22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 1996 ÇARŞAMBA HABERLER TBMVTye ramazan mesaisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nun başlama saati bugûn ve yann Ramazan nedeniyle bir saat öne alındı. TBMM Danışma Kurulu dün toplanmadı, ancak hazırlanan önerge elden grup başkanvekillenne imzatıldı. Buna göre, TBMM Genel Kurulu'nda Meclis Başkanlığı seçimi için bugün yapılacak 3. tur ve yann yapılacak son tur oylamalar, saat 14.00'te başlayacak. Genel kurulun başlama saati milletvekillerinin iftara yetişmesi amacıyla bir saat öne alınırken, önümüzdeki hafta başında Danışma Kurulu toplanarak, Ramazan ayı boyunca genel kurulun başlama saatinin bir saat öne alınacağı bildirildi f Ya sev ya tenk ef davası • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - CHP lzmir ll Başkanı Osrtıan Özgüven'in Ütkü Ocaklan Dergisi tzmir Temsilcisi Yusuf Kenan Aksoy hakkında açtığı hakaret davası dün başladı. Mahkeme, sanık Aksoy'un bir dahaki duruşmaya polis eşliğinde getirilmesini kararlaştırdı. Osman Özgüven, Ülkü Ocaklan Dergisi lzmir Temsilciği'nce milletvekili seçimleri öncesi kentin dağişik semtlerine asılan " Ya sev ya terk et" yazılı pankartlann "bölücülük" niteliğinde olduğunu belirterek tepkisinı dile getirmişti. Aczmendiler serbest • RİZE(Cumhuriyet)- Yasalara muhalefet ve küçük çocuklan alıkoymak suçuyla iki hafta önce tutuklanan Aczmendi tarikatı üyeleri Feyzullah Parlak, Süleyman Artvınli ve Ismail Kalkan üst bir mahkemeye yapılan itiraz ûzerine Asliye Ceza Mahkemesi'nce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Aczmendi tarikatı üyelerinı RP Rize Milletvekili Şevki Yılmaz'ın avukatı Hurşit Bıyık savunuyor. Uyuşturucu davası • İstanbul Haber Servisi - PK.K terör örgütü adına Romanya'ya uyuşturucu götürüp karşılığında silah ve patlayıcı maddeler getirdikleri öne sürülen Mehmet Emin Hülakü, Fahri Arşimet, Romanya uyruklu Stancu Dragsan, Cemalettin Demirhan, Hasan Yanar ve Resul Yegen'in yargılanmasına dün başlandı. Istanbul 4 No'lu DGM'deki duruşmada, sanıklar suçlamalan kabul etmezken mahkeme heyeti duruşmayı, tanıklann dinlenmesi ıçin erteledi. DGIVrde • İstanbul Haber Servisi - Istanbul DGM'de avukat ve gazetecilerin duruşma salonlan ile mahkeme kalemleri arasındaki koridordan geçişlerinin 'güvenlik' gerekçesıyle yasaklanması tepki çekti. Halkın Hukuk Bürosu avukatlanndan Metin Narin, yasaklama karanyla ilgili açıklamasında, kararla avukatlara ve gazetecilere hangi gözle bakıldığının açığa çıktığını söyledi. Rüştü Çetm öldü •TARSUS (Cumhuriyet) - Demokrat Partı eski mılletvekillerinden Rüştü Çetin Tarsus'ta öldü. DP'den 1954-1960 yıllan arası milletvekili seçilen Çetin uzun süre Yassıada ve Kayseri Cezaevi'nde yatmıştı. 74 yaşında ölen Rüştü Çetin evli ve üç çocuk babasıydı. Denizde ceset • İSTANBUL (AA)- Kadıköy Motor Iskelesi yakınlannda denizden, Rus vatandaşı Dukrhn Victor'a ait olduğu belirlenen bir ceset çıkanldı. Yetkililer yapılan araştırmada, Victor'un önceki gece İstanbul Boğazı'ndan geçiş yapan Rus bandıralı "Soçhi" adlı tankerde tayfa olarak çalıştığının anlaşıldığını bildirdiler. Turgut Kazan, 'Memurin Muhakematı Yasası'nın yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi ^Resırıi açıktamalar çeBşiyor'• Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret ederek gözaltında polisçe öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe için başsağlığı dileyen Istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, "Gazeteciler Cemiyeti 'nin, bu olaym çözümü konusunda yapacağı bütün çalışmalarda kendilerine bir hukuk kurumu olarak yardımcı olmayı görev saydığımızı belirtmek için geldik" dedi. tstanbul Haber Servisi - Istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, "Metin Göktepe'nin gözaltına alı- nıp. polisçe dövülerek ö\- dürülmesi ola>ını hukuk devletimiz için. demokrasi- miz içinçok tehfikefi bir olay sayıyoruz" dedı. Öğretim Üyeleri Derne- ği Başkanı Prof Dr. Burhan Şenatalar da Metin Gökte- pe olayının sorumlulannın gizlenmeye çalışıldıgını öne sürdü. Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti Başkanı NaiJ Güre- li ise Metin Göktepe'nin gözaltına alınarak öldürül- mesi olayının mutlaka yar- gryayansıtılmas! için konu- nun takıpçisi olacaklannı söyledi. İstanbul L niversitesi öğretim üyeleri Metin Göktepe'nin anısına gençlik anıbna çelenk koydu. Demokrasi için tehlike Istanbul Barosu yönetici- leri, dün Türkiye Gazete- ciler Cemiyeti 'ni ziyaret et- ti. Cemiyet Başkanı Nail Güreli ve diğer yöneticiler ile görüşen Baro Başkanı Turgut Kazan, ziyareüerinin nedenini şöyle açıkladı: "Metin Göktepe'nin gö- lerek öldürülmesi olavını ' s t a n b u ' Barosu yöneticileri, Göktepe oJayı nedeniyle Türkiye Ga/eteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti hukuk devletimiz için, demokra- ğüsleme görevini yerine getirme- da yapacağı bütün çalışmalarda Uç ayn resmi açıklama yapıl- simiz için çok tehlikeli bir olay say- ve hazır olduğumu/u söylemek kendilerine bir hukuk kurumu dığınınvebunlannbirbirleriyleçe- diğımızı belirtmek ve. başsağlığı için geldik. Gazeteciler Cemiye- olarakyardımcı olmayı görev say- liştiğinin sorulması üzerine Kazan, dileği üe birlikte bu tehlikeyi gö- ti'nin, buolayın çözümü konusun- dığımızı belirtmek için geldik." bunun benzer olaylarda görüldü- ğü gibi eylemin saklanması cabasından kaynaklandığını söyledi. "Polis Vazife ve Salahiyet- leri Yasası" ile "Memurin Muhakematı Yasası"nın, bu tür olaylan önleyecek bıçim- de yeniden düzenlenmesi ge- rektiğini vurgulayan Kazan, "Yani böyle bir olayı polisin işiemesi halinde, İçişleri Ba- karüığTnın 'lüzumu muha- keme'ye ilişkin prosedürü yürütmesine bütün yollan ü- kayıp savcının devreye gir- mesini sağlayacak düzenle- meyi yapmanuz gerekjyor" dedi." 'Katiller gösterilsiıT Kazan, olayla ilgili olarak gözaltına alınan 24 polisin, diğer gözaltılarda olduğu gi- bi basına gösterilmesini ıste- di. Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti Başkanı Naıl Güreli de Metin Göktepe olayının ilk gününden beri takipçisi ol- duklanm, cinayetin mutlaka yargıya yansıtılması için ko- nunun sonuna kadar takıpçi- si olacaklannı söyledi. Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu üyeleri de dün, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi lktisat Fakülte- ,si Maliye Bölümü öğrencisi olan Göktepe'nin gözaltın- da öldürülmesi olayını pro- testo ederek rektörlük önün- deki Atatürk anıtına çelenk koydular. 'Failler belirtensin' Metin Göktepe için birda- kıkalık saygı duruşundan son- ra Prof. Dr. Burhan Şenata- lar, olayın sorumlulannın gizlenmeye çalışıldıgını sa- vundu. Olaydan birinci derecede sorumlu olan kurumun bel- li olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Burhan Şenatalar, gerek bu kurumun üst yetki- lilerinin gerekse hükümet ve parlamentonun-, faillerin bir an önce belirlenmesi ve ce- zalandınlması sorumluluğu- nu taşıdığını vurguladı. Şenatalar, şöyle konuştu: "Metin Göktepe, gazeteci olarak gençlik ve eğirim so- runlanna ışık tutmaya çah- şıyordu. Aynı zamanda tsr tanbul Üniversitesi'nin bir öğrencisrvdi Türkiye,öğren- cilerin. gençlerin. gazetecile- rin, kısacası herhangi bir yurtta- şın gözahında işkencegördüğü, ÖJ- dürüldüğü bir ülke olmaktan en kısa zamanda kurtulmalıdır." Kapatılan Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite üyesi, sınıf mücadelesinin sürdüğünü söyledi Cemal Kıral: Komünistlerin görevi bitmedi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - TK P Merkez Komitesı üyesi ve DlSK'in eski yöneticilerinden Cemal Kıral konuşmacı olarak katıldığı, "TKP'nin Dünü ve Bugünü" konulu konferansta TKP tarihinin Türkiye komünist hareketi ve işçi sınıfi hareketi tarihi ile iç ıçe olduğunu belirterek "Bu geçmişten ders çıkarmamız gerekiyor" dedi. Kıral, TKP'nin kapatılmasını "tarihsel sorumluluğu çok ağtr ve negatif bir kilometre taşı" olarak değerlendirerek "sınıfsız tophıma varamadıysak, komünistierin görevi bitmedi" dıye konuştu. TKP'nin tarihini kuruluşundan itibaren ele alan Cemal Kıral, daha kuruluş aşamasında iki önemli olgunun partinin kımliğini ortaya koyduğunu belirterek şöyle konuştu: "Rusya'daki 1917 devriminin içinde bulunan ve Almanya'da Spartaküs hareketine kablmış olan öneüier, TKP'nin kuruiuş aşamasında önemli rol oynadılar \e enternasyonatizmi partinin yapısına mayaladıiar. TKP, yurtseverlik ile de yoğrulmuştur. O sırada emperyalist işgalcilere karşı Türk halkı savaş veriyordu ve komünistlcr bu savaşın ön sıraiannda yer aldılar." Yurtdışmda bulunan komünistler ile Istanbul ve Anadolu komünistlerinin 1920'de bir araya gelerek partiyi kurduklannı ve TKP'nin bu üç ayak üzerinde oluştuğunu anımsatan Kıral, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gerçek komünistlerin önünü kesmek için sahte resmi komünist partisi kurulduğunu söyledi. TKP'nin kapatüması Cemal Kıral, TKP'nin kapatılması ve TBKP'nin kuruiması süreciyle ilgili olarak da şunlan söyledi: u Birieşik parti kurmak, legal olmak, yığınsal olmak hedefleniyordu. BrükseJ'de Behıce Boran'la Haydar Kutlu yapnklan basın toplantısında şu mesajı verdiler: 'Biz Türkiye'nin partisiyiz, Türkıye'ye döneceğiz. Legal partı olacağız". Behice Hanım'ın deyişiyle biz a\nı e\de oturuyorduk. duvaıian kaldırdık. Olaylar hızlı gelişti. Behice Hanım'ın erken öJümünden sonra Haydar Kutlu ve Nihat Sargın, Türkiye'ye döndüler. Bu dönüşte Türkiye'de Türkiye Birleşik Komünist Partisi'ni legal olarak kurmak hedeflinivordu. Gelen arkadaşlann çantalannda legal FBKP'nin tüzüğü vardı. Vani parri legal olmaya geldi. kapanlmaya değfl. Bu sırada parîi yönetiminde farklı görüşler çıktı. TKP'nin kapalılıp kapatilmaması en ağırlıklısıydı. Bana göre parti kapatılmamalıydı. Bu tartışmalar sırasında ben parti \önetiminden istifa ettinı. Bugün arnk TKP resmen bir parti degiidir. Partinin kapatılmış olması bizde, Türkiye komünist hareketi içinde en önemli. tarihsd sorumluluğu çok ağır olan negatif bir kitometre taşıdır. Bi/ hâiâ sınıfsız topJuma varamadıysak komünistlerin görevi bitmedL" TKP'nın resmen kapatıldığı için bugününden söz edilemeyeceğini, ancak "partiyi kapaOn" demekle partilerin kapatılmadığını belirten Kıral, sözlcrini ^ö>le sürdürdü: "TKP resmen kapabldığına göre şimdi komünistieri hangi görev bekliyor? Biam bir karanmız vardı; 'sınıfsız toplumu kuracağız'. Sınıfsıy toplum kurulamadığına göre ve parti de kapatıldığına göre bi/im görevimiz bitti mi? Şimdi bi? TKP üyesi, yandaşı olmuş insarılann bundan sonraki görevlerinin ne olacağını tartışmaya ihtivaç var. Temei çelişki emek sermaye arasındaki çelişkidir. Bunu tartişacaksak dunım pek karmaşık değil. Eğer günümüzdeki temel çettşki emek sermaye çelişkisiyse şu olgulara bakmak lazmı. E'mperyalist ülkdcrdt toplumsal çelişkiler bunalımlar artiyor. İşsiz sayısı artiyor. t mpenalizmin bunannu sona ermedi. Bilimsel teknolojik devrim aşamasında yaşıyoruz. Bu ortamda 'sınıf mücadelesinin anlamı kalmamıştır' yaklaşımlan var. Ama insanlar bâlâ sömüren ve sömürülenler diye yaşjyoıiarsa sınıf partisinin devamı bir zorunluluktur." Cemal Kıral, "Biz hâiâsınıfsız top- iuma varamadıysak komünistlerin görevi bitmedi" diyor. 10. Daire, zarar görenlere tazminat verilmesi karanna itiraz eden başvuruyu reddetti Danıştay: Sıvas'ta devlet kusurluANKARA (ANKA) - Danıştay, Sıvas'ta 1993 yılında meydana ge- len ve 37 katledılmesiyle sonuçla- nan Madımak Oteh yangını nedeniy- le İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan maddı ve manevi tazminat davala- rının ilk aşamasını sonuçlandırdı. Kıyımda devletin kusurlu olduğu- na ilişkin Sıvas tdare Mahkemesi yaklaşımını paylaşan Onuncu Daıre, olaylarda yaşamlannı yitirenlerin yakmlanyla fîilen zarar görenlere maddı-manevı tazminat odenmesı- ne ilişkin mahkeme kararlanna kar- şı yapılan itirazı reddederken, sag kurtulanlara manevi tazminat öden- mesırîe karşı çıktı. Daire, sanatçı Arif Sağ'ın yanan sazı için 150 milyon lira maddı taz- minatödenmesıne ilişkin yerel mah- keme karannı da yerinde buldu. Sıvas kıyımı nedeniyle bakanlık aleyhine açılan 70'e yakın davadan 24'ü Danıştay Onuncu Daıresı'nde ele alındı. Daire. davalı Içışlen Ba- kanlığı'nın yangından sağ kurtulan KamberÇakır,Rıza Aydoğmuş, Nu- ray (Nevzat) Ozkan, Mustafa Tür- kân, Birsen Gündüz, AB Balkız. De- nizHumar'a velayeten Ağa Humar, Hüseyin Yıldınm. İlhami Erseven. ArifSağveeşı YüdızSağa 150'şer milyon lıra manevi tazminat öden- mesıne ilışkm Sıvas Idare Mahke- mesi karanyla ilgili yürütmenin dur- durulması istemmi kabul etti. Saz tazminatma onay Danıştay Onuncu Idaresi, davala- nn tümünde olaylarda yaşamını yı- tırenlenn yakınlanyla fiilen zarar gören (sazı, arabası yanan vb.) da- vacılara maddi ve manevi tazminat ödenmesi gerektıği yaklaşımını gös- terdi. Bu nedenle İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan davada bu kışiler le- hine verilen maddi ve manevi taz- minat kararlanyla ilgili yürütmenın durdurulması ıstemlerı red'dedıldı. Onuncu Daıre"nın davalı bakan- lığın yüriitmeyı durdurma ıstemını reddederek ödenmesını hüküm al- tına aldığı tazmınatlar arasında sa- natçı Anf Sağ'ın sazı ıçin 150 mil- yon lira maddi tazminat ödenmesi- ne ilişkin karar da yer aldı. Daıre- nın yürürlüğünün durdurulmasını ıstemedıği maddı-manevi tazminat kararlan şöyle: - Vangmda yaşamını yitiren Ser- kan Doğan'ın yakınlan Perize, Sü- le>man. Serdar. Se\gi ve Hüseyin Doğan'a349 milyon maddi 350 mil- yon lira nıancvi tazminat ödenmesL - Sait Metın'in yakınlan Sultan, Mehmet. Aydın ve Suzan Metın'e 356 milyon maddı. 250 milyon lıra manevi tazminat ödenmesi. - Ahmet Özyurt'un yakınlan Se- nem Hıdır ve Nurdan Ozyurt'a 411 milyon maddi. 250 milyon lira ma- nevi tazminat ödenmesL - Sehergül Ateş'ın yakınlan Şeh- rıban, Meryem. Sultan. Işık, Seyıt- han, Hasan Alı ve Müslüm Ateşe 431 mılvon maddı. 600 mıljon ma- nevi tazminat ödenmesi. - Hurive ve Veşim Ozkan'ın >akın- lan Miinire, llikınet Hasan, Ebru ve H üseyin'etoplam 730müyon mad- di, 350 milyon lira manevi tazminat ödenmesL - Gülsiim Karababa'nın yakınla- n Sultan, M. Alı, Hüseyin, Nılgün, Zeynel ve Denız Karababa'ya top- lam 134 milyon maddi, 400 milyon manevi tazminat ödenmesi'. - Şair Behçet Sefa Aysan'ın ya- kınlan Adivc Aysan, Kadriye Kök- sal ve Behiç Aysan'a toplam 2 mil- yar 250 milyon maddi,550 müyon li- ra manevi tazminat ödenmesL - Nurcan ve Özlem Şahın'ın ya- kınlan Nezahat. Remzı, Ozan ve Eren Şahın'e toplam 314 milyon maddi, 250 milyon lıra manevi taz- minat ödenmesi. - Menekşe ve Koray Kaya'nın ya- kınlan Hüseyin ve İsmail Ka>a'ya574 mil>(>n maddi.400 milyon manevi taz- minat ödenmesL - lncı Türk'ün yakınlan Hamı, Mehmet ve Taner Türk'e toplam 442 mıKon maddı. 250 milyon ma- nevi tazminat ödenmesi. - Belkıs Çakır'ın yakınlan Mak- bule, Kamber, Tuncer ve Yücel Ça- kır'a toplam 468 milyon maddL 330 milyon manevi tazminat ödenmesL - Muhlıs ve Muhıbe Akarsu'nun yakınlan Pınar Akarsu (kendi ve kardeşine vesayeten) Çınar, Damla ve Akarsu'ya toplam 1 milyar 606 milyon maddi. 600 milyon manevi tazminat ödenmesi. - Yangında otomobili yanan Ali Çağan'a 110 milyon maddi, 150 mil- yon manevi tazminat ödenmesL - Yangında bilirkışınin 170 mil- yon lıra değer bıçtiği sazı yanan sa- natçı Arif Sağ'abunun ıçin 150mil- yon lıra maddi, arabası yanan eşı Yıldız Sağ'a ise 200 milyon lıra maddi tazminat ödenmesi. Savcılık görüşü Bu arada Danışlay Savcılığı'nın ve ön ıncelemeyı yapan Daire Tet- kik Hâkımliği'nin. yangından sağ kurtulanlara da manevi tazminat ödenmesi gerektıği görüşüyle tçiş- len Bakanlığı'nın yürütmeyı dur- durma başvurusunun reddını sa\ un- duklan öğrenildı. GLOBALPOLİTIKÜLTÜR ERGtN YILDIZOĞLU Şimdi Sıra İspanya'da Ispanya'da martta yapılacak genel seçimleri kazan- ması beklenen muhafazakâr Halkçı Parti'nin lideri Joze Maria Aznar, geçen hafta partisinin ekonomik programını açıkladı. Juppe reformlanna benzer bir içe- riğe sahip olan Aznar'ın programının başına neler ge- leceği henüz belli değil. Ama şurası muhakkak ki eko- nomik liberalızme karşı direniş, Fransa'dan sonra bu sefer de Ispanya'da yeni bir imtihandan geçecek. Geçen hafta açıklanan üç kamuoyu yoklaması, Az- nar'ın gelecek seçimleri yüzde 40'ın üstünde bir oy alarak kazanabileceğinr gösterdi. Uzmanlar, halkın 14 yıllık Sosyalist işçi Partisi (SİP) hükümetinden bık- tığını ifade ederek Aznar'ın desteginin gelecek gün- lerde daha da artabileceğini düşünüyorlar. Başkan- fık seçimlerinden önce Fransa'da olduğu gibi şimdi ispanya'da da önemli bir rol oynayan bıkkınhk faktö- rünün yanı sıra, son yıllarda SlP'i sarsan mali ve si- yası skandallarla yüzde 22 düzeyinde seyreden yük- sek işsizlik mart seçimlerinin kaderini belirleyecek. 1994'te Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, Halkçı Parti karşısında büyük bir yenilgiye uğrayan SİP'in bu seçimlerden de benzer bir sonuçla çıkması bekleni- yor. Geçen sene yapılan Fransa başkanlık seçimleriy- le, yaklaşan ispanyol genel seçimleri arasındaki ben- zerlikler bu kadarla da kalmıyor. Bütçe açığının GSMH'ye oranı yüzde 5.7, yani Avrupa Para Birliği giriş koşulu olan yüzde 3'ün çok üstünde olan Ispan- ya'da da hükümet şiddetli bir mali krizin içinde. Bu yüzden, seçimler yaklaştığı için sık sık işsizliği azalt- maktan bahsetmesine rağmen, Halkçı Parti Başka- nı Aznar'ın da esas hedefi, Fransa Başbakanı Juppe gibi, bütçe açıklan. Bunun için, seçimleri kazandığı takdirde Aznar, ka- mu harcamalannı kısacak, devlet işletmelerini özel- leştirecek. Aznar, devlet emeklilik sistemini de özel- leştirerek çalışanlann yaşamlan boyunca biriktirdik- leri fonlan, globalleşme kumarhanesinin oyunculan- nın eline teslim etmeyi planlıyor. Demir-çelik, kömür ve tersane gibi kamu işyerleri ise özelleştirilmeleri mümkün olmadığı gibi, satılacaklar. Bu tedbirlerin ilk anda işsizliği arttıracağı düşüncesi ile "İşsizliği azalt- ma vaadi de ne oluyor" diye sorarsanız alacağınız ce- vap, daha da ilginç. Muhafazakâr parti hükümeti, iş- sizliği emek pazannı serbestleştirerek azattmayı plan- lıyor Sendikalann etkileri kınlacak, iş güvenliği azal- tılacak, böytece işe alma ve çıkarma kolaylaştınlacak; işsizlerin baskısı işçi ücretlerini düşürünce, işveren- ler işçi almaya başlayacaklar ve işsizlik azalacak. Özetle, Aznar hükümeti, işçiyi işçiye kırdırarak işsiz- liği azaltmayı planlıyor. Düşük ücretlerle işsizliğin azal- ması arasında, en son ve en kapsamlı araştırmalara göre ters bir ilişki olması (1) gibi bir gerçeğe ise bu çevrelerin kulaklan tabii ki kapalı. Amaç üzüm yemek değil... Sermaye birikimini hızlandırmak! Reform paketinin diğer parçaları da bu kanaatimi destekler nitelikte: Gelir vergisi, temettülerden alınan vergiler ve şirket sahibi aileler için miras vergisi azal- tılacak, işverenin sosyal sigorta katkısı da... Toprak, taşımacılık ve telekomünikasyon alanlan sertsestleş- tirilerek yeni yatınm olanakları açılacak. Fransa'da olduğu gibi ispanya'da da bu reformlar, mali krizi, bir taraftan sermaye kesimlerini kollarken, diğer taraftan tüm yükü çalışanlann omuzlannayıka- rak çözmeyi amaçlıyor. Geçen sene tersane işçileri- nin, özelleştirmeye direnerek hükümete geri adım at- tırmayı başardığını göz önüne alınca ve buna Fransa deneyinin getirdiği güveni ekleyınce Aznar'ın jşinin zor olduğunu ve yılın ikinci yansında Ispanya'da siyasi ha- vanın sertleşeceğini söylemek mümkün. İspanyol iş- çilerinin Fransızlann başarısını tekrarlayıp tekrarlaya- mayacağını hep birlikte göreceğiz. (1) Blanchflower, D.G. ve Oswald, A.J. (1994); m An Introduction to Wage Curve", London School of Economics. Daha önce Cumhuriyet'te aynntılannı aktardığım bu araştırma 12 ülkeyi ve 2 milyon civa- nnda örneği kapsıyor. Eminönü Belediyesi Bülten dağıtan memurun işine son verildi İstanbul Haber Servisi - Eminönü Belediyesi'nde çalışan Tüm Bel-Sen üyesi 5 memur, 8 Mart Dünya Emekçi KadınlarGünü'nde dağıttiklan sendikabülteni nedeniyle devlet memurlu- ğundan çıkanldı. Eminönü Belediyesi'nin, 5 memurun işten atılması istemiyle ha- zırladığı iddianame, İçişle- ri Bakanlığı'nın ilgili ko- misyonunda kabul edildi ve memurlann işine son veril- di. Işten atılan memurlar, verilen cezanın sendikal mü- cadeleyi sinditmeye yöne- lik olduğunu belirterek "Be- iediye Başkanı Ahmet Çetin- saya, memuriara uygulana- biîecek her türlü baskıyı uy- guladı. İşL memurlan işten çıkarmaya kadar vardır- dı"dediler. Eminönü Belediyesi'nde çalışan ve Tüm Belediye Memurlan Sendikası İstan- bul 1 No'lu Şube üyesi Se- dat Bülbül, Leyla Demiralp, Naciye Türkan, Devrim Dağdeviren ve Fatma Üç adlı memurlar. 8 Mart 1995 tarihinde dağıttıklan, "Ya- şasın 8 Mart Dünya Emek- çi Kadınlar Günü" başlık- lı bültendeki ifadelerinde siyasi ve ıdeolojik amaç ta- şıdıklan gerekçesıyle dev- let memurluğundan çıkanl- dı. 1 Ocak 1996 tarihınden itibaren memurlukla ilişki- leri kesilen memurlar, Emi- nönü Belediye Başkanı Ah- met C^tinsaya'y suçlaya- rak Çetinsaya'nın göreve geldiği günden bu yana me- mur sendikalannaolumsuz davrandığını, başkanlık ona- yı ile kendilerine venlen temsılcılık odasını ve pa- nolannı ellerinden aldığmı kaydettiler. Çetinsaya'nın Tüm Bel-Sen'in faalıyetle- rinı yok etmek amacıyla kendi adamlannı üye yap- tıgı sözde bir sendika olan Türk Kamu-Sen'i kurduğu- nu da ileri süren memurlar, sözlerini şöyle sürdürdüler: "Biz iki vıldır toplama kampında gibiy dik. İşk'ri- mizi polis nezaretinde ya- pıyoruz, çantalarımız eş- yalarımız aranıyor, kan- tinde üç kişi bir araya ge- lip konuşmaya kalksak müzik sesiyle konuşma- mız bastırılmaya çalışıiı- yor. Bu adam memuriara uygulanabilecek her tür- lü baskıyı yaptı." Eminönü Belediyesi 'nce hazırlanan iddianamenin çarpırıldığını ve İçişleri Ba- kanlığı Komisyonu'nun da ciddi bir araştırma yapma- dan iddianameyi kabul et- tiğini vurgulayan memur- lar, "f ddianamede bikttriyi bütün olarak ele almamış- lar. Bildirideki sadececarpt- cı sözler yer almış. Tama- men sendikal olan ve ide- olojik amaç taşunayan bil- dirimiz, kasrtlı oiarakçarpı- tümış" dedıler. Memurlar, son günlerde sendikalann kapatılmasına yönelik ça- hşmalara devletin bizzat ka- rıldığını öne sürdüler. Ahmet Çetinsaya'nın kadrosuyla göreve geldiği günden beri 500'den fazla memur hakkında Devlet Memurlan Kanunu'nda yer almayan nedenlerden so- ruşturma açıldığına dikkat çeken beş memur, şunlan söyledi: "Ordudanşeriatçı olduğu, ideolojik amaçlar taşıdığı için atılan iki kişi, başkan yardımcılığı, bir ki- şidedamşmanhkyapıyor.Bu kişilerin odasında Atatürk resmi bile yok. Bizim sendi- kal bir bültenimiz siyasi ve ideolojik amaçlı görülüyor, işten aaJryonız."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear