25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC İnrivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yav m Yonennen. Orhan Erinç # Genel Yayın Koordnatorü Hikmet ÇetinKavaO Yazıı;lsrı Mudurlerı İbrahim Yıldız (SorumJı.). DinçTa>anç # Haber Merkezı Müdüru Hakan kara # Gorsel Yönetmen Fikret Eser Di} Haberler Şinasi Danışoğlu # Istıhbarat Cengiz \ ıldırım # Ekonomı Biilent Rızanlık • kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir ^ ücelman 9 MakaJeler Sami Karaoren # Duzeltme Vbdullah Va/ıcı 0 Fotoerjf Erdoğan Köseoğlu #Bılgı-Belge Edibe Bugra • Yurt Habcrlen IMehnîet Faraç YaşınKuruJu Orhan Eriırç, Okta> Kurtböke. HikmetÇefinkata, Şükran Soner, Ergun Balcı. Dinç Ta> anç. Ibrahim > ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balba\. Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balba> •Haber Muduru Doğan \kın Ataturk BuKan \o 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Td 4)95020 C haî), Faks- 419502? • Izmır Temsıfcısı Serdar Kızık, H Zı>a Blv 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 44I9II7 • Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu. Inonu Cd 119 S No 1 Kat !. Tel 1522550. Faks 35225^0 Mues^ese Vfudum Erol Erkut • Koordınator Ahmet Korulsan • Muhasebe Bülent Yener 0 tdare Hüw\in Gürer 0 fşletme Önder Çelik 0 Bılgı-Işlem Nail İnal 0 Bılgısayar Sıstem Mürihet Çilcr MEDÎ A C: • Voncıım K.un Bj^kanı - Genel Mıidur Giilfc Erduran 0 Koordınator Re Iştrman 0 Genel Mudur Yardımcı Mine Akdağ Tel 514 (T 53 ks 51184. <uı \e Basan: \ enı Gun Haber Aıan;.!, BaMn \e Ya.Mncıhk A S l.d : " 4 Caialoğlu 34^4 Ist PK I!46 Istanbul fel ı(l 2i;> 512 05 (20hatı Faks 10 2I2ı 5H «5 °5 2İ EKIM 1996 İmsak:5.53 Güneş:6.18 Öğle: 12.56 lkındi: 15.50 Akşam: 18.20 Yatsı: 19.39 Üniırersîte'ye kayıtJap • Jstinbul Haber Servisi - IsıanbJİ Özgûr İııve^ıteyekayıtlar ba«İ£<t. Yeni öSretım yılı 15 ktSUT tarihınde başLyJcak. Üçer aylık iki dönm halınde. hergün 18.3»-20.30saatIeri arasııca verilecek olan dersl;rin ve öğretmenlerin adîar jöyle •"Emek Süretierı Tarihı - Murat Akın:ı ar. Türkiye Ekorumısı - Hacer Aydın, HakaıAslan. Lvgarlığın Paraookslan - Hüsnii Akscv, Diişünce Yöntemi - Cen^ız Gündogdu. Dünyı Ekonomısı. Uuslırjrası Politikalar. Kürejelleşme - Temel Demi-er. Ortadogu ve Yeni Dûnya Düzeni - ZeynepGüler. Ekonomi Polıtık. Medya ve Felsefe - Hakan Aslan." Cuma-tesi günlen de genel <onular hakkında semınerlenn venleceği ÖzgürUnıversitesi'nın telefor numarası 243 54 81. Ormanlara koruma • ANKARA (ANKA) - Orman yangınlarınin nedenlen. boyutları ve sonuçlan. eumartesı günü Marmans"te düzenlenecek bır panelde tartışılacak. Orman Mühendıslen Odası'nın düzenlediğı etkinlıkte karıkatiir sergısı de açılacak. Öte y andan Muğla V'alisi Cemil Serhadlı. Marmaris orman yangınında tahrip olan 4 bın 350 hektar orman alanının ağaçlandırma çalışmalarının önümüzdekı mart ayına kadar tamamlanacafiını söyledı Posta Teşkilaîı 156yaşmda • A.NKARA (Cumhurnet Bürosu) - Tanzımat Fermanrnın getırdığı eağdaşlaşma çalışmalanna paralel olarak 1840 vılında Batılt anlanıda kurulan Posta Teşkılatı bugiin 156. yılını kutlayacak. Yıldönümü nedenıyle Posta Işletmesi Genel Müdürlüğü çalışanlanndan oluşan bir heyet bugün saat 10.00'da Anıtkabırı zıyaret ertikten sonra Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu'yla görüşecek. BM'den sergi • Haber Merkezi - Bırleşmış Mılietler Günü. Bırleşmiş Mılletlere bağlı dört kurulusun Ankara da ortaklaşa düzenleyecekleri sergiyle kutlanacak. Birîeşmış Mılietler Mülteciler Yüksek Komiserliği(UNHCR). Birleşmiş Mılietler Çocuklara Yardım Fonu (L'NICEF). Bırleşmiş MilletlerGıda ve Tanm Örgütü (FAO) ve L'luslararası Çalısma Örgütü'nün (ILO) katılacağı bir günlük sergi yann gerçekleştırilecek Sergıde Çocuk Hakları Sözîeşmesı \e iyotlu tuz kullanımının çocuğun gelişıminde etkılennden. mültecilenn korunmasına kadar birçok sorun ele almacak. Bütün yaşamını çevreye ve bilime adayan Curi, sorunlar karşısında 'yakınmak' yerine 'önleme' yollannı aramıştı Cuıd'ııiıı son dersi: Duyarhhk• Brükserdeki toplantısından 2 giin önce TMMOB'nin "İstanbul Konferansı"nda konuşan Prof. Dr. Kriton Curi, son zamanlardaki kimi tartışmalı ÇED raporlannın ür.iversite adıvla değil, imza sahiplerinin adlanyla anıJması gerektiğini söylemişti... OKTAV EKİNCİ Tanh 16Ekım 1996 Yanı, geçen çar- şamba günü TüneFdekı Tank Zafer Tu- naya Kültür Merkezi'nde Kriton Curi ıle bırlıkteyız. Prof. Curi. her zamankı gıbı programda kendısıne aynlan konuş- ma saatıne eöre "tam zamanında" ael- dı. TMMOB'nin 18Ekım 1954'teyapı- lan ılk kuruluş genel kurulunun 42. vıl- dönüf7iü ıçınu tstanbul'unÇe\reSorun- lan" konusunda konuşacaktı Bu konuyu Mımarlar ve Mühendısler Haftası ıçındekrİstanbul Konferana''nda anlatması. kendısı ıçın belkı çok daha anlamlıydı. Çünkü "çevreci" öfretim üvesı olmasının ötesınde, aslında o bir "mübendisti". Bunca y ıllık çabadan son- ra artık sorunlardan "_>akınan'*de|ıl. so- runlan ""önkven" projelere ımza atmış ol- manın bırıkımını vecoşkusunupaylaşa- cakn Nıtekım yıne o gün konuşmasına da 'İstanbuTunçevresoranlannınçaziun- lenebilirsorunlar" olduğunu söy ley erek başladı. Lmudunuzedeleyen tekşev, ız- Ie\ icı say 101nın azlığıy dı "Bu konular- da salonîar boş kaldıkça. somnlan çöz- mekdegaiibagecikecek"dıye sıtem eder- ken Turkıye'dekı en büyük eksıklığın "duvarlılık" oldugunu da vurgulamış oLyordu... Prof. K.rıton Cun.öz\enlı yaşamında "sonuncu" oldugunu elbette ki bileme- digı bu önemlı konuşmasını. sankı bırbü- yük ansiklopediye özlü bır madde \a- zarcasma zengın ıçerıkte. ama "niteîik- li bir özet" şeklınde hazırlamıştı. Istanbul'un nüfus artışı artık vüzde 4.8'dı ve bu "dakikada 1 kişinin", üste- lık "geri dönmemek iizere" kente gelıp yerlesme»! anlamına gelıyordu Bu ne- denle her y ıl "bir Stuttgart'ın >ansı ka- dar" yeni kentkurulması gerektiğini be- lırten Cun, aslında göcün azaltılabilece- gını. aneak İstanbuF'un u o> için"peşkeş çekıldıgını \urguluvordu Bunun sonu- cunda bır "kültür erozyonunun'" da ken- tı y ıprattıgını söy jeyen Cun. "İstanbuTun içinde veni bir İstanbul terine, Snas, Kars, Antep... kurulmaya dtvanı edilir- $e,bu kentartık İstanbul olmaz"dıyerek bu erozyonun gerekçesını özetlıyordu. Konuşmasını. "İstanbuJ'un en önem- liçevresorunu ha\a kirliliğidir" dıye sür- düren Prof. Dr Cun, bunun nedenını "çünkü ondan kaçamazsınız, sürekli so lumak zonında kalırsınız* dıye açrkla- dı. Türkiyedeve İstanbul'dabugünedek "biyo-istatistikJer"eIde edilemedığı ıçin birçok ölüm olayı da "alın)azısına''bağ- lanıvordu. Oysa bu ıstatistıklerolsaydı, bazı ölümler üzennde "hava kirliliğinin etkisi" hemen ortaya çıkacaktı. Ona göre ikıncı önemlı çevre sorunu ıse "su kiriiliği" olarak görülmelıydı. G niv ersıtede kendı olanaklany la yaptık- lan kiiçük bıraraştıımada. şişelenmış iç- me sulan ömeklennden y üzde 70"ınin hat- ta pompalı su ıstasyonlanndan ise yüz- de 90'ının "içilebilir niteüği tartıştnalı" sulan ıçerdıkleri saptanmıştı. Cun bu durumu. "peki, parası olanlar bile nere- den temizsu içecekJer" sorusuy la tanım- lıyor ve arkasından eklıyordu: "Aslında en büyük avıp halkın suvu parayla içme- sidir. .Ama IstanbuJ'da artık bu avıp bile sağlık için yeterli değil..." Kriton Cun. Tank Zafer Tunaya Kül- tür Merkezi'ndeki bu "sondersini"yine Istanbul'dakı toprak kırlıüği. çöp soru- nu ve "gürültü kiriiliği'' konularına de- ğınerek tamamiadı. Çevre üzennde etki- lı olmaya başlayan "bilimseletik" konu- suna da değınen Cun, ÇED raporlany la ılgıiıbırönendebulundu. "Butürrapor- lar üniversitenin adı>la değil,yazanlann kendiadı\laanılmairdı>en Prof Curi, sözlerinı şöyie tamamiadı. "Üniversite- nin kurumsal saygınlığına sığınarak gö- rüş bildirmek bilime yakışmaz. Bilim adamı kendi kişiliğiyle vavını söylemeü. O zaman bu tür raporlan eleştirirken üniversiteyi >ıpratma endişesi olmaz ve gerçek anlamda btlimsel tartışma >apmış olursunuz..." Knton Cun, ertesı gün çıkacaf ı "Briik- selse>ahati~nedeniyleogün erkenay- nldı. N'e varkı hem kendısını hem de *so- runlannı"sevdiğı ülkesıne bu kezplan- ladığı zamanda geri dönemedi... Curi son konuşmasında htanbul'un çevre sorunlannı değeriendirdi. İlkçoiuklartııtııeuSaddam Hüseyin- Saldırgan. domınant. kınci. hırslı bır kişiliğe sahip olan Saddam. ılk çocuklann tıpık bır örnegi. Saddam'ın yaptığı gıbı yakınlannı bile öldürtmekten çekınmeyen ılk çocuklar. diktatör tıpınin mükemmel bır örneeı Prens Charles - Ingıltere tahtının vansi olarak yetiştirilen Charles, bencılce ilışkılen nedenıyle geleceğını tehlıkeye atmaktan çekınmivor. Hillan Clinton- Çok tıpık bır ılk çocuk örneğı. Sullovvay, Bayan Clınton'ın ne ıstediğini ve bunu nasıl elde edecegini çok ıvı bılen bır ılk çocuk olduöunu kavdedıyor. .\elson Mandela - Örnek alınacak birdevnmcı ve mükemmel bır dev let adamı olan Mandela, ılk çocuk özellıklerini kişilığinde birleştiriyor. Boris Veltsin - Koltuğuna sıkıca yapışan Yeltsin. yerını korumak ıçın sağlığını bile tehlıkeye atmaktan çekınmiyor. Yeltsin, iktidar hrsının çocukluktan gelen bır alışkanlık oldugunu şu sözleriyle açıklıyor: "6 yaşından beri aiİemin tüm sonımluluğunu üstiendim. Küçük kardeşlerimi ben büvütrüm savılır." sonıuÇe>iri Servisi - Bilim adamlan kişıliği şekıllendı- ren faktörlenn başında do- ğum sırasının geldiğini ile- ri siirüyor. .\ewsweekdergi- sinin son sayısındayeralan haberde. aynı aılede doğan çocuklann kişilıklennın bü- yük ölçüde dünyay a genş sı- rasından etkılendiğı belırti- liyor. ABD'nin bilimsel araştır- malanyla ünlü üniversıtesı MIT"de görevli bilim tarih- çisi Frank Sullowa\. son 20 yıldırsürduğüçalışmalannın sonuçlarını ıçeren u .Asi Do- ğanlar" adlı kitabında, tari- hın akışını değiştiren tüm önemlı değişikliklenn aile yapısından kaynaklandığı- nı: idari, dini ve ekonomık etmenlerin geri planda kal- dığını öne sürüvor. Ailenin ilk çocuğu ile son çocuğu arasında çok belır- gin farklılıklar oldugunu ile- ri süren Sullovvay, ilk ço- cuklann genellikle statüko- cu, düzen meraklısı ve tutu- cu oldugunu. son çocukla- nn ise düzene karşı çıkan. ısy ankâr ve yeniliklere açık kişıler oldugunu kaydedi- yor. Sulloway'ın araştırmala- rından yola çıkan bilim adamlan. doğum sırasının hay\anlarâlemındeki rolü- nü de ıncelıyor. Son bulaulara eöre vive- Michael Jourdan- Son doğan çocuklar, genellikle değişık konulara ilgî duyarlar. Jourdan da tıpık bır son çocuk olduğundan beyzbol vegolf merakını normal karşılamak aerekivor. Clint EastMood- "Kovboy, kasabada kim var kım yok öldürüyorsa, kesinlikle ailenin ilk çocuğudur"diyen Sullovvay, Eastvvood. Statione ve Bnıce Willis'in ılk çocuk olarak dünyay a gelmelennın rastlantı olmadığını belırtiyor. osıceğin kısıtlı olduğu ortam- larda büy üyen ılk yav runun. varlığını sürdürebilmek için sonradan gelen yav rulan öl- dürdüğü \ ey a açlığa terk et- tıâi bıldiriliyor. Dolayısıyia ilk yavrunun daha domjnant ve acımastz bır yapı sergılediği iz- leniyor. Madonna - Koyu Katolik bir ailenin 6 çocugundan üçûncüsü olan Madonna. doğuştan isyankâr bir yapıya sahip. Peki, Madonna'nın yeni doğan bebeği nasıl bır kişiliğe sahip olacak0 İlk çocuklar genellikie ebeveynlerinı takJit ettiklerinden ücüncü millennıum Madonna sız kalmavacak. Bill Gates - Son doğanlar genellikle yeni fikirlere açık olduklanndan, mıcrosoft imparatorluğunun başına da ancak bir son çocuk yakışırdı. e-posta : tan " vol. com. tr Prenses Stephanie - Grimaldı aılesının üçüncü çocuğu olan Stephanie, çılgınca davranışlan ıle babasına kök söktürüyor. Bugün kraliyet ailesinin "şen dulu "olarak yaşamını sürdürüyor. Vaser Arafat - 7 çocuktan altıncısı olarak dünyaya gelen Arafat. anne ve babasının boşanması üzerine başının çaresıne bakmak zorunda kaldı. Son çocuk olarak radikal bir kişiliğe sahip olması yadırganmıyor. KRİTON CURİ NİI\ CENAZESİ BUGÜN TÜRKİYE YE GETİRİLİYOR Projeleri yarun kaldıİstanbul Haber Servisi - TÜSİAD adına görev lı ola- rak gıttıgi Bruksel'den do- nerken uçakta rahatsızla- narak Macaristan'ın baş- kenti Brüksel'de kaldınl- dığı hastanede yaşamını yı- tıren Prof. Dr Kriton Cu- ri'nın yürüttüğü birçok pro- je yanm kaldı. Prof. Knton Curfnın cenazesi bugün Türkiye'ye getiriliyor. Prof Kriton Curi. çevre alanında Türkıye'nın ye- tıştirdiği ender bılım adam- lanndan bıri olduğu ıçin. ılgıli kuruluşların kendı- sınden talep ettığı her pro- je için sorumluluk duyarak büyük birözverıyle çalış- malannı sürdürdü. Türki- ye'de katı atık ve çöplükle- rin yaratacağT sorunlan ilk kez bilimsel bırçerçevede dıle getiren ve somut pro- jelerle çözüme ulaştıran Prof. Curi'nın Izmır Har- mandalı"nda gerçekleştırdi- ğı katı atıklann düzenlı depolama ala- nı, tüm yerel yönetımlere örnek teş- kil ettı. istanbul Ümraniye'de birçok kişinin ölümüyle sonuçlanan çöplük patlaması felaketinin ardından, Prof. CurTnın önemı daha da iyi kavrandı. Prof. Dr. Curi'nin yürüttüğü, ancak zamansız ölümüy le yanm kalan önem- li bazı projeler şöyle: TÜSİAD'ın gönüllü danışmanlığı- nı yapan, aynı zamanda bu kurumun Sanayı ve Şirket Işlerı Komisyonu, %rulmaz çevre sanatçısı H. MUTLU OZTÜRK (tnj. Müh. Od. tst. Şb. Y.K. Sekreterij Odamız üyesı, Türkiye mühendislik ca- miasının saygın ve seçkin kişilerinden ho- camız Kriton CurTnin ardından bır şey - ler yazmak çok zor. Onu tanımak, dınle- mek. fırsatını bulanların gayet iyi bıldık- leri nıteliklerinı, l6Ekım 1996tanhınde İstanbul Konferansf nda yaptıgı konuş- masından aklımda kalanla aktarmaya ça- lışmak istiyorum. "Konuşmacılardahil 20 kişi> iz. Hep ay- nı yü/Jer; artık birbirimizi iyice tanıdık. neredeyse akraba olduk!.. Asıl bu işin il- gilileri, sahip >e sorumlulan burada yok- lar." Hoca. sözlerini Istanbul'un kirlılık so- runlannı sıralayarak sürdürdü: "Ha>a kiriiliği; kışın her gün haberier- deresmi açıkiamalar \apılır. Denir ki, bu- gün İstanbuPda hava kiriiliği değerieri şöy- legerçeklcşti... Burada ortalama değerler açıklanır. Halbuki önemli olan, nıaksi- mum değerlerin ne kadar gerçekieştiği, nerelerde ölçüldüğü >e kaç saat sürdüğü- dür. Bir de sadeee SO2 ve partikül değer- ieri açıklanır. Halbuki asü önemli olan, azot oksif ve hidrokarbon değerleridir. Su ve deniz kiriiliği: İstanbııl'da Dalan döneminde büy ük yatınmlar\ apıldı. Ka- nalizasyon atıkiarı toplanıp arıtılıp' Bo- ğaz'ın derin akjntılan ile Karadeniz'e gön- derilecekti. Veterii etüt vapılmadan bu iş- lere girişildi ve görüldü ki bu atıklar, da- ha Karadeniz'e varamadan üst akmtılar üe Marnıara'ja dönüjoriar!.." Işte Knton Hoca. ınsanlarımızı doğru- dan etkıley en bu sorunlarda böylesıne du- yarlı. uzmanı olduğu konulan anlatırken ıse son derece mütevazı. kendıne has mı- zahı üslubu ıle dinleyenlennı yormadan, amaanlattıklarındaakıllaranakşedenyo- rulmaz bır çevre sanatçısı ıdı... Çev re Çalışma Grubu Sorumlusu olan Prof. Dr. Curi. "Basel Konvansiyo- nu'nun Türk sanayiine etkileri" ile "Gümriik birüginden dolav ı Türk sa- nayiinin yüklenmek zorunda olduğu yenisonırnluluklann beliriennıesi'ko- nulu araştırmaları y urütüyordu Dünya Saglık örgütü'ne de danış- manlık yapan Prof. Dr. Curi. bu ku- ruluş için "Deniz kirlenmesinin kara kavTiaklannın izlenme esaslan" ko- nulu araştırmanın yanı sıra Antalya v e İstanbul AdalarBelediyesi içinaltya- pı projeleri ile katı atıklann kayna- öındaaynlması üzerine projelergeliş- tıriyordu. Adalar Beledıye Başkanı Can Esen, Prof. Dr. Curi'nin ısteğı üzenne birhanta hazırlattığını söyle- di. Başkan Esen, Prof. Curi'nın aynı zamanda adalardaki din adamları ve eğitimcilere yönelık olarak katı atık- lann kaynağında aynlması konusun- da bır eğitim programı hazırladığını da belirtti. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN 'Soğuk Savaş' Aydınları... Cumhuriyetin 'erken' döneminde, toplum henüz 'Os- manlı'dır, inkılâp şehirden taşraya intikal edemez. 1936'da, llgın'da (Konya) sokakta rastladığım çarşaflı kadın durur, peçeli yüzünü ben geçinceye ka- dar duvara dönerdi; henüz onbir yaşındaydım ama, erkektim ya! 1957'de, Erzincan'da askerim; şehir- de değilse bile, kırsala çıkıldı mı, kadınlar yine örtü- lü; o kadar canım sıkılmıştı ki bundan, şöyle başla- yan bir şiir yazmıştım: "neden kızkardeşlerim niçın saklanıyorsunuz niçin peçelerin peştemallerin arkasına gızliyorsunuz nur yüzünüzü sık ve sert sıhhatli siyah saçlarınızı cömert ağzınızı neden kızkardeşlerim hep böyle bir şeyden korkmuş gibi huzursuz hep böyle bir şeye kızmış gibi öfkeli acı ve alaca gözleriniz daimagölgeli... 1 " (Ben Sana Mecburum, S.64) Dahası var; şimdiki 'ham sofulann' iddia ettiği gi- bi, o dönemde, dine diyanete bır saygısızlık yoktu: Bahçe'de (Adana) Kaymakamın -ki babamdı- Müf- tü Efendi'yi hürmetle karşılayıp elini öptüğünü göz- lerimle gördüm: (1942) Ninem, namazında orucun- da bir kadındı, ölünceye kadar da öyle kaldı. Annem tecvit üzere Kur'an-ı azim üş-şan okurdu. Bunla- nn hepsi mütedeyyin, dinine bağlı insanlar. Hepsiy- le yakın ve sıcak ilişkiler içinde oldum; hiçbirisi son dönem islamcılannın yaptığı gibi islamiyetten, Tan- n'dan, peygamberden, yukandan bir tavırla, karşı- sındaki suçlar gibi söz etmedi. Hepsi inançlannı 'bi- reyselleştirmişti', ibadetlenni içlerinden yapıyor, du- alannı"... küffari mahv-ü-perişan eden Mehmet- çik'ten, onun kumandanı halaskâr Gazi Musta- fa Kemal Paşa'dan ve Türkiye Cumhuriye- ti'nden"esirgemiyordu. Ne bilge kişilermiş onlar Ye- ni Müslümanlar, 'soğuk savaş' müslümanı, dindar- lığı dışa dönük, mütehakkim, hatta mütecaviz, inan- cını 'toplumsallaştırmak' iddiasında, inancını yaşa- yan bir 'ermişten' çok, kavgacı bir militan hüviyetin- de görünüyor; kılığı, kıyafeti aksesuarı vs. ile şov yapmaya meraklı; 'tesettür'ûn, 70'li yıllann 'parka- sından', pek fark; kalmamış!... Peki ne oldu da Cum- huriyet, Osmanlı müslümanından çok daha katı, çok daha acımasız, bu 'soğuk savaş' müslümanını, ken- di içinde üretebildi? Nerede ve hangi yanlış yapıldı? 'feda-yı nefs' esastır... Cumhuriyetin 'erken' döneminde toplum henüz 'Osmanlı 'dır ama inkılap aydınları neTanzimat 'mü- nevveridir', ne de Meşrutiyet 'münevveri'; onlarda berrak bir yurt ve millet bilinci oluşmuştur, bu sağ- lam bir tarih bilincine dayanır 'feda-yı nefs' esastır, olağandır: Avrupa'da eğitim görmüş nicesi. oran/n tekliflerini elinin tersiyle reddedip. Anadolu kıracın- da yoksulluk ve yoksunlukla savaşıp, 'istikbalin' Tür- kiye'sini kurmaya çalışırlar Hür, bağımsız ve laik bir ülkenin evlatlannı, o istikbale layık bir şekilde yetiş- tirme gayret ve telaşı içindedirler; onları soluk fotoğ- raflardaki biçimsiz fötr şapkalarından, eğri kravatla- nndan, pul bıyıklarından; fakat bilhassa 'ateşin'ba- kışlanndan hatırlarsınız. Şimdi cumhuriyetaydını, 'soğuk savaş' aydınıdır; aydınlığı dışa dönük, mütehakkim, hatta mütecaviz; hayatı ve başanyı 'kişıleştırmeyi' marifet bellemiş; ne yurt bilincine sahip, ne millet; varsa yoksa 'ego'su, şöhret, servet ve şehvet hırsı. Gösterişe düşkünlü- ğü, görgüsüzlüğe vanyor; görgüsüzlüğü. ecnebileri taklrtleoluşmuş, halkını ve ülkesinı açıkçaküçümsü- yor; Osmanlı'da ancak 'komprador' ve gayrimuslim azınlıkların yaptığı gibi o da parasını ecnebi dövızine çevirip ecnebi bankalarda saklıyor: çoğu çift pasa- port taşıyor. Peki nasıl oldu da Cumhuriyet, o bilinç- li inkılap aydınlarının yerine. kendi içinde böyle gör- güsüz ve aç gözlü bir 'soğuksavaş' aydını üretebil- di? Nerede ve hangi yanlış yapıldı? Vahiro soru, vahim cevap... Bu iki sorunun cevabını verebilmek, 'soğuk savaş' aydınlannın üremeye başladığı tarıhi saptamakla mümkündür; o tarih, elbette 'soğuk savaş'ın baş- ladığı, ya da Türkiye'nin o savaşa katıldığı tarih! 'So- ğuk savaş', hepimiz biliyoruz. II. Dünya Savaşı'nın sonunda başlamıştır; Türkiye, bu sürece hemen he- men aynı tarihte girmiştir: Amerikan yardımının Tür- kiye veYunanistan'ada yaygınlaştınlması; KoreSa- vaşı ve Türkiye'nin NATO'ya kabulü ıle! Kısacası, Türkiye'de 'Soğuk savaş' ürünü 'islamcı' ve 'libe- ral' aydın türü, o taribe kadar tarafsız ve bağımsız olmaya çalışan Türkiye'nin, 'Sistem'e dahil olma- sıyla ortaya çıkıyor. Türkiye'nin 'sistem'e dahil olması, Türkiye Cum- huriyeti'nin hayatında hangi mekanizmayı oynatıyor da, böyle bir aydın türünün üreyebilmesı mümkün oluyor? Bu vahim sorunun çok değil, tek ve aynı derece vahim bir cevabı vardır; Türkiye Cumhu- riyeti'nin öğretim ve eğitim için kendisine seçti- ği bağımsız, laik ve demokratik öğretim ve eği- tim mekanizmasının oynatılmasıyla! Bu da 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun 'delinmesi' anlamına gelen uygulamalann, merkez sağ/mer- kez sol iktidarlar ve koalisyonlar tarafından, be- nimsenip yaygınlaştınlmasıyla olmuştur. Farkında mısınız. deşıldikçe sorun. daha ılginç bir hal alıyor. Isterseniz, artık aynntılanna girebiliriz. http:// www. vol. com. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.htmf
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear