Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 1996 PERŞEMBE
12 HABERLER
DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, genel kurulun belirlediği en acil görevin 'örgütlenme' olduğunu belirtti:
Tek yol örgüthi mücadele•DlSK'in işçilerin yanı sıra
çırakları. işsizleri. emeklileri
ve toplumun diger kesimlerini
de örgütleyeceğini belirten
Rıdvan Budak,"Bu ülkenin
çalışan ya da çalışamayanları,
iktidarlar tarafından son derece
adaletsizce dağıtılan ülke
kaynaklarından insanca
yaşayacak payı istiyorlarsa
Örgütienmekten başka çareleri
olmadığını bilmeliler" dedi.
•DİSK'in kendi içindeki
küçük tartışmalara rağmen.
Türkiye işçi sınıfının yarattığı
tek sınıf ve kitle örgütü
olduğunu vurgulayan Budak.
"DİSK'in Türkiye'deki
demokrasi mücadalesinde
gerekli olduğunu
düşünüyorum. Avdınlann,
demokratlann DfSK'ten
desteğini eksik etmemelerini
dilivorum" dedi.
DİSK Olağanüstü Genel Kurulu
Kabul edilen
karar önergeleri
Rıd\an Budak. DİSK'in, Türkiye işçi sınıfının yarattığı tek sınıf \e kitle örgiitü olduğunu sövledi.
GÜNMJR İLHAN
DlSK Genel Başkanı Rıdvan Budak. sendıkalar
arasındakı "temsilsorununu'*çözen DİSK'in olağa-
nüstü genel kurulun ardından belirlediği en acil gö-
rev in "örgütlenme" olduğunu belirtti. Budak,
DİSK'in örgütlenme sınırlan içinde işçilerin yanı
sıra çıraklar. işsızler. emeklıler ve toplumun dıger ke-
sinılen olduğunu \ urgulavarak. "Bu ülkenin çalışan
ya da çalışamayanlan. iktidarlar tarafından son de-
rece adaletsizce dağıtılan ülke ka> naklanndan insan-
ca yaşay acak pay ı istiyoriarsa örgütlenmekten başka
çareleri olmadığını bilmeliler" dedi.
DİSK'in olağanüstü genel kurulunda yeniden ge-
nel başkanlığa seçilen Rıdvan Budak. Cumhurı-
yet"in sorularını yanıtladt. Rıdvan Budak. 9. Olağan
Erken Genel Kurulun "fazlasıyla tartışmalı" bır ge-
nel kurul olduğunu, sonucunun ıse "örgütlü sendi-
kalann DlSK yönetiminde temsil" edılme sıkıntiM-
nı yarattığını söy ledı. Budak. "dürüst.içtenlikli Yefe-
dakâr'divetanımladığıson DfSKyönetıminm. kon-
federasyonun gelışmesı. büyümesı ve güçlenmeM
için zemın hazırlayarak olağanüstü genel kurul ka-
rarı aldığını anımsattı.
Budak "BukongredeörgütlüyapımızDİSK'iny ö-
netimineyansımtştır~derken. DlSK'ın kendı ıçınde
ekonomiksorunlarınıdaçözebileceğı.eylenılerebır-
likte katkı \erebileeeği ve sorumluluğu örgütlü sen-
dikalar tarafından paylaşılacak bir yönetım bıçımı
oluştuğunu söyledi. Budak, DlSK'ın kısa vadedekı
en acil ihtıyacının örgütlenme olduğunu. Türkıye'de-
ki üç işçı konfederasyonıınun çalışanların yüzde
10'unu bıle örgütleyemediğını belirterek. "Eğer
u/un v adede bu ülkenin demokratikleşmesine katkı-
da bulunacaksak mutlaka DİSK'i örgüdemeliyiz"
dıye konuştu.
Türkive'detümüyleadaletsizbirgelırdağılımıol-
duğuna dikkat çeken Budak, 19% bütçesinin, yatı-
rıma, sosyal güvenliğe, eğitime ve çalışanlara ayrı-
lan payın. zor biryılın belgesı olduğunu sövledi.
Budak. 1996yılındabütçeninyüzde57'sinin iç ve
dış borçların ödenmesine gideceğini vurgulayarak.
Türkiye'ninadaletsizvergı sisteminden, rahatçado-
iaşan kara paraya, KlT'lerin belirsizlikler içinde sa-
tılmasından, büyü>en işsizliğe kadar pek çok soru-
nu bulunduğunu belirtti.
Eğitim, sağlık vb. haklardan yoksul kesimlerin ya-
rarlanmasının olanaksız hale gelmeye başladığını
ıfede eden Budak. "Neyapmalı?" sorusuna "eylem-
ciolmak" y anıtının en uygun olduğunu .söy ledı. Bu-
dak şöv le konuştu:
"Emeklilik yaşı 55'ten 65'e y ükseltilmek isteniyor-
sa. işsizlik sigortası ve iş güvencesi taleplerimi/ yasal
güvenceye ka\ uşturulnıuvorsa, Ankara'ya >ürümek
lazını. Sendikacı bunun için y ürümüvorsa ne işe ya-
rar. Sendikalar sey irci. İşte DİSK öncelikk bu sey re-
dişe karşı toplumu da yanına alarak bir çıkış yapnıa-
_vı hedefliyor".
'Eyleme gerek var'
"Sınıf yok". "Sınıf sendikacılığını yada ücretsen-
dikacılığını reddedelim endüstriyel ilişkilerin gerçe-
ğine bakalım" söylemlerını doğru bulmadığını be-
lirten DlSK Genel Başkanı. "Buönerilere sahip ar-
kadaşianmız Avrupa'nın sosyal devletinin işçi sınıfi-
nın ikiy üz y ıllık işçi sınılı hareketiy le >arahlmış oldu-
ğunu bilnıiyorlar nu? Kav ga etmeye gerek olmadığı-
nı söyJeyebilirsinizancakyaşadıklanmı/gosterdi. ey-
lem yapmava gerek var" dedi.
Budak. örgütlenmenın tek boyutunun olmadığına
da dikkat çekerek. konuşmasını şöyle .-.ürdürdü:
"İşçilerin \anı sıra işsizleri, çıraklan,emeklileri ör-
gütleyeceğiz. Bu ülkenin kaynaklan özellikle son yıl-
larda iktidarlar tarafından tamamen çalışanların
aleyhine kullanılıyor ve dağıtılıyor. Bu payla-
şımdan insanca yaşamak için pav almak isti-
vorsanızörgütlenmekzorundasınız, başka yo-
İu yok*".
Emekli-Sen
Budak. Emekli-Sen'ı konfedera>yonlarına
üye kaydetmenin DİSK'in örgütlenme anla-
yışlannın bir ifadesi olduğuna da dikkat çe-
kerek "Emeklıler istemleri için bugün dernek
ya da cemiyetle yetinemezler" dedi. Ankara
V'aliliği'nin Emekli-Sen'in kapatıltnası içıni
dava açtığını anımsatan Budak. "Türki>e"de
bazı şeylerin fiiliyatla aşılabileceğine inanıyo-
rum. Toplumu radikal çıkışlanmızla uyaraca-
ğız. örgütienmeye yönelteceğiz. Onlar sendika-
lanmızı kapatmak için dava açacaklar. Bı> de
bunu Türkiye'nin kamuovunda tartışhraca-
ğu. uluslararası kamuoyunun dikkatine su-
nacağız. Herkes pavını almak için örgütien-
mekten başka çaresi olmadığını görecek. Ör-
gütlenecek ve mücadele edecek. ".
DİSK tek kitle örgütü
Budak. DİSK'in kendı ıçındekı küçük tar-
tışmalara rağmen. ilkeleri. nıüeadelesı vegeç-
mişıyle Türkiye ışçı sınıfının yarattığı tek sı-
nıf ve kitle örgütü olduğunu belirtti. Budak.
"Bu ülkede cumartesi analannın vanına da
DİSkgidiyor. MetinGöktepe'ninöldürülme-
sinin karşısında da DİSK olabiliyor. Haksız-
lıkların karşısına ivi kötü bir sendikal örgüt-
lenme olarak DİSK çıkıyor. Onun için
DİSK'in Türkive'deki demokrasi mücadale-
sinde gerekli olduğunu düşünüvorunı.Türki-
ye'de a>dınların, demokratlann DİSK'ten
desteğini eksiketnıemelerini dilivorum" dedi.
Istanbul Haber Servisi-
DİSK Olaâanüstü Genel
Kurulu. 26-27-28 ocak
tanhlerinde yaptığı
toplantılarda. bölge
meclislerinin kurulması,
bu meclıslerde DİSK il
ve bölge temsilcileriyle
bölge yürütme
kurullannın seçılmesini
öngören karar
önergelerini reddetti.
Kadınların.
sendikalannın
yönetimlerinde iiyelik
oranı kadar temsil
edilmesi önergesi ise
görüşülmedi. Gene)
kurulun kabul ettiği karar
önergeleri şunlar:
# Emekli-Sen'e,
örgütlenme konusunda ve
aidatları kendilerini
yaşatır hale gelinceye
kadar katkıda
bulunmak.
•Yedi üniversite
öğrencisinin yaijamını
yitirdıği 16 Mart 1978
bombalı-silahlı katliam
olayında. delil yetersizliği
nedenıv le
sonuçlanamayan. ancak
lOyıl sonrayeniden
açılan davaya sahip
çıkmak. Davanın Istanbul
6. Ağır Ceza
Mahkemesı'nde yeniden
görüşülmesıni sağlayan
hukukçulara destek
vermek.
• 3417 savıh
"Çalışanların Tasarrufa
Teşvik tdilmesi ve bu
Tasarruflann
Değeıiendirilmesine Dair
Kanun" yoluyla
çalışanların
gelirlerinden iradeleri
dışında yapılan
kesintilerin nemalanyla
bırlikte hak sahıplerine
geri verilmesini sağlamak
için çalışmalara
başlamak.
DlSK Genel Kurulu'nun.
sosval güvenlik
sistemının yeniden
yapılandırılması
konusunda kabul ettiği
kararlar ıse şunlar:
# Tüm çalışanlan
kapsayacak tek bir sosyal
güvenlik kurumu
yaratılması için çağdaş
bir yasa çıkanlmalıdır.
# SSK'nin vönetim
bıçimi. özerk.
tarafların tümünün
yönetime katıldığı bır
yapıya kavuşturulmalıdır.
Sosyal güvenlik
sisteminin işleyebilmesi
için devlet mali destek
sağlamalıdır.
# Emeklilik yaşının
yükseltilmesi ve çalışma
sürelerinin
arttınlmasına karşı
mücadele
sürdürülmelidir.
# Sosyal güvenlik
sisteminin bozulan gelir-
gıder dengesinin
sağlanması için kayıt dışı
ekonominin kayıt altına
alınması zorunludur.
# SSK karşılığında prim
almadığı sosyal
risklerden sorumlu
tutulmamalıdır.
# Işsiz kalanların
karşılaşacakları maddi ve
sosyal > ıkımları
hafifletmek. bunu
toplumca göğüslemek
için işsizlik
sıgortasının acilen
yasalaşması konusunda
gerekli çaba
gösterilmelidir.
# Ülke ihtiyaçlan göz
önüne alınarak. sağlık
politikasını oluşturacak
gerçekçi düzenlemelere
gidilmelidir.
Darphane tarüşmalan öğretici oldu
ORHANSİÜER
Tarılı l'aktı Ceııel Sekreıcrı
Tarih Vakfı yöneticileri ve çalışanlan
olarak. son aylarda kültürümüzün iki
boyutunu vakından tanımak. vaşayarak
öğrenmek olanağını bulduk. flk olarak
Türkivede >ivil toplum kuruluşlarının
önemıni ve son \illarda gösterdikleri
gelişmeden duvduğumuz sev inci
abartmamamız gerektiğini anladık.
Sivil toplum kuruluşlannı yalnızca
öneren va da eleştıren kuruluşlar
olarak değil. bırer özne. anıaçladıklan
işleri gerçekle^tiren kuruluşlar olarak
algılavıp kabullenmemız için daha
almamız gereken epev vol. kırmamız
gereken epev direnç var. Yapabilirlik
sıfatını valnızca devlete >a da özel
sektöre vakıştıran. kendine güvensiz
sivıl toplum kuruluşları kavravışından.
kısaca ezıklikten ve edilgenlikten
kurtulmamız gerekivor.
Sivıl toplum kuruluşları. özellikle bir
özne olma işlevini üstlenmiş olanlan.
kendilerini daha ivi anlatabilmek ve
iletişim kanallarını veteri vaygınlıkta
ve hızda kurmak zorundalar. Ote
yandan toplum olarak. basın ve yayın
organlarının >anlış bilgi. hakaret.
gündem saptırma için kullanılmasını
engelleyecek yollar bulmak
zorundav ız.
Düşünülmesi gereken sorular
Istanbul'da Darphane'nin Tarih Vakfı
tarafından bir müze \ e tarih merkezine
dönüştürülmek istenmesi. sağlıklı
biçimde tartışılmak istenseydi. şu tür
sorularla uğraşmamız gerekecekti:
Dünyada müzecilik nereve gidiyor?
Istanbul Müzesi'nin kurulmasına
girişilen Sultanahmet. özelde Topkapı
Saravı çevresi. bir kültür kurumlan ve
müzeler kompleksi olarak nasıl
planlanabilır? Eski Darphane
binalarının kamusal mekânfar olarak
işlev li kılınması için neler yapılabilir?
Topkapı Saravı çevresindeki müze ve
kültür kurumîan arasında işbirliği nasıl
arttınlabilir?
Utanç veren manzara
Eski Darphane binalarında Istanbul
Müzesi'nin kurulması ve Kültür
Bakanlığı tarafından kullanılan iki
binanın boşaltılması söz konusu bile
değilken. sahte bir tehlike yaratıldı.
Özelleştirme sürecinde bazı kamu
binalarının kâramaçlı şirketlere
devrinın yarattığı genel duyarlılık. çok
farklı biraianda kullanılmava çalışıldı.
Dev let bütçesinin valnızca binde 5"inin
avnldığı Kültür Bakanlığı'nın. var olan
koşullarda. hiçbir büyük ölçekli
restorasvon çahşmasına ayıracağı
kaynak yokken. Darphane için her biri
Topkapı Sarayı'na birkaç yüz metre uzaklıktaki tarihi Darpane binası. bakımsızlıktan büyük bir çöplüğü andırıvor.
•Bu ülkenin insanı olarak yaşamımın en büyük utancını geçen yıllarda yabancı müzecileri
Daq?hane"ye götürüp gezdirdiğimde yaşadım. Osmanlı döneminde 500 yıla yakın süre
imparatorluk merkezi olmuş bir sarayın birinci avlusunda. bir büyük yıkıntı. bir çöplük
vardı. Her gittiğimizde bir çatı, bir duvar yıkılıyordu. 1967'den beri süregelen bu utancı. 2
trilyon liraya yakın bir kaynak oluşturarak, yüzlerce kişinin emeğiyle ortadan kaldırmaya
çahşıyoruz. Lütfen gölge edilmesin.
birer iyi niyetten ibaret olan alternatif
projelerin önünün kesildiği iddia
edildi. Salonlarının büyük bölümünü
bekçi kadrosu yokluğundan açık
tutamavan komşu müzelerin "ilerdeki
gelişme alanlan"ndaıı bahsedildi.
Ben bu ülkenin bir insanı olarak
yaşamımın en büyük utancını geçen
yıllarda vabancı müzecileri
Darphane'ye götürüp gezdirdiğimde
yaşadım. Yalnızca Osmanlı döneminde
500 v ıla yakın süre imparatorluk
merkezi olmuş bir sarayın birinci
avlusunda. sarayın birkaç yüz metre
ötesinde bir büyük yıkıntı. hatta çöplük
vardı. Makinelerin büyük bölümü ilk
taşınma sırasında hurdacıyı boylamıştı.
Her gittiğimizde yeni bir çatı. yeni bir
duvar vıkılıvordıı. Binaların tarihi
hakkında sorulan her soruyu.
suskunlukla yanıtlayabiliyorduk.
Çünkü bu amaçla hiçbir araştırmay a
girişilmemişti. Bugün 1967"denberı
süregelen bu utancı. 2 trilyon liraya
yakın bir kaynak oluşturarak ve
gelecek 5 yılda yüzlerce kişinin
emeğini yan yana getirerek ortadan
kaldırmaya çahşıyoruz. Burada bir ote!
değil. tüm sektöre yeni bir canlılık
getirecek bir müze, bir kültür merkezi
kuruyoruz. Lütfen gölge edilmesin.
Olçer'in açıklamalan
Türk ve İslam Eserleri Müdiresi Nazan
Olçer'in çeşitli açıklamalarını ve
girişimlerini. 1992'den beri onun 13
toplantıdan valnızca 4'üne katıldığı bır
kurulun üyeleri olarak şaşkınlıkla
izliyoruz. Olçer'in Cumhurıyet'te
yayımlanan sözlerinı okurken de aynı
şaşkınlığı yaşadık. \erilen onlarca
rapor ve tartişmadan bahsediliyor.
Vakıf dosyalarında valnızca tek bır
rapor var. Sayın Ölçer, I993"teki
müzecilik sempozyumunda
Darphane'nin ziyaret edilmediğini ve
gündemde olmadığını belirtiyor.
Yeniden dosyalarımıza bakıyoruz. 27-
29 Mayıs 1993"te yapıian sempozyuma
katılan Amerikalı müzecı Prof. Philip
Scranton, 16 Haziran 1993 tarihli
mektubunun 3 sayfasının 3. sütununda
şöyle diyor:
"Gezdiğimiz diğer binalar arasında
uygun bir alternatif olarak ortada
duran tek yapı, Topkapı'ya bitişik olan
Darphane"dir. Binalar (her ne kadar
bir mühendis raporu gerekliyse de)
yapısal olarak sağlam görünüyorlar.
Bir kere restore edilince, büyükJükleri
vc biçimleri doğal olarak çok yönlü ve
aynştırılmış işlevlere uygun görünüyor
ve mekân olarak en büyük sayıda
izleyiciye ulaşabilmek için ideal bir
koııumdalar. S<>ylendiği kadarıvla,
pasaport v b. malzemenin basımı işleri
yakında başka yere taşınacağından ve
Darphane'nin konumu ticari bir
kullanıma dönüştürülmesini
engeilediğinden, hükümetten bu
binalann alınması için geniş çaplı bir
kampanyaya girişilnıesi, emeğe
değebilecek bir iş olarak görünüyor.."
Sayın Olçer'in "Darphane'nin neadı
geçti, ne de gezildi" dediği toplantı
sırasında. anlaşılan Tarih Vakfı
yöneticileri gizli bir kumpasla bazı
müzecileri oraya götürüp sonradan
(belki de sahte) bir mektup almışlar.
Müze çalışmalan sürecek
Geçen aylarda Sayın Ölçer'in ıstifa
mektubunun çok önemlı olduğu,
mutlaka okunması gerektiği. zaten
aylarca gizli tutulup neden sonra kabul
edildiği iddia edildi. Mektubun iyi
niyetli birzamansızlık dolayısıyla
istifa yazısı olduğu ve vönetim kurulu
tarafından bir hafta sonra kabul
edildiğini yayımlayarak ortaya koyduk.
Ortalık durulmadı. Sonra sahte
belgelerle Cumhurbaşkanı'nın
yanıltıldığı. bir kampanyayla ortaya
atıldı. Böyle olmadığını gösterdik,
özürdilenmedi.
Istanbul Müzesi çalışmalan sürecek.
Karar süreci yasal olarak Mart 1995'te
tamamlandı. 23 Ocak 1996 günü saat
12.30"daTarilı Vakfı Yönetim Kurulu
heyetini kabul eden Sayın
Cumhurbaşkanımız. "Benim
bakımımdan herhangi bir güvensizlik
sorunu yok, biz böyle yerlere sahip
çıkacaklan bulmaya çalışıvoruz.
Topkapı Saray ı ve çevresini ihya etmek
için geniş çaplı bir proje yaklaşunınız
doğrudur. çalışmalarınıza devam
edin"diyerek bizi yeniden
şev klendırdi.
Çalışmalann durması, aksaması gibi
bir sorunumuz yok. Bu alandaki tek
sorunumuz. iyi niyetli, kamu çıkan
peşinde. mesleki duyarlılık gösteren
bazı uzmanlanmızla, aydınlanmızla
aramızdaki kimi iletişim eksikliklerini
gidermek. onlardan
öğreneceklerimizle. ortaklaşa
bulacağımız sonuçlarla çalışmalan
zenginleştirmek. Tarih Vakfı bu tür
konsensuslarla. aydın imeceleriyle
bugüne geldi. yarın da böyle devam
etmeyi bilecektir. Artık yukarıda
değindiğimiz tatsız yaklaşımlan geride
bırakmak, eğer bu sağlanamazsa yok
savmak kararında\ız.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Dikiver Yavrum, Dikiver!21 ocak pazar günü, öğleden sonra, istanbul'da Or-
taköy'de Princess Otel'de, Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin
kuruluşunun 25. yılı dolayısıyla bir toplantı düzenlenmiş-
ti. Toplantı iki bölümden oluşuyordu: Saat 16.00'dakı
toplantıda eski Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın
ile eski Dışişlen Bakanı Hikmet Çetin, bır de eski Cum-
hunyetçj.Türk Partisi Genel Başkanı. eski Başbakan Yar-
dımcısı Özker Özgür konuşacaklar, daha sonra da "Tür-
kiye'nin Kıbrıs Polıtıkasına Bakışı" konulu açıkoturum
gerçekleştirilecektı. Konuşmacılardan Hikmet Çetin'le,
tartışmacılardan Sami Kohen gelememışlerdı.
Murat Karayalçın'jn açış konuşmasından sonra. Öz-
ker Özgür konuştu. Özker Özgür, konuşmasının sonun-
da özetle şöyle diyordu:
"...Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs adına A vrupa Birliği'ne
tam üyelik için yaptığı başvuru. Avrupa Biriiği'nin içinde
bulunduğumuz 1996 yılında başlayacak olan Hükümet-
lerarası Konferans 'ının bitiminden altı ay sonra ele alı-
nıp görüşülecektlr.
Hükümetlerarası Konferans ne kadar sürer bllinmez.
Kıbns Rum tarafı Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye 'nin Kıb-
rıs 'ta çözüm istemedıklennı ılerı surmekte, tek başına bü-
tün Kıbrıs adına Avrupa Bırlıği'ne gırmeye çalışmakta-
dır.
Kıbns Türk tarafının sözcüsü KKTC Cumhurbaşkanı
Denktaş, Kıbns'ta karşılıklı kabul edılebilır bır çözüm
bulunsa bıle Kıbns'ın Türkiye'den önce Avrupa Birli-
ği'ne giremeyeceğini söylemektedir.
Cumhuriyetçi Türk Partısı olarak bız bu yaklaşımı pay-
laşmıyoruz.
Türkiye, Avrupa Birliği ile gumrük birlığine gırmeye ça-
lışmaktadır. Bu nedenle Türkiye, Avrupa Biriiği'nin dışın-
da sayılmaz...
... Cumhurbaşkanı Denktaş'ın 'Türkiye Avrupa Birli-
ği'ne gırmeden Kıbrıs giremez' söylemi bıze göre olum-
suz bir söylemdir..."
Özker Özgür, daha sonra şunları da söyledi:
"... Kıbns sorunu Türkıye'nin insanını yakından ilgilen-
dıren önemli bir konu olduğu halde yıllarca tabu sayıl-
dı. Serbestçe tartışılmast süreklı engellendi. Türkiye ka-
muoyu hep tekyanlı bilgîlendirıldı. Konu Türkiye'de ye-
ni yeni tartışılmaya başlanmıştır. Bu lyıye bır gösterge-
dir. Tabular(yasaklar) yıkıldıkça Türkiye 'nın de Kıbns Tür-
künün de önü açılacaktır..."
Özker Özgür, konuşmas/nda. satır arasında ılginçaçık-
lamalar yapmaktaydı. O söylemiyordu, ama belliydi ki
Denktaş, Özker Özgür'ü görse bir kaşık suda boğarmıy-
dı? Kıbns'tan aynı uçakla gelmışlerdi. Denktaş. eski baş-
bakan yardımcısını görmezden mi gelmışti? Denktaş,
"Aydınlar Ocağı "nın düzenledıği bir toplantıda konuştu;
Kıbrıs'a döndü.
Konuşmamda buna değindim. Ayrıca, "Denktaş de-
mokrat değıldir!" dedim. "Kuzey Kıbns'ta da demokra-
siyoktur; yapılan seçimlere, Türk yöneticileri herzaman
kanşmışlardır" diye ekledim. Salonu hemen hemen Kıb-
rıs'tan ge/ip Istanbul'a yerleşen ya da İstanbul'da bulu-
nan Kıbrıslılardoldurmuşlardı. Arka sıraları dolduran Kıb-
rıslı gençler, sözlerimı onaylıyor, alkışlıyor, önde oturan
yaşlılar ise protesto edıyorlardı. Yaptığım konuşmanın ye-
rine ulaştıgını, toplantıdan sonra anladım. Daha çok
gençler kutluyorlar, kucaklıyorlardı. Oysa, oldukça yumu-
şak konuşmuştum. Türkıye'nin eski büyükelçilerınden
EminDirvana'nın. 15Mayıs 1964 'teMılliyet'te çıkan ya-
zısında Denktaş için söyledıklerini aktarmamıştım. Emin
Dirvana, Denktaş için daha ağır sözler kullanmaktaydı.
Dirvana bir yerde şöyle diyordu:
"... Daha uzaklara gitmeye lüzum yok. Bizzat kendi-
sinden misal getireyim: Ben Kıbrıs 'tan kat'/ olarak aynl-
maya karar verdikten ve bunu Ankara 'ya da bıldırdikten
sonra Dr. Küçük ve diğer biriki cemaat temsilcısi ile be-
raberbüyükelçiliğe gelerek benden aynlmamı ısrarla h-
ca edenlerden bırı de bizzat Denktaş değil midir? Bunu
o zaman mürailikle yaptıysa bence kabahatı daha bü-
yûktür. "(Mılliyet, 15 Mayıs 1964, "Denktaş Hakıkatı Tah-
rif Ediyor".) "Mürai" "riya"dan gelıyor. Arapça bir söz-
cük: Türkçesi "ikiyüzlü"öemek.
Açıkoturumda, araştırmacı-yazar Ibrahim Çamlı, Hür-
rıyeften Ferai Tınç, Sabah'tan Sedat Sertoğlu vardı-
lar. Açıkoturumu Kıbrıslı sağınlardan (hekımlerden) Ce-
mal Mert yönettı. Ön sıralara yaşlılar oturmuşlardı. Prof.
Derviş Manizade (90), Kıbrıslı savunman Nevzat Ka-
ragil, Özker Özgür'le birlikte Kıbrıs'tan gelenlerden Gir-
ne Milletvekıli Ömer Kalyoncu, Lefkoşa Miljetvekılı Fe-
ridun Önsal, CTP Örgütlenme Sekreterı Özkan Yor-
gancıoğlu. Kıbrıs Türk-Kültür Derneği yöneticileri, Kıb-
rıs Istanbul Konsolosu Saadettin Topukçu vardılar.
Yazar Yıldız Sertel ile zaman zaman domuz ve çevre
konularında. "Ankara Notları "na konuk olan Ahmet Aşı-
cı ve Panayot Abacı toplantıyı sonuna dek ızlediler. Yö-
netici Cemal Mert'e telefon ederek bilgi toplamaya ça-
lışmışlardı... Açıkoturum sırasında, dinleyıcilerden biri,
oturduğu yerden sordu:
- Sız bizim, Rumlardan neler çektiğimizi biliyor musu-
nuz?
Prof. Derviş Manizade de:
- Kıbns konusunda bilen bilmeyen konuşuyorl diyor-
du. Hiç üstüme alınmadım. Kıbrıs konusundaki yasak-
lan yıkmaya çıkmıştım ya. bunlara alışacaktım. Onların
sorularına. İsmet Paşa'nın bir yanıtı ile karşılık verdim.
Paşa'ya bir genç:
- Paşam, bayrağımızı yırttılar! deyince, şu karşılığı alır:
- Dikiver oğlum, dikiver!
Kaç gündür Bodrum karşısındakı Kardak kayalıkların-
da yaşananlar, tam Aziz Nesin'likti. Meclis'te şahınler,
keçileri kaçırmak üzere mıydiler? Bayrak dıkmeye kal-
kan gazeteci geçinenler ise eşekten düşmüş karpuza mı
dönmüşlerdı ne? Yaptıklarının gazetecilikle ilgıli olmadı-
ğını aniayacaklar mıydı?
Anlayacaklardı belki, ama ne zaman?
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAX
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAĞA:
l/"Büyüklük, ça-
hm.kurum" anla-
mında kullanılan
yerel bir sözcük.
2/ Uzun omuz at-
kısı... Cennette
bulunduğuna ına-
nılan velökü yu-
kanda. dalları aşa-
ğıda olan ağaç. 3/ 6
Âcımasız davra-
nan... Şarap mah-
zeni.4/Hay-vanla-
ra \urulan dam-
ga... Çeşme zıva-
nası. 5/ Şöhret...
destesinin en altındaki kâğıt.
6/Vbltaire'in tanınmış birya-
pıtı... Japon lirikdramı. 7/ln-
san bilgısinın. teknık. ekono-
mik ve sosyal alanlardakı ıle-
tişimin. otomatık makıneler-
de akılcı olarak işlenmesini
konu alan bilim. 8/ Su.. Dü-
rülerek boru biçımı verılmış
olan den ya da kâğıt tomar.
9/ Içine antlaşma ve padışah
mektuplarının konulduğu
metal kutu... Ruh.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1 / Damların üzerine döşenen kalın ve büyük ağaç... Akar-
su boylarında yetişen ağaç ve ağaççık topluluğu. 2/Ölece-
ğı kesınhkle bıiınen bır hastanın. acısını dındırmek ıçın dok-
tortarafından öldürülmesı. 3/Şube.dal... Sulakyer.-4/Acık-
lı... Altın ve gümüş ışlemeli bır tür ipek kumaş. 5/ Bır çeşit
yumurtalı vehafifhamurtatlısı. 6/Bırgıdamaddesi... "Kü-
çük. ufak" anlamında eski sözcük. II Şeftali. kayısı gibi
meyvelerin çekirdeklennın sert kabuğu... Saadet. 8/"Bî-baht
olanın bağına bır katresı düşmez —- yerıne dürr-ü güher
yağsa semâdan" (Zıya Paşa)... Lıtyumun simgesı. 9/Bak-
İa içiyle yapılan zeytınvağlı yemek... Ağır kokulu bir gaz.