25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21OCAK1996PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 KİM KİME DÜM DUMA BEHIÇAK Tefc 0.212.512 05 05 fob: 0.212.512 44 97 Sorunsal karmaşanın karışıklığı O rtada kavram karmaşası değil kavramsal bir sorun var gibi. Çünkü kavramla kavramsal başka şeyler. Işbu nedenle soaınsa) bir karmaşanın karmakanşık- lığını yaşıyoruz... Fazla karıştırmadan sözcüklerin ne anlama geldiğtnebakarsak... Kavram, zihindeki genel düşünce. Kavramsal, temel bılgiyi açıklayan terim... Gerek kavram karmaşasına gerekse kavramsal bir soruna yol açmamak için önce kavramak lazım. Kavrama ise başka bir konu: AJgıla- ma ve anlama yetisi. iki tür yeti var. Biri Himalayalar da yaşayan efsanevi hayvan. Öteki, ın- sanlarla ilgili; buna eskiler kuvve der- miş. Zihnindeki genel düşünce belli bir yerde odaklanmış ve öteki kavramlar- dan habersız ise kafasının karışması ve dolayısıyla kavram karmaşası ya- ratması doğal... Anlatırsınız, kafasın- daki karmaşa ortadan kalkar. Ama eğer anlama yetisi yoksa, zi- hinsel melekelerinin yetersizliği nede- niyle kavrayamıyorsa ya da kavrayabil- diği kadanyla eksik algılıyorsa, bu kez kavramsal sorunların ortaya çıkması kaçınılmaz. Kavramsal sorunlar nedeniyle geli- şen sorunsal karmaşalarla gelinebile- cek nokta ise saçmalamaktan öteye geçemez. Bir grup eli silahlı adam, bir baskın düzenleyerek yolcu gemisini ele geçir- miş ve yolculan rehin almışsa, bunlara "eylemci" ya da "direnişçi" denmez. Onlar kendilerinin böyle tanımlan- masını istediği için "eylemci" ya da "di- renişçi" olamaz. Yapılan eylem bir terör eylemidir ve bu eyleme katılanlar da teröristtir. Arapça dualar okumakla teröristlik- ten kurtulamazlar. Teröriin Arapçası tedhiştir. Teröristin Arapçası da tedhişçi. Tedhişçinin Türk- çe karşılığı ise "siyasi emellerini ger- çekleştirmek veya kabul ettirmek ama- cıyla karşı tarafa korku verecek davra- nışlarda bulunan kimse" dir. Gemideki yolcuların, güle eğlene, kendi nzalanyla Karadenız'de dolaştı- ğını söylemek kavram karmaşası kadar kavramsal sorunlar da yaratır ki sorun- sal karmaşa nedeniyle gelinen nokta saçmalamaktan öteye geçemez. Ve genellikle algılama yetisi olmayanlar saçmalar ki bunlara da şapşal denirt Şapşallar zaten hep saçmalar. SESSÎZ SEDASIZ NURÎKURTCEBE 2OO&E4 KALA MEMLEKETMDthJ İHSAN MANZABALAZl Görev aşkı N ecmettin Erbakan hükümeti kuramadı». Deneme sırası Tansu Çilier'de... Bu arada Çil/er büyük bir fedakârlık gösterip, "Türkiye için apartmanın 20. katından atlanm" buyurdu... Çiller'in bu açıklamasını duyan yazar Erol Toy da, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e Vaziyet aracılığtyla bir öneride bulundu: - Bundan sonra başbakan adayına görevlendirme yazısını Atakule'nin giriş kapısında veriniz... "Neden Çankaya Köşkü'nde değil de, Çankaya'daki Ankara'nın en yüksek binasının aftında" drye sorduk: - En üst kattan kim atiarsa, görevlendirme yazısını o alsın! Güzel bir öneri... Vatandaşa hizmet aşkıyta yanıp tutuşanlann görev aşkını da böyfece görürüz! Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Doktor hastalanıyor da, polis niye teröre kanşmasın! 'Ayakları havada kalan demoknasi nutuklarıyla olmuyor' ektup Zonguldak'tan geliyor. Edebıyat öğretmeni Jale Ya- bansu'dan... Evet, yazı uza- dıkça okunma şansı azalır ama bu mektubu lütfen sonuna dek okuyun: "Ben ve eşim 20 yıllık Cumhuriyet okuruyuz. Eşim tıp doktoru. Serbest çalışıyor; Zonguldak Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı, Atatürk- çü Düşünce Derneği Yönetim Kurulu üyesi, Tüketici Hakları Derneği Başka- nı, Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı (ZOKEV) yönetim kurulu üyesi. Zon- guldak'ta bu şekilde demokrasiye gö- nül verip etkin çalışan tek sağlıkçı. Ben 20 yıllık edebiyat öğretmeniyim. Bizler Atatürk'ün kurduğu ve geliştiril- mesini bizlere bıraktığı ikinci kuşak cumhuriyetçiyiz (ikinci cumhurıyetçi- yiz gibi algılanmasın; asla). Günlerdir -belki aylardır- köşenizde yurdun dört bir yanından Cumhuriyet okurfannın biraraya gelişlerini sevindi- rici ve mutluluk verici bir haber olarak okuyoaım. Bütün bunlar çok sevindirici, güzel çalışmalar, ki bana göre sivil toplum örgütlenmelerinin bir çeşidi. Benim Erol Geyran ve diğer düzen- leyicilere bir önerim olacak. ZOKEV gi- bi bir vakıf kuruluşuna kendi bölgele- rinde girebilirler. Bizler Zonguldak'ta L Cihan Demirci 'den ry A F O R İ Z M A L A K Onbir aya Fransız Arcopal kalan basınımızın din sömürûsü günieri başladı... Ramazan promosyonu da belli: 11 kupona teflon davul! bunu başardık. Kuruluş aşamasında bir yıl çok zor- land>k. Haftada 3-4 kez komitelertop- landı. Tek tek bütün çağdaş, laik, de- mokrat insanlara ulaştık. Kolay olma- dı tabii. Sonra neler yaptık? Bir yer kiraladık. Üye sayımızın ço- ğunluğunu oluşturan Genel Maden-lş Sendikası bu konuda çok yardımcı ol- du. Içini döşedik, dersliklere bölümle- dik. Bilgisayarladık, fotokopi makine- mizi aldık. 1995 Mayısı'nda, 19 Mayıs 1919 Gençlik Şöleni sunduk bir hafta boyunca, çeşitli etkinliklerde bulunduk; üniversite gençliğiyle dayanışma içine girerek yaptık bu şenlikleri. ölümün- den 20 gün önce rahmetli Aziz Ne- sin'le vakfın açılışını yaptık; onu davet ederek. Çok güzel oldu. ÖSYS ve ÖYS giriş sınavlarında çeşitli danışma büro- ları açtık. ilçelerden gelen öğrencileri sınav süresince üyelerimizin evlerinde konaklattık. Üye sayımız 300 olduğunda 300 mil- yonumuz varken kuruluş başvurumu- zu yaptık. Bırbuçuk yıl sonra geldiğimiz nokta şu: 600 üyemiz var. Aylık 100 bin lira aidat alınıyor üyelerden, alabildiği- miz kadar. Üç tane sınıfoluşturduk. Şu anda 15 kışilik Eğitim-Sen üyesi gönül- lü öğretmen kadrosuyla 100 öğrenciy- le düzenli olarak hafta sonlan planlı, programlı, dokümanlı, üniversiteye ha- zırtık kursu düzenledik. Vakıf merke- zinde cumartesi, pazar 100 fakir öğ- renci hummalı bir şekilde kurs görüyor. Vakfı bu konuda Ankara Betem Dersa- nesi ile işbirliğine girdi. Bütün dokü- manlar, haftalık testler ve öğrencilerin bütün kitaplan oradan sağlandı. Daha başka... Bu sene beş üniver- site öğrencisine burs verdik, bu devam ediyor. Sene başında köy okullanna gi- yecek, kitap, kırtasiye yardımı yaptık, çeşitttiampanyalaria. Bir köy okulu- muzun Atatürk büstü yoktu, onu yap- tık. Seneye daha büyük bir bilim mer- kezi-dersane açılışıyla çalışmalanmızı daha da örgütlü hale getirmeyi amaç- lıyoruz. Bütün bunlar özveriyle oluyor. Ben ve çocuklanm eşimin yüzünü, cu- martest ve pazar dahil çok az görebi- liyoruz. Ama olsun. Çözümsüzlüklerin ortasında kaçınılmaz bir şekilde örgüt- lenmemiz gerekiyor. Çünkü bizim ku- şağımız cumhuriyetin kazanılmasında, kurulmasında çekilen sıkıntılan yaşa- madılar. Bu nedenle, kolay elde edilmiş gibi çaba göstermediler. Hazır buldu- larbirtakım şeyleri. Ama ileri götürmek için hiçbir şey yapmadılar. Rahat oldu- lar. Eee, uğrunda mücadele verilme- yen değerlerin korunması da o derece yavaş oluyor sonuçta. Biz zoru başardık. 1 milyon lira olan kuruculuğu taksitle de yaptığımız oldu. Bütün okullara, bütün işyerlerine ulaş- t/k. Başkanımız Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Enver Karaçam Önerim, çeşitli yerferde oluşan da- nışma kurulları böyle bir çalışmaya (ki bu da bir tür sivil toplum örgütü; kaldı ki içimizde her meslek grubundan in- san var; birşeyler üretirseniz toplum örgütlenir, yoksa ayaklan havada kalan demokrasi nutuklan artık bir işe yara- mryor) girebilirler. Eğer bilgi almak isterlerse (vakıf se- nedi örneği gibi) 0.372.252 40 00'dan Enver Karaçam'ı, gündüz saatlerinde 0.372.253 01 48'den ve gece 0.372.257 55 93'ten Dr.Kaya Yaban- su'yu arayabilirler." Yalova Devlet Hastanesi'nde olanlar ve olmayanlarir önceki yazının başlığı "Yalo- B va Devlet Hastanesi'nde olan- lar"dı. Yazı, Yalova'dan yoğun I bir telefon trafiği başlattı... "Cumhuriyet okuru" olarak, yazıyı kı- namak üzere "Deniz Sam"ı ve "Deniz Son"u arayanlann sayısı belki biraz abartılı olacak ama Cumhuriyet'in Ya- lova'daki tirajını geçti... Hemen her telefon, "o yazı"da sözü geçen Başhekim yardımcısı Dr. Filiz Yalgın'ı savunmaya yönelikti... Ve şimdi söz sırası, Dr. Filiz Yalgın'ın avukatı Alp Selek'te... Avukat Selek, bir dönem görülen aynı davada Yalo- va Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Cumhurbaşkanı ve1 ' vrensei gazetesı muhabiri Me- tin Göktepe'nin "faili belli" bir cinayete kurban gitmesinin ve fakat polisteki dosyanın hâlâ "faili meçhul" kalması, bir grup gaze- tecinin "Gazeteciler Platformu" kurma- sına neden oldu. Gazeteciler Platformu neler yapa- cak? Şöyle diyoriar "Bir meslektaşımı- zın gözaltına alındığı haberi duyuldu- ğunda biraraya gelerek o meslektaşı sahiplenecek, yerini saptayacak, ona ulaşacak, hem meslek kuruluşlarını hem de resmı organlan harekete geçi- Lütfi Çakıcı'yı da savunmuştu. Selek'in açıklaması şöyle: "Müvekkillerim hakkında, hiçbir za- man akçalı işler nedeniyle ne bir mah- keme karan vardır, ne de böyle bir suç- lama olmuştur. Kendileri iş yoğunluğu nedeniyje her devlet hastanesinde ol- duğu gibi günde 40-50 hastaya bak- maktadırlar. Yılda takriben bin hasta- ya bakan müvekkillerime yapılan suç- lama. 1988-1989 yıllannda görevli hemşirelerin ricası üzrine hastayı gör- meden reçete yazmalan suçlamasıdır. Bunun sayısı da bin hasta içinde 10- 15'i geçmemektedir. Bu suçlama da, kendilerini savunma bakımından hem- şirelerin ifadeleri üzerine yapılmıştır. Müvekkillerim bu ifadeleri kabul etme- mişlerdir. Çünkü yoğun iş arasında, hemşirelerin önüne getirip tedavi et- tikleri hastalann her zaman hasta olup olmadığını kontrol etmeleri mümkün değildir. Bütün hastanelerde doktortar aynı durumla karşı karşıya kalmakta- dır. Mahkemenin neticede ifadeleri üzerine verdiği ve tecil ettiği para ce- zası 'görevi savsaklama' nedeniyledir." Avukat Alp Selek, son günlerde has- taneye piyasa değerinin üstünde mal alındığı, bazı hastalara indirim yapılıp fatura kesilmediği iddialannın da asıi- sız olduğunu belirtti. E rerek dlâsı tehlikeleri engelleyecek. Üç günde bir ya da haftada bir gibi belirii sürelerle ilgili savcıyla, bakanlıkla görü- şerek Metin Göktepe soruşturmasının hangi aşamada olduğu sorulacak. Göktepe'nin katilleri ortaya çıkanlana dek, hem bizlerin hem de kamuoyunun bu cinayeti unutmasını engelleyecek etkinlikler gerçekleştinlecek." Bu arada Memet Fuat'ın biryazısın- dan esinlenen Cumhuriyet okuru Meh- met Yüceer. bir öneride bulunuyor: "Metin Göktepe gözaltındayken ba- şına aldığı darbelerle öldüğüne göre, Izleyen gazetecilere kaskgazeteciler özellikle cumhurbaşkanı ve başbakanı izlerken bu olayı hep taze tutmak için başlanna kask giysin." 56.gün Sabah gazetesinin kaçak binasını sayfa- lar dolusu yazı yaza- rak inkar eden Hın- cal Uluç, kaçak in- şaatlara ilişkin ortaya konulan dört belgeye 56 gündür tek satır yanrt veremedi. lm ÇİZGİLtK KÂMtL MASARACI H A R B İ SEM/H POROY GADDAR DAVUT NURÎKVRTCEBE BULIIT BEBEK HVKAYÇIFTÇI MIRMIRLAR VĞUR DURAK TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 21Ocak BERLİN-BA6DATDBMİRYOLU.. isoroe BUĞÜN, BA&DAToet^îKyouj sözLsçtues/rM_ oeuTscMe &wt: eeuBuvou. OeSEHUAYeSİ VAeoi MM, AİIKUK. ALMAHUUfaftYPI- ALMAAI İMfHBATDieu H. U/HMBlM Şo İÇ£ ÖUEL İIGİ 6CS- TERİyoK, DUKUUU ALMAN SAAJAYİİNE YENt BK fl434Ç AÇILfŞ/ OlAEAt: Değ£BL£AJDıRfrO#DUSü UEOeMLE İS- 'A seceeeK PHOIŞAHır.AeodLHAu/r'ıfsâeüf AKTIK Be&LİN-8A&CrtT PCMıRrOLU tAÛANTtSİ PÜŞCHMAKTAN ÇJk.lYOBDU.K.ABC>ULH4Mrr, 6UNEY- PEKİ B6LG£CE&£ ASK£JZ> AÇIDAH KCCAY ULAŞAgk.- M£K AMACJ İLE, rM&VZA7OGLu£UN VA&NI YOğll- HU İPOTEtt EDeXEK BU PROJBYl ONArL(YACAIC, YEUİ İMTİrAZiAG VERMEKTEH D£ ÇEKİtiUİYECEKTf. OOHAAU./ İKeAKATOOMSUNM ALUANE7KİSİ BAfUVOBPU.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear