25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 OCAK 1966 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER . TV programı Ankara-Washington ilişkilerini bir anda gerginleştirdi CBS Ve Türiderden tepldFUATKOZLUKLU WASHINGTON-ABD nin "en eski ve ek1 aJdığı konuiarla otay yaratan" CBS televizyo- nunun "60Minutes"adlı haber programının Türkıye've ilişkûı "An American Dtkmma" baş- lıklı dosyası, Ankara-VVas- hington ilişkilerini bir anda gerginleştirdi. Ankara, ABD 'Dışişleri Bakanlıgı'nın üstdü- zeydekı yetkililerinin, Türk ^ hükümetini masum sivilleri öl- ' dürmekle suçlayıp Türkiye'ye r verilen askeri ve ekonomik yardımları sorgulayan prog- ramdaki ifadelerini sözlü ola- rak protesto etti. 1 AJıkara, VVashington Büyü- t kelçisi Nüzhet Kandemirvası- 'tasıyla girişimde bulunurken 1 ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nicholas Bunıs. ülkesinin Türki- ye'deki insan hakları ihlalinden kaygı duyduğunu. ancak bunun CBS televizyonunun haber progra- mındakı sonuçlan paylaştıkJan an- : lamına gelmediğini açıkladı. Burns, önceki gün yaptığı açık- lamada. Türk hükümetinin bazı olaylardaki eylem biçiminden kay- gı duyduklanna dikkat çekti ve ba- sın özgürlüğünün önündeki yasak- lar, köylerin yakılarak yaşayanlan göçe zorlaması ve yargısız infaz olaylanyla ilgilı kendılerıne ulaşan raporlann "rahatsLdıkyararüğınr ABD, CBS TELEVİZYOIVUNDA YAYIMLANAN PROGRAM İLEİLGİLİ AÇIKLAMA YAPTI Ankara açıklamadan tatmin olmadıANKARA (Curoburiyet Börosu) - Ankara, ABD'nin. CBS televizyonunda yayımlanan ve Türkiye aleyhine unsurlann yer aldığı program ile ilgili açıklamasmdan tatmin olmadı. ABD, Türkiye"de demokratıkleşme yönünde birtakım gelişmeler olmasma karsın, Türk hükümetinin bazı olaylarda benimsediği tavırlarla ilgili endişeleri oiduğunu belirtti. Törkiye"nin Washmgton Büyükelçisi Nüzhet Kandemir'ın de dün ABD Dışişleri Bakanlığı 'na giderek programa katılan Avrupa ve Kanada Işleri Genel Müdürû John KornMum ile görüşerek sözlü protestoda bulunduğu kaydedildi. Dışişlen Bakanhğı Sözcü Yardımctsı EIçi Nıırettin Nurkan. dün düzenlediği basın toplantısında, konuyla ilgili sorular üzerine, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mcbolas Bums'ün, CBS televizyonunda yayımlanan program ile ilgili oiarak yaptıgı açıklamada insan haklan raporlanndan bahsetmesini yadırgadıklarını bıidirdi. Burns'ün bahsettiği insan haklan raporlannın tck taraflı olduğu ve kanıtlara dayanmadığıru belirten Nurkan. "Soz konusu iddialann kaıutianmadaıı, yargı karan oimadan $uçlama yapılabfleceğini düsünmüyoruz" dedi. Sözcû Burns, önceki gün yaptıgı açıklamada, "Türk hükümetinin bazı olayiarda beniınsedSgi tavırtaıta ilgili bazı endişeieri" olduğunu belirterek şu görüşleri ilefcmişti: "İşkeoce, basın özgürlügün* getiriten kiMÜamalar ve faili meçhul rimıvet hafaerlerinin devam etmesi bizi rahatsız ediyor. Köyierin yakılması ve lotist köy bosaltılması ile iljpli haberierdcn rahatstzbk duyuyoruz." Burns, programa katılan ABD'ü yetkililerin ifadelerinin tamamuıa yer verilmediğini, kısa alıntılar yapıidığmı belirterek "Ne Shattuck. ne de KarnMum söz konusu programda yayımianan görüşleri benimsememektedirler''' dedı. dile getirdi. Bu arada PKK lideri Abduibb Ocalan'la yapılan röportajın da y- er aldığı CBS televizyonunun "An American Dilemma" başhklı yayı- nının Incirlik de dahil, ABD'nin birçok askeri üssünde gösterildigi belirlendi. Büyükelçi Nüzhet Kandemır, CBS'nin söz konusu programında- ki en çarpıcı ve tehlıkeli unsurun ABD yönetiminin üst düzey iki yet- kilisinin ifadeleri olduğunu belirte- rek, Türk hükümetini masum sivil- leri öldürmekle suçlayan ve Türki- ye ile Irak'takı Kürtlerin durumu- nu aynı kefeye koyan tutumun "ka- bui cdilemeyecegini" dile getirdi. Büyükelçi Kandemir, ABD Dı- şişleri Bakanlığı Avrupa ve Kana- da Dairesi Genel Müdürii ve bakan yardımcılanndan John Kornb- lum'la görüşmesi sırasında progra- mın yanıltıcı ve güncel olmayan bilgilere dayandınldığını söyledi. Büyükelçi Kornblum'la buluş- masında özetle şu görüşleri dile ge- tirdi: "- Türkiyc'oin terör örgiitü PKK'ye karşı vvrdiği mücadeleyi karalamak ve PKK'\ i meşrulaştır- mak icin her türiü çabanın gösteril- mesi dikkat çekkidir. - Türkiye'nin Iraklı Kürtlereyö- nelik oiarak hem çekiç güç çerçe- \esinde hem de ikili aianda yaptı- ğı yardımlara hıç değinilmezken P- KK'yi meşrulaştırmak ve Türki- ye'nin bu örgüte karşı verdığı hak- lı mücadeleyı karalamak için elden gelen her türlü çabanın gösterilme- si dikkat çekıcıdir. - Programda kongre üyesi cum- hunyetçi John Porter gibi, Türkiye aleyhtan lobilerin etkisi alünda ol- duğu malum kişilerin yanlı görüş- lerine >er verilmesi de ü/ücüdür. Türkiye'ye verilen kredilere ilişkin atıflar da yanıl&odır. \ me PKK te- rörüylemücadelehakkını kullanan bir NATOüyesineyapılan askeri sa- tışlara karşı çıkmak da üzüntu ve- ricidir." CBS'nin programında sunucu. Kornblum'a, "Türkiye'nin Kürt köylerini yakmasıyU, Saddam'ın Kürt köylerini yok etmesi arasında nefark var"diyesonmuş, ABD Dı- şişleri Bakanlığı üst düzey yetkili- si de özetle "Eğer köyde btılunu- yorsanız pek fark yok. Güneydo- ğu'daki dıırum güç ve üzüıırü veri- ci, Türk hükümetinin Günodo- ğu'daki vöntemlerini desteklemiyo- ruz" şeklinde yanıt vermişti. Aynı programda görüşlerini açıklayan "insan haklan"ko- nularından sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı John Shat- tuck da insan haklan ihlalinin Türkiye'de bir sorun olduğunu ve belgelenmiş işkence vakala- n bulunduğunu söyledi. Daha önceleri yaptığı açıklamalarda Türkiye'yi sert bir biçimde eleştiren Shattuck, "Türk hü- kümetinin sivflleri öldüriip öl- dürmediğT sorusuna ise "doğ- ru" yanıtını vermişti. ABD Dı- şişleri Bakan Yardımcısı, "bu- nun terorizmle mücadetedeet- kin bir vol olmadığını ve Tür- kiye'nin büvük bir kitteyi kar- şısına alarak insan hakİan ib- laline >«l açbğuu" kaydetmiş- ti. Tepkiler üzenne bir açıkla- yapan CBS televizyonunun sözcüsü Kevin Tedesco, programda konuşan "yetkilerin kendi özgür iradeleri ilekonuştuklannı" bıldır- di. Öte yandan, programa tepki gös- teren birçok Türk-Amerikan der- negi de ABD yönetimi ile CBS te- levizyonuna telefon ve faks mesaj- lanyia protesto kampanyası başlat- tılar. Dıplomatik bir kaynak. "An- cak bu protestma. ülkede yaşayan 400 bin dola\ındakJ Türk vayısı göz önünealındığında büyükdestck ve- rildiğini söylemek yanıltıcı olur. Bu da ayn bir üzünrü" diye konuştu. ma PKK'de iç hesaplaşma• Istihbarat yetkiliJeri. PKK lideri Öcalan'ın, "Birliklerimizin en büyük baş belası bazı komutanlardır" dediğini bildirdiler. YUSUFÖZKAN ANKARA - PKK lideri Ab- - dullah Ocaian'ın. 14 aralıkta ilan ettiği, "sözde ateşkes"ı, örgüte, toparlanması için za- man kazandırmak ve emirle- rine uymayan komutanlanyla "besapiaşmak" için ilan etti- ği savunuldu. PKK liderinin, başta "Parmaksız Zeki" kod adfi ŞciDdfnSakık e*nak Oze- re çok sayıda komutanına kar- şı bayrak açtığı ve "Birlikle- rimizin en büyük baş belası bazı komutanJardır" dedıgı, ıstihbarat yetkililerince öğre- nildi. PKK lideri Öcalan tarafin- dan 14 aralıkta ilan edılen tek yanlı ateşkesi sona erdiren ve 15 ocak pazartesi günü Şır- nak'ın Güçlükonak ilçesi Taş- Konak köyü yakınlannda, 7'si köy korucusu 11 kişinin yakı- larak öldürmeleriyle sonuçla- nan olay, PKK içindeki çekiş- meyi su yüzüne çıkardı. Istih- barat kaynakJan, 14 aralıkta, Batı ülkeleri liderleri ile ABD yönetimi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri ve Av- rupa Birliği (AB) Dönem Başkam'na birer mektupgön- deren PKK liderinin. "Bizsi- lahı bırakıyoruz, siyasiçözûm istiyoruz. Türkiye Cumhuri- yeti dev letine baskı yapuı, onu ateşkese zortayın" dediğini belirterek ateşkes sürecinın "bir maDCvra"oldugunu bil- dirdiler. 1995 yılı içinde 5 bin 335 kayıp veren örgütün, zaman kazanmak ve kayıplannı gi- dermek amacıyla ateşkes ilan ettığıni kaydeden kaynaklar, ateşkes sürecinde PKK içinde bir "iç hesapla$ma" yaşandı- ğını da bildirdiler. PKK için- de, Abdullah Öcalan "a karşı giderek yükselen bir muhale- fetin varlığına dikkat çeken kaynaklar, -ParmaksEZ^ki" kod adlı Şemdin Sakık, Nev- zat Çiftçi, Rıza Aftun. Musta- fa Karasu, SaitÇürükkaya \ e Fuat Çavgun gibi isımlerin Öcalan ile ters. düştüklerini bildirdiler. Rıza Altun, Mus- tafa Karasu, Fuat Çavgun gi- bi örgütün kuruculan arasın- da yer alan isimlerin, daha ön- ce öcalan'a muhalefet eden ve San Baran ile birlikte "Ve- jin" örgütünü kuran Mehmet Şener'in 2.5 yıl önce PKK ta- rafından Suriye'de öldürül- mesıne tepki göstermeleri üzerine, Öcalan ile aralannın açıldığı kaydedildi. PKK'nin Avrupa temsilcılığine kadar yükselen Rıza Altun'un. daha sonra askeri kanada çekilme- sinin altında da görüş aynlık- lannın yattığı öne sürüldü. Öcalan'ın. Tunceli bölge so- rumlusu Şemdin Sakık'ı "en büyük tehlike" oiarak gördü- ğü ve önemli ölçüde pasıfize ettiği kaydedildi.Kemal Bur- kay'ın liderliğindekı Kürdis- tan Sosyalist Partisi'nden (P- SK) dün yapılan açıklamada. Şımak'ta 11 kişinin yakılarak öldürülmesi, "Türk kontrge- riUasuun }«ni bir eylemi" oia- rak değerlendirildi. Oz-De- Bir Baskanı Arıkan 'Eğitim sisteminde merkeziyetçilikten vazgeçilmelidir' tstanbul Haber Servisi - Özel Dersaneler Birliği Der- neği Yönetim Kurulu Başka- nı Ibrahim Ankan. eğitim sisteminde merkeziyetçilik- ten vazgeçilmesi gerektiğini belirterek "Bö>1eceeğitiın,si- yasilerin müdahaJesinden nispeten kurtanlacaktır'' de- di. Ankan, yeni hükümet ku- rulması aşamasında eğitim sistemiyle ilgili görüş, dü- şünce ve çözüm önerilerini açıklamak amacıyla dün Çı- rağan Palace Kempinsky Oteli'nde bir basın toplantı- sı düzenledı. Zorunlu eğiti- min bir an önce 8 yıla çıka- nlması gerektiğine dikkat çe- ken Ankan, "Sekiz jila geçi- lememesi ekonomik olmak- la birlikte aynızamandasiya- sidJr" dedi. Ortaokul aşama- sında rehberliğe ve öğrenci- yi yönlendirmeye daha çok önem verilmesi gerektiğini belirten Ankan, lise eğiti- minde tutarlı bir sistemin oluşturulamamasını da eleş- tindı. Meslek okullannın aıiaçlannı aşan bir statüde i buianduklarını kaydeden [öa-De-Bir Başkanı Ibrahim f Ankan. "Bu okullardan me- • zun olanlar ara eleman ola- ' caklarsa onlara uygun eğitim verip iş imkânı sa«lanmalı. Ünh'ersheye gideeeklerse, gi- decekleri üniversiteler beür- lenmeii ve üniversiteler bu öğ- rencüere kontenjan ayırmab- dır'" diye konuştu. Merkezi müfredatın birey- lerin ihtiyacına yönelik eği- tim yapılmasını engellediği- ni öne süren Ankan, yetkile- rin bir bölümiinün illerde ve ilçelerde oluşacak yönetim birimlerine devredilmesinin otokontrolü hızlandıracağı- nı, eğitim kurumlan üzerin- de halkın denetiminin sağla- nacağını ve sorunlann bir bö- lümünün o il ve ilçe koşulla- nnda çözümlenebileceğini belirtti. Bu yöntemle eğiti- min siyasilerin müdahalesin- den de kurtanlabileceğini vurgulayan Ankan. şunları söyledi: "Milli eğitim siyasetten anndınlmadıkça bakanlann istediği okul türünü açma, kapama, yeni okul türleri icat etme. canı istediği an eğitim sıstemini değiştirme, kendi is- teği vesiyasi göri/şü doğnıltu- sunda program yazma sefer- beıiiği ilan etme, canının iste- diğini müdür oiarak atama, canının istediğiııi dilediği vere sürme vb. sorunlar çözüm- lenemez." Büriin demokratik cylemtere kablmasıyia da tamnan trdinç (ortada ). 1 Mayıs 1994'te polislerce coplanmış ve varalanmıstı. Söför İdris öldu Eski tüfek sustu İstanbul Haber Servisi - I ürkiye'nin en eski komünistlerinden 'Şoför İdris'(tdrisErdinç), bir süredir tedavi olduğu lenfoma kanserine yenik düşerek dün yaşamını yitirdi. Erdinç, bugün saat 15.00'te Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecek. 1936 yılında Sansaryan Han'da uzun işkenceler gören İdris Erdinç, partili olan eşi Emine Erdinç'i, işkenceler nedeniyle kaybetti. 1939- 1940 yıllannda illegal oiarak TKP'nin Kocaeli 11 Sekreterliği'ni yürüten Erdinç, 1946'dalegal oiarak kurulan Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi'nin kuruculan arasında yer aldı. '1951 tevkifaö'nda tutuklanan ve 5 yıl hapis, 2 yıl da sürgün cezası alan Erdinç, 27 Mayıs'tan sonra kurulan TİP'e. sabıkası nedeniyle üye olamadığı için dışandan destekJedi. Oherkesin İdrisAmca'stychBERATCÜNÇIKAN Yaşamına koşut büyüme- miş, onunla birlikte yorulma- mış sokağın bakkalı, tüpçüsü, sütçüsü, yan apartmanın on altı numaralı dairesinde otu- ran müteahhitin yirmili yaş- lanndaki kızı için, "Idris Amca"ydı. Belki biraz hır- çın. bırazöfkeli, ama biro ka- dar delidolu, yüreği ağzında bir adam. Ne kırk dört tevkifatını duymuşlardı ne de elli bir. Ne Sansaryan Han'ı duymuşlar- dı ne de Komıser Parmaksız Hamdi'yı. Komünistlik mi? Ha, onu biliyorlardı. Vatan hainlikle- rini, şapkayı kapıda asılı gör- dü mü geri döndüklerini hiç görmemişler, ama duymuş- lardı. Birileri sonu çok ka- ranlık biten masallan anlatır gibi anlatmıştı da bir türlü konduramamışlardı İdris Amca'lanna. Daha iki üç yıl önce. onca yaşına rağmen hakkında dava açıldığını oku- muşlardı da gazetelerdegüle- sileri gelmişti. Oysa yerindeydi dava, za- manmdaydı. Yirmili yaşlan- nın beynini. yetmişli yaşlan- na taşımıştı İdris Erdinç. Bu yüzden de tehlikeliydi. On dördünde tütün işçiliği- ne yazıldığından daha tehli- keliydi üstelık. Başka hiçbir düşünce. globalleşme, küre- selleşme, yeni dünya düzeni değmeyecektı ona, gülüp ge- çecekti. Birebir paylaşacaktı yine, yine "örgütlenme" di- yecekti. Anılann durmaksı- zın kanamasına aldırmayıp ekleyecekti: "Ben bir komö- nistim." Nevrakoplu Onbaşı Ali'nin Hatice'den olma oğ- lu İdris Erdinç, 1914 yılında Bulgaristan'ın Doyran ken- tinde doğdu. Babasıyla bir- likte annesinin peşinden Is- tanbul'a geldiğinde on dör- dündeydi. Eminönü'ndeki, iki bin iş- çinin çalıştığı Tabaköz depo- sunda başladı tütün işçiligi- ne. Emine'yle de, orak çekiç i^aretiyle de burada tanıştı. Olüm yıldönümünde Musta- fa Suphi'leri birlikte andılar, birlikte el salladılar Bo- ğaz'dan geçen, "SSCB" ban- dıralı gemilere. Yürüdüler. slogan attılar. "... Biz de ku- ralım amele parrisini". grc- ve çıktılar. Birlikte taşıdılar yeraltındaki TKP'nin mesaj- lannı. birliktegözaltınaalın- dılar, işkencede konuşmadı- lar. Emine salıverildikten bir süre sonra öldü. Araba kullanmayı, dövüş- meyi öğrendi İdris Erdinç. Askerlikten sonra, araba kul- lanmayı ve tamiratını bilen tek kişi oiarak üstelik de yüz- başı rütbesiyle, ayda seksen beş lira maaşla orduda kaldı. Ta, Şefik Hüsnü, Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Par- tisi'nin kuruluşu için çağıra- na dek. Yaşamı boyunca ikinci ka- rısı Hatice'nin "Kalsaydın, şimdi böyle yaşamayacak- tın" yakınmalanna yol aça- cak karanndan vazgeçmedi. Çeşitli işlere girdi, sendika kurmak için. Çeşitli işlerden atıldı. işçileri örgütlediği için. 1950'de bir kez daha tutuk- landı, Harbiye Cezaevi'nde bir buçuk yıl yattı. Hem o hem kansı ve çocuklan yatak yorgan denklerini hazırlama- yı öğrenmişlerdi artık. Yaka- lanışlanndan birinde tmralı Adası'na sürüldü. Volga esir şarkılannı. işçi marşlannı söyleyerek salladı kazma ve küreği. 12 Mart geldiğinde işinden oldu, 12 Eylül'de evi basıldı, Banş Derneği'ne, girdi, Işçi Parti- si'ne yazıldı. Yıllar sonra, bir başına gö- türüp Karacaahmet'e göm- düğü ilk kansının, işkencede yitirdiğı Emine'nin mezannı yaptırdı. Bir de kayıt düşür- dü, cilt 5, ada 8, sahife 64... Şimdi İdris Erdinç de oraya gömülecek. Yirmi yaşının beynini ve yüreğini taşıdığı seksen iki yıllık bedeni, Emi- ne'nin yanında yatacak. NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR TKP'nin üniü isimlerinden "Şoför İdris" de yok artık. İdris Erdinç, 90 yıla yaklaşan yaşamının 70 yıla yakın bir dönemini bir dava adamı oiarak geçirdi. O btr dava adamı oiarak yaşadı ve bir dava adamı oiarak öldü. İdris Erdinç, yakında kurulacak olan yeni sosyalist partinin kurucusu olmaya hazırlanırken yaşama veda etti. O, Sosyalist Birlik Partisi'nin ve Birleşik Sosyalist Partinin kurucu ve yönericilerindendi. İdris Ağabey hep bir işin, insanlığın kurtuluşu davası işinin peşinde koşardı. Her zaman canlı ve her zaman hareketliydi. Hangi mitinge ve toplantıya katılsanız. onu orada görebilirdiniz. idris Erdinç'in yaşamı, Cumhuriyet tarihiyle eş bir dönemin özeti gibidir. Babası onbaşı Ali'nin Çanakkale Savaşı'nda çenesi parçalanmış ve konuşma yeteneğini kaybetmişti. Annesi Hatice'ye babasının savaşta öldüğü bildirilir. Hatice bunun üzerine iş aramak için yollara düşer. Onbaşı Ali memleketine Şoför İdris'in yaşamı döndüğünde, küçük oğlunun elinden rutar ve kansını aramaya girişir. O yıllar Anadolu yoksul ve viran bir haldedir. Bursa'ya, oradan da Istanbul'a gelirier. Uzun yıllar sonra annesini bulurlar. Tütün işçisi iken haksızlıklara başkaldınr ve komünistlerle tanışır. Evlenir. Kansı Emine, bir işkence sonucu yakalandığı hastalık sonrası yaşamını yitirir. Sonra askerlik ve işçiler arasında örgütlenme, ardından Şefik Hüsnü ile birlikte Türkiye Sosyalist Emekçi Partisi'nin kurulması gelir. Her eylem ve her hak arama çabasının karşılığı hapishane, karakollarda işkence ve sürgün olur. Bizim kuşak, Şoför Idris'i 1968'li yıllarda tanıdı. O, ilerlemiş yaşına rağmen bizlerden biri gibiydi. Hep asi, hep aykın ve hep gençti. Şoför ldris'in yaşamı ve çektiği acıiar, Türkiye'nin son 80 yılının ne kadar acımasız geçtiğinin de bir kanıtı gibidir. Türkiye'de muhalif olmak, iktidann çizgisine aykın fıkirleri savunmak, hele bu fikirleri örgütlü bir hale getirmek için çabalamak zulümlerden zulüm beğenmek anlamına gelir. Şoför İdris, bir muhalifin başına ne gelecekse hepsini yaşamıştır. Hem de bir ömür boyu, yani seksen yıl. Şoför İdris, devlet acımasızlığının en canlı tanıklanndan birisiydi. Bütün yaşamı eziyetler içinde geçmişti. Ama bu eziyetlere rağmen, demokrasi ve özgürlükleri savunmaktan bir adım bile geri atmamıştı. Sosyalizmi bir ömür boyu savunulacak bir yaşam felsefesi haline getirmişti. Şoför İdris artık yaşamıyor. Acılarla ve isyanlarla geçen bir ömür sona erdi. Binlerce yıllık insanlık tarihinde bir insanın ömrü ne ki? Hatta bir devletin ömrü ne ki? Ama bu kısacık yaşamda, insanlar iktidar ve çıkar uğruna inanılmaz acımasızlıklann savunucusu oluyorlar. Şoför İdris'i onlarca yıl boyunca hapishanelere tıkan, işkencehanelerde sorgulayan polislerin ve devlet görevlilerinin de bir çoğu artık yaşamıyor. Ama onlann bıraktığı miras sürüyor. Şoför İdris'i dün joplayan kafa ile bugün Metin Göktepe'yi öldüren kafa arasında nasıl bir fark olduğundan söz edilebilir? Bir şeylerin değiştiği söylenebilir mi? Işte bu yüzden İdris Ağabey'in mücadelesi evrensel bir anlam taşıyordu. O. şu kısacık insan ömrünü anlamlandıracak, yaşamını zenginleştirecek birçok işleryaptı. Güzel bir miras bıraktı. İdris Ağabey'le her karşılaşmamız, beni biraz daha gençleştirir, yaşama daha sıkı sanlmamı sağlardı. O şimdi yok artık. İnsan yaşamı sınırlıdır. İdris Erdinç'in de yaşamasının bir sının vardı. Herkes gibi o da doğal bir ölümle yaşama veda etti. Geride güzel şeyler bıraktt. Hayatmı anlamlı kıldı. Ne mutlu onun gibi yaşayıp, onun gibi ölene... ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATE$ Vaziyet Vahim... Zaman, İnanılma2 bir hızla akıp geçiyor. Okulda dersler kesildiği zaman, "Artık Dr. Bozkurt'/a, Hüs- nü Terek'e verdiğim sözü tutabilirim" demiştim. Cumhuriyet tarihi geçen yıl tamamlanmış olmalıydı. Nerede?.. Bir sünü önemli olay gerçekleşti şu son on gün için- de. Üzerinde durulması gereken bir sürü konu vardı. Ama ben, kısır bir yineleme süreci içinde, belli kav- ramlan ve bu kavramlar çerçevesindeki tutum ve yak- laşımlanmı boşuna anlattım durdum. Bunlargenesü- recek. Fakat şu kadarını söyleyeyim ki paçalanma "saranlann" ağzında, bana atmak istedikleri çamur- ların tadından başka bir şey kalmadı. • • • Bu Erbakan Hoca, vallahi ömür bir adam. Yaban- cı gazetecilere kendince bir laiklik tanımı yaptı. Ama ortada tanım falan yok. "Avrupa'dakigibi laikiz" di- yor. Sanki Avrupa'da herkes aynı tanımı yapıyor... Ar- dından da "en laik" partinin Refah olduğunu ilan edi- yor. Eh böyle birtanımın ardından, böyle bir "inci"ya- kışırdı. Zaten Allah, aklı sırf bunlara vermiş... Ama bir de "Avrupa'daki gibi" demokrat olsalar, insan hak- larına saygılı olsalar... • • • Özdemir Sabancı cinayeti, Türkiye'deki "egemen güç"kavgasının sürdüğünü gösterdi. "Birileri"birile- rine, "Ayağınızı denkalın" mesajını verdi. "Nereyegi- rerseniz girin, iğnenin deliğinden geçersize ulaşınz." • * • Aynı günlerde cezaevlerindeki ayaklanmalarda kül- lenmiş gibiydi. Ama sona ermemişti. Ve kolayca so- na ermeyecek. Zira cezaevlerini de "mafya" denetli- yor. Ve üç kuruş maaşlı görevlilerden bir bölümü de bu mafyanın emrinde ya da en azından işbirlikçisi. Cezaevlerinde neler olup bittiğini sağır sultan bile duydu. Ama sorumlular kafalannı kuma gömmekte ısrarlı. • • • Polisin, mahkûm ailelerinin gösterisindeki tavnnı televizyonda izledim. Adamlann bir kısmı düpedüz "intikam almaya" çalışıyoriardı. Minibüsün içindeki in- sanlan, camdan içeri cop sokarak dövmeye çabalı- yorlardı. Gerekçe, "gösterinin izinsiz olmasıymış". Ben ne izinsiz gösteriler izledim. Polislerimiz "şefkat abide- si" gibiydiler. Eğer şeriatçı bir gösteri ya da ülkücü bir gösteri yaparsanız, cop falan yok. "Hadikardeş, lüt- fen dağılın..." Hoş, dağılmasalar da olur. Ama eğer insan haklan, öğrenci hakları vb gibi "hak arayışına" girerseniz, çoğu birer canavar kesiliyor. Çünkü böy- le eğitilmişler. Böyle saldırmakla memleket kurtar- dıklanna inanıyorlar. • • • Insanlanmızın bu güvenlik kuvvetlerine inanması ve sevgi duyması mümkün mü? Bunlara yardımcı olur- lar mı? Hiç sanmıyorum. Zaten olaylar da beni doğ- ruluyor. Tüm güvenlik sistemlerini aşan ve sanki gü- venlik görevlileriyle alay eden zanlılar, halkın içinde iz- lerini kaybediyor. Ne tehditler fayda getiriyor ne de yüksek ödüller. ••• ' Ya Sevgili Metin Göktepe... Metin, benim öğrencimdi. Kendini "solcu" ilan e- den ya da sanan bir sürü terbiyesiz ve saygısız mu- habirin aksine, son derece terbiyeli, saygılı ve düşün- celi bir gazeteci idi. Sık sık odama gelirdi ve görüş alırdı. Çoğu kez bir çay bile içiremezdim. "Çok işim varhocam" der, so- racağını sorar ve giderdi. Fakültedeki odam çoğu kez kalabalık olur. llginç tartışmalar yapanz. Bazen böy- le ilginç bir tartışmanın göbeğine düşerse oturur ve pek de lafa girmeden, güzel yüzünden eksik olma- yan tebessümü ile dinlerdi. Benim düşüncelerime, çalıştığı gazetenin yakla- şımları çoğu kez farklı olurdu. Verdiğim beyanatlar da çoğu kez kullanılmazdı. Fakat Metin gene gelir ve bel- li konulardaki görüşlerimi alırdı. Dersleri konusunda özendirmeye çalışırdım. "Bıra- kın Hocam" derdi, "Türkiye'nin bu dunımunda oku- lu bitirsem ne olur, bitirmesem ne olur?" Doğrusu pek yanıt da veremezdim. • • • Ve Metin'i de öldürdüler... Katilleri elbette ortaya çıkmayacak. Belki birkaç polisi mahkemeye verecekler. Bunlar da ya kanıt ye- tersizliğinden beraat edecekler ya da gülünç ceza- larfa yakayı sıyıracaklar. Peki devlet çarklan böyle "çifte standartla" döner- se, insanlanmız devlete nasıl güvenecekler? Hatta bi- raz daha ileri gidelim, eğer halk polise yardımcı ol- mazsa, polis nasıl görev yapacak, Sabancılar5 : kim koruyacak? • • • Kafayı kuma gömmek çare değil. Vaziyet vahim. Vaziyet çok vahim. Not: 19 ocak cuma günü Esktşehir Kültür Merke- zi'nde vereceğim konferansı ve 20 ocak cumartesi günü Turkuaz Kitabevi'nde yapacağım imzayı sağlık nedenleriyle ertelemek zorunda kalıyorum. Başta Sevgili Mustafa Zor olmak üzere tüm Eskişehirli okurlanmdan özür diliyorum. Bu iki oldu. Umanm üçüncü kez bir engel çıkmaz. ASIM BEZtRCÎ ELEŞTİRİ, İNCELEME, ARAŞTIRMA ÖDÜLÜ 1. Ailesince Asım Bezirci adına bir ödül kurulmuş- tur. Ödül, Asım Bezirci'nin yapıtlannm ve çalışmala- nnın temelinde yer alan sosyalist dünya görüşü ve nesnel-bilimsel anlayışla eleştiri, inceleme, araştırma dahnda çalışmalar yapacak olan genç kuşaklan özen- dinnek amacıyla veriîecektir. 2. Yanşmaya katılmak isteyenler, bir edebiyatçı veya edebiyatçılar topluluğunu, edebiyatın çeşitli dönem- lerini ve sorunlannı, akımlannı kapsayan eleştiri, in- celeme ve araştırma çalışmalannı, yayımlanabilir bir kitap oylumunda, son katılma tarihi olan 1 Ocak 1997'ye kadar 8 adet, daktiloda (çift satır aralığıyla) ya da bilgisayarda yazılmış oiarak göndereceklerdir. 3. Başan kazanan ürün, 50 milyon TL ile ödüllendiri- lecektir. Aynca, kazanan ürünün kitap oiarak yayım- lanması sağlanacak ve yayımlanan kitabın telif hakkı, geçerli telıf kurallanna uygun oiarak ödenecektir. 4. 2 yılda bir tekrarlanacak olan ödülün ilkj, 23 Mart 1997 günü seçici kurul ve sekreterliğince saptanacak bir salonda veriîecektir Ödül Seçici Kurulu: Aydm Çubukçu, Afşar Timu- çin, Ergin Koparan, Kemal Ozer, Ragıp Gelencik, Muzaffer llhan Erdost, Muzaffer Uyguner. Başvuru adresi: Evrensel Kültür Merkezi, Asım Bezirci Kitaphğı, Aznavur Pasajı 212/6 Galatasaray- Istanbul. Tel: 243 08 03 - 06, Faks: 251 13 65
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear