütün bunlardan sorumlu tutulan; ama kuşkusuz tek sorumlu olmayan bir örgüt, bir kez daha manşetlerdeydi: Irlanda Cumhuriyetçı Ordusu ya da kısa adı ile İRA... Peki kimdi bu IRA 'alar; gözü dönmıiş bir cinayet şebekesi mi, yoksa özgürlük savaşçılan ya da ezilen halkın temsilcileri mi'.' Siyasi temsilcileri Beyaz Saray da ağırlanan ciddi bir siyasi kuruluş mu? Milvonlara lanet okutan 'bir avuç eşk'ıya' mû ZAFER ARAPKİRLİ D 0 S A S I Irlanda C umhurivetçi Ordusu'nun eylemlerini Drnıandırdığı 70'li vıllarda özeilikleKuzey lrianda'ıun başkenti Bdfast'ın caddeleri savaş meydanına dönmüştü. Barışa ve umutLara darbeIrlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nun 18 aylık îngiltere'de eski korku dolu günlere, arkası Londra'nın merkezme yakın bir semt olan Camden Town'da faali- yet gösteren Irlanda Kültür Mer- kezi'nin ve Kilburn'deki lrlanda- Iı 'pub'lannın telefonlan. 18 ay- dan beri böylesine sık çalmıyordu. Telefondakı sesler, hep aynı şey- leri tekrarlıyorlardı : "katil piç- ler_. Defolun.gidin ülkenize..." Öf- keli lngilizler, rahatlannın yeni- den bozulmasıntn, tren istasyonla- nnda yeniden tedirgin bekleyışle- rin, cadde \e sokaklardakı silahlı devriyelerin, geceleri yataklann- dan zıplatan patlama seslerinin so- rumlusu olarak bu trlandalı göç- men vatandaşlan görüyorlardı. Londra nüfusunun yüzde 4'ünü oluşturan Irlandalılar. bir anda tr- landa Cumhuriyetçi Ordusu'nun vebaline ortak olarak, bozulan ateşkesin tek sorumlusu olarak, lanetleniyorlardı. Peki bu lanetin gerçek muhatabı kimdi? Ya da kimlerdi? Bu sonınun yanıtını, bugünlerde herkes farklı veriyor Britanya Adalan ve Irlanda ada- sında... Parmaklann çoğu IRA'yı gösteriyor. Çünkü, onlar değil mi, ateşkesten sonra yeniden terör eylemlerini başlatması, kesilmeyen kanlı saldınlara geri dönüleceği tedirginliği yarattı îngiliz krallığının korkulu rüyası trlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nun nereye gideceğini anlamak için, önce nereden geldiğine, yani tarihine bir göz atmak gerekiyor. Kendilerine sorduğunuzda kökleri 19'uncu yüzyıla, hatta 18'inci yüzyıla kadar dayanıyor Irlandah özgürlük savaşçılarının. lngihzlere karşı silaha sanlan hemen herkesi, örgütün "atalan" olarak görüyorlar. 1916 yılında, Güney'in bağımsızlığının temellerini atanlan da kendilerinden sayıyorlar. Aradan geçen yıllar, IRA'yı değişik aşamalara ve değışimlere uğratarak bugüne getirirken zaman zaman trlanda milliyetçi hareketi içinde son derece marjinal boyutlara (birkaç düzine militan) düştüler. 1969 yılında başlayan mezhep çatışmalan ve tngiliz işgaline karşı direnişleri sırasında ise büyük ölçüde taraftar toplayarak hem Protestan çoğunluğun hem de koskoca lngiltere Birleşik Krallığı'nın korkulu rüyası olarak bugüne kadar geldiler. Ezici çoğunluğu Katolik lrlandalılardan oluşan IRA tabanı. buna rağmen Katolik kilısesı ile öteden beri çok fazla banşık değildi. Çünkü kilise. şiddet eylemlenni kınıyordu. Ama onlann pek umurunda değildi bu. Önemlı olan, mücadeleye kimın öncülük ettığı ve sonucu kimin aldığı idi. Sonuçta "silah, vaazdan daha güçlü'\dü.. 197O'lı yıllarda Marksizm ve dünyaddki sol hareketler ile sıkı ilişkiler içinde oian IRA, bunun hem manevi hem de "maddi 1 " büyük desteğinı gördü. Ancak son yıllarda "sol" görüntülerinın ve içeriklennın büyük ölçüde yok olduğu söylenebilir. Avrupa Birliği'ne bakış açılannda da önemli değişiklikler yaşanan IRA, "bağunsızlık'" idealine enştiğinde, bölgenin AB ile bağlı kalmasını, giderek içine daha çok sindirebiliyor. 18 ay önce artık şiddete son veri- yoruz deyip herkesi umutlandı- ran? Onlar değil mi, şimdi yeniden ortalığı kana bulayan ve "daha fazla da bulayaca&z" tehditlen sa- vuran? Işte "Onlar", yani şiddet eylemlerini gerçekleştiren eli si- lahlı savaşçılar ve onlann siyasi temsilcileri, bu kez daha fazla ko- nuşuluyor. daha fazla sorgulanı- yor. Kım bunlar? Ve ne istiyoriar? Şiddetten nasıl vazgeçerler? Ya da aslında vazüeçerler mi? Ne istiyoriar ? trlanda Cumhuriyetçi Ordusu, diğer Katoliklerin pek çoğu ile yöntemde anlaşamasa bıle. istek- leri iki kelimede özetlenebilir: "İngilizler dışan«" İngıltere Bir- leşik Kralllığı'nın Kuzey trlanda bölgesınin içinde bulunduğu bü- tün ekonomik ve siyasi sorunlan- nın kaynağı olarak lngilız "işgali- ni" gören Katolik milliyetçiler ve en başta da IRA, Îngiliz askerlen- ni ve polis gücünü (Royal ülster Constabulary) u işgalordusu" ola- rak kabul ederek doğrudan hedef alıyor. Uzun vadeli siyasi hedefleri ise "işgal ordusu" bölgeden aynldık- tan sonra, İrlanda adasının tama- mındaki tüm partilenn bir araya gelerek adanın geleceğını tartış- ması ve olası bir bırleşmeyi haya- ta geçirmesi.. Onlaragöre, lngilizler çekildik- ten sonra, tüm mezheplerden lr- landa halkı. Katoliği ile Protesta- nı ile demokratik biçimde gelece- ğini belirleyecek. Yani bunu silahla gerçekleştir- me yoluna gitmeyecekler. Ama her fırsatta yeniden silaha sanlan, ve elindeki barut kokusu hiç geç- meyen IRA'ya bu anlamda çok fazla güvenen de yok. TURNIKE SEMIH GUNVER Son Yaprak Arka bahçede üç büyük kavak ağacı var. Yatak oda- mın penceresınin yanında kocaman bir salkımsöğüt. Yaz aylarında yeşil yaprakları ile bu dört ağacı uzun uzun izlerim. Güz sonlannda yapraklar yavaş yavaş dö- külmeye başlayınca içimi bir hüzün alır, karamsarlığa kapılınm. Çimlerin üzerinde toplanan kurumuş san yap- raklar rüzgârla uçuşurlar, ağaçlann çıplak dailan yağ- murun altında titreşiıier. Bu yıl bir istisna oldu. Salkımsöğüdün bir da!ı şubat sonlanna kadar yeşilliğinı korudu. Sararmadı, kuruma- dı ve doğaya kafa tutarak hayatta kaldı. Her sabah o inatçı yeşılliğın yaşamını sürdürüp sürdürmediğini me- rakla takip ettım. Sonra fırtınalı bir gecenin sonunda sö- ğüt dalının yennde olmadığını gördüm. Vehbi Koç da soğüt dalı gibi direnç gösterdi. Bir ası- ra yakın yaşadı. Gozlerindeki pınltı, yüzündeki çocuk- su tebessüm. ruhundakı mücadele yeteneği hiç kayıp olmadı. Vehbi Koç, kendi başına bir dünya idi. Haya- ta, Ankara'nın eski mahallelerinden birisindeki küçük dükkânda başlamış ve bir sanayı ımparatoriuğunun saltanat kottuguna kadar yükselmışti. Çok dostu var- dı. Mütevazı ve dürüst bir adamdı. Yaratıcı bir dehay- dı. Her zaman her şeyi öğrenmek ısterdi. Türkiye'nin hayati sorunlanna parmagını basmasını bilmişti. Dost- lan ile göruşmelerinde durmadan soru yönettir, karşı- sındakinın görüşlerini ve fikirlerini öğrenir, kendisi çok az konuşurdu. Vehbi Koç'la ilk defa 1948 yılında An- kara'da Baba Karpiç'in bahçeli lokantasında karşılaş- tım. Bülent Büktaş ve Vedat Abut ve eşleri ile birlik- te yemek yedık. Sonra, Keçıoren'dekı evınde buluştuk. Aramızda gerçek dostluk tohumlan o yıllarda atıldı. Za- man içinde kopuk, fakat yine de sürekli karşılaşmala- nmız oldu. 27 Mayıs 1960 asken ihtilalinden sonra mesleğımden ayrılma karan almıştım. Vehbi Koç ma- ni oldu. Eşim,Vehbi Koç'un eşı ile yakın bir dostluk iliş- kisi içindeydi. Onu çok severdi. Koç'la Kahire'de, son- ra Strasbourg'da beraber olduk. Istanbul'da Büyükde- re'deki köşkünün asma bahçesinde Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımçısı Kont Sforza ile viskı içtik. Vehbi Bey, bize Kayseri'den gelmiş nefis bir pastırma ikram etti. Sforza, Vehbi Bey'e hayran kaldı, pastırma- yı çok beğendi. O bahçede birkaç defa aılece cam bardaklarda demli çayla beyaz peyniryedik. Vehbi Bey, bizi Yeni Koy'dekı apartmanında da yemeğe alıkoydu. O tarihte Sadberk Hanım vefat etmişti. Vehbi Bey çok üzgündü. Dertleştik. Bir başka akşam Şişli'dekı evin- de Vehbi Bey, petrol krizinden sonra yeni yatınmlannı özellıkle gıda maddelen sanayilerinde yapacağını an- lattı. Daha öncekı yıllarda, Vehbi Koç'un küçük kızının Hil- ton'daki düğününü hatırlıyorum. Vehbi Bey, bizi, aile arası bir toplantı diye davet etmıştı. Salonda binlerce kişi vardı. İkram comerttı. Dışanda tipı kar yağıyordu. 1967 yılı sonuydu. Çıkışta buzlu sulara saplandım. Park Otel'de kalıyorduk. O tanhte Kahire Büyükelçisi'ydim. Şiddetli bir griple yatağa düştüm ve bir mucize oldu. Vücudum sıgarayı reddetti. Bir daha agzıma sıgara al- madım. Sadberk Hanım'ın sağlığında Rahmi Koç'un Anadoluhısan'ndaki yakasında Vehbi Bey'ın torunlan- nın sünnet düğünü de hatınmdan hiç çıkmadı. O ge- ce Vehbi Bey ve Sadberk Hanım ne kadar mutluydu- lar. Vehbi Koç'la son defa Istanbul'da Şımank Kız Bale- si'nın verıldığı gece Kültür Sarayı'nın kapısında karşı- laşmıştık. Bızleri uzaktan tanıdı, gözleri yine pınl pınl- dı. Bu defa bayramı Antalya'da Talya Oteli'nde geçir- mişti. Yorgun görünüyordu. Fakat hayata bağlılığını as- la kaybetmemiştı. Mıgros'a gıttı. Çayını içti. Oteline döndü ve odasının kapısında yere düştü. Koç'u kurta- ramadrtar. Cenaze merasimini TV'den izledim. Boğazım kuru- du. Kalbim duracak gibı oldu. Beyaz kefene sanlı na- aşının toprağa venlişini dehşetle izledim. TV'ye kızdım. Vehbi Bey'le bu beyaz kumaşın içindeki cansız vücut arasında bağ kuramadım. Vehbi Bey, çoktan uzak ufuk- lara uçmuş ve çok sevdiğı eşi Sadberk Hanım'a niha- yet kavuşmuştu. Bugün yaşıyorsunuz, biraz sonra ebe- diyyen yoksunuz. Geçen hafta cumartesi sabahı Erbakan-Yılmaz mü- zakereleri devam ediyordu. Herkes gibi ben de "ANA- REFAH koalisyonu gerçekleşiyor" intibaını almıştım. Sonra birden her şey değişti. Yılmaz ve Çiller tekrar bir araya geldiler. Nasıl oldu? Kim bu buluşmayı sağ- ladı? Erbakan haklı olarak çok kızdı. Fakat, anlayama- dığım bir husus da basında ve TV'lerde tanınmiş ya- zariann bir kısmının hâlâ Çiller ve Yılmaz'a çatmalan, onlan insafsızca eteştinneleri oldu. "Işadamlan veya as- kerler bastırmışlar" dedikoduları çıktı. Silahlı Kuvvet- ler'in resmi birtepki gostermedikleri meydanda. Asker de vatandaş. Oy venyor. Düşünceterini özel konuşma- lannda belirtmelerini kim ne hakla yasaklayabilir? Çil- ler ve Yılmaz dünkü kavgalannı unutmuşa benziyoriar. Bırakınız unutsunlar veya öyle görünsünler. Bu son şans da kaybolmasın. Ülkenin artık kaybedecek zama- na tahammülü yok. Samimı temennim ANAYOL'un gerçekleşebilmesi- dir. Bu ilk adım olacaktır. ikinci adım ise iki partinın bir- leşmeleri ve tek parti haline gelmeleridir. Sagın birleşmesi, solun da aklının başına gelmesine ve nihayet liderlerin birieşmeye karar vermelerine ka- pılan açabilecektir. TBMM'nin üç büyük partinin temsilcilerini bünyesin- de toplayacak bir kuruluş haline geldiğini görürsem ül- kem hesabına büyük sevinç duyacağım. StYASİ KANADI SİNN FEİN, BEYAZ SARAY^A KADAR GİTTİ Silahlı değil kalemli kadrolartRA'nın 'eyti* yani eli si- lahlı değil de 'kalemli' kad- rolan, Sinn Fein admdakı bir siyasi parti altında faaliyet gösteriyorlar. Sinn Fein, ge- çen dönemde bölgede 100 binin üzerinde oy alarak În- giliz Avam Kamarası'na da milletvekili seçtirmeyi ba- şardıysa da liderleri Gerrj' Adams, bu parlamentoda oturmayı reddetmiştı. Adams, 1992 seçiminde ise çok düşük bir oy oranı ile (yaklaşık 78 bin ya da yüz- de 10) bu şansı bir daha ya- kalayamadı. Ancak yerel seçimlerde, Sinn Fein Partisi, Kuzey lr- landa'nın pek çok Katolik bölgesinde yerel meclislere girebilmeyi başarmış bulu- nuyor. Sinn Fein'in kadro- lannın çoğu, işçi sınıfi kö- kenli, ancak üniversite ol- masa bile, çok iyi eğitim görmuş kişiler. Hatta Bel- fast yakınlanndaki Maze Hapishanesi'nden. "tngilte- re'nin en kaliteii ünrversite- si" diye söz edildiği bilini- yor. Maze'deki IRA militan- lan ve Sinn Fein üyelerinin, lise diploması ve açık öğre- tim diplomasını buradaki çalışmalan ilealdıklan söy- leniyor. Sinn Fein'in liderli- ğinde bulunan Gerry Adams, Mitchel McLaugb- lin ve Martin McGuinness gibi politikacılar, her ne ka- dar Îngiliz yetkililer ve Ku- zey trlanda'nın Ingiltere'ye bağlı kalmasından yana Protestan politikacılar tara- fından (eskiden aktif mili- tan olduklanndan) "IRA ko- mutanlan" olarak niteleni- Destek nereden geliyor IRA'nın malı ve askeri kaynaklan konu- sunda kesin birbilgi bulunmamaklabırlik- te geçmış yıllarda, aralannda Libya'nın da bulunduğu bazı ülkelerden önemlı ölçüde silah yardımı aldıklan sır değil. 1985 ve 1987 yıllan arasında Kaddafı yönetimı- nın, 1986 Amenkan Hava Harekâtı "na des- tek veren İngıltere'den intıkam almak için, IRA'ya büyük silah sevkıyatı yaptıği orta- ya çıkanlmıştı Libya, daha sonraki yıllar- da. uluslararası ambargoyu kaldırtmak ıçm. bu konudakı çabalannı ıtıraf etmek, hatta ~se\ kı\atı durdurduğunu' açıklamak zorundabilekalmıştı. 1970'li ve80'li yıl- larda Çekoslovakya gibı bazı ülkelenn de silah ve patlayıcı yardımlannı IRA'dan 'esirgemedikleri'haylı yaygın ıstıhban bıl- giler arasında. Milyonlarca sterline varan gelirlerinin tam olarak nereden sağlandı- ğına ilişkin kesin bir bilgi bulunmuyor. tş- yerlerinden ve taksicilerden, kulüplerden alınan 'aidatlar' belli bir 'dava' için gönül- lü verilmiş bagış olarak örgütün kasasına akıyor. IRA'nın bunlann dışında, ömeğin uyusturucu ticareti gibi bir alana kesinlik- le girmediği gerçegini de herkes teslim edi- yor. Yaklaşık 40 milyon trlanda asıllının yaşadığı Amenka Birleşik Devietleri'nde de 'Sinn Fein'in Dosüan' adı altındaki ör- gütlenmeler ile bagış toplamalanna ızın verilen örgütün, buradan da sadece geçen Aziz Patrick Günü (Katoliklerin dini bay- ramlanndan biri) sırasmda 750 bin dolar topladığı bılınıyor. yorlarsa da siyasi olarak son derece zeki, kıvrak ve iyi müzakereciler olarak tanını- yorlar. Bu sayede, sadece tn- gilizlere göriişmelerde ter döktürmekle kalmıyor, biz- zat Amerika Birleşik Dev- letleri'ne varan etkileri ile Beyaz Saray'da bile kabul görüyorlar. Ya da en azın- dan bugüne kadar görüyor- lardı. Sinn Fein üyeleri. basın ve kamuoyuna açık tüm ko- nuşma ve demeçlennde, "Bizim IRA ik hicbir ilgimiz yok. Bir sadece demokratik bir siyasi parthiz. Ancak IRA iîe diyaloğun >olu biz- den gecer. Onlan biz i\i ta- nı>«ruz. Banşın gerekliliğiııi onlara ancak bizim kanah- mtzla anlatabilirsiniz" di- yorlar. IRA'nın şiddet ey- lemlerini bugüne kadar ke- sinlikle hiçbir zaman kma- mayan Sinn Fein üyeleri, ak- sine. ölen IRA militanlan- nın cenazelerinde görünme- yi ve tabutlannı taşımayı ih- mal etmiyorlar. tngilizlerin bu "tabut taşıyan eüeri" bir gün gelip de sıkmak zorun- da kalmasında ve Başkan Clinton'ın da aynı yolu ka- çınılmaz olarak izlemesin- de, parti liderlerinin «sivasi kıvraklığı ve uluslararasi bağlan, büyük rol o^nuyor. VVHİTE CAP AMBALAJ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN SicilNo: 102395/48600 Şırketimızın Olağan Genel Kurul Toplantısı 19 Man 1996 Salı 12,15'de Beşıktaş.Barbaros Bulvan No:125 Camhan'daki T.Şışe ve Cam Fabrikalan A.Ş. Genel Mudürlük binasında yapılacaktır.Pay sahiplenmızin aşağıdakı gündemın göriışüleceğı toplantıya katılmalannı rıca ederız. Toplantıya ıştırak edecek pay sahiplenmızin.sahıbı bulundukları hısse senetlennı veya sahıp olduklarını ıspatlayan belgelennı,toplantı tanhinden engeç 1 hafta önce Oto Sanayı Sitesi.Yunus Emre Cad.No:3-5.4.Levent/İstanbul'dakı şırketımıze tevdı ederek toplantıya gırış kartı almalan gerekmektedır. 1995 yılına an Bılanço ve Kar-Zarar hesaplanmız.toplantı tarihinden onbeş gün önce pay sahiplenmızin tetkikine hazır bulundurulacaktır Toplantıya Katılanlar : Başkan Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye Othmar Von Diemar Aifred Lohrengel Uran Özsoy • Manfred Ruschmeier Peter Terıum Ekrem Barlas Yonetim kurulumuz 16 Şubat 19% günü yaptığı toplantısmda aşağıdakı gündemi görüşmek üzere Pay Sahıpleri Genel Kurulu'nun 19.03.1996 Salı günü saat I2.15'de Camhan,Barbaros Bulvan No:125 Beşiktaş adresinde toplantıya çağnlmasına ve toplantının T.T.K hükümlerine göre ilan edilerek pay sahiplerine duyurulmasına karar verilmiştir. GÜNDEM: 1. Başkanhk Divanının teşkili ve Divana Genel Kurul Tutanağını imzalama yetkisi verilmesi, 2. Şirketimizin 1995 yılı çalışmalan hakkında Yönetım Kurulu ve Denetçiler raporunun okunmas», 3. 1995 bilançosu ve kar-zarar hesaplannın görüşülmesi ve onayı,Yönetim Kurulu ve Denetçilerin aklanması, 4. 1995 yılı karının dağıtımı hakkında karar alınması, 5.Denetim Kurulu seçimi. 6.Yonetim Kurulu Üyeleri ile Denetçi ücretlerinin saptanması. 7. Yonetim Kurulu Üyelerine T.T.K. nun 334 ve 335'nci maddeleri uyannca izin verilmesi, 8. Dilek ve temennıler
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear