23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13ARALIK1996CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Unütturacaklannı Sanıyorlarsa Aldanıyorlar MELİH CEVDET ANDAY S usurluk olayının avdıniar arasında. sivıl toplunı örgüt- lerınJe ve başkaca duyarlı çe\relerde uvandırdığı tep- kı. insanımızın üstün u\gar- lık düze> ini tanıtlamaktadır. So-umlu yerlerde bulunanlar. bu tepkıle- ringeçicılı*ine inanıyor \e zamanla sö- neıeğini umuyoriarsa aldanıyorlar. Geçen gün Halkın Hukuk Büro- su'ndan aldığım bir çağn bu sözümün dojruluğunu gös;ermektedir. Mektupta şöyle denivordu: "Sayın Melihi Ce\det Anday. Ekte gönderdiğiıniz \e> a daha önceden de haberdar olduğunuz üzere 'Susurluk' olaj ından sonra bütün duvarlı çevrelerin birİikte hareket edebileceği birçalışma ve irade birüğinin yaratılması amacıyla en genel talepier etrafında eksiksiz bir top- lantı düzenlenmek istenmektedir. Biriikte hareket etmenin süreç açısın- dan önemini vurgula> an bir çalışma için görüş, öneri ve tebliğlerinizi kamuoyunun ve katılımcLİann dikkat ve değerlendir- meye alacağı görüşündeyiz. Bu nedenle yapılacak toplantıya katılmanızı ve tebliğ- lerinizi sunmanızı önenıle rica edivoruz. Savgılarımızla. (Rahatsızhğınız nede- nivle yazılı tebliğiniz) Hasta olduğum için bu toplantıya ka- tılamadım. Ama iletimi gönderdim. Şimdi okurlanmızla biriikte. ekteki bilgilere \ e öneri lere bir göz atmakta ya- rar olduğunu sanıvorum: • Organizasyonu oluştururken her çev- re için kapsayıcı olması bakımından "Adalet isteği". "Hak ve özgürlükler is- teği" vb. gibi en temel taleplerin ölçü alın- ması gerektiği görüşündeyiz. • Olav uzun erimli bir mücadele ge- rektirdiği için sürece müdahale edebile- cek kapsayıcı bir "'izleme" çatısına ihti- yaç olduğunu düşünüvoru/, Bu nedenle de üç ana başlık altında ileride uluslara- rası bağ ve organların oluşumunu da he- defleyen: a) "Susurluk" olavına ilişkin soruştur- ma vesüregiden hak ihlallerini takip için, barolar. diğer hukuk kurumları. bu amaçla kurulmuş insan haklan kurum- ları. hukukçular ve avdınları ifade eden bir "adalet izleme"; b) Halkın genel istek ve tepkisini takip edebildiği sivasi partiler, sendikalar. oda- lar, gençlik örgütlenmeleri mücadele plat- forrnlarını ifade eden "toplumsal izle- me"; c) Demokratik yasal düzenlemeleri ta- kip için fakülteler.öğretim üyeleri ve dokt- riner çabaları ifade eden bir " anav asa iz- leme"; Faaliyet kolları çalışması ile ismi tartış- masonucundabelirlenecekbir "izleme" çatısı kurmayı amaçlıyoruz. Bu çalışma- nın başarılı olabilmesi için ise \arolan bü- tün güçlerin zorunlu birliği şeklinde de- ğiL "duyarlılık" esasına göre örgütlenip süreç içinde bu amaca tılaşılabileceğini düşünüyoruz. Bu örgütlenmenin hantal ve ek bir yük oluşturmaması açısından. saygınlığı ve baskı gücü \ar olan duyarlı kişilikler etrafında kümelenecek bu çalış- nıaların asli yükünü dinamik çalışma grupları üzerine inşa etmek gerektiği gö- rüşündey u. Var olan misyonların rolü ile reel ola- rak kullanılamav an dinamik emek gücü- nün birleştirilmesiyle rahatlatıcı \ e sonuç alıcı bir örgütlenme v aratilacağı reddedi- lemeyecek birgerçektir. Demokratik işle- > iş ilkeleri yaratılmış bir kurumlaşmanın hı/la gelişmesi pekala mümkündür. • Bugünkü sıcak tepkiyi birleştirmek ve güçlü bir şekilde yansıtmak amacıyla temeltalepieretrafında en seri şekilde bir- likteliğin zorunlu olduğu açıktır. Bu ne- denledir ki ortak bir semboheya afiş. bir slogan. bir pankart etrafında kümelen- miş kapsayıcı bir organizasvonu tartış- mava açmak \e sorunu halka mal etmek daha kapsayıcı olacaktır. Küçük büyük demeden bütün çev relerin biriikte hare- ket edebildiği. somut e> lem tarzlanyla da- ha çok bir halk tepkisi \e görüatüsünü ifa- de edebilen bir faalhet tar/ında buluşa- rak en ücra köşelere kadar ulaşabilmenin sürece uygun mücadele tarzı olduğu gö- rüşündeyiz." Benim bu çağnya yolladığım yanıt ise şudur: "Halkın Hukuk Bürosu Toplantısına, Susurluk olayi dolavısıvla duyarlı çev- relerin gösterdiği çok > erinde tepkiler ko- nusunu temel alan toplantınıza hasta ol- duğum için katılamadığundan üzgünüm. Size başarılar diliyorum. Üç ana başlık altında oluşumunu amaç- ladığınız organlar konusundaki önerini- zin onaylanacağından hiç kuşkum yok. Halkın Hukuk Bürosu, bu tür karan- lık olaylann aydınlığa kavuşturulması ve >asal yollardan çözümlenmesi için. sivil toplunı örgütlerimizi ve bütün duyarlı çevrelerimizi bir çatı altında toplamayı değil, çok sesliliği korumak ve sürmesini sağlamak üzere, bu örgütlerarasında bil- gi alışverişini sağlamayı yeğlevecektir sa- nırım. Saygılanm ve başan dileklerimle. MeühCevdetAndav" PENCERE Erdemin Güneşi OZGÜN TUZECA1V Hukukçu C umhuriyetlegeçışvaptığımızdemokra- sinin bilinen tarihsel olavlarla askıva alınmasından sonraki çok partilı döne- min özgür seçimlerle kazandırdığı siya- sal aşama. 1960 Devrimi"vle sozlaş- maktan kurtarılmıştı. Gerçekte 1950 sonrasındao} beklentılı sıyasal ödünlerlegencılığıntır- mandırılması. vasaların anavasaya uvgunluğu denetı- minden kaçınılması. çoğunluk veliderdiktatoryasının kurulması. siyasal bunalımların boyutunu büyütmüş- tür. 1923"ün. İ950'nınamaçladığıa\dınlığı 1960'mge- tirdikleriyle koruyup arnırmak yerine demokratik ge- leneklereaykırı durumlaraağırlık \erilmesı sondaki is- tenıneyen olavlara neden oldu. Ancak tarihten ders alı- namamış olacak ki son yıllarda değişik alanlarda düş- kırıcı görünümlerı peşpeşe izlemek yakınmaları yo- ğunlaştırdı. Imutsuzluk. karamsarlık. bıkkınlık gide- rek toplumsal bir tepkıyeçe\rili>or. Tepkisızliktendu- vulan üzüntü. uygar \e demokratik oluşumlan yeter- siz bulanların kışkırtma \e aldatmacalarla körüklenen şiddet ola\larına dönü^türeeeği kaygısınm gerisinde kalmaktadır. Kimi korku filmlennin geriye çevrilme- sı ya da yeniden gösterime sunulması türünde olaylar yaşanmaktadır. Demokratık iılkelerde ilgili si>asal par- tilerin yasama organı üyeliğini bırakmalan biçiminde alışılan uygar tutumunTürkiye'dedüşünüImemesi sis- teme deSil. kişiliklere. eğıtıme \e ıktıdar düşkünlüğü- ne baglanmalıdır. Olanaklaröylesine vazgeçilmesı güç boyutlardadır ki iktidar merdi\enlerinden inmek. yet- kilerinden uzaklaşmak ölümle bir sayılmaktadır. Ayrı- ca, kimi suçların gereken yapttnmlarla karşılanması korkusu da vürekteri hoplatmakta, uykulan kaçırmak- tadır. tktidarın küçük ortağı, liderinin eteklerine takılmış belirsiz bir çizgıye sürüklenmektedır. Dın konulu siya- sal toplantıları dinsel tören sanarak başını örten. Ana- yasa Mahkemesi'nınbağlayıcı karannı unutarak oy ge- tireceğı umuduyla ne için dayatıldığı bilinen başörtü- lenyle \ üksekö'ğretim yapılacagını savunan. sekiz vıl- lık temel öğretimi askıya alan. cami ve mescıt yapımı\ - la dinsel kadrolaşmava sınırsız hoşgörü>le yaklaşan bu liderin dıl sürçmeleri siyasal güldürü konusu ol- maktadır. "Beni bağımsız \ asaya. tarafsız yargıya götü- riin -De\1et için kurşun atan da kurşun > iyen de sa> gın- dır- muhalefet liderine saldırı ilahi adalettir" diyen bu lider. yasama organının soruşturma komisyonlannm oy çokluğuyla aldığı kararardan sonra rahatla> ınca "Sav- cılığa başvıırarak soruşturma isteyecek, sonuna kadar gideceğim" diverek caka satmaktadır. De\ letin asker \e polis kolluk güçlerini dı^lavıp "kanun kaçaklan'"ndan yararlanıp hukuk dışı olaylara özendirenler mılis ku\- vetı kurarak nice sakıncalı eylemlere girişebilirler. Su- surluk olayını örtme çabalan. kımı bahanelerle görev- den uzaklaştırmalarla sürmektedir. Bayan lıder. doku- nulmazlık kuralı yürürlüktev ken kendisı istese de kim- senın bir işlem yapamayacağını ya bılmemektedır \a da -güçlü olasılık budur- başkalannın bilmeveceğinı sa- narak uirekligörünerekaldatmacaların bir >enisıniek- lemektedır. Ola\lara ıızaktan bakmak. tstanbul'dan Ankara'yı izlemek benim için güçtür. Ancak. bir kesimi tutarsız- lık içinde deolsa medvamızın ılettiğı durumlara baka- rak görüşaçıklamak. kanı belirtmek \eterlıdir. Son a> - larda milletvekili dokunulmazlığını sınırlamak adı al- tında millet\ekıllerıne kimi a\rıcalıklar getıren \eni düzenlemelerin milletsekılı ödenek ve vollukları gıbi vasa organında görev >apanlarca pa\ laşıldığı haberle- ri yayılmaktadır. Milletvekili olmadan önce ve olduk- tan sonra işlenen tüm suçları (anavasanın 83. maddesi saklı) dokunulmazlık kapsamına almak vanlıştır. Do- ğalyargıç.dogal yargı veri ılkesinden vazgeçmekvan- lıştır. Bırolayın sanıklarından mılletvekılinı ayırıp Yar- gıtay'da.öbürlennısuç>enmahkemesındevargılatmak yanlıştır. Demokrasi milletvekılleri için bileayncalık- ları dışlayan bir düzendir. Demokrasiv i sözde bırakma- mak. iktidar protokollanna kıydırmamak için herkese bü\ük sorumluluklardüşmektedir. Yargı organlan da- ha hızlı ve yüreklı çalışmalı, yasama organı yetersız ku- ralları yenilemeli. Batı'ya hoş görünmek zayıflığı, ger- çekçilikle ver değiştirmelidir. Yargının vetkilerini sınır- lamak, çalışmalarını kısıtlamakla bir yere varılamaz. Hiçbir şey gizli kalmaz. Adaletten kaçanlar ya da ger- çekleri adaletten kaçırmaya çalışanlar kararır. küçülür, tükenırler. Unutulmamalıdır ki asıl aklanma dosyalar- da. raporlarda. kâğıtlarda değil. v icdanlardadır. Yetkı yasalannın tanıdıgı olanaklarla. iCHK'lerle aylık öde- nek arttırmakla kimse kandırılamaz. Saygı duyduğu- muz yargının inancımızı sarsacak tutarsızhklara düşe- eeğini sanmıyoruz. Hele son günlerde Anayasa Mah- kemesi'nin vetkilerini kısacakönen lerlekamuoyuönü- ne çıkarak yenı gündem değişikliklerinin düşünülme- si ibret vencidır. Ne yapılırsa yapılsın. gerçek. adalet. doğruluk egemen olacaktır. Demokrasi ve ınsan hak- ları kazanacaktır. Basın özgürlüğünü sınırlama oyun- lan da sonuç vermeyecektir. Medvadakı vandaşlan. bi- linen çelişkıler ve yapılanmalar içinde çırpınanlar ne ölçüde desteklerlerse desteklesınler ya da çirkinlikle- riyle bu gırişimleri haklı kılmaya çalışanlar hangi ka- ranlıkları çağrıştınrlarsa çağnştırsınlar. erdemin güne- şı hepsınin üstünde aydınlığını tartıracaktır. TARTIŞMA Kamera Şakalannın Olumsuz Etkisi 1 6Kasım 1996 tarıhınde bir TV kanalında. bir yuvadakı 3-5 yaşındaki çocuklara vapılmış olan kamera şakası vayımlandı. Çocuklar öğretmenleriv le biriikte televizyon seyretmektedirler. spiker (bu kişı kamera şakası ekibinin üyesıdir) haberleri okumaktadır. Yapılacak şakadan haberı olduğu anlaşılan yuva öğretmeni. çocuklan TV karşısında bırakarak dışarı çıkar. Bunun üzenne haber okuyan spiker. komiklikler v apmaya. çocuklara adlanvla hıtap etmeye başlar. Çocuklar şaşınr. içlcnnden bırisı "Sen bunu nasıi biliyorsun" dıverek hayretini dile getirir. Spıker. çocuklara "Sakın bu v aptnklarımı itğretmeninize söylemeun" dıve tembihte bulunur. öğretmen içeri gınnee de cıddı bir şekilde haberleri okumaya devam eder. Programın sonunda ise bu işlemın nasıl gerçekleştırıldiği konusunda çocuklara herhangi bir açıklamada bulunulmaz. Yukarda belirtılen programı eleştirerek aslında pek çok kaliteli program sunmakta olan televız\onlarımızın yayın kalitesıne katkıda bulunmak istıyoruz. Söz konusu program. çocukların psikolojik gelişimleri ve ruh saglıklan açısından sıkancalıdır. Şöyle ki: Yetişkinlere çeşıtli şakalar vapabilırsinız. Bu şakalarınızı hoş göımek ve\a sizi mahkcmeye vermek onlara kalmış bir iştır. Yetişkin yaştakı kişılere vapacağınız şakalar. onları biraz üzse ve utandırsa bile. en azından onlann zıhinsel gelişimlerıni olumsuz yönde etkılemez. Fakat çocuklar söz konusu olduğunda iş tamamen değışır. Bir defa. çocuklar böyle bir programda teşhır edilmek veya edilmemek konusunda ınisiyatiflerini kullanamazlar. Siz eğer bir programcı olarak böyle bir programı yayımlama konusunda çocukların izninı almışsanız, bu izin hukuken geçerli degildir. Eğer annelerinden veya babalanndan izin almışsanız. belki hukuki açıdan sorumluluktan kurtulursunuz; ancak gerek psikoloji etiği, gerekse egitim etığı açısından sorumluluktan kurtulamazsınız. Çocuklara bu tür şakalar yapmak. onlann zihınsel ve sosyal gelişimlerine büyük darbe vurur ve ruh sağlıklarını olumsuz yönde etkiler. Çünkü araştırmalar bize göstermektedir kı belırli yaştakı çocuklar. haber ile reklam arasındaki farkı algılayamamakta, reklamda verilen bilgileri. nesnelerin • sahip bulunduğu özellıkler olarak düşünmektedirler. Bu zihınsel özelliğe sahip çocuklar, şakanın görünür niteliği ile bu şakanın arkasındakı fıziksel gerçeği de kolaylıkla ayırt edemezler. Böyle olunca, kamera şakalarına uğrayan veya izleyen çocuklann. dünyaya ilişkin gerçekçi bılgıleredinmeleri zorlaşır. Çocuklar, dünyayı sürekli ızleyerek. algılayarak. birtakım tutarlı ve gerçekçi şemalar oluşturmak zorundadırlar. Çocuklar. böyle bir zorunluluk içinde buİunduklan için aslında çok ivı bıldikleri birmasal kıtabını size defalarca okuturlar. Bu dav ranı^lanv la. dünyadaki bılgilerin akşamdan sabaha değışmediğini görnıek ve doîayısıyla da tutarlı ve istikrarlı bırtakım zihin>el şemalar oluştumıak istemektedırler. Hıç tanımadıkları bu dünya hakkında, doğru ve tutarlı bilgileredinmeye çalışmaktadırlar. Şimdi sız onlara "TVdeki spikerin izleyicilerle doğrudan konuşabildikleri volunda" gerçek dışı birbilgi verirsenız, onlann oluşturmaya çalıştıklan şemaları alt üst etmış olursunuz. Onlara. istemeden kötülük edersiniz. Çocuklarda zaten büyüsel düşünme eğılimi vardır. Oniara bu tür şakalar yaparsak. büyüsel düşünme eğilımlerı desteklemiş oluruz Buna hakkımız yoktur. Bız yetişkınler. "şaka" adı altında birbirımizi kandmrsak belki kıyamet kopmaz. Ancak çocuklarımızı kandırmaya kalkıştığımızda. onlann zihinsel gelişimlerini, sosyal gelişimlerini ve ruh sağlıklarını önemsememiş. son derece saygı duyulması gereken o küçük onurlarını cıddiye almamış oluruz. \ukanda belirtilen türde kamera şakalannın bir başka önemli sakıncası ise bu şakalan izleyen yetişkinlere, çocuklara böylesine şakalar yapılabıleceği mesajının veriliyorolmasıdır. , Yetişkinler. ev lerinde de bü tür şakalar yapmaya kalkışırlarsa. çocuklann gelışım süreçlerini baltalamış olurlar. lşte bütün bu sakıncalardan ötürü. söz konusu programların tekrarlanmamasını ve özellikle içinde çocukların bulunduğu programlar için psikologları ve eğitimcileri temsil eden meslek örgütlennden danışmanlık \e onay alınmasını istiyoruz. Psikologlar Derneği Adına §roi. Dr. Üstün Dökmen Barış İçin, El Ele... Küçükken epey asker mektubu yazdım. Babam subaydı, er koğuşları evimiz gibiydi, birlikteki asker- den çoğu okuma yazma bilmezdi. Asker mektubu yazmak hoşuma giderdi, köyden gelen mektubu da okumaya bayılırdım: anası. babası. bacısı, emmisi, komşusu, davarı, muhtarı, ağacı, suyu, damı. hoca- sıyla köyü bizimkinin gözünde tüterdi; askerlik ağır gelirdi. Gurbet kolay mı?.. Askerlik koşullan zamanla değişti. yine de değiş- meyen şeyler var; askerlik hem sevilir, hem tezkere için çeteletutulur, terhis iple çekilir. Bizdezorunlu as- kerlik geçerli; günü geldi mi şubeye başvuracak, se- lamı çakacaksın: ; - Ben geldim komutanımL Sakın savsaklamaya, boşvermeye, ertelemeye, gizlenmeye, kaçmaya kalkışma!.. Adamın canına okurlar. Kimisi askere güle oynaya gider, kimisi oflaya puf- laya kışlanın yolunu tutar; başka seçenek yoktur; ha- ki üniformayı giyeceksin, kurayı çekeceksin... Ya Güneydoğu'ya çıkarsa?.. Anaların. babaların derdi şimdi bu!.. Gerçi çoğu köyden kasabadan. gençleri davul zurnayla düğün dernek askere uğuıiuyorlar; ama, davulun sesi uzak- tan hoş gelir; sen bu işi bir de analara sor bakalım, kolay mı!.. Ne çare, delikanlı askere gidecek, gerekirse PKK'ye karşı dövüşecek!.. Genç ister solcu olsun, ister sağcı, ister savaşçı, ister barışçı, seçeneği yok!.'. • Peki, bir de öte yana göz atalım, PKK'nin örgütle- yip savaşa sürdüğü gencin durumu ne?.. O da bu ülkenin çocuğu değil mi!.. Bizim kardeşimiz!.. Onun da anası babası var; ama, bir tanecik çocuklannı ölüL me sürenler kimler?.. Hem zorunlu mu bu iş, kaçınıl* mazmı?.. Birkaç gün önce SSK'nin önüne yığınlar birikmiş- ti; iki bin kişiyi işe almak için açılan sınava 90 bin iş- siz başvurdu. Sınava girip kazanamayan gençler ara* sında terörıst olmaya aday kaç kişi çıkar?.. : Bir mi, on mu, yüz mü? Canından bezen genç in- san aç midesini doyurmak ve kimliğini kanıtlamak için her şeyi göze almaz mı?.. Hele beyni çitilenirse. gözünü kapayıp silaha sanlabilir. Oysa hepimiz ba- rış istiyoruz; aş, iş, eğitim, sağlık istiyoruz; hele Is- tanbul'daki entellerimizin barış özlemleriyle yüklü sesleri göğün dokuzuncu katına tırmanıyor... Ama, bizim enteller, barışı hep 'devlet'ten istiyor- lar... Niçin PKK'yi uyarmıyorlar?.. Oysa 'devlet'in varlığı - sebeb-i hikmeti - silahlı kal- kışmaya karşı savaşmakla anlamdaştır; silahı eline alıp başkaldıran teröristle barış yapabilir mi devlet?.. Asker, silahlı isyana karşı savaşmak zorundadır; ama. PKK'Iİ silaha sarılmak zorunda degildir. PKK'yi barışa zorlayacak bir tutuma girmekten ne- den kaçınıyorentellerimiz? Kürtlerin demokratik hak- ları için silaha başvurmanın kötü, yanlış, insanlık dı- şı, bağışlanmaz bir yöntem ve çıkmaz bir yol oldu- ğunu açıkça dile getirmekte neden yan çiziyor? Ba- rışçılığı, Kürt yurttaşların davalarını savunurken de benimsemek gerekmez mi?.. PKK silahı bıraktı mı, barış doğal olarak gelir, devlette savaş yanlılan boş- luğa düşerler, savaş lobısi açıkta kalır, PKK'Iİ genç- ler can vermekten kurtulurlar, halk soluk alır, sorun Türküyle Kürdüyle parlamentoya aşılanır. * • • Bizim uçuk entelimiz, PKK ile TC arasında taraf- sız kalmayı yeğliyor; Anadolu'da varoluş savaşı sü- rerken istanbul'da ahkâm kesen Ali Kemal gibi ayaklan yerden kesik yaşıyor. Entelin bu toplumla iliş- kisi yoktur; aklınca kendisini 'Batılı' sayar; Falkland Savaşı'ndakı ingiliz. CezayirSavaşı'ndaki Fransız, VI- etnam Savaşı'ndaki Amerikalı aydınaözenir; 'mukal- lit' olduğundan aradaki farkı algılamaz; Güneydo- ğu'yu Falkland Adası ya da Vietnam gibi görür; Ana- dolu'nun ve insanımızın birliğine uzaktır. Barış mı?.. Elbette!.. Hemen şimdi!.. Bir dakika içinde!.. PKK barışı yeğlesin. silahı bıraksınL Al sa- na barış!.. Hiçbir güçlüğü de yok!.. Evet, barış için el ele... 96'NIN SON TEKLiFi. ARÇELİK'TEN! Tüm Arçelikler uygun koşullarla yılın son kampanyasında Hemen TeslimL Eski Fırınınızı Getirin, Yeni Arçelik'le Değiştirin! Arcelik Bulaşık Makineleri Pesin * Fiyatına Taksitle! Ücretsiz montaj Arcelik Küçük Ev Aletleri Peşin Fiyatına Taksitle!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear