22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 MART 1996 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Ç î f t Ç k D O S t U SÂDÜLLÂHÜSÜMT Türk tiitünü çıkış arıyor Türk tütûnünü içıne düstüğü çıkmaz- dan kurtarmak ıçın Ege Bölgesi'nde ge- mş tabanlı birhareket başlatıldı. 10 kuru- luş tarafindan oluşrurulan "rürün platfor- mu," önce hükümete ve yetkili makamla- ra tehlikenin nedenlenni anJatacak. eğer bir sonuç alınamazsa ardmdan Türkiye çapında çeşıtli eylemlere gınşerek duru- mu kamuoyuna duyuracak!.. Platforma katjlan kuruluşlar çok etkılı vegüçlü... Ege Ünıversıtesı Zıraat Fakül- teM, Tekgıda-tş Sendıkası. Tümgıda Sen- dıkası, Tütûn Eksperlen Derneğı, Zıraat- çıler Derneği. Zıraat Mühendıslen Oda- sı, Eşme ve Menderes tütün satış koopra- tıfleri. Tarla Bitkıleri Bılımi ve Tanm Ekonomısı derneklen... Ilk toplantısını geçen gün hıç eksıksız olarak yapan plat- form, yürütme kurulunu da seçti. Çalış- rnalar hızlı bıçımde başladı. Sendikalar, dernekler, üreticı bırlıklen , çektıklen telgraf ve fakslarla hareketı destekJeye- ceİdenni bıldiriyorlar... Yürütme kurulu sözcülüğüne getırilen eskı Teke] Gene! Müdürlerinden Orban Özet'in verdigi bilgiye göre platformun yapacağı işler şöyle sıralanıyor: 1. Türüncülüğünün içinde bulunduğu olumsuz koşullar. ortadan kaldınlacak 2. Yalnız şıkâyetleri dıle getırmenın çö- zümlere ulaşmak ıçın yetersız olduğu göz önûnde rutularak her şıkâyet konusunda öneriler üretılecek... 3. Bu önenler, her türlü yasal yola baş- vurarak tütün üretıcılerimn, sektörde ça- lışan işçı ve memurlann. bilım adamlan- nın ve basının dikkatıne sunulacak... Ege Bölgesi'nde geniş tabanlı bir hareket başlatıldı. 10 kuruluş tarafmdan oluşturulan "tütün platformu", önce hükümete ve yetkili makamlara tehlikenin nedenlerini anlatacak, eğer bir sonuç alınamazsa Türkiye çapında çeşitli eylemlere girişerek durumu kamuoyuna duyuracak!.. 4. Platformun amacı. yun ekonomısı- ni, tütüncülüğü rütünü ve sektörde çaiı- şan işçi vememurlan korumaktır. Orhan Özet. hareketın kararlılık ıçınde yürütüleceğını belırterek şöyle dıyor: -Bu hareket, başlangıcında hiçbir ku- ruluşa ve kjşiye karşı değildir. Hıç kimse kendisine karşı oldugumu/ va da kendisi- nin vanında olduğumu/ gibi bir degerten- dirme vapmamalıdır. Platfcrm geçici de- ğil, kaiıa bir harekcttir. Türk tütüncülü- ğü içinde bulunduğu dar boğazdan kur- tulup. selarnete ulaşıncava kadarçalışma- lannı sürdürecek bu hedefe ulaşıldıktan sonra da kendisini nöbette sayacaktır._" Orhan Özet'in açıklamasından da an- laşılıyorkı platform ışi sıkı tutacak... Ge- rekırse Türkiye çapında eylemler ve mı- tıngler yapılacak Tütün platformu, ılk toplantısının ardından yayımladığı bıldı- nsmde ı^e "Mevcut gidiş durdurulama- dığı takdirde. Türk türüncülüğü, tütün üreticikri. sektördeçalışanlarve ülke eko- nomisi için vahim soouçlar doguracağı" belırtılerek şöyle denilıyor: -Türk türüncülüğünün içine duştüğü ve giderek ağırlaşacağı anlaşılan olumsuz koşullar, yeni çözümleri ve bu çözümlcrin kabcı olabilmcsi için vasaJ ve yapısaJ dü- zenlemeleri zorunlu kılmaktadır. Türk tü- rüncülüğünün varanna olmayan uygula- malar derhal durdurulmalıdır_" Birtikler çok acele kurulmalı Tütün platformu. tütün satış merkezle- nnın kunılması ve tütünlenn açık arttır- ma ile satışa sunulmasından yana. Aynca tütün tanm satış kooperatıflennin de çok acele olarak hayata geçınlmesı ıstenıyor: "Türk rüriincülügünün sorunlanm in- celemek, tütün alım-saamının bir nizam içindecereyanını sağlamak. rütüncülüğün kalkındınlması ve teşküaün takviyesi için gerekli tedbiıieri almak amacı ile • lürün tarun saüş kooperarifkri ve bölge birlik- leri Ue genel birliği' yasası 1969yüındayü- rürlüğe girmişti. Yasanın 25 yıldan beri yürürlükteolmasına rağmen kurulan tü- tün tanm satış kooperatifi sayısı son dere- ce sınırtı ve yetersiz kalmif, bölge ve genel biriikler ise kurulamamışûr." Türk tütüncülüğünün bugün içinde bu- lunduğu bunalımdan kurtulabılmesı ıçın kooperatıflenn hızmete gırmelen gerçek- ten de kaçınılmaz hale geldı. Yasanm çık- masına rağmen kooperatıflenn gelışeme- mesı ve bırlıklenn kurulamamasının ne- deni, özerk bir yönetıme sahıp olamaya- cağının anlaşılmasıdır. Eger yasada bir değişiklık yapılır da bırlıkler deviet mü- dahalesınden kurtanlabılırse, Türkiye'de çok şey değışecektır. Biriikler. özerk ola- rak çalışmaya başladığı anda Türk tütün üretıcısımn haklan, hem devlete, hem tüc- cara hem de yabancı fırmalara karşı ko- runabılecektir... Tütün platformu, aynca yaprak tütün ıt- halatından alınan yüzde 25 gümrük ver- gısinın kaldınlmasına da karşı olduklan- nı açıkladı: "Türkiye'de sigara ünetetı yabancı or- taklı fırmalar. ithal edilecek türünlerdcn gümrük vergisinin kaldınlmasını istiyor. Bu, Türk ekonomisinde büyük yaralar açar ve Türk tütününün zarar görmesine neden olur. Öte yandan, tütün itbalatinı kolaylaştıracağı için yurtiçinde Vlrginia ve Buriey tipi tütün üretimini de engelle- yecektir. Bu gerçekkr, yaprak tütün ittıa- İanndan alınan yüzde 25 gümrük vergisi- nin kaldınlması önerisini asla kabul edi- lemez olduğunu kanıtlamaktadır..." Platorm, AkhısarveSamsunBallıca si- gara fabnkalannın ve Samsun ile Yeni Harman sıgaralarının da yabancı fırmala- ra satışına karşı ta\ ır koyacaktır... Yayımlanan bıldınde bu konu şöyle an- latılıyor: "Tekel sigara fabrikalan kâr eden \e devlete yük olmayan kuruJuşlar- dır. Bu kuruluşlann kânnı çokuluslu şir- ketierte bölü^menin ve Türkive pazanm onlara terketmenin haklı sayılabilecek bir nedeni yoktur. Tesislerin hakiki sahibi olan Türk milleri, tütün üreticUeri, sektörde ca- üşan işçi ve memuıiar, bu satışlan asla ka- bul etmeyecekkrdir..." Bugüne kadar çeşitli aldatmacalarla sessızlığe ıtılen çeşitli kuruluşlann, önü- müzdekı günlerde Türk tütünü ıçın cıddı bir savaşa hazırlandıklan anlaşılıyor!.. AB, genişleme olanaklannı tartışmaya hazırlanırken, İngiltere veto hakkını sağlamlaştırmaya çalışıyor Avrupa Birliği, hesaplaşma sürecinde • Avrupa Birliği'ne üye 15 ülkenin bir araya geleceği ve biryıl sürecek olan hükümetlerarası konferans, birliğin geleceğini ve genişleme olanaklannı tartışmaya hazırlanırken Ingiltere, birlik organlannın yetkilerini kısıtlamaya ve 'veto hakkını' sağlamlaştırmaya çalışıyor. ZAFERJ \RAPKİRLİ LONDRA - Avrupa Birliğf nin geleceğini belirleme açısından büyük önem taşıyan hükümetler arası konferans öncesınde İngiltere, "veto hakJa" konusunda ısrarlı davranacağını bir kez daha vurguladı. Maastricht Antlaşması sürecindcn bu yana, bu konuda gözle görülür biçimde farklı bir tavır takınan lngiltere'nin, Avrupa Birliği'nin yeni üyelerinin de desteğını umduğu bıldiriliyor. Bu ayın sonlannda ltalya'nın Tonno kentinde toplanacak olan hükümetler arası konferans, hem Avrupa Bırlıği üyesi 15 ülkenin, parasal ve sıyasal bırlık yolunda ne kadar ilen gidebıleceklerini belirlemek hem de birliğin genışlemeM konusunda önemlı kararlar almak açısından hayatı önem taşıyor. Gündemdekı en önemli konulardan bıri de birlik içinde karar alma mekanızmasının nasıl çakşacağı. Üyelerin çoğu. kararlann "çoğunJuk usulü" ile alınmasından yana. Ancak bu çoğunluğun "makul bir cogunluk" (qualified majority) olmasını istiyorlar İngiltere hükümeti ıse özellikle parasal birlik gibi hayati konularda, "oybir1iğj"gerekmesı yolunda ısrar ediyor. lngıltere'nin bu tutumu. hükümetler arası konferansta takınılacak tavn belırleyen önceki günkü hükümet açıklamasında da açıkça dıle getırilirken aynı zamanda Avrupa Birliği'nin yönetım organlannda da köklü değışıklıkler yapılması da talep edildi. İngiltere Dışişleri Bakanı Malcolm Rifkind, avam kamarasında yaptığı açıklamada "Avrupa Birliği üyesi ülkelerin, tek tek siyasi ve kültürel farklılıklan ile ekonomik beklentiler- ine saygı gösterilmesi" ve "farklı tavır almak isteyenlerin'* bunu yapabilmesi gerektiğıni, bir kez daha vurguladı. DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ / ERGJN YILDIZOĞLU/LONDRA Uzakdoğu'da Savaş Oyunlan Ç in, bağımsızlıktalebinden vaz geçmesi için Tayvan'ı sıkıştır- maya devam ediyor. Geçen hafta, Çın'ın Tayvan karasula- nnın hemen yanında "savaş oyunla- nna" başlamasını, ABD'nin bölgeye iki uçak gemisi ve 12 savaş gemisi göndermesi izledi. Şimdi dünya ba- sını "Acaba Çin Tayvan'ı işgal eder mi" sorusuna cevap arıyor. Bu soru- nun cevabına ilişkin biröngörüde bu- lunmak kolay degil. Ama, dünya eko- nomisinın büyüme merkezlerinin Do- ğu Asya'ya kaymaya başlamasıyla birlikte, bu bölgede, politik ve askeri çatışma olasılıklarının arttığını gör- mek mümkün. Bölgede, Tayvan-Çin çatışmasını da içine alan, çok daha büyük bir çelişkiler yumağı ve çok güçlü çatışma nedenleri var. Dünyanın en likit pazan Bir Dünya Bankası raporuna göre, dünya toplam ithalatının yüzde 30'unu gerçekleştiren Doğu Asya "dünyanın en likit",yani, ödeme gü- cü en yüksek bölgesi. Bu bölge glo- bal yabancı sermaye yatırımlarının yüzde 25'ini alıyor ve dünya ticareti içindeki payı 1980'de yüzde 15'ten 1994'te yüzde 23'e çıkmış. Batı Av- rupa ve ÂBD'deki yıllık ortalama yüz- de 2-3'lük ekonomik büyüme hızına karşılık, yılda ortalama yüzde 5-11 ci- vannda büyüyen bu bölgenin ülkele- ri, ekonomik olarak hızla bütünleşiyor ve bölgesel bir işbölümü geliştiriyor- lar.. Örneğin Çin, Endonezya ve Filipin- ler'de ucuz ve disiplinli bir işgücü var. Japonya ve Kore gibi ülkeler, bu ucuz işgücünden faydalanmak üzere bu ülkelere yatınm yapıyorlar ve karşılık- lı ticaret bağlannı, mali ilişkileri geliş- tiriyorlar. Tüm çabalarına rağmen ABD ve Avrupa'nın bölgedeki eko- nomik etkinliği bu bütünleşmenin parçası olacak kadar gelişmiş degil (Le Monde Diplomatique 03/96 sf. 29). Ancak bu bölgede, "soğuk sa- vaş" birtikten sonra, Rusya'nın çekil- mesi, ABD'nin Japonya'daki askeri varlığını azaltmaya hazırlanmasf ve Japonya'nın hem bir siyasi kriz yaşı- yor olrnası ve hem de nükleer silah- lardan yoksun olması bir hegemon- ya boşluğu dogurdu. Bu boşluğu dol- duran, globai hegemonyaya da aday olabilecek. Üstelik bu bölge bir baş- ka açıdan da çok önemli... ^yine]petrol sorunu Bir petrol savaşı olan Körfez sava- şından bir sene sonra, Nisan 1992'de, Çin tek yanlı olarak aldığı bir kararia, Çin Denizi'nin büyük bir kısmını kendi hükümranlığı altına al- dığını açıklayarak bir başka petrol sa- vaşının temelini attı. Kabaca yapılan bazı hesaplara göre bölgede yakla- şık olarak toplam 205 trilyon varile ulaşan petrol rezervi var. Çin'in tek taraflı olarak çizdiği yeni sınırfar Viet- nam, Endonezya, Filıpinlergibi ülke- lerin işlettiği ve işletmeye hazıriandı- ğı rezervleri, teorik olarak Çin, sınır- lan içine alıyor. Bu teorik durumu ger- çeğe dönüştürmek için Çin'in, Cres- tone (ABD) şirketine Vietnam kıyıla- nndan, Ho Şi Minh şehrinden 300 mil uzakta, ve 25.000 kilometrekarelik bir alanda imtiyazlar vererek, uluslarara- sı petrol şırketlerini kullanmaya çalış- tığı görülüyor. Buna karşılık, Vietnam da Mobil (ABD) şirketine arama imti- yazları veriyor. Çin ile Vietnam arasın- da rekabet konusu olan bu alanda ise 3-4 milyar varil petrol ve 300 tril- yon metreküp kapasiteli doğalgaz re- cadele ederken, giderek daha çok millıyetçıliğe sarılıyorlar. Ama, bu tek neden degil. Hızla büyüyen, ancak kaynaklannı bu büyümeye uygun bir şekilde kullanamayan Çin'in bir gün Tayvan'la bırleşmesı halınde elde edeceği çok şey var. Birıncisı, dünya ticaretinin yüzde 25'i Tayvan'ın iki tarafındaki sulardan geçıyor. Tayvan dünya ticareti içinde 12. sırada ve Japonya'dan sonra dünyanın en büyük dövız rezervleri- ne sahip (The Economist, 16/03/96). Tayvan dünyanın üçüncü büyük bilgi teknolojisi araçlan üreti- cisi: Globai bilgisayar monitör ve "motherboard" piyasalannın sırasıy- la yüzde 65 ve yüzde 60'ını kontrol 8/03/96). Çin bu yeni deniz sınırlannı kabul ettirdiği takdirde, bu kuşağı oluşturarak, bölgede sadece politik bir zafer kazanmakla kalmayacak, aynca, hem kendi ekonomik büyü- mesi için gerekli enerji kaynaklannı sağlama bağlayacak, hem de bölge- deki ülkeler için enerji sunucu bir ko- numa ulaşacak. Böylece Çin, bir an- lamda gelecek yüzyılın en büyük ekonomik ve askeri gücü olmayı da garantı altına alacak. Işte bu yüzden Singapur Deviet Bakanı Le Kuan Yew "Bu kadar büyük bir sonın As- ya bağlamında, bölgesel olarak çö- zülemez" diyerek Asya'daki sorunun globai hegemonya mücadelesınin bir parçası olduğuna işaret ediyor. Çinjskandil yapıyor! zervteri var. Bu yeni sınırlar, Endonez- ya'ya ait ve Exxon (ABD) şirketi tara- findan işletilen 137 trilyon metre küp- lük bir doğalgaz rezervini Çin sınırla- n içine alıyor. Bütün bunlara ek ola- rak bu yeni sınırlar Japonya'nın ithal ettıği petrolün yaklaşık yüzde 70'inin geçtiği denız yolunu da kapsıyor. (LM Diplomatique 03/96 sf. 30). ŞirndTTayvan'â dönelim^ Çin'in Tayvan'ın bağımsızlıgını ilan etmesini engellemek istemesiVıin ar- kasındaki bir neden, Çin'deki iktidar savaşı: Geleneksel, deviet kapitaliz- minin egemen sınıfının fraksiyonları, bugün Teng'in yerine kımin geçece- ğini saptamak amacıyla bırbiri ile mü- edıyor. Bunlara ek olarak, Tayvan'ın ihracatının yüzde 20'sı Çin'e gidiyor ve Çin'e yaptığı yaptınmlar 25 milyar dolan buluyor. Nihayet Çin'in milli ge- liri kişi başına 450 dolar civarında iken Tayvan'ınki 13.000 doları geçi- yor (Business Week, 25/03/96). Şimdi, bölgenin artan ekonomik önemıni, petrol kaynaklannı ve Tay- van'ın zenginliğini bir araya koyarsak, Çin-Tayvan çatışmasının oynandığı sahneyi görmeye başlayabiliriz. Ma- lezyalı kabotaj uzmanı B.A. Hama'ya göre "Çin, kaynak kontrolü ve bir ya- bancı gücün abluka tehlikesine kar- şı tedbir almak amacıyla, etrafında güvenlikli bir okyanus kuşağı ıstiyor" (International Herald Tribune, Tayvan'ın dagelecekte, Hongkong gibi, Çin'e gen dönmesi, Çin açısın- dan çok arzu edilır bir durumdur. Bu yüzden, ilk adım, Tayvan'ın bağım- sızlıgını ilan etmesini engellemek ol- malıdır. Bu, Çin'in Tayvan'a karşı tu- tumunu açıklar. Ama bu gerginliğin bir başka işlevi daha var. Tayvan'la çelişkisini bir iskandil gibi kullanarak Çin, gerek bölgede gerekse dünya- da, diğer ülkelerin kendisini nasıl al- gıladığı hakkında, çok değerfi bilgiler ediniyor ve kendi gücünün sınırlannı öğreniyor. Çin Dış Işleri Bakanı, "7. filoyugön- dermek gülünç bir olaydır. Tayvan ABD'nin koruması altında bir ülke değil, Çin 'in parçası olduğunu unut- mayın" derken, ABD'nin kararlılığını sorguluyor. Diğer taraftan bölgedeki diğer ülkeler Singapur, Endonezya, Malezya, Filipinler, Tayvan konusun- da Çin'i eleştiımekten çekindiklerini gösterdiler. Tayland daha da ileri gi- dip "Bir ülke kendi toprağının kop- masını engellemek istiyor, bundan doğalne olabilir" diyerek, Çin'e doğ- rudan destek verdi. Böylece, Çin, bölge ülkelerinin büyük çoğunluğu üzerınde bir hegemonya kurmuş ol- duğunu da görmüş oldu. Bu gelişmelerin, kimsenin görmek istemediği bir başka boyutu daha var. Bölge ülkeleriyle mali ve ticari ilişki- lerin gelişmesi, piyasa ekonomisi ve dışa açılma, Çin'in bölgeyle bütün- leşmesinin artması, Çin'i bölgede bir tehdit olmaktan çıkaracaktı. Çünkü "globalleşme" ve "entegrasyon" ba- rış getirir! Aksi oldu. Çünkü, kapita- list bir ekonomide hızlı büyüme, si- lahlanmak için kaynak yaratırken, ay- nı zamanda, yeni pazarlara ve enerji kaynaklanna gereksinimi arttınr, böy- lece de ülkelerin emperyalist mace- ralara girmesinin gerekçesini hazır- lar.. Özellikle ortada bir globai hege- monya boşluğu varsa. 1930'larda Al- manya da böyie bir yoldan geçme- rpiş miydi? İngiltere, bir yandan da Avrupa Birliği'nin yönetim organı nıteüğındekı Avrupa Birlıgı Komisyonu'nun, yasama organı Avnıpa Parlamentosu'nun ve Avrupa Adalet Divanf nın yetkılerinin de kısıtlanmasını ıstiyor. fngiltere'nin bu konulardakı ısrarlı tavnnı hükümetler arası konferans öncesinde bir kez daha öne çıkarmasının başlıca nedenlerinden biri olarak, Av rupa Bırlıği'ne yeni katılan bazı Iskandınav ülkeleri ile Mitterrand sonrası politıka değışıkliğı gösteren Fransa hükümetinın tavn gösterilmekte.Avnıpa Birliği"nın tek para binmine geçişi __m^ konusundaki politikalar da son günlerde Ingiltere kamuoyunu ve siyasi partilerini en çok meşgul eden konulardan biri. Tek para birimine geçiş konusunda bir referandum yapılması için çağnlar yoğunlaşırken bu konudakı en büyük baskı, Sir James GoMsmith adındaki bir muhafazakâr milyarder ışadamından geliyor. Sir James Goldsmith bu amaçla kurduğu ve Fransa'da da faaliyet gösteren "Referandum Partisi" adındaki partisi ile yoğun bir kampanya yürütürken Ingiltere'deki Muhafazakâr Parti iktıdannı da zor durumda bırakıyor. Muhafazakâr Parti içindeki gizli bir yazışma da önceki gün basına yansırken "Sir James'in kaınpanyası, partiyi bölebilir, bu yüzden seçimi kazanmak istiyorsak referandum talebine biz sahip çıkmabyız" denıldigi de bildınliyor.Hiİkümetın referandum konusunu kendi içinde hararetle tartıştığı, ancak başta Maliye Bakanı Kenneth Clark olmak üzere bazı bakanlann muhalefeti nedenıyle kesın bir karar alınamadığı bıldiriliyor. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Düşünce Şaşkınlıgı Yasak meyveyi yiyip cennetten kovuldukları sırada Adem'in Havva'yadönüp "Bizler, birgeçiş dönemindeya- şıyoruz" dediği söylenir. Adem-Havva ölçüsünde mi bilemem, ancak geçiş dö- nemı nitelemesi, içinde bulunduğumuz yıllar için çok doğ- ru ve gerçekçi bir tanıdır. Yapısı, boyutlan ve içeriği, kısa- ca niteliği, değişik olmakla birlikte 1990 sonrası dünya, 1789 Fransız Devrimi ve 1917 Sovyet Devrimi benzeri kök- lü bir geçiş süreci yaşıyor. "Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" görüşünü, "herzaman heryerde geçerli" say- sanız da 1990 sonrası bunun ötesinde bir özellik taşıyor. Bu çerçevede kimi noktalann önemle altı çizilmelidir. Birincısi, geçiş dönemi kavramı, bütünsel ya da genel- dir; mal ve hızmet üretimi tekniklerinden nesnel algılama biçimlerine ya da düşünce üretimine, toplumsal ilişkilerden bireysel kımlik arayışlarına dek yaşamın her alanını kapsı- yor. Çağımızın iki ana eğilimı, kapıtalızm ve sosyalizm akım- ları, kaçınılmaz olarak değişim yaşıyor. Ikinci olarak "Yeni Dünya Düzeni", "bilim çağı" ve "kü- reselleşme" gibi adlandırmalara konu olsa da "geleceğin nasıl biçimleneceği", kimi çok sisli ipuçlannın ötesinde, açık ve belirgın olmaktan çok uzaktır. Geçiş dönemınin sisli ortamı, aslında, sosyalist düşün- ce için olduğu ölçüde, belki ondan da çok, kapitalist dü- şüncede de belirsizliklere yol açtyor. Geleceğe yönelik süs- lü kestirim girişimlerine bakmayın, kapitalizm genelde bir "sermaye bırikimi şaşkınlıgı" yaşıyor. Sosyalizm için durum daha değişiktir. Kapitalizmin biri- kim şaşkınlığına karşılık "sosyalizmin düşünce şaşkınlıgı" içinde olduğu vurgulanabilir. Sosyalist düşünce, başta ka- pitalizmin niteliksel evrimi olmak üzere, değişen koşu/lan kendi bilimsel yöntemiyle yorumlayacak ve kuşkusuz ye- niden biçimlenecektir. • • • Sosyal Demokrat Vakfı (SODEV) ve Friedrich Ebert Vak- fı'nın katkılanyla geçen hafta Ankara'ya gelen bir sözcü- sünün de doğruladığı gibi Ingiliz işçi Partisi'nin "YeniSol" yaklaşımıyla, geçiş döneminin belirsizliğinin yarattığı dü- şünce şaşkınlığının çok somut bir örneğini oluşturuyor. Ingiliz Yeni Sol yaklaşımı, özel girişimin etkinliğinin top- lumsal yarara dönüşmesi ve esas olarak refah devletinin güçlendirilmesi bağlamında özel sermayeyi, "ahlak, kar- deşlik, toplumsal sorumluluk ve dayanışma " kavramlany- la toplumsal denetim altına almayı amaçlıyor. Bu çerçeve- de geliştınlmek istenen çekirdek kavram "çıkarortaklığı" kavramıdır. Bilindiği gibi sermaye ortaklıkları kendi ortaklanna gene! kurujlarında hesap verirler. Yeni Sol buna "ek olarak"ç\kar ortaklığı anlayışı getirmek istiyor. Özel sermaye ortaklıkfa- rı "çalışanlanna, mal ve hizmet alışverişiyaptıklanna vebu- lunduklan yöreye" karşı da "sorumlu davranacaklardır". Ortaklıkların çalışanlanna karşı sorumluluğu, yalnız "uy- gun" ücret ve öbür ödemelerıni içermiyor, ek olarak çalı- şanlarına ışbaşında eğıtım verilmesi ve daha da önemlisi işten çıkarılmalannın da sınırlı tutulmasını içeriyor. Alım-sa- tım işlemlerinde sorumluluk "pazarın" işlerliğini, üretici ve tüketıci kesimlerinin çıkarlarını da gözeterek sağlamayı amaçlıyor. Ortaklığın bulunduğu yöre, daha doğrusu kom- şuluk sorumluluğu da en başta çevre sağlığına duyarlılık ve işsızlere iş bulmak olmak üzere, yörede okul, sağlık merkezi gibi "hayıhı ışler" yapmayı kapsıyor. Ortaklıklann, çalışanların, alım-satım yaptıklan ve içinde bulunduklan toplumlan için yaptıklarının "muhasebesini" halka sunmalarını istemek, hiç kuşkusuz kapitalizmin'ken- di ahlak kurallarına da çok uygun bir tutumdur; bir cennet özlemıdir. Ancak burada çözümsüz bir sorun var; "kapitalistlerin toplumsal sorumluluklannı" yerine getirmelerini sağlaya- cak bir "yaptınm süreci," çalışanlann örgütlü uğraşjsının dışında günümüze dek, bulunabilmiş ya da geliştirilebilmiş değildir. Sosyalizmin en önemli nesnel temeli budur. Sosyalizm, düşünsel ve uygulamalı yaklaşım farklılıklan neolursaolsun, "sömürüsüzbirdünya"y\ öngörmektir. En başta ekonomik sömürü olmak üzere, toplumsal yaşamın tüm alanlannda, düşünsel, siyasal, dinsel konularda, aile- de, okulda ve işyerinde, insanın insanı sömürüsünün azal- tılması ve giderek ortadan kaldırılmasıdır. Doğal olarak sö- mürülen-sömüren ayrışmasına ve bundan kaynaklanan uyuşmazlık ya da çelişkiye dayanır. Ingiliz İşçi Partisi, bu noktayı bir yana bırakarak "toplumsal sorumluluk çağnsı- na dayalı" bir denemeye girişmek istiyor. ••• Bahar geliyor. Ağaç dikme zamanıdır. Ancak yanlış yere dikilen ağaç tutmaz, büyümez. Türkiye'de sol siyasal olu- şumlar, kimi CHPNilerin öngördüğü gibi kapitalizmin beşi- ği ülkenin Yeni Sol'una dayalı bir "düşünsel feme/e"otur- tulamaz. Sermaye birikiminin ancak alt-orta basamaklann- da bulunan ve bir türlü demokratikleşemeyen ülkemizde, sol adına sermayeye salt toplumsal sorumluluğa çağn ile yetinmek, yalnızca düşünce tembelliği ya da savsaklama olabilir. Önemli olan küresel gelişmeleri, bu toplumun koşullarının hamurunda yoğurarak uzun erimli düşünce açılımlarına yöneimektir. Yabancı sigaraya zaııı İSTANBUL (AA) - RJ Reynolds Tütün Sanayi A.Ş. tarafından üretılen Monte Carlo, Winston ve Ege marka sigaralann fiyatlan yüzde 11.11 ile 55 56 arasında değişen oranlarda arttınldi. Bir önceki zamda fiyatlan yükselen Camel ve Salem marka sigaralann fiyatlan ıse değiştirilmedi.RJ Reynolds'dan yapılan açıklamaya göre. zam sonucu uzun Winston'un fiyatı 45 bin liradan 50 bin liraya, kısa Winston'un fiyatı 40 bin liradan 45 bin liraya. uzun Monte Carlo'nun fiyatı 35 bin liradan 45 bin liraya. kısa Monte Carlo'nun fyatı 30 bin liradan 40 bin liraya, uzun Ege'nin fiyatı 22 bin 500 liradan 35 bin liraya, kısa Ege'nin fiyatı ise 20 bin liradan 30 bin liraya yükseltildi. Şirket, daha önce zam yaptığı, uzun. kısa ve kutu Camel ile Salem 100's'in fiyatında değişiklik yapmadı. RJ Reynolds Tütün Sanayi A.Ş'nin ürettiği sigaralann yeni fiyatı yanndan itibaren geçerli olacak. MEVDUATFAIZLERIMIZ VADE 1 ay 3 ay 6 ay 1yıl TL % 86 % 93 % 96 % 100 USD. % 7 % 8 % 8,5 % 9,5 % % % % DM. 6 7 8,5 10 SUMERBÂNKK u ş a k t a n k u ş a ğ a
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear