25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 OC/VK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Ştüdyo Oyunculan, 'gerçekten farklı ve yeniyi aramak' amacıyla "Gergedan'laşma'yı sahneliyor Tüm kııraDara loışknyla bakabflmek DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT TANERGEZER Oy uncular. sahnede belırlenen alanlaı- da\e sıralan geldıklerı zaman kendi oyıın- larını oynarlar. önde sunucu yönetır onla- rı.sunucuyuyönetenve karar \eren isear- kadaki korodur. Bu hıyerarşı ıçerisınde ba- şarılı olanlar. sev iııç içınde ödül olarak ka- zandıklan boynuzlan alarak yerlerini sıra- •daki yanşmacıya bırakırlar. Süreklı yanştınlıyoruz. En iyi kul. en iyı memur, en iyi anne, en iy i ögrenci olmak için yarıştınlıyoruz bu sistem içerisinde. Biroyungıbi. Buoyunuyönetenbırilen ve karar veren bir otorite var. Ne zaman baş- layacagımıza ve bitıreceğimıze. yeterli olup olmadıgımıza karar verecek bir oto- rite. Kişi, başanlı olmak için çırpındıkça insanlıgından vazgeçiyor. zavallılaşıyor. \'e çagdaş insanın varolabilmeçabasıolanbu akıldışı oyun. yani düzen sürüyor. Stüdyo Oyunculan". işte bu oyunun oyununu ya da hayatın kendisini oynamı- yor: yaşıyor "Gerğedan'laşma"oyunuyla. Şahika Tekand'ın yazıp yönettiği "Gerge- dan'laşma", dün akşamdan ıtibaren Stüd- yo Oyuncuları'nın Nişantaşı'ndaki sahne- sinde perdelerini açtı. Özel tiyatroların ikı. üç kişilik küçük prodüksiyonlara yöneldi- gi bir dönemde 27 kışilık dev bir kadroyla perde açan oyunda. Şahika Tekand'ın ya- nı sıra IMehmet Atak. Cem Bender, Hilal Karakaş. Sevtap İnseL Murat Ergun, De- niz Aranıtürk. Kı\anç Ergun.3anu Foto- can ve Gökmen Tokgözgıbı o>uncular rol alıyor. Oyunun sahne tasarımı ise Esat Te- kand'a aıt. Gergedan'laşma. lonesco'nun "Gergedanlar" oyunundan yola çıkan. onunla aynı kav ramı paylaşan. insanın ger- gedanlaşmasını anlaran, fakat gelişim sü- recı içerisinde lonesco'dan geriye sadece ikı paragraf ve boynuzlar kalan bir oyun. Oy unun metnı. hıç de edebi olmayan me- tinlerden yapılan alıntıların yan yana geti- rilmesiyleoluşmuş. Meydan Larouse, Hay- vanlar AnsikJopedisi. fhurlby"nm "Başa- nlı \e Güçlii Olmanın YollarT kitabı. Chi- cagoTopluluğu.metni oluşturan kaynaklar- dan bırkaçı. Metın sadece bir performans metnı ve sadece oyuncu yaptığında var ola- biliyor. Oyun. sıstcrnı ve sistem içerisinde bire- yi sorgularken bunu adeta tıyatronun ken- disine sunduğu mirasla dalga geçerek ya- pıyor. Tiyatronun geleneksel kalıplarını kı- oyun, sistemi ve sistem içerisinde bireyi sorgularken bunu adeta tiyatronun kendisine sunduğu mirasla dalga geçerek yapıyor. Tiyatronun geleneksel kalıplarını kıran, üslupsuzluğu bu anlamda üsluba dönüştüren bir oyun Gergedan'laşma. Oyunun çok beiirleyici yönlerinden birisi de sahnede olan her şeyin gerçek oiması. bıitün 'ahika Tekand'ın isteği, Hİtün kurallara kuşkuyla bakılmasını yaygınlaştırmak. Hem sanatsal, hem yaşamsal açıdan. Bunun idealist bir yaklaşım olduğunu kabul ediyor. fakat yaptıkları şeyin karşılığını bulduğunu da bilivor. ran. üslupsıızUğu bu jnlunıda u>lubd ık>- nüştüren bir oyun Gergedan'laşma. Oyu- nun çok belırleyıci yönlennden birisi de sahnede olan her şeyın gerçek oiması. Hem oyundaki kişı hem de oynayan. ay- nı sevlcre maruz kalıyor. Böylcce "oyun alanı-oyuncu \e qyun"kavramlan günde- me gelıyor. Şahika Tekand ve tiyatro stüd- yosu. sadece biçimsel değıl. ona sıkı sıkı- ya bağlı içenk açısından da bir yenilık ara- yış içine gıriyor Gergedan'laşma oyunuy- la. Önde biraz epık bir sunucu. arkada an- tik bir koro. ortada performatıf oyuncular v e hıç de edebı olmayan bir metin. Açık bir şekilde eklektik haldc yan yana getırilme- yeçalişilan hu t.ırklı uslupların sonucıı ke- sın bir üslupsuzluk. Ashnda hiçbir değere tapmnoruz Şahika Tekand'ın da ıstediği tam anla- mıyla bu. "Tiyatro formlarına tapmıyo- ruz" dıyor sanatçı. " Vslında hiçbir değere tapmıyoruz." Geleneğı \ e \ erlcşık kıınılla- rı bııtünüyle reddediyor leLınd vırtüözi- tedcn çok. samımıyetle orada olınayı. va- ratmav ı amaçlı\or Tıy aîro stüdvosunun d.ı amaeı. başındaıı berı bu: Yonıv ı aramak. Genel geçer ve statüko halıııc gelmi^ her :jcvı yıkarak ycnı.sını yaratnıak. Tekand. Gergedan'laüma oyununda üzerınde dur- dukları ıktıdar olma v e bir yertfdınmekav - raınlarıntn kendı tiyatıoları ıçın de söz ko- nıı-iu olduğunu ve bir ıktıdar odağı haline dönüstükleri an kendisini \ikmaktan çe- 'kınrneyecegini belinıvor. Stüdyo Oyunculan. I9SS yılında Şahi- ka Tekand ve Esat Tekand tarafından ku- rııldu. I W0\ ılmda profesyonel nıtelık ka- zanan bu o\ unculartopluluğu. IW2-93 se- /.onuıuLı Beckett'ın "Mutlu Günler" oyu- mımı. 1 l W3-W sczonunda ı»e lieckeıt'ın 5 l>ısa ovunımu bir program içınde toplava- rak Türkıyede ılk kez profesvonel birtıyat- ro sahnesindc seyircı kaı>ısına «etırdı. İkı oyıınla da Istanbul Tivatrtı Fcstivali ne ka- tılan topluluk. yoğun bcgeni kazandı ve olumlu eleştiriler aldı. Stüdyo Oyuncuları'nın amacını "ger- çekten farklı ve \eni olanı aramak" olarak nitelıvor Şahika Tekand. Ovuncuyu ısebır övkünün anlatılmasında araç olmaktan çok. bırdüşüncenin anlatılması için sanat- sal nesne haline dönüştürmeyi amaçlıyor- lar. "Yanr dıyor Tekand. "i/İe>ici>e sahne Ü7crindc\alan birşe> anlatmaktansa. izJe- vicivi hem eğlendirmevi hem de bizim >a- şadığımız felsefi tartışma> ı pa\ laşnıasını is- tivanız." Tekand ın ı^teğı. bütün kurallara kuşkuyla bakılmasını vaygınlaştırmak. Hem sanaisal. hem vaşamsal açıdan. Bunun idealist bir yaklaşım olduğunu kabul edivor Tekand fakat yaptıkları şevin karşılıgmı bulduğunu da bıfıyor. Tabii güç- lüklerdeolmuvordeğıl.Örneğıngeçen yıl Kültür Bakanlığı. Stüdyo Oyunculan'nın tiyatro olmadıgını söy leyerek yardım ver- memişti. Bu yıl da verilen yardım, başka bir statüde ve oldukça küçük bir miktar. Fakat Tekand birilerinın onlara "Siztiyat- ro değilsiniz" demesinealdınTiıyor. Tartış- manın yararsızlığını gördüğü için de bu konuda tartışmıyor. Bu ımkânsızlıklar altında çıkan oyuna çok para akması da beklenmiyor zaten. Hem oyunlarını 38 kişılık küçücük bir sa- londa sahneleyen Stüdyo Oyuncuları'nın popüler olmak gıbi bir düşüneelerı yok. Dahası. Tekand'a göre "BuEünkü külrürel nrtamda popüler otmava başlayan şeyler- den kuşku duynıak gerekir." Her sanatsal kurum kendi izlevicisini tercih etmeli Tekand ve Stüdyo Oyunculan. her şeye rağmen ve heı seyi reddederek çıktıklan yollarında. bulabildıği kadar izleyicı bula- cak. "Hem 'Foucault'nun Sarkau' daçok okunan bir kitap değiPdıyor Tekand vc kendılerinı de "Foucaulfnun Sarkacı"nı okuyan ınsanların ızledığıni bclirtıyor. Bu. Stüdyo Oyunculan'nın kendıleri için tercih ettikleri ızleyici ve Tekand'a gö- re her sanatsal kurum kcndı ızleyicisını ter- cih etmeli. Yani Şahika Tekand bu sistem içerısinde küçük vc az izlenen bir tiyatro olmaktan rahatsizlık duymuyor. hatta ter- cih ediyor. Sistemin degısınesı konusunda da pek umudu yok. ama "ınsanım ve hic de- ğils* farkınday ım" dı y or. Politik tavır düşünce temelli olmalıEMRK KOYL'NCUOĞLL' Dostlar Tiyatrosu'nun bu sezon Baro- han'da sahnelemeye başladıgı "İçimdeki Çıglık"; metin ağırlıklı. daha çok düşün- dürmeye yönelık. aynı zamanda polıtık yö- nü afiır basan ve de metin uyarlaması için seçılmişoyunlardıkkatealındıgındadafel- sefik tartışmalar getirecek ıki kişilik bir oyun. O yüzden ben de bu oy unun eleştiri- sinı. düşünsel yönünü ortaya çıkaran met- nine ağırlık \ererek geliştirdıın. Giriş bir "anonim" kadın karakterin mo- noloğuyla başlıyor. Dünyanın birçok ye- rinde birçok ınvanın "hayır" diyerek ~ya- lana karşt"çıkışlar yaptıklarını. bu "\ala- nı" kendısının de gördügünü ve içınde bir çığlığın yükseldığinı anlatıyorkarakter. Bu bölümden sonra aynı kadın oyuncu (Jüli- de Kural) Anrigone'den oy un için seçilmı^ bir kısımla birlıkte "hayır" dıyen kadınla- ra doğru yol almaya başlıyor. Antigone'nin Kreon'la olan diyalogıı sahnede. Buradaki metin oluşturulurken üç yapırtan yararlanılmış. Hölderiinin Al- manca çe\ırısinden uyarlayan Bertold Brecht'ın "Sofokles'in Ântigone'si", Jean Anouilh'in ve KemalDemirel'in "Antigo- ne"len. Antigonetragedyası.toplumsalbir sorunu dıle getınr. dev letın baskısına kar- şı kışı özgürlüğünü S3v unur. çagdaş insanı derindenetkileyen.düşündürenbirkişilik- tir. Kreon (oyunda. TekinTemel)dev letı \e kanunları savunandıryada kendi koyduğu ' kurallara, kral olduğu için boyun egilme- sini isteyen. Antigone ise. karşısındakinin kral değıl. insan olduğunu savunur. tıpkı kendisi gibi kral da "ölümlüdiir". Antigo- ne ve Kreon arasında iktidar sorunu vardır. ICrahn iktidannın gücü yaşamla sınırlıdır. O zaman ortada tartışılacak ve aslında ka- rar verilecek tek konu ">aşam"dır. Antigo- ne. düşiinceleri ve inançları doğrultusun- da tek özgürce karar verebıleceği şeyi ya- par. ölür (öldürülür intihar eder). Burada- ki metinde de geçen küçük önemli bir de- tay daha v ar. Antigone kaderine lanet okur. Cçüncü bölümdeki metin. Dario Fo'un "Ben Ulrike. Bağmyorum" oyununa bag- It kalınarak yazılmış. Bu bölüm **be>az'*la başlıyor. Renkler arasında beyaza kapatıl- mış bir insanı anlatıyor. Hemen Sylvia Plath'ın "beyaz" akıl hastanesini anlattığı "Laleter" şiiriyle, WallaceStevens"in beyaz sabahhğıy la evinde dolaşan bir kadını be- timleyerek başladığı ve Amenkan burjuva- sını renkler aracılığıyla anlattığı "Disillu- sionmentof TenO i Clock'* (Saat 10.00'un HayalkırıkhgOşııriniammsıyorum. Anım- sıyorum. çünkü ay nı anlatım biçimiy le. ay- nı göndermelerle karşıma çıkıyor. "bejaz" ya da renkler. Tümünde "beyaz". soğuk ve tiksmdırici bir temizlik sembolü olarak gösterilıyor. Buradaki dil ve anlatım şeklı Antıgone'nınkıyle bağdaşmıyor. Öyle oi- ması da gerekir. çünkü monolog halinde bir aktanm söz konusu. Metin çok daha sem- bolik bir anlatımı içeriyor. Bir yandan da Antigone ile L'lrike Meinhof arasında en- telektüel bir farklılığın göstergesi oluyor. Meinhof. düzen içinde düşünerek "hu- zur kaçıran" bir insan, metinde gününün sosyalist- femınist söyleminin radikal sa- v unucusu olarak geçiyor. Metinde Mein- hof. ölümii öncesi düzene göre deli. ken- disine göre düzenin delırtmeye çalıştığı. ölüm sonrasında da kendısine göre öldürü- len. düzene göre kendisini jsan bırı. Llrı- ke Meinhof. "Cesedinı bir dağ gibi ağır" diyor. Böyle bir entelektüel tavırdan sonra üçüncü, Jan Dark'ın bölümü sahneleniyor. Buradaki metin. Jean Anouilh'in "Tarla- kuşu"ndan ve Ann Seghers'in radyo ovu- nundan Bertold Brecht uyarlamasıyla "Jan Dark-1431 Rouen Duruşması"ndan oluşu- yor. Piskoposla hücresınde zincirli Jan Dark'ın diyaloguyla bu bölüm başlıyor: Içindeki sesin dogrultusunda hareket et- mektedir Jan Dark. Piskopos ise düzenin. dengelerin. Görüntüde ıki inançfıdır karşı karşiya olan. Ikiside farklı şeylere ınanırlar. Sonu- na dek savunurlar. Güç aslında kımdedır'.* Yine aynı soruyla karşılaşmz. Yaşamla sı- nırlı mıdır güç? Oyunda piskopos şöy le di- yor: "Bugiine dek (evetdemeyenleri öldür- mek dışında) daha iyi bir yöntenı bulanıa- dık, maalesef." Gerçekten bulunamadı mı? Her şey bu kadar kesin evet ve hayırlarla mı belirlenıyor? Bu en uçtakı evetlerle ha- yırlar aslında birbirlerine çok yakın değil mi? Dördüncü bölüm. Medea'nın. Darıo Fo'nun "Medea"sından Genco Erkalın uyarladığı metin karşımızda. Burada. Me- dea'nın koroyla ve kocasi lason'la diya- loglan sahnede yer almakta. Medea'yı ve koroyu ufak bir kostüm değışıkliğı yapa- rak art arda Jülide Kural oynuyor. Medea sonunda ya canavar ana ya da onurlu ka- dın olacak... Neden ve sonuç ılışkıleri tek bir anlatım şekliyle ortaya konabilır mi'.' Azra Erhat. Medea için "Medea'nın kişili- 0 ve seriiveni henıen her çağda zamanın gö- rüşveeğilimlerinegöreyorumlanarakede- biyara t esanata konuolmuş \e olmaktadır" diyor. Mitolojı sözlüğünde. Medea, diğer kahramanlar gıbı kcndı ölümuyle yaşamı arasında bir seçıııı yapmıyor. O öldürcıı oluyor. kendi ınancı ıçın birdiğerini öldü- ren. Tanya. Karmen. Anna \e Zlata Beşıncı bölüm Tanya. NâzıınHıkmet'ın "Memlekerimden İnsan Manzaralan"ııda yer alan bir bölümden oluşturulınuş. Şiır- de 18 yaşında Alman ordusunun ahırını yaktığı için yakalanan partizaıı Tanya'nın ya da Zoe'nin idam edilışı üzerine bir an- latı var. Nazım Hıkrnct şiirın bıı bölünıün- de " Tanyaysen asılan partizanV ben hapiv- te şair/.J' TanvaV sen öldünV ne kadar na- mııslu insanlar ötdüriildü ve öldürülmek- teJ Ama ben,/ söylemesi ayıpmış gibi geli- yor bana. ama benV yedi yıldır kavgada hayatımı tehliki'ye koyamadan/ hapistede olsabalgibiyaşıvonımJ.._*"Öiümteması y ı- ne ortaya çıkıyor Aslında tek seçim ve ınanç öîüm bağlantılı galiba. Karmen'in bölümü ıçın Pro>per Merı- fnee'nın romaııından ve George Bizet'nın "Karmen operası librertosundan ve Başar Sabuncu'nun ay nı adlı müzikli oy unımdan yarariamlmış. Sahnede. Karmcn'in. Don Jose ile yaprıği son diyalo<4u izliycıruz. Kar- men sürekli falında Don Jose'nin kendisini öldürecegini gördügünü söylemektedir. Don Jose ise Karnıen'in kendisine geri dön- mesini istemektedir. Birbirlerini çok iyi an- ladıklan için ve "düşmüş" olarak yaşama- yacakları için bırbirlennı öldüriirler. ölür- İer. intihar ederler ya da isteyerek ölümü çağınrlar. Şımdıye kadar "ölüm" tek kişının kara- n ıledeûil.ikı kişınin ınatla ınancınısavun- tnası y üzünden ortaya çıktı. N'ani bir savaş- la. Aslında birbirlerini en iyi anlayan insan- lar. ancak birbirlerini öldürebilıyorlar ga- liba. Ölümü seçme de aslında bir şeylere kendını adamayla. inançla bağlantılı. kişi ıçın başka bir "soru"nun kalmamasiyla. Btındun sonraki bölüm Anna Frank ile Zlata'nın bölümü. ikısı de bir savaşa göz tanıöı olnuişlar. Birı. 2. Dünya Savaşfnda Almanya'da ve Hollanda'da bulunan bir Y.ıhudı. dığerı ise Bosna savaşını yaşamış bir küçük ki7. tkisinin de anılarından ya- ıarlanılarak bu bölüm olıışturulmuş. Diğer karakterlerin yanında. aynı anda ikisi de sahnede oluşturulan Anna v e Zlata arasın- da çok büyük farklılıklar var. Entelektüel bir tav rın ya da hayata geçirilmiş bir inan- cın "evefi ya da "hayır"ı çok onlarda. İs- teyerek bir savaşın içinde değiller. Diğer karakterlerde oldugu gibi kadın kimhkle- rınbırönemı yok. Hiçbir şekilde kendı ko- ^ullannı seçnıemış. hiçbir şeye tavır koy- nıamış. doğuştan gelen özelliklerı yüzün- den (Bosna'da doğmak ya da bellı bir soya Yaşam ve ölümün vahşi diyaloğu Kültür Servisi- U- panyol şair ve oyun yazan FedericoGar- cia Lorcanın "halk oyunlan" üçlenıeM- nın ılk halkası olan "Kanlı Düğün"Şehır Tıyatrolan'nda sah- neleniyor. 20. y üzy ı- lın en başarılı şıırscl trajedılennden bın olarak tanımlanan\e Başar Sabuncu'nun yönettiği oyun. Har- bıye Muhsin Ertuğ- rul sahnesinde yer alıyor. Başar Sabuncu "Kanlı Dügıin"de. herhangi bir zaman ya da mekaıı sınırlanıasina yırmeyerek kadın ve erkeğin evrensel yazgısını vurguiuyor. TuranOflaznglu'nun Türkçeleştirdiğioyu- nun nıüzığı Selim Ata- kan. sahne tasarımı \urullah Tuncer. giy- sı tasarımı Türkan Ka- fadar. koreografisı Selçıık Borakımzasını taşiyor. "Kanlı Dü- ğün" de Güveyı Arif Akkaya. Ana'yı Can- daıı Sabuncu. Leonar- do'y u A»ni \ak,-ın. Ge- lın'ı Alivc Izunata- ğancanlandıı ıvor. Öte- kı rollerde ise Sevil L'IuyoL L'ğur Kıv ılcını, Bercis Fesçi. Birsen Kaplangı. Bilge Z4>lnı. Fili/ loprak. Zeynep Irgat. Aslı Öngören. Güneş Han. Dolunay S«vsert. Sibel Sev han, llakan Arlı. Ertuğ- rul H»stoğlu. Sa>aş Barutçu ve Mürşit Ağabağ yer alıyor. ait olmak gıbı) savaşın mağdurlan duru- mundalar. Vc savaşa "hayir" diyorlar. Bu savaş bittiğınde başka bir öç alma savaşı başladıgında savaşa "hajır" diyecekleri ne ıııalum? Bir anlamda "kader"dev reye gi-" riyor. Böylelikle. oyundaki diğer karakter- ler çok daha farklı yorumlanabilir oluyor. Ya da çok başka bir açıdan alırsak. herkes evet dese de bir kışı çıkıp "hayır" dese bu yine (geniş anlamda kullanıyorum) savaş demektır. O zaman "insan doğası" geregı mi tüm bunlar'.'.. Pekı o zaman oy un başın- dan beri neden bu örnekleri bana sunuyor? Oyunun bu bölümden öncesi kendı içinde bir düşünsel derinlik yaratırken bu bölüm- deduygıısalbırderinlik söz konusu oluyor. Tıpkı C'NN canlı yayın izliyor gibiyım. Böyle bir duygusallık ratıngleri (izleme oranını) oldukça y ükseltiyor tabii. oyunun- da somı böy le mi y ükseltmış? \'e oyunun sonuna gelıyoruz. "Anonhn" karakterin aslında bir oy uncıı olduğunu an- lıyoruz. Oyuncu. "Bu \alamn neresinde- yim" dıye soruyor kendine. sonra da ~dı- şında olmak istiyonım~dı>or Hangı yala- nın dışında diye ben kendi kendime soru- yorum. hayatın dışında mı acaba'.' Oyuncunun "içimdeki çıglığın" nedeni- nı tanımlamasıyla v e en son söz olarak "ha- yır" demesiyle. Yani oyun kendi yapısı ıtı- barıyla bir döngüye oturuyor. Yani. yaian dev am ediyor. "evet"dıyenler kendi yalan- larıyia "hayır" diyenler de kendı yalanla- rıyla yaşayıp. ölüp gidiyorlar... Oyun "ha- yir"dıyenleryüzyıllarboyunca vardı. "ha- yir" dıyebilmeyı unutmayalım dıyen bir mesaıla başlıyor v e bu mesajı çürüterek bi- tiyor. Bence burada düşünsel bir hata var. Oyunun bütün bölümleri her hikâyenın. romanın ya da oyunun en yükseldigi bö- lümlerden alınmış. Hepsı "katarsis" bö- lümleri ya da sahnede tansivonun yüksel- tildıği bölümler. Böylece "İçimdeki Çığ- ük" başından sonuna sürekli tansiyonlu bir oyun olarak sürüyor. Ve sonuna dogru is- ter istemez dikkat dağılıyor. Ve bunun bir dııygu yoğunluğuyla dengelenmeyeçalışıl- ması. oy unun mantığını temelden bozuyor. Oyunundakı bölümleri birbinne bağla- yan tema. "hayır" diyen kadınlar. kızlar gıbi gözüküyor. Ama o kadar farklı şeyle- re hayır deniyor ki. Ve bu hayırlar o kadar farklı sonuçlardoğuruyorki. Vedeyalnız- ca hayır diyenler neden kadın'.' Anlatılan- ların bazıları bir kadın sorunsalı olsa da tü- müne baktığınızda bunu göremiyorsunuz? Sonuçtay aşam veölüm bunlann seçimı ya da zorunluluğu ve kader gıbi başka bir ait metne dayanır oluyor oyun. Ve tek temel soru kalıyor geriye, ölüm her şeyin sonu mu? Jülide Kural başanlı Julide Kural. her karaktenn özelliklenni oyunculuğuylagösterebilıyor. Buözellikler kostümlerle de bağlantılı olarak ortaya çı- kıyor. Karmen'in vahşiliği ve hırçınlığı ay- nı zamanda cinselliğinın ön planda oiması. Medea'nın kalın sesi ve büyücülüğünü or- taya çıkaran gızemliliği. Antigone'nin dik- başlılığı. ya da Jan Dark'ın köylü kızını anımsatan sesi ve tav ırlan gibi. Hepsinın üs- tesınden başanyla geliyor Kural. Ama tek kişilik oyunlarda önemli olduğunu düşün- düğüm karizniayı yaratamıyor. Tekin Te- mel içınde aynı şeyleri söyleyebılirim. So- ııuçta. "İçimdekiÇığük'oİdukça önemli bir çalışma. Nedenıne gelince. ülkemızin po- lıtik tav rının belirleyen seçımler öncesi sırf "e\et" ve "hayır"a ındirgenmiş bir "yala- nı" yaşamaktayız. Politikanın düşünsel ta- rafı çok geri planlarda kaldıgından herkes politik olduğunu düşünürken aslında apo- litik olmuş olunuyor. Düşünceyi "«"et" ve- y a "ha\ır""a ındirgediginız an. işte o zaman aslında "o yalanın tam içinde" oluyorsu- nuz. günümüzde. Belkı de. Sağcı Toplumsalcılık Birara "ortanın solu" sözü kullanılırdı. buna karşı- lık "ortanın sağı" diye bir şey yoktu. Şimdi "merkez sağ" ile "merkezsol" deniyor: llımlı sağ, ılımlı sol an- lamına... Demek ki bugün yalnız solun değil, sağın da ıhm- lısı, aşırısı bulunduğunu belırtmek gereğı duyuluyor. Çünkü demokrasilerde halkın desteklediği bütün görüşlerin parlamentoya yansıması gerekir. Türki- ye'de ise çok yaygın aşırı sağ yönelişler var. Bunlar parlamentoya girmek bir yana, son seçimde olduğu gibi, en çok oy alan parti durumuna da yükselebili- yorlar. Merkez sağ, merkez sol, aşın sağ, aşırı sol... Gün- lük konuşmaların hızı içinde insana değişmez dün- ya görüşlerini. değişmez düşünceleri yansıtıyormuş gibi gelen sözler... Ama gerçekten öyle mi? Ne demek sol, ya da sağ? Sanıldığı kadar kolay değil bu sözcükleri değişmez bir anlama bağlamak. Örnekse yerleşik düzeni değiştirmeden toplum- salcılığa geçmek isteyenlere "sağcı toplumsalcı" derfer. "Sağcı solcu" gibi bir söz... "Reformiste" de- nilen iyileştirmeciler, "revisionniste" denilen gözden geçiriciler böyle tanımlanır. Dahası sağcı toplumsalcılarda kendi içlerindesağ sol diye ayrılırlar. Asıl amacı düzeni sürdürmek olan, bunu sağlamak için yüzeysel bir toplumsalcılığı hal- ka ödün gibi sunanlar sağda, parlamento çalışma- larıyla gerçek bir toplumsalcılığageçilebileceğmeiç- tenlikle inananlar ise solda duran sağcı toplumsalcı- lardır. Kaynağı Marx'çılık da olsa, parlamentocu, evrim- ci toplumsalcılığa sağcı toplumsalcılık denir. Seçim- lere giren işçi partileri, sosyal demokratlar, sosyalist- ler, komünistler vb, hepsı sağcı toplumsalcılardır. SSCB'nin dağılışmdan bu yana solcu toplumsal- cılığın insanlığın umut kaynağı olma gücünü yitirdiği görülüyor. Böylece de sağcı toplumsalcılık büsbütün öne çıktı. Batı'da sözü edilmeye başlanan yeni sol da bu çerçevenin içinde... Solcu toplumsalcılar devrimcidirler, düzeni yıkıp bütünüyle yeniden kurmak amacındadırlar. Devrimin getireceği sıkıntılara katlanmadan toplumsalcılığa geçflemeyeceğini savunur, değişmesini istedikleri düzenle uzlaşma aramaz, ödün vermezler. Günümüzde bu anlayışa sonu gelmeyen bir serü- ven olarak bakılıyor. Yıllaryılı çalışmalarını yeraltında yürüten ortaklamacı partilerin bile artık yasal yollara girdikleri görülüyor. Bugün Türkiye'deki sol etkinliklerin aşağı yukarı hepsini sağcı toplumsalcılık diye değerlendirmek du- rumundayız. ama bunun hoşa gitmeyeceğını de bi- liyorum. "Sağcı" sözcüğü yüzünden... Pekı, ne demek bu sağcılık, solculuk, değişmez an- lamları mı var? Sağcılık (conservatisme) tutuculuk, geçmışe bağ- lılık, yenileşme istememek anlamına gelir. Varlığın değişmez. kesin. saltık olduğunu savunan metafizik dünya görüşüne dayanır. Solculuk (gauchisme) devrimcilik, geleceğe gü- ven, yenileşme istemek anlamına gelir. Varlığın dur- madan değiştiğini, hiçbir şeyin kesin. saltık olmadı- gını savunan eytişimsel özdekçi dünya görüşüne da- yanır. Tutuculuk ile devrimciliği sağcılık. solculuk diye anmak 1789 Fransız Devrimi sırasında başlayan bir uygulama. Devrimden sonra toplanan Ulusal Mec- lis'teeski düzeni savunan kralcılar sağda, yeni bir dü- zen kurmak isteyen devrimciler ise solda otururlar- mış. Sağdakiler kralcılar. aksoylular... Peki, soldakiler? Onlar da özgürlük, eşitlik, adalet, kardeşlik diye halkın özlemlerini savunan kentsoylular... Evet. kentsoylular, yani günümüzün parlamento- lannda sağda oturanlar... Görüldüğü gibi bir düşüncenin yeri zaman içinde, koşullarla birlikte değişebiliyor... Solda otururken kendinizi sağda buluyorsunuz... En kaba tanımıyla, "sol" emekçilerden, düzenin çilesini çekenlerden, ezilenlerden yana olmak, "sağ" işverenlerden. düzenin kaymağını yiyenlerden. ezen- lerden yana olmaktır... Sağcı toplumsalcılıkta bu durum, yani kımden ya- na olunduğu bayağı karışıyor... Beksav'da "Onat Kutlar'ı Anıyoruz" Kültür Servisi - Kadıköy Beksav'da yarın saat l5.OÜ'te Ismail Sanoğlu'nun düzenlediği "\'eni Vıla Girerken Dünya ve Türkiye" başlıklı panele Bülent Uluerigazeteci-yazar). Recep Genel (gazeteci). Ibrahim Çiçek (gazeteci). Zeynel Abidin Kızılyaprak (gazeteci) katıhyor. Yarın saat 14.00'te ise Cengiz Gündoğdu'nun "Sanat ve Estetik' konulu konferansının ardından Dursun Özden. Feza Aksoy. Mete Akalın ve Hüseyin Baş'ın katılacaklan 'Onat Kutlar'ı Anıyoruz' söyleşisi gerçekleştirilecek. Darüşşafaka Lisesi Kültür Etkinlikleri Komisyonu ise "Karacaoğlan'dan Onat Kutlar'a' adlı piyesi sunacak. İMKB10. Yıl Resim Yarışması Kültür Servisi - Istanbul Menkul Kıvmetler Borsası (İMKB) sanatçılara ve Türk resim sanatına destek vermek için biryarış,nia düzenlıyor. Konunun serbest olduğu yanşmaya daha önce sergilenmemiş, ödül almamış en çok üç yapıtla katılınabılir. Yanşmaya katılacak yapıtların tuval ve benzeri resim düzlemleri üzerine yağlıboya. akrılik veya kanşık teknikle yapılmıs. oiması gerekiyor. Seçici Kurulıınu Tuncay Artun (İMKB Başkanı). Nurhayat Berker. Halit C'ıngıllıoğlu. Prof. Neşe Erdok. AbdülkadirGünyaz. Prof Ergin Inan. Prof. Özer Kabaş. Prof. Kadri Özayten. Arıl Seren. SezerTansuğ ve Prof. İsinail Tunalı'nın oluşturduğu yarışmanın başarı ödülleri 500. 300 ve 200 milyon: mansiyon ödülleri ise I00 milyon olarak belirlendi. Yanşmaya katılacak adaylar yapıtlannı 22 Nisan 1996 pazartesi günü saat l7.0()'ve kadar İMKB istinye adresine te.slim edecekler. Daha fazla bilgi için: 298 25 İO-II Kenterler'in oyunu, Kültür Koleji'nde Kültür Servisi - Kent Oyunculan, Muzaffcr İzgü'nün "Lütf'en Kızımla Evlenir misiniz' adlı komedisini pazartesi günü saat 19.00 ve 21.15'te Ataköy Kültür Koleji Eğitim Vakfı Salonu'nda sahneleyecek. Yıldız Kenter'in yönettiği oyunda Yıldız Kenter. Kadriye Kenter, Şükran Güngör. Mehmet Birkiye ve Bekir Aksoy rol alıyorlar. Oyunun davetiyeleri Çağdaş Yaşamı Desteklcme Demeği'nin 543 b~r 09 numaralı telefönundan ya da Kültür Koleji gişesinden saglanabilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear