23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 1996 PERŞEMBE 12 HABERLER Sansüre ortak metin hazırlığı• Hükümet ortaklarının çalışmasında, basındaki tekelleşmeye engel öngörülürken. "yalan haber ve devlet itibannı zedeleme" gerekçeleriyle kısıtlamalar da korunuyor. Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk. güdümlü basın yaratmakla suçladığı medya patronlannın. yeni düzenlemede. birden fazla gazete sahibi olamayacağını söyledi. Koalisyon ortaklan. her iki parti tarafından a\ n ayn hazırlanan v e tartışmaya neden olan basın \NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Basına kısıtlamalar getiren düzenleme konusunda ortak çalışma yürüten RP ve DYP'nın hazırladığı rnetinde. tekelleşmevı engelle\en hükümlerin yanı sıra "yalan haber ve devlet itibannı zedeleme" gerekçesiyle öngöriilen cezalar da \erini koruyor. RP Grup düzenlemeleri konusunda ortak çalışma yapmaya başladı. RP Grup Başkamekili Oğuzhan Asilfürk dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, medya patronlanna yüklendi. Kişisel sorunlan olmadığını vurguladığı medya patronlannı güdümlü basın yaratmakla suçlayan Asiltürk, "Yeni düzenlemede sermaye oranlan belirlenecek. Patronların görüşlerini de aldık. Haklıiık paylan varsa değerlendirilir" dedi. Basının kendi içinde otokontrol mekanizmasını kuramadığının anlaşıldığını öne süren Asiltürk, basının temiz toplum derken kendi içindeki kirliliği sorgulamadığını söyledi. Asiltürk, "Hakaretetvanına kalsın. bö> le bir yaklaşıma izin veremeviz. Basın kendi kirliliğini nive siirmanşetten vermiyor?" diye konuştu. Tekelleşmenin önlenmesi durumunda rekabet ortamının doğacağına dikkat çeken Asiltürk, muhalefetin düzenlemeye karşı takındığı tutumdan vazgeçmesinı önerdi. Asiltürk. "Hükümet adına taslak hazıriayan De\k't Bakanı Namık Kemal Zeybek'in, A>dın Doğan'ın akrabası olması size dokundu mu?" sorusuna. * Bizi ilgilendirmiyor" karşılığını verdi. DSP tstanbul Milletvekili Bülent Tanla ıse "l'zlaşma zorunluluğu ortada. Konunun tarafları vasayı tartışmalı. TBMM bu sefer sevirci olmalı. Biz taraflann uzlaşmasına göre, vasama görevini yerine getirmeliyiz" dedi. Prof. Ersan îlal: Basm özgürlüğü, Anayasanın değiştirilmesi sorunudur Tasan tehdit aracı olacak'ALİ ER İstanbul Üniversitesi lleteşim ve Siya^al Bilimler Fakülteleri öğretim üyesi Prof. Dr. Ersan îlal. Türkiye'de basın özgürlüğünün baştan beri çarpık olduğunu belirtterek. 2. Abdülhamit'le başlayan bu çarpıklığın bugün de sürdügünü söyledi. Kurulduğu ilk günlerden beri. basını hedef seçen Refahyol hükümetininu sansür"> diye nitelendirilen yeni basın tasan konusunda görüşlerini açıklayan Prof.Dr.Ersan îlal. 1876 Anayasasf nda basının özgür olduğunu belirtilmesine karşın. düşünceye ifade özgürlüğü tanımadığını anımsattı. Basın tarihi uzmanı Prof.Dr.Ersan Îlal, şöyle devam etti: "Matbuat kanun dairesinde serbesttir diyen 13. nıadde vardır, ama ifade özgürlüğü • Türkiye'de basın özgürlüğünün baştan beri çarpık olduğunu söyleyen îlal. sansürün Abdülhamit'le başladığını, bugün de sürdügünü söyledi. îlal, 2. Abdülhamif in, Mithat Paşa'nın hazırladığı tasandaki özgürlükçü ifadeleri kendi eliyle çizerek çıkardığını söyledi. yoktur. Abdülhamit unutkan padişah, Mithat Paşa adamdır, 31 yıl parlamentoyu tasarısında >er alan ifade toplamayı unutmuş. bunu da mı hürriyetini kendi el yazısıyla unutmuş diye baktığımız zaman, çizerek çıkarmış. Tıpkı cemiyet Tunaya hocamızla gördük ki, kurma hakkı gibi." Prof.llal. sözkonusu dönemde, basının yabancılann elinde bulunduğunu ifade ederek, "Ahmet Emin Yalman. "her çalıştığım gazete Ingilizlerden para aiırdı" diyor. Basiretçi Ali Efendi, hatıralarında anlahyor Bismark'tan nasıl matbaa alındığını falan. Basın özgürlügii. onlann propagandasını yapan yabancı matbuata tanınmıştır ama Türklerin açıklama özgürlüğü ' H ü k ü m e t m a f y a n ı n y ö n l e n d i r e c e ğ i b a s ı n a r ı y o r CHPsansürekarşıyürüdüANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Ankara ll Başkanlığı. hükümetin "yalan haber, tekelleşme ve devletin itibannı zedeleme" gerekçesiv le basina getırmek istediği kısıtlamaları başkentte düzenlenen yürüyüşle protesto etti. CHP Genel Sekreten Adnan Keskin. hükümetin hazırladığı tasanvı değerlendmrken "Bugünkü hükümet. mafyanın, cemaatlerin vönlendirdiği bir basın oluşturmava çalışıvor. Erbakan'ın hevesi kursağında kalaeaktır"dedi. CHP Ankara 11 Başkanlığı önünden başlayan ve Güvenpark'a kadar süren protesto yürüşüne 300 civarında yurttaşın yanı sıra. CHP Milletvekili MehmetSevigen \e Medya-Sen Genel Başkanı MeteGönültaş katıldı. Partililer, yürüyÜ!} sira.sında. "Susuriuk aklanamaz. basın susturulamaz". "Medyavı maiyava teslim etmeveceğiz" "HaberimLa elleme, temiz toplumu engelleme". "fcraatlannız toplumu ürküttü, basın sizi püskiirttü" vazılı dövizleri taşıdılar. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. Gü\enpark'ta yaptığı açıklamada. demokratik rejimlerde "devlet güvenliği" gibi göreceli değerlendirmelerle yurttaşlann bilgilenme hakkının önüne geçılemeyeceğini belirtti. İktidann, yolsuzluk yapmış, adam öldürmüş çetelere karşı mücadele eden basını susruramayacağtnı vurgulayan REFAHYOL hükümetinin sansür girişimini protesto eden CHP'liler Ankara İ) Başkanlığı'ndan Güvenpark'a kadar yürüdüler. Keskin. hükümetlerin, haklannda çıkan her volsuzluğun ardından basını sansür etmeye kalkışmasının yanlışlığına dikkat çekti. CHP Ankara 11 Başkanı Haydar Doğan da basın özgürlüğünün. tekelleşme ve sansür yasalan ile ortadan kaldınlmaya çalışıldığını söyledi. Dogan, şöyle konuştu: "Tekellesen basın devleri, diğer basın kurumlarını >ok etmek amacıv la baskı, tehdit, haksız rekabet yollannı kullanmaktan çekinmiyorlar. Tekellerin hükümetlerle olan kredi ilişkileri. yürürlükteki basın yasası, ceza yasası basın özgürlüğünün önündeki en bü>ükengeldir. REFAHYOL hükümeti yolsuzluklannı kapatmak için basının sesini kesmeye çalışıyor. Biz CHP olarak >akalanan suçlulann telaşı içinde olan iktidarı uyarıvoruz. Elveda hukuk, merhaba kuüuk demeveceğiz." Türkiye, gazete sayısında üçüncü\Y\SHINCTON (AA) - Türkiye"nin günlük gazete basımında "dünyada üçüncü ülke" olduğu bildirildi. ABD'de yapılan biraraştırmaya göre Hindistan. her gün basılan 2 bın 300 a\rı günlük gazete ile 'dünya birincisi" konumunda bulunuyor. Hindistan'ı günde 586 avn gazete ile ABD izliyor. Türkiye "de günde 399 ayn gazetenin basıldığı belirtilirken BreziKa'da 373. Alman\a"da 355 \e Rusya'da 399 gazete her gün pıyasava çıkıyor. Rusva'nın ardından ise 292 gazete ile Meksika. 274 gazete ile Pakistan. 190 gazete ile Arjantın \e 148 gazete ile de Ispanya izliyor. Dünyada. günde en çok gazete satılan ülkelerin başında ise Hong-Kong bulunuyor. Hong- Kong'u her bin kişi için 700 gazete ile Liechtenstein. 606 gazete ile Norveç. 576 gazete ile Japon>a. 519 gazete ile İzlanda. 515 gazete ile Finlandiya. 511 gazete ile tsveç. 510 gazete ile Makao. 407 gazete ile Güney Kore ve 400 gazete ile de Avusturya izliyor. ABD'de her bin kişi için günde 240 gazete satılıyor. fngilizce basılarak en fazla satış yapan gazetenin ise Ingiltere'de yayımlanan "The Sun" olduğu bildiriidi. The Sun her gün 4 milyon 75 bin adet satı\or. Bu gazeteyi 2.5 milyon ile İngiliz Daily Mirrorve 1 milyon 90 bin ile >ine İngiliz Daily Mail izliyor. Amerikan The Wall Street Journal günde 1 milyon 800 bin. USA Today ise 1.5 mihon adet satış vapıyor. Tasanya dinci destekİstanbul Haber Senisi- Haklanndaki soruşturmaları "işbirtiği'' içinde "çoziimsüzlükk" sonuçlandıran REFAHYOL iktidan. son olarak Susurluk'ta ortaya çıkan de\let-maf>a-aşirrt işbirliğini gündem dışı bırakjnak için basina sansür uygulamaya yönelik yasa tasansına "can sünidi''gibi sanldı. Şeriat yanlısı gazeteler. RP'li Şevtet Kazan'ın \ asa taslağına destek çıkan \ayınlarını sürdürürken. "Halka ve Meclis'e çağn" başlığı altında başlatılan imza kampanyasını "MedŞa tröstieri"nin bir yaygarası olarak nitelediler. Şeriatçı Akit gazetesi. dünkü "2 patron. ırgatlan cepheye sürdü" başhklı haberinde, başlatılan ımza kampanyasını sert bir dille eleştirerek, Aydın Doğan ile Dinç Bilgin'ın kendi hazırlartıkları kampanya\a imzalanyla destek vermediklerini öne sürdü. Haberde, başlatılan kampanyanının özünde yalan haberin cezalandırılmaması isteminin yattığı belirtildi. Gazete. birinci sayfasında verdiği bir baska haberde ise 'gerçek sansürcü'nün Aydın Doğan olduğu görüşüne \er \erdi. Söz konusu haberde Hürriyet gazetesi yazarlanndan Va\ıız Gökmen"in Su]tanbe>li'dekj Atarürk he>kelinin kanuna aykın ve zorla dikildiğini ilen süren eleştiri yazısının bizzat patronu Aydın Doğan tarafından sansür edildiğı iddia edildi. RP'nin sözcülüğünü yapan diğer bir şeriatçı gazetenin köşe vazan ise imza kampanvasını "fmzalara baknm. Tümü>1e >aiama basının kiraianmış kalemleri denmese de basina el atan baron ve baroneslerin bende kalemleri" olarak değerlendirdi. Aynı gazetenin bir diğer yazarı da "Batan Türkiye'nin plazalan" başhklı köşesinde. "söz konusu medyaya oldum olası sosyal demokrat M1 solcular hâkimdir" dı\erek özetle şu görüşlere _ver \erdı: "Şunca zamandır. 'işşızlik. terör. yolsuzîuk. rüşvet. Türkive batıvor" diye insanlara kâbus vaşatanlar maşaliah en parlak dönemini >aşıyorlar. İkiteili'deki görkemli plazalarda. en son teknolojik donanımlaıia bo> gösteriyorlar. Hele "memleketin kötü halınden. işsizlikten. \olsuzluktanbahisle kara vazüar döktüren köşe yazarlannın ücretleri müthiş astronomik. O medyalarda en sıradan vazann maaşı üçyüz- beşyüz mihondan başlıyor. dolar ü/erinden mil\arlan alanlar da var." voktur Osmanlı'da" diye konuştu. Prof. Îlal, RP"nin yeni taslağında da yabancı sermayeye yatınm olanağı tanıyan hükümlerin bulunduğuna dikkat çekerek Arap \e Batı sermayesinin basın sektörüne girmesini çok tehlikeli bulduğunu söyledi. Basina ifade özgürlüğü tanımayan çarpıklığın her dönemdeki anayasaya ve yasalara yansıdığını vurgulayan Ersan Îlal. yasalarda belirtilen basın özgürlüğünün bu nedenle hep içeriksiz birözgürlük olarak kaldığını söyledi. Türkiyede." basın hürdür sansür edilemez" ifadesinin her yasada yer aldığını anımsatan Prof. Îlal sözlerini sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ifadenin başında bir hüküm \ardır, 1953'teki basın >asa tasansında da vardır 1961 tasansında da. Ama hep çıkanlmıştır. Nedir o ? Herkesin başında düşüncelerini açıklama ö/güriüğü vardır ifadesi. Bu çıkartılır hep. 61 'deki tasanndan bunu çıkaranlar demişlerdi ki: Biz iyimser yorumla diyeceğiz ki. ifade özgürlüğü var kabul edilivor. Vbk kabul edilivor işte." Asd sorun Ana\asa Bugünkü basın özgürlüğü tarttşraalannm gündemi saptinîığüiı savunan Prof.llal."tartışılan yasa henüz çıkmadı ama Yaşar Kemal, düşüncesini açıladı dive cezalandınldı.Peki şimdi basın özgürlüğü var mı?" diye sordu. Prof. tlal. "Refahyol bu yasayı çıkarırsa tehdit aracı olarak kullanacak. Kanunu çıkarsalar dahi uvgulamazlar. RTl K yasasını u\ gulayabilhorlar mı? Tekelleşmev i önlev ici hükümler var, yasadaİd açık hükme karşın her kanahn bir bankası var" dedi. Basın özgürlüğünün, başında özgür düşünce açıklamak demek olduğunu belirten Ersan Îlal. Anayasa'nın düşünceyi suç sayan maddeleri kaldınlmadan. basının özgür olamayacağını söyledi. Menderes dönemi Basın tarihimizde sansürün en şiddetli biçimiyle 1953- 60 yıllan arasında görüldüğünü savunan Prof Ersan Îlal. Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti "nin iktidann ilk yıllannda kendisini Cumhunyet Halk Partisfnin birparmak solunda gösterdiğini belirterek şunlan söyledi: u 1950'den53'edek basın özgüriüğünü sağlayacak vasalar çıkaracaklannı söylediler, cıkardılar da. Ama 531 ten sonra giderek baskılar arttı. İş gazetecileri içeri atmadan öldürmeve teşebbüse kadar vardı." Prof.İlal. Menderes dönemindeki baskılann. ekonomik yenilgiler, Küçük Amerika olma düşünün sona ermesi ve I957'de yeniden borç sarmalına girilmesinden kavnaklandıâını savundu. ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL 'Suçuıııuz, işe girdikteıı sonra sakatlanmak mı?' Sorıı: Yüzlerce sakat dev let memurunu ilgilendiren sorunumuzu ak- tanvorum. Sakat olarak işe giren dev let memuru vüzde 40 ve daha üzerinde daimi sakathğı varsa ve İS yıl hizmetini dol- durduğunda. isteği üzerine emekli edilivor. Ben, yüzde 50 ve sürekli çalışma gücümü ka> bettiğim ve "l5 v ıl hizmetini oldu- ğu. a\ rıca bir dev let hastanesinden aldığım sağlık kurulu ra- porunda 'tlgilinin maluliyet derecesi yüzde 50 olup malulen emekliv e sev ki uygundur' denilmesinerağmen emekli olamı- vorum. N'edeni ise işe sağlam girdikten sonra sakatlanmanı. İşe sağlam girip çalıştıklan sırada sakatlananların, bu sakat- lıkları yüzde 50'nin üstünde de olsa emekli olamazlar denili- vor. Fiilen görevimi vapamavacağım hevet raporu ilesabitol- masına rağmen, eınckji olamıvorum. Suçumuz, işe girdikten sonra sakatlanmak mı? Bu, anayasaya ve hukuka aykın de- ğilmi? " " ' A.A. \ANIT: 27 Temmuz 1983 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan "Sa- katlann Devlet Memurluğuna Alınma Şartlan ile Hangi işlerde Ça- uştırılacaklan Hakkında YönetmeuVin 4. maddesine göre "Sürekli olarak çalışma gücünden en az yüzde 40 oranında yoksun olanlar ve sakatlığın görevini vapmasına engel olmadığı resmi sağlık kurulu ra- poru ile belgelenenler" Dev let memuru olabilme hakkına sahiptir. 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın. "Emekli aylığı Bağla- nacak HaÛer" başhklı 39. maddesi uyannca. devlet memuru olan sa- katlara erken emekli olma hakkı tanınmıştır. "Sakatlıklan sebebiv le ilgili mevzuat uyannca göreve alınanlardan en az 15 yıl fiili hizmeti bulunanlara" istekleri üzerine emekli aylığı bağlanmaktadır. Göreve sağlıklı olarak girenlerden. görevleri sırasında. her ne ne- denle olursa olsun bedenlerinde oluşan sakatlıklar >a da vakalandık- lan iyiieştirilmesi olanaksız hastalıklar yüzünden göre\lerini yapa- mayacak duruma düşen iştirakçilere (sakat) denilmekte \e fiili hiz- met süresi 10 yılı tamamlamış olanlara malullük aylığı bağlanmak- tadır. Yasada, malullük aylığı bağlanabilmesi için belirli biroranda iş gücü kaybına uğramak (%50-%75) gibi somut birölçü kullanılma- mış. bu hak. 'görevlerini yapamayacak duruma düşen'denilerek. il- gililerin yorumuna açık bırakılmıştır. Sosyal Sigortalar Yasası'ndaki benzer durumlar için > apılacak u\u- iama, yasanın 'Vaşlılık Avlığından Yararianma Şartlan'na ilişkin 60. maddesi ile belirlenmiştir. "Sakatlıklan nedeniyle vergi indiriminden vararlanmava hak ka- zanmış dunımda olan sigortalılar yaşlan ne olursa olsun, en az 15 vıl- dan beri sigortalı bulunmak ve en az 3 bin 600 günlük Malullük, Vaş- lılık ve Ölünı Sigortalan primi ödemiş olmak şartıyla vaşlılık avlığın- dan vararlanıriar." Yasanın bu konudaki anlatımı. yoruma yer bırakmayacak kadar açıktır. Öncelikle, vasalardasakatlıkgibi çokduyarlı birkonuda. ki- şilenn yorumuna yer bırakmayacak kadar açık hükümlerin yeralma- sı gereklidir. Raporaldığınız sağlık kurumu, Emekli Sandığı Yasası'nın 50. mad- desinde belirlenen sağlık raporıı \ermekleyetkili sağlık kurumlan ara- sındadır \e raporda 'Malulen emekliye sevki uygundur' denilmekte- dir. Bubilgilere göre size malullük a\lığıbağlanmasınayasal bir en- gel olmadığı görüşündeyiz. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Vicdansız Kadın! Tansu Çiller, Turkıye'den önce demokrat Avrupa'nın gözünden düştü. Alman "Focus" dergisinde, Gaby Ne- ujahr imzalı yazıda, Tansu Çiller için, "Vicdansız Kadın' dendi. "Radikal"\n açıklamasına göre, derginın Çiller için kuliandığı "stoupe/"sözcüğü. "dolandırıcı, ars/z"anlamı- na da gelmekte. Dergi Susuriuk olayına değınirken, "Hal-. kın çoğunluğu Çiller'in de buna bulaştığına inanıyor" di^- yor. HaftaJık Fransız dergisi L'evenement Du Jeudi ise, "Çif* ler'in yolsuzluk ve iktidann çekiciliğine yenik düştüğünü ' yazarak şöyle diyor: "Çiller politik açıdan sona erme ve Yüce Divan 'a çık'r ma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. O zaman da sağı bir ke'T nara bırakıp utanmadan fslamcıları hükümete davet etti ve yolsuzluk soruşturmalannın unutulması koşuluyla baş» bakanlık makamını sundu." Çiller'in en son becerisi, ülkücülerin başı Abdullah Çat^ lı'yı savunmak mı oldu? Bahçelievler cinayetinin planla- yıcılarından Abdullah Çatlı ıçın DYP grubunda şunlan söyr ledi: ; "Abdullah Çatlı 'yı ben tanımam, ancak araştırdım, Tûn- klye'de kesinleşmiş bir cezası yok. Suçlu olup olmadığı't nı bilmem. Ancak Allah'ın rahmetine kavuşan herkes AP- lah'ın adaletine kavuşur. Ve birgenellemeyapmak da /s- tiyorum. Bu millet uğruna, bu ülke uğruna. devlet uğru* na kurşun atan da kurşun yiyen de her zaman bizim içir) saygı ile anılır. Onlar şereflldirler." Çiller. ana muhalefet partisi başkanı Mesut Yılmaz için de, "Allah'ın adaletinin tecelli ettiği gûn" diyerek Yıl.- maz'dan öcünü aldı! Böylece, Alman "Focus" dergisinin hakkındaki "VicdansızKadın" başlığını haklı mı çıkardı?< 1978 yılında 8 Ekim'i 9 Ekim'e bağlayan gece yansı öl.- dürülen 7 TİP'li ile ilgili olayı, bugünün gençleri pek bih- mezler. Çoğu daha doğmamıştı bile. > 7TlP'linin öldürülmesi olayından iki ay önce, Hacı Başr buğ (Türkeş) Ankara'nin Bançelievleri'nin birdüzene sof kulması gerektiği yolunda bir açıklama yapmıştı. Bu söz* lerin ne anlama geldiğini MHP'nın gençlik kollan sayılaıı "faşolar" değerlendirmekte gecikmediler. Ekim ayının il| hafta sonu, Behice Boran'ın başında bulunduğu Türki» ye Işçi Partisi (TİP) bir bolge toplantısı düzenliyordu. TİP'Ü gençier, Anadolu'nun çeşitli yeriennden gelmişlerdı. Bu yer di TİP'li genç, Bahçelievler 15. Sokak 56/2 numaralı ev^ de, bir arada arkadaşlannın yanında kalıyorlardı. Öldürü» len 7 TİP'linin adları şöyleydi: ', Serdar Arten, Faruk Ersan, Salih Gemenci, Latif Can, Efraim Ezgin, Osman Nuri Uzunlar, Hürcan Gür- ses. Bunlardan Serdar Alten yaralı olarak kurtuldu, saynevin 1 de ameliyat edildi, ifadesini verdi, sekiz gün sonra öldü. 1 Bahçelievler cinayetini arkadaşlanyla biriikte, Abdullah Çatlı mı planlamıştı? Çatlı, cinayet işlendiği sırada. bir arabanın içinde evin önünde mi bulunuyordu? Yaralı olan Serdar Alten, ifadesinde ozetle şöyle diyordu: "Beni alıp götürdüler. Metalik mavı Chevrolet marka bir arabaydı. Arabanın içindeki kişıye 'Reıs' diyohardı. Beni getirdiklerinı söylediler. Reis baktı, eliyle, 'Onu geri götü- rün' gibisinden işaret etti." O sırada, kapının önünde cinayeti yöneten "fîe/s"ten başkası değıldi Abdullah Çatlı! Abdullah Çatlı, 18 yıl mah- kemelerden kaçınldı. Oyetmiyormuşgibi, bir de Tansu Çil- ler ile faşolarca aklandı. Aklandığı yetmedi. bir de "ulusal kahraman"diye nitelendirildi neredeyse. Şerbetçinin tanı- ğı bozacıydı, onu onurlandırıp yücelttiler. "Tanrı" adını anıp din sömürüsü yapmaktan da sıkılmadılar. Genç TlP'lilerden Osman Nuri Uzunlar, evde ütü kor- donuyla boğularak öldürûlmüştü. Salih Gemenci ile Fa- ruk Ersan, Eskişehir yolu üzerinde ölü bulundular. Öbûr dört kişi ise, elleri bağlanıp bir yatağın üzenne oturtuldu- lar. kurşuna dizildiler. Serdar Alten, kurşuna dizildiği hal- de, o anda ölmeyenlerdendi. Çatlı'yagötürülüp "Getirdik" d d i k l i S d ^ A l ^ d i ? Serdar Alten'in ifade-vetrfikten sonra. ölfjmü üzerine, Abdullah Çatfı'nın ifadesi alındı. Hem de "Bahçelievlerci- nayeti" ile ilgili olarak. Chevrolet arabayı 1977 seçimleri sırasında. "faşolar"yani "ü//a/cü"adtverilengericiler, Ha- cı Başbuğ'a (Türkeş'e) armağan etmişlerdi, Hacı Başbuğ da arabayı, "Ülküçü Gençier Oerneği"ne verdi. Bu ara- banın sahibi de, ÜGD'nin önemli adlanndan Mustafa Mtt'ti. Bahçelievlercınayetı sırasında, Abdullah Çatlı Mus- tafa Mit'e gelip arabayı alıyor: bu Mustafa Mit'in ifadesin- de var; cinayetten bir ay kadar sonra, Çatlı'nın ifadesi alındığında, Çatlı şunlan söylüyor: - Evet, arabayı aldım. Muhsin Yazıcıoğlu, Sıvas Ce- zaevi'nden "tahliye" olacaktı, onu gidip alması için ben birine verdim. Ancak, kendim Sıvas'a gitmedim. Nevşe- hir'e gidip geldim. (O sırada, cinayetın işlendiği tarihi söy- lüyor.j Ben Nevşehir'den döndüğümde, bu Chevrolet arabayı Ankara 'da, Demirtepe 'de ÜGD'nin genel merke- zine yakın Güneypark Gazinosu'nun yanında park edil- miş durumda gördüm... Faşolar, işledikleri cinayetlerden çoğu yalan ifadelerle ya da kaçınlarak kurtuldular. Çatlı 18 yıl böyle saklandt. Onu savunmak, hiç tanımadığı, olaylarını yaşamadığı ci- nayet sanıklannı övmek Çiller'in konumuna uygun düşür yor mu, düşmüyor mu? Ah, şimdi Uğur Mumcu olacak 1 tı! Birokur, 7TlP'linin, Tansu Çiller'in düşünegirmesini dir ledi. • • • t izmit'in eski gezici vaizinin, "başörtülü savunmanlariâ ilgili" son genelgesinı. Ankara Adalet Yarkurulu (Komis-- yonu) Başkanı Ali Alkan, tüm yargıçlara bilgi, "gereği" için duyurdu. '. Son genelgeye göre. yargıçlar başörtülü savunmanla.- n duruşmalara alıp almama konusunda, kendi yetkilerini kullanacaklar; yargıda duaışmalar, böylece "arapsaçına1 ' dönecek mi ne? Böylece yargıçlardan kimin tarikatçı ol- duğu da çıkacak mı ortaya? Bir ülke battı mı, bir yönden değil, tüm kurumlanyla bir^ den mi batar? B U L M A C A SEDAT 1AŞAYl\ SOLDAN SAĞA: 1/Hz. Süleyman ile Saba melikesı Bel- kıs arasında haber taşıdığına inanılan efsane kuşu... Bir 3 nota. II Nazilerin politikasında Ger- men ırkından kim- selere yakıştmlan ad... Tombul Tey- ze, Sıska Davı. Ha- cıağa gibi tiplerin yaratıcısı olan kari- 8 katürsanatçımız.3/ g Federico Garcia Lorca'nınbiroyunu... Sınır nişanı. 4/K.alıte. 5/Acıba- dem ağacı... Kirliliği gös- teren iz. 6/ Doğru >oldan a>nlma. sapkınlık. 7/Oyun- 3 da cezalı çocuk... Aruz öl- 4 çüsündekısaokunmasıge- reken birheceyi. kalıba uy- durmak için uzatma. 8/ Olumsuzluk belirten bir önek... Mert, kalender \e 8 babacan kimse... Müstah- q kem yer. 9/ Yemekli eğlen- ce. ziyafet... Kitap getirmemış peygamber. YLKARIDAN AŞAĞIYA: " i V "Bedavadan. hiç çaba harcamadan" anlamında argo söz»- cük. 2/ Tanmda kullanılan azetlu gübre... Fas'ın başkentij. 3/ Üç ya da daha çok sayıda halat telinden elle örülerek ya- pılmış kısa ip. 4/ Kumarda ortaya sürülenpara... Bir zaman birimi. 5/Ürik asidin tuzu ya daesten... Takımlargrubu. kü- me. 6/Lzaklık i^aretı... Birtopluluktaçalışan insanlann her biri. 7/Matadorun boğayı şaşırtmak \e yormak için kullan- dıgı kırmızı kumaş. 8/Olgunlaşmak üzereolan tahıl... Tenis- te topu rakibin arkasına düşürmeyi amaçlayan \ uruş. 9/Gö| ve dere kenarlannda yetişen. kökü hekimlikte kullanılan bit bitki. _ , - ' " '
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear