Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 OCAK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı, DİSK'e bağlı Birleşik Metal-tş'in itirazını dikkate almadı
Eı^leıııir'de yetki Türk MetaPinGÜNEŞGÜRSON
ANKARA-Erdemir'de 16 aydfr Türk-
İş ile DtSK arasında siiren toplusözleş-
me mücadelesinde yaşanan hukuk kar-
gaşasına, bir yenisi daha eklendi. Zon-
guldak 3. îş Mahkemesrnin karanyla
Erdemir'de toplusözleşme yapma yetki-
si alan Türk Metal Sendikası. işverenle
pazarlık masasına oturmaya hazırlanır-
ken davada taraf olan Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı karan temyız etme-
di. DİSK'e bağlı Bideşik Metal-İş Sen-
dikas.ı'nın.davay a yaptığı ıtırazıdadik-
kate almayan bakanlık. dün Türk Metal
Sendikası'na toplusözleşme yetkisini
gönderdi.
Bakanlığın. Türk Metal'e yetki veril-
mesine ilişkin kararhakkmda Yargıtay "a
temyiz başvurusunda bulunmaması,
~özelleştirmt'> i hı/landırmak için uygu-
ianan si\asi bir taMr" olarak nitelendiri-
• Bakanlıgın, Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulunmaması "siyasi bir tavır"
olarak nitelendirildi. Başbakan Tansu Çiller'in "özelleştirmenin dirençle
karşılaşmaması" yolunda direktif verdiği, bunun da yetkinin Türk Metal
Sendikası'na verilmesinde etkili olduğu ileri sürüldü.
nu karara bağladı. Zonguldak 3. İş Mah-
kemesi"nin bu karanyla. Türk Metal
Sendikası. Erdemir'de 16 ay aradan son-
ra 5. kez toplusözleşme yapma yetkisi
alırken bakanlıgın. taraf olduğu bu dava-
da kararın temyizi yoluna başvunnama-
sı. "siyasi tavır" iddialarının ortava atıl-
masına yol açtı.
Mahkeme karannın. bakanlıgın itiraz
etmemesi üzerine 3 Ocak 19% tarihin-
de kesinleştiğini ileri süren Türk Metal
Sendikası, bugün Erdemir'de. Türk-İş
Genel Başkanı Bayram Meral'in de ka-
tılacağı birtoplantıyla kutlama hazırlık-
lannı başlatırken Başbakan Tansu Çil-
lerin. "özelleştirmenin dirençle karşılaş-
lirken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı Mustafa Kul. "1.5 yıldır işçi para
alaınıvor. İşçinin daha fazla mağdur ol-
maması için, Yargıtay'a başvurmadık"
dedi.
Ziya Halis'in Çalışma Bakanlığı döne-
minde Erdemir'de başlatılan "sahteüye-
lik" ıddialan hakkındaki soruşturma so-
nuctında yetki alamayan Türk Metal
Sendikası'nın. bunun üzerine bakanlık
aleyhine açtığı yetki tespıtine itiraz da-
vası. l^Aralık 1995tarihindesonuçlan-
dı. Zonguldak 3. İş IVfahkemesi. Türk
Metal Sendikası'nın itirazını kabul ede-
rek. Erdemir'de çahşan 7 bin 270 işçıden
3 bin 690'ının Türk Metal'e üyeolduğu-
maması" yolunda direktif verdiği. bu-
nun da yetkinin Türk-Iş'e bağlı Türk Me-
tal Sendikası "na verilmesinde etkili ol-
duğu ileri sürüldü.
Yetkinin verilmesi sürecinde. Türk-İş
Genel Başkanı Meral'in. Türk-İş 17.
Olağan Genel Kurulıı öncesinde. bakan-
lığa. "Benim başkanlıgım ve Türk \le-
tal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öz-
bek'in destegi buna bağiı" dıyerek ba>kı
yaptığı iddiası daorta> aatıldı. Başbakan
TansuÇiller'den Erdemir'in özelleştiril-
nıesini isteven Türk Metal Sendikası'nın
"sırtını sermayeye dayadığı" yorumlan
yapıldı.
Birleşik Metal-İş Sendikası'nınbusü-
reçte. bakanlıgın yetkisizlik tespitinin ip-
taline ilişkın dava>a müdahil olarak ka-
tılmak için yaptığı başvuru. mahkeme
tarafından reddedildi.
Bunun üzerine. müdahil olarak dava-
yakatılmabaşvurusunutemyizeden Bir-
leşik Metal-İş Sendikası. Türk Metal'in
yetkisinin kesinleşmediğini ileri sürdü.
Hukuki değeriendirme
Bu arada. dün bakanlıkta yapılan hu-
kuki değerlendirmede. Birleşik Metal-
İş Sendikası'nın davaya ikinci derecede
müdahil konumundaolduğu vehukuken
"temyiz yetkisi bulunmadıgı" sonucuna
vanldı.
Bunun üzerine. Birleşik Metal-lş'in
itirazını dikkate almayan bakanlık dün
öğleden sonra. Çalışma Genel Müdürü
AliToptaş'ın imzasıyla. Türk Metal Sen-
dikası'na yetki belgesini resmen tebliğ
etti.
r
Tarihi yanmada ne olacak?
SİT karannın ıptalı ıçm oaşvuran belediye, aynı karar yönünde ımar planı hazırladı
MEHMET DE\1İRKA\ A
Istanbul Büyükşehir Belediyesi. Emınönü ve Fatih
ilçelerini kapsavan tanhi yanmadanın SlTalanı
ilan edilmesi karanna karşı takınacagı tavırda
çelişkiye düştü. Kültür ve Tabiat Yarlıklannı
Koruma Kurulu'nun SİT karannın iptal edilmesi
için bir yandan mahkemeye başv ııran istanbul
Büyükşehir Beledıyesi. öte yandan kıırul karan
doğrultusunda "Tarihi \anmada Koruma Amaçlı
Imar Planı~na ait planlama çalışmalanna bağladı.
istanbul i Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulu. 2 Ağustos 1995 tarihinde tarihi
yanmadanın tamamım SİT alanı ilan etti. SİT
karan üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi.
mahkemeye başvurarak kararın ıptal edilmesini
ıstedi. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi.
geçen ay içerısinde 19 kuruluşa bir yazı
göndererek kurul karan uyarınca *Tarihi
Yanmada Koruma Amaçİı İmar Planı"na ait
planlama çalışmalanna başlanıldığı belırtıierek
konuyla ilgiti bilgi. belge ve görüşlerinı istedi.
Genel Sekreter Yardımeisi Birol Tortop imzasıyla
gönderilen yazı üzerine İstanbul Büyükşehir
•Beledıvesi Batm Danışmanı Hüseyin fiesli'den
mahkemeden vazgeçılipgeçilnıediğini sorduk.
Hüseyin Besli. mahkemenin devanı ettiğini.
mahkeme devanı ederken kurul karan
doğrultusunda planlama çalışmalanna
başlandığını söyledi. Hüsevin Besli. planın
Büyük^ehır Belediyesi tarafından lıazırlanacağını.
görüş istenen kuruluşlardan planın hazırlannıasına
katkıda bulunmak üzere temsılci gönderrhelennin
istenmeyeceğıni belırterek "Plan ha/ırlanınca bu
kuruluşların tenısilcileri çağrılarak yapılan
çalışma hakkında bilgi u'rikrck** dedı. Mımariar
Odasi İstanbul Büyükkent Subesi İkinci Başkanı
Prof. Dr. Cengiz Enızun ise konuy la ılgili şu
değerlendirmeyi yaptı:"Bü\üksehir Belediyesi'nin
tarihi yanmadanın koruma planını SİT statüsü
içinde venidrn vapmak ü/.etv ha/ıılıklara
başiaması \e bi/lerden de hu konuda doküman
istemesi umut verici bir gclişme. Ancak. bir
yandan SİT karannın iptal edilmesi için dava açıp
öbür vandan böy le bir hazırlık içine girmesi bü> ük
çelişki. Mimariar Odası olarak öncelikle davadan
va/geçmeleri ve SİT kararını desteklemelerini
istivoru/, Kaldı kLveni ha/ırlanan I 5<(.(MKI ölçekli
na/ını planda da Suriçi tümiiv le SİT olarak
gösterildi ve hu planı beledive meclisivle birlikte
başkan da (inavladı. Kendi onavlaclıklan planda
SİT uörünen bir tarihsel dokuv u. SİT'ten
çıkarmak için dava açmaları hem anlamsı/ henı de
ivi nivetleri hakkında kuşkulann dogmasına neden
oluvor. Şinıdi asıl yapılması gereken. özelliklc
toprak altındaki Bi/ans kalıntılarının saglıklı
bir envanterini \apmak ve İstanbul'un dünya
kenti kimliğini tamamlavan Bi/ans ve Osmanlı
mirasını. iki kültüre de avm eş savgıvı
«östererek koruma altına almaktır."
39 kişi gözaltında
Nak Kargo işçileri
polis ve işverenle tarhştı
İZMİR (Cumhurivet Ege Bü-
rosu)-İşlerine dönmek umuduv-
la 32 gündür Nak Kargo önünde
oturma eylenıi yapan Türk-İşe
bağlı Tümtis üyesi işçilerle polıs
arasında dün de gergin anlar va-
şandı. Aralarında Tümtis Genel
Teşkilatlandırnıa Sekreteri Şük-
rüGünsili'nindebulunduğu4"ü
sendikacı. toplam 39 kişi gözal-
tınaalındı.
Dün sabah Nak Kargo önüne
giderek oturma eylemi > apan iş-
çilerle polis arasında tartışma
çıktı. Bu tartışma sırasında işçi-
ler. Nak Kargo bahçesine sokul-
du. Bahçe ıçınde işverenle ışçı-
ler arasında >ert tartışmalar çı-
kınca. işeverenlerin şikâyeti üze-
rine polis olaya müılahale etti.
fşçilerin ışvereniprotestoama-
cıyla oturma eylenıinde kararlı
olduklarını açıklamaları üzerine
polis zor kullandı. $ükrü Günsı-
li. Tümtis Şube Başkanı HalilD-
inç. Maiı Sekreter Gazi Karakuş.
Şube Sekreteri Hasan Ya>ık ıle
toplam 39 kişi çalışma özgürlü-
ğünü kisitladıkları sav ıv la gözal-
tına alındı. Yetkililerı gözaltına
alınan 10 kişinin daha önceden
arandıöını sövlediler.,
Yargıtay karan
Atatürk'e hakarete
herkes dava açabilecek
Cumhuriyet gazetesi
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA - Yargıtay. Ata-
türk'ün manev i kişiliğine saldı-
nda bulunanlara karşı her Türk
yurttaşinın dava açabifeceeini
hükme bağladı. TBMM'de"dü-
zenlediğı basın toplantısında
"St'lanikli biri benim atam ola-
msu. Ben veled-i zina değilim.
Benim babam Batumludur. Ata-
türk, kendini kanunla Türk Ata-
sı ilan ettirdi" dıyen eski RP'li
bağımsiz Milletvekili Hasan
Me/arcı alevhine açılan davada
yerel mahkemenin verdiği lehte
karar Yargıtay tarafından bozul-
du.
Yargıtav 4 Hukuk Dairesi
Başkanı Cahit Keskin. davayla
ilgili hazırladığı gerekçeli kara-
nnda. Atatürk'ün manev i kişili-
ğine saldıranlara karşı her Türk
yurttaşının dava açma hakkına
sahip olduğunu belirterek.
"Çünkü Yüce Atatürk. her Türk
vatandaşı için bir milli önder ve
manev i Ata'dır. O'nun manev i
kişiliğine saldırı. her Türk v atan-
daşının ölen ana ve babası gibi
çok vakınlarına saldırı ile eşde-
ğerdir"dedı.
Toplu iş sözleşme
görüşmesinde anlaşma
İstanbul Haber Sen isi - Tür-
kiye Gazetecıler Sendikası (T-
GS) ile Cumhurivet gazetesi ara-
sında sürdürülen toplu ış görüş-
meleri anlaşmavla sonuçlandı.
Çalışanların ücretlenne 1 Ocak
I99(ı tarıhınden ıtıbaren ılk üç
ay için yüzde 30 artı 4 mılvon
(brüt) sev y anen. nisandan başla-
varak her üç ay için ise yüzde
12.5 oranında zam yapıldı.
Cumhurivet çalışanları ikinci
vılda ise I Öcak 1997 ve 1 Tem-
mıız 1997 tarihlerinde yüzde
30"ar zam alacaklar. C'umhurı-
yet'te ücret dışında diğer sosyal
haklarda da artışlar sağlandı.
Buna göre. izin yardımı birin-
ci yıl 4 milvon. ikinci yıl 6 mil-
yon lira. ev lenmeyardımı 10 mil-
von lira. doğum yardımı 4 milyon
İira.çocukvardımıbirinciyıl 120
bin. ikinci yıl 150 bin lira. yol pa-
rası bırinci yıl 350 bin. ikinci y ıl
400bin lira. kreşyardımı 0-6yaş
çocuklar için birinci v ıl 450 bin.
ikinci yıl 600 bin. vakacak birin-
ci yıl ayda 300 bin. ikinci yıl ay-
da 400 bin lira. kıdem yardımı da
me.slekj kıdem ayda 20 bin lira.
işyeri kıdemi ise ayda 40 bin lira
olarak belirlendi.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreter Yardımcısı Lapeyre
6
Batı, Türk ekonomisine yardımcı olmalı'
• ASK Genel
Sekreter
Yardımcısı Jean
Lapeyre.
Türkiye'nin
sorunlarını tek
başına
çözemeyeceğini,
bu nedenle Batı'nın katkıda
bulunması gerektiğini söyledi.
ÖZGLR LLUSOY GLNMiR İLHAN
Avrupa Sendikalar Konfederasyo-
nu( ASK) Genel Sekreteri Yardımcısı Je-
an Lapeyre. sosyal güvenlik anlavışıyla
Avnıpa Bırliği'nin. dünyadaki diğer eko-
nomik bloklar içinde çalışanlar lehine
bir alternatif olduğunu söyİedi.
Av rupa'da para birliğini sav undukları-
nı da belirten Lapeyre, gümrük birliğine
katılan Türkiye'de sorunların tek başına
çözülemeyeceğini. Avrupa'nın Türki-
ye'nin ekonomik gelişimine katkıda bu-
îunması gerektiğini kaydetti.
ASK, DİSK ve Türk-İşin Armada O-
tel'de ortaklaşa düzenledikleri Avrupa
Birliği-Türkiye. Sosyal Haklar ve Ser-
best Dolaşım Semineri'ne katılan ASK
Genel Sekreter Yardımcısı Jean Lapey-
re, Çumhuriyet'in Avrupa Birliği. çalı-
şanlann Birlik içindeki yerı ve GB've
ilişkin sorularını yanıtladı.
- Dünyadaki ekonomik bloklar için-
de çalışanlar açısından AB'nin veri
nedir?
Jean LAPEV RE: Dünyada. ABD. Ja-
ponya ve AB gıbı farklı modeller var.
Sermaje giderek küreselleşıvor. Ulusla-
rarası şirCetler dünya ölçeğindeki faali-
and Freedom oî
(Turkey * European ühion)
Avrupa Birliği-Türkiye, Sos>al Haklar
yetlerini büyük noktalara vardırıyorlar.
AB. sosval güvenlik sistemiyle bu blok-
lar içinde alternatif oluşturmaktadır.
Önümüzdeki yıllarda Avrupalı sendika-
cılar için üç temel sorun var.
Birincisi. Av rupa'da dayanışma üzeri-
ne kurulu olan sosyal güvenlik sistemi-
ni. bireysel sosy al güvenlik kavramı üze-
rine oturmuş ABD ve Japonya modelle-
rıne karşı savunup sav unamayacaüımız-
dır.
İkmcisi. AB'nin "kamu yararına
hizmet" anlayışına sahip çıkmasını isti-
yoruz. Mart avında İtalya'nın Torino
kentinde düzenlenecek hükiimetlerarası
kont'eran.Nta AB'vi olıışturan reınel me-
tınleryeniden gösden geçirilirken bu hü-
kümlerin de yer alnıasını istıyoruz.
Üçüncü sorun da sosyal haklar ve is-
ve Serbest Dolaşım Semineri dün Armada Otel'de v apıldı.
tihdamkonularındasosval muhatapların
tanımlanması. Av rupa'da hükümetlerin
sendikal hareketleri zav ıflatma çabalan-
nı gördük. Demokrasi ancak pazarlık
edecek tarafların varlığıy la mümkündür.
- Fransa hükümetinin para birliği-
için gerekli kriterleri vakalama çaba-
sıyla sosyal haklarda kısıntıya »itıne-
si kamu sektöründe vavgın grevlere
neden oldu. Bu grevleri nasıl değerlen-
diriyorsunuz?
J. LAPEYRE: Fransa'daki grevler
daha çok kamu işçilerinin yaptığı savun-
ma grevleridir. Yani daha çok işçileriıı
özel konumlarını korumava yönelikti.
Fransa'da hükümetin sosval güvenlik si>-
temindeyaplığıdeğışıklıklerözel .->ektö-
rü de ilgilendiriyordu ama özel sektörde
hiç bir grev olmadı. Y'ine de bu grevler-
le bir toplumsal rahatsızlık dışa vurul-
muş oldu. Asıl soru bu eylemlere nasıl
olumlu biriçenk kazandırılabıleceğidir.
Grevcıler grevin nedenınin Avrupa ol-
duğunu saıııyorlar ama bu doğru değil.
Tek para biriıni olsun olmasın sosyal gü-
venlik sistemindeki açık hep var. Bir
v aııdan da çok bü\ ük bir işsızlik söz ko-
nusu.
Neredevse emeklilerin sayısı çalışaıı-
lardan fazla. Bu davanışma üzerine ku-
rulu sisteme bir finuns kaynağı bulmak
lazım. Sıstem çalışanlardan gelen finan-
sadayalıysa veçalışnıav anlar çalışanlar-
dan fazlavsa bu sorun varatır.
İşte bu soruna liberal cevap. >osval gü-
venlik sıstemıni kesip .ıtmaktır Ancak
biz bu politikayı reddediyoruz. Çözüm
olarak tek tek çalışanlardan vergi almak
yerine toplumun genelini vergilendir-
mek mi uerekli diye düşünmeye başla-
dık.
- Siz para birliğine karşı mısınız?
J. LAPEYRE: Tek paraya ulaşmak
için konan kriterler daha çok parasal. Biz
iiC istıhdam ve sosyal dıırumun da para
birliği için kriter olarak kabul edilmesi-
ni istiyoruz. Av rupa sendikal hareketi tek
paranın gerektiği düşüncesinde. Tek pa-
ra sistemi güçlü olmak için şart. Dolann
yiicü ABD'deki 50 federasyonun tek pa-
ra birimine geçmesinden kaynaklanıyor.
Para birliği spekülasyonu engellemenin
önemlı bir yolu. Spekülatörler zayıf pa-
raların üzerine o\nuyor. Para birliğiyle
bu önlenebilecektir.
- Türkive'de bir kesime göre GB iş-
sizliği arttıracak. diğer kesime göre ise
GB ile Avrupa'daki sendikal hareket
geleneği Türkiye*>e verleştirecek. Si-
zin değerlendirmeniz nedir?
J. LAPEYRE: Şuandabirşe} söyle-
mek zor. Ama GB ile yaşanacak serma-
ye hareketleri belki Türk işçilerinden çok
Avrupalı işçileriıı aleyhine. Türkiye'de
yeni işsahalanyaratılacak. Genel olarak
Türkiye'nin yararına olacağını sanıyo-
rum.
- Serbest dolaşım gündeme gelirse
bunun istihdam ü/erindeki etkileri ne
olacak?
J. LAPEYRE: İstihdam açısmdan
serma>e hareketindençokteknolojikde-
ğişinı iş kavbına yol açıyor. Türkiyeeko-
nomisinı Avrupa Toplııluğu'na entegre
eden»enız karşılaşacağınız en büyük >o-
run sanay inin modernizasyonuna bağlı iş
kaybı olacaktır. Asıl sorun Türkiye'nin
meslekı eğıtım ıle yarının teknolojık de-
ğişimine nasıl hazırlanılacağıdır.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Siyaset Ayıpları
Seçımlerin üzerinden iki hafta geçti, sular hâlâ du-
rulmadı. Bu gıdişle kolayına durulacak gibi de görün-
müyor. Zira seçimler sonrasında ortaya çıkan "has-
sas dengeleri". herkes kendine doğru çevirmeye ça-
lışıyor. Ve bu arada bence, olmaması gereken kimi
"siyaset ayıplan" yapılıyor.
Aslında siyaset ayıpları daha seçim kampanyası sı-
rasında başlamıştı. Siyasal partilerimiz ve özellikle
üst düzey siyasal parti yöneticilerimiz. olmaması ge-
reken davranışlar içindeydiler. Ülkemin başbakanı ile
ana muhalefet partisinin liderini tartışırken izlemek,
bana gerçekten ıstırap vermişti.
Bir yanda; arada bir dilini çıkaran ve koltuğunu sa-
ğa ve sola sallayarak karşısındaki insanı kızdırmaya
çalışan bir iktidar partisi lideri. öte yandan "Bir baş-
bakanı azarlamaktan utanç duyuyorum" dese bile,
hem karşısındakini azarlayan ve hem de uzlaşmaz bir
tavır sergileyen bir ana muhalefet lideri... Doğrusubu
kadarını hak etmemiştik.
Ya "sosyalistlehmiz" arasındaki seviyesiz tartışma.
Doğu Perinçek neredeyse otuz yıllık dostumdur. Ağ-
zından bugüne kadar bir tek çirkin sözcük çıktığını,
en olumsuz koşullarda bile bir kez küfür ettiğini duy-
madığım bu insanın söylediği laflar... Inanın izlerken
ateş basmış ve yerin dibine geçmiştim. Hiçbir pro-
vokasyon, bu tutumu mazur göstermez.
Seçimler sonrasında aynı seviyesiz tartışmalar de-
vam etti. Üstelik seviye yitirerek. Ve sonunda iş, tam
bir "kayıkçı kavgasına"dönüştü. Haberlerı izleyemez
oldum, gazetelerde siyaset haberlerim okumaktan
korkar oldum.
Biri "Benden özür dilesinler" diyor, öbürü "Bunlar
geride kalmıştır, neden özür dileyeyim?" diyor.
Biri "Şu parti, rejim açısından tehlikedir, laik cum-
huriyetimizi tehlikeye sokar" diyor. Sonra bakıyoruz,
aynı partiyle bir koalisyon yapabilmenin çarelerini arı-
yor, dirsek temasına geçiyor.
Böyle bir dirsek teması içinde olan partilerden bi-
rinin lideri, öbürü için "Bupartinin lideri, Yüce Divan 'a
gönderilmeli" diyor. O lider, bir başka partiyle seçim
ittifakı yaparak erken seçimlere gıtmenin yollarını arar
havaya giriyor. Ya da en azından bu tutumunu bir şan-
taj vesilesi olarak kullanıyor...
Aradan buncazaman geçti, inanın hangi partilerve
hangi liderler hükümete girmek ve hükümet sorum-
luluğunu almak istiyor, belli değil. Siz ileri-geri konuş-
tuklanna bakmayın. "Hadi" deseler çoğu ortadan
kaybolacak.
Seçmen kütüklerinin azizliğine uğrayan milyonlar-
ca insanın sesleri pek duyulmuyor. Ama barajın al-
tında kalanların haklı feryatları sürüyor. Haklı feryat-
ları sürüyor, ama uğradıkları haksızlığı dile getıriş bi-
çimleri. doğrusu haklılıklarını gölgeliyor.
Oyların yüzde 4'ünün üzerindeki oranıyla parla-
mento dışında kalan HADEP. seçimlerden sonra An-
kara'yı suçlamaya başladı. "Ankara bize vıze verme-
di" diyorlar. Laf mı bu? Barajı seçimlerden önce de
biliyoıiardı. "Istanbul'dan 500 binin uzerinde oy alı-
rız" gibisınden boş hayallere kapılmasalardı ve belli
kentlerden bağımsız adaylarla seçimlere girselerdi,
sanıyorum 5 ya da 6 temsilcileri olurdu. Ve bence çok
da iyi olurdu.
Barajın parlamento dışı bıraktığı MHP de yanlış is-
tihbaratın kurbanı oldu. Onlar da Batı Anadolu'ya ve
PKK terörüne güvenerek ittifaka yanaşmadılar. Ama
PKK'nin tek yanlı ateşkesi. bu hesaplarının tutmama-
sına neden oldu. Eğer seçimler öncesinde bazı mer-
kezlerde "şehit cenazesi" töreni yapabilseydiler, oy-
ları yüzde 9'u geçerdi. Ama olmadı. HADEP ve MHP,
Meclis'e girseydi kötü mü olurdu? Rejim mi çöker-
di? Hayır, çok iyı olurdu ve rejim falan çökmezdi. Hat-
ta tam tersine. insanlann demokrasiye ve Türkiye'ye
olan inançları pekişirdi. Şimdi bu insanları bir ölçüde
yeraltına ve sokağa ittik. Faturası, yakında burnumu-
za dayatılır.
Böylesine yüksek bir baraj konulmasının ve oy ver-
menin zorunlu tutulmasının ve oy vermeyenlere ce-
zaöngörülmesinin sebebi, hep 12 Eylül'ün süperze-
kâlı danışmanları. Amaç, homojen bir parlamento
oluşturarak "istikrarlı hükümetler" oluşturabilmek ha-
yali. Amaç, "ılımlı" ve merkez partilerine oy vermesi
beklenen seçmenleri sandık başına çekmek. Ama
olmuyor ışte. Kitaplarda yazanlar her zaman doğru
çıkmıyor. Başka ülkelerde alınan sonuçlar, Türkiye'de
alınmıyor.
Oy vermeyi bir "hak" olarak değil, bir "görev" ola-
rak değerlendiren ve oy venmeyeni cezalandıran an-
layış. belki başka ülkelerde "merkez"in oyunu arttırı-
yor. Ama bizde, adam pijamasını zorla çıkanp "ker-
hen" sandık başına gittiği zaman, merkez partilere oy
vermeyebiliyor. "Istikrar" dediğimiz şey de parlamen-
toda değil. toplumda sağlanmak zorunda. Toplum-
da siyasal istikrar olmadıktan sonra. parlamentoda
istikrar mı olur? Ayıplarla dolu günlerden geçıyoruz.
Ama en ilginçlerinden birini. toplumun çok saygı duy-
duğu bir lider yaptı. Bir parti liderinin kuracağı bir hü-
kümeti destekleyebileceğini açıklayan bu liderimiz,
daha sonra aynı parti liderinin yurtdışındaki yatırım-
larını diline dolayarak müthiş suçlamalarda bulundu.
"Vallahi bravo" dedim. "Herhalde bu bilgileriyeni
edindi..."
Hızla biryerlere doğru gidiyoruz. Ama demokrası-
den asla umudumuzu kesmeden ve çözümün de-
mokrasinin kuralları içinde olduğuna inanarak...
OSYM Başkanı
özür dfledi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Öğrenci Seçme \ e
Yerleştirme Merkezi
(ÖSYM) Başkanı Prof. Dr.
' Eres Söylemez. üniversitede
okuyan öğrencilerin yeni-
den sınavagirmelerinın ile-
ride sosyal sorunlara \ol
açabileceğine dıkkat çeke-
rek ÖSY.Vf nin günün şan-
larına göre yeniden yapı-
landırılması gerektiğini
söyledi. Söylemez. üniver-
site başvuruları sirasında
yaşanan izdihamdan dolayı
öğrencilerden özür diledi.
ÖSYM Başkanı Söyle-
mez. dün düzenlediği ilk
basın toplantısında. Öğren-
ci Seçme ve Yerleştirme Sı-
nav ı için bu \ıl yaklaşık 1
milvon 300 bin adayın baş-
vurusunun beklendiğini
bildirerek başvuru süresi-
nin uzatılmasının
ÖSYM'yi zorlayacağını
kaydetti. Başv urular sıra-
sında yaşanan izdıhamın
aday ların ev raklannı aldık-
tan sonra gerive teslimini
geciktırmelerinden kavnak-
landığına işaret ederek baş-
vurulann ük hartasında İs-
tanbul'da yalnızca 83 ada-
yın başvurııda bulunduğu-
nadikkatçekti. Asıl kalaba-
lığın 27-2S aralık günlerı
yaşandığını anlatan Prof.
Dr. Söyiemez. ılerleyen
günlerde izdıham yaşanma-
dığını ve oluşan kuyrukla-
rın eridiğını kavdetti.
il ve ilçe tenisilcıhklerin-
de alınan tüm önlenılere
karşın ızdiham yaşanması-
nı engelleyemediklerini ve
bazı adaylartn sabahın er-
ken saatlerinde kuyruğa
girdiklerini gördüklerini
belirten Söylemez. "Şah-
sım adına bu adavlardan
özürdilhorum. Bunlann ol-
maması gerekirdi" dedi.
^'eni başvuru sistenıinin
sonuçlarının henüzalınma-
dığını ka>deden Sövlemez,
yeni uygulama ıle ÖSYM
temsilciliklerinde kııyruk-
lar oluşmasina karşın lise-
lerde öğretımın engellen-
medığını ve geçnıiş yıllara
oıanla adayların en az hata
ile başvuru vuptıklarının
görüldüğünii bildırdı.