Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 1996 ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
Istanbul'un ESOMAR'a ev sahipliği yapması salt Türk konukseverliği ile sağlanamazdı
'Kahvemiiçelim,işmi
konuşalım?' raştırmanın
raştırılması
Tunç Tayanç
rürkıye'deki "araştırma
sektörü" tünı "olumsuz"
koşullara karşın nasıl ve-
şerdıyse. ESOMAR'ın
49. Kongre'} ı tstanbul'da
yapma kararı da benzer
"olumsuz" ko^ulljra karşın alınmıştır.
Gerçı Nezih Nevzi vakla^ık. 30 yıldır
ESOMAR'ın kongrelerine katılır, Türkı-
ye'den az sayıda da olsa ESOMAR üye-
sı \ardırama, Turkı>e. 198O'lı yılların
sonlanna, 1987 v ılına kadar "ülke" ola-
rak "üye1
" değildır. Sözü gene ola>lann
içınde yaşavan Nevzı've bırakalım
" 1987 yılında... ülke olarak üvelik sağ-
lamak amacı\ la Pazarlama ve Kamuo\ u
Vraşrırmalan Derneği'ni kurmak için ça-
lışnıalara başlandı. Bcnlece 1987>ılında
Montreınfdevapılan ESOMAR kongre-
sine kurulmakta olan dernekten beş tem-
silci katıldık \e bu Avrupa kuruluşuna
üye olduk (Nezih H.Ne>zL, age.. s. 8).
Türkiye'ye ilk adım
Artık Türkive de ESOMAR üyesi bir
iilkedir. Sıra bır başka aşamava gelir:
ESOMAR kongrelerinden bınni Türki-
ve'de >apmak. İlk adım I988'de Mad-
rid'de atılır. Konızre'ye Türkıye'den 16-
17 kışı katılır \e~ESOMAR ile bu konu
ciddı cıddi görüşülür.
Türkıve söz konusu oldugunda. -ne
olursaolsun- karşı çıkmakla kendini vü-
kümlü gören Yunanistan \e Günev Kıb-
rıs karşı çıkarlar. ama îstanbul aday kent-
lerden birı olur. Gene de kcsin kararın \e-
rilnıe.sı için vedivtlbeklenir. 1995"te48.
Kongre -bizim Lahev dedığimiz Den Ha-
ag'da toplanır. Nezıh Neyzı ve arkadaş-
ları kararlıdırlar: 49. Kongre'nın "e\ sa-
hibi" İstanbul olacaktır. Bunu sağlama-
nın volu da. karşı çıkanların ilerı sürdük-
len sa\ Iarı bır bır'çürütmekten geçmek-
tedir. Temel sa\ ise "terör" ve Türki-
ve'nin "güvenlT olmadıgıdır. Oysa lnter-
pol raporları bu görüşte degildir; İstan-
bul, Paris ve Londra'dan bile "güvenli"
bir kenttir Raporlar masanın üsrüne ko-
nur. kartlaraçılır, İstanbul'un Avrupa'da
olup olmadı&ııusoran tek rük karşı çıkış-
lar da olur. ama cılız kalırlar ve 49". Kong-
re'nin >erine karar verilir: "İstanbul
1996".
... ve İstanbul '
Sonrası herhangi bir "kongre"düzen-
lemenin olağan ışleridir: tstanbul'ageli-
nir, oteUer. toplantı mekânlan gezilir. or-
ganızasyonu yapacak kuruluş seçilir vb.
Bu arada, ESOMAR'in her kongre-
sinde olduğu gibi bir "ana tema" seçilir:
İş düınasinın değişen dinamikleri
• Türkiye söz konusu oldugunda, -ne olursa olsun- karşı çıkmakla kendini yükümlü gören
Yunanistan ve Güney Kıbns karşı çıkarlar, ama istanbul aday kentlerden biri olur. Gene de
kesin kararın verilmesi için yedi yıl beklenir. 1995'te 48. Kongre -bizim Lahey dediğimiz
Den Haag'da toplanır.Nezih Neyzi ve arkadaşlan kararlıdırlar: 49. Kongre'nin "ev sahibi"
İstanbul olacaktır. Bunu sağlamanın yolu da, karşı çıkanların ileri sürdükleri savları bir bir
çürütmekten geçmektedir. Temel sav ise "terör" ve Türkiye'nin "güvenli" olmadıgıdır. Oysa
Interpol raporları bu görüşte degildir; istanbul, Paris ve Londra'dan bile "güvenli" bir kenttir.
Istanbul'un değerlendirilmesi
a.Yer
den Haag
Istanöul
96100
den Haag
İstanbul
b. Djğer yerierie karşjiaşttrma
%ioo
|Çokiyı
Grafik I: Kongrenin İstanbuPda yapılnıasını önmnler için sonuç "> üzakı~ Bir \ ıl önceki kongrenin düzenlendiği Den Haag
ile İstanbul karşılaştınlınca fark orta\a çıkıyor. Den Haag'a çok h i dhenlerj üzde 18'de kalırken, İstanbul j üzde 60"a ulaşmış.
(Changıng business dynamics). Sunula-
cak bıldiriler. tartışmalar bu "ana te-
ma"çerçevesinde yürütülecektir. ESO-
MAR olağan uvgulamasını başlatır;
kongreye bildiri sunulması için çağnda
bulunur. Içerjk, tartışalibılecek konular.
biçim vb. bilgilen içeren "çağrT broşür-
leri bütün üyelere gönderıldigi gibi, üye-
lerden veherülkedekı ulusal temsilcilık-
lerden de çevTelenne duyurmalan ıstenır.
Gelen bildiri özetleri değerlendirilir; uy-
gun görülenlere onay \erilir vb.
'Celismi; program'
Sürecin aynntılanna girmeye gerek
yok; önce "geçici program", sonra **ge-
lişmiş program" ortaya çıkar. Kayıt
formları, otel rezenasyonlan vb. herşey
tamamlanır ve ESOMAR'ın 49. kongre-
sine katılacaklar. degişık ülkelerin ha\ a-
alanlanndanlstanbul'adogruyola çıkar-
lar
8 Eylül 1996günü, saat 16.00'da. The
Bosphorus Hotel'de. Kongrs için gelen-
lerin son kayıtlan >apılır. Karidilerineya-
ka kartları \e kongrede »urmlacak bıldı-
rilerı içeren hacimli (751 sayfa) kıtap ile
birlıkteiçindegelenekselhedi>emiz*io-
kum", başlanna tstanbul'da bir şey gel-
meskıdiyekonulan "nazarlık",seramik-
ten "mavi kuş", Modern Folk Üçlü-
sü'nün kasetı. bloknot. kalem vb. bulu-
nan kongre çantası venlır.
Öte yandan. kongreye eşlik eden Ti-
caret fuan" için de son hazırlıklar sür-
mekte. "serginıekânlan"nda son diizen-
lemeler yapılmakta, kutular açılmakta.
bilgisayarlar. broşürler yerlerine yerleş-
tirilmekte. kısaca heyacanlı, ama hoş bir
koşuşturma sürmektedır.
Ah istanbul havası
Her :>ev )olunda gıtmektedir: bır şey
dışında: Hava... "İstanbul havasıdır, ne
yapsaveridir" *özünü doğrulamak ister-
cesıne hava bozmuş. "terör" süzünden
İstanbul'a karşı çıkanların pek de farkı-
na v armadıkları biçimde yağmur "sel
r>
e
dönüşmüştür. "Hazırfık Komitesi"nin
denetimi dışındaki tek öge budur ve o da
yapacağını yapmıştır.
Olan geleneksel adı
u
Get-together
Partj" olan "açılış kokte\li'"ne olur; The
Bosphorus Hotel'in. Boğaz'anazır "Sul-
tan'ınbahçeleri"nden ıçeriye, "fuaye
T>
ye
taşınmak zorunda kalmıştır.
Gene de ESOMAR yönetiminin key-
fi yerindedir. "İstanbul" üzerinde yara-
tılan bütün tereddütlere karşın, katılım-
cı sayısının vardığı düzey kimseye söy-
leyebilecek en ufak bir söz bırakmamış-
tır: 950'ye yakın delege ve 250'ye yakın
"refakatçi"gelmiştir İstanbul'a vebu bir
katılım rekorudur.
9 Eylül 1996 sabahı, saat 09.00"de
ESOMAR'ın Başkanı Helmut Jung49
Kongre'nın resmı açılışını yapar; Ulusal
Komite'nin Başkanı Akın Ahanak ve
Program JComitesi'nin Başkanı Sabine
Kern, "hoş geMiniz" derler.
Değisen dinamikler
Sabine Kern Avusturya'dan gelmiştir.
Philips Dictation Systems'ın Pazar Araş-
tırma Müdürü'dür. "Hoşgeldiniz'"demek-
le yetinmez, yaklaşık 300 yıl geriye, Vi-
yana kapılanna geri döner. Kara Musta-
fa Paşa'nın Viyana kapılanna dayandığı-
nı, ama Viyana'v ı alamadığını anlatır ve
kongrenin "ana teması"nı oluşturan "iş
dünyasının değişen dinamikleri"ne -ka-
nımızca- hoş bır baglantı yapar. Viyana
kapılanndan geri çekilen Osmanlılann
"fetih" ışleminı bır başka biçimde gerçe-
leştirdiklerinı,gerideçu\allariçindeko-
yu renkli bir madde bıraktıklannı. buna
"kahve" dendiğinı. Vivanalı bir ışada-
mının da bu koyu renk maddelerı kulla-
narak Vıvana'da ilk
M
'kahve"yi açtığını,
bugün sadece Viyana'daki kahve sayısı-
nın ikibıni aştığını. Vivana kahvelerinin
ününün de bütün dünvada bılindiğıni an-
latır ve sözünü, kongrenin de İstanbul'a
yeni iş olanakları suntnasını dıleyerek
noktalar.
Her eve bir Koç
Sonraki konuşmacı, Koç Holding Yö-
netim Kurulu Başkanı Rahnıi Koç'tur.
Türkıye'de gözlemlenen ekonomik ge-
lişmeyı. Cumhunyet'ren sadece iki vaş
küçük olan Koç'un gelişme sürecı ile bir-
likte anlatır. Her evde muhakkak Koç ta-
t
ftrfıiıdan üretilmfşbrr üriin bulundufunu
v urgular.
Kendisı aynı zamanda Uluslararası Ti-
caret Odası Başkanı da olduğundan
"etik" \e •'iş diiması" arasındaki ılışki
konusundaki görüşlerini de açıklar.
Bütün konuşmacıların söylediklerini
anlatmanın yeri -ve gereği- olmadığını
düşünerek, sunulan -ve izleyebildiğim-
bildirilerden -bence- ılgınç olanlara
değınmek, kognrenin havasını vedüzeyi-
ni yansıtmak açısından yeterli olacaktır
Sürecek
CJR Uç/ NE^ZİH NEYZI Pazarlama ve Kamuoyu Araştırmacıları Derneği Başkanı
ESOMARraçinIstanbuTa geldi?Bu yıl Istanbuldan bir HABITAT. bir de ESO-
M AR geçti HABITAT için İstanbul'da tam anlamı
ile yerverinden oynadı İstanbul HABITAT'tanötü-
nivenı bir kongre bınası kazandı. Kaldınmlarbaş-
tan donatıldı. Kentin bır bölümü kapatıldı ve HA-
BITAT'çılara ayrıldı. Istaiıbul sekiz ila on bin kişi-
vı ağırladı.
E'SOMAR Kongresi için İstanbul'a binden faz-
laaraştırmacı veailesı geldı ve bir hafta kadar Tür-
kiye"de kaldı. Bunların bır bölümü önceden geldi
\e Istanbul'u gezdi. Bir bölümü de kongre sırasın-
da v e sonraMnda İstanbul'u ve Türkiye'yı gezdı, öğ-
rendi. Neden HABITAT çok duyuld'u da ESOMAR
h\\ duyulmadı.'
HABITAT resmı bır kuruluş olarak dev let deste-
ğı ile gerçekleştırılen uluslararası bır toplantı. Bu
nedenfe büyük bır açılışı ve tantanalı bir kapanışı
oldu. Bövlece bütün İstanbul ve Türkiye bir şey ler
dujdu.
Buna karşıhk ESOMAR. 64 ülkeden 1000'den
fazla araştırmacıyı ülkeve çekti de neden hiç duyul-
madı'.' Kamuoyu ve pazarlama araştırmalan çoğun-
lukla genel ilginin dışında kalan konular. Ancak
kamuoyu araştirmalan seçim zamanı bir duyulur bir
kaybolur gündemden. Pazarlama araştırmalanna
geıince bu konu şirketlerin yönetimi ile ilgililer ta-
rafından kullanılan biraraçtır? Genel olarak toplum
bu konu ile pek ilgilenmez. Işte bu nedenle ESO-
MAR Kongresi duyulmadan lstanbul'dan geldi geç-
ti. Oysa ilgilı çevrelerde çok tartışılan birolaydı bu
kongrenin İstanbul'a gelmesi. Örneğin. 64 ülkeden
araştırmacılar geldi de Güney Kıbns'tan hiç kim-
se gelmedi. Oysa, Güney Kıbns'ın eski Cumhur-
başkanı George \asiliu eski bir ESOMAR üyesidir
v e şımdiye kadar kendisi veya temsilcileri her ESO-
MAR Kongresı'ne katılmışlardır. Burada da Tür-
kıye'ye tavır kovdular ve kimseyı göndermedıler.
Yunanistan'dan dört araştirmacı katıldı ve hiçbir
sorun çıkmadı.
Kongrenin 1996'da Türkiye'de toplanmasına
Kıbnslı delegeler geçen yıl Lahey'de karşı çıktılar.
Genel Kurul'da. •'Evimize gidenıiyoruz" gibi yer-
siz gerekçelerle ıtiraz ettiler? Fransızlar "Istanbul
Avrupa'da" mı? diye sorular sorarak Kıbnslılan
destekledıler. Polonyalı delegeler de insan haklan-
nı konu ederek Kıbnslılara güç verdi. Bütün bu kar-
şı koymalara rağmen ESOMAR Yönetim Kuru-
lu'nu ikna ettik ve kongreyi istanbul'a çektik.
Yaklaşık yarım y üzv ıldan beri ESOMAR her yıl
Batı Avrupa kentlennden birinde toplanmış. Genel-
likle Ingiliz. Alman ve Fransız delegelerin birkaç
saatte varabilecekleri bir şehır seçilmiş. Çoğu oto-
mobiline binip yıllık kongreye katılabilmiş. İstan-
bul bu nedenle merkeze uzak bir yer olarak ESO-
MAR Yönetim Kurulu'nca hiç düşünülmemiş.
Kırk dokuzuncu ESOMAR Kongresi. değişen iş
dınamizmi ve markanın önemini ele aldı. Kongre-
de her yıl bir tema etrafında ilginç tebliğler sunu-
lur. Biz, pazarlama araştırmacıları, bu kongrelere
süreklı gıde gele. tebliğler vererek ve tartışmalara
katılarak dikkati çekebildik. Aynca ESOMAR Yö-
netim Kurulu üyelerini İstanbul'a davet ederek bu-
radaki olanaklan gösterdik.
Öte yandan son v ıllarda ESOMAR kongrelerine
Sovyetler'den aynlan ülkeler ve Uzakdoğu'dan Hin-
dıstan, Japonya hatta Çin'den bile delegeler katıl-
maya başladı. Kuzev ve Güney Amerika'dan gelen-
ler için Paris'egitmek ile fstanburagelmekarasın-
da fazla bir aynnı yok. İşte bütün bu nedenlerle İs-
tanbul kongresine katılım diğer Avrupa merkezle-
rindeki katılımlardan farklı olmadı (Güney Kıbns-
lılar harıç), hatta rekor düzeyde katılımcı çeken bir
kent oldu İstanbul.
Bizim de şımdiye kadar üstünde durmadığımız
fakat vurgulamak istediğimiz. Türkiye'nin Avru-
pa'nın bir parçası olduğunu kanıtlamaktı. Üstelik
İstanbul, Lahey ve benzeri merkezlerle turistik ve
kültürel yönden kıyaslanamayacak ölçüde daha
zengin.
Bu gerçegi de Avrupalı dostlanmıza göstermiş
olduk. Sonunda biz. araştırmacılar olarak. Avrupa
BirHği'ne kendimizi kabu) ettirdik. Yunanlılar ve
Güney Kıbnslılar ıstedıkleri kadar dirensinler. biz
bu fasitdaireyi kırdık ve ESOMAR'ın üyelerini İs-
tanbul'a çekebildik.
Avrupa Birliği'nekarşı sivil toplum örgütlerimiz
bir tavır alrnalı ve olumlu etkinliklerde bulunmalı-
dır. Yunanlılann çıkardığı zorluklan önlemek ve
Türkleri Avrupalı saymak istemeyen batıl görüşlü
bazı Batı Avrupalılann bu düşüncelerinin yanlışlı-
ğını kanıtlamamızgerektiğine inanıyorum. Buyön-
de küçük bir katkımız oldu ise ne mutlu bizlere.
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Yazarın Tutsaklığı...
"78yaşındaytm, yazmamı önlemek istiyorian ha-
piste ölürsem, onur duyacaklar."
Bu acıklı tümceyi söyleyen, topluma açıklayan
Yaşar Kemal'dır.
Ne kadar kırılmış, ne kadar küsmüş ki yanıyor, ya-
kınıyor.
Yaşar Kemal'in mahkûm olmasını Türkiye'nin
mahkûmiyeti sayıyor, kınıyor, kırılıyor.
Yaşar Kemal'i bunca öfkeye büründüren olay şu-
dur:
"Türk edebiyatının dünyadaki en ünlü temsilci-
lerinden Yaşar Kemal hakkında verilen 1 yıl 8 aylık
ceza Yargıtay 8. Dairesı tarafından onaylandı. Ce-
za, yazarın 'Düşünceye Özgürlük ve Türkiye' adlı ki-
tabındaki yazısı nedeniyle İstanbul 2 Nolu DGM ta-
rafından verilmişti. Yaşar Kemal şu anda cezaevi-
ne girmeyecek, 'aynı suçu" 5 yıl içinde tekrar işler-
se hapse atılacak."
İki muhalif oy var. Bunun birıni Başkan Naci Ün-
ver, ötekinı uye Nevzat Tankut vermiştir... Karar
böylece kesinleşmiş oluyor.
Bir yazıdan ötüru bır yazarın marikûm olması...
Gazeteciler soruyorlar: "Ne diyorsunuz?" Şunu di-
yor:
"Ne dıyeyim, bu yazıdan ötürü yazar mahkûm
ediliyorsa memleketin çıvisi çıkmış demektir. Yani
bitmiş, tükenmiş demektir. Bu yazı nedeniyle dün-
yanın hıçbir yerinde biradam mahkûm edilmez. Bu
yazıyı 10 dile çevireceğim. Türkıye'de ve bütün
dünyada barolara, hukuk otoritelerine ve hukuk fa-
kültelerine göndereceğiz. Mahkeme karannı da ar-
kasına ekleyeceğim. Bır tanesi, 'Yaşar Kemal. sen
bu yazıdan dolayı mahkûm edilirsın' diyecekmiba-
kacağım. Sonra kıtap yapacağım."
Yine soruyorlar: "Yargıtay aynı suçu tekrar işler-
seniz, hapis cezasını ongörüyor. Bu konuda ne di-
yorsunuz?" Yanıtı:
"En korkuncu bu. Yargıtay sanki beni 5 yıl yaz-
mamaya mahkûm edıyor. Şımdı ne yazarsam mah-
kûm ederler. 'Türküm, doğruyum, çalışkanım' cte-
sem bile mahkûm edeher. 78yaşındayım. Mahpus-
haneye girsem mahpushanede ölürüm. Benım ha-
pishanede ölmem kimi sevındırır? Neyapayım, ya-
zacağım gene..."
Bütün dünyada Sovyet komünizminin yıkılma-
sından sonra bir yumuşama olmuştur. Komüniz-
min yıkılmasından sonra korku kalkmıştır. Komünist
ülkelerden kaçan yazarlar azalmış, hatta neredey-
se hiç kalmamıştır. Gıdenler geri dönmüştür. Sov-
yet rejimine kafa tutan Soljenitsin, Çekoslovak-
ya'da Havel, Thomas Mann, Arjantınli Cortozar,
Sabtot, Nijerya'da Soyinka geri dönmüştür.
Komünızmden kaçanlar yok.
Tersine, geri dönenler var
Devlet adamlan komünızmden kaçanlan bağıria-
rına basıyorlar. De Gaulle arka çıkanların başında
geliyordu.
•
Bundan yıllarca önceydi, Erbakan'la bir Konya
gezisındeydik. Bir yazar tutuklanmıştı. Erbakan'a,
"Tutuklanan yazar için ne düşünüyorsunuz" diye
sormuştum, "Yazıdan ötürü yazar tutuklanmaz,
ödüllendirilir..." demişti.
O günden bugüne 20-25 yıl geçtı. Yazar tutuk-
lanmıyor, tutsak alınıyor. Bir daha yazarsa tutukla-
nacak...
Evvel yok idi bu adet yeni çıktı.
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLD4NSAĞA:
1/ Persler'in Batı
Anadolu kıyılarını
tran'a bağlamak
için yaptıklan yol
2/ Bır gemi ya da 3
uçağın ızledığı
yol... Kap ağırlıgı.
3/ İlaç... Kadın
şapkalanna konu-
lan ve yüzü örten "
ınce tül. 4/ Sürül- j
memiş. ot bürü-
müş toprak... Eski 8
Türk güreşlerın- g
den bin. 5/Kumaş
üzerine yapılan bır tür iş-
leme... Parola. ^Uluslara-
rası Para Fonu'nun simge-
si... Bır şeyı anımsamak
için yazılan kısa yazı. 7/ 3
Olumsuzluk belirten bir
önek... Antalya yakınlann-
dakı ünlü arkeolojık ma-
ğara. 8/Birleşmış Milletler
Endüstriyel Kalkınma Ör-
gütü'nünsimgesı. 9/Ek\a- 8
to.r bölgelennde yetişen bır g
meyve agacı... Eski dilde
şarap.
YUK.4RIDAN AŞAĞIYA:
1/Rus kentlerinde içkaleye venlen ad. 2/Avrupa'da birbaş-
kent... Akaju da denılen büyük bır ağaç. 3/Satrançta bırtaş...
Söz. lalurdı... Japon lirik dramı. 4/Bırorgani su veıerek yı-
kayıp temızleme... "Biz kimseye — tutmayız Kamu âlem
birdir bize" (Yunus Emre). 5/ fzmır Körfezı'nde bir ada. (V
Serbest meslek adamlannı içınde toplayan resmı birlik...
Bir tür deniz taşımacılığı. II Şehzadelenn özel eğıtmenle-
n... Lzaklık işareti. 8/Afrika'da yaşa>an bır antılop... Dü-
şünce. 9/ Kazak başkanlarına venlen ad.
VEFAT ve BAŞSAĞUGI
Şirketimiz kurucu ortaklarından
SEVİNÇ ÖZİL ve değerli mesai
arkadaşımız SEZER ÖZİL'in
muhterem anneleri,
•• •
TURKAN OZIL
Hanımefendi'nin vefatını büyük
üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz.
Merhumeye Tanrı'dan rahmet, ailesi
ve yakınlarına başsağlığı ve sabır
dileriz.
TBVIELSU Uluslararası
Müh. Hiz. A.i
VEFAT ve BAŞSAĞUGI
Şirketimiz kurucu ortaklarından
SEVİNÇ ÖZİL ve değerli mesai
arkadaşımız SEZER ÖZİL'in
muhterem anneleri,
Ü ÖTÜRKÂN ÖZİL
Hanımefendi'nin vefatını büyük
üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz.
Merhumeye Tanrı'dan rahmet, ailesi
ve yakınlarına başsağlığı ve sabır
dileriz. .
TEMELSU
Müh. Ltd. Şti.
VEFAT
Çok sayıda mühendisin yetişmesinde emeği
bulunan hocamız, meslektaşımız
ve Odamız üvesi
KRİTON
CURİ'yi
kaybettik.
Öğrencilerinin. meslektaşlanmızın
ve ailesinin başı sağolsun.
Cenazesi 24 Ekim 1996 Perşembe günü
Boğaziçi Üniversitesi'nde saat 12.00'de
yapılacak töreni takiben Kadıköy Ayatriata
Kilisesi'nden kaldırılacaktır.
TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ
ODASI
VEFAT-TEŞEKKÜR-ANMA
Kocaeli ve Hatay Barosu avukatJanndan kocam,
babamız. dedemız. amcamız, kardeşimiz ve abimiz.
dayımız merhum
Avukat
SITKI
ELBİSTAN17.09.1996 günü \efat etmıştır. Bızı valnız
bırakmayan ve bızzat cenazeve teşrıf eden. telgraf,
telefon ile acımızı paylaşan dostiarımıza teşekkür
ederız.Vefatının 40. gününe isabet eden 27.10.1996
günü Karacaahmet Mezarlığı (Türbesı)'nda
anılacaktır.
Bütün dostlanmız davetlıdır.
ALLAH R.\HMET EYLESİN.
ELBİSTAN AİLESİ ADINA
Dr. KOCO ELBİSTAN
T.C.
KADIKÖY
AHKÂMI
ŞAHSİYE
Davalarına Bakmakla
Göre\li2. Sulh Hukuk
Mahkemesi
tLAN
1996 571 Vesavet
Arsan Sk. No: 3 Mıne
Apt. Kadıköy tstanbul ad-
resınde ıkamet ederr Mev -
lüt Yığit ve Satı Yiğit'in
mevcut rahatsızlıkları ne-
deniyle vesayet altına alı-
narak kendılenne yıne ay-
nı > erde ıkamet eden baba-
lan Mahır Yığıt vasi tayın
edılmıştır. ilan olunur.
Basın: 111103
T.E.M.A.
Türkiye Erozyonla
Mücadete, Ağaçlandırma
ve Doğal Varlıklan
Koruma Vakfı
Tel.: (0212) 281 10 27