25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 1996 PERŞEMBE 12 HABERLER DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, genel kurulun belirlediği en acil görevin 'örgütlenme' olduğunu belirtti: Tek yol örgüthi mücadele•DlSK'in işçilerin yanı sıra çırakları. işsizleri. emeklileri ve toplumun diger kesimlerini de örgütleyeceğini belirten Rıdvan Budak,"Bu ülkenin çalışan ya da çalışamayanları, iktidarlar tarafından son derece adaletsizce dağıtılan ülke kaynaklarından insanca yaşayacak payı istiyorlarsa Örgütienmekten başka çareleri olmadığını bilmeliler" dedi. •DİSK'in kendi içindeki küçük tartışmalara rağmen. Türkiye işçi sınıfının yarattığı tek sınıf ve kitle örgütü olduğunu vurgulayan Budak. "DİSK'in Türkiye'deki demokrasi mücadalesinde gerekli olduğunu düşünüyorum. Avdınlann, demokratlann DfSK'ten desteğini eksik etmemelerini dilivorum" dedi. DİSK Olağanüstü Genel Kurulu Kabul edilen karar önergeleri Rıd\an Budak. DİSK'in, Türkiye işçi sınıfının yarattığı tek sınıf \e kitle örgiitü olduğunu sövledi. GÜNMJR İLHAN DlSK Genel Başkanı Rıdvan Budak. sendıkalar arasındakı "temsilsorununu'*çözen DİSK'in olağa- nüstü genel kurulun ardından belirlediği en acil gö- rev in "örgütlenme" olduğunu belirtti. Budak, DİSK'in örgütlenme sınırlan içinde işçilerin yanı sıra çıraklar. işsızler. emeklıler ve toplumun dıger ke- sinılen olduğunu \ urgulavarak. "Bu ülkenin çalışan ya da çalışamayanlan. iktidarlar tarafından son de- rece adaletsizce dağıtılan ülke ka> naklanndan insan- ca yaşay acak pay ı istiyoriarsa örgütlenmekten başka çareleri olmadığını bilmeliler" dedi. DİSK'in olağanüstü genel kurulunda yeniden ge- nel başkanlığa seçilen Rıdvan Budak. Cumhurı- yet"in sorularını yanıtladt. Rıdvan Budak. 9. Olağan Erken Genel Kurulun "fazlasıyla tartışmalı" bır ge- nel kurul olduğunu, sonucunun ıse "örgütlü sendi- kalann DlSK yönetiminde temsil" edılme sıkıntiM- nı yarattığını söy ledı. Budak. "dürüst.içtenlikli Yefe- dakâr'divetanımladığıson DfSKyönetıminm. kon- federasyonun gelışmesı. büyümesı ve güçlenmeM için zemın hazırlayarak olağanüstü genel kurul ka- rarı aldığını anımsattı. Budak "BukongredeörgütlüyapımızDİSK'iny ö- netimineyansımtştır~derken. DlSK'ın kendı ıçınde ekonomiksorunlarınıdaçözebileceğı.eylenılerebır- likte katkı \erebileeeği ve sorumluluğu örgütlü sen- dikalar tarafından paylaşılacak bir yönetım bıçımı oluştuğunu söyledi. Budak, DlSK'ın kısa vadedekı en acil ihtıyacının örgütlenme olduğunu. Türkıye'de- ki üç işçı konfederasyonıınun çalışanların yüzde 10'unu bıle örgütleyemediğını belirterek. "Eğer u/un v adede bu ülkenin demokratikleşmesine katkı- da bulunacaksak mutlaka DİSK'i örgüdemeliyiz" dıye konuştu. Türkive'detümüyleadaletsizbirgelırdağılımıol- duğuna dikkat çeken Budak, 19% bütçesinin, yatı- rıma, sosyal güvenliğe, eğitime ve çalışanlara ayrı- lan payın. zor biryılın belgesı olduğunu sövledi. Budak. 1996yılındabütçeninyüzde57'sinin iç ve dış borçların ödenmesine gideceğini vurgulayarak. Türkiye'ninadaletsizvergı sisteminden, rahatçado- iaşan kara paraya, KlT'lerin belirsizlikler içinde sa- tılmasından, büyü>en işsizliğe kadar pek çok soru- nu bulunduğunu belirtti. Eğitim, sağlık vb. haklardan yoksul kesimlerin ya- rarlanmasının olanaksız hale gelmeye başladığını ıfede eden Budak. "Neyapmalı?" sorusuna "eylem- ciolmak" y anıtının en uygun olduğunu .söy ledı. Bu- dak şöv le konuştu: "Emeklilik yaşı 55'ten 65'e y ükseltilmek isteniyor- sa. işsizlik sigortası ve iş güvencesi taleplerimi/ yasal güvenceye ka\ uşturulnıuvorsa, Ankara'ya >ürümek lazını. Sendikacı bunun için y ürümüvorsa ne işe ya- rar. Sendikalar sey irci. İşte DİSK öncelikk bu sey re- dişe karşı toplumu da yanına alarak bir çıkış yapnıa- _vı hedefliyor". 'Eyleme gerek var' "Sınıf yok". "Sınıf sendikacılığını yada ücretsen- dikacılığını reddedelim endüstriyel ilişkilerin gerçe- ğine bakalım" söylemlerını doğru bulmadığını be- lirten DlSK Genel Başkanı. "Buönerilere sahip ar- kadaşianmız Avrupa'nın sosyal devletinin işçi sınıfi- nın ikiy üz y ıllık işçi sınılı hareketiy le >arahlmış oldu- ğunu bilnıiyorlar nu? Kav ga etmeye gerek olmadığı- nı söyJeyebilirsinizancakyaşadıklanmı/gosterdi. ey- lem yapmava gerek var" dedi. Budak. örgütlenmenın tek boyutunun olmadığına da dikkat çekerek. konuşmasını şöyle .-.ürdürdü: "İşçilerin \anı sıra işsizleri, çıraklan,emeklileri ör- gütleyeceğiz. Bu ülkenin kaynaklan özellikle son yıl- larda iktidarlar tarafından tamamen çalışanların aleyhine kullanılıyor ve dağıtılıyor. Bu payla- şımdan insanca yaşamak için pav almak isti- vorsanızörgütlenmekzorundasınız, başka yo- İu yok*". Emekli-Sen Budak. Emekli-Sen'ı konfedera>yonlarına üye kaydetmenin DİSK'in örgütlenme anla- yışlannın bir ifadesi olduğuna da dikkat çe- kerek "Emeklıler istemleri için bugün dernek ya da cemiyetle yetinemezler" dedi. Ankara V'aliliği'nin Emekli-Sen'in kapatıltnası içıni dava açtığını anımsatan Budak. "Türki>e"de bazı şeylerin fiiliyatla aşılabileceğine inanıyo- rum. Toplumu radikal çıkışlanmızla uyaraca- ğız. örgütienmeye yönelteceğiz. Onlar sendika- lanmızı kapatmak için dava açacaklar. Bı> de bunu Türkiye'nin kamuovunda tartışhraca- ğu. uluslararası kamuoyunun dikkatine su- nacağız. Herkes pavını almak için örgütien- mekten başka çaresi olmadığını görecek. Ör- gütlenecek ve mücadele edecek. ". DİSK tek kitle örgütü Budak. DİSK'in kendı ıçındekı küçük tar- tışmalara rağmen. ilkeleri. nıüeadelesı vegeç- mişıyle Türkiye ışçı sınıfının yarattığı tek sı- nıf ve kitle örgütü olduğunu belirtti. Budak. "Bu ülkede cumartesi analannın vanına da DİSkgidiyor. MetinGöktepe'ninöldürülme- sinin karşısında da DİSK olabiliyor. Haksız- lıkların karşısına ivi kötü bir sendikal örgüt- lenme olarak DİSK çıkıyor. Onun için DİSK'in Türkive'deki demokrasi mücadale- sinde gerekli olduğunu düşünüvorunı.Türki- ye'de a>dınların, demokratlann DİSK'ten desteğini eksiketnıemelerini dilivorum" dedi. Istanbul Haber Servisi- DİSK Olaâanüstü Genel Kurulu. 26-27-28 ocak tanhlerinde yaptığı toplantılarda. bölge meclislerinin kurulması, bu meclıslerde DİSK il ve bölge temsilcileriyle bölge yürütme kurullannın seçılmesini öngören karar önergelerini reddetti. Kadınların. sendikalannın yönetimlerinde iiyelik oranı kadar temsil edilmesi önergesi ise görüşülmedi. Gene) kurulun kabul ettiği karar önergeleri şunlar: # Emekli-Sen'e, örgütlenme konusunda ve aidatları kendilerini yaşatır hale gelinceye kadar katkıda bulunmak. •Yedi üniversite öğrencisinin yaijamını yitirdıği 16 Mart 1978 bombalı-silahlı katliam olayında. delil yetersizliği nedenıv le sonuçlanamayan. ancak lOyıl sonrayeniden açılan davaya sahip çıkmak. Davanın Istanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesı'nde yeniden görüşülmesıni sağlayan hukukçulara destek vermek. • 3417 savıh "Çalışanların Tasarrufa Teşvik tdilmesi ve bu Tasarruflann Değeıiendirilmesine Dair Kanun" yoluyla çalışanların gelirlerinden iradeleri dışında yapılan kesintilerin nemalanyla bırlikte hak sahıplerine geri verilmesini sağlamak için çalışmalara başlamak. DlSK Genel Kurulu'nun. sosval güvenlik sistemının yeniden yapılandırılması konusunda kabul ettiği kararlar ıse şunlar: # Tüm çalışanlan kapsayacak tek bir sosyal güvenlik kurumu yaratılması için çağdaş bir yasa çıkanlmalıdır. # SSK'nin vönetim bıçimi. özerk. tarafların tümünün yönetime katıldığı bır yapıya kavuşturulmalıdır. Sosyal güvenlik sisteminin işleyebilmesi için devlet mali destek sağlamalıdır. # Emeklilik yaşının yükseltilmesi ve çalışma sürelerinin arttınlmasına karşı mücadele sürdürülmelidir. # Sosyal güvenlik sisteminin bozulan gelir- gıder dengesinin sağlanması için kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması zorunludur. # SSK karşılığında prim almadığı sosyal risklerden sorumlu tutulmamalıdır. # Işsiz kalanların karşılaşacakları maddi ve sosyal > ıkımları hafifletmek. bunu toplumca göğüslemek için işsizlik sıgortasının acilen yasalaşması konusunda gerekli çaba gösterilmelidir. # Ülke ihtiyaçlan göz önüne alınarak. sağlık politikasını oluşturacak gerçekçi düzenlemelere gidilmelidir. Darphane tarüşmalan öğretici oldu ORHANSİÜER Tarılı l'aktı Ceııel Sekreıcrı Tarih Vakfı yöneticileri ve çalışanlan olarak. son aylarda kültürümüzün iki boyutunu vakından tanımak. vaşayarak öğrenmek olanağını bulduk. flk olarak Türkivede >ivil toplum kuruluşlarının önemıni ve son \illarda gösterdikleri gelişmeden duvduğumuz sev inci abartmamamız gerektiğini anladık. Sivil toplum kuruluşlannı yalnızca öneren va da eleştıren kuruluşlar olarak değil. bırer özne. anıaçladıklan işleri gerçekle^tiren kuruluşlar olarak algılavıp kabullenmemız için daha almamız gereken epev vol. kırmamız gereken epev direnç var. Yapabilirlik sıfatını valnızca devlete >a da özel sektöre vakıştıran. kendine güvensiz sivıl toplum kuruluşları kavravışından. kısaca ezıklikten ve edilgenlikten kurtulmamız gerekivor. Sivıl toplum kuruluşları. özellikle bir özne olma işlevini üstlenmiş olanlan. kendilerini daha ivi anlatabilmek ve iletişim kanallarını veteri vaygınlıkta ve hızda kurmak zorundalar. Ote yandan toplum olarak. basın ve yayın organlarının >anlış bilgi. hakaret. gündem saptırma için kullanılmasını engelleyecek yollar bulmak zorundav ız. Düşünülmesi gereken sorular Istanbul'da Darphane'nin Tarih Vakfı tarafından bir müze \ e tarih merkezine dönüştürülmek istenmesi. sağlıklı biçimde tartışılmak istenseydi. şu tür sorularla uğraşmamız gerekecekti: Dünyada müzecilik nereve gidiyor? Istanbul Müzesi'nin kurulmasına girişilen Sultanahmet. özelde Topkapı Saravı çevresi. bir kültür kurumlan ve müzeler kompleksi olarak nasıl planlanabilır? Eski Darphane binalarının kamusal mekânfar olarak işlev li kılınması için neler yapılabilir? Topkapı Saravı çevresindeki müze ve kültür kurumîan arasında işbirliği nasıl arttınlabilir? Utanç veren manzara Eski Darphane binalarında Istanbul Müzesi'nin kurulması ve Kültür Bakanlığı tarafından kullanılan iki binanın boşaltılması söz konusu bile değilken. sahte bir tehlike yaratıldı. Özelleştirme sürecinde bazı kamu binalarının kâramaçlı şirketlere devrinın yarattığı genel duyarlılık. çok farklı biraianda kullanılmava çalışıldı. Dev let bütçesinin valnızca binde 5"inin avnldığı Kültür Bakanlığı'nın. var olan koşullarda. hiçbir büyük ölçekli restorasvon çahşmasına ayıracağı kaynak yokken. Darphane için her biri Topkapı Sarayı'na birkaç yüz metre uzaklıktaki tarihi Darpane binası. bakımsızlıktan büyük bir çöplüğü andırıvor. •Bu ülkenin insanı olarak yaşamımın en büyük utancını geçen yıllarda yabancı müzecileri Daq?hane"ye götürüp gezdirdiğimde yaşadım. Osmanlı döneminde 500 yıla yakın süre imparatorluk merkezi olmuş bir sarayın birinci avlusunda. bir büyük yıkıntı. bir çöplük vardı. Her gittiğimizde bir çatı, bir duvar yıkılıyordu. 1967'den beri süregelen bu utancı. 2 trilyon liraya yakın bir kaynak oluşturarak, yüzlerce kişinin emeğiyle ortadan kaldırmaya çahşıyoruz. Lütfen gölge edilmesin. birer iyi niyetten ibaret olan alternatif projelerin önünün kesildiği iddia edildi. Salonlarının büyük bölümünü bekçi kadrosu yokluğundan açık tutamavan komşu müzelerin "ilerdeki gelişme alanlan"ndaıı bahsedildi. Ben bu ülkenin bir insanı olarak yaşamımın en büyük utancını geçen yıllarda vabancı müzecileri Darphane'ye götürüp gezdirdiğimde yaşadım. Yalnızca Osmanlı döneminde 500 v ıla yakın süre imparatorluk merkezi olmuş bir sarayın birinci avlusunda. sarayın birkaç yüz metre ötesinde bir büyük yıkıntı. hatta çöplük vardı. Makinelerin büyük bölümü ilk taşınma sırasında hurdacıyı boylamıştı. Her gittiğimizde yeni bir çatı. yeni bir duvar vıkılıvordıı. Binaların tarihi hakkında sorulan her soruyu. suskunlukla yanıtlayabiliyorduk. Çünkü bu amaçla hiçbir araştırmay a girişilmemişti. Bugün 1967"denberı süregelen bu utancı. 2 trilyon liraya yakın bir kaynak oluşturarak ve gelecek 5 yılda yüzlerce kişinin emeğini yan yana getirerek ortadan kaldırmaya çahşıyoruz. Burada bir ote! değil. tüm sektöre yeni bir canlılık getirecek bir müze, bir kültür merkezi kuruyoruz. Lütfen gölge edilmesin. Olçer'in açıklamalan Türk ve İslam Eserleri Müdiresi Nazan Olçer'in çeşitli açıklamalarını ve girişimlerini. 1992'den beri onun 13 toplantıdan valnızca 4'üne katıldığı bır kurulun üyeleri olarak şaşkınlıkla izliyoruz. Olçer'in Cumhurıyet'te yayımlanan sözlerinı okurken de aynı şaşkınlığı yaşadık. \erilen onlarca rapor ve tartişmadan bahsediliyor. Vakıf dosyalarında valnızca tek bır rapor var. Sayın Ölçer, I993"teki müzecilik sempozyumunda Darphane'nin ziyaret edilmediğini ve gündemde olmadığını belirtiyor. Yeniden dosyalarımıza bakıyoruz. 27- 29 Mayıs 1993"te yapıian sempozyuma katılan Amerikalı müzecı Prof. Philip Scranton, 16 Haziran 1993 tarihli mektubunun 3 sayfasının 3. sütununda şöyle diyor: "Gezdiğimiz diğer binalar arasında uygun bir alternatif olarak ortada duran tek yapı, Topkapı'ya bitişik olan Darphane"dir. Binalar (her ne kadar bir mühendis raporu gerekliyse de) yapısal olarak sağlam görünüyorlar. Bir kere restore edilince, büyükJükleri vc biçimleri doğal olarak çok yönlü ve aynştırılmış işlevlere uygun görünüyor ve mekân olarak en büyük sayıda izleyiciye ulaşabilmek için ideal bir koııumdalar. S<>ylendiği kadarıvla, pasaport v b. malzemenin basımı işleri yakında başka yere taşınacağından ve Darphane'nin konumu ticari bir kullanıma dönüştürülmesini engeilediğinden, hükümetten bu binalann alınması için geniş çaplı bir kampanyaya girişilnıesi, emeğe değebilecek bir iş olarak görünüyor.." Sayın Olçer'in "Darphane'nin neadı geçti, ne de gezildi" dediği toplantı sırasında. anlaşılan Tarih Vakfı yöneticileri gizli bir kumpasla bazı müzecileri oraya götürüp sonradan (belki de sahte) bir mektup almışlar. Müze çalışmalan sürecek Geçen aylarda Sayın Ölçer'in ıstifa mektubunun çok önemlı olduğu, mutlaka okunması gerektiği. zaten aylarca gizli tutulup neden sonra kabul edildiği iddia edildi. Mektubun iyi niyetli birzamansızlık dolayısıyla istifa yazısı olduğu ve vönetim kurulu tarafından bir hafta sonra kabul edildiğini yayımlayarak ortaya koyduk. Ortalık durulmadı. Sonra sahte belgelerle Cumhurbaşkanı'nın yanıltıldığı. bir kampanyayla ortaya atıldı. Böyle olmadığını gösterdik, özürdilenmedi. Istanbul Müzesi çalışmalan sürecek. Karar süreci yasal olarak Mart 1995'te tamamlandı. 23 Ocak 1996 günü saat 12.30"daTarilı Vakfı Yönetim Kurulu heyetini kabul eden Sayın Cumhurbaşkanımız. "Benim bakımımdan herhangi bir güvensizlik sorunu yok, biz böyle yerlere sahip çıkacaklan bulmaya çalışıvoruz. Topkapı Saray ı ve çevresini ihya etmek için geniş çaplı bir proje yaklaşunınız doğrudur. çalışmalarınıza devam edin"diyerek bizi yeniden şev klendırdi. Çalışmalann durması, aksaması gibi bir sorunumuz yok. Bu alandaki tek sorunumuz. iyi niyetli, kamu çıkan peşinde. mesleki duyarlılık gösteren bazı uzmanlanmızla, aydınlanmızla aramızdaki kimi iletişim eksikliklerini gidermek. onlardan öğreneceklerimizle. ortaklaşa bulacağımız sonuçlarla çalışmalan zenginleştirmek. Tarih Vakfı bu tür konsensuslarla. aydın imeceleriyle bugüne geldi. yarın da böyle devam etmeyi bilecektir. Artık yukarıda değindiğimiz tatsız yaklaşımlan geride bırakmak, eğer bu sağlanamazsa yok savmak kararında\ız. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Dikiver Yavrum, Dikiver!21 ocak pazar günü, öğleden sonra, istanbul'da Or- taköy'de Princess Otel'de, Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin kuruluşunun 25. yılı dolayısıyla bir toplantı düzenlenmiş- ti. Toplantı iki bölümden oluşuyordu: Saat 16.00'dakı toplantıda eski Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın ile eski Dışişlen Bakanı Hikmet Çetin, bır de eski Cum- hunyetçj.Türk Partisi Genel Başkanı. eski Başbakan Yar- dımcısı Özker Özgür konuşacaklar, daha sonra da "Tür- kiye'nin Kıbrıs Polıtıkasına Bakışı" konulu açıkoturum gerçekleştirilecektı. Konuşmacılardan Hikmet Çetin'le, tartışmacılardan Sami Kohen gelememışlerdı. Murat Karayalçın'jn açış konuşmasından sonra. Öz- ker Özgür konuştu. Özker Özgür, konuşmasının sonun- da özetle şöyle diyordu: "...Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs adına A vrupa Birliği'ne tam üyelik için yaptığı başvuru. Avrupa Biriiği'nin içinde bulunduğumuz 1996 yılında başlayacak olan Hükümet- lerarası Konferans 'ının bitiminden altı ay sonra ele alı- nıp görüşülecektlr. Hükümetlerarası Konferans ne kadar sürer bllinmez. Kıbns Rum tarafı Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye 'nin Kıb- rıs 'ta çözüm istemedıklennı ılerı surmekte, tek başına bü- tün Kıbrıs adına Avrupa Bırlıği'ne gırmeye çalışmakta- dır. Kıbns Türk tarafının sözcüsü KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Kıbns'ta karşılıklı kabul edılebilır bır çözüm bulunsa bıle Kıbns'ın Türkiye'den önce Avrupa Birli- ği'ne giremeyeceğini söylemektedir. Cumhuriyetçi Türk Partısı olarak bız bu yaklaşımı pay- laşmıyoruz. Türkiye, Avrupa Birliği ile gumrük birlığine gırmeye ça- lışmaktadır. Bu nedenle Türkiye, Avrupa Biriiği'nin dışın- da sayılmaz... ... Cumhurbaşkanı Denktaş'ın 'Türkiye Avrupa Birli- ği'ne gırmeden Kıbrıs giremez' söylemi bıze göre olum- suz bir söylemdir..." Özker Özgür, daha sonra şunları da söyledi: "... Kıbns sorunu Türkıye'nin insanını yakından ilgilen- dıren önemli bir konu olduğu halde yıllarca tabu sayıl- dı. Serbestçe tartışılmast süreklı engellendi. Türkiye ka- muoyu hep tekyanlı bilgîlendirıldı. Konu Türkiye'de ye- ni yeni tartışılmaya başlanmıştır. Bu lyıye bır gösterge- dir. Tabular(yasaklar) yıkıldıkça Türkiye 'nın de Kıbns Tür- künün de önü açılacaktır..." Özker Özgür, konuşmas/nda. satır arasında ılginçaçık- lamalar yapmaktaydı. O söylemiyordu, ama belliydi ki Denktaş, Özker Özgür'ü görse bir kaşık suda boğarmıy- dı? Kıbns'tan aynı uçakla gelmışlerdi. Denktaş. eski baş- bakan yardımcısını görmezden mi gelmışti? Denktaş, "Aydınlar Ocağı "nın düzenledıği bir toplantıda konuştu; Kıbrıs'a döndü. Konuşmamda buna değindim. Ayrıca, "Denktaş de- mokrat değıldir!" dedim. "Kuzey Kıbns'ta da demokra- siyoktur; yapılan seçimlere, Türk yöneticileri herzaman kanşmışlardır" diye ekledim. Salonu hemen hemen Kıb- rıs'tan ge/ip Istanbul'a yerleşen ya da İstanbul'da bulu- nan Kıbrıslılardoldurmuşlardı. Arka sıraları dolduran Kıb- rıslı gençler, sözlerimı onaylıyor, alkışlıyor, önde oturan yaşlılar ise protesto edıyorlardı. Yaptığım konuşmanın ye- rine ulaştıgını, toplantıdan sonra anladım. Daha çok gençler kutluyorlar, kucaklıyorlardı. Oysa, oldukça yumu- şak konuşmuştum. Türkıye'nin eski büyükelçilerınden EminDirvana'nın. 15Mayıs 1964 'teMılliyet'te çıkan ya- zısında Denktaş için söyledıklerini aktarmamıştım. Emin Dirvana, Denktaş için daha ağır sözler kullanmaktaydı. Dirvana bir yerde şöyle diyordu: "... Daha uzaklara gitmeye lüzum yok. Bizzat kendi- sinden misal getireyim: Ben Kıbrıs 'tan kat'/ olarak aynl- maya karar verdikten ve bunu Ankara 'ya da bıldırdikten sonra Dr. Küçük ve diğer biriki cemaat temsilcısi ile be- raberbüyükelçiliğe gelerek benden aynlmamı ısrarla h- ca edenlerden bırı de bizzat Denktaş değil midir? Bunu o zaman mürailikle yaptıysa bence kabahatı daha bü- yûktür. "(Mılliyet, 15 Mayıs 1964, "Denktaş Hakıkatı Tah- rif Ediyor".) "Mürai" "riya"dan gelıyor. Arapça bir söz- cük: Türkçesi "ikiyüzlü"öemek. Açıkoturumda, araştırmacı-yazar Ibrahim Çamlı, Hür- rıyeften Ferai Tınç, Sabah'tan Sedat Sertoğlu vardı- lar. Açıkoturumu Kıbrıslı sağınlardan (hekımlerden) Ce- mal Mert yönettı. Ön sıralara yaşlılar oturmuşlardı. Prof. Derviş Manizade (90), Kıbrıslı savunman Nevzat Ka- ragil, Özker Özgür'le birlikte Kıbrıs'tan gelenlerden Gir- ne Milletvekıli Ömer Kalyoncu, Lefkoşa Miljetvekılı Fe- ridun Önsal, CTP Örgütlenme Sekreterı Özkan Yor- gancıoğlu. Kıbrıs Türk-Kültür Derneği yöneticileri, Kıb- rıs Istanbul Konsolosu Saadettin Topukçu vardılar. Yazar Yıldız Sertel ile zaman zaman domuz ve çevre konularında. "Ankara Notları "na konuk olan Ahmet Aşı- cı ve Panayot Abacı toplantıyı sonuna dek ızlediler. Yö- netici Cemal Mert'e telefon ederek bilgi toplamaya ça- lışmışlardı... Açıkoturum sırasında, dinleyıcilerden biri, oturduğu yerden sordu: - Sız bizim, Rumlardan neler çektiğimizi biliyor musu- nuz? Prof. Derviş Manizade de: - Kıbns konusunda bilen bilmeyen konuşuyorl diyor- du. Hiç üstüme alınmadım. Kıbrıs konusundaki yasak- lan yıkmaya çıkmıştım ya. bunlara alışacaktım. Onların sorularına. İsmet Paşa'nın bir yanıtı ile karşılık verdim. Paşa'ya bir genç: - Paşam, bayrağımızı yırttılar! deyince, şu karşılığı alır: - Dikiver oğlum, dikiver! Kaç gündür Bodrum karşısındakı Kardak kayalıkların- da yaşananlar, tam Aziz Nesin'likti. Meclis'te şahınler, keçileri kaçırmak üzere mıydiler? Bayrak dıkmeye kal- kan gazeteci geçinenler ise eşekten düşmüş karpuza mı dönmüşlerdı ne? Yaptıklarının gazetecilikle ilgıli olmadı- ğını aniayacaklar mıydı? Anlayacaklardı belki, ama ne zaman? B U L M A C A SEDAT YAŞAYAX 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAN SAĞA: l/"Büyüklük, ça- hm.kurum" anla- mında kullanılan yerel bir sözcük. 2/ Uzun omuz at- kısı... Cennette bulunduğuna ına- nılan velökü yu- kanda. dalları aşa- ğıda olan ağaç. 3/ 6 Âcımasız davra- nan... Şarap mah- zeni.4/Hay-vanla- ra \urulan dam- ga... Çeşme zıva- nası. 5/ Şöhret... destesinin en altındaki kâğıt. 6/Vbltaire'in tanınmış birya- pıtı... Japon lirikdramı. 7/ln- san bilgısinın. teknık. ekono- mik ve sosyal alanlardakı ıle- tişimin. otomatık makıneler- de akılcı olarak işlenmesini konu alan bilim. 8/ Su.. Dü- rülerek boru biçımı verılmış olan den ya da kâğıt tomar. 9/ Içine antlaşma ve padışah mektuplarının konulduğu metal kutu... Ruh. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 / Damların üzerine döşenen kalın ve büyük ağaç... Akar- su boylarında yetişen ağaç ve ağaççık topluluğu. 2/Ölece- ğı kesınhkle bıiınen bır hastanın. acısını dındırmek ıçın dok- tortarafından öldürülmesı. 3/Şube.dal... Sulakyer.-4/Acık- lı... Altın ve gümüş ışlemeli bır tür ipek kumaş. 5/ Bır çeşit yumurtalı vehafifhamurtatlısı. 6/Bırgıdamaddesi... "Kü- çük. ufak" anlamında eski sözcük. II Şeftali. kayısı gibi meyvelerin çekirdeklennın sert kabuğu... Saadet. 8/"Bî-baht olanın bağına bır katresı düşmez —- yerıne dürr-ü güher yağsa semâdan" (Zıya Paşa)... Lıtyumun simgesı. 9/Bak- İa içiyle yapılan zeytınvağlı yemek... Ağır kokulu bir gaz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear