22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 KASIM 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Uluslararası değerlendirme kuruluşu S&P, hükümeti uyardı, hükümet ise yabancı bankacılan kandırmaya çalışıyor REFAHYOL'a güven bımalmıANKARA (Cumhurm* Bürosu)- L]us- lararası Para Fonu'iun (IMF) ardından. Dünya Bankası \e OECD ekonomiyi in- celemeye aldı. Yabcncı bankacılık kuru- luşlannın cia hırbirgelerek verileri denet- lediği öğrenildi. Hazineyetkililerinin.dış kredıye "soğuk" bakan yabancı bankala- ra özeliikie hükümetin RP kanadının ko- nuşmalarını \anlış tercüme ettiği ögrenil- di. Tercümelerde. hükümetin. "Gelir he- defimize göre, tasarruf önlemlerini arttı- racağız"yönünde auklamalanna yer \e- rildi. Uluslararası risk değerlendirme ku- ru/u^u Standand and Fbors. Türki>e'nin acil olarak bir istikrar programını uygulama- ya geçirmemesi durjmunda güvenilirlik kazanamayacağı uyarısında bulundu. Dünya Bankası özeliikie özelleştirme uvgulamalan veprogramını inceleyecek. ÖECD'nin degenel makroekonomik den- geler ile para poJitikası üzerindedurduğu öğrenildi Alman bilgilere göre. Hazine yetkili- leri tarafından agırlarar yabancı bankacı- Irtc kuruluşlanna. hükümetin RP kanadı- Muhalefetten bütçeye yaylım ateş ANKARA (CumhuriyetBürosu)- Hükümetin "denk"ol- duğu iddiasıyla hazırlanan ve "havali'* kabul edilen I997 yı- lı bütçe tasansı muhalefet tarafmdan yaylım ateşe tutuldu. DSP Ankara Milletvekili Hikmet Lluğbay, bütçe rakamlannın ekonomideki gerçekler karşısında kabui ediiemez olduğunu vurgularken, "Ekonomiyickkli bir bunaiınıa iti\on>unu/" de- di. ANAP Samsun Milletvekili Biltekin Özdemir. hüküme- tin denk bütçe iddiastyla ortaya çıkarken, bütçe tasansında borçlanma maddesi koyduğnu anımsatarak. "Eğer hedeffcri gerçekleştiremesseniz. bu hükümetinizin iflası anlamına ge- lir'* dedi. DSP Ankara Milletvekili Gökiıan Çapoğiu. RE- FAHYOL'un, bedelsiz ithalat, karayoluyla hac ta$ımacılığı yön- tenıleriyle yandaşlanna rant dağıtmayı hedefledigini soyle- di. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 1997 bütçe yasa (asansının tümü üzerinde yapılan görüşmelerde, REFAH- YOL'un denk bütçe rakamlan masaya yatınldı. Muhalefet par- tileri, bütçede gelir rakamlannın 1 katrilyon lira şişirildiği- ni, harcarna tahmininin de 1 katrilyon lira düşüröldüğünü vurgulayarak, bütçenin "hayali" olduğunu belirttiler. DSP'li Ulugbay, diş ticaret ve cari işlemler açığının yük- sek oranlarda devam ettiğini vurgulayarak, "3 yd bu rakam- lar sürdürüfemez. 1997yılının ilerki aylannda ekonomi ciddi bir bunalınıa girt'bUir" dedi. 1997 bütçe rakamlannın 1996"ya göre yüzde 58.7 oranında arttığını belirten Uluğbay, •'Bütçe- deki rakatnlann gerçekçi olmadığının en açık göstergesi faiz ödemeleridir. Bütçeden > apüacak faizödemeleri yalnızca \ üz- de 23.7 oranında artnnimıştır** dedi. nın konuşmalan değiştirilerek tercüme edilivor. Yetkililerin. yabancı bankacılara. özeliikie Başbakan Necmettin Erbakan ve Maliye Bakanı AbdüliatifŞener'ın ko- nuşmalannın tercümelerine. veni istikrar önlemleri alınacağı. tasarruf programı ha- zırlanacağı yönünde nıesajlann eklendıği öğrenildi. Yetkihler. tercümelerdeki "küçük o>un- lan", hiç dış kredi bulamayan hükümetin 1997y ılı içindeen az8 ınilyardolarlık dıs, borca gereksınimi olduğunu vurgulava- rak açıklamava çalıs.tılar. Türkive'nin kredi notunu belirlemek üzere IMF yönetiminden çikacak raporu bekleyen uluslararasi risk değerlendirme kuruluşu Standard and PoorVun Türkiye için hazırladığı raporunda. RP'nin ANAP ve DYP arasındaki sorunlardan yararlana- rak hükümetegeldigi ve birerken seçime gıdcbileceği belirtildi. Raporda. ıç borç ödemelerininin yük- sekliğine dikkat çekilirken. hükümetin po- pülist politıkalarını sürdürdüğü kaydedil- di. Raporda avnca. hükümetin acil olarak istikrar önlemlerini içeren bir paketi uy- gulamaya geçirmemesi durumunda ulus- lararası pivasalarda venidengüvenkazan- masının zorlasacağına da dikkat çekildi. Raporda. Türkiye'deki büvük kuruluş- lann da kârlannın yarısından fazlasını iç borç kâğıtlannın faizinden elde ettiği be- lirtilerek, devlet borçlanma kâğıtlannın faizlerinin bu nedenle düşürülemediği sa- v unuldu. Raporda. Türkiye"dekidövizre- zervlerinin yüksekliginin de ülkeyegiren sıcak para olarak adlandınlan kısa vadeli spekülarıfdış borçlardan kav naklandığı. ih- raeattaki artışın ise ithalatın altında kaldı- ğı belirtildi. Hükümetin. dış kredi alabil- mesi için özeliikie uluslararası risk değer- lendirme kuruluşjannın Türkiye'nin kredi notunu düşürmemeleri gerekiyor. Koç-SA'ya yeşil ışıkEkonomi Servisi -Özel sektörün devleri Rahmi KoçveSakıp Sabancı.dış rekabete karşı kov mak için. **işbiriigine" yeşil ışık yak- tilar.Sabancı Holding Yö- netim Kurulu Başkanı Sa- kıp Sabancı. TÜStAD'ın yayın organı Görüş dergisı- nin "Türkiye'nin gelece- ginde(KOÇSA)gibi bir- liktelikler olabilir mi?" sorusuna verdiği yanıtta. -Bizde8 tane ortak \ar. Hepsi çok bü\ük firma- lar. Ben onlarİa ortak ol- muşunı. İşbirliği yapmı- şım, \apnıakta\ım. Her- kesle iş > apıp da ülkemde- ki firmalar ile mi vapa- mam? tcap edi\orsa. bu- rada da yaparım" dedi. Koç Holding Yönetim «.urulu Başkanı Rahmı Koç ise. öneelıkle Türk şirket- lennde "dünya ölçeğinde" ekonomik büşüklük. mali güç ve teknoloji bulunma- dıgından yakındı. Bu ne- denle Türk şirketlerinin glo- bal şirketler janında esa- mesinin dahi okunmadığı- nı belirten Koç, "Şimdi so- run, biz burada birleşir- sek, daha güçlü hale gelir miyiz? Bir tek şu bakım- dan gelebiliriz: Özel sek- törüyle devletiyle ve işçi- siyle işbirliği. el birliği, gönül birliği yaparak. dı- şa karşı rekabet edebili- riz" dedi. Türk Sanayicileri ve Işa- damlan Derneği Yüksek İs- tışare Konseyi eskı başkan- ları Rahmi Koç \e Sakıp Sabancı. TÜSlAD'ın gö- rüşlerini korkmadan dıle ge- tirmesi cerektıöini de be- lirttiler. TÜSİÂDgibiku- ruluşlann bugünkü şartlara uyması gerektıöini ifade eden Rahmi Koç. w TÜSl- AD gibi kuruluşlar kemik- leşemez. bir kalıpta kala- maz. Değişen şartlara u\- mak ve \aşamak mecburi- yetindedir. Nefes almak mec- buriyetindedir.O bakımdan TL'SİAD'ın mis\onunu bir daha gözden gecirmek ihti- .vacınışahsen hissediyonıın." Sakıp Sabancı ise "Göv- denin herhangi bir \erinde probiem varsa. kendini par- makla göstermez mi? Tl Sl- AD ülkenin bir parçasıdır. Türkiye'nin koşullan Tİ- -Sf.\D'a da adapte edilmiş- tir. Ülkede ne oluyorsa, bu, Tİ SL\D'da da olmaktadır- dedi. Ekmeğin yeni fiyatını 22 bin yerine 20 bin lira olarak açıklama karan aldılar Fırmcılardan zaııı indirimi Komili'den 'Müslüman kardeş ülke' uyansı Ekonomi Servisi -Türk Sanayicileri ve Işadamlan Der- neği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Halis Komili. "dış polirikada yeni açılımlar kapsamında görülen ülkcle- rin hiçbirinin, ne Türİdje'ye ekonomik model olma ne de ka> da değer bir iktisadi partner olma kapasitesine sahip bu- lunmadığı" görüşünü savundu. Komıh. TL'SİAD'ın yayın organı Görüş'ün son sayısın- da "Dış ekonomik ilişkiler ve dış poü- tika" başlığıyla yav ımlanan yazısın- da şu görüşleri savundu: "Türki_\e bu ülkelerle ilişkikrinde kendi rejimini örnek göstermek, libe- ral ekonomik v apısının >e çoğulcu de- mokrasinin kendisine sağladığı geliş- rnişlik dü/e\ini oıtava ko>mak>olunu seememiştir. Aksine, bir yandan" Müs- lüman kardeş ülke" dhttanımladığıofiK riter rejimlere övgüler düzerken bir yandan da geleneksel mürtefikJerinin ve istikrarlı pazarlannın bulunduğu Batı ile Ugili en düs- raanca sö/Jeri sarf edebifmiş. bu ülkelerin Batı düşmaıu söylemine ortak olabilmiştir. lluslararası camianın. çe- şitli iktisadi ve sivasi nedenlerle ihtivatlı bir mesafe için- de durduğu ülkelere yaklaştıkça, bunlarla ilişkilerini sık- laştinp onların şu veya bu yönünü kendisine model al- dikça, onlarla birlikte Batı düşmanlığı vaptıkça, Tür- kivc'nin Batı'nın bir müttefiki olarak kalması. serbest pivasa ekonomisine davalı Batı tipi çoğulcu demokra- tik bir düzen içinde gelişmesi gitgide güçleşecektir." HULYAGENÇ İstanbullufinncılar,yeni malivet hesaplanna yöneldi. Fırıncılar ekmek zammıııda "indirime" gitme karan aldılar. Tanm Bakanlığı'nın bug- day fiv atlannı dengelemek amaeıvîa gümrük- lerde "hastalıklıolduğu" gerekcesiyle beklet- tiği buğdayı pıyasaya süımesinin un fiyatlan- nı gerileteceğinı hesaplayan. istanbullu finn- cılar. yeni malivet hesaplanna yöneldiler. ts- tanbuî Fınncılar Odası. ekmeğin veni fiyatı- nı 22 bin lira yerine 20 bin lira olarak belirle- vecekleriniaçıkladı. Geçen hafta buğday. ma- ya ve akary akıta gelen zamlan gerekçe göste- rerek 250 gram ekmeğin fiyatını 22 bin liraya çıkaracaklarını duyuran Istanbul Fırıncılar Odası. buğdayın ucuzlaması halinde ekmek maliyetlerinin dedüşeceğini öngörüypr. Istan- bul Fırıncılar Odası Başkanı FahriÖzer. ha- len 18 bin lira olan ekmeğin fiyatının 20 bin lira olacağı mesajını verdi. Tanm Bakanlığı'nın. kamuoyundan gelen tepkilerkarşısında duyarsız kalamadığını vur- gulayan Özer. bakanlığın hastalık gerekcesiy- le gümrük kapılannda bekletilen buğdayın gi- rişine izin vermek zorunda kaldığına dikkat ce- kerek. bu şekilde piyasada oluşan spekülatif fi- yatların kontrol altına alındığını dne sürdü. Ekmek zammını keyfi olarak yapmadıklannı dile getiren Özer. "Buğdavda vaşanan vurgu- nu dile getirdik, kamuov unda bu olav bir haf- ta bovunca ses getirdi. İiâlâ da gfrirmeve de- vam ediyor. l nfiyatlanndatırnıanışdurdu. İle- riki günk'rde bugdavın tıcuzlamasını beklivo- ruz. Bu da maliyeri düşürecek" dedi. Bu şart- laraltında 22 bin lira olarak açıkladıklan ek- mek fiyatlannı 20 bin liraya düşürmeye karar verdiklerini bildiren Özer. "Kamuovunda va- zılanlann aksine bizler haksız kazanç peşinde koşmuyoruz" dıye konuştu. Özer, mava sek- törünü 4 firmanın elinde tuttufiunu ileri sür- dü. Maya sektöründekj tekelin fınncıyı ezip geç- tiğini ifade eden Özer, bir hafta içinde yüzde 25 zam gören mayanın kilosunun 100 bin li- radan 125 bin liraya çıktığım hatırlatarak. ma- ya sektöründe bulunan firmalann fiyatlar ko- nusunda en büyük pazar payına sahip olan Pakmaya'ya bağlı olduklarını iddia erti. Sek- törde zam yapmayan firmanın yaşama şansı ol- madığını ifade eden Özer."Maya sektöriinde- ki tekel geçmiş vıllarda fınncılar tarafından kurulan Maysan'ın iflasına neden olmuştu. Maysan mava fiv atlannı ucuz tutunca, sektör- deki diğerfirmalar.bir koli alana bir koli ma- yayı hedive etmişlerdi. Bu da Mavsan'ı batır- dı" diye konuştu. Mava üreten firmalan gizli zam yapmakJa da suçlayan Özer. firmalann ma- yanın gücünü dü$ürdüklerini iddia ederek. "Daha önce bir çuval unda yarun kilo maya kul- lanıvordıık. Mava üreten firmalar. mayanm et- ki gücünü sözbirliği edip azaltınca, bir çuval un- da 3 kilo kullaumava başladık" diye konuştu. Maya piyasasında tekel oluşturduklan suç- lamasını kabui etmeyen Pakmaya Hojding Yur- tiçi ve Yurtdışı Pazarlama Müdürü Ömer Ba- ruralp. iç piyasada kendilerinin dışında üç bü- yük grup bulunduğunu belinerek, "Avustral- ya ve Fransızgrup btzdendaha bü> ük. Yurt için- de ve v urtdışında bufirnıalarlarekabet edivo- ruz. Bi/irıı onlar üzerinde tekel kurmamız mümkün değil" dedi. Baturalp, finncıların her ekmek zammı ön- cesinde unculan vemayacılan suçladığını öne sürdü. Otomotiv sektöründeki kriz çalışanla işverenleri karşı karşıya getirdi 'Bedelsizin faturası işçiye çıkanldı'Ekonomi Servisi - REFAHYOL'un aldığı bedelsiz ithalat karannı ilk gün- den beri eleştiren otomotiv sanayici- leri çalışanlardan sağladıkları deste- ği kavbetme noktasına geldi. lstan- bul'da düzenlenen "bedelsiz ithalat" konulu panelde. hükümetin uygula- masını hemen "işci çıkarma" gerek- çesine dönüştüren işverenlersuçlan- dı. Devrimci Işçi Sendikalan Konfe- derasyonu (DİSK) Genel Başkanı Rıdvan Budak. otomotiv üreticileri- nin bedelsiz ithalatatepki göstermek için işçilerden destek ıstediğini ha- tırlatarak. "Ancak sektör sıkıntıya gi- rince. üretûnedevamedipkarlannıkıs- mak v erine. çalışanlan izne çıkartma >olunu seçtiler. Çalışanlar işverenegü- venmemekle haklıv dılar" dıye konuş- tu. Ticari Araç Fuan öncesi düzenle- nen "Bedelsiz İthalat Darbesi" konu- lu panelde konuşan Budak. otomotiv sektörünün kalite açısından son dere- ce zayıfolduğunu beürterek eski mo- dellerin üretildığını ve satış fıyatlan- nın da ithallere oranla daha pahalı ol- MOîOMOBkiIHAUTIDARBESIPANİ DİSK Genel Başkanı Budak otomoti\ sanav icilerini eleştirdi. İthalat tırmanıyor İthal otomobil satışlan ekım a> ında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 224 arttı. İlk lOavdaki artış ise yüzde 282 olarak gerçekleşti. İthal Otomobilleri Türkive Mümessilleri Dernegi'nden yapılan açıklamaya göre ekimde ithal otomobi! satışı 6 bin 627 olurken ilk 10 ayda bu rakam 38 bin 783 adedi buldu. Yerli otomobil satışlan ekimde yüzde 32 oranında geriledi. dıığunu vurguladı. Sanayicilerin ön- ce kendilerine çekidüzen vermeleri gerektigini ifade eden Budak. sana- vinın mutlaka korunması gerektigini belirterek. "Ancakbuemekeininezil- mesi pahasına olmamairdedı. İthal Otomobil Mümessilleri Der- neği Yönetim Kurulu Başkanıİlhan Çetinkaya ise bedefsiz ithalat karar- namesinin belirsizliklerle dolu oldu- ğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Tehlikeli bir oyun oyna- nıvor. Hükütemin bü\ ük ortağı RP, muhalefetteyken gümrük biriiğinin karşısındav dt REFAHVOL hüküme- ti kurulduğundan beri gümrük birli- ğinin Türkive"ye ne kadar kötü şe\- ler getireceğini ispatlavacak karariar alıvor. Korkanm üerde "Günırük bir- liği işte bövle olumsuz bir şcv' dene- cek ve bundan hükümetsorumlu ola- cak" Otomotiv Sanayicileri Demegi Ge- nel Sekreteri Ercan Tezer ise hükü- metin kaynak yaratmak için kaynak sağlayacak bir sektörü yaraladığını belirtti. Tezer. Almanya'da edindik- len izlenimlere göre bugüne dek sa- dece 200 civannda hesap açıldığını sövledi. ICONUK YAZARIHİLMİ DEVELİ (DSP Denizli Milletvekili) Bedelsiz ithalat Türkiye'yi araba çöplüğüne çevirecek B ilindiği gibi 6 Mart 1995 tarih ve 1/95 sayılı Avrupa Birliği ile im- zalanan gümrük birliği karan- nın 4. maddesi, sanayı ürünle- rinintaraflararasında "tarifeiçi"5. mad- desi ise "tarife dışı" engelleıie karşılaş- madan serbest dolaşımını öngörmek- tedir. Türk hükümeti bu nedenle karann 5. maddesine karşı bir bildirimde buluna- rak kullanılmış taşıt araçlarının serbest dolaşımını bir süre için kısıtiamak iste- miştır. Türkiye'nin bu haklı isteği, bildi- rim karan ile birlikte Avrupa Parlamen- tosu'nda onaylanmış ve 13 Şubat 1996 tarih ve 35 sayılı AB Resmı Gazete- si'nde yayımlanarak 1 Ocak 1996'dan itibaren yürürlüğe girmiştir. 31 Aralık 1995 tarih ve 22510 sayılı Resmi Ga- zete'de yalnız kullanılmış otomobiller için Bakanlar Kurulu tarafından 95/7614 sayn kararname ile "Bedelsiz İthalat Esaslar" yayımlanmıştır. 31 Aralık 1995 tarihli kararname ile; Yurtdışmda en az iki yıl ikamet etmek. ikarretgâhını Türkiye'ye nakletmek, ika- metgâh naklinden önce son giriş tari- hınoan en az 6 ay önce otomobili adı- na kaydettirip kullanmak. ithal izninin bir a/le öirimine verilebilmesi, iznin 5 yılda bir kez verilebilmesi, ithalatın ticari amaç- la yapılamaması ve otomobilin şoför dahn 10 kişiden az insan taşıyabilen araçarın ithal edilebilmesi gibi spesifik noktalara yeni düzenleme ile sınırlama getirilmemiş tüm bu yasaklamalar dev- re dışı bırakılmak istenmiştir. REFAHYOL hükümetince hazırlana- rak 24 Ekim 1996 tarihinde yürürlüğe gi- ren yeni bedelsiz ithalat rejimi kararna- me uygulaması ile ilk aşamada bir yıl için- de en az 100.000 adet kullanılmış oto- mobilin ithali söz konusu olacaktır. Almanya'nın 1 Ocak 1997 tarihinden itibaren katalrtik konvertörsüz araçlan tra- fikten men edecek olması, milyonlarca aracın konvertör takılmasının yüksek maliyeti nedeni ile belli bir bedel karşı- lerin Avrupa Birliği ve dünya pazarların- da rekabet şansını yok edılmeye mahköum edecektir. OysaAvrupa Biriiği'nin terk ettiği tek- noloji değil, Avrupa Birliği'nde ve dün- yada en son kullanılmakta olan tekno- loji ve makine ekipmanlannın ülkemize getirilmesi zorunludur. Türkiye bu bağlamda sadece RE- FAHYOL iktidan yandaşlanna peşkeş çe- kilen KOBİ teşvik politikalarını, uygula- ma yerine gerçek anlamda KOBİ teş- vik kredilerinı mutlaka uygulamaya koy- her kademedekı çalışanlann işsiz kal- masına. ülkede maddi ve sosyal çö- küntünün ve toplumsal çatışmaların oluşmasına yol açacaktır. Yan sanayide; Kararname otomotiv ana sanayini vurduğu gibi direkt olarak yan sanayi dal- lanna da darbeler indirecektir. gükrük bir- liğinden olumsuz olarak en çok küçük ve orta ölçekli kesim etkilenecek, hat- ta yok olacaktır. Bugün otomotivi sanayine ara mal üretilen 2000 dolayındaki küçük ve or- A Imanya'nın 1 Ocak 1997 tarihinden itibaren katalitik konvertörsüz araçlan trafikten men edecek olması, milyonlarca aracın konvertör takılmasının yüksek maliyeti nedeni ile belli bir bedel karşılığı çöplüğe atılması söz konusudur. Çıkanlan karamame ile Almanya'nın imdadına yetişmiş oluyoruz. lığı çöplüğe atılması söz konusudur. Çı- kanlan kararname ile Almanya'nın im- dadına yetişmiş oluyoruz. Hükümetin dört yaş sınınnda ısrar etmesi bunun açık göstergesidir. Çünkü 1993 yılından son- ra üretilen araçların tamamı katalitik konvertörlüdür. Ylne aynı kararnamenin (a) bendin- den kullanılmış makine ve ekipman ıt- haline de izin verilmektedir. Böylelikle ar- tık Avrupa ülkelerinin eski teknolojisi Türkiye'ye transfer edilecek bu eski tez- gâhlarda üretilen ürünlerle rekabet or- tamı yaratılacak. Böyle bir mantık, ül- kemizdeki küçük ve orta ölçekli işletme- malıdır. Bedelsiz ithalat rejiminin değişmesı ile ithal edilen otomobiller için KDV ve Ek Taşıt Alım Vergisi'nde, indirim öngören kararname otomotiv sanayine ve bu sanayiye üretim yapan küçük ve orta öl- çekli işletmelere büyük darbeler vura- cak, onanlması olanaksız tahribatlar ya- pacaktır. Otomotiv ana sanayinde; Otomotiv üretimi yapan 16 büyük iş- letme ile 2500 satış ve bakım servisinin faaliyetleri büyük ölçüde son bulacak- tır. Bu da yaklaşık 300.000 kişiye ve ai- lesine iş olanağı sağlayan bu sektörün ta ölçekli işletmede yeni teknoloji ma- kine ve donanım yenileme, kalifiye per- sonel eğitimi standardizasyon çabala- rı, toplam kalite güvence sistemi kurma çabaları, yurtdışına açılma, ortak yatı- rım gibi konularda çalışmalar hızla ya- pılırken bu kararnamelerle bu girişim- lere ve çabalara kot vuracak. binlerce küçük ve orta ölçekli işletme yok edil- meye mahk0um edilecektir. Bugün otomotiv endüstrisi başta ol- mak üzere diğer tüm sanayi kollanna par- ça imalatı ile büyük destek sağlayan, hat- ta ülke ihracatının büyük bölümünü tu- tan küçük ve orta ölçekli işletmelerin yok olması ülke ekonomisinin büyük yara- lar alması demektir. Geçmiş yıllarda, tekstil pazarında re- kabet ettiğimiz ülkelerin hurda tezgâh- larını alarak onlara finansman, bize de büyük zararlar sağladığımız unutulma- malıdır. Şimdi de kullanılmış otomobillerin ve makine ekipmanların teknik açıdan ne durumda oldukları, servis, yedek par- ça hizmeti. garanti gibi konuların ciddi sakıncalar doğuracağı, ülkemiz bir an- da "Hurda otomobil ve eski teknoloji ile üretilmiş makine, ekipman mezartığı- na dönüşecektir." Ülkemizin tüm kaynaklan seferber edilerek "girişimcıliğin fidanlığı" KO- Bi'lere gerçek anlamda teknoloji yeni- lemesi, makine, donanım ve ekipman yenileme kredilerini, işletme sermaye kredilerini, işletme ölçeği, kullanılan tek- noloji kapasite ve yarattığı katma değer- lerin ölçüt olarak ahnması, sanayileşme- nin temelini oluşturan bilgı ve teknolo- ji üretiminin önündeki engellerin kaldı- rılması, bilimsel düşünme ve üretime yönelik yeni ve canlı programların uy- gulamaya konulması, AR-GE çalışma- larına daha çok kaynak ayrılması, eği- tim ve üretimin kalitesinin yükseltilme- si, patent haklannın korunması, çalışan- lann iş güvencesinin sağlanması vb konular üzerinde durulması ülkemiz açısından büyük yararlar sağlayacak- tır. • IŞÇMN EVREMıVDEN ŞÜKRAN SONER Bir Sıçrar, İki Sıçrar... Beyazıt Meydanı'nda polis dün yine kuş uçur- madı. Vezneciler'den gelenlerin teke tek bile olsa Camialtı, Sahaflar'a doğru yürümelerine izin veril- medi. Neymiş efendim? Günlerdirsaldınlara uğrayan öğrenci gruplan, YÖK yıldönümünü de gündeme alarak kendilerine yö- nelik milliyetçi-dinci gruplardan gelen saldırıları, ik- tidar uygulamalarını protesto eden bir toplantı dü- zenlemek istediler. Milliyetçi-lslamcı gruplar, nerede ise polis koru- masında ve sağcı medyanın güçlü desteği arkala- rında, bütün üniversitelerde çeşitli saldırılardüzen- lemekteler. Saldırıya uğrayan kimi öğrenci grupla- rının suçları çok ağır! Yayın ve panolannda Eriba- kan ve REFAHYOL iktidarını eleştirmişler. Laikliği, Atatürkçülüğü şiddetle savunmuşlar. Her olayı bahane edip hemen her gün bir gös- teri düzenleyen milliyetçi-dinci gençlik istediği gi- bi eylem yapmakta, zaman zaman her tür vurucu- kırıcı araç da kullanarak saldırı düzenlemekte öz- gür. Bir gün önce kanlı katliamlardan sorumlu maf- ya babası, Interpol tarafından kırmızı bültenle ara- nan Abdullah Çatlı'n/n cenazesi, şehitlergibi bay- rağa sarılı, devlet töreni düzenlenmiş havasında ve gösterilerle kaldırıldı. Tekbir-allahüekber sloganla- n, kurt işaretleri bir arada Türk-lslam sentezi pe- kiştirilmeye çalışıldı. Ancak bu saldırıları kınayacak, hükümete çata- cak sol ve Atatürkçü çizgideki öğrenci örgütlenme- lerinin bir araya gelmesi, hele de olup biteni pro- testo edecek eylem yapması kesinlikle engellen- meli! Polis gücünü göstermeli! "Devlet-mafya-aşiret üçgeninin, devlet adına özel suç örgütünün kurulmasının gündemde oldu- ğu günlerde, polis-sağcı medya, milliyetçi-mukad- desatçılar el ele, gençler arasında taraf tutulmuş, birtarafa hep birden büyük haksızlıkyapılmış, bu- nun lafı mı olur" tepkinizi duyar gibiyim. Benimkisi iyimser bir saflık. Bakanların, üst ka- deme emniyet görevlilerinin. başbakan ve yardım- cılannınadlannınalabildiğinepisliğebulaştığıbiror- tamda, sıradan devlet görevlisi polislerin biraz da- ha tarafsız, devlet görevlisi gibi davranmaya çalı- şacaklannı ummuş olmalıyım. Erbakan-Çiller ikilisinin, REFAHYOL iktidarının, -hele de rüşvetli son yerel seçimler- gensorunun güvenoylamasına dönüşmesi olaylarından sonra, uzun soluklu, kalıcı iktidar oldukları izlenimini ya- rattıklarını atlamışım. Yıllardır milliyetçi ve mukaddesatçıların kadro- laştırılmasına özen gösterilen ve onların mafyaya bulaşmalan ile bağlantılı olarak kirlenen polis örgü- tü, Erbakan-Çiller ikilisinin, REFAHYOL iktidarında tam da bu saydıklarımızın bütünleşmesini, iktida- rını, gücünü gördüklerini unutmuşum.. Yukarıdakiler böyle bir tablo çizer iken hangi aşağıdaki kadrolarda görevli müdür ve şefler, ta- rafsız, dürüst devlet görevlisi rolünü oynamayı se- çebilir? Üstüne üstük, kendileri de aynı eğilimler için- de iken. Erbakan-Çiller ikilisi için ise daha önceki sayısız skandal, yolsuzluk, vurgun, rüşvet, siyasi ve birey- sel kirlilik adına "Daha kötüsü olamaz, bu sefergi- derler" dedirten olaylan atlatıp unutturmanın gü- vencesi var ne de olsa. Eh, trafik kazası sayesinde ortaya çıkan bu son "rezaletin rezaleti olay da geçiştihlir" diye bakılı- yor. Erbakan-Çiller ikilisi, soluklannı tutmuş, işi ka- zası belasız atlatmayı, koalisyon iktidarını bir kez daha sıyırtmayı bekliyorlar. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar. Bu kez de sıçrar, at- latırlar mı dersiniz? Tabii ki benim, sizin, bizim, özeliikie ve öncelik- le de toplumsal dinamiklerin, örgütlenmelerin, sen- dikalann, muhalefetteki siyasi partilerin ne yapacak- lanna, ne kadar susup seyredeceklerine bakar. Türkiye'nin en temel sorunu, onların yaptıkları- nın yanlarına kâr kalması. bu değil mi ki? Bu ne- denle de rezaletin boyutuna bakıp da "sıçrayıp, sıçrayamayacaklanna", "iktidahannınsüresine"bir karar veremiyoruz. Bilebildiğimiz, tahmin edebildiğimiz. herikisinin de gidişlerinin bir daha dönememek üzere, siyasi kariyerlerinin bitmesi ile noktalanabileceği. Kesin olan şu ki, ne Menderes'ler gibi sonradan efsane olmak. ne Demirel'ler gibi, ki o grubun içine daha önce Erbakan da girmişti, gidip gidip yine gelme şansları olmayacak. Sanayi üretimi hız kesti ANKARA (AA) - Sana- yi üretimi. dokuz ayda yüz- de 5.5. eylül ayında ise yüz- de l .9 oranında artış göster- di. Toplam sanayi üretimi geçen yılın 9 ayında yüzde 8.3, eylül ayında ise yüzde 5.9 oranında artmıştı. Dokuz ayda sektörel baz- da üretim artışı ise imalat sanayiinde yüzde 4.7. ener- ji sektöründe vüzde I0.2. maden sektöründe ise yüz- de 6 oldu.' Dokuz ayda imalat sana- yii alt sektörlerinde ise en yüksek üretim artışı yüzde 20.5 ile makine sanayiinde gerçekleşirken. bunu yüzde 9.6 ile metal ana sanayii, yüzde 6.1 ile mensucat sa- nayii. yüzde 2 ile gıda sa- nayi ve yüzde 4.3 ile taş toprağa dayalı ürünler sana- yii izledi. Buna karşılık kâğıt ve basım sanayiinde yüzde 31.2, kimya sanayiinde de yüzde 0.7'lik bir gerileme oldu. Eylül ayında. sanavi- de ortalama üretim artışı yüzde 1.9 oranında artar- ken sektörel bazda üretim, imalat sanayijnde vüzde 0.1. madencılik sektöründe vüz- de 23.6 oranında. enerji sek- töründe de yüzde 6.1 oranın- da artış gösterdi. Enerjide umut Ortadoğu ortaklığı ANKARA (AA)-Ener- ji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanı Recai Kutan. elektnk enerjisi alanmda Türkiye, Suriye. lrak. Crdün ve Mı- sır arasında kurulması ön- görülen Ortadoğu enter- konnekte enerji sistemine işlerlik kazandıracak gö- rüşmelere katılmak üzere. bu sabah u Ata" özel uçağı ile Şarrfa gitti. Recai Kutan. Şam'a git- meden önce Esenboğa Ha- vaalanı'nda yaptığı açık- lamada. ortak enerji pro- jesinin tamamı için yakla- şık 500 milyon dolarlık bir yatınm vapılacağını vebu sayede 2 bin 300 megav at- lık eneni tasarrufu sağla- nacağını sövledi. "Yarii bunun anlamı 500 milvon dolarla sanki 2 bin 300 megavat kapasiteli bir santral kurmuş olacağız. Bu, normal bir vatırımın üçte biri fîyatına denk gel- mektedir" diyen Bakan Recai Kutan. olayı örnek- le açıklarken. lOÖOmega- vat güçte bir santral kuru- lacak olsa bunun inşama- liyetinin aşağı-yukan 600 milyon dolan bulduğunu anlartı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear