23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 KASIM 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI B aşbakan Erbakan ekmekte 15 bin liralık fiyata uymayan fınnlann hesaplannın inceleneceğini söyledi ucıız bıığday dağıtacak' YORUM AT4KARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başfcakar Necmettin Erbakan. ekmeğin bugpünder itibaren 15 bın liranın 5ze*"inde ;atılmayacağını belırtirken. valiOerin bu konuda görevlendirildiği bildirdi. Erbakan. rnaliyetini karS'layaınavan fır.ncılara Toprak Mahsulle-i Öfısi'nden (TMO) buğday dağıtılacağını, buna karşın yine de fîyat indânrneyenlerin hesaplannın ince-leneceğini söyledi. Ankara FınncılarOdası Başkanı Yusuf Ekşi ise. girdri malıvetlerinin azaltılması doğrultusjnda alınan kararların ûygulanmaması durumunda ekmek fiyatlarını düşürrneyeceklennı bildırdi. Erbakan. ekmeğin bugünden başlayarak 15 bin liranın üzerinde satılmaması içın tüm \alilenn göre\lendiri!diğini bildirdi. Ekmek satış fıyatımn maliyeti karşıiamadığını söyleyen fmncılann hesaplan incelenerek TMO'dan buğday tahsis edileceğini sö\leyen Erbakan. Türkiye'nin bu yıl 18.5 milyon ton buğday ürettiğini vurgulavarak. şöyle konuştu: "Türkiye'nin hiçbir yerinde yanndan sonra 15 bin liradan daha fazla ekmek fnatı olmaması için gereken hütün tedbirler alınmıştır. Kim, °Ben kurtaramıyorum" diyorsa. hesaplan inceleneeek, "Ben sızın sö\ledığıniz fiyattan buğday. un alamıyorum" diyorsa. ona ofîsimiz derhal gerekli buğday ı tahsis edecektir. TMO depolannda 2 milyon tona yakın buğday ımız vardır. A\ nca, her an > urtdıştndan buğday ithal etme imkânı me\cuttur. Ekonomik şartlar, ekmeğin nıakul \e normal fnatla satılması için her bakımdan yeteriidirf Ankara Fırıncıİar Odası Başkanı Ekşi ıse Tarım \e Köyfşleri Bakanlığı ile \apılan toplantıda ekmeğin fiyatınm 15 bin liraya çekilmesi ıçın gerekii önlemlerin alınması konusunda görüş bırliğine varıldığını anımsattı. Toplantıda, TMO'nun A-l tip buğda\ için açıkladığı 28 bin lira fiyatın 22 bın liraya çekilmesi, 50 kiloluk unun çuvalmın fiyatının da 1 miKon 850 bin liradan 1 milyon 250 bın liraya indirılmesi \e buğday ithalatında gümrüklerin sıfırîanması üzerinde anlaşmaya vanldığını belirten Ekşi. Bakanlar Kurulu'ndan bu doğrultuda karar çıkmasmı beklediklerini söyledi. Bu kararlar Resmi Gazete'de yayımlanmadığı sürece ekmek fiyatlarını indirmeyeceklerini kaydeden Ekşı, şöyle konuştu: "Cumagünü (bugön) tüm Türkiye'de ekmeğin fiyatımn 15 bin liraya ineceği smleniyor. Bu kararlar çıkıp Resmi Gazete"de \a\ımlanmadı«ı sürece, biz ekmeğin fiyatını 15 bin liraya indirmeyiz. Buğday da, unda indirim sağlanıp ithalatta gümriik \ergisi sıfırlanmazsa. ekmeği 18 bin liradan satacağız." Devlet Bakanı Lütfii Esengül de ekmeğin 15 bin liradan satılması için gereken tüm hazırlıkların yapıldığını belirterek. "Esnafımızı da mağdur etmemek için gerekirse ithalata gidilecektir. Satabildiğimi/ sürece ekmeği 15 bin liradan satacağız" dedı. Fınncılar uymuyory denetim boşlukta Hİ'IAA GE.NÇ Başbdkan Necmettin Erbakan \alilik- lere aönderdiğı genelgeyle ekmek fiyat- tenn ın bugünden itibaren 15 bın liraya dü- şürdüğünü belirtirken. fınncılar yasal da- yanagı olmadan çık3nlan genelgeye uyul- tnayacağını açıkladılar. Ekmek fiyatları- nı be-lırlemeyetkisinin 507 sayılı Esnaf \e Sanatkârlar Ödası tarafından odalara ve- rildigını belirten fınncılar. odalarca belir- lenmiş olan fiyatlann altında ekmek sat- mavacaklarını bildirdiler. l&tanbul Ekmek İş\erenleri Sendikası Başkan Yardımcısı Muharrem Keçeli, ancak diktatörlükle yönetilen rejimlerde benzen kararlar alınabiieceğıni söyledi. Türkiye'de serbest piyasa ekonomisi uv- gularıdığım \urgulayan Keçeli. "Başba- kan ne kadar açıklamaıaparsa yapsın. yasal dayanağı olmayan bu uygulama kimseye kabul ettirilemez" de'di. Keçe- li. "Dünkü toplantıda \alilikyetkilileri hükümetin hatırı için bu karara uvnıa- mızı istediler. Biz ise girdilerin aşağıya çekildiğini görmeden bu karara uya- mayacağımızı açıkiadık" dedı. Bakanlığın aldığı kararın yasalara aykı- rı olduğunu belirten tstanbul Esnaf \ e Sa- natkârlar Odalan Biriiğı Başkan Yardım- cısı Temel Çoruh, "Ancak fiyatlar ko- nusunda istikrar sağlanabiîmesi için tavsiyede bulunabilirler. Fırıncıİar Oda- sı bize yeni fiy at listesiy le gelir, biz de in- celeyip karar \eririz. Bize 15 bin liralık bir İisteyle başvuran olmadı" dedi. Belediyenin yalnızca gratnaj ve sağlık denetımi yapabıleceğini bildıren istanbul Halk Ekmek Genel Müdürü Mehmet Ha- di Tunç, 507 sayılı Odalar kanunu'nun beledıyelerin fiyat belirleme yetkisini elin- den aldığını. bu konuda odalan yetkili kıl- dığını bildirdi. İstanbul Valiliği Basın Da- nı^manlığı'ndanyapılan açıklamada. Ta- nmBakanlığfncagönderilen ekmek fiyat- lannın 15 bınediişürülmesineyönelikya- zı 11 açıklamanın tüm kaymakamlıklara fakslandığı bıldırıldi. İstanbul Büvükşe- hir Beledivesi'nden yapılan açıklamada ise. belediyenin bır ay öncesıne kadarek- meğin sağlık \e gramajlara uvgunluğunu denetlediğı bildirilirken."Alınan yeni bir kararla denetim yetkimiz il \e ilçe sağ- lık teşkilatlarını \erildi. Sağlık daire başkanlığımız ise zaman zaman dene- tim yapabilecek ama, fiyat konusunda denetleme \etkimiz \ok" dediler. ÖZTİN AKGÜÇ Kuşkular Fiyat belirleme yetkisi tartışma yarattı. Sabancı, bedelsiz ithalatın sadece işçiye zarar vereceğini savundu u Tofaş kapansa Koç'a ne olur?' SEDAOGIZ Sabancı Holding patronu Sakıp Sa- bancı, ToyotaSA'da ışçi çıkanlmayacağı- nı açıklarken. Tofaş'ın bin kişiyi işten çı- karma kararını "Yahu bu fabrika tü- müyle kapansa ne olu?. Koç'a hiçbir şe\ olmaz. Aç mı. evsiz barksız mı ka- lır? "Nanlışlıklar faturası bağrı yanık bordrolulara çıkar" şcklınde yorumla- dı. Geli^melerin sorumlusu olarak hükü- meti gösteren Sabancı "Başka çaresi >ok.>anlışhesap Bağdat'tan dönecek" dedi.' ', Otomobilde gümriik birliğiyle beraber vılbaşında başlayan krizin. bedelsiz itha- İat beklentısi \e ihracat düşüşüyle. sek- törün en büyiiğü Tofaş'ın bin işçiyi işten çıkarma karan almasına kadar \arması- nın. patronları değil. direkt-ındirekt 60 milyonuetkıleyeceğinı kaydeden Sakjp Sa- bancı şöyle konuştu: "Acaba nıüteşeü- bis mi işçileri çıkarıyor. yoksa biriyi boruyu çaldı, sizi mahkûm ediyorum nıu dedi. Tofaş'ı işçi çıkarmak mecbu- riyetine kim iteledi? Tofaş'da değil bin kişi. bir kişinin de işsiz kalmasını ka- bul etmem. Yanlış hesap olunca. kim yanlış yaptıysa Bağdat'tan dönecek, başka çaresi yok. Yapılan iş doğruysa, toplunıun menfaatineyse, Hazine'ye \e 60 milyona l'a\dası olacaksa Tofaş da kapansın, ToyotaSA'da kapansın. Ama hükümetin karşısında Sakıp Sabancı. Rahmi Koç yok, yüzlerce aile \ar. Be- delsiz kararından müteşebbis ezilecek zannedildi. ^ ahıı Koç'a ne olur be. To- faş fabrikası tümüyle kapansa ne olur? Koç. ekmeksiz, e\si/. barksız mı ka- lır? Ama bu memleket 1 mihon araba- • Hiikümeti suçiayan Sabancı. "Bedelsiz karanndan müteşebbis ezilecek zannedildi. Yahu Koç'a ne olur be? Tofaş fabrikası tümüyle kapansa ne olur'.' Koç. ekmeksiz. ^pvsiz, barksız mı kalır? | Asıl bağrı yanan drolular olur" dedi. yı üretmeli. yarısını da ihraç etmeli. Olmaz mı olur ama birileri gaza basa- cak. birileri frene basacak, araba tak- la atacaksa 1 milyon üretim olmaz. Asıl bağrı yanan bordrolular olur." ToyotaSA'nın. tırmanma aşamasında yeni bir kuruluş olması nedeniyle şu an- da ışçi çıkanlmanın sözkonusu olmadı- ğırıı bildiren Sakıp Sabancı. 1994 krizin- de de Good\ear. Pirelli gibi şirketlerın tensikata gitmelerine rağmen BriSA'da tek bir işçiye dokunulmadığını hatırlartı. Önceki dönemlerde iş\erenlerin her söylediklerinın "ceplerini doldurma>a yönelik" algılandığını. bugünkü şartlar- da ışverenle işçinin elele tutuştuklannı söy leyen Sakıp Sabancı. siyasi parti lider- lerinin de uzlaşmalarının şart olduğunu kaydetti. Sabancı. lıderlerin uzlaşmasıy- la Türkiye'nin çok ıleriye gideceğini ga- rantiettiğini belirterek "Politikacılar çı- kıp şurdan şuraya geldik diyor. Yahu siz yürüdünüz de Pakistan. Mısır oldu- ğu \erde mi kaldı? Japon'a bak baka- lım, 50 senede nereden nereye gelmiş? Biz de yürüyoruz ama koşullar olma- şına rağmen niye daha iyi olamıyoruz. İşte meselemiz bu" diye konuştu. Brisa'dan sonra Sabancı yine zirvede Kalite ödülünü Kordsa kazandıEkonomi Servisi- TLSİAD-KalDer Kalite Ödülünü Sabancı Holding şirketi Kordsa kazandı. Kordsa Yönetım Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı ile Genel Müdürü Güler Sabancı. dün akşam Lütfi Kırdar Kongre Sarayf nda düzenlenen törenle aldıklan kalite ödülünü cumartesi günü 700 Kordsa işçisine \erecek. Özel sektör kuruluşlarının bu yılın şubat avında başlayan TÜSİAD- KalDer ödülünü kazanma mücadelesi. Kordsa'nın galibiyetiyle sona erdi. Dünyanın en büvük kord bezı üretıcısı olan Kordsa'nın ödülü kazandığı maratonda. Koç Holding şirketleri Arçelik. Beko Ticaret. Tofaş. Sabancı Holding şirketleri Kordsa \e Beksa ile Ca\ıt Çaölar'ın bankası lnterbank finale kalmıştı. TUSİAD-KalDer Kalite Ödülü'nü geçen yı! Sabancı Holding şirketi Bnsa'nın kazanmasından sonra. bu yıl da aynı gruptan Kordsa'nın ödülü alması. Sabaneı Holdıng'in kalite yarışında Koç Holding'i ikinci kez geride bırakmasını sağladı. Aynca. Kordsa'nın da. bu > ılın A\rupa Kalite Ödülü'nü elde eden Brisa gibi önümüzdeki yıl Avrupa Kalite Ödülü'ne baş\uracağı \e büyük ödülü almada zorlanma\acağı belırtılıyor. Sabancı yönetımı Brısa'yı da gelecekyıl düzenlenmesi planlanan Dünya Kalite Ödülü'ne hazırlıvor. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, ISEDAK'ta ayn telden çaldı 'Ozelleştirme gelir değil reform' Ekonomi Ser\ isi - Özelleştinne\e büt- çeye kaynak gözüy le bakan REFAH\'OL hükümetinin küçük ortağı Tansu Çiller. ıslam ülkelerine Türkı\e'nin özelleştır- me tecrübelennı anlatırken "Biz bu ola\a gelir gözüy le değil, reform gözüy le baİa- yonız"dedı. Çiller. ISEDAK'ta yaptığı ko- nuşma boyunca Türkiye'deki özelleştirme »eçmişinin \e uygulamalannın tam aksi- ne açıkiamalarda bulunurken. hukuki alt- yapının tamamlandığını ka\dettı \e "Biz Szelleştirmeyle birlikte verimliliği ve re- kabetiyükselrmeyi amaçbyoruz"* dıye ko- nuştu. Çiller. ülke kamuoyunun özelleş- tirmey ı desteklediğinı ıleri sürdü. Son ikı yılda özelleştirmede büvük ilerlemeler kaydedildiğıni de iddıaeden Çiller. 199^ yılında 10 milyar dolarlık gelir hedefle- rinin olduğunu ka\detti. Çiller. tslam ül- kelerineözelleştırme>ekatılmalan konu- sunda çağnda bulunarak. sözlennı şöyle sürdürdü: "İslanı Kalkınma Bankası kâp- samınıı/da bulunan KİT'leri tek tek ince- ley erek. -bir kısınma fon ayirabüir. İslam ülkeleri de bu fon aracılığıy la özelleştiri- lecekkamuhisselerinesahipolabilir. Böy- lece, islam alemi birbirine bağlı hale gelir." Çiller, son olarak ortağı RP'ye de teşek- kür etti \ e "Hükümet ortağımız da özel- leştirmenin önemini ka\ radı. Bu artık bir hükümet politikası olmaktan çıkıp, de\- let politikası olmuştur" dedı. tSEDAK'ın resmi açılışını yapan 12'nci İSEDAK toplantısının resmi açılışına Cumhurbaşkanı Süley man Demirerin yanı sıra Başbakan Nardımcısı Tansu Çiller de katıldı. Toplanü Kuranıkeriın oku- narak açıldı. Kuran okunması sırasında Çillerboy nundakieşarbı başına örttü.Top- lantıya 41 ülke ve 15 kunıluştan yaklaşık 180 kişi katıldı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ıse "İslam ülkelerinin kendi aralanndaki ticareti yüzde 10 ci\arında. Bu. yüzde 30'lara çıkartılmair diye konuştu. De- mirel. sözlenni ^öyle sürdürdü: - Dünyadaki ekonomik gelişmelerin ışı- ğında yeni eylem ve strateji planının uy- gulanması konusunda İSEDAK şemsi>e- si altında gtıstereceğinıiz çabalar. dünya eko- nomisindeki olumlu gelişmelerden yarar- lanmamızı kolaylaştıracaktır." Demirel'den sonra söz alan İslam Kon- feransı Örgütü Genel Sekreteri Dr. I lamkl .\i Gabid bütün bunlara rağmen az geliş- miş \ e duşük gelirli İslam ülkelerinin cid- dı ekonomik sorunlan. üye ülkelerin bir- çoğunun dış borç yükü \e önemli biren- dışe kaynağı olan gıda gihenliğinin cıd- dı birer sorun olarak önlerınde bulundu- ğunu ifade etti. STOK FAZL4SI YOK. \ARDtYA AZALTILAC4K Renault işçi çıkarmıyor TAHSİ.N AKÇA Tofaş Fabrikası. bedelsiz ithalat kararnamebinin yarattığı durgunluğu gerekçe göstererek. 1011 işçisinin sözleşmesini feshetme kararı alırken. sektörün diğer büyük yerli üreticisi Renault işçi çıkannayıp direneceğini açıkladı. Piyasa koşullarını endişeyle takip ettiklerini belirten Renault Halkla llişkiler Direktörü Zafer Ö/can. "Şu anda aşırı bir stok fazlalığımız yok. Stoklarımız çok çok artarsa ancak geçici üretim duruşları söz konusu olabilir. Halen durgunluktan kaynaklanan işçi sayısı ile ilgili bir problem yaşamıyoruz" diye konuştu. Ozcan. üretimi piyasa koşullanna göre ayarladıklannı ve 2 bın 700 olan ışçi sav ısında. kısa vadede bir azaltmaya gitmeyi düşünmediklerini sözlenne ekledi. İşçi çıkarmanın erken \erilmiş bir karar olmadığını belirten Tofaş Halkla llişkiler Müdürü Erol Dallı ise. daha önce \ardiyalann 3 te ikiye düşürülmesi ve geçici süreyle üretime ara verilmesi gibi alternatifler denendikten sonra böyle bir karan \ermek zorunda kaldıklarını ifade etti. 1995'in eylül a>ında 13 bin 496 olan otomobıl satışlarının bu yılın aynı ayında 5 bin I62'ye gerilediğini. ekim ayında ıse durgunluğun sürmesiyle geçen yıl 12 bin 176 olan satış rakamının bu yıl 5 bin 97 olarak gerçckleştiğinı belirten Dallı. "Satışlar gittikçe dibe vurduğu için vardiyayı bire indirmemiz gerekiyordu. Ancak artık alt sınırdayız. Devamının geleceğini sanmıyorum" dıye konuştu. • Durgunluğun artması ve stoklann yükselmesi halinde üretimin geçici olarak durdurulabileceğini kaydeden Renault yetkilileri, işçi sayısı ile ilgili bir sorun bulunmadığını belirttiler. Tofaş Fabnkası. Türk Metal Sendikası ile bıraraya gelerek işçi çıkarmanın koşullarını belirlemışti. Buna göre 2 ocak tarihine kadar izinli sayılacak olan 1011 işçi bu tarihe kadar maaşlannın yüzde 75'ini almaya devam edecekler. Sözleşmenın iptal tarıhinın sendikanın talebı üzerine 2 ocak tarihıne aiındığını belirten Dallı. yeni yıla bırakılarak işçilerin kıdem \e ihbar tazminatlannı yüksek rakamla almalannın sağlandığını kaydetti. Bedelsiz kararnamesi çıkanıldığmda iş\erenle birlikte hareket ettiklerine dikkat çeken Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek ise. şöyle konuştu: " Biz iş\erenin fedaisi olduğumuz için bö> le da\ ranmadık.Sıkışınca işçi çıkarmaları kolaycı bir yaklaşım. Alternatilleri yeterince değerlendirmeden erken bir karar aldılar. Kendilerini zora sokmamak için işçiyi koz olarak kullanıyorlar. Bizim kadar onlar da ellerini taşın altına koymalı. Bedelsiz ithalatın sıkıntılarını birlikte sırtlayalım." Özbek. salı günü sendika olarak toplanıp durum değerlendirmesı yapacaklannı \e bır basın toplantısı düzenleveceklerini sözlenne ekledi. Sürekli olarak milliyetçi, ülkücü, dindar oldukla- nnı yineleyenler, dillerinden bu tür sözcükleri eksik etmeyenler veya milliyetçi, ülkücü, dindar görün- tüsü vermeye çalışanlar, her fırsatta namuslu ve dü- rüst olduklarını söyleyenlergenelde kuşku uyandı- rırlar. Bir kişinin dürüst olması, ülkesini sevmesi, ül- kesinin yükselmesini istemesı, Tann'ya inanması, kendi değer yargıları içinde dindar olması doğal- dır. Ülkesini sevmeyen, Tann'ya inanmayan, ateist olanların sayısı ise azdır. Bir kişi sürekli olarak ken- dini dindar, milliyetçi, dürüst olarak yaftalıyor, bu tür bir izlenim vermeye çalışıyorsa, burada bir çıkar sağ- lama, çıkar elde etme kaygısı ve güdüsü var de- mektir. Gerçek bir milliyetçi dış odaklara, hele hele em- peryalizme hizmet vermez. Gerçek bir milliyetçi gizli örgütler kurup çıkar paylaşmaz. Gerçek bir milliyetçi. bu niteligini siyasal istismar aracı olarak kullanmaz. oy kapma savaşımı vermez. Gerçek bir dindar da dini bir çıkar aracı olarak kullanmaz; din ticareti yapmaz; fınansal kurumlar kurarken, akça- lı işlere girişirken, dini veya dindar gözükmeyi bir reklam olarak düşünmez ve kullanmaz. Dindar gö- zükerek. milliyetçi izlenimi bırakılarak politik ve/ve- ya maddi çıkar sağlanıyorsa, burada içtenlik aran- maz; kandırma, aldatma güdüsü ağır basıyor de- mektir. Son dönemlerde mafya hesaplaşmasının, silah- lı vuruşmanın, faili meçhul cinayetlerin artması, çı- kar paylaşmasının boyutunun büyüdüğü izlenimi- ni vermektedir. Hemalde tüm bunlar Türkiye'nin yararı için yapılmıyor. Önemli birçıkann paylaşılma- sı söz konusu. Ne paylaşılmak isteniyor? Uyuştu- rucu trafiği mi? Devletin olanakları mı? Bilinçli bir kişi. ülkede yaşanan kirli olayları. ülke sevgisi, din gibi etmenlere bağlamaz, ileri sürülen yüce (ulvi) ge- rekçeleri de inandırıcı bulmaz. Türkiye'de kuşku uyandıran bir kavram da "Tür- kiye'nin çıkan"ö\r. Herkes kendi değer yargısına, bek- lentisine göre Türkiye'nin çıkarını yorumluyor. Ül- ke çıkan ardına sığınılarak cinayet işleniyor, vergi kaçırılıyor, adam dövülüyor, işkence yapılıyor, te- keller oluşuyor, haraçlar alınıyor, haksız kazançlar sağlanıyor.. kim Türkiye'nin çıkarını belirleyecek? Herhalde toplum, T.C. vatandaşları. Gizli örgütler, bazı kurumlar, devletin bir kısım birimleri Türki- ye'nin çıkarı ardına gizlenerek, keyfi uygulamalar yapamaz, hukuk devletini tehlikeye düşüremez. Türkiye'nin çıkarını gizli veya açik belirli birim veya kurumlara, kişilere bırakmak, demokrasi benzeri siyasal düzenimizin bir süre sonra tümüyle askıya alınması gibi bir sonuç doğurur. Ayrıca Türkiye'nin çıkarı diye yabancı güçlerin veya yerli odaklann çı- karlarının bilinçli veya bilinçsiz biçimde korunduğu kuşkusu da doğar. Degişik kesimlerin farklı nedenlerle Atatürkçü ke- silmeleri de bir başka kuşku nedenidir. Biçimsel bir Atatürkçülüğün ardına sığınılarak, Atatürkçülüğün temellerine tümüyle ters uygulamalaragidilebilir. Ni- tekim 1980'li yılların başlannda Atatürk'ün istismar edildiği, Atatürkçülük adına Atatürkçülüğün yıkılma- ya çalışıldığı unutulmamalıdır. Atatürkçülüğün temelinde bağımsızlık ve ulusal egemenlik vardır. Amaçlara ulaşmak için izlenecek yollar da altı okla gösterilmiştir. Bağımsızlık, ulusal egemenlik olmadan Atatürkçülük olamaz. Atatürk- çülük bir kalkan gibi kullanılmamahdır. Dinci çev- relere önce gerçek Atatürkçüler, Atatürk'ün kalkan yapılmasına karşı çıkarlar. Atatürk'e devrimci diye- meyenler, devrim yerine Türkçe olmayan inkılap sözcüğünü kullananlar, Atatürkçü olamazlar. Din, milliyetçilik, Atatürkçülük istismar edilerek, bunlann ardına sığınılarak bir çıkar savaşımı, bir pay- laşım savaşımı verildiği kaygısını, kuşkusunu taşı- yorum. Toplumun duyarlı olduğu kavramların ardı- na sığınılarak toplum yönlendirilmek isteniyor. Olaylaraydınlatılmadıkça Atatürkçülüğün temel ilkeleri yaşama geçirilmedikçe, din ve milliyetçilik çıkar savaşımında ardına sığmılan kavramlar ol- dukça, Türkiye'nin çıkarları soyut söylem olmak- tan çıkanlıp somutlaştınlmadıkça.. bu kuşku sürecek- tir. ÇIFTÇI DOSTU / SADLLLAH LSUMI Pancar Üreticisi Uçıınıma Sürükleniyor SAKARYA - Tanm kesiminin içi- ne düştüğü bunalımların hükü- metleri etkilemediği anlaşılıyor. Geçimini topraktan sağlayan 30 milyona yakın insanımızın ferya- dı kimsenin umurunda değil... 1980 yılından sonra işbaşına ge- len tüm hükümetler ve bakanlar çiftçinin gözünün içine baka ba- ka bazı doğruları söylediler, ama uygulamaya gelınce vaatlerinin hiçbirini yerine getirmediler. Hat- ta tam tersini yaptılar! Gelmiş geç- miş başbakanlar arasında çiftçi- ye karşı en acımasız uygulama- ları yapanlardan biri Turgut Özal'dı.Tansu Çiller'di. Şimdi sı- rada Erbakan var. işbaşına gel- diği günden ben çiftçıye bol bol vaatlerde bulundu, ama birini bi- le uygulamaya koymadı. Sistem gene çiftçiyi eziyor, tüccar ve sa- nayiciyi zengin ediyor! Çiftçi boş vaatlerden, yalandan, dolandan artık bıktı. Zira. daya- nacak gücü kalmadı. Özel sektör kuruluşları. hükümetin koruma- sız bıraktığı çiftçiyi soyuyor... Tü- ketici de bu soygun çarkından kendini kurtaramıyor. Çiftçinin elinden ucuza alınan ürünler tü- keticiye birkaç katı fazla fiyatla satılıyor. Batılı ülkelerin hiçbirin- de böylesine bir vurgun düzeni yok. Ne girmeye çalıştığımız Av- rupa Birliği ülkelerinde ne Ame- rika'da ne de Japonya'da. Önceki yazımda "şeker vur- gunu "ndan yapılan akıî almaz ka- zançları anlatmıştım. Üç beş kişi servet yaparken, pancarı üreten 4 milyona yakın pancar üreticisi geçim sıkıntısı içinde kıvranıyor. Ne yazık ki, bu sefaletin nedeni de Çiller hükümetinin 2 yıl üst üste yaptığı yanlış uygulamalar!.. Ama ne yazık ki 2 yıl üst üste yaşadığımız "şeker faciası" Er- bakan hükümetine de ders olma- dı. Zira. üçüncü yıl da aynı facia yaşanıyor. Gene aldıran yok... işin acı yanı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nden de ses çıkmıyor. Böl- ge ziraat odaları üretici haklarının korunması için çırpınırken. Zira- at Odaları Birliği, üyelerinin hak- lannı savunmaktan kaçınıyor. Sistem gene çiftçiyi eziyor, tüccar ve sanayiciyi zengin ediyor! 1996 yılı ürünü şeker pancarı- nın maliyeti kilo başına 5 bin 500 lira olarak hesaplandığı halde, hü- kümet sadece 4 bin 400 lira fiyat ilan etti. Daha sonra bu fiyat az bulunmuş olacak ki, Yılmaz hü- kümeti döneminde Sanayi ve Ti- caret Bakanı Yalım Erez 600 li- ra daha fark verilmesi için hükü- mete öneri götürdü. Aradan 6 aya yakın bır zaman geçti. Pancarlar tarlalardan top- landı. Fabrikalara teslım edildi. Pancarlar şeker oldu... Şeker şir- keti şekerleri depolanna yerleştir- di... Şimdi de satıyor ve paraları- nı kasalanna dolduruyor! Ama, 600 lira farktan hâlâ bir haber yok. Pancar üreticileri belki fark açık- lanır diye televizyon başında bek- lemekten bıktı. Adeta fıtık oldu... Şeker fabrikaları kampanyayı sona erdirmek üzere. Bazı şeker fabrikaları faalıyetine son verdi. Şeker şirketi 1997 yılı için çiftçi ile yeni sözleşmeler imzalamak üze- re hazırlıklara başladı. Neredey- se, çiftçi deyeni pancar ekimı için tarlalara girecek. Ama, ne yazık ki, 600 lira fark beklentisi, daha doğrusu ışkencesi hâlâ bitmedi. Erbakan - Çiller hükümeti işin kolayını bulmuş. Şu sıralarda Tür- kiye'de nasıl girdiği belli olmayan yüz binlerce ton şeker olduğu söyleniyor... Şeker şirketinin de- polarında da 800 bin ton civann- da şeker var... Gerekirse ithalat ya- pılıyor... Nasıl olsa şeker sıkıntısı çekilmeyecek? Ama, Türk ekono- misi ne olacak. Geçimini pancar- dan sağlayan 4 milyona yakın in- sanımız nasıl geçinecek? Şekeri iki kat fazla fiyatla yemek zorun- da kalacak olan dar gelirli tüketi- ciye yazık değil mi? fşin bu yanı- nt duşünen yok!.. Şimdilik 300-500 bin ton ya- bancı şekerle ülke ihtiyacını kar- şılıyoruz. Eğer, yerli üretim çöker- seTürkıye'nin her yıl 2 milyon to- na yaklaşan tüketiminin büyük bir kısmını ithal şekerle karşılamak zorunda kalacağız. Böylece her yıl yabancı ülkelere en azından 60 ile 70 trilyon lira ödeyeceğiz. Bu rakam her yı! giderek artacak. Belki de kısa bir süre sonra 100 veya 130 trilyon lirayı bulacak. Ya tüketici? 60 milyon insanımız ki- losunu 70 ile 80 bin liraya yiyebi- leceği şekeri 130 ile 140 bin lira- ya alacak. Daha da acısı, 4 mil- yon pancar üreticisinin en azın- dan üç milyonu işsiz ve aç kala- cak! Bır ülke için bundan daha bü- yük bir felaket düşünülebilir mi? 80 ile 100 tüccar veya kaçakçı- nın, karaborsacının servet yap- ması için Türk halkının soyulma- sına nasıl razı olunabllir? Nitekim. mılyonlarca pancar üreticisi Is- yan halinde... Binlerce üretici önü- müzdeki yıl pancar ekmek istemi- yor... Hatta, şeker şirketinin yeni yıt sözleşmelerini imzalamayaca- ğını açıklayan üreticilerin sayısı giderek artıyor. Eğer, hükümet 600 lira farkı ödemezse pancar ekimi yarı yarıya azalacak. 1994, 1995 ve 1996 yıllarından daha buyük sıkıntılar yaşayacağız... 1997 yılında şekerin kilosunu bel- ki de 150 bin liraya yemek zorun- da kalacağız!.. Sakarya Ziraat Odası Başka- nı Hikmet Karabayır bu konuda şöyle yakınıyor: "Sanayi Bakanı Yalım Erez, hükümetin pancara verdiği 4 bin 400 lira fiyatın dü- şük olduğunu, bu nedenle 600 li- ra daha fark verileceğini benimya- nımda açıkladı. Aradan ay/argeç- ti. Ses seda yok. Pancar üretici- si perişan. Emeğinin karşılığını değil, masrafını bile çıkaramadı. 600 lira farkı alabilmek için baş- vurmadığımız makam kalmadı. Eğer, hükümet 600 lira farkı öde- mezse üretici bu yıl kesinlikle pancar ekmeyecek. Dunjm santl- dığından çok daha vahim..." Karacabey Ziraat Odası Mec- lis Başkanı Nihat Güneş de Hik- met Karabayır gibi düşünüyor: "Karacabey'depancarekimi40 bin dekardan 10 bin dekara düş- tü. Pancardan elimize 3 bin 800 lira geçecek. Bu para mazot gi- derimizi bile karşılamaz. Eğer, hü- kümet 600 lira farkı vermezse pancar ekimi sıfırlanacak..." Hükümet daha 1996 pancar bedellerini de ödemedi. Şeker şir- keti üreticilerden 55 trilyon liralık pancar aldı. Bugüne dek bu pa- ranın ancak 20 trilyon lirasını öde- di. Üreticiye daha 35 trilyon lira borcu var. Bu 35 trilyon liranın üreticilere ne zaman ödeneceği de belli değil. Şeker şirketi hükü- metten emir almadan borcunu ödeyemez... Geçen yıl olduğu gi- bi ödemeler mart ve nisan ayla- rına kadar uzarsa pancar üretici- leri banka ve esnafa olan borç- larını kapatabilmek için traktör- lerini, tarlalarını ve hayvanlarını satmak zorunda kalacak. Böylesi bir faciaya kim dayanabilir? •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear