22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23KASIM1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Bu yılın ilk çeyreğinde ihracatın ithalatı karşılama oranı son 10 yılın en düşük seviyesine indi Dış ticaret alarm veıiyorVNKARA (Cumhuriyet Bii- rosı) - Türkıye. 1996 yılının son ayra girerken, dış ticarette 1994 ba- şırda yaşanan ekonomik krizın ari- fesmdeki tabloyu anımsatır geliş- meler yaşıyor. Gecikmelı olarak açıklanmakta olan dış ticaret veri- lerıre göre. bu yılın ilk çeyreğin- • de ırracatm ithalatı karşılama ora- nı son 10 vılın en düşük seviyesi- ne ır.di. îthalatın artış hızı, ihracat artışının 2.5 katına ulaştı. Ocak-mart dönemındeki üç ay- Iık ıhracatın 5 milyar 501.7 milyon dolar, ithalatın ise 9 milyar 45? milyon 184 bın dolar düzeyinde gerçekleştigı bıldirildi. De\ let Jstatıstik Enstitüsü'nden (DtE)vapılanaçıkJamayagöre. bu yılın Ocak-Mart döneminde, ge- çen yılın aynı dönemıne oranla. ihracat yüzde 15.7 artarken, itha- lattaki artış yüzde 37.9'a ulaştı. Lç ayda. dış ticaret açıği ise ge- çen yılın aynı dönemine göre yüz- de 88.4 büyüyerek 2 milyar 97.4 milvon dolardan 3 milvar 951.4 • Gecikmeli olarak açıklanmakta olan dış ticaret verileri uyannca 1996 yılının Ocak-Mart döneminde 5.5 milyar dolarlık ihracata karşılık 9.4 milyar dolar ithalat gerçekleşti. Aynı dönemde ihracat yüzde 15.7 artarken, ithalattaki tırmanış yüzde 37.9'a ulaştı. Dış ticaret açığı yüzde 88 yükseldi. İhracat tthalat TicAçjğı Karştlama Oranı fh) 0 Dış ticaret verileri (miiyon $) vm 1665.9 2473.9 -817.9 66.9 Mart 1996 1999,4 3643.6 1644.2 54.9 Değişim yüzde 20.7 47.3 101.0 Ocak-Mart 1995 4756.3 6853.7 -2097.3 69.4 Ocak-Mart 1996 5501.7 9453.2 -3951.4 58.2 Değişim yüzde 15.7 37.9 88.4 milyon dolara yükseldı. ithalatın ih- racaftan daha fazla artması nede- niyle. geçen yıl Ocak-Mart döne- minde yüzde 69.4 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, buyıl yüz- de 58.2'ye genledi. DtE verilerine göre, yüzde 58.2'lik ihracatın ithalatı karşılama oranı. Ocak-Mart dönemleri itiba- riyle 1987'den itibaren buyıla ka- darki süre ıçınde en düşük düzey oldu. 1987-1995 döneminde, Ocak- Mart itibanyle ihracatın ithalatı karştlama oranı, enyüksek yüzde 84.5 ile I989'da. en düşük yüzde 62.2 ile 1993 yılında gerçekleşti. Ocak-Mart döneminde fınan- sal kiralama yoluyla yapılan itha- lat da, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde46.3 azalarak, 86.4 mil- yon dolardan 46.4 milyon dolara ındı. DİE verilerine göre mart ayın- da, I milyar999.4 milyon dolarlık ihracat. 3 milyar643.6 milyon do- larlık da ithalat yapıldı. Martta. geçen yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 20.7 artarken, ithalattaki artış yüzde 47.3 oldu. Söz konusu ayda dış ticaret açığı yüz- de 101 artarak 1 milyar644.2 mıl- von dolara vükselırken. ihracatın it- halatı karşılama oranı yüzde 66.9"dan yüzde 54.9'a ındı. Ocak- Mart döneminde. geçen yılın aynı dönemine göre yatınm maddeferi ithalatı yüzde 71.6 artarak 2 mil- yar 698.2 milyon dolara, tüketım maddeleri ithalatı ise yüzde 53.1 ar- tarak 1 milyar 316.5 milyon dola- ra vükseldi. DİE \enlerine göre. üç aylık it- halat içınde, yatınm maddeleri- nın payı yüzde22.9'dan 28.5'e, tü- ketim maddelerinin payı ise yüz- de 12.5 tlen 13.9"a çıktı. Bu dönemde hammadde ithala- tı \üzde 23 artarak. 4 milvar 422 milyon dolardan 5 milyar 438.4 milyon dolara çıktı. Hammadde it- halatının geçen yıl y üzde 64.4 olan toplam ithalat içındekı payı. bu yıl yüzde 57.57'ye genledi. Yatınm maddeien ithalatı ıçin- de en fazla ithalat artışı. yüzde 2 bin 380.3 ile hayvancılıkta oldu. Geçen yıl 3.9 milyon dolar olan hay\ancılık ithalatı. bu yıl üç ay- da 99.1 milyon dolara ulaştı. Tüketım maddeleri ithalatı ise 859.6 milyon dolardan 1 milyar 316.5 milyon dolara çıktı. DİE venlenne göre, Ocak-Mart döneminde. AB'ye yapılan ihra- cat y üzde 9.8 artarak 2 milyar 728.6 milyon dolara vükselırken. aynı dönemde AB ülkelerinden ithala- tın yüzde 59.2 artarak 4 milyar 866.5 milyon dolara ulaştığı belır- lendi. thracattaki yavaş artış nedeniy- le AB'nin toplam ihracattaki payı yüzde 52 2"den yüzde 49.6'ya ge- rilerken. toplam ithalat içindeki payı. y üzde 44.6'dan y üzde 51 5"e çıktı. Geçen yılın Ocak-Mart dö- neminde. AB'ye 2 milyar 484.2 milyon dolarlık ihracat. bu ülke- lerden 3 milyar 56.2 milyon dolar- lık ithalat yapılmışti. Geçen yıl 572 milyon dolar olan AB ile dış ticarette \enlen açık. bu yıl yüz- de273.7 büyüyerek2 milvar 137 9 milyon dolara ulaştı. Ocak-Mart döneminde, OECD üyesi olmayan ülkelere ihracat yüz- de 21.6 artarak 2 milyar 126.9 mil- yon dolara yökseldı. Bu ülkeler- den ithalat ise. yüzde 15.1 arttı\e 2 milvar 939 milyon dolardüzeyin- de gerçekleşti. Yasanın ek geçici maddesindeki 2 yıllık süre sona erdi ve hazırlık bitirilmediği için satış hükmü geçerliliğini yitirdi Kamu bankalarının satısı hayal olduEkonomi Servisi - Özelleştirme uygulamalanna 1997 yılında ağırlık veımeyı hedefleyen REFAHYOL hükümeti. Etibank, Denizbank ve Anadolu Bankası dışında diğer kamu bankalanna dokunamayacak. 27Kasım 1994 tarihınde yürürlüğe gıren 4046 sayılı Özelleştirme Yasası'yla "kamu bankalarının özelleştirilmesi için gerekli ha/ırlıkların iki y ıl içinde tanıamlannıası gerektigini" hükme bağlayan maddenın ueçerlılıâi dün sona erdi. REFAHYOL'un kamu bankalannı özelleştirebilmesi için yenı bır yasal dıizenleme yapması gereğı doğdu. Özelleştirme îdaresi'nden alman bilgiye göre söz konusu sürenın uzatılması ile ilgili hazırlanan taslak ise halen Meclis'te beklıyor. Kamu bankalarının en kısa sürede özelleştirilecegini ileri süren REFAHYOUun önünde artık yasal engel de var. 4046 sayılı kanuna göre kamu bankalannın özelleştirilmesi ile ilgili hazırlık • 4046 sayılı kanunun geçici ek maddesi. kamu bankalan ile ilgili özelleştirme hazırlığının iki yıl içinde tamamlanmasını öngörüyordu ve bu süre dün doldu. • Etibank ve ondan türetilen iki bankanın dışında, hiçbir bankanın satışı ile ilgili işlem başlatılmadığı ve hatta özelleştirme kapsamına dahi alınmadığı için. hükümetin gelecek yıl yeni bir yasal düzenleme olmaksızın başka bir kamu bankasını özelleştirme olanağı kalmıyor. çalışmalannın kanunda tanınan iki yıl içinde yapılamaması bir yana, kamu bankalan özelleştirme kapsamına dahi ahnamadı. Yetkililer kamu bankalannın özelleştirme Kamu bankalarının özelleşfirilmesi bir başka bahara kaldı. çalışmalannın artık söz konusu yasaya göre yapılamayacagına dikkat çekerken, özelleştirme çalışmalarV için yeni t>ir kanun ya da düzenlemeye gerek olduğunu dıle getiriyorlar. Hatırlanacağı üzere Özelleştirme Kanunu'nun geçici 3. maddesıyle birlikte Merkez Bankası, Ziraat Bankası. Halk Bankası %e E\ımbank hanç diger kamu bankalarının özelleştırilmeye hazırlık işlemleri kanun yüriirlüge gırdıği tarihten itibaren, iki yıl içinde tamamlanması hükmü getırilmıştı. Buna göre kamu bankalannın özelleştirilmesi ıçın yapılması gereken hazırlık çalışmalannın tamamlanması için tanınan süre dün sona erdi. Ancak halen 5 May ıs 1994 tarihınde Yüksek Planlama Kurulu karan ile özelleştirılmesine kararverilen Etibank dışında özelleştirme kapsamında başka bir kamu bankası bulunmuyor. Bakanlar Kurulu kararı ile geçen ay Etibank'tan olusturulan Anadolu \e Denizbank özelleştirme kapsamındaki Etibank ile birlikte 18 kasımda ÖİB tarafından blok olarak satışa çıkanldı. Bugüne kadar yalnızca Sümerbankın özdleştirilmesini gerçekleştiren Özelleştirme tdaresi'nin de kamu bankalan arasında Etibank dışında herhangi bir bankanın özelleştinlmesi için bır çalışması bulunmuyor. Özelleştirme Idaresi'nin yakın dönemde özelleştirme kapsamına almayı planladığı kuruluşlar arasında ise hiçbir kamu bankası yer almıyor. İSO Meclisi'nde sanayiciler REFAHYOL'u eleştirirken, Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi uyardı 6 Yıl somında Türkiye'nin başı ağrıyacak' İSO Başkanı Kavi. Ekonomi Servisi - lstanbul Sa- nayi Odası'nın (İSO) kasım ayı mec- lıs toplantısında toplam kaltteyöne- timi ve sanayide kalite konusunu ele alan sanayiciler. yine REFAH- YOL hükümetınin yüzünü Doğu'- ya ve Islam ülkelerine çeviren yak- laşımını eleştrrdiler. 1996 yılı so- nunda Türkiye'nin cıddi sorunlarla karşılaşacağını savunan İSO Yöne- tim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi, Avrupa Bırliği ile ilişkilerde yetersiz kalındığını ve plansız-prog- ramsız davranıldığını söyledi. İSO Meclis üyelennden Atiİla Kuzu- can ise. Iran Sanayi Bakanlığı yet- kililennce kendısine ML'SlAD ka- naiıyla Türkiye ile ortak oda kurma ginşıminden sözedildiğini bildire- rek. sanay ıcilen dıkkatli olmaya ça- ğırdı. ML'SİAD yetkilileri iseaçık- lamanın yanlış anlamadan kaynak- landığını savundular. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi, mecliste yaptığı konuşmada. kalite yönetıminin bir anlayış olduğunu. bu anlayışın yer- leşebilmesı için de kaliteve inan- mak gerektigini söyledi. Kavi. "Kurtlar sofrasında re- kabet edebilmek içı'n sanay ide ol- duğu kadar toplumda da kalite şart" dedı. Kav ı. bu konudakı şikâ- yetlerinıde dile getırdı "Türkiye, GB hedefi yerine AB'ye tanı üye- liği hedefleyip mücadele etseydi bugün AB'nin Türkiye'ye karşı yerine getirmediği o sembolik ma- liyardım yerine daha farklı şey - ler konuşabilirdik" dıyen Kavi. 1996 sonunda Türkiye'nin çok cıd- di sorunlarla karşı karşıya kalaca- ğını söyledi. Hükümetin son kaynak paketını de eleştiren Kavi. şunlan söyledi: "Biz Brükserin 24 genel müdür- 'Bedelsiz' 2. kez Danıştay'a gidiyor Ali thsan tlkbahar. Otomotiv Sanayi Derneğı ve Koç Holding Otomobil Grubu Başkanı Ali İhsan llkbahar;ağustosayındaçıkan Bedelsiz İthalat Kararnamesi'nin yurt- dışındakilerin yanı sıra yurtiçindeki ki^ılere uygulanmasının iptali için de ikinci kez Danıştay 'a itirazda buluna- caklannı belirtti. Ali İhsan llkbahar. hükümetin be- delsiz ithalat karanndan sonra yerli üre- ticileri \e yan sanayicileri hiçe saya- rak yeni bir kararname çıkarmaküze- re olduğunu söyledi. Üçüncü Dünya ülkelerinden yapı- lan ithalattaki yüzde 30'luk vergiyi, yüzde 10 "a indırecek olan kararna- menin Bakanlar Kurulu'nda bekle- mekte olduğunu ifade eden Ali İhsan llkbahar. "Hükiimet Güney Kore firması Hyundai'nin montaj fab- rikası için bu kararnameyi çıkar- mak istiyor" diyerek kararnameyi. yan sanay icileri felakete sürükleyecek bir karar olarak niteledi. lüğü ile i\i bir koordinasyon için- de içli dışlı olacağımıza, vergi af- (arıyla uğraşıyoruz. Toplam kali- te anlayışında «öre\ vardır, yelki vardır. sorumluluk \ardır, dene- tim vardır. Haksız rekabete \ol açacak uy gulamalara yer yoktur. V'ergisini ödeyen dürüst mükelle- fi mi koruyacağız, yoksa sistem dışında kaİmayı adet haline ge- tirmiş olanları mı?" Toplantıyadavetlı olarak katılan Netaş Genel Müdürü Tanju Argun da toplam kalite yönetiminın bır ya- şam bıçimi olduğunu belirterek. ka- lıteyi yakalamak için bütün üretıci güçlerin alınan kararlara dahil edil- mesı gerektiğını söyledi. İSCİNİN EVRENtVDEN ŞÜKRAN SONER Özelleştirilen Güvenlik Çiller'in ilk sivrilmeye başladığı günlerde, kendisini yakından tanıyan Boğazıçili arkadaşlannın "Istedığini elde etmek için yapmayacağı yoktur" tanımlamasının tam bilincine varamamış, doyumsuzluğunun ne boyutlara varabileceğini düşünememışız. Çiller ve çevresi, yeri geldi mi önlerinin kesilmesinden yeterince özelleştirme yapama- maktan yakınırlar. Gözlerıni toprak doyursun. Özelleştirmenın mimarı ülkelerin hangisınde devletin silahlı savunma gücü boyiesine özelleştırilebılmiştir? Çiller bir kolu ile Sedat Bucak'ın kımliğınde aşiretleri, diğer kolu ile Abdullah ÇatJı'nın kimliğinde ülkücü tosunları bağr/na basıyor. Devletin güvenliğini, özelleştirilmış güçlere teslim ettiklerini ilan ediyor. Dahası toplumdan bunun onaylanmasını istiyor. Dünyanın birçok yerinde, kimi çirkin işlerin sorumluluğundan devleti uzak tutma adına, devlet güçlerinin yanında yasadışı örgütlere başvurulduğu, güvenliğin özel durumlarla sınırlı özelleştirildiği olaylar yaşanmakta. Ancak devlet güvenliğinin böylesine özelleştırilmesınin, yasadışı suç örgütlerine teslim edilmesinin resmen savunulduğu bir başka örneğının yaşandığını bılmıyor, yaşanabileceğine de inanmak ıstemiyorum. Çiller'e, onun dediklerını onaylamakla, papağanlığını yapmakla sorumlu DYP'lilere, faili meçhuller, çeşıtli katilamların sanığı olmak, mafya ilişkileri, uyuşturucu kaçakçılığı sabıkaları.. vız geliyor. "Millet uğruna, ülkeuğrvna, devlet uğruna kurşun atan ya da yiyen herzaman saygıyla anılır; onlar şereflidirler" fetvası veriliyor. Eh zaten ülkücü tosunlarda hep "Kendimiziçin bir şey istıyorsak namerdiz. Ne yaptıksa vatan, millet, devlet aşkına yaptık" diyorlar. Türkeş'ten Yazıcıoğlu'na, Ağca'ya kadar uzanan bir halkada, ülkücülüğü yol seçmiş, kendilerini "devlete, milleteadadıklannı" söyleyen çok sayıda eski, yeni ülkücünün. biraz panik, biraz da haksızlığa uğradıklan duygusu içinde söyledikleri, anlattıklan ise Çiller'in bizden "saygıyla, şerefle" anmamızı istediklerinin, devlet adına neleryapmış oldukları ve hâlâ da yapmak ıstedikleri hakkında yeterince kanıt sunuyor. Eski MİT üst görevlileri bile televizyonlara çıkıp işsizliğin kol gezdıği, açlığın egemen olduğu Güneydogu'da, aştretlerin binlerce üyesıne "korucu" sıfatı ile büyük paralar akıtılmasmın, çok büyük ölçülere varan silah gücünün verilmesinin, barış açısından tek başına çok büyük sakınca haline dönüştüğünü anlatmayaçalışıyorlar. Kürt sorununun çözümlenmesi, Güneydogu'da barışın sağlanmasının, bu türden örgütlenmelerin çıkarları ile çatıştığını, sonuç olarak bu güçlerin çözümü engelleyecek eylemler ıçınde olacaklarını, çok tehlikeli bir büyük güç haline geldiklerini açıklıyorlar. Daha cesur olabilenler, halka yönelık terör, düşmanlık, savaş kışkırtıcılığının, uyuşturucuya kadar uzanan her tür kaçakçılığın, kirli iş\er ve cinayetlerın bu gızli yasadışı, devlet içinde devlet olmuş örgütlenmelerle ilişkilerini çeşitli örneklerle anlatıyorlar. Çok daha ilginci, en çok belge ve suç örgütlen- melerine kanıt, ünlü ülkücü liderlerin açıklamalarından çıkıyor. Dışlanmak, harcanmak istenmenin öfkesi ve panığinde, postlarını ucuza satmayacaklarını duyurmanın telaşında bol bol konuşuyorlar. Şu trajikomikliğe bakın ki Mesut Yılmaz kendisine saldırı sırasında tek kelime Türkçe konuşmayan, sadece mınldanan kişinin biryabancı tetikçi olabileceği mantığını yürütürken, 40 kadar ülkücü, pek çok yasa dışı eyleme bulaşık kışi, "Ben yaptım" diye kendi kendisı için ihbarda bulunuyor. Çatlı'dan hesap sormaya kalkışmasının, süper kamyon çarpması ile patlayan çıbandan akan cerahati temizleme eğiliminın bedelinin çok ağır olacağı uluorta ilan edilıyor. Mesut Yılmaz'ın burnunda patlayan yumrukla uluorta bir ulus tehdit edilip şantajla sindirilmek, susturulmak isteniyor. 60 küsur milyon insana birden "Özelleştirilmiş güvenlik güçlerine, devlet içindekiyasadışı örgütlenmeye, işlenen cinayetlere, kirli işlere ve büyük çıkarlara.. karşı çıkmaya kalkarsanız, devletin güvenliğinin yasal devlet güçlerine teslim edileceği bir düzen için savaşım vermeye çalışırsanızsizın ıçın iyiolmaz. Gözünüzün yaşına bakmayız..." deniliyor. Çiller-'in, Bucak'ın. ölen Çath'da simgeleşen ülkücü tosunlann bu şantajlarına koskoca bir devlet, 60 küsur milyon ınsan boyun eğecek mi? Güvenlik güçlerinin böylesi özelleştirifmesine izin verilecek mi? YÜRTİÇİ-NDE VE D1ŞINDA TA1NIT1LACAK Bedelsiz ithalatta reklam kampanyası !• Bedelsiz ithalata ilginin arttınlması amacıyla . ;başlatılan reklam çalışmalan gazete, TV, broşür, afiş ve bilboardları kapsıyor. Reklam kampanyasının bütçesinin 200 milyar lira olarak ;öngörüldüğü belirtiliyor. Ekonomi Senisi - REFAHYOL hükümeti, bedelsiz otomobil ithalatında beklediği ılgiyi bulamayınca büyük bır reklam kampanyası başlattı. Yurtdışında yaşayan Türkler ve yurtiçindeki döviz tasarrufu sahıplerinden kullanılmış otomobil ve makıne ithalatı hakkı için bugüne kadar Ziraat Bankasf na toplam 3 bın civannda 50 bın marklık hesap açıldı. Bırinci Kaynak Paketi'nin açıklanmasının ardından başlayan kararla. şımdiye kadar ancak 162 milyon mark toplanabildi. Bedelsiz ithalata ilginin arttınlması amacıyla başlatılan reklam çalışmalan gazete. TV broşür. afîş ve bilboardlan kapsıyor. Reklam kampanyasının bütçesinin 200 milyar lira olarak öngörüldüğü belirtiliyor. Yurtiçı ve yurtdışı olmak üzere iki koldan yürürülen reklam çalışmalan 15gün devam edecek. Reklamlar Türkiye'de dergi ve radyolar dışında gazete ve televizyon kanallannda yer alacak. Aynca gazetelerin Avrupa baskılanyla da anlaşmalar yapıldı. Reklamlar ise tüm ulusal televizyon kanallannda yayımlanacak. Almanya ağırlıkh Yetkililer. yurtdışındakı reklam çalışmalannda Almanya'ya ağırlık verildiğini fakat gazetelerin Avrupa baskılan ve televizyon yayınlannın uyduyla izlenebilırliği nedeniyle Avrupa'da yaşayan bütün Türklere ulaşacaklannı ümit ettiklerini ifade ediyorlar. Aynca Ziraat Bankası'nın yurtdışı temsilciliklerinde de broşür ve afişlerle tanıtımlar yapıldığı belirtiliyor. Ekmek 66 yıl içinde 1.5 milyon kat zamlandı Otomobiralmak ıstıyorsanız. —*-—Esbank'a ğelın! tSTANBUL (AA) - tstanbul'da özellıkle dar gelirli sofralarının baş tacı olan ekmeğin fiyatı tane olarak 66 yıl içinde 300 bin kat. kılogram bazında ise yaklaşık 1.5 milyon kat yükseldı. Fınncılara yönelik olarak hazırla- nan 'Ekmek' adlı aylık dergıde yer alan verilere göre kenrte 1930 yılın- da 1282 gram olarak tüketıcıye su- nulan ekmek. sadece 6 kuruştan sa- tılıyordu. Günümüzde ise satış fiyatı tane bazında 300 bın kat artan, gramajı ise yaklaşık 5 te bırin altınadüşürülen ek- mek. kentın büyük bölümünde tüke- ticiye 18 bin liradan ulaşıyor. Ekme- ğin fiy atındakı artış kılogram bazın- da değerlendinldiğinde ise 66 y ıl ön- cesınin yaklaşık 1.5 milyon katını buluyor. Bıîarada 1941 yılından 1959yılı- na kadar geçen 18 yıl içinde ekme- ğe hıç zam yapılmaması da günü- müz ınsanı için inanılması zor bır olay. Ekmekte son ıstikrarlı dönem. 1960-1970 yılında ise ekmek-lira'ile tanıştı ve 400 gram ekmek 1 liradan satılmaya başlandı. Bu tarihten iti- baren ekmek. hemen her y 11 hatta ba- zen yılda üç kez zamlandı. Istanbul'da birsüredir 18 bin lira- dan satılan 250 gram ekmeğin fiya- tı, hükümetin isîemi doğruîtusunda bazı fmnlarda 15 bin lıraya düşürü- lürken. fınncılann büy ük çoğunluğu maliyetı kurtarmadığı gerekçesıyle îndirimde gramaj oyunu CENGİZ DEMİREL SİNOP- Başbakan Necmettin Erbakan Sinopluların ekmeğıy- leoynadı. Sınop'ta dün sabaha ka- dar 400 gr. ekmek 20 bın liradan satılırken fınncılar. kendi aralann- da aldıklan bir kararla ekmek fi- yatını 15 bın liraya. gramını da 250"ye düşürdüler Böylece Si- noplulardüne kadar kilosunu 50 bın liradan yedikleri ekmeğı 60 bin liradan yemeye başladılar. Fınncılar "Başbakan dedi, biz yapük" şeklinde bır savunmaya sa- nlırken Sinop Esnaf ve Sanatkâr- lar Odası ise yetkinın kendilerin- de olduğunu hatırlatarak 400 gr ek- meğın 20 bin liradan satışına de- vam için valilik ve belediyeyey a- zı gönderdiklerıni söylüyor Erbakan'ın bir süre önce "Tüm yurtta ekmek 15 bin lira olacak" şeklmdeki tutumunun. başkasın- da olan yetkinin hukuk dışı kullanımı olduğu ortaya çıktı. 507 Sayılı Es- naf veSanatkârlarKanunu uyannca illerde fiyat belırleme yetkisı Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliğı'nde bulunuyor. 507 sayılı yasaya ilişkın Sanayı ve Ticaret Bakanlığf nın 11.6.1991 tarihınde hazırladığı yönet- meliğın ikinci kısım 4. maddesi fiyatlann odalarca hazırlandıktan son- ra odanın baglı bulundtığtı Başkanlar Kurulu'nun onayı ile fiyat tarife- sinın yürürlüğe gıreceğıni hükme bağlıyor. Başbakan, Sinop Beledivesi \e fi- yat belirleme yetkisi olan esnaf odasını karşı karşıya getirdi. Dûşlediğiniz otomobile Esbank Express Taşıt Kredisi ile kavuşun. Uygun ödeme koşullanndan siz de yararlanın. üfet 3 a y 3S2.4D.2i; 6 a y 220.4312» KtadMTMoı 9 ay 1S4.2S4.59S tT«tariun(3 12 ay 137.02151)9 .000.000.» 18 ay 115.739.675 24 ay 1M.4&2N Ayrıntılı bılgı Esbank Bıreysel Kredıler Bölûmû ((0212) 243 25 49] ve tüm Esbank şubelerınde.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear