Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 1996 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
Sovyetler'e kafa tutan, Çin'le yollannı ayıran Arnavutluk'ta büyük değişimler yaşanıyor
EnverHocabugünleri görseydi...
7
990 Temmuzu'nu anımsıyor
musunuz? Binlerce Arnavut;
gemılen. şilepieri, sallan, san-
dallan, motorlan, çatanalan
tıklım tıklım doldurup ltal-
ya'nın Bari ve Brindizı liman-
lanna akmıştı. İtalyan polisi, ilk gün şaş-
kmlığının ardından bu "Arnavut istiia-
sı"nı copla. dipçikle durdurmuştu.
On binlerce aç, yoksul ve umutsuz Ar-
naviit, Batı Avrupa'nın "eoıperyalist-ka-
pitalist" metropollerine kapağı atmak
Komünist Partiler
ve Zümriklüanka
içın çırpınıyordu. Büyük çoğunluğu ge-
risın geri, yoklugun v e umutsuzluğun ül-
kesine. Amavutluk'a geri gönderildiler.
Ardından 6 bın Arnavut, ülkedekı büyü-
kelçiliklere sığındı. Yurtdışına çıkış iznı
ve politik sığınma hakki istiyorlardı. O
günlerde. Federal Almanya'nın Tiran
Büyükelçisi. "Kapılar açılsa sanki bü-
tûn Amavııtluk boşaJacak" diye yazıyor-
du.
Arnavut usulü komünizm
Önce Sovyet-
ler Birliği ve
ötekı sosyalist
ülkelere kafa tu-
tan; ardından
gözünü biie
kırpmadan tek
müttefikı Çın
Halk Cumhun-
yeti ıle ipleri ko-
paran küçücük
Avrupa ülkesi
lar. Çöküşü durdurmaya bu da yetmedi.
1991 Ocak ayında ayaklanan kitleler, En-
ver Hoca'nın dev anıtını kaidesinden,
Başbakan Adfl Careanu'yu da iskemle-
sinden alaşağı ettiler. Aynı yılın martın-
da, Ramiz Alia, AEP'nin iktidannı ko-
ruyabilmesi ıçin son manevraya girişti ve
erken seçim karan aldı. 1945'ten bu ya-
na Arnavutluk'ta ilk çok partili seçim
yapılacaktı. 1989depremi, Amavutluk'u
da sarmıştı. Seçimler, sanılanın tersine
komünistlenn zaferiyle sonuçlandı. An-
cak bu kez partinin ba-
şında artık Enver Hoca
çizgisinin sadık yan-
daşlan yoktu. Kendile-
rine "refonncu kanat"
diyen, ortodoks bir ko-
münist çizgiden çok,
sosyal demokrat ilke-
leri benimseyen komü-
nistler (!) dizginleri ele
geçirmişti. Seçim za-
ferini de kendi başan-
lan olarak vitrinlediler.
Arnavutluk Emek Par-
tisi, oylann yüzde
56'sını, parlamentoda-
kı iskemlelerin de üçte
ıkisini kazanmıştı.
Buna rağmen muhalefetle ortak hare-
ket edebilecek koşullararandı. Yeni Baş-
bakan Fatos Nano, deneyimsiz ve -he-
nüz- programsız muhalefeti yatıştırabil-
mek ve işbirliğine çekebilmek için, için-
de sosyalizm terimi geçmeyen bir "geçiş
dönemini anaya-
sası" önerdi. Bu
manevralarla Ar-
navutluk Emek
Partisi iktidannı.
Ramiz Alia da
devlet başkanhğı
koltuğunu bir sü-
re daha korumayı
başardılar.
1991 Hazira-
nı'nda, resmipar-
ti metinlerinde in-Fatos Nano
Enver Hoca
Arnavutluk. yıllar yılı "Arnavut usulü
bir komünizm"ı savunduktan sonra bir-
den çöküyordu Putlaştınlmış lider En-
ver Hoca'nın 1985 'teki ölümünden son-
ra rejim 5 yıl dayanabilmiş ve sonunda
dikışleri patlamıştı.
Aradan beş yıl daha geçti. 1996'dayız.
Arnavutluk'ta yeminli antikomünist Sa-
H Berişa devlet başkanı. Enver Hoca'nın
ülkenin yoksulluğuyia tam bir çelişkı
yansıtan anıtmezan, artık bir konserva-
tuvar. Bir zamanlar ülkenin tek egemeni
Arnavutluk Emek Partisi çoktan feshe-
dildi. Ardılı Arnavutluk Sosyalist Parti-
si (ASP), Tıran'da çok katlı bir binanın
üst katlanndan birinde etkinlik gösten-
yor. Bina girişinde görkem değil, çöpler
ve pislik egemen.
Çok kısa bir
özet, bir anımsat-
ma: Ölümsüz sa
nılan Enver Ho-
ca'nın ölümün-
den sonra yerine.
beklendiği gibı.
Hoca'nın kendi-
sinin saptayıp i-
lan ettiği veliahtı
Ramiz Alia, ko-
münist partisinin
Ramiz Alia (AEP) ve devle-
tin başına geçtı. Ancak yukanda aktar-
dığımız Temmuz 1990'daki yığınsal ka-
çış dalgasının ardından parti ıçindeki
muhalif kanat agırlığını koydu ve kilit
noktalardaki ''parti şahinleri"ni etkisiz-
leştirdi. Olaylar durulmadı, tersine hız-
landı. 1990 Aralık ayında komünistler.
ülkede görece bir demokrasi öngören ye-
nı bir anayasa taslagını tartışmaya açtı-
san bilincinin üretebileceği en mükem-
mel siyasal organizasyon olarak tanımla-
nan Arnavutluk Emek Partisi'nin onun-
cu \e sonuncu kongresı toplandı. Parti
feshedildı. Yenne Arnavutluk Sosyalist
Partisi (ASP) kuruldu.
Antikomünist başkan
Mart 1992'de yapılan genel seçimler-
de, üretım araçlannın özel mülkiyetini
tek mülkiyet biçimi olarak benimseyen,
çok acil birözelleştirme programı öngö-
ren, koşullar elverince NATO ve AT'ye
girmeyi hedefleyen, IMF ile derhal gq-
rüşmelere başlamaktan yana olan De-
mokrat Parti (DP). seçimleri açık fark-
lakazandı. Par-
lamentodakı is-
kemlelerin üçte
ikisi, bu kez
DP'nin eline
geçmişti. Sali
Berişa devlet
başkanı oldu.
Arnavutluk'ta
47 yıl sonra ilk
kez bir antiko-
münist, iktidara
gelmişti.
Enver Hoca çizgisine sadık komünist-
lerle hesaplaşma, daha 1991'de "reform-
cu kanafın iktidan döneminde başla-
rruştı. Önce Enver Hoca'nın eşi Necmi-
ye Hocatutuklandı. Ancak büyük temiz-
iik DP iktidannda gerçekleşti. 1993 Ha-
ziranı'nda eski başbakan Fatos Nano ve
ardıl partinin yöneticileri, en azılı anti-
komünistleri bile güldüren sudan yol-
suzluk ıddialanyla birbiri ardına tutuk-
landılar. Mahkeme (!), Nisan 1994'te so-
nuçlandı. Sanık]ar"evraktasahtekârük,
kamu malını zimmetine gecirmek" gibı
çok ciddi (!) suçlardan dolayı on ikişer
yıl hapse mahkûm edildiler. Aynı yılın
haziranında ise sıra, son sosyalist devlet
1990 Temmuzu'nda binlerce Arnavut, Italya'nın Bari ve Brindizi limanlanna akın etmişti.
Sali Berişa
başkanı Ramiz Alia ve dokuz önde ge-
len komünistteydi. Onlar da hapse mah-
kûm oldular.
Arnavutluk'ta yeni hükümet koalisyo-
nunu oluşturan "Demokratik BirtiVin
küçük ortaklan, hafta Başkan Berişa'nın
partisinden demokrat parlamenterler. bu
göstermelik duruşmalan kınadılar ve
"StaHn'in ünlü temizlik mahkemelerin-
den hiçbir farkı yok" diye nitelediler.
özelleştirmenin faturası
Demokrasiye alışmamış yoksul Arna-
vutluk'ta Sali Berişa yönetimi, siyasal
ve ekonomik fiyaskolarla kısa sürede
yıprandı. Ne sözü edilen basın özgürlü-
günden eser vardı, ne anayasa referandu-
mundan.
Ostüne üstlük, özelleştirme ve kamu
mülkJerinin tasfıyesı adı altında tüm ül-
ke haraç mezat özel mülkiyete tapulanı-
vermişti. Kişi başına düşen ulusal üreti-
min 620 dolan geçmediği bu yoksul ül-
kededolarmilyonerlen tûredi.
"Ölü doğdu" gözüyle bakılan ardıl,
Arnavutluk Sosyalist Partisi, 1994 so-
nundan itibaren şaşılacak bir canlanma
gösterdi. Siyasal yelpazenin açıkça sağ
kanadında yer alan Sali Berişa ve ortak-
lanna karşı çok etkili bir muhalefet baş-
ladı. ASP, smırlı basın özgürlüğünü iyi
kullandı. Tırmanan yolsuzlukJan cesa-
retle sergiledi. Aşın hızlandınlmışözel-
Ieştirmeye karşı sosyal içerikli fren ön-
lemler savundu ve ülkede özellikle Be-
rişa'nın DP'si tarafından bşkırtılan mil-
liyetçı kabarmaya açıkça karşı çıktı.
Kendine dış dünyadan destekler aradı
(sonuç alamamasma rağmen), Sosyalist
Enternasyonal'e katılmak için başvur-
du, ulusal düşman Yunanistan'ın sosyal
demokrat partisi PASOK ile sıkı ilişkiye
girdi. Bütün bunlar, ASP'ye puan kazan-
dırdı.Eğer Sali Berişa, son dakikada bir
siyasal manevraya başvurmazsa bu yılın
ilİcbahânnda Arnavutluk'ta parlamento
seçimleri var. Ülkenin sanayi merkezi
Elbasan başta olmak üzere Güney ve Or-
ta Arnavutluk'ta ASP, ş
:
mdiden birinci
parti konumunda. Sendıkalı işçiler ve
köylüler arasında hâlâ çok güçlü.
Bugün Arnavutluk'ta iki siyasal güç
karşı karşıya: Eski komünistler (ASP) ve
antikomünistler (DP). Enver Hoca'nın
ünlü Arnavutluk Emek Partisi'nin ardı-
h. dönüşmüş. değişmiş, büyük ölçüde
sosyal demokratiaşnus. ASP, seçimlerden
iktidar partisi olarak çıkarsa buna Arna-
vutluk'ta çok az kişi şaşıracak.
'Komşi'de yol arayışlan sürüyorulgaristan'da 1989 sonra-
sında yaşananlar. ilk bakış-
ta ötekı sosyalist ülkeler-
den farkh değil. Ök bakış
ise çoğu kez yüzeyseldır.
Bu yüzeysellikle yetinme-
yi göze alırsak, dizinin Bulgaristan'a ay-
nlan bölümünde "Biraz Romam-agibi ol-
du. Komünistier iktidan hemen hiç elden
kaçırmadı. Biraz Macaristan'a benziyor.
Halkın umutlannın odaklandığı en bü-
yük si\-asal güç, ardıl parti, yani eski ko-
münistfer" diyerek noktayı koyardık.
Ancak Orta ve Doğu A\Tupa'daki ko-
münist partilerin 1989 depreminden son-
ra yerlerini alan ardıl partileri irdeleme-
ye çalıştığımız bu dızide, Bulgaristan Ko-
münist Partisi'nin ardılı Bulgaristan Sos-
yalist Partisi'nin (BSP) özel bir yeri ve
önemi var. 1989'a kadar komünist parti-
lerin iktidan elinde tuttuğu ülkelerin hiç-
birinde gözlenmedıği ölçüde yoğun, cid-
di \e derinlemesine bir tartışma, BSP
içinde sürüyor.
1989 sonunda Bulgaristan Komünist
Partisi (BKP) ıçindeki muhalefet kanadı.
handı> se ömürboyu genel sekreterliğe se-
çılmiş gibi dav-
ranan Todor
Jivkov'u göre-
vinden aldı ve
daha 1987
Temmuzu'nda
üretilmiş "yeni
sosyajizm" mo-
delinin, parti-
nin bundan
böyleki siyasal
çızgısini belir-
lediğinı ilan et-
TodorJİvkov ti. Jivkov'u, par-
Bulgaristan'da hükümetin istifasını isteyen madenciler, 1990 yılında greve gittiler
tınin tepe kadrolanndaki 1989-1990 te-
mizliği izledi. Ardından BKP'nin tek par-
ti iktidanna olanak tanıyan anayasal dü-
zenleme iptal edıldi. Sendikalara kâğıt
üstünde kalmayacak bir bafımsızlık ta-
nındı.
Ancak halk kitleleri, özellikle rejim
karşıtlan bununla yetınmediler ve
BKP'yı ülkedeki muhalefet güçlenyle bir
Yuvarlak Masa Toplantisı'na zorladılar.
BKP bunu kabul etmekle yetinmedi ve
burjuva muhalefetın hükümet ortaklığına
katılmasını da önerdi. Bu arada Türk
azmlığın adlannın zorla Bulgarlaştınlma-
sını öngören ırkçı politika da mahkûm
edıldi.
8 Şubat 1990'da BKP'nin olağanüstü
kongresı toplandığında Jivkov futuklan-
mıştı. Durmadan taktik hatalaryapan (da-
ha sonra daha budalaca hatalar da yapa-
cak olan) burjuva muhalefet hükümete
katılmayı reddedince zorunlu olarak,
Andrey Lukanov başkanlığında. salt ko-
münistlenn yer aldığı bir geçış hüküme-
ti kuruldu. Haziran 1990 seçımlerinı B-
SP kılpayıyla da olsa kazandı. 18 Aralık
1994 seçımlennde ise iktidar, yine B-
SP'nin başını çektıği bir koalısyonda kal-
dı. BSP. ortaklan sivasal partiye dönüş-
müş çevrecı hareketin partisi Ekoglasnost
ve komünıstlerin çok çok eski ortağı
AleksandrStamboltskiadlı köylü partisi,
oylann yüzde 43'ünü topladılar \e 240
üyeli parlamentoda iskemlelerin 125'ine
sahıp oldular. Bulganstan'da ardıl'ın ik-
tidan, artık her türlü târtışma ve kuşku-
dan uzak.
Ancak önemli olan nokta, bizce bu de-
ğil. BSP'nin 8 Subat 1990'daki olağanüs-
tü kongresinde geçmiş dönemden temel-
li bir aynlığı ve Marksist-Leninist parti
modelinden köklü bir farkı ortaya koyan
bir dizi kavram tartışmaya açıldı. tşte bun-
lardan birkaçı:
Denetimli bir pi>asa ekonomisi. Bura-
da serbestpivasaterimının değil piyasa te-
riminin yeğlenmesi rastlantı değil. BSP,
fi>atlann emir komuta ekonomisi içinde
değil. piyasa koşullannda belirlenmesinı
öngörüvor \e burada sosval yaralar aça-
cak gelişmelerın önlenmesi için etkili bir
denetim düze-
neğı öngörüyor.
Birbiriyle ya-
nşan karma
mülkiyet düze-
ni. Kuşkusuz
burada üretim
araçlannın mül-
kiyetinden söz
ediliyor ve Tito
Yugoslavya-
sı'nın özvenetim . . , ,
modeli benzeri Andrey Lukanov
bir üretim sürecı öngörülüyor.
İktidan ele gecirmc aracı olarak silahh
dcvrim ilkesi reddediliyor. Keza siyasal
çoğulculuk tam bir öncelik taşıyor. Her
türlü diktatoryal hükümet biçimi ise açık-
ça mahkûm ediliyor.
BSP ıçindeki bu zorlu konulann tartı-
şılması, Haziran 1994'teki kongrede ka-
bul edilen yeni parti programında yeni bir
aşarnaya ulaştı. Program "Bulgaristan
topraklan üstünde sosyalist ülküleri ye-
nilemekveyaşamagecirmek'" ılkesını be-
nimsiyor. Demokrasinin bir yol olarak de-
ğil, BSP'nin siyasal özü olarak görüldü-
ğü de programda özel vurgularla yer alı-
yor. Bulgaristan"daki ardıl partinin ara-
yışlan ve ürettiği yanıtlar küçük, görece
yoksul, geçmişinin günahlan pek ağır ve
uluslararası arenada pek de ağırlığı olma-
yan bir Balkan ülkesinde çok kişiyi şaşır-
tan, çok kişiyi de kıvandıran, kimilerini
de öfkelendiren bir zenginlik ve derinlik
taşıyor. Türkiye sosyalistlerinin, hele he-
le sorulan olup yanıtlar arayanlann, bu-
runlannın dibındeki "komşi"den alacak
çok derslerı var.
Yarın: Doğu Almanya
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Şişe Dayanır mı?..
Yeni hükümet daha güvenoyu almadan rakıya zam-
mı bastırdı, iki yüz bin liralık rakıyı üç yüz bine çıkar-
dı. Ardından, alay eder gibi, 'rakıdan sonımlu Devlet
Bakanı' özür diledi:
"Akşamcılar bağışlasınlar!.." dedi.
Rakıyı yalnız akşamcılar ıçermiş gibi.
Erbabı bilir, bunun öglencisi var, ikindicisi var, sa-
bahçısı var... Dahası, vakttli vakitsiz içeni var.
"Bakan hangi türden?"
Ağzına sürmezlerdenmiş... Bugüne kadar rakıya
da tütüne de selam vermemiş. Kolayca "Benibağış-
lasınlar!.. "diyebilir.
Bağışlariar mı?
Belki.
Neyzen'den açalım. Paşalardan birine "Içmeyece-
ğim" diye söz verir. Gerçekten de bir süre içmez. Bir
gün bakar ki Paşa, Neyzen karşıdan zil zurna geliyor.
Çevirir durdurur, yolunu keser:
"Hoh..."öe.
"Hoh"öer.
Kutsal koku yok... Paşa iyice sıkıştınr. Neyzen'e
yüklenir. Söylemek zorunda kalır.
"Paşam, bu sefer yukandan aşağı doğru değil,
aşağıdan yukanr doğru içtim."
Gençler tenkiyeyi bilirler mi acep? Bilenler bilme-
yenlere tenkiyeyi öğretsinler!..
Hep Bekri'den, Eşreften, Neyzen'den, ünlü içki-
cilerden söz edilmez ya.. Orhan Veli de iyi içkiciler-
dendi. Fırsat buldu mu hemen çilingir sofrasını ku-
rardı.
Orhan Veli, Gelibolu'nun Doganaslanı'nda asker-
lik ederken 'talim't kırar, "Salim'in Yeri"ne giderdi.
Salim'in yeri bakkaldan bozma küçücük bir yerdi.
Oıtıan, Salim'e gittiğinde çadınn üstüne şöyle bir be-
yit asardı:
Herkes gider talime
Orhan gider Salim 'e
Bu iki dize demektir ki Orhan, Salim'in yerindedir.
Başka bir yerde aranmaya... Aranacaksa Salim'in ye-
rinde arana...
Meşhur meseldir, Ahmet Haşim şöyle der:
Göllerde bu dem bir kamış olsam
Akşam gene akşam
Dilediğin kadar "gene akşam" sıraladıktan sonra
göllerde bir kamış olunur... Orhan Veli göllerde kamış
olma yerine, rakı şişesinde balık olur.
Rakı şişesinde balık olsam
Rakı şişesinde balık olmak bir dilektir. Bu dilege sı-
ğındın mı rakı şişesinde balık olma da yakışır. Şair sö-
züneyalan damgasını vuranlarvardır. "Aldanmakışa-
ir sözü elbette yalandır."
Yalandır.
Vallahi yalandır, billahi yalan!..
Orhan Veli'nin canı iyıce bir lokantaya Degüstas-
yon'a gitmek ister. Bilenler hatıriasın: Degüstasyon,
ünlü çöküntüden sonra bir "enkaz" olarak olduğu gi-
bi duruyor. Bir daha onarmadılar da...
Şimdi derme çatma dizeleri yerierine dizelim:
Canan ki gündüzleri gelmez
Akşam görünür havz üzerinde
Şimdi havz üzerinde de görünmüyor. Nâzım Hik-
met, Ahmet Haşim'i Degüstasyon'daki iskemlesin-
de oturtur. Ahmet Haşim'e de, Peyami Safa'ya da
bu iskemle yakışır. Orhan Veli'deyse canan, "Degüs-
tasyon 'a gelmez", Balık Pazan'na hiç gelmez. Tümü
şöyle:
"Canan ki Degüstasyon'a gelmez
Balıkpazan'na hiç uğramaz"
Hele bu rakı zammından sonra ayakları geri geri gi-
der...
Dayanır mı şişedir bu!..
Kınldı, parçalandı..
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ 1956-1958 yıl-
lan arasında tstan-
bul'dayayımlanan
haftalık mızah
dergisi... Bir nota.
2/Tavır.davTanış...
Elektrondan ağır,
protondan hafıf
bır atom cisimci-
ği. 3/ Telve ile ya- 6
pılmış sahte kah-
ve... Bır nota. 4/
Ensız... Bırtürge-
çirimsiz toprak. 5/
Başlıca, temel ni-
1 2 3 4 5 6
teliğinde olan... Ekinlere za-
rariı bır böcek. 6/Deriye sür-
me ya da ovma yoluyla uygu-
lanan ve ağnlann dındırilme-
sineyarayan sıvı ilaç. 7/Hin-
distan'da yerli ve Avrupalı
kanşığı melez. 8/ Temeli tak-
lıde dayanan sözsüz oyun...
Özel bir mantarla keçi ya da
ınek sütünün mayalanmasıy-
la hazırlanan ekşi içecek. 9/
Vılayet... Yedıncı sanat.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Dındarlan dinden saptırmak ıçın kıyametten önce ortaya
çıkacağına ınanılan kışı... Bır soru ekı. 2/Serbest meslek
adamlannı içmde toplayan resmı birlik... Büyük bakraç. 3/
İçinde afyon bulunan sulu bir ilaç. 4/ Celp eden, çeken. 5/
Çıkar yol, çare... .AJcdeniz yöresıne özgü bıtkı topluluğu. 6/
Eğik, meyilli... Tavlada bir sayı... Hayvanlara vurulan dam-
ga. II Sıcak yenen bir çeşıt telkadayıfı. 8/Macaristan'ın pa-
ra binmı... fşaret. 9/ Rıhtımlarda halat bağlamaya yarayan
demir halka... Sınır nışanı.
T.C.
BAŞBAKANLIK GÜMRÜK
MÜSTEŞARLIĞI Gümrükler Genel
Müdüıiüğü
İstanbul Gümriikleri Başmüdürü
Sayı: B. 02.1.GÜM.4.06.10,09.HlK.
Konu: 092/10/20(92)-1226
Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin esas:
992/14, karar: 993/377 sayılı, 7.7.1993 günlü karan uya-
nnca idaremıze 830.000.- TL para cezası ödemeye yü-
kümlü Tahsin Alkan kararda belırtılen adresinde buluna-
madığından mezkûr para cezası tahsıl edılememektedir.
Tebligata esas olacak başkaca bır adresı bilinmediğin-
den 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28. ve 29. madde-
lenne göre ilanen tebliğine karar venldi.
Teblıgat yerine kaım olmak üzere teblığ olunur.
Basın: 74768