23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYTA CUMHURİYET 18 OCAK 1996 PERŞEMBE 12 HABER V a h ş i k a p i t a l i z m i n f i n a n s d i k t a t ö r l e r i Yağmacı parababalarıHÜSEYİN BAŞ 7 irmi yil önce temelleri atilan ve dünyaya "cenneti" vaat eden ekonomık liberalızm. sosyalıst sistemlenn çökü- şünden sonra frenlerınden boşalarak, tüm ülkelerde, yaşamın her alanındayıkımı sürdürüyor. Denetim ve sosyal giivenliğı koruma olanaklan elın- den alınarak küçültülen de\let, "pazar ekonomisi" ve "küreselleşmenin'" uygun ortamında, kıtlelenn vahşı kapitalizmin bir a\ uç yağmacısı tarafından soyulup soğana çe\rilme.sineseyirci kalmaya, da- hası yardımcı olmaya zorlanıyor Bİ7İmyerli "Şikagplu Bo>"lanmız. ne denli gözden kaçırmava çalışırsa çalış- sın. bırakın yoksul ülkelen, dünyanın en zengin ülkelerinde vaşayan mılyonlarca insan. "pazarekonomisi'*' ve "küreselleş- nıenin'"ağır faturasını ödemekten kurtu- lamamıştır. Vaat edılen •*cennetr \ onlar için de "Kaf Dağı"nın ardındadır. Kutsal pazar ekonomisi sayesinde dünya nüfusunun yüzde 20'lik en yoksul kesımi. toplam gelirin sadece yüzde 0.5"lik kınntısıvla yetınmektedir. 'Gerçek devlet, piyasalardır' 1980"lerde dünya ıle uyum sağlanma- sina yönelik yapısal değişimlenn yürür- lüge konmasından bu yana Latin Ame- rika'da yoksullann sayısı, 1990 başlann- da 130milyondan 18Ömilyonaulaşmış, gelirdağılımındakiadaletsızlikdayanıl- maz ölçüde artmıştır. Bu durumun önde gclen sorumlulan arasında. "pazar ekonomisinin" uygun ortamından yararlanarak. sanıyede mil- yarlarca dolar kazanan yasadışı "para teröristleri", fınans-mafya dünyasının para babası "yağmacılan'" da yer almak- tadır. Finans senyörlerinden bmne aıt olan şu sözler, ibret verici olduğu kadar ürkütücüdür: "Bizdünyayı>önetmekis- temiyoruz. Bizim istediğünizdümaya sa- hip olmakür." 1992 Eylülü'nde, bir iki hokuspokus- • Sosyalist sistemlerin çöküşünden sonra pazar ekonomisi ve küreselleşmenin uygun ortamından yararlanarak saniyede milyarlarca dolar kazanan finans senyörlerinden biri, gelir dağılımındaki adaletsizliğin boyutunu ürkütücü biçimde şöyle özetliyor: "Biz dünyayı yönetmek istemiyoruz. Bizim istediğimiz, dünyaya sahip olmaktır." la majeste kraliçenın üzerinde güneş bat- mayan parasını re?il ederek, göz açıp ka- payıncaya kadar I mılyar dolan cebinc ındiıen Quantum Funds'un para babası George Soros'a göre ise, "GerçekdevJet, piyasalardır." Finans dünyasının yağmacılanndan. uluslararası sorumluluklar yüklenmış bi- n.sanınm Rıozırvcsiöncesınde3. Dün- >a'nın yoksul ülkclcrinin "doğal çevre- lerinin" sanıldığı kadar kırlenmedığinı, ıleri sanayi ülkelennın ölümcül nükleer ve zehirli atıklannın bu ülkelere boca edilebileceğini buyurmuştu Yağmacı yırtıalar Açık konuşmasıyla ünlü Ingilız işada- mı JamesGoldsmith''in. 2 Nisan 1995"te, Fransız-Alman ortak televizyonu Arte'de yayımlanan bir programda, Anhtony Sampson'un sorulanna verdiği yanıtlar, çagdaş finans yağmacılannm nitelikleri konusunda önemli ipuçlan vermcktedır: " Ben degişime inanıvorunı. Ve ö>le sa- nıvorum ki, değişim oLmazsa, çöküş ka- çınılmazdır. Belki sadece bir rastlanhdır. ama Bank of America ya da General Mo- tors ve tüm Amerikan çokuluslu şirket- lori. hastalıklı İngili/ ve Fransız şirkctlc- ri de dahil olmak üzere, rekabet gücün- den neredev se yoksundıır. Çünkü değişi- mi göze alma cesaretini gösterememişler- dir. Eğer sert ve çabuk bir değişimle, sa- kin bir devamlılık arasında seçim yap- mak gerekse, ikinci çÖ7Üm tam bir fela- kettir. Bu tıpkı. sabahlan kalkmak kolay iş dcğjldir, en ivisi vataktan çıkmamak- ür, demeye benzer. Sokağa çıkmak başlı başına bir tehlikedir. ama seçme olanagı yoktur. Sokağa çıkılır." Anthonv Sampson'un "Ama herkes si- zin girişimci anlayışınızda olsa, bu dünya- da yaşamak nasıl mümkün olabilir" soru- suna Bay Goldsmıth'ın vanıtı şöyle: "Si- zinle a> nı flkirde değilim. Sizc göreyağma- cılar \ü/ündcn doğada yaşam olanaksn- dır. Bİı bana,a\ lan yırtıcılardan konımak için bazı i\ i niyetli insanlann ö/cl koruma alanlan yapmalannı anımsattı. Oysa çok geçmeden av hayvanlan birbiri ardından telef olup gittiler. Çünkü yağmacı jirticı- lar. gerekli uyancıdıriar. Eger rahal bü- rokrasiler ve tekeller yaratmak için ' yağ- macı para babalannf devre dışı bırakır- sak, iş dünyasının başına gelecekler daha farklı olmaz. Yağmacı \ ırtıcılann yoklu- gunda sanavi ölür. şirketler tepetaklak olur, ülkeler batar. insanlar uyancılann ve rekabetin baskısı aitında olduklann- dan çok daha fazJa acı çeker.'" (I) Yaşasın yağmacılar! I) Uanıere de voir, \o 28. Kasım 1995 Kutsal pazar ekonomisinin yeni efendileri, devletlerden daha güçlü Yüzyılımızın yeni finans iktidarlanIGNACIO RAMONET (*) üyük bir Fransız haftalık dergisi, 1995 Ocak ayında "dünyanın en etkiD 50 insanr üzerine bir anket yayımlamıştı: Ankette hiçbır devlet başkanı, bakan ya da milletvekılı yer almıyordu. Birkaç ay önce bir başka haftalık dergı. binncı sayfasını "dünyanın en ctkili insanına~ayıfdı Kımdı bu? Bill Clinton mı. Helmut Kohl ya da Boris Yeltsin mı? Hayır. Sadece ıletışimın stratejik pazannı elinde tutan ve iletişım otoyollannı kontrolü altına almaya hazırlanan Microsoft'un patronu BillGates'tı sözü edilen. Son ıkı on yıllık dönemdeki muazzam bıümsel ve teknolojik gelişme. birçok alanda, ultra liberalist "BırakınE yapsınlar, bırakımz geçsinler" tezlerine ivme kazandırmıştır. Berlin Duvan'nın yıkılışı. Sovyetler Birliği'nin ortadan kalkışı ve komünist rejimlerin silinmesi de bunu hızlandırmıştır. Bu, çağdaş toplumlann iki önemlı sisteminın patlamasına yol açtı: Finansal pazar ve bilişim şebekelen. Bilişim devrimi Venlerin ışık hızıyla göndenmı; metınlerin. görüntü ve seslerin sayısallaştınlması; iletişimde uydulardan yararlanmanın sıradan ışler arasına girmesi; telefonda devrim; üretım ve hizmet sektörlerinde bilişimin yaygınlaşması; bilgisayarlann şebekeleşmesi, dünya düzenini köklü bir biçimde değiştirecekti. Özellikle de finans dünyasını. Bu, yeni teknolojilere bütünüyle uyum sağlayan bir model oluşturacak dört nıteliği bir araya getirmiştir: Dünja ölçüsünde olmak, süreklilik, özdeksizlik ve dolaysızlık. Neredeyse kutsal nitelikler. Ve bu mantıksal olarak yeni bir külte, yeni bir dine, pazar kültürüne yol açmaktadır. Günün yirmi dört saatinde. dünyanın bir ucundan öbürüne, anında veri değişimi yapılmaktadır. Önde gelen borsalar birbırlerine kenetlenmiş olarak çalışmaktadırlar. Öte yanda. tüm dünyada binlerce üstün yetenekli. üstün diplomalı genç insan. elektronik ekranlan başında, günlerini telefonlara asıh olarak geçirmektedirler. Bunlar kutsal "pazar"ın din görevlileridirler. • Para babası dolar milyarderi George Soros, "Piyasalar, her gün oylama yapıyor. Hükümetleri, halkın hoşlanmayacağı ne var ki 'gerekli' önlemleri almaya zorluyor" demektedir. Fransa eski başbakanı ve ekonomik liberalizmin savunucusu Raymond Barre ise, bu yargıya şöyle yanıt veriyor: "Dünya, sadece para kazanmayı düşünen otuz yaşlarındaki bu çetenin eline kesinlikle bırakılamaz." Yeni ekonomik ussallığı yorumlamak, onlann işidir. Hep haklı olan ussallığı. Birinin tek sözü, her şeyi allak bullak edebilir, dolar düşer, Tokyo Borsası yerle bir olur... Finans devieri Bu insan azmanlannın güçlen karşısında devletlenn yapabıleceklen pek bir şey yok. 1994 Aralık ayında patlak veren Meksika finans krizi. bunu açıkça ortaya kovmuştur. Çağdaş ekonomi tanhinde hiçbir ülke yaranna gerçekJeştirilmeyen finans yardımı. Meksika'ya yapılmıştır. Aralannda ABD'nin de yeraldığı yeryüzünün en büyük devletlen, Dünya Bankası. Uluslararası Para Fonu (IMF) 50 mılyar dolar toplayabilırken. önde gelen üç Amerikan emeklilik fonu - bugünkü Big Three- Fidelitly Investments, Vanguard Groupe ve Capital Research and Management, 500 mılyar dolarlık bir rakamı kontrol etmektedir. 1995 Ocak ayında dünyanın önde gelen politik liderleri, Uluslararası Davos Forumu'nda, ekonomik kararlarda etkin 850 uzmanın da katılımıyla düzenlenen toplantıda, bu fonlann yöneticilerinin sahıp olduklan güçler karşısında nasıl korku duyduklannı açıkça dile getirmişlerdi. Bunlann muazzam zengınlikleri. bütünüyle devletlerden bağımsızdır ve coğrafi finansın sibernetık alanında diledikleri gıbi hareket etmektedirler. Bu nitelıklenyle de dünyanın önemli bir bölümünün tabı olduğu yeni bir "aJan" oluşrurmaktadırlar. Bu alanda toplumsal sözleşme yoktur. Ceza yoktur. kendilerine büyük çıkarlar saglaması yönünde dayatacaklan yasalardan başka yasa da yoktur. Para babası dolar milyarderi George Soros, "Piyasalar, her gün oylama yapı\w. Hükümetleri, halkın hoşlanmayacağı, ne \ar ki 'gerekli' önlemleri almaya zorluyor" demektedir. Soros'a göre "salt piyasalar devlet anlamına sahiptir". Eski Fransız başbakanı ve ekonomik liberalizmin savunucusu Raymond Barre'ın yanıtı ise şöyl.e: "Dünya, sadece para kazanmayı düşünen otuz yaşlanndaki bu çetenin eline bırakılamaz." Raymond Barre'a göre "uluslararası finans sistemi, küreselleşmcye ve dünyaya açılan piyasalara karşı müesses olanaklara sahip değüdir". BM Genel Sekreten Butros Gali'nin saptamalan da aynı yöndedır: "Dünya iktidar gerçegi, büyük ölçüde devletm denetimi dışındadır. Küreselleşmeden doğan yeni iktidarlar. devlet vapısının üstüne çıktığı sürece bu kaçınılmazdır." Medya terörü Bu yeni iktidarlar arasında en güçlü ve ürkütücü olan "kitle medyası"dır. Medyalar, düşünceleri denetlemektedir. Kitlesel medya. yeni teknik geüşmelenn de yardımıyla gelenek \e kültürleri. düşünceleri ve tartışmalan altüst etmekte, denetlemekte. devlet yönetimlerinin seslenni duyulmaz hale getirmektedırler. Ikı Fransız denemecisinin saptadığı gibı. "devletten çok daha güçlü gruplar, demokrasilerin en değerli kazanımı olan ilettşimi talan etmektedir". Ne CNN'in Ted Turner'ı, ne News Corporatıon'un Rupert Murdoch'u. ne Microsoft'un Bill Gates'i. ne Fıdelity Investment'ın Jeflrey Vinik'ı, ne China Trusfın Larry Rong'u. ne ATTnin Robert Alten'i. ne de kuşkusuz George Soros. tasanlannı hiçbir zaman "genel bir oylamanın" karanna bırakmamışlardır. Demokrasi onlar için değildir. Onlar kamu mallan, sosyal mutluluk, özgürlük ya da eşitlik gibı kavramlar karşısında kayıtsızdırlar. Onlann gözünde politik iktidar, üçüncü sıradadır. Önce ekonomik iktidar vardır, sonra medyatik iktidar gelir. Bu ıkisine sahip olduğunda -geçen yıllarda Italya'da Berlusconi'nin yaptıği gibı- politik iktidan ele geçirmek. artık sadece bir formalitedir. (*) Le Monde Diplomatique Gazetesi Başyazarı Bir müyardolareden adam G eorge Soros, 5 milyar dolarlık aktifiyle dünyanın en büyük yatuim fonu "Quantum Funds"un basındakı adam. 1992 Eylülü'nde İngiliz lirasının yerle bir edilmesinde önemli rol oynayan ve bu son derece karmaşık "işlemden" kısa bir sürede 1 milyar dolan da cebıne ındiren, paranın kutsal yen Wall Street çevrelerinde "yağmacı-predatteur" olarak adlandınlan "speküJatörlerin" en ünlülerinden biri. Para degişim piyasaları, özellikle de türev ürünleri aracılığıyla spekülasyonun aktif olduğu cephelerden biri haline gelmekte gecikmemişti. Parasal ve finansal istikrarsızlık, finans çevrelerini ve devletleri. işlerin yürümesini güvence altına almanın yanı sıra riskJere karşı da korumak için bir sistem arayışına yöneltmek zorunda bırakmıştı. Aksi halde uluslararası sözleşmeleri, bir süre sonra ortaya çıkması olası parasa! devalüasyonlardan. para kurlanndan ya da faiz oranlanndaki değişimlerden korumak güçleşebilecekti. Bu tür değişimlerden korunmak için türev ve döviz piyasalan gibı piyasalara başvurmak gerekiyordu. Ömeğın muhtemel bir dolar düşüşüne karşı korunmak için türev piyasaların ürünlerinden "opsiyon" satın alınıyor, böylece bir yanda İcaybedilen. öbür yanda sağlanan kazançla dengelenmiş oluyordu. Ama türev piyasalann ürünlen. çok geçmeden, yerleşik. başına buyruk bir piyasaya dönüşmekte gecikmeyeceekti. Faız oranlan ya da döviz kurlanndaki değışımlere karşı bankalar, büyük şirketler ve George Soros'unki gibi "fontor". inanılmaz paralar kazanılan. ender de olsa zaman zaman önemli kayıplara uğranılan bu rulet masasında şanslannı deneyecekti. Ama "yağmacı"1 takımın hepsı. bir hamlede 1 milyar dolan cebe indiren George Soros kadar şanslı ya da usta değildi. Geçen yıl Londra'nın ünlü finans merkezi City'yi sarsan skandalı yaratan Nick Leeson bunlardan biriydi. Finansal konularda uzman olan Leeson, City'nin en eski bankası Barings hesabına çalışıyordu. Tokyo Borsası'nın yükselışe geçeceğı öngörüsüyle 20 milyar frank gibi büyük bir parayla türev piyasalara girmiş, bir anda büyük paralar kazanmayı düşlerken, beklenmedik bir doğa olayı yüzünden elinde avucunda ne varsa kaybetmişti. Evet, gerçekten de Kobe kentini yerle bir eden deprem, salt kenti değil Tokyo Borsasf nı da altüst etmiş, bir çırpıda 4 milyar frank kaybeden Barings. iflasın eşifine gelirken, talihsiz Leeson da hapsi boylamıştı. Nick Leeson, her şeyi en ince aynntısına kadar hesaplamıştı. ama doğrusu tannsal güçlerin işe kanşıp spekülasyon hesaplannı bozacağını düşünmemişti. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Almanya'da, Türkiye'de Domuzlar... Tekirdağ'ın Ferhadanlı köyünde kurulan domuz çiftliği de baskılar sonucu Tekirdağ Valiliği'nce mühürlendi. Do- muz çiftliği mühürlenınce, domuzlarla yavrulan, çiftliğin bitişiğindekı bahçede, kann yağmurun aitında, açık ha- vada kaldılar. Tekirdağ Valısi Şenol Engin, yıne de iyi adammış. Do- muzlan çiftlık damına kilitleyip, üstlerinden mühürletme- miş. Eski Çanakkale, şirrtdı Sakarya Valisi Erdinç Büyû- kakalın öyle yapmamıştı. Domuzlar içerideyken dışan- dan mühürletmış, domuzlar, yavrulan açlıktan, susuzluk- tan ölmüşlerdı. Böyle bir başanyı, ancak böyle yönetici- ler becerebilirdi. Çiftlik damında açlıktan ölen domuz yav- rulannın ıskelet resimlennı görmüştüm. Geçmiş yüzyılla- nn kalıntısı iskeletler gibiydiler. Devlet de böyle kişileri va- !ı filan yapıp, çalıştınyor. Bunlann kime ne hayırlan olur ki? Becerikli valı, bununla yetinmiyordu. Çanakkale Valili- ğı sırasında, Bıga'nın Kahvetepe köyünde, kendi başla- rına, babalannın tapulu malı üstünde domuz çiftliği kur- maya heveslenen kan-koca Mediha Tavukçu ile Yusuf Tavukçu'yu mutsuzluğa süriikledi, yaşamlannı kararttı. Domuzlannın ölümü üzenne koca Yusuf Tavukçu, üzün- tüden beyin kanaması geçırdi; yıllardır lyileşemedi. Dile- yen durumu kendilerine sorabılir (Telefon: 286/316 11 39). "Vali Erdinç Büyükakalın, bununla yetinmiyordu" de- dım. Çanakkale'de, güvenlikfe görevli bir genç komiser vardı. Cumhuriyet okurdu, özellikle Kahvetepe domuz çiftliğindeki domuzlann öyküsünü. Valı, birkaç yol uyar- dı: - Okuma şu Cumhuhyet'i diyonım sana, bak iyi olma- yacak bunun sonu... Genç komiser, Curnhuriyet'i de "Ankana /Vof/an"nı da okumayı sürdürdü. Vali, Çanakkale'den aynlmış mıydı neydi, bir de gördü kı vali bey, siciliyle oynamış. Genç ko- miser iki yıl yükselemeyecek. Danıştay'a gitti, davayı ka- zandı. Yıtirdıği haklannı aldı! Bir rastlantı sonucu tanıdım onu. - Ekmekçi siz misiniz dedi. Sizin yüzünüzden ikiyıl ter- fi edemedim! Insanın, "Böylepolislerde varmış"d\yeceğ\ dürüstlük- te bir kişi. Gelelim, Tekirdağ'daki domuz çiftlığine; çiftlik Ferha- danlı köyünden Ali Yaman'ın; iki oğluTayyip ile Vahit ba- balanna yardım edıyorlar. Mühürlenen çiftliğin bahçesin- de 70 dolayında domuz var. Kesım zamanı gelenleri, Ali Yaman ile çocuklan Istanbul'a kesime götünjyortar. Do- muz etının kilosu 70 bın lira, sudan ucuza gidryor. Domu- zuna sömürü bu da. Ali Yaman, ışın arkasını bırakmadı. Domuz çiftliği mü- hürlenınce, Edirne'de bulunan Idare Mahkemesi Baş- kanlığı'na başvurarak yürütmenin durdurulmasını, valilik karannın kaldınlmasını ıstedi. Ed/rne Idare Mahkemesi, yönetimin savunmasını istedi. ll adına savunmayı imza- layan Vali Yardımcısı SeSahattin Alpdoğan, savunmanın bir yennde şöyle dedi- "... Bu durumun insan ve çevre sağlığı açısından sa- kıncalı olduğu sebebiyle, Ferhadanlı köyü sakinlerince şi- kâyette bulunulmuştur..." Tekirdağ Valı Yardımcısı Selahattın Alpdoğan'ın gön- derdiğı savunmadan sonra Edime Idare Mahkemesi, Ali Yaman'ın "yürutmeyidurdunva" ıstemıni reddetmiş. Ip- tal ıstemı sürmekte. Domuz çiftliği sahibı Ali Yaman, şun- lan söyledı: "Köyün muhtan ile il sağlık müdürü valiyiyanıltıyoriari" Ali Yaman, Edirne'den bir savunman buldu. Savun- man Zeki Geliş Ali Yaman'ın "domuı çiftliği" davasını izlıyor. Geçen yıl mart ayında Almanya'ya gftmiştim. Berlin|de "özgür Üniversite"yt arkadaşım, öğrencim Hasan Öz- kan'la dolaşıyorduk. Bir ara üniversitenin domuz çiftliği- nı de gezdik. Başlannda bir baytar vardı, bize bilgiler ve- riyordu. Domuzlannı ne çok sevıyordu. Şaşınp kaldım. Domuz yavrulan ayn bölmedeydiler. Domuz yavrulan, okul çocuklan gibı kendı aralannda oynuyorlar, eğleniyor- lardı. Sankı böylece bir kişilık kazanıyorlardı. Yerlerterte- mizdı. Hanı yağ dök yala derler; öyle. Domuz çiftliğinin yanında, atlar, sığırla'r, koyunlarla ilgili bölümler vardı. Üni- versite. belırlı sürelerde, öğretim üyelenne rsteyene do- muz, isteyene koyun olmak üzere, dağrtıyordu. Hasan Öz- kan, domuzlara "Alman kuzusu", koyunlara da "Türkku- zusu" diyordu. Türkiye'de olanlara ne demeli? Sanki Türkiye'de değil, Iran'da ya da Suudi Arabıstan'da mısınız belli mi? Ali Ya- man'dan yakınanlar, yaşlan altmışı aşmış, "din elden gi- dıyor" diyen takımındanmış! Tekirdağ Valisi Şenol En- gin'in konuya el koymasını bekliyorum. Jandarmanın "Bi- ze valilik emirvenyor" demesi, valiyi yaralıyor. Valı Engin, bu uygulamayı sürdürürse, onun domuz çiftliklerinin yo- ğun olduğu gümrük biriıği ülkelerine yollanmasını iste- mekten başka yol var mı? Oralan görürse, belki Türki- ye'de daha güzel domuz çiftlikleri kurulabilir! Türkiye'de domuz olmaktansa, Almanya'da domuz ol- mak en iyısi mi? • • • Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eşi Ayşe Leman Karaosmanoğlu (95) dün Ankara'da toprağa verildı. Bir tanh göçtü. Bir gün Leman Hanım'ı yazmayı düşünüyo- rum... Cumartesı arkadaşlanmızdan Prof. Ali Fuat Cesur'u da toprağa verdik dün. Ceyhun Atuf Kansu, Necdet Öz- demir, Erdoğan Erman (Halaoğlu) ıle Tahsin Saraç'tan sonra cumartesi arkadaşlan, Ali Fuat'la altıncı arkadaş- lannı da yıtirdiler Geçen haftalarda, "Cumartesi toplan- tılannın" 28. yılı kutlanmıştı!.. Ali Fuat Cesur'un bende bir armağanı var, bir çift eldi- venin teki. Öbürtekıni yrtirdim! BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 Barings'i batıran Nick I A-oson. Singapur Havaalam'nda yakalandı. SOLDAN SAĞA: 1/Halkdilındeçay demlığıne ya da 1 küçük güğüme ve- o rilen ad. 2/ Os- ' manlı ordusunda 3 ve donanmasında hafıf piyade aske- 4 n... Minare, kub- g be, sancak direği gibı yüksek şey le- 6 nn tepesmde bulu- -, nan süs. 3/Bota- nikte köksap... 8 Düz ve genış ara- zı.4/Osmanlıdev- " letınde en büyük yönetim bi- rimi... Uğraş. 5/ Su... "Sâkı- yâ câmında nedır bu —- / Kıldı bir katresı mestâne be- ni" (Dertlı). 6/ Ilgeç... Isra- il'in plaka işareti. 7/Daha iyi, daha üstün... Vanlmak ıstc- nen bir amaca doğru geçıl- mesi gerekli dönemlerden her biri 8/ Franz Kafka'nın bir romanı. 9/ Evenn ön ve arkasındakı çıkıntılı bölüm... Mektup. VUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Müslümanlarca kutsal sayılan Mekke ve Medıne kentle- nne venlen ortak ad. 2/ Pierre Loti'nın bir romanı. 3/ Kü- çük bal teknesi... Kaynatılarak çok koyu duruma getinlmiş pekmez. 4/ Omuza takılan işaretlı parça... Hayat arkadaşı. 5/Değme,dokunma...Balık yakalamaaracı. 61 Uzaklık işa- reti... Memelılerde asalak olarak yaşayan ıpsı solucan. 7/Te- lefon sözü... İyi terbiye edilmemiş, vahşı binek hayvanı. 8/ Okul. kışla gibı yerlerde hastalar için aynlmış bölüm... Te- melı taklıde dayanan sözsüz oyun. 9/Tahıl, kepek ve keten tohumu kanşımından oluşan at yemı... Kabartma bir figür oluşturacak biçimde yontulmuş değerli taş.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear