22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 1996 PERŞEMBE HABERLER 1 2 M a r t ' ı n 2 5 ' i n c i y ı l d ö n ü m ü 12Martidamlardanmedetumctu 1 2 Mart Muhhrası ve sıkıyö- netim, toplumsal muhalefeti engelleyememişti. Veuzunsü- redir dillerde dolaşan "Ana- yasa bd gefiyor"söylemini ya- şama geçirmenin zamanı gel- mişti. 1971 yılının eylül ayında Nihat Erim hükümeti, anayasanın özellikle "Te- mel hak ve ödevler" ile "Kişinin haklan ve ödevleri" bölümlerinde önemli deği- şiklikler yaptı. Ajtık toplum darbecile- rin görüşleri doğrultusunda "özgürdü". Kasım ayında ise bir başka olay gündem- deydi: Firarlar™ THKP/C liderleri Mahir Çayan, Ziya Yılmaz, Cihan Alptekin, Ulaş Bardakçı, ÖmerAyna, Kartal-Maltepe Cezaevi'nden fırar ettiler. Firariler tûnel kazarak kaç- mışlardı. 1971 yılının sonlan hükûmet üyeleri arasındaki anlaşmazlıklann su yüzüne çıktığı dönemdi. 11 bakan "Yurduımızun muhtaç olduğu kalkınma hamlesi ve re- formlann gerçekieşmesine olanak kal- madı" diyerek toplu olarak hükümetten istifa ettiler. 5 aralık günü Cumhurbaş- kanı Cevdet Sunay. Erim'e yeniden ka- bineyi kurma görevi verdi ve 11 aralık- ta ikinci Nihat Erim hükümeti kuruldu. 1972,12 Mart döneminin en zorlu yı- h oldu. Türkiye, 1972'de 1. Ordu ve Sı- kıyönetim Komutanı Orgeneral FaikTü- rün'ün emriyle tstanbul'da kunılan işken- cehaneyi, yani Ziverbey Köşkü'nü tanı- dı... Bomba Davası, Madanoğlu davası gi- bi davalan izledi... ldamlan gördü... 10 ocakta, Askeri Yargıtay, Deniz Gez- miş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam cezasını onayladı. Adnan Mende- res'in idamını benimsemeyenler ve ya- şanan dönem için sorumlu arayan ilah- lar "kurban" istiyordu. Nitekim, ilahla- nn istediği gerçekleşecekti... 24 ocak günü TBMM'de muhalefet li- deri İsmet Inönü "Siyasi suçlar için idam olmaması fikrindeyim, bunu kaldırahnT diyordu. Hukuk ve adalet "emirve komu- ta zûıciri" içinde yürütüldüğü için tabii ki hiç kımse "Siyasi idamlar kaklırüsuı" sözlenni duymadı. 10 mart tarihinde TBMM'de idamla- nn görüşüldüğü oturum 10 saat sürdü. CHP idamlann kaldınlması konusunda birtasan hazırladıgını söyleyerek, idam- larla ilgili görüşmenin yapılmamasmı is- tiyordu. Bağımsız Milletveldli Mehmet Ali Aybar ise idam cezası konusunda en sert konuşmayı yaparak Türkiye'de so- lun nasıl suça itildiğini olaylardan ör- nekler vererek anlatıyordu. "Aslında sol komplo iledeğfl,sağ kompk) ile karşı kar- şıyayız" diyen Aybar, kürsüden inince AP'İilertarafından tartaklanıyordu. Baş- bakan Nihat Erim ise hem hükümetin, hem de cuntanm görüşünü Meclis kürsüsün- den şöyle açiklıyordu: "Hükümet, TCK'nin ötüm cezalan ko- nusundaki hükiimlerinde degişiklik yap- mak ve böyle bir kanun tasansı getirmek niyetinde değUdir." Ve TBMM, Deniz Gezmiş, Yusuf As- lan, Hüseyin Inan hakkında mahkemenin verdiği idam karannı kabul etti. 23 mart günü de Cumhurbaşkanı Sunay, idamla- n onadı. Ordu, hükümet, parlamento üç genci bir an önce asmaya çahşırken, bazı kişi- ler de onlan kurtarmak için eylem karar- lan alıyordu. 26 mart günü Ünye radar üssünde görevli üç îngiliz kaçınldı. THKP/C ve THKO'nun birlikte gerçek- leştirdiği kaçırma eyleminin amacı lngi- lizlere karşılık idamlan durdurmaktı. An- cak 30 mart günü eylemciler, Niksar'ın Kızıldere Köyü'nde kıstınldılar. Yüzler- ce askerin bulunduğu operasyon sırasın- da silahlann yanı sıra bomba ve roketa- tarda kullanıldı. Operasyonda, kaçınlan üç tngihzin yanı sıra THKPC üyeleri Mahir Çayan, Sinan Kazun Özüdoğru, HüdaiAnkao, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz veAhmet Atasoy ile THKO üyeleri Cihan Alptekin, Ömer Ayna öldü. Basında "Kmldereola- yı" olarak geçen bu olay sırasında sade- ce THKP/C üyesi Ertugrul Kiirkçü sağ kurtuldu. Nisan ayına gelindiğinde hem parla- mento-hükümet-ordu çatışması hem de muhalef partisindeki husursuzluk iyice su yüzüne çıktı. 17 nisanda Başbakan Nihat Erim istifa etti. İsmet tnönü ise "CHP'de Irtihat Terakki usuUerine izin vermeyeceğim'' diyordu. Parti "Ecevitçi- kr" ve "İnönücüler" olarak ikiye bölün- Meclis ölümü onayladı Ve TBMM, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan hakkında mahkemenin verdiği idam karannı kabul etti. 23 mart günü de Cumhurbaskanı Sunay, idamlan onadı. Ordu, hükümet, parlamento üç genci bir an önce asmaya çahşırken, bazı kişiler de onları kurtarmak için eylem karaıiarı alıyordu. Darağacında üç fıdan 6 mayıs günü, "tek kişiyi öldürmemiş olan" ancak "emir-komuta zinciri içinde" toplumsal muhalefetten sorumlu tutulan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin Inan Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde asıldılar. Deniz Gezmiş'in infazı saat 01.25'te, Yusuf Aslan'ın infazı saat 02.25'te, Hüseyin İnan'ın infazı ise saat 03.00'te gerçekleştirildi. 12 IIA I İ Demokrasiye balyoz t D E N İ Z T E Z T E L Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin Inan, hiç kimseyi öldürrnemişti. Ama onlann idamı, Mendereslerin idamının bir rö- vanşı olarak tasaıianmış ve o rövanş gerçekleştirilmişti. Gezmiş, Aslan ve Inan sabaha karşı darağacına çıkarıldtlar. ESKİ DEV-GENÇ VE TÜRKİYE HALK KURTULUŞ PARTİSİ CEPHESİ ÜYESİ OKTAY ETtMAN: 'Bütün yaptıklanmızda tarih içinde haklıydık' YUSUF OZKAN ANKARA - 12 Mart döneminde, 24 yaşında bir üniversite öğrencisi olan, Dev-Genç ve Türkiye Halk Kurtulus Partisi Cephesi (THKPC) içinde yer alan Oktay Etiman, 25 yıl sonra, 12 Mart'ı ve yaşadığı olaylan değerlendiriken "Biz tarih içinde haİdıydık" dedi. Israil Büyükelçisi Elrom'un kaçınlması olayı nedeniyle yargılanan ve idama mahkûm olan Etiman'ın cezası, 1974 yılında çıkanlan afla 30 yıla indirildi. 14 yıl tutukluluğun ardından özgürlüğün kavuşan Etiman, 12 Mart'ı ve o gün yaşadjğı olaylan şöyle değerlendirdi: 12 mart'ın 25. yıhna gelmiş. bulunuyoruz. 12 Mart yeniden başka bir biçimde gündemde. Her şeyden önce $unu söylemek gerekiyor; 12 Mart'ın manûğı bugün Türkiye'de vartığını sürdürinor. Bu da bizim 25 yıl önce yapmak istediğûniz, ulaşmak istediğimiz politik sonuçlann bugün için haklı olması, o gün de haklı oMuğumuzun bir kanıödır. Bizter Türkiye'nûı tarihi içinde, insanhk tarihi içinde o gün haklıydık. Ancak bu dönemin. tarih içinde haklı otduğunu vurguluyarak anlaşılması gerektiği kanatindeyim. KısacasL, biz tarih içinde haklıydık. Çünkü haksızlıklaria, baskılarla dolu bir memiekette \-asiyorduk. Bu memiekette yaşayan genç insanlar olarak, çevremizde yaşananİara. olup bitcnlere, yaşadıklanmıza kayıtsız kalamazdık. Bir biçimde davraıunak gcrektiği sonucuna vardık. Bir itiraamız vardı bizim. Bu itirazımtn o günün koşullannda, o tarihsei momentte politik bir sonuca ulaştırmaya çalıştık. Genç insanlar olarak, genç bireyler olarak toplumumuzu dönüştünne yönünde bir çaba harcadık. Bu açıdan biz haklıydık. Bu günde haklıyız. 12 Mart darbesini >apan genaraller beJki bugün iktidarda değiller. fakat 12 Mart bugün > r aşıyor. 12 Mart vaşadığı için biz gene onun, o günkü uygulamlanyla karşı karşryayız ve 12 Mart öncesi toplumsal sorunlar, bugün de varhklannı daha da derinleşmiş bir biçirade sürdüriiwrlar.'' Etiman, sözlerini şöyle sürdüriiyor: u Biz bUiyonız ki. toplumlar \ ukardan tahmatnamaJerte yönetilememektedirler ve yönetilemezler. Zaten bugün de yönetilinıeyeceği ortaya çıkmışür. Ancak bu noktada gençelerinharekettiliği karşısında 'Yapmayin, etmeyin' yaklaşunı bence yanlıştır. 'Yapma' demek, 'Tüm bunlar karşısında suskun kal' demektir.Oysa genç insan suskun kahnayacaktır. Benim bire> olarak söyleyebikceğim: gençelerin şkldete kolaylıkla başvurmamalıdır. 'Gençlik harekei politik bağımsızlğmı koruyabildiği ölçüde' >« şkldete çok iyice düşünmeden başvurmamalıdır. Gençler. hareketlerinin mcşruiyetini bugün ancak şiddeti dıştalay an yöntemlerie itiraziannı dile getirdikleri takdirde kidclere kanıöaj^büeceklerdir." müştü. 29 nisanda Cumhurbaskanı Su- nay, bağımsız kontenjan senatörü Hayri Ürgüplü'ye hükümeti kurma görevi ver- di. 3 mayısta Türkiye yeni bir eylemle sar- sıldı. Erdal İnönü'nün de içinde oldu- ğu"Boğaziçi'' yolcu uçağı 6 mürettebatı ve61 yolcusuylaSofya'yakaçınldı. Ey- lemciler, rehmeleri serbest bırakmak için "devrimd tutuklulann,özellikleGezmiş, Aslan ve İnan'ın serbest bırakılmasuu, isçi sınıfı üzerindeki baskılann ve grev yasaklannm kalkmasınu köylünün 3 bin liraya kadar olan borçlannuı affedilme- sini" istediler. Tabii ki bu ıstemler kabul edilmedi. Eylemciler, 28 saat sonra re- hineleri serbest bırakarak Bulgaristan'a ıltica ettiler. 6 mayıs günü, "tek kişiyi öl- dürmemişobuı'' ancak'*emir-komutazin- ciri içinden toplumsal muhalefetten so- rumlu tutulan Deniz Gezmiş, Yusuf As- lan, Hüseyin Inan Ankara Merkez K.apa- lı Cezaevi'rıde asıldılar. Deniz Gezmiş'in infazı saat 01.25'te, Yusuf Aslan'ın in- fazı saat 02.25"te, Hüseyin İnan'ın infa- zı ise saat 03.00'te gerçekleştirildi. YARIN: Madanoğlu ve bomba davaları DARBENİN SAVCISI BAKİ TUĞ 'Marksizmin pençesinden 12Martkurtardı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam cezasına çarptınlmalannı talep eden 12 Mart döneminin askeri savcısı ve eski DYP Milletvekili Baki Tug, 12 Man darbesinin, Türkiye"yi "Marksist sistemin pençesinden'* kurtardığını savundu. Anayasanın kendısine verdiği görevle 12 Mart'ta Türkiye"de sistemi "muhafaza ve müdafaa" ettiğini söyleyen Tuğ, Deniz Gezmiş ve arkadaşlannm idam edilmesinde, avukatlannın büyük payı bulundugunu öne sürdü. Tuğ, sorulanmızı şöyle yanıtladı: -12 Mart'ın üzerinden 25 yı! geçti. Bugün, geriye dönüp bakbğınızda, o dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz? - 1961 Anayasası, bazı'bölgelerde dar gelmiş, bazı bölgelerde de çok geniş gelmiş ve dökülmüştür. Döküldüğü için de 1961 Anayasası'ndan Türkiye'de istifade etmek isteyen bölücü, bölgeci, mezhepçi ve ırkçı unsurlar gündeme gelmiş, dernekleşmişlerdir. 12 Mart'ı özet olarak 3 kelimeyle tanf etmek gerekirse, 12 Mart Muhtırası; Marksist sistemin pençesindeki olaya dur demiş, demokratik sistemi gündeme getirmiş ve demokratik sistemi bir kartalın pençesinden kurtarmıştır. 12 Mart Muhtırası 'nın hedefi, özü. demokratik sistemi kurtarmaktır. Eğer bugün biz rahat konuşabiliyorsak, özgürlükleri rahat savunabiliyorsak. herkes istediği konuda istediği noktayı koyabiliyorsa, bunun temelinde, özünde 12 Mart Muhtırasf nın kendisi vardır, özü vardır. 12 Mart Muhtırası bir Marksist ihtilalden, proletarya diktatoryasmdan Türkiye'yi kurtarmıştır. -12 Mart'ın, 27 Mayıs'ın rö\anşı olduğu ve bu nedenle üç gencin idam edildiği söylendL Siz bu konuda neler sö\ leyeceksiniz? - Onu hiç kabullenmıyorum. 27 Mayıs 1960 olayı ile 12 Mart 1971 olayını mukayese etme imkânı yoktur. Şunun için; birısinde Başbakan'ı, Maliye ve Dışişleri Bakanı'nı, parlamentoyu sorumlu tutuyorsunuz, parlamentoyu kapatıyorsunuz. Neden kapatıyorsunuz? Bu iktıdar Türkiye'yi totaliter sisteme götürüyor diye ihtilal yapıyorsunuz. 12 Mart 1971 öyle hjü-) '^S*' ^- ^ Mart'ın özünde Marksist ihtilal 4 f .hedeflenmış. O nedenle 27 Mayıs ile - 12, Mart'ı mukayese edersek yanlış yapanz, harta bir yerde günah işleriz. Ancak bu demek değil ki, 27 Mayıs olayı 12 Mart'ı etkilememiştir. Etkilemiştir. Bir ülkede ihtilalin tohumlannı ektıginiz takdirde, onu 50 yılda kaldıramazsınız. 27 Mayıs 1960'la TSK. politikaya girmıştir. 12 Mart'la da politikaya girmiştir, 12 Eylül'de de politikaya girmiştir. 27 Mayıs orduyu gündeme getirmiş, ordu da yavaş yavaş politakadan uzaklaşma gayreti içerisine girmiştir. Ben bugün diyorum ki TSK, politikadan annmış ve kendi kışlasına çekilmiştir. Geçmişte böyle değlidi. 12 Mart vardı, 12 Eylül vardı. Fakat 15 yıldan beri ordu bu hedefi tamamlamışür. -12 Mart'taki idaınlar._ - 12 Mart 1971'i takiben idamedilen 3 tanegenç Çocuğa üzülmemek mümkün müdür? Hepimizin içi parçalandi. Hiç kimse 24 yaşındaki insan idam edilsin diye bir gayret göstermez. Ama anayasanız var. anayasanızı ortadan kaldırmak isteyen silahlanmış bir örgüt var. "Ben bu düzeni yıkacağnn, bunun yerine Marksist-Leninist düzeni getireceğim" diyor. Sizin anayasanız da bunu suç saymış ve Türk Ceza Kanunu'na 146. maddeyi koymuştur. Bu çocuklar, gençler, bu maddeye aykın faaliyette, eylemde bulunduğu için suç işlemişlerdir. Sıkıyönetim mahkemeleri, idama mahkûm etmiştir. Askeri Yargıtay da o hükümleri tasdik etmiştir. Askeri Yargıtay'ın da üzerinde, TBMM onaylamak suretiyle o üç tane genç arkadaşımızın hükmü ınfaz edilmiştir. - Bu üç genç, aynı suçu bugün işlesekr, yine idam edilûier miydi? - TCK'nin 146. maddesi kapsammda olmasaydı, hafifierdi. Bu çocuklar duruşmalarda kalkıp "Biz Marksist-Leninist düzeni getireceğiz, bu düzeni yıkacağız, bunun yerine ihtilalke iktidar olacağız" dememiş olsalardı, "Biz yaptıgımızdan pişmanhk duyuyoruz, nadim oluyonız" deselerdi, bu çocuklar idam edilmezdi. Bu çocuklann avukatlan. adeta bu çocuklan idam edilmek üzere tahrik ve teşvik etmişlerdir. NOTLAR I ORAL ÇALIŞLAR -^» mr- anisa'da işkence ^ k ^ 1 gören löçocuktan I % / 1 12 si tutukiuydu. I ^L / I Duruşma I ^ ^ • başlamadan önce _X- • -JL- çoğunluğun ortak kanısı, çocuklann bırakılacaklan yönündeydi. Ne yazık ki beklenen olmadı ve çocuklardan yalnızca iki tanesi serbest bırakıldı. Manisa davasuıın iddianamesini okudum. Örgüt üyeliği suçlamasını ciddiye almak için, uzun yıllar ceza davalanndan yargılanmış deneyimli bir sanık olarak yeterli kanıt ve belge olmadığını söyleyebilirim. Davalar sürerken, yargı dünyasından olmayan kimseler, yargılama üzerinde konuşmak istemezler. Bu tür konuşmalann yargıya kanşmak anlamına geldiğini düşünürler. Türkiye'de yargı ve yargıçlar konusunda konuşmak artık zorunlu hale gelmiştir. Çünkü yargı, ülkemizin kaderini etkileyen önemli bir kurum olarak ciddi görevler üstlenmektedir. Başbakan Mesut Yılmaz, "Eğer Yaşar Kemal'in konuşması önûnde bir engel Manisa'daki çocuklar ve yargıçlar varsa, bu kanunlan gözden geçirmeliyiz'' diyordu. Türkiye'de düşünceyi açıklamanın önünde yüzlerce kanun yer alıyor, bu kanunlann değiştirilmesi Meclis'in en önemli görevleri arasındadır. Kanunlann yorumu Fakat, ülkemizdeki baskıcı rejimin yalnızca Meclis'ten kaynaklandığını söylemek ve topu parlamentoya atmak sorunlan çözebilir mi? Yalnızca kanunlan değiştirmek yeter mi?. Türkiye'de, yargı kurumunun ülkemizin demokratlaşması konusunda ciddi görevleri bulundugunu da görmek gerekir. Yaşar Kemal davasında, beraat isteyen savcı da mahkûmiyet veren hâkimler de yargı kurumunun bir parçası. Demek ki kanunlar. aynı olaylarda farklı yorumlanabiliyor ve yargı kurumunun iki parçası ayn taleplerde bulunup ayn kararlara varabiliyorlar. O zaman yargıçlann değerlendirme hakkı bulunuyor ve bu hak Türkiye'de de kullanılıyor. Bu durumda yargıçlann, yargının demokratlaştınhnası gibi önemli bir işleri daha bulunuyor. Bugüne kadar bu işin iyi yapıldığını söyleyebilir miyiz? Yaşı 17 olduğu artık kesinleşen Erdal Eren'i idama gönderenler. 12 Eylül döneminin yargıçlan değil miydi? Deniz Gezmiş'lerin idamının artık bir yargı hatası olduğunu yargı dünyasının çoğunluğu kabul etmiyor mu? Adnan Menderes ve arkadaşlannm idamı kamu vıcdanında mahûm olmadı mı? O zaman yargıçlann da ciddi bir kamu denetimine ihtiyaçlan olduğunu ve eleştirilmeleri gerektiğini görmeliytz. Çünkü çok kritik anlarda Türkiye'nin kaderini belirleyen kararlara imza atıyorlar. DEP Davası karan basit bir yargı olayı mıdır? Yaşar Kemal'e ve aydınlara verilen cezalar, yalnızca yargıçlan mı bağlıyor? Manisa'da cinsel organlanna cop sokulduğu neredeyse kesın hale gelen yansı 18 yaşından küçük 16 liseli çocuğu yargılarken, bu yargılamanın kamu vicdanında açtığı yaralan da dikkate almak zorundayız. Bu çocuklann neden cezaevinde olduklannı vicdanı olan insanlara anlatabilmek mümkün degildir. Bu ülkeyi bu kadar geri bir tablo içine sokarak dünyaya ilan etmeye kimsenin hakkı yoktur. Yargıçlann da ciddi sorumluluİdan var. Yargıç 15 yaşından küçük çocuğu yargıladığı için yargılamaya yayın yasağı koyuyor da bu çocuklann gördüğü söylenen ve neredeyse kesinlik kazanan iddialara aynı duyarlığı göstermiyorsa, bu tür yargılamalar üzerindeki tartışmalar sürüp gidecek demektir. 18 yaşından küçük liseli öğrenciler, duvarlara yazı yazdıklan iddiasıyla, henüz kesinleşmemiş bir hüküm yüzünden cezaevlerinde sürünüyorlarsa, miletvekillerinden önce yargıçlann kararlannın tartışılması ve ülkenin gelişmesine katkılannın gözden geçirilmesi gerekiyor. Yaşar Kemal'in beraatini isteyen savcı ile onu mahûm eden mahkeme üyelerinin, aynı rolü oynadığını ve aynı katkıyı yaptığını kim iddia edebilir? Manisa'daki çocuklar cezaevinde olduğu sürece, bu ülkenin vicdanının bir yanı kanamaya devam edecektir. Gençler şiddete nasıl itiliyorlar diye bir tanşmayı da ciddi olarak gündeme getirmeliyiz. Geçen yıl Gazi Mahallesi'nde 20 genç, polis kurşunlanyla can verdi. O mahallenin öfkeli ve şiddete eğilimli gençlerini kimin kışkırttığını ve şiddete yöneîttiğini hiç düşündünüz mü? Manisa'da cinsel organına elektrik verilen, jop sokulan ve cezaevine tıkılan çocuklardan makul bir tepkiyi nasıl bekleyeceğiz? Kanunlan yapmak ve ülkeyi demokratlaştırmak yalnızca Meclis'lerin işi degildir, yargıçlara da ^ ^ ^ dü DSP'den ANAYOL'a avans OHAEe 26. uzatma oylaması bugün ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Güneydoğu ve Dogu Anadolu bölgelerin- de 12 yıldır süren olağanüs- tü hal (OHAL) uygulama- sırun 10 ilde 16 marttan baş- layarak 26 . kez 4 ay daha uzatılmasına ilişkin hükü- met tezkeresi, bugün TBMM'de oylanacak. DSP'nin oylamada çekim- ser kalarak hükümete "avans" verme karan ahna- sı nedeniyle. uzatma oyla- masında sorun çıkmaması bekleniyor. Milli Savunma Bakanı CHtan Sungurlu, uy- gulamadan doğan büyük şi- kâyetlerin ortadan kaldınl- ması için gerekiyorsa olağa- nüstü hal uygulamasına son verileceğini söyledi. Hükü- metin tüm birimlerinde uy- gulamanın kaldınlması ve d l k d i melere ilişkin çahşmayapıl- dığını belirten Sungurlu, ll Idaresi Yasası'nın yeniden düzenlenerek Meclis'e ge- tirileceğini bildirdi. DYP-SHPveDYP-CHP hükümetleri taraftndan kal- dınlacağı açıklanmasına karşın 4 yıl boyunca sürdü- rülen olağanüstü hal uygu- lamasının kaldınlmasını programına alan ANAYOL hükümeti, uygulamanın 4 ay daha uzatılmasını istedi. OHAL, Güneydoğu ve Do- ğu Anadolu bölgelerindeki Batman, Bingöl, Bitlis, Di- yarbakır, Hakkâri, Mardin, Siirt, Şımak, Tunceli ve Van illerinde 12 yıldır uygulanı- yor. Uygulamanın 4 ay da- ha uzatıhp uzatılmamasına ilişkin karar, bugün TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada venlecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear